Connect with us

Tunç Soyer: “İklim Kriziyle Mücadelede İzmir, Dünyada Önde Gelen Şehirler Arasında”

Yayın tarihi:

-

Ege Ekonomiyi Geliştirme Vakfı ve Özgencil Grup iş birliği, İzmir Büyükşehir Belediyesi destekleri ile bu yıl 5’incisi 8-12 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek Ege Ekonomik Forumu’nun ilk günü açılış konuşmalarını İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Tunç Soyer, TOBB Yönetim Kurulu Üyesi ve İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi veEge Ekonomiyi Geliştirme Vakfı (EGEV) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Susam gerçekleştirildi.

İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, medeniyet tarihinin boyunca insanla doğa arasındaki mücadeleden ibaret olduğunu belirtirken, “İnsan ne zaman bu mücadeleyi kazandığını sandı. Aslında zaman kaybetti.” dedi. İnsanoğlunun kazandığı yerde kaybettiğininin altını çizen Köşger, “Kazandığımız yerde kaybetmiş olduğumuz konular var. Bu da onlardan birisidir. Doğaya karşı mücadelede üstün geldiğimiz noktada doğa, bize dönüp bir takım şeyler söylemeye başladı. İklim krizi de budur aslında.” sözleri ile doğa ile insan arasındaki ilişkiye dikkat çekti. Köşger, yatırımlardan planlamalara atılacak bütün adımların iklim krizi gerçeğini göz önünde bulundurup planlamak gerektiğini vurguladı.

“İzmir,İklim Kriziyle Mücadelede Dünyada Önde Gelen Şehirlerden”

Glasgow’da gerçekleştirilen COP26 Zirvesi’nde İzmir’i temsil eden, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, buluşmanın belki de insanlık tarihinin en önmli buluşmalarından biri olduğunu belirtti. Küresel iklim krizinin katlanarak büyüdüğünü, bu krizi çözmek için atılan adımların yetersiz olduğunu belirten Soyer, “Glasgow’da şunu gördüm. İnsanlık iklim krizini kırıntılar vererek çözemeyeceğini anlamış durumda. Doğayla ilgili meseleler yakın bir zaman öncesine kadar onlarca konudan herhangi biri belki de en önemsiziydi. Zirvede gözlemlediğim şey bu durum tümüyle tersine dönmesi oldu.” dedi. Doğayla uyumlu bir uygarlık kurmanın artık insanlığın en temel konusu haline geldiğini vurgulayan Soyer, Türkiye’nin, Ege Bölgesi’nin ve İzmir’in bu değişimin gerisinde kalma şansı olmadığını hatırlattı.

Yapılan çalışamların İzmir’i iklim kriziyle mücadelede daha şimdiden dünyanın önde gelen şehirleri arasında yer almasını sağladığını söyleyen Soyer, görevi süresince bu konudaki kararlılığını artırarak sürdüreceğinin altını çizdi. Krizi aşmanın iki yolu olduğunu ekleyen Soyer, “İklim krizi bir entelektüel tartışma konusu değil, iklim krizi bir afet, üstelik diğerlerinden farklı olarak “ben geliyorum!” diyenbir afet. Bu krizi aşmanın iki yolu var. Birincisi, dünyadaki diğer şehirlerle uyum içerisinde olmak; ikincisi ise, kendi şehrimizde dayanışma ile hareket etmek.” dedi.

“Sorunların Çözümünden Teknoloji Ortak Bileşen”

İklim değişikliğinin şiddetlendirdiği doğal afetler nedeniyle çok ciddi boyutta hem maddi hem de manevi zararlarla karşılaşıldığını belirten TOBB Yönetim Kurulu Üyesi ve İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, “Doğa-ekonomi-ekosistem ilişkisi konusunda, pandemi öncesi döneme kıyasla daha gerçekçi bir tabloyla yüzleşiyoruz. Pandemiden çıkış sürecinde, ekonomi-ekosistem ilişkisine ait sorunlarla yüzleşirken, çözüm yolu arayışlarının hemen hepsinde teknoloji kullanımının ortak bileşen olacağını öngörüyoruz.  Sorun olarak ekolojik kriz ve çözüm olarak teknoloji bileşeni önümüzdeki birkaç yılın ana gündemi olmaya devam edecek. Doğa-ekonomi-ekosistem ilişkisini sürdürülebilir iş yapma biçimlerine dönüştürmek ve dünyamızın geleceğini güvence altına almak adına “Yeşil bir gelecek için şimdi” çağrısında hem fikir olmalı ve ortak bir yanıt vermeliyiz. Bu çerçevede, küresel ölçekte yeşil dönüşümü hedefleyen Paris İklim Anlaşmasının ülkemiz tarafından da onaylanmasından dolayı memnuniyet duyuyoruz.” dedi.

Z Kuşağı, Diğer Kuşaklara Göre Sürdürülebilirliğe Daha Çok Önem Veriyor

Üretici ve ihracatçıların sürdürülebilirlik mottosuyla, yeşil üretime yatırım yaparak son 1 yıllık dönemde 15,8 milyar dolar dövizi Türkiye’ye kazandırdığını söyleyen Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, “Ege Bölgesi yenilenebilir enerji ve yenilenebilir enerji ekipmanları üretimi konusunda Türkiye’nin lideri konumunda. Yenilenebilir enerji yatırımları için yasal mevzuat sadeleştirilmeli ve yatırımcıyı caydıracak bir unsur olmamalıdır.” dedi. Bugün kullanılan elektriğin yüzde 18’inin yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlandığını, Türkiye’nin bu rakamı katlayabilecek potansiyele sahip olduğunu belirten Eskinazi, “Tüketicilerimiz, özellikle de Z kuşağı tercihleriyle yeşil bir dünyaya giden yolu inşa ediyorlar. Z kuşağı sürdürülebilirliğe verdiği değerle diğer kuşaklardan ayrılmakta, sürdürülebilirliği satın alma tercihlerinin merkezine koymakta. McKinsey & Company’ye göre, Z kuşağı tüketici grubu şu anda küresel tüketicilerin yüzde 40’ını ve sadece ABD’de 150 milyar dolarlık harcama gücünü oluşturuyor. Uluslararası pazar araştırma şirketi Euromonitor’a göre Z kuşağı, 2030 yılına kadar dünya çapındaki en büyük tüketici segmentini oluşturacak.” sözleri ile Z kuşağını kazanmanın, birçok markanın ve perakendecinin salgın sonrası planları için hayati önem taşıyacağını hatırlattı.

“İzmir ve Ege Bölgesi, Paris İklim Anlaşması’nın Türkiye İçin Uygulayıcısı Olmaya Talip”

Ege Ekonomiyi Geliştirme Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Susam Forum için 1 yıl öncesinden konuların tespitine başlanarak Forum için çok detaylı ve güncel bir hazırlık çalışması yapıldığını belirtirken, “Bu anlamıyla forum, bu yıl “Yeşil Bir Gelcek İçin Şimdi” mottosuyla düzenleniyor. Ancak Glasgow’da da bugün benzer konular konuşuluyor. Peki biz bu forumla neye talibiz? Bizler, bu forumla; Türkiye’nin imzaladığı Paris İklim Anlaşması’nın Türkiye adına uygulayıcısı ve temsilcisi olmaya hazırız. Ege’nin bu görevi en iyi şekilde yerine getirebileceğine yürekten inanıyorum.” dedi.

Hurda Kağıdın Tekrar Kullanımı; Su Kirliliğini %35, Su Kullanımını %45 Azaltıyor

Açılış konuşmalarının ardından, İzmir Sanayici ve İş İnsanları Derneği oturum sponsorluğunda   ‘Kırılgan Dünyamızı Nasıl Koruyacağız?’ oturumu, İzmir Sanayici ve İş İnsanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Küçükkurt’un açılış konuşması ile başladı.

Bilgi dahil her şeyi büyük hızla tüketen bir toplum haline dönüştüğümüzü belirten Küçükkurt, “Geleneksel uygulamalarla teknolojik gelişmeler arasında sıkışıp kalmış bir zaman dilimindeyiz. İşte bu durum sürüp giderken dünyamız değişiyor, doğal kaynaklarımız, su kaynaklarımız tükeniyor, kirleniyor. Deniz bitiyor…. İnsanlar, yeryüzü biokütlesinin binde birini oluşturuyor, fakat gezegenin üzerindeki etkimiz dramatik derecede orantısız. Son zamanların 250 yılına şöyle bir bakıldığında atmosfere 400 milyar ton kadar karbonun eklendiğini görebiliriz ve bu miktarın yarısı 1980’li yıllardan başladığını görmek dehşet verici. Dünya tarihinde hiçbir organizma çevreyi bu kadar çabuk değiştirmedi.” dedi.

Türkiye’deki katı atık miktarının 32 milyon tona ulaştığını, bunun ancak yüzde 15-20’sinin geri dönüşüme girdiğini, ve bundan yıllık 5 milyar dolar ciro elde edildiğini belirten Küçükkurt, “Türkiye’de toprağa gömülen geri dönüştürülebilir atıkların değeri ise 15 milyar TL’nin üzerinde. Atıkların ham madde olarak değerlendirilmesi ile hurda kağıdın tekrar kağıt imalatında kullanılması hava kirliliğini yüzde 74 ila 94 oranında, su kirliliğini yüzde 35 ve su kullanımını da yüzde 45 azaltmakta.” sözleri ile dönüşüm sektörünün olumlu etkilerine dikkat çekti.

İklim Değişikliğinin Gelişmekte Olan Ülke Başına Yıllık Uyum Maliyeti 70 Milyar Dolar

Açılış konuşmasının ardından başlayan, Bosphorus Enstitüsü Başkanı Dr. Bahadır   Kaleağası’nın modere ettiği “Kırılgan Dünyamızı Nasıl Koruyacağız?” başlıklı oturumda ilk sözü alan Yaşar Holding Kurumsal ve Dış İlişkiler Başkan Yardımcısı İsa Çoşkun, iklim krizinin bir varoluş meselsi olduğuna dikkat çekti. “Türkiye olarak bu anlaşmaya taraf olmamız, 2053 yılı için net 0 arbon hedefini koymamız ve statejilerimizi Yeşil Mutabakat Eylem Planı ile desteklemesinin, iklim krizi ile müdacede kapsamında kararlı ve değerli adımlar olarak görüyorum.” diyen Çoşkun, son 5 yılın 3 yılında dünyanın şu ana kadar ölçümlenen en yüksek sıcaklık ile yüzleştiğini hatırlattı. Bu durumun yangın, sel gibi felaketlerin yanı sıra, kuraklığa, üretimde kayıplara ve üretim verimliliğinin azalmasına neden olduğunu vurguladı. İklim risklerinin yatırım ve planlama ve stratejilere dahil edilmesi gerektiğini belirten Çoşkun, “UNDP’ye göre iklim değişikliğinin sadece gelişmekte olan ülkelere etkisi yıllık 70 milyar dolarlık bir uyum maliyeti çıkarıyor. 2050’ye kadar bu maliyetin yıllık 500 milyar dolara ulaşabileceği belirtiliyor.” dedi.

Türkiye, Son 25 Yılda Ekili Buğday Alanından 3 Milyon Hektarı Kaybetti

Boğaziçi Üniversitesi, İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nden Doç. Dr. Barış Karapınar iklim değişikliğinin farklı etki kanallarına dikkat çekerken, konuşmasında tarım üzerindeki etkilerine odaklandı. Kuraklığın, en önemli etki kanallarından biri olan aşırı iklim olayları arasında yer alıdığını belirten Karapınar, son yıllarda dünyada genelinde aşırı iklim olaylarının yüzde 300 arttığını, bunun ise dünyaya maliyetinin 350 milyar doları bulduğunu belirtti.

Son 25 yılda kuraklığın kuraklıklar ciddi anlamda arttığını ve tarımın yoğun derecede bundan etkilendiğini belirten Karapınar, “Türkiye’de son 25 senede buğday alanında yaklaşık 3 milyon hektarlık azalma var. Bunun 1 milyon hektarı direkt iklim değişikliği nedenli. Küresel ısınmada 1 derecelik ısı artışı ise buğdayda yaklaşık yüzde 6 ile 7’lik verim kaybına neden oluyor.” sözleri ile aşırı iklim olaylarının tarıma etkisini yalnızca buğday üzerinden bu rakamlarla açıkladı. Karapınar, mevcut durumla bir yandan mücadele edilirken, diğer yandan da özellikle Ege Bölgesi’nde; finans temelleri oturmuş ve yatırım kaynakları ayrılmış uyum faaliyetlerinin hızla yürürlüğe konmasının altını çizdi.

Son 40 Yılda Toprağın Yüzde 37’si Erozyon ile Kayboldu

Farm Urban Kurucu Ortak ve Direktörü Dr. Paul Myers ise insanlığın doğa ile olan bağını kopardığını, yarım milyar yaşındaki dünyamızı çok kısa sürede mahvettiğimizin altını çizdi. “Toprak erozyonu muazzam miktarda. Son 40 yılda toprağımızın yüzde 37’sini kaybettik. Diğer yandan gıda sisteminin ürettiği sera gazı emisyonları için de ürkütücü rakamlar var. Gıda sistemini bir bütün olarak ele aldığımızda, küresel toplam emisyonun yüzde 37’sinin gıda sistemleri olumsuz etkisi söz konusu.” diyen Myers, gıda sistemleri aracılığı ile 2030 yılına kadar hedeflenen emisyon azaltımının yüzde 20’sinin karşılanabileceğine dikkat çekti.

Paris İklim Anlaşması Çerçevesinde Daha Çok Adım Atılmalı

2030 yılında, bugünkü 1,5 derece senaryosunda kaçışın pek mümkün olmadığını ancak yavaş yavaş 1,4 dereceye düşürülmesinin öngörüldüğünü hatırlatan EBRD Yeşil Ekonomi ve İklim Eylemi Yöneticisi Emre Oğuzöncül, “Mevcutta yer alan hükümetlerin iklim politiakaları, ulusal katkı beyanları doğrultusunda en iyi tahmin 2100’e gelindiğinde küresel ısınmanın 2.7 dereceye ulaştığı senaryo. Paris İklim Anlaşması’nın 1,5 derecelik hedefi göz önüne alındığında hem politika hem uygulama alanında çok adım atılması gerekiyor. Ulusal katkı beyanlarının, eylem planlarının güncellenmesi ve daha iddialı hale gelmesi gerekiyor.” dedi.

Güneş, Her Gün Dünyaya, İhtiyacı Olan Enerjinin 10 Bin Katını İletiyor

İzmir Kent Değerlerini Koruma ve Geliştirme Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Yüce, sorunların nereden kaynaklandığının artık bilindiğini, bir mutabakat da olduğunu ve çözüm için de adımlar atılmaya çalışıldığını hatırlatırken, “Bunların arkasında temiz enerji yaklaşımı yatıyor. Sadece güneş enerjisi ile ilgili, güneş enerjisi dünyaya her saniye aslında 107 bin terrawat enerji sunuyor. Yani dünyanın bugün ihtiyacı olan toplam enerjinin 10 bin katı anlamına geliyor.” dedi. Yüce, yakın zamanda açıklanan bir araştırma sonucuna göre Dünyada 150 milyon konutun sadece çatılarına bugünkü güneş enerjisi teknolojisi ile kurulan sistemlerin, dünyanın toplam enerji ihtiyacı karşılayabileceğini belirtti.

“Philsa’nın İzmir Tesisi 2025 Yılına Kadar Karbon Nötr Olma Hedefinde”

Philip Morris International’ın (PMI) dünya genelindeki tüm fabrikalarında 2040 yılına kadar tarladan tüketiciye geçen tüm süreçlerde karbon nötr olma hedefini ortaya koyduğunu hatırlatan Philip Morris/Sabancı Genel Müdür Yardımcısı Zeynep Güney Altıntaş, “Philip Morris/Sabancı’nın İzmir Torbalı’daki üretim tesisi Philsa’da ise hedef daha yakın. Philsa’nın hedefi sınırları içerisindeki tüm süreçlerde 2025 yılına kadar karbon nötr olmak.” dedi.

Sera gazı azaltım inisiyatifleri kapsamında Philip Morris/Sabancı olarak attıkları adımlara örnekler veren Altıntaş, sözlerine şöyle devam etti: ‘’Sıfır kayıp için izleme/ölçme yapıyor ve buna uygun tedbirler alıyoruz. Ekipman verimliliğimizi arttırıyoruz. Temiz teknoloji yatırımlarıyla enerji dönüşümü sağlama yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Örn., elektriğimizi yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlıyoruz. Daha fazla yenilenebilir enerji yatırımlarını da planlıyoruz. Rüzgar türbinleri, güneş panelleri koyacağız. Çalışanlarımızla ve STK iş birliğinde büyük bir seferberlik içinde projeler yürüterek farkındalıkları geliştiriyor, davranış değişikliğine öncü oluyoruz. Tüm bu inisiyatiflerin gerçekleşebilmesi için kurumsal ve toplumsal bilincin oluşmasının önemi çok büyük, bu nedenle Ege Ekonomik Forum gibi platformların etkili gücüne inanıyor, iş birliklerini önemsiyor ve bu doğrultuda çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”

Devamını oku
1 Yorum

1 Yorum

  1. Hüseyin ERCAN

    9 Kasım 2021 at 18:17

    İZMİR, İklim Kriziyle Mücadelede, Dünyada Önde Gelen Şehirler Arasında imiş.
    İzmir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir’i ve kendisini, iklim krizi ile mücadelede Dünyada ön sırada görüyor. İzmir’in, BM Dünyanın en kirli 100 şehri arasındaki yeri devam ediyor.
    1-3 Ekim 2019 MARUF Marmara Urban Formu, ULAŞIM ve HAREKETLİLİK oturumu yapıldı.
    İZMİR BELEDİYESİ, Oturuma WRI World Resource Institute (Rockefeller, MacArthur Fondation’ un 1982 yılında 150 Milyon USD kurduğu Çevre Kuruluşu. Çevreyi kirleten, yıkan onlar, çevreyi koruma söylemi ile göz boyama planları da var. İkiyüzlü bir davranış. Onların sorunu.
    Sizin, İzmir Belediyesinin WRI oturum başkanlığında Ulaştırma konusunu, Temiz Enerji ve BM Çevre Programını dikkate almadan, Bisikleti çözüm gösterip hedef yanıltmanızın nedeni nedir.
    MARUF 2. Günü, İstanbul BB Temsilcisinin benzer tutumu ve WRI yakınlığı devam etti. IDO ve Deniz Kirliliği konusu hafife alındı, Marmara Denizinde Müsilaj ortaya çıkması görülmedi ve küçümdendi.
    AKP’nin, dikey bina ihanetine karşıyken, GWC Global World City ile (Rockefeller ve Rothchild’in Kuruluş ve Bankaları) İzmir’de Global binalara devam, Çevre ve Şehir Mimarisini kirletiyor.

    BM Çevre Programı ve Paris Antlaşması ile Petrol, Kimya, Karbon kirli enerji yerine temiz Rüzgar, Güneş, Akarsu ve Hidrojen enerjisini taşımacılık, evler ve sanayide kullanmanın gereği yapılmıyor.
    Şehrin Kirliliği, petrol, karbon, petrokimya, kimyasal atıkların ve global binaların sonucu.
    Deniz araçları, petrol ve yağ atıkları denizlerde müsilaj oluşması devam ediyor.
    Petrol Rafinerileri, petrokimya tesisleri, küresel binalar tröstleri, bankaları ve örgütleri ile ülke ekonomileri ve şehirlerini, çıkar işbirlikleri ile dünyayı kirletmeye devam ediyor.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Düşük Karbon Kahramanları Ödüllendirildi

Yayın tarihi:

-

Yazar

Düşük Karbon Kahramanları Ödüllendirildi

Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği Karbonsuz 9. İstanbul Karbon Zirvesi’nde kuruluşların yeşil, dijital, döngüsel dönüşümlerinde çevresel, sosyal ve yönetişimsel sürdürülebilirlik göstergelerini güçlendiren karbon yönetimi başarılarını, sera gazı azaltım uygulamalarını ödüllendirdi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ana desteğinde Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) “İklim Değişikliği Kaynaklı Riskler, Fırsatlar ve Karbon Ticareti” teması ile Karbonsuz 9. İstanbul Karbon Zirvesi’ni 6-7 Mayıs 2024 tarihlerinde yüksek paydaş katılımıyla gerçekleştirerek en iyi karbon yönetimi başarılarını ödüllendirdi.

Yeşil, dijital, döngüsel dönüşümde karbon yönetiminin yeşil akçesi

İTÜ Öğretim Üyesi ve SÜT-D Başkanı Prof.Dr. Filiz Karaosmanoğlu “İş dünyasının yeşil, dijital, döngüsel değişmek için dönüşüm yolunda, düşük karbon ekonomisinde ilerleyen, sektörlerinin lider kuruluşları ile banka üst yöneticileri Karbonsuz 9. İstanbul Karbon Zirvesi’nde iklim değişikliği mücadelesindeki risk ve fırsatları, azimli, kararlı olma ve adil geçiş süreci gerekli diyerek irdeledi. Karbon ticaretinin yeşil akçe gücü QS Dünya Üniversite Sıralamaları: Sürdürülebilirlik 2024 genel sıralaması çevresel etki kategorisinde Türkiye’de 1. olan İTÜ Ayazağa Yerleşkesi’nde ortaya konuldu. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Başkanı Prof.Dr. Halil Hasar’a, oturum başkanlarımıza, konuşmacılarımıza ve yüksek paydaş katılımı başarımız için delegelerimize hassaten teşekkür ederek Zirve Sonuç Raporu ve Sunum E-Kitabı çalışmamızı yapıyoruz” bilgisini verdi.

Karbonsuz karbon zirvesi gerçekleştirildi

Prof.Dr. Filiz Karaosmanoğlu Türkiye’nin ilk ve tek “ISO 20121 Sürdürülebilir Etkinlik Yönetim Sistemi” belgesine sahip SÜT-D olarak misyon ve vizyon tanımlarımıza uygun karbon yönetimi kapasite artışı için toplumda yaygın etki yaratmayı öncelikliyoruz. ST Climate desteğinde “Karbon Nötr” etkinliğimizi gerçekleştirerek “Karbonsuz Karbon Zirvesi” olduk” vurgusu yaptı.

YÖM Karbonsavarlar Takımı

SÜT-D’nin çocuklara ulaşarak sürdürülebilir yaşam kültürü kazandırılması hedefi için her yıl bir okulun öğrenci, öğretmen ve velileriyle ilerleyerek karbonunu iyi yöneten nesiller yetişmesine katkı verdiğini belirten Prof. Karaosmanoğlu, SÜT-D 2024 Küçük Karbon Kahramanı YÖM Göztepe İlkokulu Karbonsavarlar Takımı gösterisini alkışlayarak gurur duyduk, umudumuz arttı dedi.

SÜT-D Düşük Karbon Kahramanları

Prof. Karaosmanoğlu “Sürdürülebilir üretim, tüketim ve hizmette karbon yönetimini mükemmel başaranları, iklim değişikliğine karşı uğraş verenleri desteklemeyi ve böylece toplumda konunun bilinirliğini yüksek paydaş katılımı ile artırmayı amaçlayan SÜT-D, sürdürülebilirlik yönetimi üst başlığında başta çevresel göstergelerinde olmak üzere sosyal ve yönetişimsel göstergelerine yansıyan sera gazı azaltımı başarılarını ödüllendirmekte. Yarışma ile takdim edilmeyen, adayların birbiri ile  karşılaştırılmadığı bu ödül için adaylar yanı sıra, SÜT-D’nin sektörel izlemesi ile belirlenen kişi ve kurum başarıları da değerlendirilmekte bilgisini vererek, bu yıl aday sayısı rekorumuzu kırdık. 27 kuruluşun başarılarını ödül sunma gerekçemizi törende ayrıntılandırarak marifet iltifata tabidir diyerek ödülle taltif ettik. Ödül takdimimizi İTÜ Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Şule Itır Satoğlu yaptı. AKBAŞLAR Tekstil; AKSA Doğalgaz; AYDEM Enerji; BARAN Teknoloji; CFN Kimya; DURACELL; ENDA Enerji; ENERJİSA Üretim; EPİAŞ; ESCON; FİBA Yenilenebilir Enerji; GALATA Wind; ITC; İSTAÇ; KALYON PV; OEDAŞ; PETRONET; PETROL OFİSİ; POLİSAN; SCHNEIDER Electric Türkiye; SOCAR Türkiye  Ar-Ge ve İnovasyon; TAYRAŞ; TİM; TÜRK TELEKOM; VESTEL; ZORLU Enerji SÜT-D 2024 Düşük Karbon Kahramanları ilan edildi. SÜT-D seçimimiz İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri (İMMİB) oldu. İMMİB’i üretim-ihracat ikilisi için tartışılamaz kritik konumlu karbon yönetimine dair teknik doğru ve anlaşılır Türkçe ile web sitesindeki bilgilendirme, sosyal medya kullanımı ve Avrupa Birliği Bülteni çalışmalarıyla yarattığı “İklim Dostu İletişim” yüksek  yaygın etkisi için ödüle  layık bulduk diyerek paydaş etkimiz için gururumuz olan kahramanlarımızı canıgönülden kutluyor, düşük karbon ayak izli, mutlu, sözün özü gezegen dostu yaşam diliyoruz açıklamasını yaptı.

 SÜT-D 2024 DÜŞÜK KARBON KAHRAMANLARI

AKBAŞLAR Tekstil: Ak Kestaneli Yıkama Sabunuyla Yeşil Proses

AKSA Doğalgaz: Doğal Gaz Yeşilleniyor

AYDEM Enerji: Daha Fazla Rüzgâr, Daha Fazla Yeşil Güç

BARAN Teknoloji: Serbest Soğutmayla Yüksek Verim, Düşük Karbon Ayak Izi

CFN Kimya: Daha Az Su, Daha Az Karbon

DURACELL:Sürdürülebilirlik Eğitim Programı

ENERJİSA Üretim: Yerinde Enerji Üretimi

EPİAŞ: Aracınız Için Yenilenebilir Enerji, Hepimiz İçin Sürdürülebilir Gelecek

ENDA Enerji:Proseslerimizde İyileştirme ve Verimlilikle Geleceğimizi Koruyoruz

ESCON: Esco4Zero İle Enerji Karbon Ayak İzini Azalt

FİBA Yenilenebilir Enerji:Rüzgârın Esintisi,Güneşin Işığı ile Geleceği Yeniliyoruz

GALATA Wind: Güneş ve Rüzgârın Gücü Bir Arada: Hibrit Enerji Vizyonumuz

ITC: Biyogazdan Doğan Atık Isının Gücü

İMMİB: İklim Dostu İletişim

İSTAÇ: Mutfağınızın Atığı, Toprağın Besini

KALYON PV: Enerjiyi Geri Kazandıran Akıllı Yonetim

OEDAŞ: Ardımızdaki Tek İz, Dünyaya İyiliğimiz

PETRONET: Akıllı Villalarda İklim Dostu Yaşam

PETROL OFİSİ: Tesislerimiz Güneşleniyor, Karbon Ayak İzimiz Düşüyor

POLİSAN: Enerji Verimli Sorumlu Üretim, Güçlü Gelecek

SCHNEIDER Electric Türkiye: Akıllı Fabrika İle Sürdürülebilir Gelecek

SOCAR Türkiye Ar-Ge ve İnovasyon: CO2Fokus

TAYRAŞ: İleri Dönüşüm, İyiye Dönüşüm:TIDRABASE

TİM:GreenTİM

TÜRK TELEKOM:Yapay Zeka İle Akü Planlaması

VESTEL: Ekotasarım Ambalaj Çözümleri ile Sürdürülebilir Paketleme

ZORLU Enerji: Yeşil Adım,Temiz Gelecek:JIDEP

Devamını oku

Enerji Depolama Sistemleri

POMEGA ve VARTA Storage Arasında İş Birliği Anlaşması

Yayın tarihi:

-

Yazar

POMEGA ve VARTA Storage Arasında İş Birliği Anlaşması

VARTA AG’nin bir iştiraki olan VARTA Storage GmbH ile KONTROLMATİK Teknoloji Enerji ve Mühendislik A.Ş.’nin bir iştiraki olan Pomega Enerji Depolama Teknolojileri, sektöre öncülük edecek bir iş birliği kurmak üzere Mutabakat Anlaşması (MoU) imzaladı. Pil ve batarya sektörünün öncü isimleri VARTA Storage GmbH ve POMEGA Enerji Depolama Teknolojileri, çığır açacak bir iş birliğini hayata geçirecek.

Yüz kırk yıla yakın süredir batarya sektörünün lider markalarından biri olarak varlığını sürdüren VARTA AG, mikro bataryalardan tüketici ürünlerine kadar geniş bir ürün yelpazesine sahiptir. Türkiye’nin ‘enerji depolama’ konusunda en önemli şirketlerinden birisi olan ve LFP (Lityum Demir Fosfat) batarya teknolojisi alanında uzmanlaşmış olan POMEGA Enerji Depolama Teknolojileri ise, Türkiye’de yerli üretim yoluyla çeşitli sektörlerde kullanılan yenilikçi depolama çözümleri sunuyor. POMEGA, aynı zamanda Çin’den İtalya’ya kadar uzanan geniş bir coğrafyada LFP batarya üretiminde tek ve öncü özel sektör girişimi konumunda bulunuyor

İki şirket arasındaki iş birliği, VARTA’nın batarya sektöründeki yaklaşık 140 yıllık uzmanlığının kazandırdığı geniş satış ağı ve güçlü marka bilinirliği ile POMEGA‘nın üretim kapasitesi ve LFP batarya teknolojisindeki uzmanlığını bir araya getirerek sektörde fark yaratacak bir ortaklığın temellerini atıyor.

VARTA, POMEGA iş birliğiyle, NMC (Nikel-Manganez-Kobalt) teknolojisinden POMEGA ürünlerini kullanarak LFP teknolojisine geçmeyi ve POMEGA’nın ürettiği endüstriyel depolama ürünlerini ve çözümlerini sunan yeni bir segmenti bünyesine katmayı planlıyor.

Taraflarca kurulacak ortak girişim üzerinden, POMEGA ürünleri kullanılarak geliştirilecek enerji depolama çözümlerinin Avrupa finansmanı ile Balkanlar’a ve Türkiye’ye aktarılması ve yatırımcılara Avrupa kaynaklı ihracat kredi fonlarının kullanım olanağının sağlanması hedefleniyor.

Enerji depolama alanında önemli bir dönüm noktası oluşturan bu iş birliğinin sektöre büyük bir ivme kazandırması bekleniyor. VARTA ve POMEGA’nın bir araya gelerek ortaya koyduğu bu güçlü iş birliği, sadece şirketlerin değil, aynı zamanda sektördeki tüm paydaşların faydasına olacak yenilikçi çözümlerin geliştirilmesine imkân verecek. İş birliği ayrıca sektördeki rekabeti artırarak, teknolojik yenilikleri teşvik ederek ve müşterilere daha fazla seçenek sunarak enerji depolama sektörünün geleceğine önemli katkılar sağlayacak.

 

Devamını oku

Genel

ICCI Fuarı’nda enerji sektörüne yenilenebilir enerji müjdesi

Yayın tarihi:

-

Yazar

ICCI Uluslararası Enerji ve Çevre Fuar ve Konferansı’nın açılışını gerçekleştiren TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Sözcüsü Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, yenilenebilir enerji ile ilgili müjde verdi.  Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “Komisyonumuz ve hükumetimiz yenilenebilir enerji alanında ülkemizin ve sektörün önünü açacak, ülkemizi güçlendirecek adımları atmaya devam ediyor. Maden ve enerji kanunlarında değişiklikleri kapsayan kanun teklifimiz komisyondan geçti ve genel kurulda görüşmelere başlanacak. Meclisimizin onayıyla teklifimiz yasalaşacak ve bu sayede enerji sektörümüzün önünü açmış olacağız” dedi.

T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve EPDK’nın desteği ile TG Expo tarafından gerçekleştirilen ICCI – Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı’nın açılışı Türkiye Büyük Millet Meclisi Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi Ve Teknoloji Komisyonu Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, İstanbul Sanayi Odası Enerji Grup Başkanı Rıdvan Mertöz, KOJENTÜRK Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Aydın, ENSİA – Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı ve KBSD – Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Hoplamaz’ın katılımı ile gerçekleştirildi. 3 gün boyunca 10.000 metrekarelik alanda küresel enerji piyasasının kalbinin atacağı fuar, 200’e yakın firma ve 8 bini yurt dışından olmak üzere toplamda 20 binden fazla ziyaretçiye ev sahipliği yapacak. ICCI bu yıl ilk kez eş zamanlı gerçekleşecek Electricity Eurasia – Elektrik ve Elektrik Ekipmanları Fuarı’na da sahne oluyor.

Enerji sektörüne yeni kanun teklifi müjdesi

Fuarın açılışında konuşan TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi Ve Teknoloji Komisyonu Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “TBMM komisyonumuz ve hükumetimiz yenilenebilir enerji alanında ülkemizin ve sektörün önünü açacak ve ülkemizi güçlendirecek çabaların içerisindedir. Yakın zamanda komisyonumuza gelen özellikle maden ve enerji kanunlarındaki değişiklikleri kanun teklifi ilgili komisyonumuzdan geçti. Gerekli tartışmalar yapıldı. Komisyon üyelerimiz katkılarını verdi Ve genel kurulun gündemine hazır hale getirildi. Genel kurulda özellikle yenilenebilir enerjiyle ilgili bazı kanuni düzen içeren kanun teklifi görüşülmelerine başlanacak. Ümit ediyorum ki; değerli milletvekillerimizin, meclisimizin onayla da bu teklif yasalaşacak. Bu da özellikle ülkemizin siz değerli sektör temsilcilerimizin önünü açmak üzere ülkemize sağlamak üzere bu kanun teklifi de yasalaşmış olacak diye ümit ediyorum” şeklinde konuştu.

Enerji verimliliğinde başarının formülü her kademede “farkındalık”

Son yılların en kritik konularından birisinin yenilenebilir enerji olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “Bu alanda atılan adımlar ve yaşanan gelişmeler hem ülkelerin güçlenmesi hem de sektör oyuncularının daha rekabetçi haline gelmelerinde şüphesiz önemli bir rol oynuyor. Bu gelişmelerin bir sonucu olarak da rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kurulumu ve kurulu gücünün diğer konvansiyon termik kurulu güce göre daha fazla olduğunu görüyoruz. TBMM komisyonu olarak bunun farkındayız ve bu farkındalığın da bir gereği olarak ilgili komisyonumuz ve hükümetimizin bu alanda ülkemizin ve sektörün önünü açacak çaba sarf ediyoruz” şeklinde konuştu. Özellikle bu tür fuar ve konferanslarda yapılan tartışmalar ve beraberinde sektöre ilişkin ortaya çıkan fikirlerin yasama ve yürütme için son derece kıymetli olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “Fakat özellikle enerji verimliliği konusunda hükümet ve ilgili bakanlıklar her ne kadar destek verirse versin toplumda ve sanayicilerimizde bu konularda gerekli eğitim, farkındalık ve bilinç oluşmadığı takdirde çabaların yeterli şekilde amacına ulaşması mümkün olmaz” dedi.

“Fuarımızın varlığı en büyük kazançlarımızdan biri”

TG Expo Genel Müdürü Cem Şenel de açılış konuşmasında, “1994 yılında İstanbul’da bir Kojenerasyon Semineri ile başladığımız yolculuğumuz, kısa sürede ülkemizin enerji sektöründeki hızlı gelişme ve enerji camiasının yoğun ilgisiyle 1999 yılında ICCI (International Cogeneration Conference of Istanbul) adı altında bir Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı kimliğine evrildi. Dünya enerji piyasasının jeopolitik açıdan belki de en sıcak ve hareketli coğrafyasında yer alan bir ülke olarak ICCI Uluslararası Enerji ve Çevre Fuar ve Konferansı’nın varlığı en büyük kazançlarımızdan biri. Fuar sayesinde oluşturduğumuz verimli, etkin, saygın ve kaliteli bir iletişim ve etkinlik platformu ile bu büyüme ve gelişme sürecine 30 yıla yakın süredir tanıklık ediyor, gelecekte de sürdürmek üzere yoğun çaba gösteriyoruz. Sürdürülebilirliği odak noktasına aldığımız fuarımızda enerji verimliliği, yenilenebilir enerji, akıllı şebekeler, temiz teknolojiler ve çevre yönetimi gibi konularda güncel gelişmeler öne çıkacağı için bu yılın teması olarak ‘Enerjinin Geleceğini Keşfet’ diyeceğiz” dedi.

“Yenilenebilir enerjiyi fırsat olarak yakalayanlar avantajını görecek”

Enerjide baş döndüren dönüşümlerin yaşandığı son yıllarda fuarın günceli yakalamak ve geleceğe yönelik projeksiyonlara ışık tutmak için kritik öneme sahip olduğunu belirten KOJENTÜRK Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Aydın ise, açılışta “İklim değişikliğini yavaşlatmak ve toplumları daha temiz bir ortamda yaşatma çabaları, enerjide fosil kaynaklardan yenilenebilir enerji tüketiminin daha yüksek düzeylere geçişini zorunlu kılıyor. Enerji tüketiminin daha da artış gösterdiği günümüzde elektriğin üretildiği kaynaklar daha önemli hale geliyor. Bugün enerji yatırımlarında özellikle finansmana erişimin zor ve yüksek maliyeti nedeniyle hedeflenen yıllık büyümenin biraz gerisinde kaldığını görüyoruz. O yüzden bu dönemi geleceğe yönelik hazırlık ve planlamaların yapılması için bir fırsat olarak gören ve değerlendirenler hızlı dönüşümde bunun avantajlarını yakalayacak” diye konuştu.

Devamını oku

Trendler