Connect with us

Genel

Yeni Avrupa rüzgar atlası

Yayın tarihi:

-

 

Yazan: Ferhat Bingöl – Rüzgar Enerjileri Mühendisi (PhD)

Yayınlanan ilk Avrupa Rüzgar Atlası hem bilimsel olarak, hem de mühendislik uygulaması olarak öncü olmuştu. Şimdi, 25 sene sonra, Türkiye’nin de içinde olduğu daha geniş bir çalışmayla yeni bir metot ve yeni bir atlas geliştirilecek.
Bundan tam 25 yıl önce Danimarka ulusal bilim merkezi Risø’dan iki bilim adamı, Erik Lundtang Petersen ve Ib Troen, uzun süredir insanların ihtiyacı olan bir çalışmayı hayata geçirmeyi başardı. Araştırmacılar Danimarka üzerinde denemesini yaptıkları yeni fizibilite tekniklerine Rüzgar Atlası Metodolojisi (Wind Atlas Methodology – WAM) adını verdiler ve tüm Avrupa için uygulamak üzere Avrupa Komisyonundan gerekli desteği aldılar. Bu mali destekle Avrupa’nın farklı yerlerinde halihazırda var olan yaklaşık 200 rüzgar ölçüm direğinden alınan veriler Danimarka bilim merkezine gönderildi. Sayısız ziyaretle direklerin kurulum şartları, varsa hatalar listelendi, rüzgar verileri bu bilgilere göre temizlendi. Nihayetinde geliştirilen model uygulandı ve ilk Avrupa Rüzgar Atlası 1989 yılında yayınlandı (Resim 1). Bu 1976 petrol krizinden bu yana rüzgar ve diğer yenilenebilir enerjileri daha iyi kullanmak için yöntemler arayan Avrupa yatırımcısı, mühendisi ve bilim insanı için bulunmaz bir fırsat oldu. Avrupa Rüzgar Atlası, 650 sayfalık bir veri kataloğu ve 200 istasyonun tüm istatistiki bilgileri ve bu bilgilerin nasıl farklı noktalardaki rüzgar kapasitesini tahmin edileceğini anlatan bir kullanım kitapçığıyla kullanıcılara sunuldu. Yaklaşık birkaç sene içinde metodoloji ve atlasın kendisi Avrupa’nın temel rüzgar tahmin sistemi olmayı başardı.

Resim 1: İlk Avrupa Rüzgar Atlası sonucunda hazırlanan rüzgar atlası. İlk atlas dahi Ege denizindeki yüksek potansiyeli gösteriyor. (wasp.dk)

Yöntemin bu denli kabul görmesinin birkaç farklı nedeni var. Birincisi, o güne değin belirli bir nokta da ölçülmüş rüzgar verisinin yakında da olsa farklı bir noktadaki rüzgar verisine nasıl dönüştürüleceği konusunda kesin bir bilimsel yöntem yoktu. Bu, rüzgar tarlası yapmak isteyen yatırımcıyı birçok farklı direk dikmeye ve zaten o sıralarda getirisi düşük olan rüzgar enerjilerine yeni bir mali külfet ekliyordu. İkinci olarak, bilgisayarların düşük işlemci gücünden dolayı bilgisayarlarda rahat çalışacak bir model lazımdı ki; geliştirilen metot lineer akış modelleme ve istatistiki değerlendirme içerdiği için çok hızlı işlem yapabiliyordu. Son olarak da kullanılacak girdi ve çıktı verilerine bir standardizasyon getiriliyor ve bugün var olan saha fizibilite çalışmalarının temelleri atılmış oluyordu. Son olarak da, yeni metodoloji baştan sona bir çözüm vaat ediyordu. Rüzgar ölçüm noktasında başlayıp rüzgar türbini noktasında yıllık üretim tahmini (Annual EnergyProduction – AEP) olarak bitiyordu ki bu kullanıcıların işini kolaylaştırıyordu.
İşte rüzgar enerjileri sektörünün şu andaki çalışma şeklini belirleyen bu metodolojinin bulunmasının üzerinden 25 sene geçti. Metodu geliştiren bilim merkezi bu başarısıyla daha da ünlendi ve teoriyi pratiğe dönüştürmek için bir yazılım geliştirdi. Şimdi WAsP adıyla bilinen ve 11nci sürümü çıkan yazılımın ilk adı “Wind Atlas and Application Programme”idi. Çok fazla sayıda “A” ile başlayan kelimeyi yan yana barındırdığı için WAsP diye kısaltılan bu isim rüzgar enerjileri sektöründe bir standardın da adı oldu. Altıncı sürümden (1996) itibaren Windows işletim sistemi için arayüze de sahip olan yazılım farklı şirketlerin de ilgisini çekerek lisanslandı. Örneğin yine Danimarkalı EMD firmasının WindPRO yazılımı ya da o sırada bağımsız bir İngiliz şirketi olan GarradHassan firmasının (şimdi DNV GL) WindFarmer yazılımı WAsP çekirdeğini kullanan bilimsel yazılımlardır. Tabii bu iki yazılım kendi uzmanlarınca WAsP temeli üzerine birçok eklenti geliştirmiş ve metodolojiyi daha kapsamlı hale getirmişlerdir. Risø tarafından bu şirketlere lisanslanan ürün bu sayede dünyada neredeyse kullanılmadığı bir yer bırakmadı. 2014 yılındaki kayıtlara bakılırsa WAsP ve Rüzgar Atlası Metodolojisi 110 farklı ülkede kullanıldı. Bunlardan 30 tanesi ulusal atlas diye tabir edilen, tüm ülkenin atlasının çıkarıldığı çalışmalar oldu (Resim2) .
Resim2: Rüzgar Atlası Metodu şu ana kadar 110 ülkede (mavi ve kırmızı) kullanıldı ve bunların 30 tanesi ülkesel çapta atlaslardı (kırmızı) (wasp.dk)
Rüzgar Atlası Metodolojisi Nasıl Çalışır?
Metodoloji 4 adımda çalışır:
1)İstatistiki rüzgar verileri bir fizibilite çalışmasının temelidir. WAM öncelikle belirli süre zarfında toplanmış verileri istatistiki bir formata dönüştürerek başlar. Ölçüm cihazınızın karakterine göre bazı sınırlamalar getirebileceğiniz bu işlem sayesinde Gözlemlenmiş Ortalama Rüzgar Klimatolojisi (Observed Mean Wind Climate – OMWC) olarak adlandırılan şekle dönüştürülür. Toplam olarak ve sektörel olarak gruplara ayrışmış veriler frekanslarına (f) ve yatay rüzgar hızına göre (U [m/s]) en iyi Weibull dağılımı adı verilen fonksiyon ile tanımlanabilir. Gözlemlenmiş veri A[m/s] ve k parametrelerine göre uygulanıp ölçülmüş değerler taşınabilir bir istatistiki bilgiye dönüştürülür. Bu bilgilerden istenildiği zaman hız U ve enerji yoğunluğu E [W/m^2] bilgileri hesaplanabilir.
2)OMWC alınarak WAsP yazılımına yükseklik ve pürüzlülük eğrileri ile birlikte (ve varsa engeller bilgileri ile) eklenir. OMWC sadece ölçüm noktasına göre hesaplanmış bir veri olduğu için ilk adım bu veriden tüm bölgeyi tanımlayan bir “atlas” oluşturmaktır. Genelde düz bir arazide yapılan ölçüm 20 ila 50 km çapındaki bir araziyi tanımlayan atlasa dönüştürülebilir. WAsP, veri içinde yer alan üç katmanı, yükseklik, pürüzlülük ve engeller, çıkartarak veriyi bir atlasa dönüştürür ve artık yeni rüzgar verisi tüm arazi için kullanılabilir.
3)Atlas dosyası, var olan yükseklik eğrileri, pürüzlülük verileri kullanılarak artık harita üzerindeki herhangi bir nokta seçilip 2.adımın tam tersine o noktadaki bilgilere göre noktasal veriye dönüştürülebilir. Bu adım sonunda, örneğin rüzgar türbininin yerleştirileceği noktadaki kapasiteyi bulmuş oluruz.
4)Son adımda ise WAsP yazılımına rüzgar türbini hakkında bilgi verilir. Birden fazla türbin varsa hepsinin yerleri aynı anda girilerek rüzgar tarlası grubu altında toplanır. 3. adımda yer alan noktasal veriler her türbin noktası için hesaplanıp toplam yıllık üretim kapasitesi (AEP) hesaplanır ve kullanıcıya verilir.
Türkiye’de bu şekilde geliştirilen ilk atlas Meteoroloji Genel Müdürlüğü ve Yenilenebilir Enerjiler Genel Müdürlüğü tarafından ortaklaşa yürütülen Türkiye Rüzgar Atlası projesidir. Veriler yapılan yayının satın alınması yoluyla kitap olarak kullanıcıya sunulur. (Resim5)
Resim5: 2002 senesinde MGM tarafından geliştirilen Türkiye’nin İlk Rüzgar Atlası
Numerik Rüzgar Atlasları ve Dünya Rüzgar Atlası
Yaklaşık 10 yıl kadar önce WAM bir yenileme geçirdi. Rüzgar atlaslarının ölçüm yapılmayan yerlerde dahi yaratılmasını sağlayan bir yöntem geliştirildi. Yenilemeye göre artık eğer bir noktada ölçüm yapılmasa dahi rüzgar modelleme verileri temel alınarak belirli noktalar için atlas noktası oluşturulabiliyordu. Bu sayede daha önceki bölümde anlatılan 4 adımlık işlem sadece 3. ve 4. adım kullanılarak yapılabilir hale geldi. Numerik Rüzgar Atlasları (Numerical Wind Atlases – NWA) olarak adlandırılan teknoloji günümüzde en yaygın kullanılan metotlardan biri oldu. Bu metodolojide belirli noktalarda direkler vasıtasıyla ölçüm yapılması yine gereklidir çünkü bu ölçümler modelin sağlamasını yapmak için kullanılır (Resim3).
Resim3: En son geliştirilen Nümerik Rüzgar Atlasına bir örnek. Güney Afrika Rüzgar Atlası (http://www.wasaproject.info)
Türkiye’de bu şekilde geliştirilen ve halen kullanılmakta olan ürün Rüzgar Enerjileri Potansiyel Atlası’dır ve Yenilebilir Enerjiler Genel Müdürlüğü tarafından sunulmaktadır. Veriler noktasal ya da bölgesel veriler olarak kullanıcı tercihine göre ücretli olarak sunulur. (Resim6)
Resim6: Yenilenebilir Enerjiler Genel Müdürlüğü tarafından geliştirilen Rüzgar Enerjisi Potansiyel Atlası (REPA)
Yeni Avrupa Rüzgar Atlası Projesi ve Türkiye Ayağı
WAsP’ın belki de en ilginç özelliği ilk geliştirici ekibin 30 sene sonra halen aynı ekipte yer almalarıdır. Ib Troen ve Erik Petersen halen WAsP takımında yer alıyor ve aktif olarak yazılım da kod geliştiriyorlar. Şimdi bu yaşlı ama dinç ekip üyelerinden yeni bir haber var. 2014 yılı yeni Avrupa Rüzgar Atlası projesinin hazırlıklarıyla geçti. Bu sefer daha detaylı bir atlas çıkarmak ve daha fazla bilimsel ürün geliştirmek için ilk atlası çıkaran ekibin liderliğinde bir konsorsiyum kurulmaya çalışıldı. Bu konsorsiyumda Türkiye ile birlikte Belçika, Danimarka, Almanya, Letonya, Portekiz, İspanya ve İsveç var. Projenin yürütücülüğünü Danimarka Teknik Üniversitesi adına Prof.Dr.Jakob Mann yapmaktadır.
Türkiye’de akademik katılım ise oldukça yüksek seviyede oldu. İstanbul Teknik Üniversitesi, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi yüksek sayıda araştırmacısıyla farklı deneyler ve proje önerileriyle konsorsiyuma katıldı. Proje yöneticiliğini TÜBİTAK uzmanlarının yürüttüğü projede, proje anlaşmasına göre, Türkiye tarafından yatırılan tüm destek yine sadece Türk araştırmacılar tarafından kullanılabilecektir.
Proje ilkinden farklı olarak bir merkezin tekelinde olmadan tasarlandı ve tüm ortakların yapmak istediği projeye yararlı tekil projelerin bütünü olarak ERANET+ destek programına başvuruldu. Olumlu cevabın sonrası projelere 1 Ocak 2015 itibariyle başlama fırsatı verilecek. Proje 5 sene sürecek ve bittiğinde, Avrupa’nın yeni bir rüzgar atlası olacak. Bu sefer atlas tümüyle ücretsiz ve geliştirme yöntemi son kullanıcıya açık olarak sunulacak. Ürün sadece enerji kapasitesi tahmininde kullanılmayacak aynı zamanda türbülans, belirsizlik değerleri gibi rüzgar yatırımcılarının çok ihtiyaç duyduğu eklentilere de sahip olacak.
Tablo: NEWA katılımcı ülkeleri ve destek miktarları.

2020’de bizi ne bekliyor

Yeni Avrupa Rüzgar Atlası 2020 yılında tamamlandığında tüm Avrupa ve Türkiye yeni bir planlama ve fizibilite yöntemine kavuşmuş olacak. Bu yenilikler bir önceki bölümde bahsedilen teknik yenilemelerle sınırlı değil. Yani atlasın etkileri sadece bazı işleri kolaylaştırmaktan öte bilgiye ücretsiz erişim ve çok çabuk ve düşük maliyetli fizibilite çalışması yapılabiliyor hale gelinecek olması değil. Bunun anlamı sadece yatırımcıların değil, TEİAŞ gibi kurumlarında kendi plan programlarını daha az belirsizlik içeren yöntemlerle geliştirmelerini ve 5 ila 10 senelik planlamalarda daha da başarılı sonuçlar elde edilebilecek olması.

 

Akademik olarak Türkiye ile paylaşılan ve beraber geliştirilen model sayesinde de önümüzdeki akademik kuşaklar için daha sağlam bir rüzgar enerjisi metrolojisi temeli atılmış olacak. Bunun da teknoloji transferi aracılığıyla tüm dünya pazarına hitap eden ürünler geliştirilmesinde öncü olması beklemek bence hayalperestlik olmaz.

 

Projenin belki de ülkemiz adına olumlu olan tüm bu sonuçlarından bile daha önemli katma değerinin, 10 senede yüzde 300 büyüyen Türkiye rüzgar enerjileri sektörünü bu başarısından dolayı Avrupa ve dünyada hak ettiği yere koyması olduğunu düşünüyorum.

 

 

 

 

Genel

ICCI Fuarı’nda enerji sektörüne yenilenebilir enerji müjdesi

Yayın tarihi:

-

Yazar

ICCI Uluslararası Enerji ve Çevre Fuar ve Konferansı’nın açılışını gerçekleştiren TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Sözcüsü Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, yenilenebilir enerji ile ilgili müjde verdi.  Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “Komisyonumuz ve hükumetimiz yenilenebilir enerji alanında ülkemizin ve sektörün önünü açacak, ülkemizi güçlendirecek adımları atmaya devam ediyor. Maden ve enerji kanunlarında değişiklikleri kapsayan kanun teklifimiz komisyondan geçti ve genel kurulda görüşmelere başlanacak. Meclisimizin onayıyla teklifimiz yasalaşacak ve bu sayede enerji sektörümüzün önünü açmış olacağız” dedi.

T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve EPDK’nın desteği ile TG Expo tarafından gerçekleştirilen ICCI – Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı’nın açılışı Türkiye Büyük Millet Meclisi Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi Ve Teknoloji Komisyonu Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, İstanbul Sanayi Odası Enerji Grup Başkanı Rıdvan Mertöz, KOJENTÜRK Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Aydın, ENSİA – Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı ve KBSD – Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Hoplamaz’ın katılımı ile gerçekleştirildi. 3 gün boyunca 10.000 metrekarelik alanda küresel enerji piyasasının kalbinin atacağı fuar, 200’e yakın firma ve 8 bini yurt dışından olmak üzere toplamda 20 binden fazla ziyaretçiye ev sahipliği yapacak. ICCI bu yıl ilk kez eş zamanlı gerçekleşecek Electricity Eurasia – Elektrik ve Elektrik Ekipmanları Fuarı’na da sahne oluyor.

Enerji sektörüne yeni kanun teklifi müjdesi

Fuarın açılışında konuşan TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi Ve Teknoloji Komisyonu Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “TBMM komisyonumuz ve hükumetimiz yenilenebilir enerji alanında ülkemizin ve sektörün önünü açacak ve ülkemizi güçlendirecek çabaların içerisindedir. Yakın zamanda komisyonumuza gelen özellikle maden ve enerji kanunlarındaki değişiklikleri kanun teklifi ilgili komisyonumuzdan geçti. Gerekli tartışmalar yapıldı. Komisyon üyelerimiz katkılarını verdi Ve genel kurulun gündemine hazır hale getirildi. Genel kurulda özellikle yenilenebilir enerjiyle ilgili bazı kanuni düzen içeren kanun teklifi görüşülmelerine başlanacak. Ümit ediyorum ki; değerli milletvekillerimizin, meclisimizin onayla da bu teklif yasalaşacak. Bu da özellikle ülkemizin siz değerli sektör temsilcilerimizin önünü açmak üzere ülkemize sağlamak üzere bu kanun teklifi de yasalaşmış olacak diye ümit ediyorum” şeklinde konuştu.

Enerji verimliliğinde başarının formülü her kademede “farkındalık”

Son yılların en kritik konularından birisinin yenilenebilir enerji olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “Bu alanda atılan adımlar ve yaşanan gelişmeler hem ülkelerin güçlenmesi hem de sektör oyuncularının daha rekabetçi haline gelmelerinde şüphesiz önemli bir rol oynuyor. Bu gelişmelerin bir sonucu olarak da rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kurulumu ve kurulu gücünün diğer konvansiyon termik kurulu güce göre daha fazla olduğunu görüyoruz. TBMM komisyonu olarak bunun farkındayız ve bu farkındalığın da bir gereği olarak ilgili komisyonumuz ve hükümetimizin bu alanda ülkemizin ve sektörün önünü açacak çaba sarf ediyoruz” şeklinde konuştu. Özellikle bu tür fuar ve konferanslarda yapılan tartışmalar ve beraberinde sektöre ilişkin ortaya çıkan fikirlerin yasama ve yürütme için son derece kıymetli olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “Fakat özellikle enerji verimliliği konusunda hükümet ve ilgili bakanlıklar her ne kadar destek verirse versin toplumda ve sanayicilerimizde bu konularda gerekli eğitim, farkındalık ve bilinç oluşmadığı takdirde çabaların yeterli şekilde amacına ulaşması mümkün olmaz” dedi.

“Fuarımızın varlığı en büyük kazançlarımızdan biri”

TG Expo Genel Müdürü Cem Şenel de açılış konuşmasında, “1994 yılında İstanbul’da bir Kojenerasyon Semineri ile başladığımız yolculuğumuz, kısa sürede ülkemizin enerji sektöründeki hızlı gelişme ve enerji camiasının yoğun ilgisiyle 1999 yılında ICCI (International Cogeneration Conference of Istanbul) adı altında bir Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı kimliğine evrildi. Dünya enerji piyasasının jeopolitik açıdan belki de en sıcak ve hareketli coğrafyasında yer alan bir ülke olarak ICCI Uluslararası Enerji ve Çevre Fuar ve Konferansı’nın varlığı en büyük kazançlarımızdan biri. Fuar sayesinde oluşturduğumuz verimli, etkin, saygın ve kaliteli bir iletişim ve etkinlik platformu ile bu büyüme ve gelişme sürecine 30 yıla yakın süredir tanıklık ediyor, gelecekte de sürdürmek üzere yoğun çaba gösteriyoruz. Sürdürülebilirliği odak noktasına aldığımız fuarımızda enerji verimliliği, yenilenebilir enerji, akıllı şebekeler, temiz teknolojiler ve çevre yönetimi gibi konularda güncel gelişmeler öne çıkacağı için bu yılın teması olarak ‘Enerjinin Geleceğini Keşfet’ diyeceğiz” dedi.

“Yenilenebilir enerjiyi fırsat olarak yakalayanlar avantajını görecek”

Enerjide baş döndüren dönüşümlerin yaşandığı son yıllarda fuarın günceli yakalamak ve geleceğe yönelik projeksiyonlara ışık tutmak için kritik öneme sahip olduğunu belirten KOJENTÜRK Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Aydın ise, açılışta “İklim değişikliğini yavaşlatmak ve toplumları daha temiz bir ortamda yaşatma çabaları, enerjide fosil kaynaklardan yenilenebilir enerji tüketiminin daha yüksek düzeylere geçişini zorunlu kılıyor. Enerji tüketiminin daha da artış gösterdiği günümüzde elektriğin üretildiği kaynaklar daha önemli hale geliyor. Bugün enerji yatırımlarında özellikle finansmana erişimin zor ve yüksek maliyeti nedeniyle hedeflenen yıllık büyümenin biraz gerisinde kaldığını görüyoruz. O yüzden bu dönemi geleceğe yönelik hazırlık ve planlamaların yapılması için bir fırsat olarak gören ve değerlendirenler hızlı dönüşümde bunun avantajlarını yakalayacak” diye konuştu.

Devamını oku

Genel

Kamu Görevini Engelleyenler 5 Yıla Kadar Hapis cezası alabilir

Yayın tarihi:

-

Yazar

Dicle Elektrik Uzun Yıllar Borcunu Ödemeyip Şiddete Başvuranları Mektupla Uyardı;

Dicle Elektrik, dağıtım bölgesinde 27 milyar TL’yi aşan elektrik borcunu uzun süredir ödemeyen ve bununla birlikte görevlilerin çalışmalarını engelleyenlere karşı hukuk mücadelesi vermeyi sürdürüyor. Sorumluluk bölgesinde yer alan 6 ilde kamu hizmeti yürüten dağıtım şirketi, başta Şanlıurfa ve Mardin olmak üzere borçlu sulama abonelerini bu kez engellemelerden dolayı 5 yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya kalabilecekleri konusunda uyardı.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin 6 ilinde elektrik dağıtım hizmeti veren Dicle Elektrik’ten, başta Şanlıurfa ve Mardin’deki çiftçilerin 27 milyar TL’yi aşan elektrik borçlarının ödenmemesiyle ilgili olarak yeni bir açıklama yapıldı. Tarım sezonu öncesi “borcunu ödemeyene elektrik verilmeyecek” uyarısında bulunan Dicle Elektrik, borçlu abonelere bir mektupla önemli yeni uyarılarda bulundu. Mektupta mevzuat gereği elektriği kesilecek olan ancak bu kesintiye kaba kuvvetle karşı koyacak olan abonelerin, TCK’nın ‘Kamu Hizmetlerinden Yararlanma Hakkının Engellenmesine’ dair 113’ncü maddesi uyarınca 5 yıla kadar hapis cezası alabileceği duyuruldu.

İadeli taahhütlü mektupla uyarıldılar
Elektrik borcu bulunan, uzun süredir borcunu ödemeyen ve mevzuat gereği elektriğini kesmeye gelen görevlileri engelleyenlere yönelik gönderilen bu kritik uyarı, her bir borçlu aboneye özel olarak iadeli taahhütlü mektupla yapıldı.

Kamu görevini engelleyene 5 yıla kadar hapis
Aynı mektupta, görevlilere dönük yapılacak her türlü engellemenin TCK’nın 113’ncü maddesinde yer alan ‘Kamu Hizmetlerinden Yararlanma Hakkının Engellenmesi Suçunu’ kapsadığına yer verilerek, çalışmaları cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla engelleyenlerin, 5 yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya kalabileceği kaydedildi.

18 bin çiftçinin 27 milyar TL borcu var
Dicle Elektrik, bölgede 18 bin tarımsal sulama abonesinin elektrik borcunun 27 milyar TL’yi aştığını açıklamıştı. Söz konusu borcun 15.5 milyar TL’sinin Şanlıurfa’daki 13.000 aboneye, 9.5 milyar TL’sinin Mardin’deki 5.000 aboneye, geri kalanın ise Diyarbakır, Batman, Şırnak ve Siirt’teki tarımsal sulama abonelerine ait olduğunu duyurulmuştu.

Dicle Elektrik tarafından abonelere iadeli taahhütlü olarak gönderilen kişiye özel mektuplarda şu ifadeler yer alıyor:

‘’ Sayın abonemiz;
… tesisat numaralı aboneliğinize ait muaccel olan ………… faturalı borçlara ilişkin olarak ekiplerimiz tarafından 18.03.2024 tarihinde Elektrik Piyasası Tüketici Yönetmeliği‘nin Zamanında Ödenmeyen Borçlar başlıklı 35. Maddesi hükümleri uyarıca kesme işlemi için aboneliğinizin bulunduğu sayaca gelinmiş ancak tarafınızca mukavemet gösterilmesi sebebiyle kesme işlemi gerçekleştirilememiştir. Aynı tesisat ve borca ilişkin ekiplerimiz tarafından tekrar kesme işlemi uygulanacak olup, tarafınızca mukavemet gösterilmesi halinde hakkınızda TCK 113 uyarınca Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığı ile suç duyurunda bulunacağımız konusunda tarafınıza ihtarda bulunulmuştur.’’

Devamını oku

Genel

ENERCON ve Enerjisa Üretim, YEKA-2’nin ikinci aşaması için türbin anlaşması imzaladı

Yayın tarihi:

-

Yazar

Enercon ve Enerjisa Üretim, WindEurope Bilbao etkinliğinde YEKA-2 projeleri kapsamında 250 MW’lık türbin sevkiyat sözleşmesi imzaladı. 750 MW’lık türbin teslimat anlaşmalarının başarılı bir şekilde yerine getirilmesinin ardından imzalanan anlaşma ile 1.000 MW’lık projenin tamamlanması için önemli bir adım atıldı. 250 MW kapasite için imzalanan anlaşma kapsamında, 60 adet Enercon E-138 EP3 E2 Rüzgar Türbini teslim edilecek.

Türkiye rüzgar enerjisi sektörünün önde gelen şirketlerinden ENERCON ve Enerjisa Üretim, İspanya’nın Bilbao kentinde düzenlenen WindEurope etkinliğinde Türkiye Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez’in de katılımıyla gerçekleştirilen imza töreninde, YEKA-2 projesi kapsamında iş birliklerine devam ettiklerini duyurdu. 20 Mart 2024 tarihinde gerçekleştirilen imza töreninde; ENERCON CEO’su Udo Bauer, ENERCON CCO’su Uli Schulze Südhoff, ENERCON Bölge Başkanı Arif Günyar, Enerjisa Üretim Rüzgâr Santralleri Yatırımlar Genel Müdür Yardımcısı Ezgi Deniz Katmer, Enerjisa Üretim Satın Alma Genel Müdür Yardımcısı Aziz Ünal ve Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği Başkanı İbrahim Erden de yer aldı.

Türkiye rüzgar enerjisi sektörünün öncü firmaları olarak, yaptıkları iş birliği ile Türkiye’nin yenilenebilir enerji hedeflerine önemli katkılarda bulunan Enercon ve Enerjisa Üretim, bu katkıyı sürdürmeye devam ediyor. 2022’nin Ekim ayında gerçekleştirdikleri stratejik bir anlaşma ile YEKA-2 Projesi’nde toplam 1000 MW’lık bir kapasite için çerçeve anlaşması imzalayan şirketlerin bu projesi, Türkiye rüzgar enerjisi endüstrisinin sürdürülebilir geleceği için önemli bir adımı temsil ediyor. İlk fazda başarıyla tamamlanan 750 MW’lık türbin sevkiyat anlaşmalarının ardından, bugün geriye kalan 250 MW’lık kapasite için 60 adet Enercon E-138 EP3 E2 rüzgar türbini içeren sevkiyat anlaşması ile projenin tamamlanmasına bir adım daha yaklaşılarak, toplam 1000 MW’lık kapasite için türbin üretimine yeşil ışık yakılmış oluyor. Bu gelişme, YEKA 2 Projesi’nin başarılı bir şekilde ilerlediğini gösterirken, Türkiye temiz enerji hedeflerine ulaşma yolunda sağlam adımlarla ilerliyor.

Törende konuşan ENERCON CCO’su Uli Schulze Südhoff, şunları söylüyor: “Türkiye, rüzgar türbinlerinin üretimi, satışı, kurulumu ve servisi açısından ENERCON için odak pazar olmaya devam ediyor. Büyük perspektifler sunuyor ve yetkili makamlar tarafından muazzam bir destek alıyoruz. Ülkenin yenilenebilir enerjinin ve özellikle de kara rüzgârının yaygınlaştırılması konusunda net bir kararlılığı var. Türkiye’deki sahalarda son derece güvenilir olduğu kanıtlanmış, sınıfının en iyisi rüzgar türbini teknolojisini sağlayarak müşterimiz Enerjisa Üretim ile birlikte Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanındaki hedeflerini desteklemekten memnuniyet duyuyoruz. Enerjisa Üretim’e güvenleri için teşekkür ediyor ve verimli iş birliğimizi sürdürmeyi dört gözle bekliyoruz.”

ENERCON Orta Asya, Orta Doğu ve Afrika Bölge Başkanı Arif Günyar, yapılan anlaşma ve projenin önemine dair şu açıklamalarda bulunuyor: “ENERCON olarak, partnerimiz Enerjisa Üretim ile 2022 yılında Avrupa’da tek kalemde imzalanan en büyük 1000 MW ilk çerçeve anlaşmasını gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz. YEKA II ihalesinin getirdiği derin yerlilik kapsamlarına uygun olarak, yerli aksam ile gerçekleşecek olan projelerimiz, mevcut yerli üretim ve sanayinin devam etmesi ve derinleştirilmesi açısından önemli bir mihenk taşı olmuştur.”

Enerjisa Üretim Rüzgâr Santralleri Yatırımlar Genel Müdür Yardımcısı Ezgi Deniz Katmer, “1.000 MW YEKA 2 Projesi, Türkiye’nin yenilenebilir enerji sektörüne tarihi bir yatırımdır. ENERCON iş birliğiyle önümüzdeki dönemde Türkiye’de kurulacak her üç rüzgar türbininden biri Enerjisa Üretim imzasını taşıyacak ve Türkiye’nin yenilenebilir enerji yatırımlarına yön verecek” diyor.

İlk YEKA projesi Akköy RES’in devreye alınması

İlk faz için rüzgar türbinlerinin üretimi devam ederken ENERCON, Aydın’ın Didim ilçesindeki 25,2 MW kapasiteli 6 adet E-138 EP3 E2 türbininden oluşan ilk YEKA projesi Akköy Rüzgar Santrali’ni 2023 yılı sonunda devreye alarak YEKA 2 yolculuğuna başarılı bir başlangıç yapıyor. ENERCON Bölge Başkanı Arif Günyar, şunları ekliyor: “Projelerin başarılı ve güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesine katkıda bulunan tüm ekiplerimize, tedarikçilerimize ve alt yüklenicilerimize minnettarız. Enerjisa Üretim ile birlikte ENERCON ekipleri de projelerin başarıyla hayata geçirilmesi için yoğun çaba ve hazırlıklarını sürdürüyor.”

Devamını oku

Trendler