Connect with us

Genel

ABD’de temiz enerji devrimi ve enerjide çözüm: Enerjinin etkin kullanımı ve yüzde 100 yenilenebilir enerji

Yayın tarihi:

-

 

Enerjinin Etkin Kullanımı ve %100 Yenilenebilir Enerji

1.Amerika’da Temiz Enerji Devrimi Başladı

Amerika onlarca yıldır temiz enerjinin dönüştürücü etkisini görmeyi bekledi. Ancak maliyetlerin düşmesine ve teknolojinin olgunlaşmasına rağmen temiz enerji devrimi her zaman ulaşılamaz bir noktada görünüyordu. Yapılan yorumlarda bir temiz enerji geleceği için her zaman “önümüzde beş yıl daha olduğu” söyleniyordu.
Son beş yılda maliyet açısından önemli bir düşüş gerçekleşti ve buna, kullanıcılarda ve endüstri ve ticari alanlardaki kullanımda bir artış eşlik etti.  Kıyıda (onshore) rüzgar enerjisi, Polisilikon fotovoltaik modüller, LED aydınlatma ve Elektrikli araçlar temiz enerji devriminin öncü teknolojileri olarak ortaya çıktı.
Son yıllarda, ABD’de araştırma ve geliştirme alanındaki iyi tasarlanmış federal ve devlet teşviklerinin ve yatırımlarının, önemli enerji dönüşümlerini harekete geçirme potansiyeline sahip olduğu, gittikçe daha açık hale gelmiştir. Örneğin, 1980 – 2002 arasında ABD federal devlet tarafından şist gazı için verilen üretim teşvikleri ve yeni sondaj teknolojilerine sağlanan destek, bu endüstrinin büyük yükselişinde temel etken olmuştur.  Bugün, rüzgar, güneş ve elektrikli araçlar için sağlanan zaman sınırlı vergi kredileri ve araştırma-geliştirme için verilen hedefli destek, gelişmekte olan bu pazarların büyümesini desteklemektedir.
 Bu endüstriler, zararlı karbon kirlilik salımlarını azaltmak ve iklim değişikliğinin etkilerini yavaşlatmak için gerçekçi çözümler sunuyor.
Bu sektörlerdeki eğilimler, daha temiz, daha yerli ve daha güvenli bir enerji geleceğine yönelik tarihi dönüşümün uzak bir hedef olmadığını gösteriyor. O hedef şu anda gerçekleşiyor ve gittikçe de daha fazla güçleniyor.
2.Karada Rüzgar Enerjisi

ABD Karadaki Rüzgar Enerjisi için Kullanım ve Maliyet, 2008-2012

ABD’de Rüzgar enerjisi kullanımı dik bir ivmeyle tırmanıyor

Günümüzde Birleşik Devletler ’de kullanılan rüzgar enerjisi, yaklaşık 60 büyük nükleer enerji reaktörünün enerji üretme kapasitesine eş bir kapasiteye sahiptir.  Rüzgar, kömür, gaz ve nükleer gibi geleneksel enerji formlarıyla aynı ölçeğe yaklaşmaya başlayan ve hidrolik olmayan ilk yenilenebilir enerji kaynağıdır.

Bu başarının gerçekleşmesi onlarca yıl aldı ve hem devlet hem de özel sektör Ar-Ge’ye harcanan dolarlarını buraya sevk etti. Teknoloji açısından rüzgar enerjisinin başarısında üç unsur temel öneme sahiptir. Birincisi, artan boyutudur: Rüzgar türbinlerinin üretim kapasitesi son 30 yılda gittikçe arttı ve bu da maliyetlerin düşmesine yardımcı oldu. Aslında, 1999 yılından bu yana tek bir türbin tarafından üretilen ortalama elektrik miktarı yaklaşık % 260 oranında artmıştır. İkincisi, üretim ölçeğidir. Pek çok endüstride olduğu gibi, ölçekteki artışlar maliyetleri düşürme eğilimi gösterir. Son olarak da, rüzgar çiftliği operatörlerinin, dinamik rüzgar paternlerini anlama ve onlara adapte olma konusunda daha bilgili hale gelmesidir. Bu, “kapasite faktörü”nü (yani türbinlerin bilfiil elektrik ürettiği sürenin oranını) yükseltmeye yardımcı olmuştur. İlk 10 yıllık çalışma süresi boyunca, rüzgar türbinleri tarafından üretilen elektrik için ilave 2,3 sent/kWh ödeme yapan federal Üretim Vergi Kredisi, rüzgar enerjisinin kullanıma sokulmasını teşvik etmede önemli bir role sahiptir.

 

Birden yükselen talep, fiyatlarda düşme eğilimi

ABD’de 2008’in başından bu yana rüzgar enerjisinin kapasitesi üç katının üzerine çıktı. Bu durum, 2001’den 2009’a kadar rüzgar türbini maliyetinin fırlamasına rağmen gerçekleşti. Ancak türbin ücretlerindeki bu artış bazı açılardan yanıltıcıdır. Aynı seviyede rüzgar kaynağına sahip bir alanda, aynı boyutta bir türbinin kurulma maliyeti düşmüştür. Bunun yanında, rüzgar çiftliği kurmak için uygun alanlar (enerji hatlarının ve büyük şehirlerin yakınındaki rüzgarlı araziler) rüzgar türbinleriyle dolmaya başlayınca, geliştiriciler nüfus merkezlerinden ve enerji hatlarından daha uzakta bulunan veya daha düşük rüzgar kalitesine sahip olan alanlara yöneldi. Daha düşük rüzgar hızlarını telafi etmek için, pek çok türbin, daha fazla rüzgar yakalamak amacıyla daha büyük kanatlarla üretiliyor. Daha büyük olan bu kanatlar daha pahalıdır ve bu maliyet artışı, 2004 – 2008 arasında emtia fiyatlarındaki (örn. çelik ve petrol) sert tırmanışla daha da vurgulandı. Ancak, emtia fiyatları geri çekilirken, yeni rüzgar enerjisinin ortalama maliyeti de düşmeye başladı ve rüzgar türbinlerinin kullanıma girişi ani bir artış gösterdi. 2012 yılında ABD, 2011 yılında kullandığının neredeyse iki katı rüzgar enerjisi kullandı. Aslında, rüzgar enerjisi, ABD’deki yeni elektrik üretimi kapasitesinin % 43’ünü, yani diğer herhangi bir kaynaktan daha fazlasını oluşturuyor.

 

Rüzgarın geleceği

Rüzgar, Amerika’nın düşük maliyet, sıfır karbon, sıfır kirlilik yenilenebilir enerji için en iyi seçeneklerinden biri olmaya devam ediyor. Karada ve denizde rüzgar enerjisinin toplam potansiyeli yaklaşık 140 quads’tır, yani bugün ABD’deki elektrik tüketiminin yaklaşık 10 katıdır. Rüzgar %100 yenilenebilir bir enerji kaynağıdır ve bu nedenle tükenmez. Endüstri, sektördeki agresif büyümeyi korumak amacıyla, ülkenin en rüzgarlı bazı bölgelerinden en yoğun nüfusa sahip alanlara doğru yeni enerji aktarım hatları kurmak için çalışıyor. Buna ayrıca, sabit okyanus rüzgarlarının büyük bir rüzgar enerjisi potansiyeli barındırdığı, “deniz” rüzgar çiftlikleri kurmak da dahildir. ABD  Enerji Bakanlığı, devam eden teknoloji gelişmeleri ve politika desteğiyle, 2030 yılı itibariyle, ABD’deki tahmini elektrik talebinin % 20’sinin rüzgar enerjisi tarafından karşılanabileceğini öngörmektedir.

 

3.LED Aydınlatma

ABD’de LED Aydınlatma için Kullanım ve Maliyet, 2008 - 2012

ABD’de LED Aydınlatma için Kullanım ve Maliyet, 2008 – 2012

Çok fazla ışık var ama o kadar çok sıcaklık yok

Işık yayan diyot (LED) aydınlatmanın argümanı çok basit: çok fazla ışık sağlıyorlar ama o kadar çok ısıtmıyorlar. Bir akkor lamba ampulü, Edison’ın ampulü 100 yıl önce nasıl ışık üretiyorsa tamamen aynı şekilde ışık üretir: bir tungsten flamanı, yanıcı sıcaklığa erişinceye kadar ısıtır (400 °F den fazla) ve bu işlem ışık üretir. Ancak akkor ampul tarafından kullanılan enerjinin % 90’ı aslında görünebilir ışıktan ziyade ısıya dönüşür, işte bu nedenle ampul değiştirirken elinizi yakabilirsiniz. Enerji kullanımı açısından, akkor ampulden elde ettiğimiz ışık aslında bir yan üründür.

LED aydınlatma bu denklemi tersine çeviriyor. Bu nedenle, standart bir 60 watt akkor ampul, yaklaşık  9 watt’lık bir LED ışıkla değiştirildiğinde % 84 daha fazla verimlilik elde edilir. LED’ler başlangıçta daha pahalı olsa da 25 kat daha uzun ömürlülerdir (1.000 saate karşı 25.000 saat).  Bu nedenle, bir anne çocuğu doğduğunda kaliteli bir LED aydınlatma kurduğunda, çocuğu üniversiteye gidene ve hatta mezun olana kadar onu değiştirmesi gerekmeyecek. Bu süre boyunca, bir LED’e karşılık değiştirdiği her akkor ampul için 140 $’dan fazla tasarruf edebilir.

Pek çok ticari kurum için avantajlar enerji tasarrufunun ötesine geçiyor. Ampullere ulaşmak ve değiştirmek sıkıntılı, hatta tehlikeli olabiliyor. LED aydınlatma bu sorunu, parlak, elegan ve etkin bir paketle çözüyor.

 

Daha fazla seçenek, daha düşük maliyet

Son beş yıl içinde LED ampullerdeki fiyat düşüşü endüstrideki ekonomiyi dönüştürdü. Son zamanlara kadar LED aydınlatma, normal ev aydınlatması için o kadar da parlak bir fikir gibi görünmüyordu. Standart bir ampulün yerine kullanmak için gerçekten yeterince güçlü değillerdi ve 2012 yılında bile bir tanesi 50$ tutabiliyordu. Bu fiyatla LED’ler açıkça bir niş ürün olmaya mahkûmdu. Ancak bugünün LED’leri daha parlak, daha iyi renk kalitesine sahip ve pek çoğu 15$’dan az tutuyor. Bu da onları, aydınlatma faturalarının tutarını düşürmek veya sadece bu kadar sık ampul değiştirmekle uğraşmamak isteyen Amerikalılar için gittikçe daha yaygın bir tercih haline getiriyor.

2009 yılında, tüm ABD’de 400.000’den az LED ışığı kullanılıyordu. 2013 itibariyle kullanım 50 kat artarak neredeyse 20 milyona ulaştı ve bu kullanım uygulamalarının neredeyse hepsi bir zamanlar, yoğun enerji tüketen akkor ampuller kullanıyordu.

 

Sağlam bir yatırım

On yıldan uzun bir süredir, Enerji Bakanlığı LED aydınlatma için araştırma ve geliştirme çalışmalarını fonlamaktadır. Amerika İyileştirme ve Yeniden Yatırım Kanunu sırasında, Enerji Bakanlığı da LED’lerin fiyatını aşağıya çekmeye yardımcı olmak için üretime bazı önemli yatırımlar yaptı.

Bugün Amerika, bu yıllarda yapılan yatırımların meyvesini almaya başladı. Enerji Bakanlığı’nın Enerji Verimliliği ve Yenilenebilir Enerji Ofisi, 2030 itibariyle LED aydınlatmanın Amerikalılara elektrik maliyetinde yılda 30 milyar dolar tasarruf sağlayacağını ve Amerika’nın aydınlatma için enerji tüketimini yarıya indireceğini öngörüyor. Fiyatlar düşmeye devam ederken, LED aydınlatma ürünleri gittikçe daha fazla rekabet edebilir ve Amerikalılar için çekici hale gelecek. Bu da, karbon kirliliğinde büyük bir azalma, daha düşük enerji faturaları ve Amerika için daha güvenli bir enerji geleceği demektir.

 

Sonuç 

Bu ve diğer temiz enerji endüstrileri büyümeye devam ettikçe, Amerika’nın enerji sektörünün dönüşümüne eşlik eden meydan okumalar ve fırsatlar da büyüyecektir. Kuruluşlar,  artan enerji verimliliği ve ucuz güneş enerjisi çatı sistemleri karşısında mevcut iş modellerini nasıl destekleyeceklerini düşünmeye başladılar bile. Elektrikli araçlar “ilk benimseyenler”e yönelik pazarın ötesine geçip yaygınlaşırken, Amerika’nın daha akıllı ve daha dayanıklı bir elektrik şebekesi kurmak ve geniş bir elektrikli araç şarj istasyonları ağı yaratmak için yatırım yapması gerekecektir.

Bu meydan okumalar, bu temiz enerji piyasalarındaki başarının simgelerdir. Aslında elektrikli araçlar, güneş panelleri, rüzgar enerjisi ve LED aydınlatma, ekonomimizi daha iyi yönde dönüştürmekle ilgilidir. ABD Şehirlerindeki havayı temizleyecekler, Amerika’nın istikrarsız uluslararası petrol piyasaları karşısındaki korunmasızlığını azaltacak ve daha rekabetçi ve daha verimli bir ekonomi oluşturulmasına yardımcı olacaklardır.

ABD Enerji Bakanlığı’nın amacı, performans hedefleri, Ar-Ge için destek, tüketici eğitimleri ve hedeflenmiş kullanım yardımları sağlayarak bu akımları teşvik etmektir. Bunlar gibi son derece önemli yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği teknolojilerinde devam eden ilerlemelerle beraber, temiz, yeşil ve Amerikan-yapımı enerjiye sahip bir gelecek ummaktadır.

 

ABD Enerji Bakanlığı tarafından yapılan bu açıklamalar kaynağı sınırsız ve ücretsiz olan yenilenebilir enerjinin artık teknolojisinin de var olduğunu ve % 100 yenilenebilir enerjiye geçiş için tüm dünya ülkelerinde karar vericilerin çözümden yana olmasının gerektiği kanıtlanmıştır.

Enerjide Çözüm Enerjinin Etkin Kullanımını hedeflemeli bu amaçla Mevcut en yeni teknolojiler kullanılmalı ve verimsiz ve kirletici olduğu diğer ülkelerde kanıtlanmış çöp teknolojilerin ülke pazarında satılmasına izin verilmemelidir.

 

4.% 100 Yenilenebilir Enerjiyi Çözüm Olarak Ortaya Çıkaran Gerçekler

 

%100 yenilenebilir Enerji dünya çapında bir gerçektir

Kuzey Amerika’dan Avrupa’ya, Afrika’ya, Asya’ya ve Okyanusya’ya; yerel, bölgesel ve ulusal hükümetler %100 yenilenebilir enerjinin teknik açıdan mümkün, ekonomik açıdan tavsiye edilir, sosyal açıdan mecburi ve çevresel açıdan kaçınılmaz olduğunu gösterdiler. Ayrıca fosil yakıt tüketimini azaltmanın tamamıyla politik iradenin elinde olduğunun altını çizmiş oldular.

 

%100 yenilenebilir Enerji fosil kaynaklardan ucuzdur

Yenilenebilir enerji gün geçtikçe daha uygun fiyatlı olmaktadır: Yeni bilimsel çalışmalara göre, rüzgar türbinleri ve güneş panellerinden üretilen elektrik; kömür, nükleer ve gaz yakıtlı güç santralleriyle maliyet açısından yarışır halde olup petrol yakıtlı güç santrallerinden ise hatırı sayılır derecede ucuzdur. Fosil ve nükleer yakıtların iklim değişikliği ve sağlık üzerindeki etkileri hesaba katılmasa dahi, rüzgar ve güneşten elektrik üretiminin maliyetleri azalmaya devam ettikçe gelecekte en ucuz enerji kaynakları olacaklardır.

 

%100 yenilenebilir Enerji iklim krizinin çözümüdür

Fosil yakıtlar için yolun sonuna gelindiği bilim tarafından ortaya konulmuş bir gerçektir (IPCC 5. Değerlendirme Raporu – Sentez Raporu). İklim değişikliğinin en kötü etkilerinden kaçınmak istiyorsak, fosil yakıtların tüketimini kademeli olarak azaltma yoluyla sera gazı emisyonlarını düşürmek zorundayız. Yenilenebilir enerji teknolojileri, uluslararası platformlarda mutabakata varılmış iklim koruma hedeflerine ulaşma yolunda %100 sürdürülebilir ve verimli enerji sistemleri sunmaya hazırdır.

 

%100 yenilenebilir Enerji maliyetleri ciddi ölçüde düşürür

%100 yenilenebilir enerjinin olduğu bir gelecek hem vatandaşlara hem hükümetlere geniş yelpazede ekonomik faydalar sağlar. Bu faydalar fosil yakıt ithalatının azaltılmasından, dış etkilere bağımlılığın azaltılmasıyla enerji ve ekonomi güvenliğinin sağlanmasına kadar çok çeşitlidir.

 

%100 yenilenebilir Enerji insanlığın gelişimini teşvik eder

Yaklaşık 3 milyar insan elektriğe kısıtlı erişebiliyorken ya da hiç erişemiyorken ve yemek pişirmek için verimsiz ve çevreye zararlı katı biyokütle yakıtları kullanmak zorunda kalıyorken; %100 güvenilir, ulaşılabilir ve etkin kullanılan yenilenebilir enerji muhtaç durumdakilerin yaşam kalitesini artırmak için birincil tercihtir. Sürdürülebilir, hesaplı ve güvenilir enerjiye erişim yoksulluğun ortadan kaldırılabilmesi ve sürdürülebilir gelişme için ön koşuldur.

 

%100 yenilenebilir Enerji sadece zengin ülkeler için değildir

%100 yenilenebilir enerjiye ulaşma hedefinin sadece zengin ve sanayileşmiş ülkeler için olmadığını yetki alanları açıkça ortaya koyuyor; yenilenebilir enerji Afrika, Asya-Pasifik bölgesi ve Latin Amerika da dâhil yerkürenin tüm kıtalarında kök salmaktadır. %100 yenilenebilir enerji tüm dünyadaki hükümetlere gelişme konusunda yüksek önceliğe sahip bolca fayda sağlar.

 

%100 yenilenebilir Enerji çok amaçlıdır ve uyum sağlayabilir

Yenilenebilir Enerji Teknolojisi geniş bir yelpazedeki enerji taleplerimizi karşılayabilir – büyük şehirlerden herhangi bir elektrik şebekesine bağlı olmayan ücra yerlerdeki küçük yerleşimlere enerji teminine değin. Kullanıma hazır teknolojilerin çeşitliliği her topluluğa uygun bir teknoloji bulunabileceğinin ve bu teknolojilerin ihtiyaç duyulan yere inşa edilmesinin kolaylığının göstergesidir.

 

%100 yenilenebilir Enerji insanların ve ekosistemin sağlığını korur

Geleneksel enerji sistemi, yerkürenin doğal kaynaklarını yakarak ve tüketerek birden çok varlıksal krize sebebiyet verdi bile: İklim değişikliği, hava ve su kirliliği, okyanusların yıkımı, pek çok canlının soyunun tükenmesi tehlikesi, su ve yiyecek kıtlıkları, yoksulluk, nükleer radyasyon sorunları, nükleer silahların hızla yaygınlaşması, yakıt kıtlığı, jeopolitik gerilim… Fakat dünyadaki iklim ve enerji güvenliği sorunlarının kökeni enerji değil, kullandığımız yakıt türüdür. Neyse ki yenilenebilir enerji temizdir ve doğada bolca bulunur.  Biokütle istisna olmak üzere ücretsizdir ve yenilenebilir dışı enerji türlerine göre daha az su tüketimine sebep olur.

 

%100 yenilenebilir Enerji enerji sistemini demokratikleştirir

Merkezileştirilmiş enerji sisteminde yeni bir devrim kaçınılmaz ve yoldadır. Bireysel vatandaşların ve küçük işletmelerin de dâhil olduğu yeni aktörler ve paydaşlar sisteme dahil oluyorlar, haklarını talep ediyorlar ve doğrudan etkide bulunuyorlar. Yeni hak sahipliği modelleri ortaya çıktıkça farklı paydaşlar dönüşümde doğrudan rol sahibi oluyorlar. Dünya çapındaki vaka çalışmaları topluluk destekli çözümlerin enerji üretimimizin evriminde ve sanayiyi gerekli hız ve ölçekte desteklemekte toplumun etkisini ortaya koyuyor.

 

%100 yenilenebilir Enerjiye geçiş riskleri azaltıp ülkeleri güçlendirir

%100 yenilenebilir enerjiye geçiş artan fosil yakıt fiyatları gibi dış etmenlerin etkisini azaltarak ülkelerin ekonomilerinin direncini artırır. Bu, jeopolitik gerilim ve iklim değişikliği dönemlerinde hükümetleri harekete geçmeye teşvik eden temel elementlerdendir.

 

%100 yenilenebilir Enerjiye geçiş ekonomik etkinlik yaratır, yeni işler doğurur ve yaşam kalitesini artırır

Maliyetleri düşürmesinin yanında %100 yenilenebilir enerji yeni ekonomik aktiviteler doğurup yaşam kalitesini artırır. Vaka çalışmaları yenilenebilir enerjiye geçişin yeni iş olanakları, yeni iş modelleri, yeni fırsatlar ve yeni iç gelir kaynakları oluşturmadaki faydasını göstermektedir.

 

%100 Yenilenebilir Enerjiyi güç, ısıtma/soğutma ve ulaşım sektörlerine entegre etmek mümkündür

Dünyanın her yerinden örnekler elektrik, ısıtma/soğutma ve ulaşım alanlarında sektörler arası ve bütünleşmiş bir yaklaşım için %100 yenilenebilir enerjinin uygulanabilir olduğunu göstermektedir. Vaka çalışmaları önümüzdeki yıllar içinde ısıtma ve ulaşımda elektriğin payını artırmanın politik bir öncelik olması gerektiğinin kanıtıdır.

 

%100 yenilenebilir Enerji bir adalet meselesidir

Fosil kaynaklara olan bağımlılığımız eşitlikten, çeşitlilikten ve güvenlikten uzak, halkımızın sağlığını tehdit eden, dünya ikliminin dengesini tehlikeye atan ve gelecek nesilleri temiz havadan, temiz sudan, enerji bağımsızlığından mahrum bırakan bir sistem yarattı. Bugün %100 yenilenebilir enerjiye geçerek etrafımızı saran bu olumsuzlukları bertaraf edebiliriz. %100 yenilenebilir enerji bugünün ve geleceğin nesilleri için bir adalet meselesidir. Atalarımızdan miras aldığımız ortak kaynaklara eşit erişim meselesidir. %100 yenilenebilir enerjiye geçiş ahlaki ve etik bir zorunluluktur.

 

%100 yenilenebilir Enerji daha barışçıl ve sürdürülebilir bir dünya düzenine ulaştırır

%100 yenilenebilir enerjiye geçiş jeopolitik krizleri çözme ve gelecekte iklim dengesizliği ve kaynak yetersizliği sebebiyle yaşanabilecek olası savaşlardan kaçınma fırsatı sunar. Yerel yenilenebilir enerji kaynaklarından faydalanarak yönetimler politik ve enerjisel bağımsızlıklarını artırabilirler. %100 yenilenebilir enerjiye geçiş için gereken yerel ve uluslararası işbirliği, ortak hareket etmeyi gerektiren diğer uluslararası güvenlik tehditlerinin çözümünde katalizör rolü oynayabilir. Nükleer güç üretiminin azaltılması, nükleer silah sektöründeki potansiyel gelişmeleri ve yıkımı engeller.

 

 

KAYNAKLAR

1.Revolution Now: The Future Arrives for Four Clean Energy Technologies Devrim Şimdi: Dört Temiz Enerji Teknolojisi için Gelecek Ulaşıyor, 17 Eylül 2013, Department of Energy; Amerikan Enerji Bakanlığı, Baş Yazar,Dr. Levi Tillemann, Politika ve Uluslararası İşler için Özel Danışman, Katkıda Bulunanlar Fredric Beck, DOE Rüzgar Enerjisi Programı, Dr. James Brodrick, DOE Katı Hal Aydınlatma Programı (Solid-State Lighting Program), Dr. Austin Brown, DOE Ulusal Yenilenebilir Enerji Laboratuarı (National Renewable Energy Laboratory), David Feldman, DOE Ulusal Yenilenebilir Enerji Laboratuarı (National Renewable Energy Laboratory), Tien Nguyen, DOE Yakıt Hücreleri Teknolojisi Ofisi (Fuel Cells Technology Office), Jacob Ward, DOE Araç Teknolojileri Programı (Vehicles Technology Program)

2.http://go100re.net/wp-content/uploads/2014/11/14-Facts-on-100-percent-Renewable-Energy.pdf 

Genel

ICCI Fuarı’nda enerji sektörüne yenilenebilir enerji müjdesi

Yayın tarihi:

-

Yazar

ICCI Uluslararası Enerji ve Çevre Fuar ve Konferansı’nın açılışını gerçekleştiren TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Sözcüsü Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, yenilenebilir enerji ile ilgili müjde verdi.  Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “Komisyonumuz ve hükumetimiz yenilenebilir enerji alanında ülkemizin ve sektörün önünü açacak, ülkemizi güçlendirecek adımları atmaya devam ediyor. Maden ve enerji kanunlarında değişiklikleri kapsayan kanun teklifimiz komisyondan geçti ve genel kurulda görüşmelere başlanacak. Meclisimizin onayıyla teklifimiz yasalaşacak ve bu sayede enerji sektörümüzün önünü açmış olacağız” dedi.

T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve EPDK’nın desteği ile TG Expo tarafından gerçekleştirilen ICCI – Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı’nın açılışı Türkiye Büyük Millet Meclisi Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi Ve Teknoloji Komisyonu Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, İstanbul Sanayi Odası Enerji Grup Başkanı Rıdvan Mertöz, KOJENTÜRK Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Aydın, ENSİA – Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı ve KBSD – Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Hoplamaz’ın katılımı ile gerçekleştirildi. 3 gün boyunca 10.000 metrekarelik alanda küresel enerji piyasasının kalbinin atacağı fuar, 200’e yakın firma ve 8 bini yurt dışından olmak üzere toplamda 20 binden fazla ziyaretçiye ev sahipliği yapacak. ICCI bu yıl ilk kez eş zamanlı gerçekleşecek Electricity Eurasia – Elektrik ve Elektrik Ekipmanları Fuarı’na da sahne oluyor.

Enerji sektörüne yeni kanun teklifi müjdesi

Fuarın açılışında konuşan TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi Ve Teknoloji Komisyonu Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “TBMM komisyonumuz ve hükumetimiz yenilenebilir enerji alanında ülkemizin ve sektörün önünü açacak ve ülkemizi güçlendirecek çabaların içerisindedir. Yakın zamanda komisyonumuza gelen özellikle maden ve enerji kanunlarındaki değişiklikleri kanun teklifi ilgili komisyonumuzdan geçti. Gerekli tartışmalar yapıldı. Komisyon üyelerimiz katkılarını verdi Ve genel kurulun gündemine hazır hale getirildi. Genel kurulda özellikle yenilenebilir enerjiyle ilgili bazı kanuni düzen içeren kanun teklifi görüşülmelerine başlanacak. Ümit ediyorum ki; değerli milletvekillerimizin, meclisimizin onayla da bu teklif yasalaşacak. Bu da özellikle ülkemizin siz değerli sektör temsilcilerimizin önünü açmak üzere ülkemize sağlamak üzere bu kanun teklifi de yasalaşmış olacak diye ümit ediyorum” şeklinde konuştu.

Enerji verimliliğinde başarının formülü her kademede “farkındalık”

Son yılların en kritik konularından birisinin yenilenebilir enerji olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “Bu alanda atılan adımlar ve yaşanan gelişmeler hem ülkelerin güçlenmesi hem de sektör oyuncularının daha rekabetçi haline gelmelerinde şüphesiz önemli bir rol oynuyor. Bu gelişmelerin bir sonucu olarak da rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kurulumu ve kurulu gücünün diğer konvansiyon termik kurulu güce göre daha fazla olduğunu görüyoruz. TBMM komisyonu olarak bunun farkındayız ve bu farkındalığın da bir gereği olarak ilgili komisyonumuz ve hükümetimizin bu alanda ülkemizin ve sektörün önünü açacak çaba sarf ediyoruz” şeklinde konuştu. Özellikle bu tür fuar ve konferanslarda yapılan tartışmalar ve beraberinde sektöre ilişkin ortaya çıkan fikirlerin yasama ve yürütme için son derece kıymetli olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “Fakat özellikle enerji verimliliği konusunda hükümet ve ilgili bakanlıklar her ne kadar destek verirse versin toplumda ve sanayicilerimizde bu konularda gerekli eğitim, farkındalık ve bilinç oluşmadığı takdirde çabaların yeterli şekilde amacına ulaşması mümkün olmaz” dedi.

“Fuarımızın varlığı en büyük kazançlarımızdan biri”

TG Expo Genel Müdürü Cem Şenel de açılış konuşmasında, “1994 yılında İstanbul’da bir Kojenerasyon Semineri ile başladığımız yolculuğumuz, kısa sürede ülkemizin enerji sektöründeki hızlı gelişme ve enerji camiasının yoğun ilgisiyle 1999 yılında ICCI (International Cogeneration Conference of Istanbul) adı altında bir Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı kimliğine evrildi. Dünya enerji piyasasının jeopolitik açıdan belki de en sıcak ve hareketli coğrafyasında yer alan bir ülke olarak ICCI Uluslararası Enerji ve Çevre Fuar ve Konferansı’nın varlığı en büyük kazançlarımızdan biri. Fuar sayesinde oluşturduğumuz verimli, etkin, saygın ve kaliteli bir iletişim ve etkinlik platformu ile bu büyüme ve gelişme sürecine 30 yıla yakın süredir tanıklık ediyor, gelecekte de sürdürmek üzere yoğun çaba gösteriyoruz. Sürdürülebilirliği odak noktasına aldığımız fuarımızda enerji verimliliği, yenilenebilir enerji, akıllı şebekeler, temiz teknolojiler ve çevre yönetimi gibi konularda güncel gelişmeler öne çıkacağı için bu yılın teması olarak ‘Enerjinin Geleceğini Keşfet’ diyeceğiz” dedi.

“Yenilenebilir enerjiyi fırsat olarak yakalayanlar avantajını görecek”

Enerjide baş döndüren dönüşümlerin yaşandığı son yıllarda fuarın günceli yakalamak ve geleceğe yönelik projeksiyonlara ışık tutmak için kritik öneme sahip olduğunu belirten KOJENTÜRK Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Aydın ise, açılışta “İklim değişikliğini yavaşlatmak ve toplumları daha temiz bir ortamda yaşatma çabaları, enerjide fosil kaynaklardan yenilenebilir enerji tüketiminin daha yüksek düzeylere geçişini zorunlu kılıyor. Enerji tüketiminin daha da artış gösterdiği günümüzde elektriğin üretildiği kaynaklar daha önemli hale geliyor. Bugün enerji yatırımlarında özellikle finansmana erişimin zor ve yüksek maliyeti nedeniyle hedeflenen yıllık büyümenin biraz gerisinde kaldığını görüyoruz. O yüzden bu dönemi geleceğe yönelik hazırlık ve planlamaların yapılması için bir fırsat olarak gören ve değerlendirenler hızlı dönüşümde bunun avantajlarını yakalayacak” diye konuştu.

Devamını oku

Genel

Kamu Görevini Engelleyenler 5 Yıla Kadar Hapis cezası alabilir

Yayın tarihi:

-

Yazar

Dicle Elektrik Uzun Yıllar Borcunu Ödemeyip Şiddete Başvuranları Mektupla Uyardı;

Dicle Elektrik, dağıtım bölgesinde 27 milyar TL’yi aşan elektrik borcunu uzun süredir ödemeyen ve bununla birlikte görevlilerin çalışmalarını engelleyenlere karşı hukuk mücadelesi vermeyi sürdürüyor. Sorumluluk bölgesinde yer alan 6 ilde kamu hizmeti yürüten dağıtım şirketi, başta Şanlıurfa ve Mardin olmak üzere borçlu sulama abonelerini bu kez engellemelerden dolayı 5 yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya kalabilecekleri konusunda uyardı.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin 6 ilinde elektrik dağıtım hizmeti veren Dicle Elektrik’ten, başta Şanlıurfa ve Mardin’deki çiftçilerin 27 milyar TL’yi aşan elektrik borçlarının ödenmemesiyle ilgili olarak yeni bir açıklama yapıldı. Tarım sezonu öncesi “borcunu ödemeyene elektrik verilmeyecek” uyarısında bulunan Dicle Elektrik, borçlu abonelere bir mektupla önemli yeni uyarılarda bulundu. Mektupta mevzuat gereği elektriği kesilecek olan ancak bu kesintiye kaba kuvvetle karşı koyacak olan abonelerin, TCK’nın ‘Kamu Hizmetlerinden Yararlanma Hakkının Engellenmesine’ dair 113’ncü maddesi uyarınca 5 yıla kadar hapis cezası alabileceği duyuruldu.

İadeli taahhütlü mektupla uyarıldılar
Elektrik borcu bulunan, uzun süredir borcunu ödemeyen ve mevzuat gereği elektriğini kesmeye gelen görevlileri engelleyenlere yönelik gönderilen bu kritik uyarı, her bir borçlu aboneye özel olarak iadeli taahhütlü mektupla yapıldı.

Kamu görevini engelleyene 5 yıla kadar hapis
Aynı mektupta, görevlilere dönük yapılacak her türlü engellemenin TCK’nın 113’ncü maddesinde yer alan ‘Kamu Hizmetlerinden Yararlanma Hakkının Engellenmesi Suçunu’ kapsadığına yer verilerek, çalışmaları cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla engelleyenlerin, 5 yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya kalabileceği kaydedildi.

18 bin çiftçinin 27 milyar TL borcu var
Dicle Elektrik, bölgede 18 bin tarımsal sulama abonesinin elektrik borcunun 27 milyar TL’yi aştığını açıklamıştı. Söz konusu borcun 15.5 milyar TL’sinin Şanlıurfa’daki 13.000 aboneye, 9.5 milyar TL’sinin Mardin’deki 5.000 aboneye, geri kalanın ise Diyarbakır, Batman, Şırnak ve Siirt’teki tarımsal sulama abonelerine ait olduğunu duyurulmuştu.

Dicle Elektrik tarafından abonelere iadeli taahhütlü olarak gönderilen kişiye özel mektuplarda şu ifadeler yer alıyor:

‘’ Sayın abonemiz;
… tesisat numaralı aboneliğinize ait muaccel olan ………… faturalı borçlara ilişkin olarak ekiplerimiz tarafından 18.03.2024 tarihinde Elektrik Piyasası Tüketici Yönetmeliği‘nin Zamanında Ödenmeyen Borçlar başlıklı 35. Maddesi hükümleri uyarıca kesme işlemi için aboneliğinizin bulunduğu sayaca gelinmiş ancak tarafınızca mukavemet gösterilmesi sebebiyle kesme işlemi gerçekleştirilememiştir. Aynı tesisat ve borca ilişkin ekiplerimiz tarafından tekrar kesme işlemi uygulanacak olup, tarafınızca mukavemet gösterilmesi halinde hakkınızda TCK 113 uyarınca Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığı ile suç duyurunda bulunacağımız konusunda tarafınıza ihtarda bulunulmuştur.’’

Devamını oku

Genel

ENERCON ve Enerjisa Üretim, YEKA-2’nin ikinci aşaması için türbin anlaşması imzaladı

Yayın tarihi:

-

Yazar

Enercon ve Enerjisa Üretim, WindEurope Bilbao etkinliğinde YEKA-2 projeleri kapsamında 250 MW’lık türbin sevkiyat sözleşmesi imzaladı. 750 MW’lık türbin teslimat anlaşmalarının başarılı bir şekilde yerine getirilmesinin ardından imzalanan anlaşma ile 1.000 MW’lık projenin tamamlanması için önemli bir adım atıldı. 250 MW kapasite için imzalanan anlaşma kapsamında, 60 adet Enercon E-138 EP3 E2 Rüzgar Türbini teslim edilecek.

Türkiye rüzgar enerjisi sektörünün önde gelen şirketlerinden ENERCON ve Enerjisa Üretim, İspanya’nın Bilbao kentinde düzenlenen WindEurope etkinliğinde Türkiye Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez’in de katılımıyla gerçekleştirilen imza töreninde, YEKA-2 projesi kapsamında iş birliklerine devam ettiklerini duyurdu. 20 Mart 2024 tarihinde gerçekleştirilen imza töreninde; ENERCON CEO’su Udo Bauer, ENERCON CCO’su Uli Schulze Südhoff, ENERCON Bölge Başkanı Arif Günyar, Enerjisa Üretim Rüzgâr Santralleri Yatırımlar Genel Müdür Yardımcısı Ezgi Deniz Katmer, Enerjisa Üretim Satın Alma Genel Müdür Yardımcısı Aziz Ünal ve Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği Başkanı İbrahim Erden de yer aldı.

Türkiye rüzgar enerjisi sektörünün öncü firmaları olarak, yaptıkları iş birliği ile Türkiye’nin yenilenebilir enerji hedeflerine önemli katkılarda bulunan Enercon ve Enerjisa Üretim, bu katkıyı sürdürmeye devam ediyor. 2022’nin Ekim ayında gerçekleştirdikleri stratejik bir anlaşma ile YEKA-2 Projesi’nde toplam 1000 MW’lık bir kapasite için çerçeve anlaşması imzalayan şirketlerin bu projesi, Türkiye rüzgar enerjisi endüstrisinin sürdürülebilir geleceği için önemli bir adımı temsil ediyor. İlk fazda başarıyla tamamlanan 750 MW’lık türbin sevkiyat anlaşmalarının ardından, bugün geriye kalan 250 MW’lık kapasite için 60 adet Enercon E-138 EP3 E2 rüzgar türbini içeren sevkiyat anlaşması ile projenin tamamlanmasına bir adım daha yaklaşılarak, toplam 1000 MW’lık kapasite için türbin üretimine yeşil ışık yakılmış oluyor. Bu gelişme, YEKA 2 Projesi’nin başarılı bir şekilde ilerlediğini gösterirken, Türkiye temiz enerji hedeflerine ulaşma yolunda sağlam adımlarla ilerliyor.

Törende konuşan ENERCON CCO’su Uli Schulze Südhoff, şunları söylüyor: “Türkiye, rüzgar türbinlerinin üretimi, satışı, kurulumu ve servisi açısından ENERCON için odak pazar olmaya devam ediyor. Büyük perspektifler sunuyor ve yetkili makamlar tarafından muazzam bir destek alıyoruz. Ülkenin yenilenebilir enerjinin ve özellikle de kara rüzgârının yaygınlaştırılması konusunda net bir kararlılığı var. Türkiye’deki sahalarda son derece güvenilir olduğu kanıtlanmış, sınıfının en iyisi rüzgar türbini teknolojisini sağlayarak müşterimiz Enerjisa Üretim ile birlikte Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanındaki hedeflerini desteklemekten memnuniyet duyuyoruz. Enerjisa Üretim’e güvenleri için teşekkür ediyor ve verimli iş birliğimizi sürdürmeyi dört gözle bekliyoruz.”

ENERCON Orta Asya, Orta Doğu ve Afrika Bölge Başkanı Arif Günyar, yapılan anlaşma ve projenin önemine dair şu açıklamalarda bulunuyor: “ENERCON olarak, partnerimiz Enerjisa Üretim ile 2022 yılında Avrupa’da tek kalemde imzalanan en büyük 1000 MW ilk çerçeve anlaşmasını gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz. YEKA II ihalesinin getirdiği derin yerlilik kapsamlarına uygun olarak, yerli aksam ile gerçekleşecek olan projelerimiz, mevcut yerli üretim ve sanayinin devam etmesi ve derinleştirilmesi açısından önemli bir mihenk taşı olmuştur.”

Enerjisa Üretim Rüzgâr Santralleri Yatırımlar Genel Müdür Yardımcısı Ezgi Deniz Katmer, “1.000 MW YEKA 2 Projesi, Türkiye’nin yenilenebilir enerji sektörüne tarihi bir yatırımdır. ENERCON iş birliğiyle önümüzdeki dönemde Türkiye’de kurulacak her üç rüzgar türbininden biri Enerjisa Üretim imzasını taşıyacak ve Türkiye’nin yenilenebilir enerji yatırımlarına yön verecek” diyor.

İlk YEKA projesi Akköy RES’in devreye alınması

İlk faz için rüzgar türbinlerinin üretimi devam ederken ENERCON, Aydın’ın Didim ilçesindeki 25,2 MW kapasiteli 6 adet E-138 EP3 E2 türbininden oluşan ilk YEKA projesi Akköy Rüzgar Santrali’ni 2023 yılı sonunda devreye alarak YEKA 2 yolculuğuna başarılı bir başlangıç yapıyor. ENERCON Bölge Başkanı Arif Günyar, şunları ekliyor: “Projelerin başarılı ve güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesine katkıda bulunan tüm ekiplerimize, tedarikçilerimize ve alt yüklenicilerimize minnettarız. Enerjisa Üretim ile birlikte ENERCON ekipleri de projelerin başarıyla hayata geçirilmesi için yoğun çaba ve hazırlıklarını sürdürüyor.”

Devamını oku

Trendler