Connect with us

Servis, bakım ve tamirde Alman kalitesi ve disiplini: Wind Tech

Published

on

Wind Tech Kalite Müdürü Fahri Eryılmaz’la bir görüşme söyleşi gerçekleştirdik. Servis ve bakımın yanı sıra tamir hizmetleri de sunan Wind Tech’in faaliyet alanları hakkında bilgiler sunan Fahri Bey, 2019 yılı başında hizmete giren iple erişim ve kanat tamiri bölümleri hakkında da ayrıntılı bilgiler sundu bizlere.

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

Merhaba, ben Fahri Eryılmaz. 39 yaşındayım. 1999 – 2003 yıllarında Kocaeli Üniversitesi Elektrik Mühendisliği bölümünde lisans eğitimimi tamamladıktan sonra elektrik mühendisliği görevini ifa etmeye başladım. 2010 yılında rüzgâr santrali işletme mühendisi olarak rüzgâr sektörüne başlayıp, devamındaki 9 sene boyunca birçok rüzgâr santrali kurulumu projesinde ve servis bölümlerinde görev yaptım. Şu anda ise 2016’da göreve başladığım Wind Tech enerji firmasında kalite müdürü olarak görev yapmaktayım. 

Okurlarımız için firmanızı kısaca anlatır mısınız?

Wind Tech Enerji firması aslen Almanya menşeili bir firma olup, Türkiye’deki rüzgâr sektörünün gelişimine paralel olarak rüzgâr türbini servis ve bakım faaliyetlerinin yürütülmesi için 2011 yılında Türkiye şubesi olarak kurulmuştur. Bugün 60’ınn üzerindeki teknik personelimiz ile rüzgâr türbinleri servis ve bakım alanında hizmet vermekteyiz. Servis ve bakım hizmetlerinin yanında Nisan 2019’dan beri iple erişim ve kanat tamiri bölümlerimiz de hizmete açılmış olup aktif olarak çalışmalarına başlamıştır.

Wind Tech Enerji olarak verdiğimiz hizmetler sadece ülkemizle sınırlı değildir; Pakistan, Azerbaycan, Arabistan Ukrayna, Polonya, Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinde de faaliyet yürütmekteyiz. Türkiye şubesi olarak diğer ülkelerdeki faaliyetlerimizi yerine getirmekten dolayı ayrıca mutluluk duymaktayız.

Rüzgâr enerjisi sektörüne ne gibi çözümler sunuyorsunuz?

Wind Tech Enerji olarak 60’ı aşkın kişiden oluşan uzman teknik kadromuz ile akredite bakım firması olarak hizmet vermekteyiz.

Türkiye şubemizin bünyesinde yer alan ekiplerimizin dünya çapında piyasada yer alan 6 farklı türbin markası için kurulum ve servis hizmeti tecrübemiz bulunmakta olup, bakım dışında;

  • Servis – Arıza ve bakım hizmeti
  • Türbin incelemesi ve tamir hizmeti
  • Ana komponent montaj ve demontajı
  • Saha süpervizörlük hizmeti
  • Türbin devreye alma işleri
  • Kule ve kanat incelemesi
  • Kanat tamiri işleri (Platform ile)
  • Güvenlik ekipmanları kontrolleri (Tower internal)
  • Garanti kapsamı sonu incelemesi
  • Yardımcı sistemler devreye alması – Türbin içi yangın alarm sistemleri (Minimax, Protectfire)
  • Asansör ve merdiven kontrolleri ve tamiri gibi konularda hizmet vermekteyiz.

Ayrıca, Avrupa’da 8 ülkede farklı türbin üreticilerine de aynı konularda hizmet vermekteyiz.

Rüzgâr türbini servis ve bakım hizmetleriniz hakkında ayrıntılı bilgi verebilir misiniz? 

Rüzgâr türbinleri, yapısı gereği rüzgârlı havalarda her daim hazır vaziyette (emreamadelik) olması gereken ve çalışma zamanı kısıtlaması olmayan makinalardır. Bir türbinin yılda yaklaşık 7000 saat tam yükte çalıştığını düşündüğümüzde sistemin sürekli olarak hazır olması için rüzgâr türbinin servis ve bakımın mutlaka düzgün yapılası gerekmektedir. Bunun yapılması için belli periyodlarda sistemin kontrol ve bakımının yapılması gerekliliği kaçınılmazdır. Rüzgâr türbinin yaşına ve modeline göre yapılması gereken bakımların içeriklerinde de farklılıklar vardır.  

Kısacası türbinin en alt bölümündeki kontrol panosundan, hub ve rotora kadar tüm aksamlarım servis – bakım ve tamirat işleri aşağı belirttiğim iş kalemleri kapsamında yapılmaktadır:

  • Türbin kat araları hidrolik tork ile sıkma işlemi
  • Convertor panosu ve soğutma tesisatı bakımı
  • Nacelle yağlama sistemleri kontrol ve bakımı
  • Generator Hizalaması, rotor diski eksensel kontorlu, kaplin torklaması, slip ring temizliği ve fırça değişimleri
  • Generator soğutma sistemi kontrolü, filtre değişimleri, 
  • Dişli kutusu incelemesi, soğutma tesisatı kontrolü ve yağ ilavesi
  • Dişli kutusu hava ve yağ filtreleri değişimleri
  • Rotor fren diski kontrolü ve bakımı
  • Rotor ve ana makine birleşimi noktasının torklanması ve yağlanması
  • Yaw sistemi yağlama ve sensör kontrolleri, dişli ve fren balata kontrolleri ve değişimi
  • Hidrolik ünite filtre değişimleri ve yağ ilavesi, çalışır vaziyette kontrolü 
  • Hub bakımı ve kontrolleri, akü değişimleri ve testleri

Firma olarak bilgiye ve eğitime de büyük önem verdiğinizi biliyoruz. Kalite politikanız bağlamında firma içi eğitim çalışmalarından bahsedebilir misiniz?

Tüm saha personellerimize ilk saha giriş eğitimleri standart şekilde kesinlikle verilmektedir. Personellerimiz; iş güvenliği eğitimi, yüksekte çalışma, ilk yardım, türbin işlerine giriş gibi temel eğitimleri aldırmadan kesinlikle sahaya gönderilmemektedir. 

Firmamıza yeni dâhil olan personellerimize ise detaylı personel değerlendirmesi yapılır ve gerekli olan eğitimleri tespit edilerek türbin teknolojisi eğitimi verilerek sahaya gönderilecek hale getirilir. Böylelikle yeni personelimizin oryantasyon prosedürü de tamamlanmış olur. Bu eğitimler olmaksızın kesinlikle hiçbir personelimizin türbin içinde iş yapmasına izin verilmemektedir.

Bu temel eğitimlerin dışında işlerimizde kullandığımız tüm özel ekipmanlar ile ilgili eğitimler de mutlaka verilmektedir. Hidrolik tork, gerdirme ekipmanları, hizalama cihazı, güvenlik ekipmanları eğitimleri (Haca, Hailo vs.) ile personelin eğitilmesi ve sertifikalı olarak uzman seviyesine getirilmesi sağlanmaktadır. 

Ayrıca gelişen teknolojiye paralel bakım yapılan türbinlerdeki yeni sistemlere ait eğitimler de personelimize verilerek ekiplerin kendilerini geliştirmesi; daha doğru ve kaliteli iş yapması sağlanmaktadır. 

Görüldüğü gibi temel prensibimiz iyi eğitimli personelin doğru ve kaliteli iş yapmasını sağlayarak müşteri memnuniyetinin yakalanması en temel kalite politikalarımızdan birisidir.

Çalışmalarınızın bir önemli boyutu da iş ve işçi sağlığı ile güvenliği. Bu konuda türbin içerisinde hangi çalışmaları yürütmektesiniz?

Geçtiğimiz yıllarda yaşanan türbin kazalarını önlemek adına türbin içinde kullanılan vinç, asansör, tırmanma rayı vs. gibi sistemlerinde yıllık olarak kontrol edilmeleri gerekliliği ortaya çıkmıştır. Uzman ve sertifikalı personellerimiz bu sistemlerin yıllık kontrollerini yaptığı gibi bakım onarımlarını yaparak türbin içi sistemlerin daha güvenli çalışmasını sağlamaktadırlar.

Ayrıca, türbin içi güvenliği sağlayan yangın algılama ve söndürme sistemlerinin kurulumu, devreye alınması ve bakımlarını yapılması yine firmamızın uzman personelleri tarafından yapılabilmektedir. Yurtdışında ve yurtiçinde sayısız yangın algılama sistemi kurulum tecrübemizde vardır.

Dünya çapında, küresel iklim değişikliğinin de giderek daha yakıcı bir sorun hâlini almasına koşut olarak, yenilenebilir enerji yatırımlarının artış gösterdiği gözlemleniyor. Türkiye’de rüzgâr enerjisini durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Hepimizin bildiği gibi ülkemizde enerji ihtiyacımız her geçen sene artmaktadır. Bu ihtiyacımızın da kendi özkaynaklarımızla karşılanması dışa bağımlılık anlamında çok önemlidir. Rüzgâr, güneş vb. gibi yenilenebilir enerji alanında da ülkemizin potansiyele sahip olduğunu biliyoruz ve bu nedenle yeşil enerjiye yatırım yapılmasını destekliyoruz. Bu milli kaynakların değerlendirilmesi hem ülkemiz hem de ülke ekonomimiz açısından çok önemlidir. 2019’da Türkiye’nin toplam enerji üretiminin %7,5’u rüzgâr enerjisinden karşılanmıştır ve bu oranın ileriki yıllarda kesinlikle %9-10 civarının altında kalmaması gerekmektedir.

Ayrıca, enerji üretmek için çevrenin kirletilmemesi pek mümkün olmamakla birlikte çevreye en az zararlı olan üretim sistemlerinin tercih edilmesi çevresel bir zorunluktur. Yenilenebilir enerji kullanımı küresel iklim değişikliklerini engelleme açısından da avantajdır. Bu nedenle tüm dünya gibi bizim de bu alanda yatırımlar ve çalışmalar yapmamız kaçınılmaz hale gelmiştir. 

Wind Tech olarak bu konuda üstümüze düşen ne varsa yapmaya ve daha fazlasını yapmak için de çalışmaya devam ediyoruz.

Türk piyasasındaki rekabet ortamını nasıl değerlendiriyorsunuz?

2011’den bu yana rüzgâr sektörü her sene %25’e yakın oranına sahip olduğu için sektörde büyüme kaçınılmaz hale gelmiştir, dolayısıyla montaj ve servis firmalarının sayısı artmıştır. Açılan firmaların maalesef hepsi bugün devamlılığını sürdürmemektedir. Bunun sebebi ise know-how olmadan sadece sektördeki boşluğu değerlendirerek sadece para kazanma amacı güden firmaların bir anda sektöre girmesi ve personel kalitesine bakılmaksınız işin kalitesinden ödün verilmesi sonucu yanlış işlerin yapılmasıdır. Bunun sonucunda da yüksek meblağlı iş kazalarının gerçekleştiği bilinmektedir. Bu durumda da firmaların kalifiye eleman yetiştirmesi gerekliliğini ortaya çıkmıştır ancak personele yatırımların yapılması da ayrıca maliyetler oluşturmaktadır. Bu nedenle piyasada agresif fiyat politikaları oluşmaktadır ve firmanın kendi yatırımına göre de değişiklik göstermektedir. 

Türbin teknolojisine ayak uyduran ve personel kalitesine önem veren firmaların iyi işler çıkartmaya devam edecekleri inancındayım. Dolayısıyla her sektörde olduğu gibi işini layığıyla yapan insana değer veren firmalar ayakta kalacaktır.

Kısa veya uzun vadede hayata geçirmeyi düşündüğünüz yeni projeler var mı?

Önümüzdeki yıllarda ülkemizde yatırımların artacağını düşünerek bizde Wind Tech Enerji olarak sektöre paralel büyüme eğiliminde olacağımızı düşünüyoruz. Bu sene içerinde Almanya merkezimizdeki çalışma formatının aynısını Türkiye’de uygulamak adına iple erişim ve kanat tamiri bölümlerimiz Nisan 2019’da hizmet vermeye başlamıştır. İleriki dönemde bu alanlarda ekiplerin sayısını ve iş kalitesini arttırmak hedeflerimiz arasındadır. Ayrıca, servis bakım hizmetleri olarak türbin sayısının artmasıyla birlikte yine servis ağımızın da genişlemesi ileriki dönemlerde planladığımız büyüme stratejilerdendir.

Türkiye Wind Tech olarak sadece Türkiye değil yakın coğrafyada bulunan sahalar içinde hizmet verdiğimiz için ileriki dönemlerde başka ülkelere yatırım yaparak şubeleşmeye gitmek arzusunda olduğumuzu belirtmeliyim. Ukrayna, Pakistan, Azerbaycan gibi ülkelerde yatırım çalışmalarımız devam etmektedir ve yakın zamanda ilerleme kaydedeceğime inancım tamdır. 

Son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir?

Ülkemizdeki yeşil enerji dediğimiz rüzgâr enerjisinin kıymetinin ve ilerlemesinin arttırılması, toplumun bilinçlendirilmesi ve desteklenmesi konusunda gelişmeler olmasını umuyoruz. Hem enerjide dışa bağımlılık hem de en az çevre etkisi ile üretim yapılması bizce en akılcı çözümlerden birisidir. Bu konuda Wind Tech Enerji olarak hem ülkemiz için hem de sektörün gelişmesi için know-how’ımızı en iyi şekilde kullanarak sektörün büyümesinde elimizden gelen çabayı göstereceğimize emin olabilirsiniz.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 

Türkiye'nin alanında en özel yayınlara sahip medya grubu MONETA'nın sektörel dergi ve portallarının yönetimine katkıda bulunmaktayım. MONETA bünyesinde yeni nesil yayıncılık anlayışıyla içerik yönetimini geliştirmeye devam ediyoruz.

Continue Reading
1 Comment

1 Comment

  1. Ferit cagatay

    16 Temmuz 2022 at 00:08

    Kolay gelsin iş basvurusu yapmak istiyodum L3 taslamaciyim zımpara trim el yatırması vakum bek konusunda 5 yıllık tecrübem vardır yardım olursanız sevinirim
    İyi çalışmalar dilerim

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Genel

DÜRED Başkanı Murat Durak, deniz üstü rüzgardaki gelişmeleri REIA 2023’te değerlendirecek

Published

on

By

Yenilenebilir enerjinin her alanından Avrupa’daki geliştiriciler, yatırımcılar, finansörler, mali danışmanlar, sektör uzmanları ve brokerları buluşturan Yenilenebilir Enerji Yatırım ve Varlık Yönetimi Konferansı – Renewable Energy Investment & Asset Management Conference (REIA 2023), 30 Kasım – 1 Aralık tarihleri arasında Yunanistan’da düzenleniyor.

Avrupa yenilenebilir enerji sektöründeki son gelişmelerin ele alınacağı konferansın konuşmacıları arasında, Denizüstü Rüzgar Enerjisi Derneği (DÜRED) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Murat Durak yer alıyor. Murat Durak’ın konuşacağı “Blowin in the wind: Investing İn Offshore And Floating Wind” Oturumu, konferansın ikinci gününde saat 13:35’te başlıyor.

REIA 2023’te, deniz üstü rüzgar enerjisindeki yatırımların ele alınacağı oturumla ilgili şu açıklama yer alıyor: “Açık deniz rüzgar potansiyelinin %80’i, 60 metreden daha derin sularda bulunuyor ve bu da sınırlı arazi alanına sahip ülkelerde yüzen türbinlere olan ihtiyacı artırıyor. Yüzen rüzgar enerjisi endüstrisi, Avrupalı ​​şirketlerin öncülüğünde 2022 yılı sonuna kadar planlanan 48 GW kapasiteyle hızla genişliyor. Avrupa’nın 2030 yılına kadar 10 GW, 2050 yılına kadar ise 264 GW yüzer açık deniz rüzgarı üretmesi planlanıyor. Yalnızca Birleşik Krallık, yüzer rüzgar projelerine 60 milyon sterlinin üzerinde yatırım yapıyor. Almanya, Türkiye, Portekiz, İspanya ve diğerleri iddialı offshore rüzgar hedeflerini takip ediyor. Zorluklar arasında yeni bir tedarik zinciri ve liman altyapısı oluşturulması yer alıyor. Avrupa, 2022’de rüzgara 17 milyar Euro yatırım yaparak yıllık hedefinin gerisinde kaldı. Yüzen açık deniz rüzgarı gelecek; ancak potansiyelini gerçekleştirmek için önemli altyapı yatırımlarına ihtiyaç var.”

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Continue Reading

Genel

WindEurope: Türkiye, Marmara Denizi’nde 2,5 GW’lık offshore proje için BAE’li geliştirici ile müzakere ediyor

Published

on

By

WindEurope CEO’su Giles Dickson’ın Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi’ne katılmasının ardından dernek, Türkiye ile ilgili önemli bir değerlendirme paylaştı. Rüzgar enerjisinde Avrupa’nın Çin’e olan bağımlılığını azaltmak için Türkiye formülünün sunulduğu açıklamada, Türkiye rüzgar enerjisi sektöründen ve hükümetin rüzgardaki politikalarından oldukça olumlu bahsedilirken, Türkiye’nin yanlış yapma riski taşıdığı önemli bir konuda uyarı yapıldı.

Türkiye’nin tamamı karada olmak üzere 12 GW kurulu rüzgâr gücüyle elektriğinin %11’ini rüzgardan üreten bir ülke olarak, kurulu gücüne 2035 yılına kadar 3 GW’ı offshore rüzgar olmak üzere 28 GW daha eklemek istediği bilgisinin paylaşıldığı değerlendirmede, “Bunun için gerekli projeler de mevcut. Geliştirilmekte olan 26 GW’lık kara rüzgâr projesi var” dendi. Önemli bir bilginin yer aldığı değerlendirmede, hükümetin Marmara Denizi’nde 2,5 GW’lık offshore rüzgar için BAE merkezli bir geliştirici ile mutabakat anlaşması müzakere ettiği belirtildi.

Tedarik zincirlerini desteklemeye devam etmeli

“Türkiye’nin rüzgar tedarik zinciri güçlenmeye devam ediyor” başlıklı değerlendirmede, Türk rüzgar endüstrisinin büyük hedeflerinin olduğu ve hükümetin özellikle Türkiye’nin enerji bağımsızlığını güçlendirmek için çok daha fazla rüzgar enerjisi istediği belirtilirken; Türkiye’nin ihaleleri doğru yapması gerektiği ve tedarik zincirlerini desteklemeye devam etmesi gerektiği vurgulandı.

Avrupa rüzgâr enerjisi tedarik zincirinin önemli bir parçası

Tüm bu yeni kapasiteyi inşa etmenin sadece enerji güvenliği için değil; aynı zamanda sanayi için de iyi bir politika olduğu değerlendirmesinin yapıldığı açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: “Türkiye halihazırda güçlü bir rüzgar enerjisi tedarik zincirine sahip. İzmir çevresinde kule, kanat, redüktör ve jeneratör üreten 13 fabrika var. Ürettiklerinin %80’i, çoğu Avrupa ülkeleri olmak üzere ihraç ediliyor. Bu da Türkiye’yi daha geniş Avrupa rüzgâr enerjisi tedarik zincirinin önemli bir parçası haline getiriyor. Büyüme için geniş bir alanı da var. Çandarlı limanı çevresindeki daha fazla genişleme, Türk endüstrisini bir sonraki seviyeye taşıyabilir. Bu da daha fazla ekonomik kalkınma ve yerel istihdam anlamına gelecektir.”

Avrupa’nın Çin’e olan bağımlılığını azaltmak için Türkiye formülü

Tüm bunların yanı sıra, Türkiye’nin rüzgâr türbinlerindeki sabit mıknatıslarda kullanılan nadir toprak elementleri açısından büyük rezervlere sahip olduğunun vurgulandığı açıklamada, bundan faydalanmanın Avrupa’nın bu malzemeler için Çin’e olan büyük bağımlılığını azaltmaya yardımcı olacağı dile getirildi. Açıklamada, Türkiye’nin rüzgar türbini kanatlarında kullanılan cam elyafı da işlediğine dikkat çekilerek, “Bunu daha fazla yapabilirler ve bu da cam elyafı konusunda Çin’e olan bağımlılığımızı azaltmaya yardımcı olacaktır” ifadeleri kullanıldı.

Türkiye’nin yanlış yapma riski taşıdığı bir şey var!

Önemli bir uyarının yer aldığı değerlendirmede, Türk hükümetinin rüzgâr enerjisinin yaygınlaşmasını desteklemek için pek çok iyi şey yaptığı ancak yanlış yapma riski taşıdıkları bir şeyin olduğu, şu ifadelerle paylaşıldı: “Her MW’lık yeni rüzgar enerjisi kapasitesinin bir MW’lık yeni depolama kapasitesi ile eşleştirilmesini istiyorlar. Bu ‘%100 depolama’ başka hiçbir ülkede yok. Batarya fabrikaları için sipariş yaratmak isteyenler bile sadece %20 depolama yapıyor. Bu, Türkiye için de çok daha makul bir rakam olacaktır.”

“AB, Türkiye’nin sunabileceklerini kucaklamalıdır”

Açıklamada görüşleri paylaşılan WindEurope CEO’su Giles Dickson, “Türkiye, Avrupa rüzgar enerjisi tedarik zincirinde merkezi bir rol oynuyor. Pek çok bileşen üretiyorlar ve bunların çoğunu AB’ye ihraç ediyorlar. Rüzgar enerjilerini ve tedarik zincirlerini büyük ölçüde genişletmek istiyorlar. Harika. Daha da iyisi, Avrupa’nın rüzgar türbinlerinin ihtiyaç duyduğu nadir toprak yataklarına sahipler. AB, Türkiye’nin rüzgâr enerjisi alanında sunabileceklerini kucaklamalıdır” ifadelerini kullandı.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Continue Reading

Genel

Enercon’da CEO değişimi: Udo Bauer, 1 Ocak’ta görevi devralıyor

Published

on

By

Enercon CEO’su Dr. Jürgen Zeschky, firmanın tek hissedarı olan Aloys Wobben Vakfı’nın Yönetim Kurulu’na katılıyor. Enercon COO’su Udo Bauer, 1 Ocak 2024 tarihinden itibaren Enercon CEO’su olarak Dr. Jürgen Zeschky’nin yerine geçiyor.

Çeşitli sektörlerde uzun yıllara dayanan tecrübesiyle geçtiğimiz yıl Enercon’daki COO alanını oldukça başarılı bir şekilde geliştiren Udo Bauer, 2024 yılının başından itibaren şirketin yönetimle ortak geliştirilen stratejik yönetimine devam edecek. Udo Bauer’den boşalacak COO görevini ise, Enercon’da Küresel Satın Alma ve Tedarik Hattı Yönetimi’nden sorumlu olan ve bu nedenle deneyimlerini yeni görevine en iyi şekilde katabilecek Heiko Juritz üstlenecek. Udo Bauer’in vekili olarak Heiko Juritz, 1 Ocak’tan itibaren şirketin yeni COO’su olarak görev yapacak.

Şirket tarafından duyurulan gelişmede görüşlerine yer verilen Aloys Wobben Vakfı Başkanı Heiko Janssen, konuyla ilgili şu değerlendirmede bulunuyor: “CEO pozisyonundaki bu değişiklikle, Enercon için kendimize koyduğumuz hedeflere ulaşmak için gerekli olan sürekliliği sağlıyoruz. Dr. Zeschky’ye, şirket üzerinde birçok açıdan kalıcı bir olumlu etki yarattığı son birkaç yıldaki kişisel bağlılığı için teşekkür etmek istiyoruz. Her ne kadar 2023 sonuçları hala krizin etkilerini taşıyor olsa da yeni siparişler karlı ve başarıya giden yol açık. Dr. Zeschky’nin farklı bir rolde Enercon’un geleceğini şekillendirmeye yardımcı olmaya devam edecek olmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Sayın Udo Bauer ile CEO pozisyonu için deneyimli ve uluslararası bir yönetici kazandık; gelecekte Enercon ekibiyle birlikte başarıya giden bu yolu izlemeye devam edeceği için çok mutluyum.”

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Continue Reading

Trendler

Copyright © 2011-2018 Moneta Tanıtım Organizasyon Reklamcılık Yayıncılık Tic. Ltd. Şti. - Canan Business Küçükbakkalköy Mah. Kocasinan Cad. Selvili Sokak No:4 Kat:12 Daire:78 Ataşehir İstanbul - T:0850 885 05 01 - info@monetatanitim.com