Connect with us

Genel

“Projenin dinamiklerine ve ihtiyaçlarına adaptasyon gösteriyoruz”

Yayın tarihi:

-

Doğuhan Enerji Genel Koordinatörü Batuhan İldaş’la bir söyleşi gerçekleştirdik. Batuhan Bey hem firmaları ve faaliyet alanları hakkında bilgi verdi hem de sektöre ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Sizleri bu söyleşiyle baş başa bırakıyoruz.

Öncelikle sizi ve firmanızı kısaca tanıyabilir miyiz?

İsmim Batuhan İldaş, İstanbul Teknik Üniversitesi Metalurji ve Malzeme Mühendisliği bölümü lisans, Galatasaray Üniversitesi İşletme bölümü yüksek lisans ve çeşitli yurtdışı eğitim kurumlarında tamamladığım eğitim hayatımdan sonra Doğuhan Enerji firmasında proje sahalarında edindiğim ve tamamladığım çalışmalarla birlikte şu anda Genel Koordinatörlük görevini yürütüyorum.

Doğuhan Enerji yalnızca rüzgâr enerjisi sektöründe, başta inşaat işleri olmak üzere inşaat/elektrik/mekanik işler konusunda yatırımcı ve türbin üreticilerine kaliteli bir şekilde hizmet veren bir firmadır. Yaklaşık 20 yıldır rüzgâr enerji santral yatırımlarında hizmet vermekte olup, toplamda 1.600 MW’ı aşkın, 700’den fazla türbin içeren, 60’dan fazla projenin tamamlanmasında emek ve hizmet vermiştir.

2017 yılı Türkiye’nin rüzgâr enerjisinde altın yılı olarak değerlendirildi. Sektörün gelişimini ve potansiyelini nasıl değerlendiriyorsunuz?

2017 yılındaki başarının 2016 yılından geleceği aslında biraz belliydi ancak reel anlamda bakmak gerekirse hem 2016 hem 2017 yıllarını potansiyellerinin altında kalan başarılı rakamlar olarak tanımlamak daha doğru olur. 2018 hatta 2019 yılının ise planlanandan daha geç yapılan 3.000 MW ve YEKA ihalelerinden dolayı son 2 seneye göre daha düşük bir kapasiteyle sonuçlanacağını düşünüyorum.

Pazarın gelişimi açısından proje geliştiriciler geçmiş dönemde en büyük problem oldu. Yeni dağıtılan ön lisanslar ve YEKA dışında, inşaatına başlanmamış projelerin yüzde 80’i proje geliştiricilerin elinde. Onlar da bir getiri sağlamaya çalışıyorlar. Bunun gibi bir problem geçmiş dönemde çözülmüş olsaydı ve söz konusu lisanslar sektörün ciddi yatırımcılarının kontrolünde hayata geçer ve bu başarılı saydığımız rakamları ikiye katlamış olabilirdik.

YEKA ve 3.000 MW’lık ön lisansların ihale yönetmelikleriyle birlikte söz konusu problemin önüne geçilmiş oldu ancak bu sefer de finansman modelleri ve kaynak problemleri ile yatırımcının karşı karşıya kalacak olmasını ön görmek çok zor değil. 2020 yılından itibaren YEKDEM’in uygulamadan kaldırılışı, piyasadaki elektrik fiyatları, değişken ve sürekli yukarı yönlü artış gösteren döviz fiyatları ve paritelerin yanı sıra eksi kuruşlarla alınmak zorunda kalınan ön lisanslar ile birlikte tekrardan yatırımcıların büyük fedakarlıklarla bu santralleri işletme ve üretime sokacaklarını düşünüyorum.

Ek olarak mevcut devrede olan santrallerin kapasite artışlarıyla ilgili başvurularda yaşanan engel ve güçlüklerin de gelişimi ve sektörün hızını ne yazık ki yavaşlattığını düşünüyorum.

Rüzgâr enerjisi projelerinde inşaat işleri de yapan bir firma Doğuhan Enerji. Bu konuda bilgi verebilir misiniz?

Doğuhan Enerji olarak rüzgâr enerji santrallerinin saha içi ve saha dışı ulaşım yolları, türbin montajı için gerekli vinç sahaları, projesine uygun son derece yüksek kalite ve hassasiyette türbin temelleri, idari binalar ve şalt sahaları, türbinler arası kablo kanal işleri gibi inşaat işlerinin tamamında yüksek bir kapasiteyle hizmet vermekteyiz.

Bu hizmetlerin yanı sıra ulaşım yolları ve vinç sahalarının yerleşim projelerinin hazırlanmasını kendi ekiplerimizle, türbin temel dizaynına esas sondaj işleri ve türbin temel projelerinin hazırlanması gibi kapsamları da birlikte çalıştığımız partner firmalarla proje sahalarında yaşadığımız tecrübelerle birlikte müşterilerimize hizmet olarak sunmaktayız.

Sektörde hizmet verdiğimiz yaklaşık 20 yıl içerisinde birçok farklı yatırımcı ve türbin tedarikçisiyle çalışma şansını en büyük projelerle birlikte yakalama fırsatı bulduk. Her çalıştığımız firmadan gerek mühendislik anlayışı olarak gerekse organizasyonel yapı ve kalite anlayışı olarak kendimizi geliştirebilecek birçok şey öğreniyoruz ve her projede çalışma kapasitemiz ile kalitemizi artırmaya yönelik tecrübeler ediniyoruz.

Firmamızı diğer firmalardan ayıran en büyük özellik, her projenin dinamiklerine ve ihtiyaçlarına göre adaptasyon gösterebiliyor olmamızdır. Yüksek tempo ve çalışma kapasitesiyle projelerde bulunmayı seven bir firmayız. Örneklemek gerekirse; Polat Enerji’nin mekanik kapasite olarak 169 MW’lık Geycek RES projesini ulaşım yolları, şalt sahası ve idari bina, vinç sahalarının hazırlanması ve en önemlisi ayda ortalama 20 türbin temel imalatı birlikte 6 ay gibi kısa bir sürede tamamladık.

Hizmet verdiğimiz bütün projeleri hızlı ve kaliteli bir şekilde zamanından daha erken teslim etmiş olup hatta birçok projenin devreye alma takvimini hedeflenen tarihlerden daha geriye çekmişizdir.

Yatırımcıların bu projeleri çok zor bürokratik koşullar altında ve büyük fedakârlıklar yaparak hayata geçirdiklerinin bilincinde hareket etmekteyiz, bu sebeple de söz konusu üretim santralleri ne kadar erken ve hızlı devreye alınırsa hem ülke ekonomisine hem de yatırımcı firmaların finansman hedefine ulaşmasına katkı sağlamayı her daim hedefliyoruz. Buna bağlı olarak birçok projede yatırımcılara proje revizyonları veya sahalarda yapılan imalatların revize edilmesi gibi önerilerimizle ihtiyaçtan fazlasına yönelik mali kaynak tüketilmesinin de önüne geçmek gibi tecrübe ve önceliklerimiz de bulunmaktadır.

Yaptığı işi fazlasıyla seven ve gecesini gündüzüne katan bir çalışma grubu arkadaşımızın olmasının da bu başarının en büyük pay ve değer sahibi olduğunu da ifade etmek isterim.

Kısa veya uzun vadede hayata geçirmeye hazırlandığınız projeler hakkında bilgi verebilir misiniz?

Kısa vadeli hedef olarak yurt içinde uzun bir süredir vermekte olduğumuz hizmetleri hali hazırda görüştüğümüz bazı Balkan/Kafkas ve/veya Ortadoğu ülkeleri gibi ülkelere taşımayı hedeflemekteyiz. Özellikle Türk yatırımcıların veya hizmet verdiğimiz türbin üreticilerinin bu ülkelerde yapmayı planladıkları yatırımların gerçekleşmesinde pay sahibi olabilmek adına bazı hedeflerimiz bulunmaktadır.

Orta/uzun vadeli hedef olarak ise yakın zamanda YEKA kapsamında değerlendirilmesi planlanan off-shore yatırımların inşaat süreçleri hakkında gerekli bilgi ve edinimleri teknik anlamda sağlayarak doğru mühendislik anlayışıyla hizmet kapsamımızı sektörün geleceğinde yer alacağı öngörülen bu yatırımlarda çalışabilecek boyuta getirmeyi hedefliyoruz.

Piyasadaki rekabet ortamını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yatırımcıların perspektifinden değerlendirirsek eğer, yatırım yaparak hayatta kalan ve sürekliliği korumak zorunda olan firmalar ve gruplar için şartlar gerçekten çok ağırlaştı.

Devrede olan santrallerin kapasite artışı almasının son derece güç olmasıyla birlikte ellerinde yalnızca kısa süre önce yapılmış olan 3.000 MW’lık ön lisans yarışmaları kalan yatırımcılar bu ihaleleri kazanabilmek adına eksi rakamlarla ön lisans almaya hak kazandılar.

Yatırımların fizibilite veya uzun vadeli ön görülerini kestirmek bizler için tabii ki zor ancak YEKDEM mekanizması ile birlikte bile zor ve uzun süreçler sonucunda devreye alınan bu santrallerle ilgili ilerleyen zamanda yatırım maliyetlerinin de düşmesi ile birlikte koşulların daha uygun ve elverişli olmasını ümit ediyorum.

Bizlerin kapsamında olan işlerinde rekabet ortamı yukarıda bahsettiğim koşullar altında giderek ağırlaşmaktadır. Proje bütçesinin %5-10’u olan bir imalat kapsamına sahip olsak dahi yatırımcılar bütçelerinden tasarruf etmek adına en ucuz firmalara yönelmek durumunda kalıyor ki bu da piyasadaki rekabet ortamını giderek keskinleştiriyor. Fiyat/performans değerlendirmesinden ziyade artık yalnızca fiyat odaklı değerlendirmelerin yapıldığı bir süreçle mücadele etmek durumunda kalıyoruz.

Son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir?

Rüzgâr enerjisinde geçtiğimiz yıl 4 bin MW ihale edilmiş oldu. Bu çok önemli bir kapasite. Sektörde uzun zamandır beklenen bir şeydi. Burada Türkiye için yeni bir hamle başlayacağını ümit ediyorum.

En büyük arzumuz ise düşen enerji fiyatlarının hayata geçebilmesi için bu ihale ve diğer ihaleler için finansman süreçlerinin başarılı bir şekilde kapanması ve bu yatırımların hızla hayatımıza etki etmesiyle daha ucuz ve temiz enerjiye kavuşmamız.

Uzun vadede de bu yatırımların adaptasyonu ve başarısı sayesinde ülke enerji maliyetlerini düşürmesinin yanı sıra sürdürülebilir bir şekilde gelecekte devamlılığının gelmesi ülkemiz adına umut verici olacaktır.

Genel

ICCI Fuarı’nda enerji sektörüne yenilenebilir enerji müjdesi

Yayın tarihi:

-

Yazar

ICCI Uluslararası Enerji ve Çevre Fuar ve Konferansı’nın açılışını gerçekleştiren TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Sözcüsü Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, yenilenebilir enerji ile ilgili müjde verdi.  Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “Komisyonumuz ve hükumetimiz yenilenebilir enerji alanında ülkemizin ve sektörün önünü açacak, ülkemizi güçlendirecek adımları atmaya devam ediyor. Maden ve enerji kanunlarında değişiklikleri kapsayan kanun teklifimiz komisyondan geçti ve genel kurulda görüşmelere başlanacak. Meclisimizin onayıyla teklifimiz yasalaşacak ve bu sayede enerji sektörümüzün önünü açmış olacağız” dedi.

T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve EPDK’nın desteği ile TG Expo tarafından gerçekleştirilen ICCI – Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı’nın açılışı Türkiye Büyük Millet Meclisi Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi Ve Teknoloji Komisyonu Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, İstanbul Sanayi Odası Enerji Grup Başkanı Rıdvan Mertöz, KOJENTÜRK Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Aydın, ENSİA – Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı ve KBSD – Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Hoplamaz’ın katılımı ile gerçekleştirildi. 3 gün boyunca 10.000 metrekarelik alanda küresel enerji piyasasının kalbinin atacağı fuar, 200’e yakın firma ve 8 bini yurt dışından olmak üzere toplamda 20 binden fazla ziyaretçiye ev sahipliği yapacak. ICCI bu yıl ilk kez eş zamanlı gerçekleşecek Electricity Eurasia – Elektrik ve Elektrik Ekipmanları Fuarı’na da sahne oluyor.

Enerji sektörüne yeni kanun teklifi müjdesi

Fuarın açılışında konuşan TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi Ve Teknoloji Komisyonu Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “TBMM komisyonumuz ve hükumetimiz yenilenebilir enerji alanında ülkemizin ve sektörün önünü açacak ve ülkemizi güçlendirecek çabaların içerisindedir. Yakın zamanda komisyonumuza gelen özellikle maden ve enerji kanunlarındaki değişiklikleri kanun teklifi ilgili komisyonumuzdan geçti. Gerekli tartışmalar yapıldı. Komisyon üyelerimiz katkılarını verdi Ve genel kurulun gündemine hazır hale getirildi. Genel kurulda özellikle yenilenebilir enerjiyle ilgili bazı kanuni düzen içeren kanun teklifi görüşülmelerine başlanacak. Ümit ediyorum ki; değerli milletvekillerimizin, meclisimizin onayla da bu teklif yasalaşacak. Bu da özellikle ülkemizin siz değerli sektör temsilcilerimizin önünü açmak üzere ülkemize sağlamak üzere bu kanun teklifi de yasalaşmış olacak diye ümit ediyorum” şeklinde konuştu.

Enerji verimliliğinde başarının formülü her kademede “farkındalık”

Son yılların en kritik konularından birisinin yenilenebilir enerji olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “Bu alanda atılan adımlar ve yaşanan gelişmeler hem ülkelerin güçlenmesi hem de sektör oyuncularının daha rekabetçi haline gelmelerinde şüphesiz önemli bir rol oynuyor. Bu gelişmelerin bir sonucu olarak da rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kurulumu ve kurulu gücünün diğer konvansiyon termik kurulu güce göre daha fazla olduğunu görüyoruz. TBMM komisyonu olarak bunun farkındayız ve bu farkındalığın da bir gereği olarak ilgili komisyonumuz ve hükümetimizin bu alanda ülkemizin ve sektörün önünü açacak çaba sarf ediyoruz” şeklinde konuştu. Özellikle bu tür fuar ve konferanslarda yapılan tartışmalar ve beraberinde sektöre ilişkin ortaya çıkan fikirlerin yasama ve yürütme için son derece kıymetli olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “Fakat özellikle enerji verimliliği konusunda hükümet ve ilgili bakanlıklar her ne kadar destek verirse versin toplumda ve sanayicilerimizde bu konularda gerekli eğitim, farkındalık ve bilinç oluşmadığı takdirde çabaların yeterli şekilde amacına ulaşması mümkün olmaz” dedi.

“Fuarımızın varlığı en büyük kazançlarımızdan biri”

TG Expo Genel Müdürü Cem Şenel de açılış konuşmasında, “1994 yılında İstanbul’da bir Kojenerasyon Semineri ile başladığımız yolculuğumuz, kısa sürede ülkemizin enerji sektöründeki hızlı gelişme ve enerji camiasının yoğun ilgisiyle 1999 yılında ICCI (International Cogeneration Conference of Istanbul) adı altında bir Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı kimliğine evrildi. Dünya enerji piyasasının jeopolitik açıdan belki de en sıcak ve hareketli coğrafyasında yer alan bir ülke olarak ICCI Uluslararası Enerji ve Çevre Fuar ve Konferansı’nın varlığı en büyük kazançlarımızdan biri. Fuar sayesinde oluşturduğumuz verimli, etkin, saygın ve kaliteli bir iletişim ve etkinlik platformu ile bu büyüme ve gelişme sürecine 30 yıla yakın süredir tanıklık ediyor, gelecekte de sürdürmek üzere yoğun çaba gösteriyoruz. Sürdürülebilirliği odak noktasına aldığımız fuarımızda enerji verimliliği, yenilenebilir enerji, akıllı şebekeler, temiz teknolojiler ve çevre yönetimi gibi konularda güncel gelişmeler öne çıkacağı için bu yılın teması olarak ‘Enerjinin Geleceğini Keşfet’ diyeceğiz” dedi.

“Yenilenebilir enerjiyi fırsat olarak yakalayanlar avantajını görecek”

Enerjide baş döndüren dönüşümlerin yaşandığı son yıllarda fuarın günceli yakalamak ve geleceğe yönelik projeksiyonlara ışık tutmak için kritik öneme sahip olduğunu belirten KOJENTÜRK Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Aydın ise, açılışta “İklim değişikliğini yavaşlatmak ve toplumları daha temiz bir ortamda yaşatma çabaları, enerjide fosil kaynaklardan yenilenebilir enerji tüketiminin daha yüksek düzeylere geçişini zorunlu kılıyor. Enerji tüketiminin daha da artış gösterdiği günümüzde elektriğin üretildiği kaynaklar daha önemli hale geliyor. Bugün enerji yatırımlarında özellikle finansmana erişimin zor ve yüksek maliyeti nedeniyle hedeflenen yıllık büyümenin biraz gerisinde kaldığını görüyoruz. O yüzden bu dönemi geleceğe yönelik hazırlık ve planlamaların yapılması için bir fırsat olarak gören ve değerlendirenler hızlı dönüşümde bunun avantajlarını yakalayacak” diye konuştu.

Devamını oku

Genel

Kamu Görevini Engelleyenler 5 Yıla Kadar Hapis cezası alabilir

Yayın tarihi:

-

Yazar

Dicle Elektrik Uzun Yıllar Borcunu Ödemeyip Şiddete Başvuranları Mektupla Uyardı;

Dicle Elektrik, dağıtım bölgesinde 27 milyar TL’yi aşan elektrik borcunu uzun süredir ödemeyen ve bununla birlikte görevlilerin çalışmalarını engelleyenlere karşı hukuk mücadelesi vermeyi sürdürüyor. Sorumluluk bölgesinde yer alan 6 ilde kamu hizmeti yürüten dağıtım şirketi, başta Şanlıurfa ve Mardin olmak üzere borçlu sulama abonelerini bu kez engellemelerden dolayı 5 yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya kalabilecekleri konusunda uyardı.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin 6 ilinde elektrik dağıtım hizmeti veren Dicle Elektrik’ten, başta Şanlıurfa ve Mardin’deki çiftçilerin 27 milyar TL’yi aşan elektrik borçlarının ödenmemesiyle ilgili olarak yeni bir açıklama yapıldı. Tarım sezonu öncesi “borcunu ödemeyene elektrik verilmeyecek” uyarısında bulunan Dicle Elektrik, borçlu abonelere bir mektupla önemli yeni uyarılarda bulundu. Mektupta mevzuat gereği elektriği kesilecek olan ancak bu kesintiye kaba kuvvetle karşı koyacak olan abonelerin, TCK’nın ‘Kamu Hizmetlerinden Yararlanma Hakkının Engellenmesine’ dair 113’ncü maddesi uyarınca 5 yıla kadar hapis cezası alabileceği duyuruldu.

İadeli taahhütlü mektupla uyarıldılar
Elektrik borcu bulunan, uzun süredir borcunu ödemeyen ve mevzuat gereği elektriğini kesmeye gelen görevlileri engelleyenlere yönelik gönderilen bu kritik uyarı, her bir borçlu aboneye özel olarak iadeli taahhütlü mektupla yapıldı.

Kamu görevini engelleyene 5 yıla kadar hapis
Aynı mektupta, görevlilere dönük yapılacak her türlü engellemenin TCK’nın 113’ncü maddesinde yer alan ‘Kamu Hizmetlerinden Yararlanma Hakkının Engellenmesi Suçunu’ kapsadığına yer verilerek, çalışmaları cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla engelleyenlerin, 5 yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya kalabileceği kaydedildi.

18 bin çiftçinin 27 milyar TL borcu var
Dicle Elektrik, bölgede 18 bin tarımsal sulama abonesinin elektrik borcunun 27 milyar TL’yi aştığını açıklamıştı. Söz konusu borcun 15.5 milyar TL’sinin Şanlıurfa’daki 13.000 aboneye, 9.5 milyar TL’sinin Mardin’deki 5.000 aboneye, geri kalanın ise Diyarbakır, Batman, Şırnak ve Siirt’teki tarımsal sulama abonelerine ait olduğunu duyurulmuştu.

Dicle Elektrik tarafından abonelere iadeli taahhütlü olarak gönderilen kişiye özel mektuplarda şu ifadeler yer alıyor:

‘’ Sayın abonemiz;
… tesisat numaralı aboneliğinize ait muaccel olan ………… faturalı borçlara ilişkin olarak ekiplerimiz tarafından 18.03.2024 tarihinde Elektrik Piyasası Tüketici Yönetmeliği‘nin Zamanında Ödenmeyen Borçlar başlıklı 35. Maddesi hükümleri uyarıca kesme işlemi için aboneliğinizin bulunduğu sayaca gelinmiş ancak tarafınızca mukavemet gösterilmesi sebebiyle kesme işlemi gerçekleştirilememiştir. Aynı tesisat ve borca ilişkin ekiplerimiz tarafından tekrar kesme işlemi uygulanacak olup, tarafınızca mukavemet gösterilmesi halinde hakkınızda TCK 113 uyarınca Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığı ile suç duyurunda bulunacağımız konusunda tarafınıza ihtarda bulunulmuştur.’’

Devamını oku

Genel

ENERCON ve Enerjisa Üretim, YEKA-2’nin ikinci aşaması için türbin anlaşması imzaladı

Yayın tarihi:

-

Yazar

Enercon ve Enerjisa Üretim, WindEurope Bilbao etkinliğinde YEKA-2 projeleri kapsamında 250 MW’lık türbin sevkiyat sözleşmesi imzaladı. 750 MW’lık türbin teslimat anlaşmalarının başarılı bir şekilde yerine getirilmesinin ardından imzalanan anlaşma ile 1.000 MW’lık projenin tamamlanması için önemli bir adım atıldı. 250 MW kapasite için imzalanan anlaşma kapsamında, 60 adet Enercon E-138 EP3 E2 Rüzgar Türbini teslim edilecek.

Türkiye rüzgar enerjisi sektörünün önde gelen şirketlerinden ENERCON ve Enerjisa Üretim, İspanya’nın Bilbao kentinde düzenlenen WindEurope etkinliğinde Türkiye Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez’in de katılımıyla gerçekleştirilen imza töreninde, YEKA-2 projesi kapsamında iş birliklerine devam ettiklerini duyurdu. 20 Mart 2024 tarihinde gerçekleştirilen imza töreninde; ENERCON CEO’su Udo Bauer, ENERCON CCO’su Uli Schulze Südhoff, ENERCON Bölge Başkanı Arif Günyar, Enerjisa Üretim Rüzgâr Santralleri Yatırımlar Genel Müdür Yardımcısı Ezgi Deniz Katmer, Enerjisa Üretim Satın Alma Genel Müdür Yardımcısı Aziz Ünal ve Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği Başkanı İbrahim Erden de yer aldı.

Türkiye rüzgar enerjisi sektörünün öncü firmaları olarak, yaptıkları iş birliği ile Türkiye’nin yenilenebilir enerji hedeflerine önemli katkılarda bulunan Enercon ve Enerjisa Üretim, bu katkıyı sürdürmeye devam ediyor. 2022’nin Ekim ayında gerçekleştirdikleri stratejik bir anlaşma ile YEKA-2 Projesi’nde toplam 1000 MW’lık bir kapasite için çerçeve anlaşması imzalayan şirketlerin bu projesi, Türkiye rüzgar enerjisi endüstrisinin sürdürülebilir geleceği için önemli bir adımı temsil ediyor. İlk fazda başarıyla tamamlanan 750 MW’lık türbin sevkiyat anlaşmalarının ardından, bugün geriye kalan 250 MW’lık kapasite için 60 adet Enercon E-138 EP3 E2 rüzgar türbini içeren sevkiyat anlaşması ile projenin tamamlanmasına bir adım daha yaklaşılarak, toplam 1000 MW’lık kapasite için türbin üretimine yeşil ışık yakılmış oluyor. Bu gelişme, YEKA 2 Projesi’nin başarılı bir şekilde ilerlediğini gösterirken, Türkiye temiz enerji hedeflerine ulaşma yolunda sağlam adımlarla ilerliyor.

Törende konuşan ENERCON CCO’su Uli Schulze Südhoff, şunları söylüyor: “Türkiye, rüzgar türbinlerinin üretimi, satışı, kurulumu ve servisi açısından ENERCON için odak pazar olmaya devam ediyor. Büyük perspektifler sunuyor ve yetkili makamlar tarafından muazzam bir destek alıyoruz. Ülkenin yenilenebilir enerjinin ve özellikle de kara rüzgârının yaygınlaştırılması konusunda net bir kararlılığı var. Türkiye’deki sahalarda son derece güvenilir olduğu kanıtlanmış, sınıfının en iyisi rüzgar türbini teknolojisini sağlayarak müşterimiz Enerjisa Üretim ile birlikte Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanındaki hedeflerini desteklemekten memnuniyet duyuyoruz. Enerjisa Üretim’e güvenleri için teşekkür ediyor ve verimli iş birliğimizi sürdürmeyi dört gözle bekliyoruz.”

ENERCON Orta Asya, Orta Doğu ve Afrika Bölge Başkanı Arif Günyar, yapılan anlaşma ve projenin önemine dair şu açıklamalarda bulunuyor: “ENERCON olarak, partnerimiz Enerjisa Üretim ile 2022 yılında Avrupa’da tek kalemde imzalanan en büyük 1000 MW ilk çerçeve anlaşmasını gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz. YEKA II ihalesinin getirdiği derin yerlilik kapsamlarına uygun olarak, yerli aksam ile gerçekleşecek olan projelerimiz, mevcut yerli üretim ve sanayinin devam etmesi ve derinleştirilmesi açısından önemli bir mihenk taşı olmuştur.”

Enerjisa Üretim Rüzgâr Santralleri Yatırımlar Genel Müdür Yardımcısı Ezgi Deniz Katmer, “1.000 MW YEKA 2 Projesi, Türkiye’nin yenilenebilir enerji sektörüne tarihi bir yatırımdır. ENERCON iş birliğiyle önümüzdeki dönemde Türkiye’de kurulacak her üç rüzgar türbininden biri Enerjisa Üretim imzasını taşıyacak ve Türkiye’nin yenilenebilir enerji yatırımlarına yön verecek” diyor.

İlk YEKA projesi Akköy RES’in devreye alınması

İlk faz için rüzgar türbinlerinin üretimi devam ederken ENERCON, Aydın’ın Didim ilçesindeki 25,2 MW kapasiteli 6 adet E-138 EP3 E2 türbininden oluşan ilk YEKA projesi Akköy Rüzgar Santrali’ni 2023 yılı sonunda devreye alarak YEKA 2 yolculuğuna başarılı bir başlangıç yapıyor. ENERCON Bölge Başkanı Arif Günyar, şunları ekliyor: “Projelerin başarılı ve güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesine katkıda bulunan tüm ekiplerimize, tedarikçilerimize ve alt yüklenicilerimize minnettarız. Enerjisa Üretim ile birlikte ENERCON ekipleri de projelerin başarıyla hayata geçirilmesi için yoğun çaba ve hazırlıklarını sürdürüyor.”

Devamını oku

Trendler