Connect with us

Enerji sektöründe pandemi ve olağanüstü riskler için sigorta teminatı

Yayın tarihi:

-

Hepimiz olağanüstü günlerden geçiyoruz. COVID19 salgını, hemen hemen herkesin dolayısıyla da her işletmenin hayata dair, geleceğe dair tüm algılarını değiştirdi. Bu salgının bilgi akışının çok hızlı, iletişimin oldukça gelişmiş olduğu modern zamanlarda yaşanıyor olması tüm insanlığın derin ortak kaygılar yaşamasına sebep oldu. 

Ve görünen o ki bu duygu ile bir süre daha yaşamaya devam edeceğiz. Elbette ki bu durum sonsuza kadar devam etmeyecek.

Tüm sektörlerde tüm algılar değiştiği gibi risk ve öncelik tanımlamaları da değişmeye başladı. Gelecekte sektörlerin nasıl şekilleneceğini hep beraber yaşayıp göreceğiz. Bu dönemde risk algısının yüksek olması, tüm bireylerin ve kurumların, kendilerini teminat altında hissetme yani bir başka deyişle güvende olma isteklerini de doğal olarak arttırdı. Bu kuvvetli isteğe yanıt verecek en önemli teminat aracı da normal zamanlarda en azından ülkemizde ne yazık ki gerektiği kadar önem verilmeyen sigorta araçları idi.

Genel yatırımlar içerisinde sigorta maliyetleri oldukça düşük seviyelerde kalmasına rağmen, işveren tarafından maalesef çok önem verilen bir konu olmaktan uzak kalıyordu ve sadece fiyata bakarak poliçe alma eğilimi tüm piyasaya hâkim olmuştu. Bununla birlikte ana işi ile oldukça meşgul olan sigortalı/işveren başlı başına her ayrıntısında uzmanlık gerektiren sigorta konuları ile çok da uğraşmak istememekteydi. 

Fakat şu anda zarar gören tüm sektörler, bu salgının verdiği iş durmasından kaynaklı zararları sigortanın (eğer poliçeleri varsa tabii) kapsayıp kapsamadığını araştırıyor. En baştan bunun cevabını verelim; bazı özel istisnalar haricinde büyük oranda hayır. Teminat kapsamında değil.

Bazı büyük grupların yaptığı geniş kapsamlı poliçelerde salgın/pandemi gibi riskler için ayrıca özel bir teminat sağlansa da teminat seviyelerinin çok da yüksek olmadığını biliyoruz.  Yurtdışında ise bu teminatların yine çok sınırlı bir alıcısının olduğunu ve buradan da hasar tazminatı ödeme durumlarının doğabileceğini duymaktayız. 

Şimdilerde ise tüm dünya bu salgın risklerini kapsayan ticari amaçlı poliçeler yaptırmak istiyor. Maalesef artık çok geç kalındı. Sigortanın temelinde olan risk, artık ani ve beklenmedik değil. Dolayısıyla devam eden salgın artık sigorta edilebilir bir riski olmaktan çıktı ve bu teminat ticari koruma sağlayan poliçelerde yazılamaz hale geldi.

Buna benzer enerji sektörünü ve dolaylı olarak diğer sektörleri de etkileyebilecek diğer olağanüstü risklerin birkaçının sıralamasını bu yazının son bölümünde belirttik. 

Daha öncesinde de bu tip özel riskler ile ilgili bir teminat havuzu oluşturulamadığı için sigorta şirketleri süreç geçse dahi olayın sıcaklığı ile teminat vermekte ya çok zorlanacak, çekinecek ya da çok yüksek primler sunacaklardır. Elbette ki zamanla bu konuyu da çözümsüz bırakmayacaklardır.

Sigortacılıkta, risklerin teminat altına alınmasındaki en önemli belirleyicilerden biri hiç şüphesiz, riski tabana yayarak çok sayıda riziko/poliçe ile büyük teminat havuzları oluşturup risk gerçekleştiğinde hasar prim dengesini de koruyarak tazminat ödemelerini bu sistem içerisinde kolaylıkla yapabilmek üzerine kuruludur. Bu salgında bu yapı kurulamadığı için maalesef kimse poliçeler ile teminat altında alınamamıştır. Bunda da sektör bileşenleri olarak hepimizin sigortacı, aracı, sigortalı hatta kamu olarak üzerimize düşen payı umarız alırız.

İçinde bulunduğumuz küresel salgını/pandemiyi bir de işletmeler açısından değerlendirecek olursak; büyük tesislerin tedarik sözleşmeleri imzalandığında sözleşmenin “force majeure” yani mücbir sebep kalemlerinden biri, çoğunlukla salgın tehlikesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu sayede tedarikçi kendini her zaman güvenli tarafa alabilmektedir. Mevcut bu durumda tedarikçiler sözleşmelerinde bu madde üzerinden gecikme cezasından kaçınabilmektedirler. Çeşitli sektörlerden duyduğumuz kadarıyla tedarikçiler bu madde üzerinden yatırımcılara, müşterilere bilgilendirme yazıları göndermeye başladılar bile. 

Sigorta sektörünün tüm bu olumsuzluklara rağmen zamanla ve mutlaka yeni aksiyonlar da alacağını söylemeliyiz. Bu anlamda yatırımcı/sigortalı için iyi haber, gelecekte gerçekleşebilecek bazı olağanüstü doğa olaylarını ve risklerini de yeni tip sigortacılık araçları ile teminat altına alınması sürecinin hız kazanacak olmasıdır. 

Bununla birlikte her mücbir sebebin de sigorta konusu yapılamayacağını da belirtmek isteriz. Yeni dönemde; gelişen sigorta algısı, sigorta sektöründe önceden mevcut olan ürünlerin yeniden anlam kazanmasına ayrıca yeni ürünlerin piyasaya sunulmasına da imkân sağlayacaktır. 

Kısaca özetlemek ve de tekrarlamak gerekirse; bu tip büyük riskler gerçekleştikten sonra ticari teminat sağlayan sigortacılık açısından, bu tip risklerin teminat kapsamına alınması oldukça zorlaşmaktadır ve genelde de mümkün olmamaktadır. 

Tüm bunların sonucunda bizlerin tavsiyesi; meslek örgütlerinin (odalar, birlikler, sendikalar adı ne olursa olsun tüm meslek örgütlerinin) bu konuya odaklanmasıdır.  Meslek örgütleri bu meseleler için öncü olabilir ve ilgili konularda kurullar oluşturarak gerçekleşebilecek olağandışı riskleri belirleyip toplu halde sigorta teminatı arayışına gitmeleri çok büyük avantaj sağlayacaktır. Bu sayede hem büyük bir ölçek oluşturulabilir hem de primler tabana yayılarak asgari düzeye çekilmesi sağlanabilir.

Elde edilecek bu birikim aynı zamanda, ülkemizde çok güzel uygulamaları olan DASK ve TARSİM gibi, denizcilik sektöründe ise P&I kulüpleri gibi bir yapılanmanın da önünü açabilir. Eğer ülke olarak bu konuda bir adım atmak istiyorsak, olağanüstü doğa olaylarını ve etkilenebilecek sektörleri sınıflandırıp buna göre özel havuzların oluşturulmasını sağlamalıyız. Bunun için Hazine’de geçmiş yıllarda çalışmalar yapıldığı fakat çok fazla ilerleme kaydedilmediğini ve tam olarak hayata geçirilemediğini görüyoruz. Eğer bu sistem kurulabilirse, sigortacılık sayesinde biriken bu para havuzlarının, mali disiplin ve sermaye gücü açısından da ülkemize çok önemli katkılarının olacağı muhakkaktır. Zira zor zamanların aşılması önce bilimsel öngörüye sonrasında da bu öngörünün çözüm önerilerinin pratiğe geçirilmesi ile olacaktır.

Son bölümde ise uzmanlık alanlarımızdan biri olan enerji sektörü açısından öngörülerimizi paylaşıp pandemi gibi büyük etki alanı oluşturacağını düşündüğümüz bazı olağan dışı riskleri de dikkatlerinize sunmak isteriz.

 

İklim Değişikliği Kaynaklı Riskler – (Weather Risks), Rüzgarsızlık, Güneşsizlik, Kuraklık

Etki alanı: Rüzgâr, Güneş ve Hidroelektrik santraller

Dolaylı etki alanı: İletim, dağıtım şirketleri.

 

Manyetik Güneş Fırtınaları – (Space Weather Risks)

Etki alanı: Tüm enerji üretim tesisleri ve şebekeler.

Dolaylı etki alanı: Tüm elektriksel ve bilişim altyapısı kullanan sektörler. 

 

Siber Riskler – (Cyber Risks)

Etki alanı: SCADA sistemi olan tüm elektrik üretim, iletim, dağıtım şirketleri.

Dolaylı etki alanı: Tüm elektriksel ve bilişim altyapısı kullanan sektörler. 

Risk algısının yüksek olduğu bu dönemlerde sektörün bu konuları daha iyi değerlendirmesi ve enerji sektörümüzün de bu tip riskler için sigorta araması gerektiğini düşünmekteyiz. Merak edenler için çalışmalarımızın olduğu bu alanlardaki sigorta çözümlerimiz için ayrıca bir yazı da paylaşacağız.

Tüm sektörler için ve insanlık için zor geçen bu süreçten herkes kendi dersini, derslerini alarak çıkacaktır. İnsan olmanın en büyük özelliklerinden biri de tecrübelerimizi değerlendirebiliyor olmamızdır.

Herkese mutlu sağlıklı bir gelecek dileklerimizle. 

Yatırımcılar

Yenilenebilir enerji yatırımlarını sürdüren Polat Enerji, Soma RES’le Avrupa’da liderlik hedefliyor 

Yayın tarihi:

-

Yazar

756,2 MWm kurulu gücüyle rüzgar enerjisinde sektör liderliğini elinde bulunduran Polat Enerji, Türkiye’nin yenilenebilir enerji hedeflerine ulaşması ve enerji tedarik kaynaklarının çeşitlenmesi için yatırımlarını sürdürüyor. 312,1 MWm kurulu gücüyle Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın ise 7. büyük rüzgar enerji santrali olan Soma RES’te yatırımlara devam eden Polat Enerji, orta vadeli hedefleri arasında Soma RES’i Avrupa’nın en büyük rüzgar enerji santrali yapmayı planlıyor.

Toplam 5 rüzgar ve 1 güneş enerjisi santraliyle temiz enerji üreten Polat Enerji, 20 yılı aşkın süredir faaliyet gösterdiği rüzgar enerjisi konusunda liderliğini sürdürüyor. Yıllık enerji üretim kapasitesi 2 milyar KWh’e ulaşan Polat Enerji, kapasite artırımı yatırımlarının yanı sıra enerji depolama çalışmalarını da sürdürerek bu alanda da ilkler arasında yer almayı hedefliyor. Geçtiğimiz sene Yalova’daki Göktepe RES için gerçekleştirilen kapasite artışı yatırımı ile santral kurulu gücünü 121,1 MWm’ye yükselten Polat Enerji, farklı santrallerinde toplam 30 MW rüzgar kapasite artışı ve 46,6 MW güneş hibrit kapasite artışı ile yatırımlarına bu sene de devam ediyor. 

Polat Enerji’nin orta vade yatırım hedefleri arasında ise, 312,1 MWm kurulu gücüyle Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın ise 7. büyük rüzgar enerji santrali olan Soma RES’te yatırımlarına devam ederek, Soma RES’i Avrupa’nın en büyük rüzgar enerji santrali yapmak yer alıyor.

Rüzgar enerjisinde Türkiye’de lider

Polat Enerji’nin rüzgar kurulu gücü, Türkiye rüzgar kurulu gücünün yaklaşık %6,1’ni oluşturuyor. Elektrik üreticilerinin 31 Aralık 2023 tarihi itibarıyla sahip oldukları kurulu güçleri baz alınarak yapılan araştırmaya göre Polat Enerji, rüzgar enerjisi alanında kurulu 719,8MWm’lik kapasitesi ile Türkiye’de yıllardır bulunduğu lider konumunu 2023 sonu itibarı ile de koruyor. Yenilenebilir enerji santralleriyle 2023 yılında 2 milyar kWh’e yakın elektrik üretimi ile yaklaşık 610 bin hanenin elektrik ihtiyacını karşılayan Polat Enerji, portföyündeki santrallerle her yıl 55 milyon adet ağaç dikimine eş değer 1,3 milyon ton civarında karbon dioksit gazı emisyonu azaltımı sağlıyor. 

Türkiye, hedefe emin adımlarla ilerliyor

Rüzgar, güneş, jeotermal ve hidroelektrik anlamında çok önemli kaynaklara sahip olan Türkiye’de, yenilenebilir enerjinin elektrik üretimindeki payı son 10 yılda önemli bir artış göstererek %29’dan %42’ye çıkıyor. Ulusal Eylem Planı (UEP) Kapsamında Türkiye’nin 2035 yılı enerji hedefleri doğrultusunda, toplam kurulu kapasitesinin 189,7 GW seviyesine ulaşması öngörülüyor. Bu çerçevede, yenilenebilir enerjinin kurulu güçteki payının yaklaşık %65’e, elektrik üretimindeki payının ise %55’e yükselmesi bekleniyor. Aynı dönemde, rüzgar ve güneş enerjisinin Türkiye toplam kurulu elektrik gücünün %43,5’ini ve toplam üretilen elektriğin ise %34,2’sini oluşturması hedefleniyor.

Türkiye’nin hedefe emin adımlarla ilerlediğini belirten Polat Enerji CEO’su Cem Deniz, “Geçen yıl rüzgar enerjisi yatırımlarında yaklaşık 400 MWe kurulu güç devreye alınabildi. Güneş enerjisinde ise yaklaşık 2 GW’a yakın kurulu güç devreye alındı, bunun neredeyse %90’ını lisanssız elektrik üretim santralleri oluşturuyor. Ulusal planlardaki hedeflere ulaşabilmemiz için ise her sene rüzgarda en az 1,5 GW, güneşte en az 3,5 GW kurulu gücü devreye almamız gerekiyor.  Türkiye’nin güçlü potansiyeli göz önünde bulundurulduğunda, bu hedeflerin dahi üzerine çıkma imkanına sahibiz. Sektör olarak en büyük beklentimiz, hedeflediğimiz yatırımları hayata geçirmek ve Türkiye’nin sahip olduğu muazzam yenilenebilir enerji potansiyelini tüm paydaşlarımızla beraber gerçeğe dönüştürmek” açıklamasında bulunuyor.

Enerjide arz güvenliği önemli

Pandemi ve sonrasında yaşanan Rusya-Ukrayna savaşının küresel anlamda enerji sektöründe arz güvenliği konusunu gündeme taşıdığını ifade eden Deniz, özellikle Avrupa’da yenilenebilir enerji kaynaklarının öneminin arttığını dile getiriyor. Türkiye’nin bulunduğu coğrafi konum bağlamında stratejik bir pozisyonda olduğunu ifade eden Polat Enerji CEO’su Cem Deniz “Türkiye sadece yenilenebilir enerji üretimi ile de değil aynı zamanda yenilenebilir enerji sektörüne yönelik yerli imalat sanayinde de önemli bir aşama kaydetmiştir. Türkiye yenilenebilir enerji anlamında hem yurt içi yatırımcılar hem de yurt dışından gelecek yatırımcılar için büyük fırsatlar barındırıyor” şeklinde konuşuyor.

Devamını oku

Dernekler

Rüzgar Sektörü Eylül’de Hamburg’a Çıkartma Yapacak!

Yayın tarihi:

-

Yazar

Bu yılı rüzgarda ‘Seferberlik Yılı’ ilan eden Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB), Türk rüzgar sektörünün sanayi, üretim ve ihracat potansiyelini Avrupa genelinde vurgulama amaçlı faaliyetlerine Eylül ayında düzenlenecek WindEnergy Hamburg Fuarı’na yine oldukça geniş bir heyetle katılarak devam edecek. Türkiye rüzgar sektöründe sanayi ve hizmet ihracatını artırabilmeyi ve sektörün “Avrupa’nın en güvenilir tedarik partneri” olduğunu vurgulamayı amaçlayan geniş katılımlı organizasyonda kamu ve özel sektörde karar verici konumda bulunan üst düzey yöneticiler yer alacak.

“Geleceğin Enerji Haritasını Birlikte Çizelim” temasıyla WindEnergy Hamburg organizasyonunun hazırlık çalışmalarına başlayan TÜREB yönetimi, sektörün üst düzey isimlerinden oluşan 100’ü aşkın katılımcıyla ülkemizin rüzgâr enerjisi potansiyelini uluslararası arenada tanıtmak ve sektördeki gelişmeleri yakından takip etmek amacıyla 23-27 Eylül tarihleri arasında Hamburg’da olacak.

Rüzgar enerjisi değer zincirini baştan sona kapsayan organizasyon yapısıyla dünyanın en çok izlenen fuarlarından biri olan WindEnergy Hamburg, ekipman ve bileşen üreticilerinden proje geliştiricileri ve operatörlerine, bilim insanlarından politikacılara kadar oldukça geniş bir katılımcı kitlesine sahip. Fuarın bu yılki gündeminde yeniden güçlendirme, şebeke bağlantı zorlukları ve yeni enerji depolama çözümleri başlıkları en üst sıralarda yer alıyor. WindEnergy Hamburg kapsamında düzenlenecek 150’yi aşkın panel ve konferansta emisyon hedefleri dolayısıyla aksiyonlarını artırmaları yönünde baskı altında bulunan şebeke işletmecileri ve hükümetlerden beklentiler, rüzgar santrallerinin yaygınlaştırılması, yaşam ömrünü doldurmaya yaklaşan rüzgar enerji santrallerinde rehabilitasyon çalışmaları, depolama teknolojileri ve özellikle türbin teknolojilerinde çığır açan teknolojiler gibi sektörün öne çıkan konuları ele alınacak. Etkinliğe her yıl ortalama 100 ülkeden 40 bini aşkın ziyaretçi katılıyor.

WindEnergy Hamburg Fuarı’nda TÜREB öncülüğünde kurulacak Türkiye Pavilyonu’nda sektörün önde gelen şirketleri sundukları ürün ve çözümleri birebir fuar katılımcılarına aktaracak. Türkiye heyetinde yer alacak katılımcıların bir kısmı kamu ve özel sektör adına fuardaki çeşitli panel ve konferanslarda konuşmacı olarak da yer alacak.

İlgili kamu kurumlarından üst düzey katılımların beklendiği heyet, ziyaret kapsamında dünyanın önde gelen rüzgar şirketleriyle çeşitli iş birliği toplantılarına ve görüşmelere katılacak. Heyet üyeleri Hamburg bölgesindeki rüzgar teknolojisi tesislerine düzenlenecek teknik ziyaretlerle son gelişmeleri yerinde görme fırsatı da bulacak.

Devamını oku

Avrasya Uluslararası Hırdavat Fuarı Hardware Eurasia ve Fastener Expo Eurasia kapılarını açtı

Yayın tarihi:

-

Yazar

Hırdavat ve bağlantı elemanları endüstrilerinin profesyonelleri İstanbul’da buluşuyor. Sektörün en önemli buluşma noktası olan Avrasya Uluslararası Hırdavat Fuarı Hardware Eurasia ile Avrasya Endüstriyel Bağlantı ve Sabitleme Elemanları Fuarı Fastener Expo Eurasia ile eş zamanlı olarak 9 Mayıs Perşembe günü İstanbul’daki Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde kapılarını ziyaretçilere açtı. Fuarın ikinci ve üçüncü günleri gelecek ziyaretçiler, güncel sektörel konularda bilgilendiren HISİAD Akademi Seminerlerine katılma fırsatı da yakalayacak.

Hırdavat ve bağlantı elemanları sektörlerinin lider isimleri, 9-12 Mayıs tarihleri arasında İstanbul’daki Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde bir araya geliyor. RX Tüyap organizatörlüğünde Hırdavat Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (HISİAD) iş birliği ile düzenlenen Avrasya Uluslararası Hırdavat Fuarı Hardware Eurasia ve Bağlantı Elemanları Sanayici İş İnsanları Derneği (BESİAD) iş birliği ile düzenlenen Avrasya Endüstriyel Bağlantı ve Sabitleme Elemanları Fuarı Fastener Expo Eurasia eş zamanlı olarak 9 Mayıs’ta ziyaretçilerine kapılarını açtı. Hırdavat ve bağlantı elemanlarına yönelik her türlü ürün ve hizmeti sunan 300’den fazla yerli ve yabancı firma, elektrikli el aletlerinden iş güvenliği malzemelerine, bağlantı elemanlarından yüzey işleme kadar uzanan geniş ürün grubuyla fuar ziyaretçilerine aradıkları her türlü hırdavat ve bağlantı elemanı çözümünü tek çatı altında sunuyor.

Bağlantı Elemanları Sanayici İş İnsanları Derneği (BESİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Topuk, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkan Vekili ve Hırdavat Sanayici ve İş Adamları Derneği (HISİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Tecdelioğlu ile TİM Başkanı Mustafa Gültepe’nin de katıldığı açılış töreninde konuşan RX Tüyap Genel Müdürü Berkan Öner Avrasya Uluslararası Hırdavat Fuarı Hardware Eurasia ve Fastener Expo Eurasia ile ilgili olarak şunları söyledi: “Hardware Eurasia Fuarı’mızın bu sene üçüncüsünü, Fastener Expo Fuarı’mızın ise ikincisini gerçekleştiriyoruz. Bu fuarlarımızda geçen yıla göre %30’un üzerinde bir artış kaydettik.  Suudi Arabistan başta olmak üzere Orta Doğu ve Avrupa ülkelerden gelen ziyaretçi sayısında artış görüyoruz. Sene içinde yurt içinde ve dışında yaptığımız satış ve pazarlama çalışmalarımız neticesinde bu artışı yakaladık. Hem dijital hem de geleneksel pazarlama faaliyetleri yürüttüğümüz fuarlarımız her iki endüstrinin ihracat potansiyeline katkı sağlayacak. Her iki fuarda 300’ün üzerinde katılımcı firma ve firma temsilcisi ile fuarlarımız açmış bulunmaktayız. 100’e yakın ülkeden ziyaretçi kaydı aldığımız fuarlarımızı dört gün boyunca 20 binin üstünde sektör profesyonelinin ziyaret etmesini hedefliyoruz.”

T.C. Ticaret Bakanlığı tarafından desteklenen Hardware Eurasia “Uluslararası” unvanını aldı

2023’e kıyasla %30 büyüyen Hardware Eurasia Fuarı bu sene “Uluslararası” unvanını aldı. Katılımcı teşviği ve uluslararası alım heyeti organizasyonu ile T.C. Ticaret Bakanlığı tarafından desteklenen Hardware Eurasia ve eş zamanlı düzenlenen Fastener Expo Eurasia Fuarları 300’den fazla firma ve firma temsilciliğine ve yüzlerce markaya ev sahipliği yapıyor. 100’e yakın ülkeden 3000’i uluslararası olmak üzere 20 binin üstünde ziyaretçinin beklendiği fuarlar için Almanya’daki önemli yapı marketler fuara davet edilirken, Suudi Arabistan’dan da önemli inşaat firmaları fuarı ziyaret edecek.

Fuar kapsamında; Tüyap Fuarcılık Grubu’nun Kuzey Makedonya, Gürcistan, Rusya ve İran ofisleri aracılığıyla bölgelerinin sektör profesyonelleri ile fuar için alım heyeti çalışmaları da gerçekleştiriliyor. T.C. Ticaret Bakanlığı’nın fuar desteği kapsamında; İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) koordinasyonuyla yurt dışından fuar için İstanbul’a gelen 60’tan fazla uluslararası VIP alıcı fuarın ilk günü B2B görüşmesi gerçekleştirdi. Fuar özelinde düzenlenen uluslararası alım heyetleri kapsamında toplamda 400 kişilik heyet 4 gün boyunca fuarda ağırlanacak. Fuarlar kapsamındaki uluslararası alım heyeti organizasyonları Türkiye’deki hırdavat ve bağlantı elemanları endüstrilerinin ihracat potansiyeli için büyük önem taşıyor.

10 ve 11 Mayıs’ta kaçırılmayacak HISİAD Akademi Seminerleri 

Avrasya Uluslararası Hırdavat Fuarı Hardware kapsamında; ziyaretçiler 10 ve 11 Mayıs günlerinde 4. salonda yer alan özel alanda HISİAD Akademi tarafından düzenlenen seminerlere de katılabilecek. Programa göre; 10 Mayıs Cuma günü saat 12.00’de Taşkın Lojistik’ten Selçuk Taşkın’ın sunumuyla “Türkiye‘den Avrupa’ya İhracatın Başarısı İçin Lojistiğin Önemi”, 14:30’da ise HISİAD – Kaynak Makine Ve Kaynak Malzemeleri Sektör Komitesi Başkanı  Yücel Uygur’un sunumuyla “Kaynak Nedir?” başlıklı seminer gerçekleşecek. 11 Mayıs Cumartesi günü ise saat 12.00’de “El Aletleri” semineri ile KANCA El Aletleri Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kanca, 14.30’da “Üretici, Satıcı ve Son Kullanıcılar İçin İş Güvenliği Ekipmanlarında Sertifika Denetimi ve Cezai Yaptırımların Önemi” semineri ile HISİAD İş Güvenliği Malzemeleri Sektörü Komitesi Başkanı Fatih Akıllı , HISİAD İş Güvenliği Malzemeleri Sektörü Komitesi Üyesi Mustafa Çiçekyurt ve A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Arif Tok ziyaretçilere faydalı bilgiler sunacak.

Fuarlar ilk üç gün 10.00 – 18.00 saatleri arasında, son gün olan 12 Mayıs Pazar günü ise 10.00 – 17.00 saatleri arasında ziyarete açık.

Katılımcı firmaların listesi, online bilet ve daha fazla bilgi için www.hardwareeurasia.com  ve www.fastenerexpoeurasia.com web siteleri ziyaret edilebilir.

Devamını oku

Trendler