Connect with us

Abdullah Tancan’dan 2.000 MW’lık Mini YEKA RES açıklaması

Yayın tarihi:

-

Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği tarafından düzenlenen “Türkiye Rüzgar Piyasası Görünümü: Yerli ve Küresel Pazarlardan çıkarılan Dersler ve İş Modeli Karşılaştırmaları” başlıklı TÜREK@home oturumu 24 Mart 2023 Çarşamba günü öğleden sonra online olarak gerçekleştirildi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan’ın moderatörlüğünü üstlendiği oturum, sektörle ilgili önemli açıklamalara ev sahipliği yaptı. Oturuma, Türkiye rüzgar piyasasının ilk 5 yatırımcısı, Polat Enerji CEO’su Zeki Eriş, Güriş Holding Enerji Grup CEO’su Ali Karaduman, Demirer Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erol Demirer, Borusan EnbW Enerji Genel Müdürü Enis Amasyalı ve Eksim Yatırım Holding Genel Müdürü Sabahattin Er konuşmacı olarak katıldı.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan, Bakanlık olarak mini YEKA GES’te olduğu gibi bir mini YEKA RES ilan etmenin arifesinde olduklarını ve yarışmanın 2.000 MW için planlandığını açıklarken, rüzgar sektörünün ilk 5 yatırımcısının yer aldığı oturumda konuşmacılar da finansman, yerli imalat ve yerli pazar, izin süreçleri, Türk mühendisliği ve gelecek iş modelleri gibi konularda önemli değerlendirmelerde bulundu.

2.000 MW’lık mini YEKA RES açıklaması

İşletmedeki rüzgar santrallerinin toplam kurulu güce oranının 2021 Şubat ayı itibarıyla yüzde 9,5’e ulaştığını ve 2020 yılında rüzgar enerjisinden üretilen elektriğin yaklaşık 25 milyar kilovatsaate ulaştığını belirten Abdullah Tancan, yeni mini YEKA RES’le ilgili şu açıklamayı yaptı: “Düzenli ve takvime bağlı kapasite arzı önemli. Biz Mini YEKA GES’te olduğu gibi Mini YEKA RES’in ilanı arifesindeyiz. Ama bütün mevzuat düzenlemeleri dahil olmak üzere sektörle istişare halinde bunu yapmak için TÜREB yönetimine bu düşüncemizi ilettik. Biliyorsunuz 2.000 MW’lık daha önceden kapasiteleri ilan edilmiş fakat bugüne kadar başvuruları alınmamış bir kapasite arzı söz konusuydu. Bu bölgeleri korumak ve ilan edilmiş bölge sınırlarını değiştirmemek üzere önümüzdeki günlerde Mini YEKA RES olarak ilan etmeyi düşünüyoruz. TÜREB’ten tavan fiyatları ve yarışma koşulları ne olmalı ve ne kadar süre verilmeli gibi konularda görüş talep ettik. Bu görüşü ivedilikle bekliyoruz. Tabiri caizse yarın görüş iletseler biz öbür gün ilana çıkabilecek durumdayız. TÜREB Yönetim Kurulu’ndan beklediğimiz görüşler olgunlaştığında 2.000 MW’lık Mini YEKA RES diyebileceğimiz ilana çıkma aşamasındayız.”

“Türk mühendisliğini yerli türbinimizin geliştirilmesinde kullanmamız gerekiyor”

Oturumda ilk sözü alan Güriş Holding Enerji Grup CEO’su Ali Karaduman Türk markalı türbin ve ekipman üretimini gerçekleştirmek istediklerini belirterek şunları kaydetti: Dünyanın geleceğinin temiz enerjide olduğu kesin. Küresel olarak rüzgar enerji endüstrisi genişledikçe türbin tedarikçisi firmalar arasında ücretlendirme politikası rekabet kazanacak, maliyetler düşmeye devam edecek. Temiz ve uygun fiyatlı bir teknoloji olarak rüzgar enerjisi ülkeleri, şirketleri ‘yeşil bir iyileşmeye giden yoldaki’ değerleri desteklemek için kritik bir öneme sahip olacak. Biz ne kadar yatırım yapsak da buradaki en önemli olay milli ve yerli değerimiz olan Türk mühendisliğini yerli türbinimizin geliştirilmesinde kullanmamız gerekliliği. Türkiye’de uygulanan türbinler yurt dışı menşeli, artık bunu Türkiye’ye mal etme zamanımız geldi. Jeotermalde biz bunu yaptık, rüzgarda da yapmak istiyoruz. Türki Cumhuriyetler, Mısır, Arabistan gibi yerlere çok rahatlıkla Türk markalı türbinleri gönderebiliriz.”

Türkiye’de santral yapımlarında izin süreçlerine de dikkat çeken Karaduman, “Ülkemizde orman izinleri, imar izinleri ve ÇED davaları belimizi bükmekte. Eskiden 24 aya sığdırırken şimdi 36 veya 44 ayda yapınca seviniyoruz. Bu bize zaman ve para kaybının yanı sıra Türkiye’nin yenilenebilir enerjiden faydalanmasını da geciktiriyor” dedi. Ali Karaduman ayrıca “Pandemi nedeniyle yatırımlarımız gevşemedi, son sürat devam ediyor. Ancak yeni YEKDEM’le yüzde 40’lık bir gelir kaybımız olduğu için mecburen frene bastık. Hem pandemi sürecinde finans bulma zorluğumuz hem de YEKDEM mekanizmasındaki fiyat düşüklüğü bizlerin yatırım yapmasını neredeyse engeller durumda” şeklinde konuştu.

Erol Demirer: Rüzgar yatırımlarının finansman yapısı farklı

Oturumda söz alan bir diğer yönetici olan Demirer Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erol Demirer de rüzgar yatırımlarının finansman yapısının farklı olduğuna dikkat çekerek, “Bir doğal gaz santrali ile karşılaştırırsak ömrü boyunca masrafının doğal gaz santralinde yüzde 30’u yatırım yüzde 60’ı yakıt yüzde 10’u işletme; rüzgarda ise yüzde 90 yatırım yüzde 10’u işletme. Yani bizim baştan 3 misli fazla yatırım yapmamız lazım” dedi. Bu durumun uzun vadeli ve düşük faizli krediyi çok önemli hale getirdiğini belirten Demirer, hem faiz yüksek hem de enflasyon dolayısıyla kredinin dövizle alınması gerektiğine vurgu yaparak şunları söyledi: Makinelerin fiyatları döviz bazında, ama makineler TL bazlı bile olsa her durumda krediyi dövizle almamız lazım. Tabii dövizle kredi alabilmek için de bankacılar dövizle gelir istiyor yoksa çok büyük risk görüyor. YEKDEM fiyatları dövize endekslendikten sonra yatırımlar büyük bir hızla arttı. En başta 20 MW’lardan bugün 10 bin MW’lara dayanmış durumdayız. Ama yeni YEKDEM’de hem fiyatlar düşük; onun yanı sıra TL bazında yarısı dövize yarısı enflasyona endeksli. Dövizde son yıllarda büyük çalkantılar görüyoruz. Bu da yatırımlarda ödemelerde büyük zorluklar getirebilir. Bu üzerimize bir risk faktörü olarak biniyor. Zaten çok rekabet yüklü fiyatlar yüzünden böyle bir risk marjını karşılayacak durumumuz da yok. Yeni santrallerin finansmanında sorun görüyorum.” Erol Demirer, ayrıca yerli üretimin yanı sıra ‘yerli pazar’ ihtiyacının da altını çizdi.

“Rüzgar ekosisteminin korunması büyüme trendinin devamı için en önemli başlık olacak”

“Rüzgarda yerli imalat, kurulum, mühendislik, inşaat, devreye alma, bakım, işletme gibi kabiliyetlerle büyük bir ekosistem oluşturuldu, çok ciddi bir istihdam ve bilgi birikimi meydana geldi. Bu ekosistemin korunması da büyüme trendinin devamı bundan sonraki kısım için en önemli başlık olacak” diyen Borusan EnBW Enerji Genel Müdürü Enis Amasyalı, öngörülebilirliğin önemini vurgulayarak “Bakanlığımızın her yıl 1000 MW RES kapasitesi hedefi var. Bu hedeflere sadık kalmak önemli, biz de tüm hesaplarımızı buna göre yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

Mevzuatın rüzgar gibi regüle pazarlarda işin üretimini, hızını belirleyen temel faktör olduğuna dikkat çeken Amasyalı, mevzuat konusunda karşılıklı paylaşım ve istişare mekanizmasının problemleri aşma yönünde başarılı olduğunu Türkiye’nin ve Avrupa’ya göre yepyeni bir sektörde iyi bir ritim yakaladığını kaydetti. Rüzgar enerjisi santralleri için “flora, fauna ve yerel halkla iyi komşuluk” konusunu da vurgulayan Enis Amasyalı, bu konularda doğru bilgilendirme yapılması ve paydaşlarla etkili iletişim kurulmasının önemli olduğunu da kaydetti. “Sosyal ve çevresel etkiler başlığı tüm bu çıkarımlarla önümüzdeki dönemde daha da geliştirmek zorunda olduğumuz bir başlık” diyen Amasyalı, Türkiye’nin yenilenebilir enerji potansiyelini bir üst lige taşımak amacıyla başlatılan hibrit ve depolama tesisleri adımlarının da son dönemde sektör için en önemli gündem maddeleri arasında bulunduğunu belirtti. Enis Amasyalı, sektör olarak umutla bekledikleri hibrit ve depolama tesisleri ilgili mevzuatların yeni iş modelleri oluşturacağını belirterek “Depolamanın ticarileşmesi ile birlikte buna depolamayı da katarak, aslında bir nevi santrallerimizi kısmi baz yük santrallerine çevirmek hedeflerimiz arasında. 2020’de deniz üstü rüzgar santralleri küresel ölçekte 35,6 GW seviyesine ulaştı. Henüz karada kat edeceğimiz çok yol var ama Dünya Bankası’nın yaptığı bir analiz var; buna göre Türkiye’nin teknik deniz üstü kapasitesi 70 GW, küçümsenecek bir değer değil. Bu konuda gerekli ölçümlerin yapılması ve bu konudaki belirsizliklerin ortadan kaldırılmasının ardından orta uzun vadede gelişen piyasa dinamiklerine bakılarak burada da bir yatırımcı iştahı olacağını öngörüyoruz” dedi.

“2022’den itibaren proje stokumuz azalacak”

Eksim Yatırım Holding Genel Müdürü Sabahattin Er de “Rüzgarda halen 9.300 MW’lık santral işletmede, 1.700 MW da inşa halinde. Tamamlandığında 11 bin MW’a ulaşmış olacağız. 13-14 yılda ciddi bir ivme yakaladık. Tabii bu sırada ciddi bir sanayi de gelişmiş oldu. Tüm ülkeler yenilenebilir gücünü ve özellikle rüzgarı artırmayı hedefliyorlar. Ayrıca üretici firmaları kendi ülkelerinde yerli imalat yapmaya zorlayarak daha stabil bir üretim hedefliyorlar. Benzer bir şekilde ülkemizde de böyle. Ancak inşa halindeki projeleri tamamladığımızda 2022’den itibaren proje stokumuzun azalacağına dikkat çekmek isterim. EPDK tarafından mevcut santrallere tahsis edilen ilave kapasiteler var ama bunlarla ilgili sektörün talebi şu: Yatırımcılar ilave kapasiteler yapılırken yerli katkıdan yararlanmak istiyor. Fakat bu durum şu an mevzuata uygun değil. Bu yatırımcıları yurt dışından malzeme tedarik etmeye itebilir. Yatırımcı bu sebeple yerli katkının devam etmesini istiyor” şeklinde konuştu. “Her yıl 1.000 MW’lık kapasite sözünü” hatırlatan Sabahattin Er, “Hem yatırımcı şimdiden planlamasını yapsın hem de ülkemizdeki üretim süreci kesintiye uğramasın diye 5+5 (yıl) şeklinde ihale planlamasını şimdiden bekliyoruz” dedi. Er ayrıca, rüzgar sahalarına GES kurulumu izni verilirse buradaki kapasiteleri daha optimum seviyelere çıkarmayı hedeflediklerini belirterek orta vadede, hala maliyetleri yüksek olan depolama çözümlerini, de değerlendirmek istediklerini sözlerine ekledi.

“Üretemediğimiz enerjiyi ithal etmek zorunda kalacağız”

Dünya genelinde ve ayrıca Türkiye’de yapılan yarışma süreçlerini değerlendiren Polat Enerji CEO’su Zeki Eriş ise “Yarışmaların gerçekten aslında burada yarışmayı hak eden ve burada yarışması gerekli yarışmacılar arasında yapılması gerektiğini düşünüyorum. Yarıştırmamız gereken şey yatırımcının öz kaynağının getiri beklentisi olmalı. Fiyat mekanizması TL olur, döviz olur, bitcoin olur ama sonuçta öngörülebilir bir fiyat mekanizmasına banka karar verir. Sonuç itibarıyla bunu gerçekten yapabilecek kişileri idare değerlendirerek bunu belirli bir fiyatla almayı garantileyecek. Eşit olmayan tarafları yarışmalara dahil ederek beş altı sene bu kapasiteleri oyalıyoruz. Üretemediğimiz enerjiyi hala ithal etmek zorunda kalacağız. Ayrıca bu yatırımı yapabilecek kişilerin zaten zor buldukları ve bir şekilde plase etmek durumunda kaldıkları öz kaynağı, bildikleri bir işten belki de bilmedikleri bir işe, faize ya da yurt dışında başka bir işe yatırmalarına vesile olacağız. Dolayısıyla bunu kaybedeceğiz, bu ülkenin sermayesini elimizden kaçıracağız” uyarısında bulundu.

Eriş, yarışmalarla ilgili bir ceza mekanizmasının olmamasını büyük bir hata olarak gördüğünü vurgulayarak, ülke olarak bu işi bilen, parası olan ve kendini gerçekten ispatlamış yatırımcılara ihtiyacımız olduğunu belirtti.

Türkiye'nin alanında en özel yayınlara sahip medya grubu MONETA'nın sektörel dergi ve portallarının yönetimine katkıda bulunmaktayım. MONETA bünyesinde yeni nesil yayıncılık anlayışıyla içerik yönetimini geliştirmeye devam ediyoruz.

Genel

ICCI Fuarı’nda enerji sektörüne yenilenebilir enerji müjdesi

Yayın tarihi:

-

Yazar

ICCI Uluslararası Enerji ve Çevre Fuar ve Konferansı’nın açılışını gerçekleştiren TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Sözcüsü Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, yenilenebilir enerji ile ilgili müjde verdi.  Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “Komisyonumuz ve hükumetimiz yenilenebilir enerji alanında ülkemizin ve sektörün önünü açacak, ülkemizi güçlendirecek adımları atmaya devam ediyor. Maden ve enerji kanunlarında değişiklikleri kapsayan kanun teklifimiz komisyondan geçti ve genel kurulda görüşmelere başlanacak. Meclisimizin onayıyla teklifimiz yasalaşacak ve bu sayede enerji sektörümüzün önünü açmış olacağız” dedi.

T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve EPDK’nın desteği ile TG Expo tarafından gerçekleştirilen ICCI – Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı’nın açılışı Türkiye Büyük Millet Meclisi Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi Ve Teknoloji Komisyonu Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, İstanbul Sanayi Odası Enerji Grup Başkanı Rıdvan Mertöz, KOJENTÜRK Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Aydın, ENSİA – Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı ve KBSD – Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Hoplamaz’ın katılımı ile gerçekleştirildi. 3 gün boyunca 10.000 metrekarelik alanda küresel enerji piyasasının kalbinin atacağı fuar, 200’e yakın firma ve 8 bini yurt dışından olmak üzere toplamda 20 binden fazla ziyaretçiye ev sahipliği yapacak. ICCI bu yıl ilk kez eş zamanlı gerçekleşecek Electricity Eurasia – Elektrik ve Elektrik Ekipmanları Fuarı’na da sahne oluyor.

Enerji sektörüne yeni kanun teklifi müjdesi

Fuarın açılışında konuşan TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi Ve Teknoloji Komisyonu Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “TBMM komisyonumuz ve hükumetimiz yenilenebilir enerji alanında ülkemizin ve sektörün önünü açacak ve ülkemizi güçlendirecek çabaların içerisindedir. Yakın zamanda komisyonumuza gelen özellikle maden ve enerji kanunlarındaki değişiklikleri kanun teklifi ilgili komisyonumuzdan geçti. Gerekli tartışmalar yapıldı. Komisyon üyelerimiz katkılarını verdi Ve genel kurulun gündemine hazır hale getirildi. Genel kurulda özellikle yenilenebilir enerjiyle ilgili bazı kanuni düzen içeren kanun teklifi görüşülmelerine başlanacak. Ümit ediyorum ki; değerli milletvekillerimizin, meclisimizin onayla da bu teklif yasalaşacak. Bu da özellikle ülkemizin siz değerli sektör temsilcilerimizin önünü açmak üzere ülkemize sağlamak üzere bu kanun teklifi de yasalaşmış olacak diye ümit ediyorum” şeklinde konuştu.

Enerji verimliliğinde başarının formülü her kademede “farkındalık”

Son yılların en kritik konularından birisinin yenilenebilir enerji olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “Bu alanda atılan adımlar ve yaşanan gelişmeler hem ülkelerin güçlenmesi hem de sektör oyuncularının daha rekabetçi haline gelmelerinde şüphesiz önemli bir rol oynuyor. Bu gelişmelerin bir sonucu olarak da rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kurulumu ve kurulu gücünün diğer konvansiyon termik kurulu güce göre daha fazla olduğunu görüyoruz. TBMM komisyonu olarak bunun farkındayız ve bu farkındalığın da bir gereği olarak ilgili komisyonumuz ve hükümetimizin bu alanda ülkemizin ve sektörün önünü açacak çaba sarf ediyoruz” şeklinde konuştu. Özellikle bu tür fuar ve konferanslarda yapılan tartışmalar ve beraberinde sektöre ilişkin ortaya çıkan fikirlerin yasama ve yürütme için son derece kıymetli olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “Fakat özellikle enerji verimliliği konusunda hükümet ve ilgili bakanlıklar her ne kadar destek verirse versin toplumda ve sanayicilerimizde bu konularda gerekli eğitim, farkındalık ve bilinç oluşmadığı takdirde çabaların yeterli şekilde amacına ulaşması mümkün olmaz” dedi.

“Fuarımızın varlığı en büyük kazançlarımızdan biri”

TG Expo Genel Müdürü Cem Şenel de açılış konuşmasında, “1994 yılında İstanbul’da bir Kojenerasyon Semineri ile başladığımız yolculuğumuz, kısa sürede ülkemizin enerji sektöründeki hızlı gelişme ve enerji camiasının yoğun ilgisiyle 1999 yılında ICCI (International Cogeneration Conference of Istanbul) adı altında bir Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı kimliğine evrildi. Dünya enerji piyasasının jeopolitik açıdan belki de en sıcak ve hareketli coğrafyasında yer alan bir ülke olarak ICCI Uluslararası Enerji ve Çevre Fuar ve Konferansı’nın varlığı en büyük kazançlarımızdan biri. Fuar sayesinde oluşturduğumuz verimli, etkin, saygın ve kaliteli bir iletişim ve etkinlik platformu ile bu büyüme ve gelişme sürecine 30 yıla yakın süredir tanıklık ediyor, gelecekte de sürdürmek üzere yoğun çaba gösteriyoruz. Sürdürülebilirliği odak noktasına aldığımız fuarımızda enerji verimliliği, yenilenebilir enerji, akıllı şebekeler, temiz teknolojiler ve çevre yönetimi gibi konularda güncel gelişmeler öne çıkacağı için bu yılın teması olarak ‘Enerjinin Geleceğini Keşfet’ diyeceğiz” dedi.

“Yenilenebilir enerjiyi fırsat olarak yakalayanlar avantajını görecek”

Enerjide baş döndüren dönüşümlerin yaşandığı son yıllarda fuarın günceli yakalamak ve geleceğe yönelik projeksiyonlara ışık tutmak için kritik öneme sahip olduğunu belirten KOJENTÜRK Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Aydın ise, açılışta “İklim değişikliğini yavaşlatmak ve toplumları daha temiz bir ortamda yaşatma çabaları, enerjide fosil kaynaklardan yenilenebilir enerji tüketiminin daha yüksek düzeylere geçişini zorunlu kılıyor. Enerji tüketiminin daha da artış gösterdiği günümüzde elektriğin üretildiği kaynaklar daha önemli hale geliyor. Bugün enerji yatırımlarında özellikle finansmana erişimin zor ve yüksek maliyeti nedeniyle hedeflenen yıllık büyümenin biraz gerisinde kaldığını görüyoruz. O yüzden bu dönemi geleceğe yönelik hazırlık ve planlamaların yapılması için bir fırsat olarak gören ve değerlendirenler hızlı dönüşümde bunun avantajlarını yakalayacak” diye konuştu.

Devamını oku

Genel

Kamu Görevini Engelleyenler 5 Yıla Kadar Hapis cezası alabilir

Yayın tarihi:

-

Yazar

Dicle Elektrik Uzun Yıllar Borcunu Ödemeyip Şiddete Başvuranları Mektupla Uyardı;

Dicle Elektrik, dağıtım bölgesinde 27 milyar TL’yi aşan elektrik borcunu uzun süredir ödemeyen ve bununla birlikte görevlilerin çalışmalarını engelleyenlere karşı hukuk mücadelesi vermeyi sürdürüyor. Sorumluluk bölgesinde yer alan 6 ilde kamu hizmeti yürüten dağıtım şirketi, başta Şanlıurfa ve Mardin olmak üzere borçlu sulama abonelerini bu kez engellemelerden dolayı 5 yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya kalabilecekleri konusunda uyardı.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin 6 ilinde elektrik dağıtım hizmeti veren Dicle Elektrik’ten, başta Şanlıurfa ve Mardin’deki çiftçilerin 27 milyar TL’yi aşan elektrik borçlarının ödenmemesiyle ilgili olarak yeni bir açıklama yapıldı. Tarım sezonu öncesi “borcunu ödemeyene elektrik verilmeyecek” uyarısında bulunan Dicle Elektrik, borçlu abonelere bir mektupla önemli yeni uyarılarda bulundu. Mektupta mevzuat gereği elektriği kesilecek olan ancak bu kesintiye kaba kuvvetle karşı koyacak olan abonelerin, TCK’nın ‘Kamu Hizmetlerinden Yararlanma Hakkının Engellenmesine’ dair 113’ncü maddesi uyarınca 5 yıla kadar hapis cezası alabileceği duyuruldu.

İadeli taahhütlü mektupla uyarıldılar
Elektrik borcu bulunan, uzun süredir borcunu ödemeyen ve mevzuat gereği elektriğini kesmeye gelen görevlileri engelleyenlere yönelik gönderilen bu kritik uyarı, her bir borçlu aboneye özel olarak iadeli taahhütlü mektupla yapıldı.

Kamu görevini engelleyene 5 yıla kadar hapis
Aynı mektupta, görevlilere dönük yapılacak her türlü engellemenin TCK’nın 113’ncü maddesinde yer alan ‘Kamu Hizmetlerinden Yararlanma Hakkının Engellenmesi Suçunu’ kapsadığına yer verilerek, çalışmaları cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla engelleyenlerin, 5 yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya kalabileceği kaydedildi.

18 bin çiftçinin 27 milyar TL borcu var
Dicle Elektrik, bölgede 18 bin tarımsal sulama abonesinin elektrik borcunun 27 milyar TL’yi aştığını açıklamıştı. Söz konusu borcun 15.5 milyar TL’sinin Şanlıurfa’daki 13.000 aboneye, 9.5 milyar TL’sinin Mardin’deki 5.000 aboneye, geri kalanın ise Diyarbakır, Batman, Şırnak ve Siirt’teki tarımsal sulama abonelerine ait olduğunu duyurulmuştu.

Dicle Elektrik tarafından abonelere iadeli taahhütlü olarak gönderilen kişiye özel mektuplarda şu ifadeler yer alıyor:

‘’ Sayın abonemiz;
… tesisat numaralı aboneliğinize ait muaccel olan ………… faturalı borçlara ilişkin olarak ekiplerimiz tarafından 18.03.2024 tarihinde Elektrik Piyasası Tüketici Yönetmeliği‘nin Zamanında Ödenmeyen Borçlar başlıklı 35. Maddesi hükümleri uyarıca kesme işlemi için aboneliğinizin bulunduğu sayaca gelinmiş ancak tarafınızca mukavemet gösterilmesi sebebiyle kesme işlemi gerçekleştirilememiştir. Aynı tesisat ve borca ilişkin ekiplerimiz tarafından tekrar kesme işlemi uygulanacak olup, tarafınızca mukavemet gösterilmesi halinde hakkınızda TCK 113 uyarınca Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığı ile suç duyurunda bulunacağımız konusunda tarafınıza ihtarda bulunulmuştur.’’

Devamını oku

Bilgi Kaynakları

Enerji sektörü zorluklara rağmen teknoloji yatırımlarını sürdürmeye kararlı

Yayın tarihi:

-

Yazar

Enerji sektörü zorluklara rağmen teknoloji yatırımlarını sürdürmeye kararlı

Enerji sektörünün büyüme için teknoloji yatırımlarına önem verdiğini ortaya koyan KPMG’nin “Küresel Teknoloji Raporu 2023: Enerji Sektörü Görünümü” araştırmasına göre enerji sektörü yöneticilerinin yüzde 72’si siber güvenliği de içeren dijital dönüşüm çalışmalarının son 24 ayda kârlılığı ve performansı artırdığını belirtti. Bu oranın diğer sektörlerin ortalamasından 12 puan daha fazla olması da dikkat çekti.

KPMG’nin 16 ülke ve dokuz sektörden 2.100 yöneticiyle yaptığı ankete dayanan yeni “Küresel Teknoloji Raporu 2023: Enerji Sektörü Görünümü” araştırması enerji şirketlerinin teknolojileri pazarlarındaki zorlukların üstesinden gelmek için kullanabilecekleri bir can simidi olarak gördüklerini ortaya çıkardı. Anket, enerji sektörünün pazardaki zorluklara rağmen teknoloji yatırımlarını sürdürmeye kararlı olduğunu ortaya koydu.

Ankete göre enerji sektörü katılımcıların yüzde 61’i düzenleme ve güvenliği dijital dönüşümün “ana tetikleyicisi” olarak görüyor. Yüzde 80’i teknoloji biriminin yeni teknolojilerin potansiyelini yönetim kuruluna daha iyi anlatması gerektiğini söylüyor. Yüzde 39’u yetenek eksikliğini dönüşümün ilerlemesinin önündeki en olası engel olarak görüyor. Yüzde 84’ü kurumlarının mevcut teknolojiyi kullanarak ESG (çevresel, sosyal, yönetişim) taahhütlerini ilerletebileceğinden emin. Yüzde 85’i ise mevcut teknoloji yapılarını kullanarak verimliliklerini artırabileceklerini ve maliyetleri azaltabileceklerini ifade ediyor.

Sektör aynı zamanda teknoloji inovasyonuna bağlı risklerin de farkında. Araştırmaya göre, enerji sektöründen katılımcılar; güven, güvenlik, gizlilik ve esnekliği teknolojik çözümlerine entegre etme konusunda kurumlarının daha proaktif olması gerektiğini tüm sektörlerin ortalamasından 8 puan daha fazla belirtiyor. Ancak sektör, ilerlemenin önünde engellerle de karşılaşıyor. Örneğin araştırma, enerji sektörünün yapay zekâ (AI) uzmanlığı eksikliğinin inovasyon yapma ve rekabetçi kalma kabiliyetlerini etkileyebileceğini söyleyenlerin diğerlerine göre daha yüksek olduğunu da ortaya koyuyor.

 Güvenlik endişeleri gündemin ilk sırasında

Hem düzenleyici kurumlar hem de tüketiciler enerji şirketlerini yakından izlediklerinden araştırmaya katılan enerji yöneticileri düzenleyici yükümlülükler ve güvenlik endişelerini dijital dönüşümlerinin en önemli tetikleyicileri olarak görüyor. Ayrıca, daha güçlü veri gizliliği veya siber güvenliğin hayata geçirdikleri dijital dönüşüm projeleri üzerinde en etkili kullanıcı beklentileri olduğunu da söylüyorlar. Enerji yöneticilerinin yüzde 72’sine göre, siber güvenliği içeren dijital dönüşüm çalışmaları son 24 ayda kârlılığı ve performansı artırdı, bu oran tüm sektörlerin ortalamasından 12 puan daha fazla.

 İş güçlerinin oluşturulmasına yardımcı olan teknoloji altyapılarına güveniyorlar

Araştırmaya göre enerji sektörü stratejik teknoloji yatırımının gücüne inanıyor, ancak dijital dönüşüm hedeflerini hayata geçirebilecek yeteneklere erişmeye odaklanmaları gerekiyor. KPMG tarafından hazırlanan 2023 Küresel Enerji CEO Görünümü raporu, enerji şirketlerinin yüzde 52’sinin (2022’ye göre 7 puanlık bir artış) yeteneklerini geliştirmek için çalışanlarına daha fazla yatırım yapmak istediğini ortaya koyuyor. Enerji sektöründen katılımcıların çoğu, iş güçlerinin bugüne kadar oluşturulmasına yardımcı olan teknoloji altyapılarının kabiliyetlerine güveniyor ve bazı durumlarda bu güvenleri diğer sektörlerin de ortalamasını aşıyor.

“Sektör geniş resmi göz önünde bulundurarak teknoloji yatırımlarını yapıyor”

KPMG Türkiye Enerji Sektörü Lideri Hakan Demirelli konuyla ilgili şunları söyledi: “Devam eden jeopolitik gerilimlerin, üretken yapay zekânın hızlı yükselişinin ve küresel ekonomik belirsizlik ortamının en çok etkilediği sektörden birisi enerji sektörü. Bu nedenle sektörde faaliyet gösteren şirketler geniş resmi göz önünde bulundurarak teknoloji yatırımları da yapmaya kararlı olduklarını bu anketimizde gösterdi. Bu yatırımlar, enerji şirketlerinin yenilikçi teknolojileri iyi bir şekilde kullanmasına olanak sağlıyor. Örneğin anketimiz enerji sektörünün, son 24 ayda şirketlerinin kârlılığını veya performansını artırmak için düşük kodlu/kodsuz platformları kullanma olasılığı en yüksek sektörlerden biri olduğunu ortaya çıkardı. Sektörün dijital dönüşüm projelerindeki başarısı ise doğru danışmanlık hizmetleri almaktan geçiyor. KPMG olarak biz de dijital dönüşüm alanındaki derin ve kapsamlı uzmanlığımız ile sektördeki şirketlerin uygun çözümleri başarılı bir şekilde kullanmalarına, inovasyonu artırmalarına ve daha geniş bir dijital dönüşüme başlamalarına yardımcı oluyoruz.”

Devamını oku

Trendler