Connect with us

Genel

Türkiye’de yenilenebilir enerjinin geleceği

Yayın tarihi:

-

 

Türkiye’de yenilenebilir enerjinin geleceği

 

 

Ülkelerin enerji politikaları özellikle 2000 yılından sonra yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımına yönelik olarak güncellenmektedir. Enerji bağımsızlığının giderek önem kazandığı, iklim değişikliği ile mücadelenin güçlendirildiği son yıllarda artık kurumsal şirketlerde enerji verimliliği, enerji tasarrufu kavramlarını daha sık kullanır ve üretim aşamalarında bu kavramların içeriğini doldurmaya çalışmaktadırlar. Politik-Jeopolitik ve toplumsal baskılar, pozitif bir etki yaratarak yenilenebilir enerjinin kullanımını yaygınlaştırmaktadır.

 

Biliyoruz ki dünyada ve özellikle yanı başımızda yaşanan savaşların asıl nedeni; enerji kaynaklarına erişim ve enerjinin nakledilmesiyle ilgili güvenlik kaygılarıdır. Ülkemiz bir enerji lojistik üssü olması yanında hidroelektrik, rüzgar, güneş, biyogaz, biyokütle, jeotermal enerji kaynakları açısından potansiyeli yüksek bir ülkedir.

 

 

RAKAMLAR NE DURUMDA?

2010 yılında Türkiye’nin toplam 49.524 MW olan elektrikteki kurulu gücü 2016 yılında 78.497 MW’a yükselirken yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı kurulu güç 34.084 MW’a ulaşmış , belirtilen toplam içindeki kurulu gücü ise yüzde 44’e kadar yükselmiştir.

 

 

 

Türkiye’de brüt teorik hidroelektrik potansiyel 433 milyar kWh, teknik olarak değerlendirilebilir hidroelektrik potansiyel ise 216 milyar kWh, ekonomik potansiyeli ise 150 milyar kWh/yıl olup yeni projelerle birlikte önümüzdeki yıllar daha da artış göstererek yaklaşık 170 milyar kWh/yıl’a ulaşacağı tahmin edilmektedir. Türkiye’nin teknik olarak değerlendirilebilir hidroelektrik potansiyeli dünya teorik potansiyelinin %1.5’u, Avrupa potansiyelinin ise %17.6’sıdır. Ülkemiz bu potansiyeli ile Avrupa ülkeleri içerisinde Rusya’dan sonra en büyük potansiyele sahip ikinci ülke konumunda olmasına rağmen bu potansiyelinin gelişim oranı açısından iyi bir durumda değildir. Türkiye’nin hidroelektrikte toplam 47.857 MW’lık potansiyele sahip olduğu görülmektedir. 2016 yılı sonu itibariyle toplam HES potansiyelinin %55.8’i geliştirilmiş ve 26.681 MW kurulu güç işletmeye alınmıştır. Toplamda mevcut kurulu gücün yüzde 34’ünü hidroelektrik santralleri oluşturmaktadır.

 

Türkiye’nin rüzgar enerjisinde ekonomik potansiyelinin 48.000 megavat olduğu tahmin edilmektedir. 48 bin megavatlık toplam üretim potansiyelinin ise 38.000 megavatının karada, 10.000 megavatının ise denizde olduğu hesaplanmaktadır. Türkiye bugün sadece karada sahip olduğu rüzgar potansiyelinin %15.1’ini kullanabilmektedir. Toplam rüzgar potansiyeli açısından bakıldığında ise bu oran sadece %12’dir. Toplam kurulu gücün %7.3’ünü rüzgar enerjisi santralleri oluşturmaktadır. Türkiye’nin elektrik üretiminde doğalgaz, kömür ve hidroelektrikten sonra rüzgar enerjisi 4’ncü sırada gelmektedir. 2016 yılında üretilen toplam elektriğin yaklaşık %5.6’sı rüzgar enerjisi santrallerinden sağlanmıştır.

 

Ülkemiz, coğrafi konumu nedeniyle Avrupa’nın güneş enerjisi kaynaklı elektrik üretim potansiyelinde en yüksek paya sahip ülkelerden birisi olmasına rağmen güneş enerjisindeki kurulu gücüne bakıldığında, sahip olduğu büyük potansiyelin altında kalan bir kurulu güce sahip durumdadır. Türkiye’nin güneş enerjisindeki mevcut kurulu gücünün tamamına yakınının lisanssız santrallerinden oluştuğu görülmektedir. 2016 yılı itibariyle Türkiye’nin güneş enerjisindeki kurulu gücü 832.5 MW, toplam güneş enerjisi santrali sayısı ise 1045 adet olmuştur. Türkiye’de lisanslı güneş enerjisi santrallerine yönelik kapasite tahsisi için ilk yarışmalar 2015 yılında yapılmıştır. Yarışmalar, toplam 600 MW’lık lisanslı güneş enerjisi santrali için gerçekleştirilmiştir.

 

Türkiye’nin son 15 yılda yapılan yatırımların etkisiyle birlikte hidroelektrikte sahip olduğu potansiyelin büyük bölümünü değerlendirdiği bununla birlikte rüzgar ve güneş enerjisinde sahip olduğu potansiyeli değerlendirmede gelişmiş ülkelerin gerisinde kaldığı görülmektedir. Türkiye, 2016 yılında yeni rüzgâr enerji santrali (RES) kurulumunda 1387 megavat (MW) ile Avrupa üçüncüsü oldu. Bu rakamla Türkiye’nin küresel yeni RES kurulumu ligindeki yeri ise yedincilik. 2016 yılında tüm dünyada 54 bin 600 MW’lik yeni rüzgar enerji santrali kurulduğunu da dünya adına güzel bir gelişme olarak aktarmak isteriz.

 

 

BAZI SORUNLAR

Rüzgar ve güneş enerjisinde bağlantı kapasite tahsislerinde yaşanan sorunlar ve sınırlamalar, lisans başvurularının sonuçlandırılmasının uzun sürmesinin rüzgar ve güneş enerjisi yatırımlarında karşılaşılan temel sorunlar olduğu görülmektedir. Türkiye’de güneş ve rüzgar enerjisinde var olan sorunların ortadan kaldırılması, yatırımların süreçlerini hızlandırıcı adımların atılması, güneş ve rüzgarda YEKA ihaleleri ile büyük ölçekli projelerin hayata geçirilerek yerli ekipman üretiminin arttırılması geleceğe yönelik yatırımları arttırıcı çok önemli adımlar olacaktır. Türkiye’nin yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarını devreye alması ithalatı cari açığı düşürerek ülke ekonomisine büyük katkı sağlayacağı gibi yaratacağı istihdam, katma değer ile önemli faydalar sağlamaktadır.

 

Aynı zamanda Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığının azaltılarak arz güvenliğinin sağlanmasının yolu da yenilenebilir enerji kaynaklarının kurulu güç ve üretim içindeki payının artmasından geçmektedir. Önümüzdeki yıllarda enerji depolama, güneş ve rüzgar enerjisi yatırımlarında düşen maliyetler dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de başta güneş olmak üzere yenilenebilir kaynak yatırımları ve bunlardan elektrik üretiminde hızlı bir artışı beraberinde getirecektir.

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARININ KULLANIMI ÜSTÜN KAMU YARARI TAŞIMAKTADIR.

Stanford Üniversitesi’nin 2010 yılında yapmış olduğu bir çalışmaya göre Türkiye’nin 2050 yılında ki enerji karışımına 40 yıl boyunca inşaatta 183.724, işletmede ise 192.954 yani toplamda 376.678 kişiye yeni iş imkânı sağlayacaktır. 2050 yılı projeksiyonuna göre, ülkemizin %100 yenilenebilir enerjiye geçmesiyle birlikte her yıl temizlenen hava sayesinde ölümü engellenen kişi sayısı 19.100 kişi olacak ve bu nedenle meydana gelen ölümlerin önüne geçilecektir. Ayrıca; son 10 yılın ortalamasına göre elektrik üretebilmek için yılda 46.34 Milyar Amerikan Doları ithalat yapmaktayız.

 

Amerikan Rüzgar Enerjisi Örgütü’nün yaptığı araştırmaya göre 1 MW rüzgâr enerjisi konvansiyonel kaynaklara kıyasla yılda 1500-2000 ton karbondioksit salınımını engelliyor. Ortalama 40 MW bir rüzgar enerji santrali 60.000-80.000 ton karbondioksit salınımını engellemektedir. Dolayısıyla, yenilenebilir enerji yatırımlarının ve toplam enerji tüketimindeki payının artmasının ülkemiz enerji güvenliğine katkısı sadece dışa bağımlılığını azaltması çerçevesinde değerlendirilmemelidir. İklim değişikliği ve çevresel faktörler göz önünde bulundurulduğunda da önemli katkısı olduğu unutulmamalıdır. Belirtiğimiz hususlar birlikte değerlendirildiğinde yenilenebilir enerji yatırımlarının üstün kamu yararı taşıdığı ortaya çıkmaktadır.

 

SONUÇ OLARAK;

Türkiye, yerli ve milli kaynaklarını kullanırken enerji kardeşliği projeksiyonu üzerinden süreçlerini yönetmelidir. Yenilenebilir enerjinin yükselen değerleri dikkate alınarak yatırımların artması ve bu yatırım süreçlerinin sağlıklı yürütülebilmesi için mevzuatsal ve kurumlar açısından tüm hazırlıklar kolaylaştırıcı olarak ön plana çıkarılmalı ve risk teşkil eden tüm basamaklar değerlendirilerek yatırımların çevre ile uyumu geliştirilmelidir. Ülkemizin enerji bağımsızlığına yürüyüşünde ortaya çıkacak ihtilafların, konunun uzmanları tarafından çözümlenebilmesi içinde Çevre Mahkemelerinin kurulması gerekmektedir.

 

Av. Arsin DEMİR

Enerji Hukuku Araştırma Enstitüsü Çevre Hukuku Kurulu Başkanı

        İzmir Barosu Enerji Hukuku Komisyonu Sekreteri

Genel

ICCI Fuarı’nda enerji sektörüne yenilenebilir enerji müjdesi

Yayın tarihi:

-

Yazar

ICCI Uluslararası Enerji ve Çevre Fuar ve Konferansı’nın açılışını gerçekleştiren TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Sözcüsü Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, yenilenebilir enerji ile ilgili müjde verdi.  Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “Komisyonumuz ve hükumetimiz yenilenebilir enerji alanında ülkemizin ve sektörün önünü açacak, ülkemizi güçlendirecek adımları atmaya devam ediyor. Maden ve enerji kanunlarında değişiklikleri kapsayan kanun teklifimiz komisyondan geçti ve genel kurulda görüşmelere başlanacak. Meclisimizin onayıyla teklifimiz yasalaşacak ve bu sayede enerji sektörümüzün önünü açmış olacağız” dedi.

T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve EPDK’nın desteği ile TG Expo tarafından gerçekleştirilen ICCI – Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı’nın açılışı Türkiye Büyük Millet Meclisi Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi Ve Teknoloji Komisyonu Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, İstanbul Sanayi Odası Enerji Grup Başkanı Rıdvan Mertöz, KOJENTÜRK Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Aydın, ENSİA – Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı ve KBSD – Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Hoplamaz’ın katılımı ile gerçekleştirildi. 3 gün boyunca 10.000 metrekarelik alanda küresel enerji piyasasının kalbinin atacağı fuar, 200’e yakın firma ve 8 bini yurt dışından olmak üzere toplamda 20 binden fazla ziyaretçiye ev sahipliği yapacak. ICCI bu yıl ilk kez eş zamanlı gerçekleşecek Electricity Eurasia – Elektrik ve Elektrik Ekipmanları Fuarı’na da sahne oluyor.

Enerji sektörüne yeni kanun teklifi müjdesi

Fuarın açılışında konuşan TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi Ve Teknoloji Komisyonu Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “TBMM komisyonumuz ve hükumetimiz yenilenebilir enerji alanında ülkemizin ve sektörün önünü açacak ve ülkemizi güçlendirecek çabaların içerisindedir. Yakın zamanda komisyonumuza gelen özellikle maden ve enerji kanunlarındaki değişiklikleri kanun teklifi ilgili komisyonumuzdan geçti. Gerekli tartışmalar yapıldı. Komisyon üyelerimiz katkılarını verdi Ve genel kurulun gündemine hazır hale getirildi. Genel kurulda özellikle yenilenebilir enerjiyle ilgili bazı kanuni düzen içeren kanun teklifi görüşülmelerine başlanacak. Ümit ediyorum ki; değerli milletvekillerimizin, meclisimizin onayla da bu teklif yasalaşacak. Bu da özellikle ülkemizin siz değerli sektör temsilcilerimizin önünü açmak üzere ülkemize sağlamak üzere bu kanun teklifi de yasalaşmış olacak diye ümit ediyorum” şeklinde konuştu.

Enerji verimliliğinde başarının formülü her kademede “farkındalık”

Son yılların en kritik konularından birisinin yenilenebilir enerji olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “Bu alanda atılan adımlar ve yaşanan gelişmeler hem ülkelerin güçlenmesi hem de sektör oyuncularının daha rekabetçi haline gelmelerinde şüphesiz önemli bir rol oynuyor. Bu gelişmelerin bir sonucu olarak da rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kurulumu ve kurulu gücünün diğer konvansiyon termik kurulu güce göre daha fazla olduğunu görüyoruz. TBMM komisyonu olarak bunun farkındayız ve bu farkındalığın da bir gereği olarak ilgili komisyonumuz ve hükümetimizin bu alanda ülkemizin ve sektörün önünü açacak çaba sarf ediyoruz” şeklinde konuştu. Özellikle bu tür fuar ve konferanslarda yapılan tartışmalar ve beraberinde sektöre ilişkin ortaya çıkan fikirlerin yasama ve yürütme için son derece kıymetli olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “Fakat özellikle enerji verimliliği konusunda hükümet ve ilgili bakanlıklar her ne kadar destek verirse versin toplumda ve sanayicilerimizde bu konularda gerekli eğitim, farkındalık ve bilinç oluşmadığı takdirde çabaların yeterli şekilde amacına ulaşması mümkün olmaz” dedi.

“Fuarımızın varlığı en büyük kazançlarımızdan biri”

TG Expo Genel Müdürü Cem Şenel de açılış konuşmasında, “1994 yılında İstanbul’da bir Kojenerasyon Semineri ile başladığımız yolculuğumuz, kısa sürede ülkemizin enerji sektöründeki hızlı gelişme ve enerji camiasının yoğun ilgisiyle 1999 yılında ICCI (International Cogeneration Conference of Istanbul) adı altında bir Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı kimliğine evrildi. Dünya enerji piyasasının jeopolitik açıdan belki de en sıcak ve hareketli coğrafyasında yer alan bir ülke olarak ICCI Uluslararası Enerji ve Çevre Fuar ve Konferansı’nın varlığı en büyük kazançlarımızdan biri. Fuar sayesinde oluşturduğumuz verimli, etkin, saygın ve kaliteli bir iletişim ve etkinlik platformu ile bu büyüme ve gelişme sürecine 30 yıla yakın süredir tanıklık ediyor, gelecekte de sürdürmek üzere yoğun çaba gösteriyoruz. Sürdürülebilirliği odak noktasına aldığımız fuarımızda enerji verimliliği, yenilenebilir enerji, akıllı şebekeler, temiz teknolojiler ve çevre yönetimi gibi konularda güncel gelişmeler öne çıkacağı için bu yılın teması olarak ‘Enerjinin Geleceğini Keşfet’ diyeceğiz” dedi.

“Yenilenebilir enerjiyi fırsat olarak yakalayanlar avantajını görecek”

Enerjide baş döndüren dönüşümlerin yaşandığı son yıllarda fuarın günceli yakalamak ve geleceğe yönelik projeksiyonlara ışık tutmak için kritik öneme sahip olduğunu belirten KOJENTÜRK Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Aydın ise, açılışta “İklim değişikliğini yavaşlatmak ve toplumları daha temiz bir ortamda yaşatma çabaları, enerjide fosil kaynaklardan yenilenebilir enerji tüketiminin daha yüksek düzeylere geçişini zorunlu kılıyor. Enerji tüketiminin daha da artış gösterdiği günümüzde elektriğin üretildiği kaynaklar daha önemli hale geliyor. Bugün enerji yatırımlarında özellikle finansmana erişimin zor ve yüksek maliyeti nedeniyle hedeflenen yıllık büyümenin biraz gerisinde kaldığını görüyoruz. O yüzden bu dönemi geleceğe yönelik hazırlık ve planlamaların yapılması için bir fırsat olarak gören ve değerlendirenler hızlı dönüşümde bunun avantajlarını yakalayacak” diye konuştu.

Devamını oku

Genel

Kamu Görevini Engelleyenler 5 Yıla Kadar Hapis cezası alabilir

Yayın tarihi:

-

Yazar

Dicle Elektrik Uzun Yıllar Borcunu Ödemeyip Şiddete Başvuranları Mektupla Uyardı;

Dicle Elektrik, dağıtım bölgesinde 27 milyar TL’yi aşan elektrik borcunu uzun süredir ödemeyen ve bununla birlikte görevlilerin çalışmalarını engelleyenlere karşı hukuk mücadelesi vermeyi sürdürüyor. Sorumluluk bölgesinde yer alan 6 ilde kamu hizmeti yürüten dağıtım şirketi, başta Şanlıurfa ve Mardin olmak üzere borçlu sulama abonelerini bu kez engellemelerden dolayı 5 yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya kalabilecekleri konusunda uyardı.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin 6 ilinde elektrik dağıtım hizmeti veren Dicle Elektrik’ten, başta Şanlıurfa ve Mardin’deki çiftçilerin 27 milyar TL’yi aşan elektrik borçlarının ödenmemesiyle ilgili olarak yeni bir açıklama yapıldı. Tarım sezonu öncesi “borcunu ödemeyene elektrik verilmeyecek” uyarısında bulunan Dicle Elektrik, borçlu abonelere bir mektupla önemli yeni uyarılarda bulundu. Mektupta mevzuat gereği elektriği kesilecek olan ancak bu kesintiye kaba kuvvetle karşı koyacak olan abonelerin, TCK’nın ‘Kamu Hizmetlerinden Yararlanma Hakkının Engellenmesine’ dair 113’ncü maddesi uyarınca 5 yıla kadar hapis cezası alabileceği duyuruldu.

İadeli taahhütlü mektupla uyarıldılar
Elektrik borcu bulunan, uzun süredir borcunu ödemeyen ve mevzuat gereği elektriğini kesmeye gelen görevlileri engelleyenlere yönelik gönderilen bu kritik uyarı, her bir borçlu aboneye özel olarak iadeli taahhütlü mektupla yapıldı.

Kamu görevini engelleyene 5 yıla kadar hapis
Aynı mektupta, görevlilere dönük yapılacak her türlü engellemenin TCK’nın 113’ncü maddesinde yer alan ‘Kamu Hizmetlerinden Yararlanma Hakkının Engellenmesi Suçunu’ kapsadığına yer verilerek, çalışmaları cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla engelleyenlerin, 5 yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya kalabileceği kaydedildi.

18 bin çiftçinin 27 milyar TL borcu var
Dicle Elektrik, bölgede 18 bin tarımsal sulama abonesinin elektrik borcunun 27 milyar TL’yi aştığını açıklamıştı. Söz konusu borcun 15.5 milyar TL’sinin Şanlıurfa’daki 13.000 aboneye, 9.5 milyar TL’sinin Mardin’deki 5.000 aboneye, geri kalanın ise Diyarbakır, Batman, Şırnak ve Siirt’teki tarımsal sulama abonelerine ait olduğunu duyurulmuştu.

Dicle Elektrik tarafından abonelere iadeli taahhütlü olarak gönderilen kişiye özel mektuplarda şu ifadeler yer alıyor:

‘’ Sayın abonemiz;
… tesisat numaralı aboneliğinize ait muaccel olan ………… faturalı borçlara ilişkin olarak ekiplerimiz tarafından 18.03.2024 tarihinde Elektrik Piyasası Tüketici Yönetmeliği‘nin Zamanında Ödenmeyen Borçlar başlıklı 35. Maddesi hükümleri uyarıca kesme işlemi için aboneliğinizin bulunduğu sayaca gelinmiş ancak tarafınızca mukavemet gösterilmesi sebebiyle kesme işlemi gerçekleştirilememiştir. Aynı tesisat ve borca ilişkin ekiplerimiz tarafından tekrar kesme işlemi uygulanacak olup, tarafınızca mukavemet gösterilmesi halinde hakkınızda TCK 113 uyarınca Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığı ile suç duyurunda bulunacağımız konusunda tarafınıza ihtarda bulunulmuştur.’’

Devamını oku

Genel

ENERCON ve Enerjisa Üretim, YEKA-2’nin ikinci aşaması için türbin anlaşması imzaladı

Yayın tarihi:

-

Yazar

Enercon ve Enerjisa Üretim, WindEurope Bilbao etkinliğinde YEKA-2 projeleri kapsamında 250 MW’lık türbin sevkiyat sözleşmesi imzaladı. 750 MW’lık türbin teslimat anlaşmalarının başarılı bir şekilde yerine getirilmesinin ardından imzalanan anlaşma ile 1.000 MW’lık projenin tamamlanması için önemli bir adım atıldı. 250 MW kapasite için imzalanan anlaşma kapsamında, 60 adet Enercon E-138 EP3 E2 Rüzgar Türbini teslim edilecek.

Türkiye rüzgar enerjisi sektörünün önde gelen şirketlerinden ENERCON ve Enerjisa Üretim, İspanya’nın Bilbao kentinde düzenlenen WindEurope etkinliğinde Türkiye Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez’in de katılımıyla gerçekleştirilen imza töreninde, YEKA-2 projesi kapsamında iş birliklerine devam ettiklerini duyurdu. 20 Mart 2024 tarihinde gerçekleştirilen imza töreninde; ENERCON CEO’su Udo Bauer, ENERCON CCO’su Uli Schulze Südhoff, ENERCON Bölge Başkanı Arif Günyar, Enerjisa Üretim Rüzgâr Santralleri Yatırımlar Genel Müdür Yardımcısı Ezgi Deniz Katmer, Enerjisa Üretim Satın Alma Genel Müdür Yardımcısı Aziz Ünal ve Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği Başkanı İbrahim Erden de yer aldı.

Türkiye rüzgar enerjisi sektörünün öncü firmaları olarak, yaptıkları iş birliği ile Türkiye’nin yenilenebilir enerji hedeflerine önemli katkılarda bulunan Enercon ve Enerjisa Üretim, bu katkıyı sürdürmeye devam ediyor. 2022’nin Ekim ayında gerçekleştirdikleri stratejik bir anlaşma ile YEKA-2 Projesi’nde toplam 1000 MW’lık bir kapasite için çerçeve anlaşması imzalayan şirketlerin bu projesi, Türkiye rüzgar enerjisi endüstrisinin sürdürülebilir geleceği için önemli bir adımı temsil ediyor. İlk fazda başarıyla tamamlanan 750 MW’lık türbin sevkiyat anlaşmalarının ardından, bugün geriye kalan 250 MW’lık kapasite için 60 adet Enercon E-138 EP3 E2 rüzgar türbini içeren sevkiyat anlaşması ile projenin tamamlanmasına bir adım daha yaklaşılarak, toplam 1000 MW’lık kapasite için türbin üretimine yeşil ışık yakılmış oluyor. Bu gelişme, YEKA 2 Projesi’nin başarılı bir şekilde ilerlediğini gösterirken, Türkiye temiz enerji hedeflerine ulaşma yolunda sağlam adımlarla ilerliyor.

Törende konuşan ENERCON CCO’su Uli Schulze Südhoff, şunları söylüyor: “Türkiye, rüzgar türbinlerinin üretimi, satışı, kurulumu ve servisi açısından ENERCON için odak pazar olmaya devam ediyor. Büyük perspektifler sunuyor ve yetkili makamlar tarafından muazzam bir destek alıyoruz. Ülkenin yenilenebilir enerjinin ve özellikle de kara rüzgârının yaygınlaştırılması konusunda net bir kararlılığı var. Türkiye’deki sahalarda son derece güvenilir olduğu kanıtlanmış, sınıfının en iyisi rüzgar türbini teknolojisini sağlayarak müşterimiz Enerjisa Üretim ile birlikte Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanındaki hedeflerini desteklemekten memnuniyet duyuyoruz. Enerjisa Üretim’e güvenleri için teşekkür ediyor ve verimli iş birliğimizi sürdürmeyi dört gözle bekliyoruz.”

ENERCON Orta Asya, Orta Doğu ve Afrika Bölge Başkanı Arif Günyar, yapılan anlaşma ve projenin önemine dair şu açıklamalarda bulunuyor: “ENERCON olarak, partnerimiz Enerjisa Üretim ile 2022 yılında Avrupa’da tek kalemde imzalanan en büyük 1000 MW ilk çerçeve anlaşmasını gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz. YEKA II ihalesinin getirdiği derin yerlilik kapsamlarına uygun olarak, yerli aksam ile gerçekleşecek olan projelerimiz, mevcut yerli üretim ve sanayinin devam etmesi ve derinleştirilmesi açısından önemli bir mihenk taşı olmuştur.”

Enerjisa Üretim Rüzgâr Santralleri Yatırımlar Genel Müdür Yardımcısı Ezgi Deniz Katmer, “1.000 MW YEKA 2 Projesi, Türkiye’nin yenilenebilir enerji sektörüne tarihi bir yatırımdır. ENERCON iş birliğiyle önümüzdeki dönemde Türkiye’de kurulacak her üç rüzgar türbininden biri Enerjisa Üretim imzasını taşıyacak ve Türkiye’nin yenilenebilir enerji yatırımlarına yön verecek” diyor.

İlk YEKA projesi Akköy RES’in devreye alınması

İlk faz için rüzgar türbinlerinin üretimi devam ederken ENERCON, Aydın’ın Didim ilçesindeki 25,2 MW kapasiteli 6 adet E-138 EP3 E2 türbininden oluşan ilk YEKA projesi Akköy Rüzgar Santrali’ni 2023 yılı sonunda devreye alarak YEKA 2 yolculuğuna başarılı bir başlangıç yapıyor. ENERCON Bölge Başkanı Arif Günyar, şunları ekliyor: “Projelerin başarılı ve güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesine katkıda bulunan tüm ekiplerimize, tedarikçilerimize ve alt yüklenicilerimize minnettarız. Enerjisa Üretim ile birlikte ENERCON ekipleri de projelerin başarıyla hayata geçirilmesi için yoğun çaba ve hazırlıklarını sürdürüyor.”

Devamını oku

Trendler