Connect with us

Genel

“RES Anatolia olarak hedefimiz her zaman aynı: Üstlendiğimiz her proje sürdürülebilir bir gelecek için inşa edilmeli”

Yayın tarihi:

-

01 Kasım 2014 Cumartesi 22:37

Yenilenebilir enerji sektörünün küresel liderlerinden biri olan RES Group’un bir iştiraki olan RES Anatolia’nın Genel Müdürü Ayhan Gök’den genel bir 2014 değerlendirmesi:

“2009 yılında kurulan ve Türkiye’de faaliyetlerine başlayarak kendi alanında güçlü bir kimlik oluşturan RES Anatolia , RES Group’un Güney Avrupa’dan sorumlu bölümü olan RES Mediterranean’ın yüzde yüz iştiraklerinden biridir. RES dünya çapında yenilenebilir enerji uygulamaları ve yönetimi alanında geniş tecrübeye sahip; RES Group, bugüne kadar 7.000 MW’ın üzerinde rüzgâr enerjisi projesini hayata geçirdi; halihazırda da tüm dünyada çeşitli aşamalarda 20,000 MW’ın üzerinde proje geliştirilmektedir.

RES Anatolia olarak rüzgâr ve güneş enerjisi projeleri gerçekleştiren dünyanın önde gelen yenilenebilir enerji geliştiricilerinden ve işletmecilerinden biriyiz. Ana faaliyetimiz, rüzgâr ve güneş enerjisi santralleri geliştirilmesi, tasarlanması, inşaası, finansmanı ve işletimidir. Akdeniz havzası ve Orta Doğu çapında yenilenebilir enerji santralleri (rüzgâr, fotovoltaik, CSP) tasarımı, geliştirmesi, finansmanı, inşaatı ve işletmesi alanında uzman bir hizmet sağlayıcıyız. Halihazırda izin ve proje geliştirme süreçleri devam eden iki projemiz mevcut. Lisanslamış olan rüzgar kapasitemiz, 48 MW güce sahip Samsun Havza WPP ve 120 MW kurulu güce sahip Kırklareli´ndeki STFA Yatırım Holding ile birlikte geliştirmekte olduğumuz Evrencik WPP olmak üzere toplamda 168 MW. 2015´in ilk yarısında devreye girecek olan Havza RES projemiz Türkiye´de işletmeye alalacağımız ilk projemiz olacak.
RES Anatolia olarak geçtiğimiz sene Haziran ayında  8 adet güneş projemiz  için lisans başvurularımızı ilgili kurumlara yaptık ve ihale tarihlerinin açıklanmasını beklemekteyiz. Geçen sene sonuna kadar sonuçlanacağını umut ettiğimiz ihale süreçlerinde ne yazık ki ciddi gecikme yaşamaktayız. Türkiye’de regulasyon gereği ne kadar planlama yapsanız da süreçler konusunda bir yerlerde tıkanıyorsunuz. Başvurusunu yapmış olduğumuz projelerimizden çok umutluyuz ve ihale tarihlerini bekliyoruz.
Bunun yanı sıra saha seçim ve ölçüm faaliyetlerini yürütüyor olduğumuz rüzgar projelerimiz için de önümüzdeki rüzgar başvurularına hazırlanmaktayız. RES Anatolia olarak güneş ve rüzgâr enerjisine yatırım yaparak Türkiye’deki portföyümüzü önümüzdeki 10 yıl boyunca her yıl 50 ila 100 MW arttırmayı hedefliyoruz. Dolayısıyla bütün planlarımızı kalıcı olduğumuz ve dinamizmine inandığımız Türkiye’de daha da büyümek üzerine yapıyoruz.

Bu kapsamda 16 olan mevcut personel sayımızı bu yıl 20’ye çıkardık ve takip eden yıllarda da ikiye katlamayı planlıyoruz. Ayrıca ülke olarak yakın ilişkilerimiz olan Orta Doğu ve bazı komşu ülkelerdeki faaliyetlerimizi Türkiye ofisimiz üzerinden yürütmeyi umuyoruz; bu da elbette bu ülkelerdeki siyasi ve ekonomik istikrar sağlanmasına bağlı. Türkiye’yi bu ülkelerde yürütülecek faaliyetlerin merkezi olarak konumlandırmamızın ülke ekonomisine önemli katkıda bulunacağına inanıyoruz. Elbette öncelikle Türkiye’de yenilenebilir enerji sektörünün daha da gelişmesi için yapılması gereken düzenlemeler olduğuna inanıyoruz.

Yenilenebilir enerjinin öncelikle ciddi bir devlet politikası haline gelmesi lazım. Enerji projeksiyonu yapılırken özellikle yerli, doğal kaynaklarımız olan rüzgar ve güneşin ciddi bir oranda dikkate alınması gerekir. Yerli türbin üretimi konusu ise kafaları karıştırıyor. Bunun yapılabilmesi için halen çok önemli engeller mevcut ve ülke olarak zaman kaybediyoruz. Bana göre her zaman dile getirdiğim bir konu olarak, kısa sürede yerli Türbin üretmek yerine her türlü sertifikasyona sahip Avrupalı bir üreticiyi satın alıp millileştirmek hem zaman açısından, hem de ekonomik açıdan çok daha avantajlı olacaktır. Bir diğer konu ise lisanslama sürecinin daima açık olması gerektiğine inanıyoruz. Gerekli teknik şartları yerine getirdiği takdirde herkes bağlantı kapasitesi olan yerlere başvuru yapıp lisans alabilmeli. Ayrıca izin süreçleri YEGEM vb. kurumlar altında merkezileştirilmeli. Kurumlar izin alma süreçlerini kendi aralarında yazışarak halledebilir. Yatırımcı 30 dan fazla kurumla muhatap olmaktansa tek bir merci ile muhatap olmalı ve dolayısıyla izin sürecinin kısalması sağlanılmalıdır.
Türkiye, rüzgâr kalitesi bakımından önde gelen bir ülke. Yenilenebilir enerji konusuna geç giren bir ülkeyiz ancak son dönemlerde görülüyor ki bu konunun önemi algılandı ve çalışmalara hız verildi. 2023 yılına kadar rüzgârda hedef 20 bin MW, fakat bunun 8-10 bin MW’ın üzerinde gerçekleşmesini öngörmüyorum. Bu bağlamda yıllık üretimi 800-1000 MW civarına çıkarmamız gerekiyor. Sektör için gerekli organizasyon yapısının kurulması ve bu çerçevede hareket edilmesi, yenilenebilir enerjinin geleceğini aydınlatacaktır. Kule ve kanat üretimi için yeni kanun kapsamında yürütülen hükümet bazında çalışmalar da var. Ancak sıkıntılar sürüyor. Teşvik sürelerinin uzatılması da yatırımcıyı çekmek açısından avantajlar yaratacaktır.
Sektörün gelişmesine yönelik kamuda devam eden düzenlemeler yenilenebilir enerjiye verilen önemin ayrı bir göstergesi elbette, ancak ne yazık ki yeterli değil. Son dönemde tartışma konusu olan orman izinleri rüzgar yatırımlarının önünü tıkayabilir. Yeni yatırımlardan da ziyade yıllardır devam eden, ÇED raporları alınmış, kapasitelerin açıklandığı projelerin bulunduğu bölgeler bile bu yeni tasarı ile tehlike altında.  Yukarıda da bahsettiğimiz üzere Türkiye’nin daha da geç kalınmadan mevzuatında gerekli değişiklikleri gerçekleştirip, yenilenebilir enerji potansiyelini daha verimli bir biçimde değerlendirmesi gerekliliği artık kaçınılmaz bir gerçek. Böylelikle enerji alanında dışa bağımlılığının en önemli göstergesi olan milli bütçedeki yük de hafifleyecektir. Bunun yanı sıra, Türk üreticilere verilecek uygun teşvikler, devletin Ar-Ge ve teknoloji çalışmalarına sağlayacağı altyapı ve mali desteklerle dünyada birçok gelişmiş veya gelişmekte olan ülkenin yıllar önce keşfettiği ve dolayısıyla köşe başlarını tuttuğu, nispeten yeni bir sektörde oluşacak iktisadi fırsatları değerlendirmemizi, ayrıca gelişmeye son derece müsait pazarda yerimizi almamızı sağlayacaktır.”

Devamını oku
Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Genel

ICCI Fuarı’nda enerji sektörüne yenilenebilir enerji müjdesi

Yayın tarihi:

-

Yazar

ICCI Uluslararası Enerji ve Çevre Fuar ve Konferansı’nın açılışını gerçekleştiren TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Sözcüsü Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, yenilenebilir enerji ile ilgili müjde verdi.  Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “Komisyonumuz ve hükumetimiz yenilenebilir enerji alanında ülkemizin ve sektörün önünü açacak, ülkemizi güçlendirecek adımları atmaya devam ediyor. Maden ve enerji kanunlarında değişiklikleri kapsayan kanun teklifimiz komisyondan geçti ve genel kurulda görüşmelere başlanacak. Meclisimizin onayıyla teklifimiz yasalaşacak ve bu sayede enerji sektörümüzün önünü açmış olacağız” dedi.

T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve EPDK’nın desteği ile TG Expo tarafından gerçekleştirilen ICCI – Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı’nın açılışı Türkiye Büyük Millet Meclisi Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi Ve Teknoloji Komisyonu Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, İstanbul Sanayi Odası Enerji Grup Başkanı Rıdvan Mertöz, KOJENTÜRK Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Aydın, ENSİA – Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı ve KBSD – Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Hoplamaz’ın katılımı ile gerçekleştirildi. 3 gün boyunca 10.000 metrekarelik alanda küresel enerji piyasasının kalbinin atacağı fuar, 200’e yakın firma ve 8 bini yurt dışından olmak üzere toplamda 20 binden fazla ziyaretçiye ev sahipliği yapacak. ICCI bu yıl ilk kez eş zamanlı gerçekleşecek Electricity Eurasia – Elektrik ve Elektrik Ekipmanları Fuarı’na da sahne oluyor.

Enerji sektörüne yeni kanun teklifi müjdesi

Fuarın açılışında konuşan TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi Ve Teknoloji Komisyonu Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “TBMM komisyonumuz ve hükumetimiz yenilenebilir enerji alanında ülkemizin ve sektörün önünü açacak ve ülkemizi güçlendirecek çabaların içerisindedir. Yakın zamanda komisyonumuza gelen özellikle maden ve enerji kanunlarındaki değişiklikleri kanun teklifi ilgili komisyonumuzdan geçti. Gerekli tartışmalar yapıldı. Komisyon üyelerimiz katkılarını verdi Ve genel kurulun gündemine hazır hale getirildi. Genel kurulda özellikle yenilenebilir enerjiyle ilgili bazı kanuni düzen içeren kanun teklifi görüşülmelerine başlanacak. Ümit ediyorum ki; değerli milletvekillerimizin, meclisimizin onayla da bu teklif yasalaşacak. Bu da özellikle ülkemizin siz değerli sektör temsilcilerimizin önünü açmak üzere ülkemize sağlamak üzere bu kanun teklifi de yasalaşmış olacak diye ümit ediyorum” şeklinde konuştu.

Enerji verimliliğinde başarının formülü her kademede “farkındalık”

Son yılların en kritik konularından birisinin yenilenebilir enerji olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “Bu alanda atılan adımlar ve yaşanan gelişmeler hem ülkelerin güçlenmesi hem de sektör oyuncularının daha rekabetçi haline gelmelerinde şüphesiz önemli bir rol oynuyor. Bu gelişmelerin bir sonucu olarak da rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kurulumu ve kurulu gücünün diğer konvansiyon termik kurulu güce göre daha fazla olduğunu görüyoruz. TBMM komisyonu olarak bunun farkındayız ve bu farkındalığın da bir gereği olarak ilgili komisyonumuz ve hükümetimizin bu alanda ülkemizin ve sektörün önünü açacak çaba sarf ediyoruz” şeklinde konuştu. Özellikle bu tür fuar ve konferanslarda yapılan tartışmalar ve beraberinde sektöre ilişkin ortaya çıkan fikirlerin yasama ve yürütme için son derece kıymetli olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “Fakat özellikle enerji verimliliği konusunda hükümet ve ilgili bakanlıklar her ne kadar destek verirse versin toplumda ve sanayicilerimizde bu konularda gerekli eğitim, farkındalık ve bilinç oluşmadığı takdirde çabaların yeterli şekilde amacına ulaşması mümkün olmaz” dedi.

“Fuarımızın varlığı en büyük kazançlarımızdan biri”

TG Expo Genel Müdürü Cem Şenel de açılış konuşmasında, “1994 yılında İstanbul’da bir Kojenerasyon Semineri ile başladığımız yolculuğumuz, kısa sürede ülkemizin enerji sektöründeki hızlı gelişme ve enerji camiasının yoğun ilgisiyle 1999 yılında ICCI (International Cogeneration Conference of Istanbul) adı altında bir Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı kimliğine evrildi. Dünya enerji piyasasının jeopolitik açıdan belki de en sıcak ve hareketli coğrafyasında yer alan bir ülke olarak ICCI Uluslararası Enerji ve Çevre Fuar ve Konferansı’nın varlığı en büyük kazançlarımızdan biri. Fuar sayesinde oluşturduğumuz verimli, etkin, saygın ve kaliteli bir iletişim ve etkinlik platformu ile bu büyüme ve gelişme sürecine 30 yıla yakın süredir tanıklık ediyor, gelecekte de sürdürmek üzere yoğun çaba gösteriyoruz. Sürdürülebilirliği odak noktasına aldığımız fuarımızda enerji verimliliği, yenilenebilir enerji, akıllı şebekeler, temiz teknolojiler ve çevre yönetimi gibi konularda güncel gelişmeler öne çıkacağı için bu yılın teması olarak ‘Enerjinin Geleceğini Keşfet’ diyeceğiz” dedi.

“Yenilenebilir enerjiyi fırsat olarak yakalayanlar avantajını görecek”

Enerjide baş döndüren dönüşümlerin yaşandığı son yıllarda fuarın günceli yakalamak ve geleceğe yönelik projeksiyonlara ışık tutmak için kritik öneme sahip olduğunu belirten KOJENTÜRK Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Aydın ise, açılışta “İklim değişikliğini yavaşlatmak ve toplumları daha temiz bir ortamda yaşatma çabaları, enerjide fosil kaynaklardan yenilenebilir enerji tüketiminin daha yüksek düzeylere geçişini zorunlu kılıyor. Enerji tüketiminin daha da artış gösterdiği günümüzde elektriğin üretildiği kaynaklar daha önemli hale geliyor. Bugün enerji yatırımlarında özellikle finansmana erişimin zor ve yüksek maliyeti nedeniyle hedeflenen yıllık büyümenin biraz gerisinde kaldığını görüyoruz. O yüzden bu dönemi geleceğe yönelik hazırlık ve planlamaların yapılması için bir fırsat olarak gören ve değerlendirenler hızlı dönüşümde bunun avantajlarını yakalayacak” diye konuştu.

Devamını oku

Genel

Kamu Görevini Engelleyenler 5 Yıla Kadar Hapis cezası alabilir

Yayın tarihi:

-

Yazar

Dicle Elektrik Uzun Yıllar Borcunu Ödemeyip Şiddete Başvuranları Mektupla Uyardı;

Dicle Elektrik, dağıtım bölgesinde 27 milyar TL’yi aşan elektrik borcunu uzun süredir ödemeyen ve bununla birlikte görevlilerin çalışmalarını engelleyenlere karşı hukuk mücadelesi vermeyi sürdürüyor. Sorumluluk bölgesinde yer alan 6 ilde kamu hizmeti yürüten dağıtım şirketi, başta Şanlıurfa ve Mardin olmak üzere borçlu sulama abonelerini bu kez engellemelerden dolayı 5 yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya kalabilecekleri konusunda uyardı.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin 6 ilinde elektrik dağıtım hizmeti veren Dicle Elektrik’ten, başta Şanlıurfa ve Mardin’deki çiftçilerin 27 milyar TL’yi aşan elektrik borçlarının ödenmemesiyle ilgili olarak yeni bir açıklama yapıldı. Tarım sezonu öncesi “borcunu ödemeyene elektrik verilmeyecek” uyarısında bulunan Dicle Elektrik, borçlu abonelere bir mektupla önemli yeni uyarılarda bulundu. Mektupta mevzuat gereği elektriği kesilecek olan ancak bu kesintiye kaba kuvvetle karşı koyacak olan abonelerin, TCK’nın ‘Kamu Hizmetlerinden Yararlanma Hakkının Engellenmesine’ dair 113’ncü maddesi uyarınca 5 yıla kadar hapis cezası alabileceği duyuruldu.

İadeli taahhütlü mektupla uyarıldılar
Elektrik borcu bulunan, uzun süredir borcunu ödemeyen ve mevzuat gereği elektriğini kesmeye gelen görevlileri engelleyenlere yönelik gönderilen bu kritik uyarı, her bir borçlu aboneye özel olarak iadeli taahhütlü mektupla yapıldı.

Kamu görevini engelleyene 5 yıla kadar hapis
Aynı mektupta, görevlilere dönük yapılacak her türlü engellemenin TCK’nın 113’ncü maddesinde yer alan ‘Kamu Hizmetlerinden Yararlanma Hakkının Engellenmesi Suçunu’ kapsadığına yer verilerek, çalışmaları cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla engelleyenlerin, 5 yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya kalabileceği kaydedildi.

18 bin çiftçinin 27 milyar TL borcu var
Dicle Elektrik, bölgede 18 bin tarımsal sulama abonesinin elektrik borcunun 27 milyar TL’yi aştığını açıklamıştı. Söz konusu borcun 15.5 milyar TL’sinin Şanlıurfa’daki 13.000 aboneye, 9.5 milyar TL’sinin Mardin’deki 5.000 aboneye, geri kalanın ise Diyarbakır, Batman, Şırnak ve Siirt’teki tarımsal sulama abonelerine ait olduğunu duyurulmuştu.

Dicle Elektrik tarafından abonelere iadeli taahhütlü olarak gönderilen kişiye özel mektuplarda şu ifadeler yer alıyor:

‘’ Sayın abonemiz;
… tesisat numaralı aboneliğinize ait muaccel olan ………… faturalı borçlara ilişkin olarak ekiplerimiz tarafından 18.03.2024 tarihinde Elektrik Piyasası Tüketici Yönetmeliği‘nin Zamanında Ödenmeyen Borçlar başlıklı 35. Maddesi hükümleri uyarıca kesme işlemi için aboneliğinizin bulunduğu sayaca gelinmiş ancak tarafınızca mukavemet gösterilmesi sebebiyle kesme işlemi gerçekleştirilememiştir. Aynı tesisat ve borca ilişkin ekiplerimiz tarafından tekrar kesme işlemi uygulanacak olup, tarafınızca mukavemet gösterilmesi halinde hakkınızda TCK 113 uyarınca Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığı ile suç duyurunda bulunacağımız konusunda tarafınıza ihtarda bulunulmuştur.’’

Devamını oku

Genel

ENERCON ve Enerjisa Üretim, YEKA-2’nin ikinci aşaması için türbin anlaşması imzaladı

Yayın tarihi:

-

Yazar

Enercon ve Enerjisa Üretim, WindEurope Bilbao etkinliğinde YEKA-2 projeleri kapsamında 250 MW’lık türbin sevkiyat sözleşmesi imzaladı. 750 MW’lık türbin teslimat anlaşmalarının başarılı bir şekilde yerine getirilmesinin ardından imzalanan anlaşma ile 1.000 MW’lık projenin tamamlanması için önemli bir adım atıldı. 250 MW kapasite için imzalanan anlaşma kapsamında, 60 adet Enercon E-138 EP3 E2 Rüzgar Türbini teslim edilecek.

Türkiye rüzgar enerjisi sektörünün önde gelen şirketlerinden ENERCON ve Enerjisa Üretim, İspanya’nın Bilbao kentinde düzenlenen WindEurope etkinliğinde Türkiye Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez’in de katılımıyla gerçekleştirilen imza töreninde, YEKA-2 projesi kapsamında iş birliklerine devam ettiklerini duyurdu. 20 Mart 2024 tarihinde gerçekleştirilen imza töreninde; ENERCON CEO’su Udo Bauer, ENERCON CCO’su Uli Schulze Südhoff, ENERCON Bölge Başkanı Arif Günyar, Enerjisa Üretim Rüzgâr Santralleri Yatırımlar Genel Müdür Yardımcısı Ezgi Deniz Katmer, Enerjisa Üretim Satın Alma Genel Müdür Yardımcısı Aziz Ünal ve Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği Başkanı İbrahim Erden de yer aldı.

Türkiye rüzgar enerjisi sektörünün öncü firmaları olarak, yaptıkları iş birliği ile Türkiye’nin yenilenebilir enerji hedeflerine önemli katkılarda bulunan Enercon ve Enerjisa Üretim, bu katkıyı sürdürmeye devam ediyor. 2022’nin Ekim ayında gerçekleştirdikleri stratejik bir anlaşma ile YEKA-2 Projesi’nde toplam 1000 MW’lık bir kapasite için çerçeve anlaşması imzalayan şirketlerin bu projesi, Türkiye rüzgar enerjisi endüstrisinin sürdürülebilir geleceği için önemli bir adımı temsil ediyor. İlk fazda başarıyla tamamlanan 750 MW’lık türbin sevkiyat anlaşmalarının ardından, bugün geriye kalan 250 MW’lık kapasite için 60 adet Enercon E-138 EP3 E2 rüzgar türbini içeren sevkiyat anlaşması ile projenin tamamlanmasına bir adım daha yaklaşılarak, toplam 1000 MW’lık kapasite için türbin üretimine yeşil ışık yakılmış oluyor. Bu gelişme, YEKA 2 Projesi’nin başarılı bir şekilde ilerlediğini gösterirken, Türkiye temiz enerji hedeflerine ulaşma yolunda sağlam adımlarla ilerliyor.

Törende konuşan ENERCON CCO’su Uli Schulze Südhoff, şunları söylüyor: “Türkiye, rüzgar türbinlerinin üretimi, satışı, kurulumu ve servisi açısından ENERCON için odak pazar olmaya devam ediyor. Büyük perspektifler sunuyor ve yetkili makamlar tarafından muazzam bir destek alıyoruz. Ülkenin yenilenebilir enerjinin ve özellikle de kara rüzgârının yaygınlaştırılması konusunda net bir kararlılığı var. Türkiye’deki sahalarda son derece güvenilir olduğu kanıtlanmış, sınıfının en iyisi rüzgar türbini teknolojisini sağlayarak müşterimiz Enerjisa Üretim ile birlikte Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanındaki hedeflerini desteklemekten memnuniyet duyuyoruz. Enerjisa Üretim’e güvenleri için teşekkür ediyor ve verimli iş birliğimizi sürdürmeyi dört gözle bekliyoruz.”

ENERCON Orta Asya, Orta Doğu ve Afrika Bölge Başkanı Arif Günyar, yapılan anlaşma ve projenin önemine dair şu açıklamalarda bulunuyor: “ENERCON olarak, partnerimiz Enerjisa Üretim ile 2022 yılında Avrupa’da tek kalemde imzalanan en büyük 1000 MW ilk çerçeve anlaşmasını gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz. YEKA II ihalesinin getirdiği derin yerlilik kapsamlarına uygun olarak, yerli aksam ile gerçekleşecek olan projelerimiz, mevcut yerli üretim ve sanayinin devam etmesi ve derinleştirilmesi açısından önemli bir mihenk taşı olmuştur.”

Enerjisa Üretim Rüzgâr Santralleri Yatırımlar Genel Müdür Yardımcısı Ezgi Deniz Katmer, “1.000 MW YEKA 2 Projesi, Türkiye’nin yenilenebilir enerji sektörüne tarihi bir yatırımdır. ENERCON iş birliğiyle önümüzdeki dönemde Türkiye’de kurulacak her üç rüzgar türbininden biri Enerjisa Üretim imzasını taşıyacak ve Türkiye’nin yenilenebilir enerji yatırımlarına yön verecek” diyor.

İlk YEKA projesi Akköy RES’in devreye alınması

İlk faz için rüzgar türbinlerinin üretimi devam ederken ENERCON, Aydın’ın Didim ilçesindeki 25,2 MW kapasiteli 6 adet E-138 EP3 E2 türbininden oluşan ilk YEKA projesi Akköy Rüzgar Santrali’ni 2023 yılı sonunda devreye alarak YEKA 2 yolculuğuna başarılı bir başlangıç yapıyor. ENERCON Bölge Başkanı Arif Günyar, şunları ekliyor: “Projelerin başarılı ve güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesine katkıda bulunan tüm ekiplerimize, tedarikçilerimize ve alt yüklenicilerimize minnettarız. Enerjisa Üretim ile birlikte ENERCON ekipleri de projelerin başarıyla hayata geçirilmesi için yoğun çaba ve hazırlıklarını sürdürüyor.”

Devamını oku

Trendler