Connect with us

Genel

Rüzgâr Yeka’sında ekipman üreticileri artık yatırımcı seçecek

Yayın tarihi:

-

 

Rüzgâr yeka’sında ekipman üreticileri artık yatırımcı seçecek

 

 

Enerjisa, Akfen ve Limak gibi sektörün önde gelen şirketleri için rüzgâr ve güneş enerjisi projeleri geliştiren RKT Enerji şirketinin CEO’su Utku Korkmaz ‘a sorduk. Bu söyleşimizde YEKA Şartnamesi çerçevesinde tecrübelerini ve sektör analizlerini bizlerle paylaşan Utku Korkmaz’a gönülden teşekkürlerimizi sunar ve bu keyifli sohbetimizle siz değerli rüzgar dostlarımızı baş başa bırakıyoruz.

YEKA (Yenilenebilir Enerji Kaynakları Alanları) Şartnamesinde seçilen illeri/bölgeleri nasıl yorumluyorsunuz?

Öncelikle seçilen bölgelere ve kurulması planlanan kapasitelere bakmak gerekir.

Edirne-Kırklareli-Tekirdağ’da 700 megavat,

Sivas’ta 200 megavat,

Ankara-Çankırı-Kırıkkale’de 200 megavat,

Kayseri-Niğde’de 200 megavat,

Malatya’da 150 megavat ve

Bilecik-Kütahya-Eskişehir’de 150 megavat,

Burdur-Denizli-Uşak’ta 100 megavatlık santral kurulması planlanmaktadır.

 

Edirne-Kırklareli-Tekirdağ bölgesinin seçimi İstanbul’un Avrupa yakasının elektrik tüketimi düşünüldüğünde oldukça mantıklı, çünkü önümüzdeki günlerde şehir batıya doğru da büyümeye devam edecek. Bu ise bölgedeki hem mesken tüketimini hem de sanayi tüketimini arttıracak. Bu sebeple bölgedeki elektrik tüketimi artış potansiyeli açısından en yüksek kapasitenin bu tarafta düşünülmesini mantıklı buluyorum. Aynı zamanda rüzgâr açısından bakıldığında da Trakya bölgesi önemli rüzgâr kaynağı olan yerlerin başında geliyor. Edirne’de Enez bölgesi, Kırklareli’nde Istrancalar Tekirdağ’da Şarköy Mursallı bölgesi hali hazırda değerlendirmeye açık önemli uygun alanlar.

 

Onun dışında Sivas’ta tekil olarak 200 megavatın tek bölgede kurulabileceği yüksek potansiyelleri yerleri bulunduran bir bölge. Özellikle hali hazırda kurulu KANGAL RES’in alt bölgesindeki alanın tek parça 200 megavatlık santral kurulması açısından uygun olduğun düşünüyorum. Ankara-Çankırı-Kırıkkale bölgesi de elektrik tüketimi artan bir bölge. Rüzgâr potansiyeli açısından bakıldığında da henüz örtüsü açılmamış bir yer. Sadece Ankara’daki problem rüzgâr kaynağı yüksek alanların, Esenboğa Havalimanı ile onun iniş istikametinde olması, belki bu bir problem yaratabilir. Kayseri-Niğde bölgesini değerlendirmek gerekirse, özellikle Kayseri’nin Yahyalı bölgesi yüksek rüzgâr potansiyeli açısından önemli bir bölge olarak karşımıza çıkıyor.

 

Malatya’daki 150 megavat seçimi de bölge olarak elektrik tüketimi açısından olmasa da özellikle Arapgir bölgesinin rakımının yüksekliğine rağmen, rüzgâr kaynak potansiyelinin iyi olması ile açıklanabilir. Bilecik-Kütahya-Eskişehir bölgesinde özellikle Bilecik ve Kütahya’da hızla artan sanayi ve ticarethane tüketiminden kaynaklı elektrik üretimine ihtiyaç duyuluyor. Özellikle Kütahya tarafında Cebrail bölgesinde oldukça yüksek rüzgâr potansiyeline sahip alanlar mevcut, yalnız orada da rüzgâr sahaları ile maden sahalarının kesişmesi bir risk olabilir. Burdur-Denizli-Uşak’ta ise kaynak alanları henüz değerlendirilmemiş durumda. Uşak’ta Afyon-Uşak sınırına yakın olan bölge ve Murat Dağı bölgesi bakir alanlar.

 

Bu yüzden genel alanda bakıldığında kaynak alanları bölgeleri seçiminin hem tüketim açısından hem de henüz kullanılmamış yüksek potansiyelli rüzgâr bölgeleri açısından doğru seçildiğini düşünüyorum.

 

 

Güneş YEKA’sı ile Rüzgâr YEKA’sı arasındaki temel farklar neler?

Güneş YEKA’sındaki ekipman üreticisi/yatırımcı eşleşmesindeki alternatif Rüzgâr YEKA’sına göre daha fazla idi. Çünkü Rüzgar YEKA’sında istenilen şartları sağlayabilecek ekipman üreticisi sayısı oldukça az görünüyor. Buna rağmen bu işle ilgili istekli olabilecek yatırımcı sayısı da bir hayli fazla çünkü hali hazırda ölçüm direği dikmiş ve data toplamış oldukça fazla yatırımcı var. Aynı zamanda rüzgâr enerjisinde sektörün biriktirdiği Know-How ve yaptığı yatırım da güneşe göre oldukça fazla. Türkiye’de hali hazırda dünyaya hizmet veren birçok kule ve kanat üreticisi var. Bu nedenle rüzgâr’daki yatırımcı sayısı ve yatırımcı iştahı güneştekinden daha fazla olacak. Ama ekipman tarafındaki yeterli üreticisi sayısı güneşe göre daha az olacak. O yüzdende güneş YEKA’sından farklı olarak rüzgâr YEKA’sında ekipman üreticileri aslında yatırımcı seçecek.

 

Ayrıca bir temel farkta toplam yatırım tutarı, rüzgârdaki toplam yatırım tutarı fabrikalar düşünülmediğinde sadece enerji santrali olarak düşünüldüğünde güneş YEKA’sının neredeyse iki katı. Bu yüzden burada bir ekipman üreticisi-iki yatırımcı formülasyonlarını da görebiliriz. Genel olarak güneş YEKA’sı ile rüzgâr YEKA’sı arasında böyle birkaç temel fark var.

 

Güneş YEKA’sı ile Rüzgâr YEKA’sı arasında proje geliştirme açısından temel farklar neler?

Proje geliştirilecek alan açısından bakıldığında Güneş YEKA’sında alan Enerji Bakanlığı tarafından tahsis edildi ve herkes o alan için ihale de yarıştı. Rüzgâr YEKA’sında ise herkes kendi belirlediği alan ile yarışacak. Burada şöyle bir benzetme yapılabilir. Güneş YEKA’sındaki ihale katılımcıları Enerji Bakanlığı’nın tahsis ettiği ve birebir aynı olan yarış arabaları ile bir yarışa katıldılar ve gaza en korkusuzca basan yarışı kazandı. Rüzgâr YEKA’sında ise tüm katılımcılar kendi geliştirdikleri araba ile yarışa katılacaklar ve gaza ne kadar basabileceklerine kendileri değil geliştirdikleri arabalar karar verecek. Teknik açıdan Güneş YEKA’sı ile Rüzgâr YEKA’sı arasında böyle temel bir fark olacak.

 

Enerji üretim hesaplamaları ve fizibilite açısından bakıldığında verilen süreyi nasıl buluyorsunuz? 

Enerji üretimi hesabı açısından bakıldığında güneşte ölçüme ihtiyaç yok ama rüzgârda ciddi ölçüme ihtiyaç var ve rüzgârda geliştirilen sahalarda ölçüm olmadan enerji üretim hesabı yapmak bir hayli zor. Enerji üretim hesabı olan sahalarda dahi işbirliği yapılacak türbin şirketine ve seçilecek yeni türbinlere göre enerji üretim tahmini değişebilir. Biz bugüne kadar geliştirdiğimiz sahalarda değişen rüzgâr türbini marka ve modeli ile % 5 e varan kapasite faktörü farklarını gördük. Yani herhangi bir yatırımcı hali hazırda geliştirmiş olduğu ve enerji üretim tahminini bildiği saha dahi olsa eğer işbirliği yapacağı türbin şirketi ile enerji üretim hesabı çalışmamış ise sağlıklı bir enerji üretim tahmini yapmakta zorlanacak. Bu yüzden 3 aylık süre iyimser, mutlaka yatırımcıların sağlıklı bir enerji üretim hesabı yapabilmek için süre uzatılması talebi gelecektir.

 

Özellikle Sivas, Kayseri, Ankara, Kütahya, Malatya, Burdur, Denizli ve Uşak gibi kompleks araziye sahip ve pürüzlüğü yüksek olan sahalarda seçilecek olan yeni türbinlerle CFD çalışılması ve bu CFD çalışmalarını sonuçlarını ortaya çıkması için ciddi zaman ihtiyaç var. Buradaki en önemli diğer bir hususta yatırımcıların elinde yeterli data bulunup bulunmadığı konusu. Özellikle YEKA projelerinde istenen saha büyüklükleri düşünüldüğünde, elde var olan önceki lisans ihaleleri için dikilmiş tek bir ölçüm direğinden sağlanan datalar neredeyse hiçbir anlam ifade etmiyor. Aynı zamanda burada seçilen neredeyse tüm iller yüksek pürüzlülüğe sahip, bu nedenle süreyi iyimser buluyorum diyebilirim.

 

Sizin RKT Enerji olarak YEKA ile ilgili hedefleriniz neler?

Biz proje geliştirme şirketimiz RKT ENERJİ ve iştirakimiz olan Brüksel merkezli 3E’nin Türkiye ofisi olarak YEKA’lara ciddi şekilde hazırlanıyoruz. Bugüne kadar Türkiye’nin önde gelen şirketlerine proje geliştirme işlerinin lokal konularında RKT olarak, global ve bankable mühendislik hizmetlerinde ise 3E TÜRKİYE olarak önemli katkılar sağladık. YEKA sürecinde de hem ihale öncesinde hem ihale sonrasında yatırımcıların hem enerji üretim hesabı açısından en rekabetçi hem de imar süreçleri açısından da en sorunsuz projeleri geliştirme ihtiyacının farkındayız. En doğru mühendislik hizmetlerini sağlamak için hem ihale sürecinde hem ihale sonrasına tüm ekibimiz büyük bir titizlikle çalışıyor olacak.

Utku Korkmaz
RKT Energy CEO

Genel

ICCI Fuarı’nda enerji sektörüne yenilenebilir enerji müjdesi

Yayın tarihi:

-

Yazar

ICCI Uluslararası Enerji ve Çevre Fuar ve Konferansı’nın açılışını gerçekleştiren TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Sözcüsü Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, yenilenebilir enerji ile ilgili müjde verdi.  Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “Komisyonumuz ve hükumetimiz yenilenebilir enerji alanında ülkemizin ve sektörün önünü açacak, ülkemizi güçlendirecek adımları atmaya devam ediyor. Maden ve enerji kanunlarında değişiklikleri kapsayan kanun teklifimiz komisyondan geçti ve genel kurulda görüşmelere başlanacak. Meclisimizin onayıyla teklifimiz yasalaşacak ve bu sayede enerji sektörümüzün önünü açmış olacağız” dedi.

T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve EPDK’nın desteği ile TG Expo tarafından gerçekleştirilen ICCI – Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı’nın açılışı Türkiye Büyük Millet Meclisi Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi Ve Teknoloji Komisyonu Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, İstanbul Sanayi Odası Enerji Grup Başkanı Rıdvan Mertöz, KOJENTÜRK Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Aydın, ENSİA – Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı ve KBSD – Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Hoplamaz’ın katılımı ile gerçekleştirildi. 3 gün boyunca 10.000 metrekarelik alanda küresel enerji piyasasının kalbinin atacağı fuar, 200’e yakın firma ve 8 bini yurt dışından olmak üzere toplamda 20 binden fazla ziyaretçiye ev sahipliği yapacak. ICCI bu yıl ilk kez eş zamanlı gerçekleşecek Electricity Eurasia – Elektrik ve Elektrik Ekipmanları Fuarı’na da sahne oluyor.

Enerji sektörüne yeni kanun teklifi müjdesi

Fuarın açılışında konuşan TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi Ve Teknoloji Komisyonu Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “TBMM komisyonumuz ve hükumetimiz yenilenebilir enerji alanında ülkemizin ve sektörün önünü açacak ve ülkemizi güçlendirecek çabaların içerisindedir. Yakın zamanda komisyonumuza gelen özellikle maden ve enerji kanunlarındaki değişiklikleri kanun teklifi ilgili komisyonumuzdan geçti. Gerekli tartışmalar yapıldı. Komisyon üyelerimiz katkılarını verdi Ve genel kurulun gündemine hazır hale getirildi. Genel kurulda özellikle yenilenebilir enerjiyle ilgili bazı kanuni düzen içeren kanun teklifi görüşülmelerine başlanacak. Ümit ediyorum ki; değerli milletvekillerimizin, meclisimizin onayla da bu teklif yasalaşacak. Bu da özellikle ülkemizin siz değerli sektör temsilcilerimizin önünü açmak üzere ülkemize sağlamak üzere bu kanun teklifi de yasalaşmış olacak diye ümit ediyorum” şeklinde konuştu.

Enerji verimliliğinde başarının formülü her kademede “farkındalık”

Son yılların en kritik konularından birisinin yenilenebilir enerji olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “Bu alanda atılan adımlar ve yaşanan gelişmeler hem ülkelerin güçlenmesi hem de sektör oyuncularının daha rekabetçi haline gelmelerinde şüphesiz önemli bir rol oynuyor. Bu gelişmelerin bir sonucu olarak da rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kurulumu ve kurulu gücünün diğer konvansiyon termik kurulu güce göre daha fazla olduğunu görüyoruz. TBMM komisyonu olarak bunun farkındayız ve bu farkındalığın da bir gereği olarak ilgili komisyonumuz ve hükümetimizin bu alanda ülkemizin ve sektörün önünü açacak çaba sarf ediyoruz” şeklinde konuştu. Özellikle bu tür fuar ve konferanslarda yapılan tartışmalar ve beraberinde sektöre ilişkin ortaya çıkan fikirlerin yasama ve yürütme için son derece kıymetli olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “Fakat özellikle enerji verimliliği konusunda hükümet ve ilgili bakanlıklar her ne kadar destek verirse versin toplumda ve sanayicilerimizde bu konularda gerekli eğitim, farkındalık ve bilinç oluşmadığı takdirde çabaların yeterli şekilde amacına ulaşması mümkün olmaz” dedi.

“Fuarımızın varlığı en büyük kazançlarımızdan biri”

TG Expo Genel Müdürü Cem Şenel de açılış konuşmasında, “1994 yılında İstanbul’da bir Kojenerasyon Semineri ile başladığımız yolculuğumuz, kısa sürede ülkemizin enerji sektöründeki hızlı gelişme ve enerji camiasının yoğun ilgisiyle 1999 yılında ICCI (International Cogeneration Conference of Istanbul) adı altında bir Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı kimliğine evrildi. Dünya enerji piyasasının jeopolitik açıdan belki de en sıcak ve hareketli coğrafyasında yer alan bir ülke olarak ICCI Uluslararası Enerji ve Çevre Fuar ve Konferansı’nın varlığı en büyük kazançlarımızdan biri. Fuar sayesinde oluşturduğumuz verimli, etkin, saygın ve kaliteli bir iletişim ve etkinlik platformu ile bu büyüme ve gelişme sürecine 30 yıla yakın süredir tanıklık ediyor, gelecekte de sürdürmek üzere yoğun çaba gösteriyoruz. Sürdürülebilirliği odak noktasına aldığımız fuarımızda enerji verimliliği, yenilenebilir enerji, akıllı şebekeler, temiz teknolojiler ve çevre yönetimi gibi konularda güncel gelişmeler öne çıkacağı için bu yılın teması olarak ‘Enerjinin Geleceğini Keşfet’ diyeceğiz” dedi.

“Yenilenebilir enerjiyi fırsat olarak yakalayanlar avantajını görecek”

Enerjide baş döndüren dönüşümlerin yaşandığı son yıllarda fuarın günceli yakalamak ve geleceğe yönelik projeksiyonlara ışık tutmak için kritik öneme sahip olduğunu belirten KOJENTÜRK Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Aydın ise, açılışta “İklim değişikliğini yavaşlatmak ve toplumları daha temiz bir ortamda yaşatma çabaları, enerjide fosil kaynaklardan yenilenebilir enerji tüketiminin daha yüksek düzeylere geçişini zorunlu kılıyor. Enerji tüketiminin daha da artış gösterdiği günümüzde elektriğin üretildiği kaynaklar daha önemli hale geliyor. Bugün enerji yatırımlarında özellikle finansmana erişimin zor ve yüksek maliyeti nedeniyle hedeflenen yıllık büyümenin biraz gerisinde kaldığını görüyoruz. O yüzden bu dönemi geleceğe yönelik hazırlık ve planlamaların yapılması için bir fırsat olarak gören ve değerlendirenler hızlı dönüşümde bunun avantajlarını yakalayacak” diye konuştu.

Devamını oku

Genel

Kamu Görevini Engelleyenler 5 Yıla Kadar Hapis cezası alabilir

Yayın tarihi:

-

Yazar

Dicle Elektrik Uzun Yıllar Borcunu Ödemeyip Şiddete Başvuranları Mektupla Uyardı;

Dicle Elektrik, dağıtım bölgesinde 27 milyar TL’yi aşan elektrik borcunu uzun süredir ödemeyen ve bununla birlikte görevlilerin çalışmalarını engelleyenlere karşı hukuk mücadelesi vermeyi sürdürüyor. Sorumluluk bölgesinde yer alan 6 ilde kamu hizmeti yürüten dağıtım şirketi, başta Şanlıurfa ve Mardin olmak üzere borçlu sulama abonelerini bu kez engellemelerden dolayı 5 yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya kalabilecekleri konusunda uyardı.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin 6 ilinde elektrik dağıtım hizmeti veren Dicle Elektrik’ten, başta Şanlıurfa ve Mardin’deki çiftçilerin 27 milyar TL’yi aşan elektrik borçlarının ödenmemesiyle ilgili olarak yeni bir açıklama yapıldı. Tarım sezonu öncesi “borcunu ödemeyene elektrik verilmeyecek” uyarısında bulunan Dicle Elektrik, borçlu abonelere bir mektupla önemli yeni uyarılarda bulundu. Mektupta mevzuat gereği elektriği kesilecek olan ancak bu kesintiye kaba kuvvetle karşı koyacak olan abonelerin, TCK’nın ‘Kamu Hizmetlerinden Yararlanma Hakkının Engellenmesine’ dair 113’ncü maddesi uyarınca 5 yıla kadar hapis cezası alabileceği duyuruldu.

İadeli taahhütlü mektupla uyarıldılar
Elektrik borcu bulunan, uzun süredir borcunu ödemeyen ve mevzuat gereği elektriğini kesmeye gelen görevlileri engelleyenlere yönelik gönderilen bu kritik uyarı, her bir borçlu aboneye özel olarak iadeli taahhütlü mektupla yapıldı.

Kamu görevini engelleyene 5 yıla kadar hapis
Aynı mektupta, görevlilere dönük yapılacak her türlü engellemenin TCK’nın 113’ncü maddesinde yer alan ‘Kamu Hizmetlerinden Yararlanma Hakkının Engellenmesi Suçunu’ kapsadığına yer verilerek, çalışmaları cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla engelleyenlerin, 5 yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya kalabileceği kaydedildi.

18 bin çiftçinin 27 milyar TL borcu var
Dicle Elektrik, bölgede 18 bin tarımsal sulama abonesinin elektrik borcunun 27 milyar TL’yi aştığını açıklamıştı. Söz konusu borcun 15.5 milyar TL’sinin Şanlıurfa’daki 13.000 aboneye, 9.5 milyar TL’sinin Mardin’deki 5.000 aboneye, geri kalanın ise Diyarbakır, Batman, Şırnak ve Siirt’teki tarımsal sulama abonelerine ait olduğunu duyurulmuştu.

Dicle Elektrik tarafından abonelere iadeli taahhütlü olarak gönderilen kişiye özel mektuplarda şu ifadeler yer alıyor:

‘’ Sayın abonemiz;
… tesisat numaralı aboneliğinize ait muaccel olan ………… faturalı borçlara ilişkin olarak ekiplerimiz tarafından 18.03.2024 tarihinde Elektrik Piyasası Tüketici Yönetmeliği‘nin Zamanında Ödenmeyen Borçlar başlıklı 35. Maddesi hükümleri uyarıca kesme işlemi için aboneliğinizin bulunduğu sayaca gelinmiş ancak tarafınızca mukavemet gösterilmesi sebebiyle kesme işlemi gerçekleştirilememiştir. Aynı tesisat ve borca ilişkin ekiplerimiz tarafından tekrar kesme işlemi uygulanacak olup, tarafınızca mukavemet gösterilmesi halinde hakkınızda TCK 113 uyarınca Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığı ile suç duyurunda bulunacağımız konusunda tarafınıza ihtarda bulunulmuştur.’’

Devamını oku

Genel

ENERCON ve Enerjisa Üretim, YEKA-2’nin ikinci aşaması için türbin anlaşması imzaladı

Yayın tarihi:

-

Yazar

Enercon ve Enerjisa Üretim, WindEurope Bilbao etkinliğinde YEKA-2 projeleri kapsamında 250 MW’lık türbin sevkiyat sözleşmesi imzaladı. 750 MW’lık türbin teslimat anlaşmalarının başarılı bir şekilde yerine getirilmesinin ardından imzalanan anlaşma ile 1.000 MW’lık projenin tamamlanması için önemli bir adım atıldı. 250 MW kapasite için imzalanan anlaşma kapsamında, 60 adet Enercon E-138 EP3 E2 Rüzgar Türbini teslim edilecek.

Türkiye rüzgar enerjisi sektörünün önde gelen şirketlerinden ENERCON ve Enerjisa Üretim, İspanya’nın Bilbao kentinde düzenlenen WindEurope etkinliğinde Türkiye Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez’in de katılımıyla gerçekleştirilen imza töreninde, YEKA-2 projesi kapsamında iş birliklerine devam ettiklerini duyurdu. 20 Mart 2024 tarihinde gerçekleştirilen imza töreninde; ENERCON CEO’su Udo Bauer, ENERCON CCO’su Uli Schulze Südhoff, ENERCON Bölge Başkanı Arif Günyar, Enerjisa Üretim Rüzgâr Santralleri Yatırımlar Genel Müdür Yardımcısı Ezgi Deniz Katmer, Enerjisa Üretim Satın Alma Genel Müdür Yardımcısı Aziz Ünal ve Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği Başkanı İbrahim Erden de yer aldı.

Türkiye rüzgar enerjisi sektörünün öncü firmaları olarak, yaptıkları iş birliği ile Türkiye’nin yenilenebilir enerji hedeflerine önemli katkılarda bulunan Enercon ve Enerjisa Üretim, bu katkıyı sürdürmeye devam ediyor. 2022’nin Ekim ayında gerçekleştirdikleri stratejik bir anlaşma ile YEKA-2 Projesi’nde toplam 1000 MW’lık bir kapasite için çerçeve anlaşması imzalayan şirketlerin bu projesi, Türkiye rüzgar enerjisi endüstrisinin sürdürülebilir geleceği için önemli bir adımı temsil ediyor. İlk fazda başarıyla tamamlanan 750 MW’lık türbin sevkiyat anlaşmalarının ardından, bugün geriye kalan 250 MW’lık kapasite için 60 adet Enercon E-138 EP3 E2 rüzgar türbini içeren sevkiyat anlaşması ile projenin tamamlanmasına bir adım daha yaklaşılarak, toplam 1000 MW’lık kapasite için türbin üretimine yeşil ışık yakılmış oluyor. Bu gelişme, YEKA 2 Projesi’nin başarılı bir şekilde ilerlediğini gösterirken, Türkiye temiz enerji hedeflerine ulaşma yolunda sağlam adımlarla ilerliyor.

Törende konuşan ENERCON CCO’su Uli Schulze Südhoff, şunları söylüyor: “Türkiye, rüzgar türbinlerinin üretimi, satışı, kurulumu ve servisi açısından ENERCON için odak pazar olmaya devam ediyor. Büyük perspektifler sunuyor ve yetkili makamlar tarafından muazzam bir destek alıyoruz. Ülkenin yenilenebilir enerjinin ve özellikle de kara rüzgârının yaygınlaştırılması konusunda net bir kararlılığı var. Türkiye’deki sahalarda son derece güvenilir olduğu kanıtlanmış, sınıfının en iyisi rüzgar türbini teknolojisini sağlayarak müşterimiz Enerjisa Üretim ile birlikte Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanındaki hedeflerini desteklemekten memnuniyet duyuyoruz. Enerjisa Üretim’e güvenleri için teşekkür ediyor ve verimli iş birliğimizi sürdürmeyi dört gözle bekliyoruz.”

ENERCON Orta Asya, Orta Doğu ve Afrika Bölge Başkanı Arif Günyar, yapılan anlaşma ve projenin önemine dair şu açıklamalarda bulunuyor: “ENERCON olarak, partnerimiz Enerjisa Üretim ile 2022 yılında Avrupa’da tek kalemde imzalanan en büyük 1000 MW ilk çerçeve anlaşmasını gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz. YEKA II ihalesinin getirdiği derin yerlilik kapsamlarına uygun olarak, yerli aksam ile gerçekleşecek olan projelerimiz, mevcut yerli üretim ve sanayinin devam etmesi ve derinleştirilmesi açısından önemli bir mihenk taşı olmuştur.”

Enerjisa Üretim Rüzgâr Santralleri Yatırımlar Genel Müdür Yardımcısı Ezgi Deniz Katmer, “1.000 MW YEKA 2 Projesi, Türkiye’nin yenilenebilir enerji sektörüne tarihi bir yatırımdır. ENERCON iş birliğiyle önümüzdeki dönemde Türkiye’de kurulacak her üç rüzgar türbininden biri Enerjisa Üretim imzasını taşıyacak ve Türkiye’nin yenilenebilir enerji yatırımlarına yön verecek” diyor.

İlk YEKA projesi Akköy RES’in devreye alınması

İlk faz için rüzgar türbinlerinin üretimi devam ederken ENERCON, Aydın’ın Didim ilçesindeki 25,2 MW kapasiteli 6 adet E-138 EP3 E2 türbininden oluşan ilk YEKA projesi Akköy Rüzgar Santrali’ni 2023 yılı sonunda devreye alarak YEKA 2 yolculuğuna başarılı bir başlangıç yapıyor. ENERCON Bölge Başkanı Arif Günyar, şunları ekliyor: “Projelerin başarılı ve güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesine katkıda bulunan tüm ekiplerimize, tedarikçilerimize ve alt yüklenicilerimize minnettarız. Enerjisa Üretim ile birlikte ENERCON ekipleri de projelerin başarıyla hayata geçirilmesi için yoğun çaba ve hazırlıklarını sürdürüyor.”

Devamını oku

Trendler