BNEF, rüzgar enerjisi ve enerji depolama projelerinde maliyetlerin düştüğünü açıkladı

Mesut Kul
BNEF, rüzgar enerjisi ve enerji depolama projelerinde maliyetlerin düştüğünü açıkladı

Araştırma şirketi BloombergNEF (BNEF) tarafından paylaşılan son analize göre, rüzgar enerjisi ve enerji depolama projelerinin maliyetleri, küresel tedarik zinciri kısıtlamalarının ve Ukrayna savaşının etkilerinin en yüksek olduğu 2022 yılındaki seviyelere göre düştü. BloombergNEF’e göre, merkez bankalarının faiz oranlarını yükseltmeye devam etmesi ve temiz enerji üreticilerinin bazılarının maliyet tasarruflarını henüz alıcılara yansıtmaması nedeniyle sektör hala zorluklarla karşı karşıya; ancak son birkaç yıldır yaşanan çalkantılar, uzun bir süre boyunca proje maliyetlerindeki istikrarlı düşüşler için istisna oldu.

Araştırmada paylaşılan verilere göre, son 6 ayda yeni inşa edilen deniz üstü rüzgar ve depolama projelerinin maliyetleri sırasıyla %2 ve %12 oranında düşerken, kara rüzgarı için küresel karşılaştırma maliyetleri son 12 ayda %6 oranında azaldı ancak 2022’nin ikinci yarısından bu yana değişmedi. BNEF’in analizi, deniz üstü rüzgar için küresel karşılaştırmalı seviyelendirilmiş elektrik maliyetinin veya LCOE’nin şu anda kömürle eşit olduğunu gösteriyor. Güçlü Çin pazarının etkisiyle, BNEF’in 2009 yılında proje verilerini toplamaya başlamasından bu yana en ucuz seviye. Fosil yakıtla çalışan projelerin maliyetinde son 6 ayda %5’lik bir düşüş olmasına rağmen, karada rüzgar ve Fotovoltaik (PV), küresel elektrik üretiminin %82’sini kapsayan ülkelerde elektrik üretmek için en ucuz yeni inşa teknolojileri olmaya devam ediyor.

Güneş enerjisi için küresel karşılaştırma maliyetlerinin son 6 ayda yükseldiğini belirten BloombergNEF, ortalama bir sabit eksenli güneş enerjisi projesinin %2 gibi mütevazı bir oranda daha maliyetli olduğunu açıkladı. Takipli tipik güneş enerjisi projesi ise %12 gibi daha yüksek bir oranda arttı. Bu projeler ABD’de yaygındır ve buradaki geliştiriciler artan işçilik, tesis dengesi ve finansman maliyetleriyle karşı karşıya kaldı.

Araştırmada yenilenebilir enerjideki lojistik maliyetleriyle ilgili, “Lojistik fiyatlarının rekor seviyelerden düşmeye devam etmesi, son 2 yıldır yüksek fiyatlarla mücadele eden proje geliştiricileri ve üreticileri rahatlattı. Asyalı nakliye ücretleri Eylül 2021’de zirveye ulaştı ancak şu anda 2020’nin başındaki seviyelere geri döndü. Asya’dan gelen nakliye rotaları güneş panelleri, invertörler, bataryalar ve diğer bileşenlerin teslimatı için kritik önem taşıyor.” ifadeleri kullanıldı.

Rüzgarda ekipman maliyetleri karada %3, denizde %1 arttı

Raporda, 2022’nin sonuna kıyasla, sabit eksenli güneş enerjisi ekipman maliyetleri düşük polisilikon fiyatları nedeniyle %2 düşerken, düşük lityum karbonat fiyatlarının batarya depolama ekipman maliyetlerini %1 azalttığı yer alıyor. Amerikalı ve Avrupalı rüzgar türbini üreticilerinin geçtiğimiz yıl yaşanan emtia sıkışıklığının etkilerini hala hissettiğine vurgu yapan BNEF analizi, kara rüzgar santralleri için ekipman maliyetlerinin %3, deniz üstü rüzgar santrallerinin ise ortalama %1 daha yüksek olduğunu gösteriyor. 

Finansman maliyetlerinin yükseldiği ve düşük ekipman maliyetlerinden elde edilen kazançların bir kısmını dengelediği yorumunun yapıldığı araştırmada, “Yeni rüzgâr projeleri için ağırlıklı Ortalama Sermaye Maliyeti (WACC) %6,4 ile geçen yıla göre neredeyse 50 baz puan daha yüksek. Bu da finansman maliyetlerini 2017’deki seviyesine geri getiriyor. Bu artış öz kaynak tarafında eşleşmedi ve sponsorlar şu ana kadar getiri oranlarını artırmak için kısıtlama gösterdi.” ifadeleri kullanıldı. 

Raporda görüşlerine yer verilen araştırmanın Başyazarı Amar Vasdev, “Öz sermaye yatırımcılarının ilgisi güçlü kalmaya devam ediyor ve beklenen getiri oranları faiz oranları kadar hızlı artmadı. Yenilenebilir enerji projeleri güvenli bir varlık sınıfı olarak görülüyor ve doğru elektrik alım anlaşmasıyla enflasyona karşı bir koruma bile sağlayabilir. Merkez bankası faiz oranları düştükçe, mevcut projeler için bir refinansman dalgası da görebiliriz” açıklamasında bulundu.

Çin’in deniz üstü rüzgar LCOE’si, dünyadan 21 $/MWh daha düşük

Araştırmada yer alan bu küresel maliyet ölçütleri, piyasa olgunluğu, kaynak mevcudiyeti, proje özellikleri, yerel finansman koşulları ve işgücü maliyetlerine göre değişen bir dizi ülke düzeyinde tahmini bir araya getiriyor. Rapora göre 2023’ün ilk yarısında en ucuz yenilenebilir enerji projeleri; sınıfının en iyisi kara rüzgar santralleri için 23 $/MWh, deniz üstü rüzgar için 50 $/MWh ve sabit eksenli PV santralleri için 31 $/MWh LCOE ile Çin’de yer alıyor. Çin dışında kara ve deniz üstü rüzgar maliyetleri artarken, Çin’in oldukça rekabetçi yerel rüzgar türbini üretim pazarı ülkede fiyatların sürekli düşmesine yol açıyor. İki yıl önce Çin’in deniz üstü rüzgar LCOE’si 91 $/MWh ile küresel maliyetlerle aynı seviyedeydi. Bugün ise Çin’in tipik deniz üstü rüzgar LCOE’si 66 $/MWh ile dünyanın geri kalanından 21 $/MWh daha düşük.

Araştırmada konuyla ilgili yorumuna yer verilen BNEF Enerji Ekonomisi Başkanı Matthias Kimmel, “Çin son 10 buçuk yılda yerel tedarik zincirine çok fazla yatırım yaptı ve bu da kıyasıya rekabetin yaşandığı oldukça aktif bir yenilenebilir enerji sektörünü ortaya çıkardı. Ülke uzun zamandır güneş enerjisi üretiminde lider konumdaydı; ancak şimdi rüzgar türbinleri için maliyet düşüşleri söz konusu olduğunda da farklı yollar görüyoruz. ABD ve Avrupa geride kaldı ve artık arayı kapatmaları gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.

Araştırmanın sonunda yer verilen değerlendirmede: “Son birkaç yıldır yaşanan çalkantılar, daha uzun bir süre boyunca proje maliyetlerindeki istikrarlı düşüşler açısından bir istisna teşkil ediyor. Şebeke ölçeğinde güneş, kara ve deniz üstü rüzgarının LCOE’leri 2023’e kadar olan 10 yıl içinde %58-74 oranında düşmüştü. Devam eden teknoloji iyileştirmeleri, daha büyük ölçek ekonomileri ve azalan finansman maliyetleri sayesinde bu maliyet düşüşlerinin uzun vadede devam etmesini bekliyoruz.”

Bu Makaleyi Paylaş
Yorum Yap