Yılmaz Redüktör’den rüzgar türbinleri için pitch ve yaw drive çözümleri

Editör
Yılmaz Redüktör’den rüzgar türbinleri için pitch ve yaw drive çözümleri

Yılmaz Redüktör Genel Müdürü Metin Yılmaz’la bir röportaj gerçekleştirdik. Köklü firmanın geçmişi ve merhum Mesut Yılmaz’ın ilham verici hikâyesini dinlediğimiz Metin Bey’den, rüzgar türbinlerine dönük redüktör çözümleri ve partnerlik yaptıkları türbin üreticisi firmalar hakkında da bilgiler aldık.

Yılmaz Redüktör’ün yarım asrı aşan yolculuğundan kısaca bahsedebilir misiniz?

Yılmaz Redüktör, 1958 yılında kurulmuş bir şirkettir. Kurucusu Sayın Mesut Yılmaz’ı 2001 yılında kaybettik ve kendisini rahmetle anıyoruz. Mesut Yılmaz’ın hikâyesi, Türkiye sanayicisinin o dönem içinde yaşadığı zorlukların bir aynasıdır ve geleceğe bakarken sahip olduğumuz günümüz değerlerinin kıymetini bize hatırlatmaktadır. Henüz 14 yaşında iken “ben tornacı olacağım” diyerek babasının Kastamonu Abana’da bulunan kahve dükkanında çalışmayı reddeden ve gizlice bir mavnanın kapalı bölümüne saklanarak İstanbul’a kaçan azimli bir gencin hikâyesidir bu. Parasız pulsuz, İstanbul’da, Karaköy’de, o dönem kalafat yeri denen yerde, içinde torna gördüğü bir atölyeye yanaşıp, Ermeni ustasına “Ben çalışmaya geldim… para falan istemiyorum… Yiyecek aş, yatacak yer ve bana çalışacak bir torna verin” diyebilecek kadar azimli bir gencin hikâyesi. Sonrasında ondan çok şey öğreneceği ustası onu kendi evladı gibi sevecek ve o gün “Sana iş de, aş da, yatacak yer de vereceğim. Yevmiyeni de alacaksın. Ama önce babanı bulup bir konuşalım…” diyecekti. Ermeni ustasının yanında yaklaşık 10 yıl çalıştıktan sonra, yaşlanan ustasından kendi işini kurma iznini almış ve 1958’de kendi şirketini kurmuştur. O dönem kendi imkânları ile kendi ürettiği ilk tornası ve satın aldığı tek matkap ile kendi işine başlayacak ve hatta tornanın motorunu, eşinin dikiş makinesini satarak satın alabilecekti. 1963 yılına kadar farklı sektörlere parça imalatı yaptıktan sonra, kendisine sürekli tamir için getirilen redüktörlere yani dişli kutularına özel bir ilgisi olmuştur ve 1963 yılından itibaren yalnızca dişli kutusu üretmeye karar vermiştir. İlk büyük işini yine aynı yıl Kastamonu orman işletmelerine yapmış, o dönem 150 adedin üzerinde olan ilk seri imalatını yapmıştır. O günlerde 5 kişi ile başlayan firmamız bugün grup olarak 1300 kişilik bir ekip olmuştur. Mesut Bey’in 3 oğlu yönetim kurulundadır ve Yılmaz Grubu’nu başarı ile yönetmektedirler. Sektöründe Ortadoğu’da lider Avrupa’da ilk beş firma içinde yer alan firmamız, dünyada 50’den fazla ülkeye ihracat yapmaktadır. Yılmaz Grubu’nun günümüzde 3 ayrı üretim merkezi bulunmaktadır. Biri Esenyurt diğer ikisi Çerkezköy yerleşkesindedir. Yine Çerkezköy’de dördüncü fabrikanın da temelleri atılmış ve bu yıl içerisinde faaliyete geçecektir. Bu fabrikalardan biri ELK markası ile asenkron elektrik motorları üretmekte, diğer bir fabrika MES markası altında pik ve sfero döküm dökmektedir. YILMAZ markası altında ise hem Esenyurt hem Çerkezköy fabrikalarında dişli kutusu üretimi yapılmaktadır. 2021 yıl sonuna kadar, grup toplamda yaklaşık 250.000 metrekarelik kapalı üretim alanına kavuşacaktır.

Rüzgar enerjisi sektörüne yönelik çözümleriniz hakkında ayrıntılı bilgi alabilir miyiz?

Rüzgar türbinlerinde, rüzgarın hızına göre kanadın açısını çeviren “pitch drive” dediğimiz redüktörler ve nasel dediğimiz ana gövdeyi, kanatlar rüzgara dik olacak şekilde çeviren “yaw drive” redüktörler bulunmaktadır. Bunun haricinde kanat ile jeneratör arasında ana redüktör veya “direct drive” jeneratör bulunmaktadır. Biz Yılmaz Redüktör olarak “pitch ve yaw” drive redüktörler üretmekteyiz. GE, Siemens ve Enercon temasta olduğumuz rüzgar türbini üreticileridir. GE ve Siemens için test aşamaları geçilmiş ve seri üretim 2021 yılının son çeyreği olarak planlanmıştır. Enercon muhtemel olarak 2022 yılının başı olacaktır. Bu redüktörler müşteri isteklerine göre tasarlanmış, uzun ömür ve performans testlerinden geçirilmiş özel redüktörlerdir. Beklenen çalışma ömürleri ve maruz kaldıkları yükler, birçok klasik redüktörle kıyaslandığında oldukça farklıdır ve ciddi tasarım bilgisi ve tecrübe gerektirmektedir. Laboratuvarların hızlandırılmış ömür testlerini yapabilecek kabiliyette olması gerekmektedir. Bütün bu zorlayıcı şartlar altında rekabetçi bir ürün tasarlanamaz ise pazarda şans bulamaz. Yılmaz Redüktör’ün kullandığı üretim teknolojisi ve Ar-Ge kabiliyetleri bunu gerçekleştirmeyi sağlamaktadır. 

Türkiye’de ve dünyada rüzgar enerjisi sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizi bu sektöre yönelten ne oldu?

Hepimizin bildiği son yıllarda yaşadığımız iklim değişiklikleri geleceğimiz için kaygı verici. Dünya üzerinde ortalama sıcaklıkların bir derecelik artışları, buzulların erimesi ve deniz seviyelerinin yükselmesi ile sonuçlanıyor. Kıyı şeridinde yaşayan milyonlarca insan tehdit altında olduğu gibi, tatlı su kaynaklarının da azalması ile kuraklık, geleceğin en büyük tehdidi. Bunu gelecek nesillerimize hiçbirimiz yaşatmak istemiyoruz. Sürdürülebilir ve yaşanabilir bir dünya istiyoruz. Ortalama sıcaklığın artmasında, sera gazları ve karbondioksitin etkisini hepimiz biliyor ve tartışıyoruz. Tüm ülkeler karbon izlerini azaltmak zorunda. Bir taraftan da yeni teknolojilere kabaran iştahımız ve hayat standartlarındaki yükselmenin sonucu olarak enerji ihtiyacımız artıyor. Bu çıkmazdan kurtulmanın yolu temiz enerjiden geçiyor. Fosil yakıtlardan tamamen çıkıp, dönüştürülebilir enerji kaynaklarına geçmemiz gerekiyor. Rüzgar türbinleri ve güneş panelleri de fosil yakıtların yerine geçebilecek, teknolojisi bilinen, yeni enerji üretim kaynakları. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de bu konuya artan bir ivmeyle önem gösteriliyor ve teşvik edici politikalar açıklanıyor. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde Türkiye’de yüzbinlerce rüzgar Türbininin kurulacağını düşünüyorum. Bunu yaparken yabancı bağımlılığından da kurtulmamız gerekiyor. Biz kendi sektörümüz içinde parçaları üretmek için son iki yıldır yatırım yapıyoruz. Çerkezköy’de kurulan 4. üretim merkezimizin ana çıkış noktası bu olmuştur. Diğer parçalarda da farklı sektörlerde ciddi çalışmalar yürütülüyor. Önümüzdeki beş yıl içerisinde bu parçaları bir araya getiren komple rüzgar türbini üreten güçlü yerli firmaların çıkacağını umut ediyorum.   

Rüzgar enerjisi sektöründe ürün sağladığınız projeler ya da partnerlik yaptığınız üreticiler varsa bu konuda bilgi alabilir miyiz?

Daha önce değinmiştim. GE ve Siemens için ürün test ve onaylama süreci tamamlandı. 2021 yılı dördüncü çeyreği için üretim planlamamız yapıldı. Enercon firması için de henüz tasarım aşamasındayız. Yerli bir türbin üreticisi çıkması durumunda, ürün sağlama noktasında şimdiden hazır olduğumuzu bildirebilirim. 

Kısa veya uzun vadede hayata geçirmeyi düşündüğünüz yeni projeler var mı?

Kısa vadede daha büyük planet redüktörler planımızda bulunuyor. Yıl sonuna kadar 500000Nm’lere varan planet redüktörlerimiz kataloğa eklenecek. Bu, 50000Nmc ile sınırlı olan mevcut serinin 10 kat artırılması demek oluyor. Yeni üretim merkezimizin yıl sonuna kadar inşaatı tamamlanacak ve devreye alınacak. Yine kısa vadeli programımızın içerisinde yerli sürücü imalatı bulunuyor. 2021 yılının ikinci yarısında üretime başlanacak. 

Uzun vadede yenilenen fabrikalarımız, yalın üretim felsefesi ile çalışan, otomasyon ağırlıklı, kâğıtsız, dijital fabrikalar haline gelecek. Günümüzde bu konuda oldukça yol kat ettik. 

Son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir?

Ülkemizin daha ileri götürmek, dünyada daha rekabetçi ürünler üretebilmek ve rakiplerimizin önünde koşabilmek için, nitelikli, iyi eğitimli elemanlara ihtiyacımız var. Gelecek stratejilerimiz içerisinde en önemli konunun bu olduğunu düşünüyorum. Araştıran, kalıpları içinde hapsolmadan özgürce düşünebilen tertemiz beyinlere ihtiyacımız var. Bu insanlara hayallerini gerçekleştirmeleri için ortam ve kaynak sağlamalıyız ve teşvik etmeliyiz. Bu insanları ülkemizde tutabilecek heyecan ve imkânı sağlamalıyız. Gelecek, bilgiye ve teknolojiye hâkim insanların elinde olacak, makinelerin ve robotların değil.

Metin Yılmaz kimdir?
1971 Almanya doğumluyum ve çocukluğum Almanya’da geçti. Lise yıllarım Kastamonu Abana ilçesinde geçti. ITÜ Gemi İnşaat Fakültesi Gemi İnşaat Bölümü’nden 1993 yılında mezun oldum. Makine Fakültesi’nin bir alt dalı iken bağımsız bir fakülte haline gelmiş bir fakültedir. Staj dönemlerimi saymaz isek, Yılmaz Redüktör’e 1993 yılında başladım ve 1994 yıllında dil eğitimi için İngiltere’ye gittim. 1996 yılında tekrar kısa dönem askerlik hizmetimi de tamamlamış olarak Yılmaz Redüktör’de işe başladım. Uzun yıllar sonra Boğaziçi Üniversitesi Mekatronik Bölümü’nde yüksek lisans da yaptım. İmalat, Kalite Kontrol, Satış Teknik Destek, Planlama ve Ar-Ge bölümlerinden sonra Genel Müdür olarak atandım. Son birkaç yıldır bu görevi üstlenmekteyim.
Bu Makaleyi Paylaş
By Editör
Türkiye'nin alanında en özel yayınlara sahip medya grubu MONETA'nın sektörel dergi ve portallarının yönetimine katkıda bulunmaktayım. MONETA bünyesinde yeni nesil yayıncılık anlayışıyla içerik yönetimini geliştirmeye devam ediyoruz.
Yorum Yap