Connect with us

Rüzgar Türbini İmalatçıları

Türkiye’nin ilk yerli rüzgar türbinlerini üreten şirket 50 yaşında

Yayın tarihi:

-

Küresel Rüzgar Enerjisi Konseyi 2023 sonunda küresel rüzgar enerjisi kurulu gücünde teravat çağının başlayacağına işaret ederken, Türkiye Avrupa’nın en büyük 5. rüzgar sanayi olarak öne çıktı. Türkiye’nin rüzgar enerjisi ekipmanı üretimini ve ihracatını başlatan şirket ise 2024’te 50. yılını kutlamaya hazırlanıyor.

Türkiye’de temiz ve yenilenebilir enerjiye yönelik yatırımlar hız kazanırken, Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) verilerine göre, 12 gigavatı aşkın kurulu güçle rüzgar enerjisinin elektrik üretimindeki payı %11’i geçti. Aynı zamanda Avrupa’nın 5. büyük rüzgar sanayisine ev sahipliği yapan Türkiye’nin, rüzgar enerjisi ekipmanlarının ihracatıyla da 44 ülkeye ulaştığı görüldü. 2024 itibarıyla 50. yılını dolduracak olan, Türkiye’de rüzgarı enerjiye dönüştürmek konusunda öncü rol üstlenen ve SoyutWind markasıyla rüzgar sanayinin gelişimine kapı aralayan Çolak Holding, bu başarının mimarları arasında öne çıktı.

50. yıl mesajlarını paylaşan Çolak Holding Kurucusu ve Onursal Başkanı Hasan Çolak, “Makine mühendisi olduğum için kurulduğu günden bu yana ağırlıklı olarak makine üretimi ve mühendislik sektörleri başta olmak üzere inşaat – taahhüt, enerji, finans ve dış ticaret alanlarında da faaliyet gösteren Çolak Holding ve tescilli markamız “SOYUT”, 2024 itibarıyla 50. yılını kutluyor. 1974’te kurulan ve henüz yasal çerçeve çizilmemişken, 2000’li yılların başında rüzgar enerjisinin ülkemizdeki gelişiminde lider rol üstlenen Çolak Holding ve enerji alanındaki iştirakimiz SoyutWind olarak, sektörün ulaştığı konumdan mutluyuz. Cumhuriyetimizin yeni yüzyılına girerken, 50. yılımızı kutlamanın gururunu yaşıyoruz” dedi.

Türkiye’nin ilk rüzgar türbinini üretti ve ihraç etti

TÜREB verilerinde, Türkiye’nin ürettiği rüzgar ekipmanlarının %75’ini ihraç ettiği görüldü. Öte yandan Küresel Rüzgar Enerjisi Konseyi (GWEC) tarafından, 2023 sonu itibarıyla küresel çapta kurulu gücün 1 teravata ulaşarak rüzgar enerjisinde teravat çağının başlayacağı tahmin edildi. Türkiye’nin rüzgar enerjisi ekipmanı ihracatıyla rüzgardan elde edilen enerjinin payının artmasında önemli bir rol oynadığını belirten Hasan Çolak, “2000 yılında rüzgar türbini üretimine başlayan, SoyutWind markasıyla 2004 yılında 250 kilowatt gücündeki ilk lisanssız rüzgar türbinini üreten, kuran ve bu ürünün ilk ihracatçısı olma başarısını yakalayan Çolak Holding olarak, 20 yıl gibi kısa bir sürede rüzgar enerjisi alanında ülkemizin kat ettiği yolu dikkate değer buluyoruz. Çolak Holding’in rüzgar sanayine odaklanan SoyutWind markası, imzacılarından olduğu bu başarıyı ilklerle taçlandırıyor. 2020’de 50 kilowatt gücündeki yerli sabit mıknatıs jeneratör (PMG) üreten ilk şirket olduk. Aynı yıl artan kullanıcı talebini karşılamak için ev tipi rüzgar türbinlerinin imalatına başladık. Aynı zamanda, sıfır rüzgar türbini üretiminin artan maliyetleri dolayısıyla rüzgar enerjisi yatırımı yapmak isteyenlerin sıkça başvurduğu ikinci el yenilenmiş (refurbished) türbinlerin tamir, servis ve bakım hizmetlerini sağlıyoruz” diye konuştu.

“Bağımsız, sürdürülebilir, temiz bir yaşam”

1974’ten bu yana kömür santralları, hidroelektrik santralları ve güneş enerjisi gibi enerjinin farklı alanlarında çalıştıklarını vurgulayan Hasan Çolak, “1998’de Alman bir ekiple Ar-Ge faaliyetlerine başladık ve 2000 yılında Türkiye’nin ilk rüzgar türbinini ürettik. Test ve denemeler çok meşakkatli olsa da emeklerimizin karşılığını aldık. Son dönemde, yaklaşık 2 yıllık Ar-Ge çalışmasının ardından SoyutWind markasıyla küçük güçlerde ev tipi rüzgar türbinlerinin imalatına yöneliyoruz. Zira bireysel kullanıcılardan gelen talep artıyor. Herkesin kendi evine 3, 5, 10 kilowatt gücünde rüzgar türbini kurarak temiz enerji üretmeye başlamasına olanak tanıyan ev tipi türbinler, bireylerin daha bağımsız, sürdürülebilir ve temiz bir yaşam sürmelerine imkan sağlıyor. Bunun yanı sıra Soyut WindMill markamızla evlerin, çiftçilerin ve sulama kooperatiflerinin su ihtiyacını rüzgar gücüyle karşılayan mekanik su pompaları ve Soyut Karavan markasıyla ürettiğimiz mobil yaşam alanları, bağımsız, çevreci, sürdürülebilir ve temiz yaşam fikrini destekliyor” ifadelerini kullandı.

50. yılında rüzgar sanayisine kadın mühendisler kazandıracak

Çolak Holding olarak 50 yıla sığdırdıkları başarıların arkasında, Türkiye’nin en iyi üniversitelerinden mezun olmuş nitelikli mühendislerin çalışkanlığının önemli bir payı olduğunu vurgulayan Çolak Holding Kurucusu ve Onursal Başkanı Hasan Çolak, 50. yıl değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı:

“Benimsediği etik değerler ve ‘temiz teknoloji, temiz toplum’ yaklaşımıyla faaliyet göstermeye odaklanan ve sürdürülebilir refahın ancak bu şekilde sağlanabileceğine inanan Çolak Holding, 50. yılını kutlayacağı 2024 itibarıyla Türkiye ve dünyanın farklı bölgelerinde temiz teknolojilere, çevreye duyarlı ürünlerin Ar-Ge çalışmalarına ve girişim sermayesi yatırımlarına ağırlık verecek. Ayrıca 50. yılımızda, lider şirketlerin toplumsal sorumlulukları olduğu bilinciyle, yerli teknolojiyle üretim yaparak istihdam yaratan Çolak Holding olarak, Türkiye’deki kadın mühendis sayısını artırmaya yönelik bir sosyal sorumluluk projesine imza atacağız. Kadınların mühendislik eğitimi alarak Türk sanayisine daha çok katkıda bulunmasını ümit ediyoruz. Bu kapsamda sadece üniversite öncesi kız çocuklarına yönelik rüzgar türbini üretimini öğrenebilecekleri temel bir program hazırlıyoruz. Sürdürülebilir ve yeşil gelecek için küresel çabaların arttığı bu dönemde, Çolak Holding, SoyutWind ve diğer iştiraklerimiz, hem ülkemizin hem de dünyanın kurulu rüzgar enerjisi gücüne üretim ve ihracatla destek olmayı sürdürecek.”

Türkiye'nin alanında en özel yayınlara sahip medya grubu MONETA'nın sektörel dergi ve portallarının yönetimine katkıda bulunmaktayım. MONETA bünyesinde yeni nesil yayıncılık anlayışıyla içerik yönetimini geliştirmeye devam ediyoruz.

Genel

ENERCON ve Enerjisa Üretim, YEKA-2’nin ikinci aşaması için türbin anlaşması imzaladı

Yayın tarihi:

-

Yazar

Enercon ve Enerjisa Üretim, WindEurope Bilbao etkinliğinde YEKA-2 projeleri kapsamında 250 MW’lık türbin sevkiyat sözleşmesi imzaladı. 750 MW’lık türbin teslimat anlaşmalarının başarılı bir şekilde yerine getirilmesinin ardından imzalanan anlaşma ile 1.000 MW’lık projenin tamamlanması için önemli bir adım atıldı. 250 MW kapasite için imzalanan anlaşma kapsamında, 60 adet Enercon E-138 EP3 E2 Rüzgar Türbini teslim edilecek.

Türkiye rüzgar enerjisi sektörünün önde gelen şirketlerinden ENERCON ve Enerjisa Üretim, İspanya’nın Bilbao kentinde düzenlenen WindEurope etkinliğinde Türkiye Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez’in de katılımıyla gerçekleştirilen imza töreninde, YEKA-2 projesi kapsamında iş birliklerine devam ettiklerini duyurdu. 20 Mart 2024 tarihinde gerçekleştirilen imza töreninde; ENERCON CEO’su Udo Bauer, ENERCON CCO’su Uli Schulze Südhoff, ENERCON Bölge Başkanı Arif Günyar, Enerjisa Üretim Rüzgâr Santralleri Yatırımlar Genel Müdür Yardımcısı Ezgi Deniz Katmer, Enerjisa Üretim Satın Alma Genel Müdür Yardımcısı Aziz Ünal ve Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği Başkanı İbrahim Erden de yer aldı.

Türkiye rüzgar enerjisi sektörünün öncü firmaları olarak, yaptıkları iş birliği ile Türkiye’nin yenilenebilir enerji hedeflerine önemli katkılarda bulunan Enercon ve Enerjisa Üretim, bu katkıyı sürdürmeye devam ediyor. 2022’nin Ekim ayında gerçekleştirdikleri stratejik bir anlaşma ile YEKA-2 Projesi’nde toplam 1000 MW’lık bir kapasite için çerçeve anlaşması imzalayan şirketlerin bu projesi, Türkiye rüzgar enerjisi endüstrisinin sürdürülebilir geleceği için önemli bir adımı temsil ediyor. İlk fazda başarıyla tamamlanan 750 MW’lık türbin sevkiyat anlaşmalarının ardından, bugün geriye kalan 250 MW’lık kapasite için 60 adet Enercon E-138 EP3 E2 rüzgar türbini içeren sevkiyat anlaşması ile projenin tamamlanmasına bir adım daha yaklaşılarak, toplam 1000 MW’lık kapasite için türbin üretimine yeşil ışık yakılmış oluyor. Bu gelişme, YEKA 2 Projesi’nin başarılı bir şekilde ilerlediğini gösterirken, Türkiye temiz enerji hedeflerine ulaşma yolunda sağlam adımlarla ilerliyor.

Törende konuşan ENERCON CCO’su Uli Schulze Südhoff, şunları söylüyor: “Türkiye, rüzgar türbinlerinin üretimi, satışı, kurulumu ve servisi açısından ENERCON için odak pazar olmaya devam ediyor. Büyük perspektifler sunuyor ve yetkili makamlar tarafından muazzam bir destek alıyoruz. Ülkenin yenilenebilir enerjinin ve özellikle de kara rüzgârının yaygınlaştırılması konusunda net bir kararlılığı var. Türkiye’deki sahalarda son derece güvenilir olduğu kanıtlanmış, sınıfının en iyisi rüzgar türbini teknolojisini sağlayarak müşterimiz Enerjisa Üretim ile birlikte Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanındaki hedeflerini desteklemekten memnuniyet duyuyoruz. Enerjisa Üretim’e güvenleri için teşekkür ediyor ve verimli iş birliğimizi sürdürmeyi dört gözle bekliyoruz.”

ENERCON Orta Asya, Orta Doğu ve Afrika Bölge Başkanı Arif Günyar, yapılan anlaşma ve projenin önemine dair şu açıklamalarda bulunuyor: “ENERCON olarak, partnerimiz Enerjisa Üretim ile 2022 yılında Avrupa’da tek kalemde imzalanan en büyük 1000 MW ilk çerçeve anlaşmasını gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz. YEKA II ihalesinin getirdiği derin yerlilik kapsamlarına uygun olarak, yerli aksam ile gerçekleşecek olan projelerimiz, mevcut yerli üretim ve sanayinin devam etmesi ve derinleştirilmesi açısından önemli bir mihenk taşı olmuştur.”

Enerjisa Üretim Rüzgâr Santralleri Yatırımlar Genel Müdür Yardımcısı Ezgi Deniz Katmer, “1.000 MW YEKA 2 Projesi, Türkiye’nin yenilenebilir enerji sektörüne tarihi bir yatırımdır. ENERCON iş birliğiyle önümüzdeki dönemde Türkiye’de kurulacak her üç rüzgar türbininden biri Enerjisa Üretim imzasını taşıyacak ve Türkiye’nin yenilenebilir enerji yatırımlarına yön verecek” diyor.

İlk YEKA projesi Akköy RES’in devreye alınması

İlk faz için rüzgar türbinlerinin üretimi devam ederken ENERCON, Aydın’ın Didim ilçesindeki 25,2 MW kapasiteli 6 adet E-138 EP3 E2 türbininden oluşan ilk YEKA projesi Akköy Rüzgar Santrali’ni 2023 yılı sonunda devreye alarak YEKA 2 yolculuğuna başarılı bir başlangıç yapıyor. ENERCON Bölge Başkanı Arif Günyar, şunları ekliyor: “Projelerin başarılı ve güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesine katkıda bulunan tüm ekiplerimize, tedarikçilerimize ve alt yüklenicilerimize minnettarız. Enerjisa Üretim ile birlikte ENERCON ekipleri de projelerin başarıyla hayata geçirilmesi için yoğun çaba ve hazırlıklarını sürdürüyor.”

Devamını oku

Rüzgar Türbini İmalatçıları

Ahşap kule, daha yeşil rüzgar türbinleri için fırsat sunuyor

Yayın tarihi:

-

Yazar

Büyük ölçekli uygulamalar için doğanın karbon elyafı olan lamine ahşaptan yapılmış zorlu tasarımlar geliştiren İsveçli ahşap teknolojisi şirketi Modvion, rüzgar türbinlerini daha da yeşil hale getirebilecek ahşap bir tasarım sunuyor. Modülleri ve ahşabı bir araya getirmenin devrim niteliğinde bir yolunu sunan Modvion, patentli çözümüyle rüzgar türbinleri için ahşaptan kule sunuyor. Geçmişin yel değirmenlerinden esinlenilen bu tasarımla Modvion, ahşaptan inşa ettiği kule ile türbinin karbon ayak izini %90’dan fazla azaltıyor.

Firmanın İcra Kurulu Başkanı Otto Lundman, “Dünya bir iklim kriziyle karşı karşıya ve enerji kaynaklarını değiştirmemiz gerekiyor. Rüzgar enerjisi sahip olduğumuz en verimli ve cazip enerji kaynaklarından biri. Biz bu değeri daha da artırıyoruz” diyor.

Kanatlar ve makineler endüstri standardı ekipmanlar olsa da, bu yaklaşım Avrupa’nın en büyük enerji şirketlerinden bazılarının ilgisini çekiyor. Vestas Wind Systems A/S daha küçük bir tanıtım modelini gördükten sonra, firmanın %15’ini satın alıyor, İtalyan Enel Green Power SpA bir iş birliği anlaşmasına varıyor. İsveçli Vattenfall AB firmasının ortağı olduğu Almanya’nın RWE AG firması da Mart ayında Modvion’un ahşap kulelerini gelecekteki projelerinde kullanmak üzere bir sözleşme imzalıyor.

Konuyla ilgili Vestas Ventures İcra Kurulu Başkanı Todd O’Neill, “Müşterilerimizin birçoğu, Modvion’un yolculuğunun nasıl bir parçası olabileceklerini öğrenmek için proaktif bir şekilde sorular soruyor. İş birliğimizin artmasını bekliyoruz” açıklamasında bulunuyor.

Ahşap kulenin avantajları

Modvion, rüzgar türbinlerinde ahşap kulenin avantajlarını şu şekilde açıklıyor: “Yüksek rüzgar türbini kuleleri inşa etmenin en büyük zorluğu lojistiktir. Bu kadar devasa yapıları nasıl yerine yerleştirirsiniz? Kuleler uzadıkça lojistik zorluk da artar. Patentli çözümümüz, sıradan yollarda sıradan kamyonlarla taşımayı mümkün kılar. Bizim için köprüler, tüneller ve dolambaçlı yollar sorun değil. Lamine ahşabın çeliğe kıyasla üç büyük avantajı vardır: Ahşabın daha hafif bir yapıya olanak tanıyan daha yüksek bir özgül gücü vardır. Yüksek çelik kulelerin kendi ağırlıklarını taşıyabilmeleri için ekstra kuvvete ihtiyaçları vardır; ahşap kulelerin ise buna ihtiyacı yoktur. Son olarak, modüler ahşap kulelerimiz tutkalla birleştirilirken, modüler çelik kuleler düzenli kontrol gerektiren çok sayıda cıvata gerektirir.”

Devamını oku

Rüzgar Türbini İmalatçıları

WWW’nin yeni tasarımı, deniz üstü rüzgar türbinlerinde geleneğe meydan okuyor

Yayın tarihi:

-

Yazar

Norveç merkezli World Wide Wind, tersine dönen dikey eksenli rüzgar türbini teknolojisi VAWT ile deniz üstü rüzgar enerjisinde geleneğe meydan okuyor. Ters yönde dönen dikey türbinler, yüzen açık deniz rüzgar projeleri için verimi radikal bir şekilde artırabilirken, LCoE’yi azaltıyor. Uzmanların deniz üstü rüzgar enerjisinde maliyeti yarı yarıya indirebilecek son derece yenilikçi bir türbin olarak yorumladığı bu teknoloji, önümüzdeki günlerde test aşamasına geçiyor.

19 metre uzunluğundaki 30 kW’lık prototip ile teste başlayacak tersine dönen dikey eksenli rüzgar türbininin, çok daha büyük 1,5 MW’lık bir sonraki prototipinin 2025 yılında teste başlayacağı açıklanıyor. World Wide Wind, 2030’dan önce ise, yaklaşık 400 metre uzunluğunda olacak 24 MW türbini piyasaya sürmeyi planlıyor.

Deniz üstü rüzgar enerjisine yönelik yazılım, veri analizi ve istihbarat çalışmaları sunan Aegir Insights’ın paylaştığı araştırmaya göre, İskandinav ülkesinin güneybatısının açıklarında yer alan pilot çalışma planlandığı gibi giderse, 2025 yılına kadar 1MW’lık bir amiral gemiye ve daha sonra 10 yıl dolmadan şu anda Avrupa açıklarında faaliyet gösteren geleneksel üç kanatlı yüzer ünitelerden potansiyel olarak %75 daha düşük bir fiyata şebekeye güç akıtabilecek devasa 24MW’lık bir modele geçişi hızlandıracak.

Türbini eşsiz yapan tasarımı

WWW’nin ters yönde dönen VAWT teknolojisi, basit bir anlatımla şu yapıdan oluşuyor: Ağır jeneratör işinin tamamı suyun altında ve türbinin yüzen dubasının altında yer alıyor. Bu, her şeyin suya batmasını önlemek için tabana yeterli ağırlık ekliyor ve yalnızca bir dizi bağlama çapası gerektiriyor. Jeneratörün rotoru ve statoru her biri ana kule gövdesinden 45 derecelik açıyla üç kanat çalıştıran bir çift dikey eksenli türbine bağlanıyor. Alt türbin bir yönde dönecek şekilde ayarlanıyor ve alt türbinin ortasından geçen bir direğe monte edilen üst türbin ise diğer yönde dönecek şekilde ayarlanıyor. Bu şekilde de kanatlar, yelkenli teknelerde olduğu gibi çoğu yerde rüzgardan faydalı tork elde ediyor.

Devamını oku

Trendler