Connect with us

Bilgi Kaynakları

Rüzgar enerjisi ve veri standartlarında verilerin rolü

Published

on

Rüzgar santrali geliştirme ve işletimi, yeni bir terminolojinin oluşmasına katkıda bulundu; rüzgar iş gücü içinde ve üçüncü taraflarla iletişimde yeni teknik kelime dağarcığı ihtiyacı ortaya çıktı. Rüzgar kaynağının değerlendirmesinden enerjinin dağıtımına kadar, mekanik ve elektrikli bileşenlerin üniversal olarak etiketlenmesine ve veri standardizasyonuna ihtiyaç mutlak gözüküyor.

Sistem entegrasyonunu, performans izlemeyi ve ekipman sertifikasyonunu desteklemede, verimli veri depolamayı teşvik etmede veri standardizasyonu gereklidir. Bu, özellikle halihazırda dijitalleştirilmiş süreçler için geçerlidir. Ancak aynı zamanda, birkaç çalışma yılına ait (kağıt veya excel biçiminde) depolanmış geçmiş toplu verilerin dijitalleştirilmesi de gerekmektedir. Bu bilgileri alışverişi ve analizi için farklı sistemlerin ve kullanıcıların iletişimini sağlayacak, tamamen ve kısmen dijitalleştirilmiş süreçler arasında gerekli bağlantıları destekleyecek bir veri standardına ihtiyaç vardır.

Günümüzde bir dizi standart ve yönetmelik, rüzgar operasyonlarında veri modellenmesi ve sınıflandırılması için temel sağlamaktadır.

Bu standartlardan bazıları, terminolojik anlamda üst düzey kullanışlılık temin eder ancak bileşenler, hata kodları, sinyaller, kullanılabilirlik, bakım optimizasyon parametreleri, risk değerlendirmesi ve diğer parametrelerle ilgili olarak kapatılması gereken eksiklikler halen mevcuttur.

Şu anda ihtiyaç duyulan iki standardizasyon ihtiyacı sahası, şebeke entegrasyonu ile santral geliştirme, işletme ve bakımıdır.

Şebeke entegrasyonu: Elektrik iletimi ve şebeke bağlantı verileri, İletim Sistemi Operatörleri (TSO’lar) ve Uluslararası Elektroteknik Komisyonu (IEC) ile uyumlu Ortak Bilgi Modelleri (CIM) aracılığıyla modellenebilir.

Şebeke istikrarının ve sistemin verimli işletiminin sağlanmasında gereken veri transferlerini destekleyen çeşitli IEC CIM standartları mevcuttur ancak bunlar rüzgar santrali parametreleri portföyünün tamamını kapsamamaktadır. Sayaç gerisi şebeke topolojisi, güç sistemi değişkenleri ve yük değerleri gibi parametreler tam olarak tanımlanmamıştır. Yaygın olarak uygulanabilen, şebeke operatörleri ile verimli veri transferinde yeni ve eski rüzgar santrali sistemlerini kapsayabilecek, ortak kabul edilmiş bir veri standardına ihtiyaç vardır.

Rüzgar santralinin işletme ve bakımı: Farklı rüzgar santrali bileşenlerini, uygulamalarını etiketlemek ve sertifikalandırmak için başka düzeyde veri standardizasyonu gerekir.

Sensörler ve anemometrelerde gerekli araçların güvenilirliğinin ve kalibrasyonunun ötesinde veri standartları, kritik bileşenlerin kalitesinin belgelendirilmesinde anahtardır. Kanatların, jeneratörlerin, frenlerin ve birkaç farklı altyapının spesifikasyonu, değerlendirilmesi ve doğrulanması IEC, ISO ve Avrupa Standartları (EN) kapsamındadır. Yeni malzemelerin ve alt bileşenlerin kullanıma alınması, yeni algılama cihazları ve yeni kablosuz teknolojiler, çalışmanın güvenliğinin ve verimin kontrolünün sağlanmasında yeni yönergelere ihtiyaç duyan veri hacminde büyük bir artışa yol açacaktır. Ortak bir izleme stratejisi ve bakım tekniklerine imkan tanınması için rüzgar türbini performansı eşikleri ve kritik bileşenlerin operasyonel durumuna ilişkin bilgilere de ihtiyaç duyulacaktır.

Gereken detay derecesini sağlayan üniversal bir standardizasyon gereksiniminin yanı sıra bir üst veri ve işlenmiş veri (farklı dijital araçlar tarafından oluşturulan) standardına duyulacak ihtiyaç da gelecek yıllarda belirginleşecektir. Her iki veri grubunu da standart hale getirmek, rüzgar dijitalizasyon teknolojilerinin standart bir biçimde değerlendirmelerine imkan tanıyacak. Ayrıca, rüzgar işletme ve bakımının kalitesinin değerlendirilmesinde, operasyonel verilerin istatistiksel analizine ve ortak metriklere dayalı farklı teknolojilerin geliştirilmesi metodlarına dair güvenilir sonuçlar çıkarmaya da yardımcı olabilir. Evrensel veri standardı geliştirmek çok zor ve zaman alıcı olabilir. Ancak rüzgar sektörü bir araya gelmeli ve bunu gerçekleştirmelidir. Bu, rüzgar enerjisinin dönüşümünü destekleyecek, LCOE’yi azaltacak ve genel olarak enerji sektörünün dönüşümüne ivme kazandıracaktır. Böyle bir çerçeve, rüzgar santrali işletme ve bakımının tüm yönlerini kapsamalıdır. Bu, hava koşulları, aerodinamik performans ve elektromekanik ekipmanla ilgili verileri kapsayacaktır. Enerji piyasaları ile etkileşime geçmek için daha önce bahsedilen dijital uygulamaların ve araçların potansiyelini açığa çıkarmanın anahtarı ortak bir etiketleme sistemi olacaktır.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 

Türkiye'nin alanında en özel yayınlara sahip medya grubu MONETA'nın sektörel dergi ve portallarının yönetimine katkıda bulunmaktayım. MONETA bünyesinde yeni nesil yayıncılık anlayışıyla içerik yönetimini geliştirmeye devam ediyoruz.

Bilgi Kaynakları

Deniz üstü rüzgar enerjisi saha geliştirme çalışmaları kapsamında çevresel analiz yapılacak

Published

on

By

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, deniz üstü rüzgar enerjisinde çevresel etki analizi için danışmanlık hizmeti alacağını duyurdu. Danışmanlık hizmeti; çevresel ve sosyal kısıt analizi, kuş göçü, deniz biyoçeşitliliği araştırmalarını ve diğer teknik raporları içeriyor.

2023 yılının başında açıkladığı 2035 yılına kadar olan dönemi kapsayan Ulusal Enerji Planı’nda 5 GW deniz üstü rüzgar enerjisi hedefini açıklayan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, ilgili adımlarını hızlandırıyor. Türkiye’deki deniz üstü rüzgar enerjisi saha geliştirme çalışmaları kapsamında çevresel ve sosyal kısıt analizi için danışmanlık hizmeti alacağını duyuran Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın konuyla ilişkin ilanı Resmi Gazete’de yayımlandı.

Kara göre, Avrupa Birliği (AB) Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA) Enerji Sektör Programı Faz 4 Projesi kapsamında, Türkiye’deki deniz üstü rüzgar enerjisi saha geliştirme çalışmalarına yönelik çevresel ve sosyal kısıt analizi için danışmanlık hizmeti alınacak.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın alacağı danışmanlık hizmeti; belirli alanlarda çevresel ve sosyal kısıt analizinin yürütülmesini, kuş göçü, deniz biyoçeşitliliği araştırmalarını ve diğer ilgili teknik raporların hazırlanmasını içerecek.

Konuyla ilgili daha detaylı bilgi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü Yabancı Sermaye Koordinasyon Dairesi Başkanlığı Proje Uygulama Birimi’nden alınabilecek.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Continue Reading

Bilgi Kaynakları

Deniz üstü rüzgarın çatı kuruluşu DÜRED, 2 yaşında

Published

on

By

Deniz üstü rüzgar enerjisinde farkındalık yaratmak için 2021 yılında kurulan ve geride kalan süreç boyunca birçok çalışmaya imza atan Denizüstü Rüzgar Enerjisi Derneği (DÜRED), kuruluşunun 2. yılını kutladı.

Türkiye’de deniz üstü rüzgar santrali yatırımlarının yapılması, geliştirilmesi, denizcilik ve enerji sektörünün bir araya getirilmesi, iş birliklerinin koordine edilmesi amacıyla 2021’in Nisan ayında kurulan Denizüstü Rüzgar Enerjisi Derneği (DÜRED), sektörle ilgili hem sivil toplum faaliyetlerinin etkinleştirilmesi ve geliştirilmesinde hem de kamu kurumları ve üniversiteler ile çalışmalar yürütülmesinde birçok projeye imza attı. Türkiye’nin deniz üstü rüzgar enerjisi kaynaklarının potansiyelini ortaya koymak, deniz üstü rüzgar enerji kullanımı ve sanayisinin gelişimini sağlamak, sektörün gelişmesi ve mevzuatın oluşturulmasına katkıda bulunmak gibi ana hedefleri olan DÜRED, büyük bir özveriyle yürüttüğü çalışmalarıyla sadece ülkemizde değil, civar ülkelerde de ciddi bir farkındalık yaratarak kamuoyu oluşturdu.

Geçtiğimiz günlerde 2. yılını kutlayan ve konuyla ilgili bir açıklama yayınlayan DÜRED, dünyada hızlı bir şekilde büyüme kaydeden deniz üstü rüzgar enerjisiyle ilgili Türkiye’de yapılması gereken birçok konu bulunduğu; derneğin bu doğrultudaki çalışmalarına devam edeceğini vurguladı.

Kurulduğu 2 yıl içerisinde; 41 adet online eğitici teknik webinar düzenleme, ülkemizde düzenlenen 22 fuar/konferans/sempozyuma konuşmacı olarak katılım sağlama, 6 yurt dışı etkinliğe katılma, birçok üniversite ve platformda konuşmacı olarak yer alma, Ankara’da kamu kurumlarına özel çalıştay düzenlenme, kamu kurum ziyaretleri gibi deniz üstü rüzgar enerjisinde farkındalık oluşturacak çalışmalar düzenleyen DÜRED, ulusal ve uluslararası düzeyde pek çok başarılı projeye de imza attı.

Derneğin imza attığı bu çalışmalar arasında;

Denizüstü Rüzgar Enerjisi Derneği İktisadi İşletmesi’nin kurulması,

• Bölgede bir ilk olma özelliği taşıyan Marentech Deniz Enerji Teknolojileri Fuarı ve Konferansı’nın İzmir’de düzenlenmesi,

• Karadeniz Ülkeleri Denizüstü Rüzgar Enerjisi Federasyonu kurulumu çalışmaları,

• AB Black Sea Floating Wind Turbine (BLOW) Projesi’nde yer alma,

• Ülkemizde Denizüstü Rüzgar Enerjisi Eğitim, Ar-Ge ve Test Merkezi kurulumu çalışmaları,

• Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Ulusal Enerji Planı’nda 5 GW hedef konulması çalışmaları,

• Dünya Bankası tarafından hazırlanan “Offshore Wind Development

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Continue Reading

Bilgi Kaynakları

2022’de rüzgar türbinlerinin devreye alınması %15 düşerek 86 GW’a geriledi

Published

on

By

Araştırma şirketi BloombergNEF, yayımladığı yeni raporunda rüzgar türbinlerinin devreye alınmasında %15 düşüş yaşandığını açıkladı. BNEF’in raporuna göre proje geliştirmeyi etkileyen tedarik zincirindeki kısıtlamalar ve belirsizlikler, 2022 yılında rüzgar türbinlerinin devreye alınmasında %15’lik bir düşüş meydana getirdi, yıllık kurulum 86 GW’ta kaldı.

Küresel emtia piyasaları ve düşük karbonlu bir ekonomiye geçişi sağlayan trendler hakkında stratejik bir araştırma ve analiz sağlayıcısı olan BloombergNEF (BNEF), raporunda yeni eklenen rüzgar kapasitesinde iki yıl devam eden rekorlardan sonra, 2022 yılında %15’lik bir düşüş meydana geldiğini açıkladı. Dünyanın en büyük iki piyasası olan ABD ve Çin’de yer alan kurulumlardaki büyümenin durmasıyla beraber, 2022 yılında global olarak rüzgar türbinlerinde 86 GW kapasitenin hayata geçirildiği bilgisine yer verilen BNEF 2023 Küresel Rüzgar Türbini Payları Raporu’nda; yeni rüzgar santrallerinde kara oranının %89 ile çoğunluktayken, devreye alınan yeni deniz üstü türbin kapasitesinin ise, 2021’e göre %46 oranında düşüşle 9,1 GW’a indiği açıklandı. Raporda yer alan bilgilerle ilgili kendi görüşünü aktaran BloombergNEF Rüzgar Analisti Cristian Dinca, “Alarmların çalıyor olması gerekir. Dünyanın dört bir yanındaki hükümetler karbonsuzlaşmaya olan ilgilerini artırırken, kapasitedeki artışlar yavaşlıyor” dedi.

Küresel rüzgar türbini tedarikindeki markaların durumuna da yer verilen raporda, Goldwind’in Vestas’ı burun farkıyla geçip üst sıraya yerleştiği bilgisi yer aldı. Firma geçen yıl projelere 12.7 GW katkıda bulundu, bunun %90’ı kendi piyasasındaydı. Dani- marka merkezli Vestas 2022 yılında toplam 12.3 GW kapasiteyi devreye aldı. Bu rakamla da ABD merkezli rakibi GE’yi 3 GW geride bıraktı. Raporda yer alan verilere göre ilk üç sıranın Çin, Avrupa ve ABD merkezli firmalar tarafından paylaştığı görülürken; Çin merkezli başka bir üretici olan Envision dördüncü, Siemens Gamesa ve Mingyang beşinci sırada yer aldı. Rakamlar BNEF’in global rüzgar projesi veri tabanına ve sektöre ilişkin gelişmiş bilgi akışına göre belirlendi.

Deniz üstündeki düşüş, İngiltere ile kısmen dengelendi

Deniz üstü rüzgardaki kurulumların Çin’in denizdeki projelere verdiği ulusal güvence priminin sona ermesini takip eden 2022’de

hızla düştüğüne dikkat çekilen raporda; düşüşün, 3 GW’den fazla deniz üstü rüzgar kapasitesini ilk defa devreye alan İngiltere ile kısmen dengelendiği bilgisine yer verildi. Deniz üstü rüzgardaki sıralamada Vestas’ın, Çinli Shanghai Electric’in önünde birinciliği garantilemesinden Avrupalı üreticiler istifade ederken, Mingyang da üçüncü sıraya yerleşti. Raporda deniz üstü rüzgar enerjisinin durumunu değerlendiren BloombergNEF Rüzgar Araştırma Başkanı Oliver Metcalfe, “Deniz üstü rüzgar kapasitesinde meydana gelen düşüşün kısa ömürlü olmasını bekliyoruz. Almanya ve Hollanda 2023’te yeniden büyük projelere imza atarken, sektör Fransa ve Tayvan gibi daha yeni pazarlara da girerek yükselme yaşayacak” ifadelerini kullandı.

Çin, 49 GW ile yeni kapasitesinin yarısından fazlasını karşıladı

Geçen yıl Çin’de yeni eklenen 49 GW yeni rüzgar kapasitesi belirleyen BNEF, bu bilginin rüzgarda küresel olarak yeni eklenen kapasitenin yarısından fazlasını Çin’in karşıladığı anlamına geldiğini açıkladı. Çin merkezli 6 türbin üreticisi, BNEF’in küresel sıralamasında ilk 10’a girerken; raporda yeni rüzgar santrali inşasında ikinci büyük pazar olma niteliğini koruyan ABD’de, yeni eklenen kapasitelerin 2022’de 4 GW’den daha fazla düştüğü açıkladı.

Raporda genel bir değerlendirme yapan BloombergNEF Rüzgar Araştırma Başkanı Metcalfe, “Rüzgar projelerine yönelik vergi teşviklerinin uzatılmasına ilişkin ortaya çıkan belirsizlik, ABD rüzgar endüstrisini iki yıl boyunca engelledi. Geçen yıl Enflasyon Düşürme Yasası’nın (IRA) kabul edilmesiyle bu durum değişti. IRA’daki teşviklerin şu andan 2030’a kadar kümülatif 135 GW’lık yeni rüzgar kapasitesi sağlamaya yardımcı olacağını ve hükümetlerin net sıfır emisyonu hedeflerken oynamaları muhtemel ve oynamaları gereken rolü sahneye koymalarına destek olacağını düşünüyoruz” açıklamasında bulundu.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Continue Reading

Trendler

Copyright © 2011-2018 Moneta Tanıtım Organizasyon Reklamcılık Yayıncılık Tic. Ltd. Şti. - Canan Business Küçükbakkalköy Mah. Kocasinan Cad. Selvili Sokak No:4 Kat:12 Daire:78 Ataşehir İstanbul - T:0850 885 05 01 - info@monetatanitim.com