Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Yıldırım, “Rüzgarda ülkemizin 48 bin megavat ekonomik fizıbıl potansiyeli var. 2023’te 20 bin megavata ulaşmayı hedefledik ve son 10 yılda kurulu güçte 7 bin 600 megavata kadar geldik” açıklamasını yaptı.
TÜREB Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Yıldırım, Anadolu Ajasnı Enerji Masası’nda rüzgar enerjisi sektöründeki gelişmelere ilişkin soruları yanıtladı.
Yıldırım, son 15 yılda yaşanan teknolojik gelişmeler, tedarik zincirinin büyümesi ve üretimin çeşitlenmesi gibi gelişmelerin rüzgardan elektrik üretiminin maliyetini cazip bir noktaya taşıdığını belirterek şunları söyledi: “Kurulu güce baktığımızda, Türkiye’de özellikle son 10 yılda tüm paydaşlarımızla gurur duyacağımız bir iş başardık. Sıfırdan bir sektör yarattık. Burada oyun kurucu olarak Bakanlığımızın vizyonu çok önemliydi. Biz rüzgarda büyüyeceğiz. Rüzgarda ülkemizin 48 bin megavat ekonomik fizıbıl potansiyeli var. Bu potansiyeli sonuna kadar kullanacağız. 2023’te 20 bin megavata ulaşmayı hedefledik. Şirketler, insanlar, kurumlar bu hedeflerin peşinden koşuyorlar. Geçtiğimiz 10 yılda sektörde bu heyecanı yaşadık ve kurulu güçte 7 bin 600 megavata kadar geldik. Ülke çapında son 10 yılda 3 bin 500 türbin kurduk. Geçmişe baktığımızda önümüzdeki 10 yılı şekillendirmek üzere büyük bir cesaret duyuyorum.”
İlave kurulu gücün son dönemde azaldığına işaret eden Yıldırım, “2016’da 1.300 – 1.400 megavat ilave kurulu güce ulaştık. Bu inanılmaz bir rakamdı ancak şu an geldiğimiz noktada 2018’de 495 megavatla kapattık. 2019’da muhtemelen 450 megavat civarında kapatacağız. Bu rakamlar yıllık kapasite olarak kabul edilebilir rakamlar değil. Bizim tüm bu kazanımlarımız sektör olarak tüm bu işin sanayiye yansımış hali. Bu uçağın burnunu 400 megavattan 1.000-1.500 megavatlara çıkarmamız lazım. O zaman gerçekten burada inanılmaz bir devrim, bir dönüşüm olacak” ifadelerini kullandı.
“Rüzgarla birlikte alt sanayiye odaklanılmalı”
Teknolojiyi geliştirmenin yanında bu teknolojiyi satılabilir hale getirmenin de önemli olduğuna dikkati çeken TÜREB Başkanı Yıldırım şunları kaydetti: “Bugün bir rüzgar türbininin dizayn aşamasından seri imalata geçişine kadar olan maliyeti 200 milyon avro. Bunu piyasaya sürmek için 6 ay geç kalırsanız rakipleriniz sizin önünüze geçer. Ülke olarak tüm parçaları imal ediyorsanız ve global tedarik zincirinin parçası haline geldiyseniz bu pastanın büyük kısmı sizin demektir. Biz bugün ideal noktada değiliz ama ciddi imalat kabiliyetine ulaştık. Bunu da ölçeklendirilebilir yapmalıyız.”
Yıldırım, rüzgar sanayisiyle birlikte alt sanayiye de odaklanılması gerektiğini belirterek şunları ifade etti: “Buz dağının altında kalan kısmı da görmeliyiz. Sadece santral yatırımları değil, rüzgar gibi sanayisini de geliştirdiğimiz bir sektöre de alt sanayisine de bakmalıyız. Burada ana ekipmanlara parça üreten imalatçının da yatırımı söz konusu. Yatırımcıların görmek istediği, önümüzdeki 10 senenin öngörülebilir olması ve yaptıkları işin finanse edilebilmesi. İşinizin, finansal kaynak sağlayan kurumlar tarafından makul ve cezbedici görülmesi gerekiyor. Bugün bankalar, yatırımcı şirketler yenilenebilir enerjiyi seviyor, çünkü dünyanın ekonomisine etki edecek ve önümüzdeki 15 seneyi şekillendirecek olan bir alandan bahsediyoruz.” (Kaynak: aa.com.tr)