Connect with us

Genel

Siemens’in “enerjik” rüzgarı

Yayın tarihi:

-

Enerjinin farklı segmentlerinde teknolojik çözümler sunan Siemens Türkiye, rüzgar enerjisinde de inovasyona ağırlık veriyor. Rüzgarda bir sene içerisinde kurulu gücü 455 MW’a çıkacak olan Siemens Türkiye’nin bu alandaki faaliyetlerini Siemens Türkiye Rüzgâr Bölümü Ülke Sorumlusu ve Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği (TÜREB) Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Yıldırım anlattı.

 

Siemens Türkiye’de rüzgar enerjisi piyasasına 2009 yılında girmesine rağmen, kısa sürede birçok referans projeye imza attı. Her projede teknolojiyi daha da geliştiren Siemens’in rüzgar enerjisindeki performansıyla ilgili Siemens Türkiye Rüzgâr Bölümü Ülke Sorumlusu ve Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği (TÜREB) Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Yıldırım detaylı bilgiler verdi.
Siemens Türkiye’nin rüzgar enerjisi ile ilişkili faaliyetlerinden bahsedebilir misiniz? 
Siemens, 2004 Aralık ayında Bonus isimli bir Danimarkalı firmayı satın alarak bu piyasaya girdi. Bonus firması 1999’da dünyanın ilk Offshore rüzgar santralini kuran, Offshore konusunda pazar lideri olan, 800 kişinin çalıştığı ve cirosu o zamanlar 300 milyon dolar olan bir firmayken Siemens’in satın almasından sonra bugün 10 bin kişinin çalıştığı, 6 milyar Euro ciro yapan bir firma haline geldi. Türkiye’de de rüzgar bölümü 2009’da kuruldu. 2010’da ekip kurulmaya başlandı ve ilk santral kurulumu gerçekleştirildi. Sonrasındaki yıllarda da, her sene bir önceki seneye kıyasla daha yüksek miktarlarda kurulum gerçekleştirilerek bugünkü portföye ulaşıldı.
Siemens’in rüzgar türbinlerinin Türkiye’deki toplam kurulu güç içerisindeki payı ne kadardır?
Bugün itibarı ile 235 MW kurulu gücümüz var. 220 MW da şu anda inşaat halinde olan projemiz bulunuyor. Türkiye’nin rüzgarda toplam kurulu gücü ise 3.400 MW civarında.
Çalışan referans projelerinizle ilgili bilgi verir misiniz?
Enerjisa’nın 30 MW’lık Çanakkale projesi var. O projede dişli kutulu 2,3 MW’lık, 101 metrelik kanat çapı kullanıldı. Ardından Mersin Dağpazarı projesi var. Yine Enerjisa’ya ait olan bir proje. Bu projede 3MW’lık Direct Drive (Dişli Kutusuz),  yani içerisinde döner ekipmanı %50 daha az olan teknolojimizi kullanmıştık. Onu takiben Güriş’in Afyon Dinar projesi yer alıyor. 115 MW’lık bu proje 3 fazda tamamlandı ve yine dişli kutulu 2.3MW’lık 108 metre kanat çapına sahip türbinleri kullanıldı. Şu ana kadar tamamlanmış en büyük projemiz bu projedir. Yeni tamamladığımız ve 2.3MW’lık 108 metre kanat çapına sahip türbinlerin kullanıldığı Borusan’ın Tekirdağ’daki 50,6 MW’lık Balabanlı projesini de eklemek gerekiyor.
İnşaat halinde olan projeler hangileridir? 
Yeni nesil dişli kutusuz 3.2MW’lık, 113 metre kanat çapında türbinlerimizin kullanıldığı Güriş ile yapılan Zeliha, Kanije ve Fatma projelerinin inşaatı devam ediyor. Tamamlandığında bu üç projenin toplam kurulu gücü 165.4MW olacak. Bunun yanında yine 3.2MW’lık 108 metre kanat çapında türbinlerimizin kullanıldığı 54,4 MW’lık Kınık projesi var. Her projemizde neredeyse yeni bir türbin modeli kullanıyoruz. Bu da Siemens’in süreç içerisinde teknolojisini nasıl sürekli geliştirdiğinin de kanıtı. Genelde bu projeler 11-12 ayda tamamlanıyor. 2015 sonu – 2016 başında bu projeler tamamlanmış olacaktır.
Siemens’in bu alandaki geliştirmeleri ile ilgili bilgi verir misiniz?
Burada iki noktaya dikkat çekmek gerekiyor. Birincisi dişli kutusuz teknolojisi. Dişli kutusu kanat üzerindeki enerjiyi generatör şaftına aktarmak için kullanılırken aynı zamanda yıpranmalara ve mekanik yorgunluğa maruz kaldığından türbindeki en hassas noktayı teşkil etmektedir. Dişli kutusuz teknolojide dişli kutusu  ve beraberindeki tüm yardımcı sistemleri ortadan kaldırılmakta, ve bunun yerine 15-16 rpm ile dönen kanat’a direk bağlı şaftın çok kutuplu bir generatör’e bağlanması ile 50Hz’lik elektrik üretilmektedir. Dişli kutusuz bir makinede, makinenin ömrü boyunca meydana gelebilecek dişli kutusu arızaları, ve değişimleri söz konusu olmayacağı için çok ciddi bir kazanç ve verimlilik söz konusu olmaktadır. İkinci nokta da kanat genişlikleri. Esen rüzgar’dan maksimum enerjiyi alabilmek için kanat çaplarını arttırmaktayız. Siemens’in patentli teknolojisi olan Integral Blade teknolojisi ile tek parça olarak imal edilen kanatlarda herhangi bir yapıştırma noktası olmadığından, kanat boyu artmasına rağmen dayanıklılık had safhada kalabilmektedir. İlk kurduğumuz türbin 101 metre kanat çapındaydı. Sonra 108 ve 113 metrelik kanatlar kullandığımız projeler yaptık. Şu aşamada da 120-130 metrelik çaplar konuşuluyor. Dolayısıyla 2 sene içinde kanat çapları da artarak gidecek.
Rüzgar santrali yatırımının geri dönüşü ne kadar zamanda alınıyor?
Rüzgar santrali projeleri rüzgarın durumuna, saha koşullarına ve kullanılan teknolojiye bağlı olarak genelde kendini 8-10 sene içerisinde amorti eden projelerdir. Türbinlerin dizaynları IEC standartlarına göre 20 sene’lik ömür baz alınarak yapılır ancak düzenli ve profesyonel bakım ile bu ömür daha da arttırılabilir.
Satış sonrasında verdiğiniz hizmetlerden bahseder misiniz?
Dediğim gibi bu santraller 20-25 sene çalışacak santraller. Karmaşık ekipmanlardan bahsediyoruz. Dolayısıyla bu ekipmanın son derece uzman ellerde kullanılıyor olması gerekli. Siemens olarak müşterilerimizle 15-20 seneye kadar çıkabilen servis anlaşmaları sunabiliyoruz. 5 senelik planlı ve düzenli bakımların yapıldığı ve emre amadeliğin garanti altına alındığı servis sözleşmelerinden tutun da, 15 senelik parça garantisinin de verildiği her şey dahil servis konseptine kadar geniş bir yelpazede servis çözümleri sunabiliyoruz. Ayrıca müşterimizin kendi elemanlarını da eğitiyor ve servis süresi boyunca aktif bir şekilde işlere dahil olmalarını sağlıyoruz ki, servis süresi sona erdiğinde müşterimiz kendi ekibi ile kesintisiz bir şekilde operasyona devam edebilme kabiliyeti kazanıyor.
Finansmanda yenilenebilir enerji olduğu için rüzgara özel finansman opsiyonları bulunuyor mu?
Günümüz Dünya’sında ucuz ve uzun vadeli finansman sağlanması projelerin karlılığı için hayati derecede önemli. Burada ana rol, teknoloji üreten ülkelerin ihracatlarını teşvik etmek amacı ile karsız çalışan İhracat Kredi Ajansları (Export Credit Agency)’na düşmektedir. Danimarka’nın bu alandaki kuruluşu EKF projeyi sigortalıyor. Artık proje AAA kredi reytingine sahip bir ülkede yapılıyor gibi, ülke riskinden muaf tutuluyor. Proje sigortalandığı için lokal veya uluslararası bankalar tarafından uzun vadeli ve göreceli olarak daha iyi şartlarda finanse edilebilme imkanı buluyor. EKF’in sigortaladığı finansman paketi neredeyse 18-20 yıla varan vadelerle sunuluyor.
Gelecekte rüzgar birimiyle ilgili hedefleriniz nelerdir?
Türkiye’de yaklaşık olarak yılda 650-700 MW’lık rüzgar santrali kurulumu yapıldığını söyleyebiliriz. Siemens Türkiye’nin 4 yılda ulaştığı 455 MW’lık güç ile geç giren bir firma için dikkat çekici bir performans anlamına geliyor. Biz inovasyona, teknolojiye çok önem veren bir firma olarak bu pazarda ilk sırada yer almak istiyoruz. Bunun için her türlü stratejik hamleyi yapıyoruz. Türkiye’nin bu alanda bir uzmanlık (competence) merkezi olması, bölgeye hizmet eden bir oyuncu haline gelmesi vizyonumuz var. Türkiye’deki projelerin tamamı Türk mühendisleri tarafından hayata geçiriliyor ve bu katma değeri her geçen gün arttırıyoruz.
Rüzgar enerjisinde nasıl bir gelecek projeksiyonunuz var?
Türkiye’deki rüzgar enerjisi, dünyadaki toplam kurulu gücün yüzde 1’i seviyesinde. Türkiye’nin rüzgar enerjisindeki pozisyonu, Türkiye’nin gerçekleri ile örtüşüyor. Ama bu gerçeklerin çok ötesine geçilebilir. Türkiye’nin 2023 vizyonundaki 20 GW’lık vizyona ulaşması, bugünkü koşullar devam eder ve yıllık kurulu güç bu seviyede kalırsa çok mümkün görünmüyor. Rüzgar enerjisi Türkiye için olmazsa olmaz. Pazarın 3-4 yıl içerisinde yılda 1 GW’lık bir pazara geleceğini öngörüyoruz.

Genel

ENERCON ve Enerjisa Üretim, YEKA-2’nin ikinci aşaması için türbin anlaşması imzaladı

Yayın tarihi:

-

Yazar

Enercon ve Enerjisa Üretim, WindEurope Bilbao etkinliğinde YEKA-2 projeleri kapsamında 250 MW’lık türbin sevkiyat sözleşmesi imzaladı. 750 MW’lık türbin teslimat anlaşmalarının başarılı bir şekilde yerine getirilmesinin ardından imzalanan anlaşma ile 1.000 MW’lık projenin tamamlanması için önemli bir adım atıldı. 250 MW kapasite için imzalanan anlaşma kapsamında, 60 adet Enercon E-138 EP3 E2 Rüzgar Türbini teslim edilecek.

Türkiye rüzgar enerjisi sektörünün önde gelen şirketlerinden ENERCON ve Enerjisa Üretim, İspanya’nın Bilbao kentinde düzenlenen WindEurope etkinliğinde Türkiye Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez’in de katılımıyla gerçekleştirilen imza töreninde, YEKA-2 projesi kapsamında iş birliklerine devam ettiklerini duyurdu. 20 Mart 2024 tarihinde gerçekleştirilen imza töreninde; ENERCON CEO’su Udo Bauer, ENERCON CCO’su Uli Schulze Südhoff, ENERCON Bölge Başkanı Arif Günyar, Enerjisa Üretim Rüzgâr Santralleri Yatırımlar Genel Müdür Yardımcısı Ezgi Deniz Katmer, Enerjisa Üretim Satın Alma Genel Müdür Yardımcısı Aziz Ünal ve Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği Başkanı İbrahim Erden de yer aldı.

Türkiye rüzgar enerjisi sektörünün öncü firmaları olarak, yaptıkları iş birliği ile Türkiye’nin yenilenebilir enerji hedeflerine önemli katkılarda bulunan Enercon ve Enerjisa Üretim, bu katkıyı sürdürmeye devam ediyor. 2022’nin Ekim ayında gerçekleştirdikleri stratejik bir anlaşma ile YEKA-2 Projesi’nde toplam 1000 MW’lık bir kapasite için çerçeve anlaşması imzalayan şirketlerin bu projesi, Türkiye rüzgar enerjisi endüstrisinin sürdürülebilir geleceği için önemli bir adımı temsil ediyor. İlk fazda başarıyla tamamlanan 750 MW’lık türbin sevkiyat anlaşmalarının ardından, bugün geriye kalan 250 MW’lık kapasite için 60 adet Enercon E-138 EP3 E2 rüzgar türbini içeren sevkiyat anlaşması ile projenin tamamlanmasına bir adım daha yaklaşılarak, toplam 1000 MW’lık kapasite için türbin üretimine yeşil ışık yakılmış oluyor. Bu gelişme, YEKA 2 Projesi’nin başarılı bir şekilde ilerlediğini gösterirken, Türkiye temiz enerji hedeflerine ulaşma yolunda sağlam adımlarla ilerliyor.

Törende konuşan ENERCON CCO’su Uli Schulze Südhoff, şunları söylüyor: “Türkiye, rüzgar türbinlerinin üretimi, satışı, kurulumu ve servisi açısından ENERCON için odak pazar olmaya devam ediyor. Büyük perspektifler sunuyor ve yetkili makamlar tarafından muazzam bir destek alıyoruz. Ülkenin yenilenebilir enerjinin ve özellikle de kara rüzgârının yaygınlaştırılması konusunda net bir kararlılığı var. Türkiye’deki sahalarda son derece güvenilir olduğu kanıtlanmış, sınıfının en iyisi rüzgar türbini teknolojisini sağlayarak müşterimiz Enerjisa Üretim ile birlikte Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanındaki hedeflerini desteklemekten memnuniyet duyuyoruz. Enerjisa Üretim’e güvenleri için teşekkür ediyor ve verimli iş birliğimizi sürdürmeyi dört gözle bekliyoruz.”

ENERCON Orta Asya, Orta Doğu ve Afrika Bölge Başkanı Arif Günyar, yapılan anlaşma ve projenin önemine dair şu açıklamalarda bulunuyor: “ENERCON olarak, partnerimiz Enerjisa Üretim ile 2022 yılında Avrupa’da tek kalemde imzalanan en büyük 1000 MW ilk çerçeve anlaşmasını gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz. YEKA II ihalesinin getirdiği derin yerlilik kapsamlarına uygun olarak, yerli aksam ile gerçekleşecek olan projelerimiz, mevcut yerli üretim ve sanayinin devam etmesi ve derinleştirilmesi açısından önemli bir mihenk taşı olmuştur.”

Enerjisa Üretim Rüzgâr Santralleri Yatırımlar Genel Müdür Yardımcısı Ezgi Deniz Katmer, “1.000 MW YEKA 2 Projesi, Türkiye’nin yenilenebilir enerji sektörüne tarihi bir yatırımdır. ENERCON iş birliğiyle önümüzdeki dönemde Türkiye’de kurulacak her üç rüzgar türbininden biri Enerjisa Üretim imzasını taşıyacak ve Türkiye’nin yenilenebilir enerji yatırımlarına yön verecek” diyor.

İlk YEKA projesi Akköy RES’in devreye alınması

İlk faz için rüzgar türbinlerinin üretimi devam ederken ENERCON, Aydın’ın Didim ilçesindeki 25,2 MW kapasiteli 6 adet E-138 EP3 E2 türbininden oluşan ilk YEKA projesi Akköy Rüzgar Santrali’ni 2023 yılı sonunda devreye alarak YEKA 2 yolculuğuna başarılı bir başlangıç yapıyor. ENERCON Bölge Başkanı Arif Günyar, şunları ekliyor: “Projelerin başarılı ve güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesine katkıda bulunan tüm ekiplerimize, tedarikçilerimize ve alt yüklenicilerimize minnettarız. Enerjisa Üretim ile birlikte ENERCON ekipleri de projelerin başarıyla hayata geçirilmesi için yoğun çaba ve hazırlıklarını sürdürüyor.”

Devamını oku

Genel

WindEurope Bilbao hızlı başladı

Yayın tarihi:

-

Yazar

Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği’nin geniş bir heyetle katıldığı WindEurope Bilbao Yıllık Etkinliği, 20 Mart’ta Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Dr. Çetin Ali Dönmez’in de konuşmacıları arasında olduğu özel ‘Bakanlar Oturumu’ ile başladı. TÜREB Standı’nın açılışını da yapan Dönmez, standı ziyaretinde katılımcı şirketlerin üst düzey yöneticilerinden fuar temaslarına ve sektöre dair görüşlerini aldı.

WindEurope CEO’su Giles Dickson’ın modere ettiği ve Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Dr. Çetin Ali Dönmez’in de konuşmacı olarak yer aldığı Bakanlar Oturumu yoğun ilgiyle takip edildi. Oturumun diğer konuşmacıları Almanya Ekonomi ve İklim Koruma Bakanlığı Bakan Yardımcısı Philipp Nimmermann, Yunanistan Enerji ve Çevre Bakan Yardımcısı Alexandra Sdoukou, Moldova Enerji Bakan Yardımcısı Carolina Novac, Siemens Gamesa Renewable Energy CEO’su Jochen Eickholt, RWE Onshore Wind/PV Europe & Australia CEO’su Katja Wünschel, Iberdrola Renewables Yönetici Direktörü Xabier Viteri Solaun ve EDPR Avrupa ve Latin Amerika CEO’su Duarte Bello oldu.

Oturum sonrasında TÜREB Başkanı İbrahim Erden ve Enerji İşleri Genel Müdürü Ahmet Özkaya ile birlikte ‘Türkiye Pavilyonu’ olarak da kabul edilen TÜREB Standı’nın açılışını gerçekleştiren Bakan Yardımcısı Dönmez, fuara katılan Türk şirketlerin temsilcilerinden fuardaki temas programları hakkında bilgi aldı. TÜREB Başkanı İbrahim Erden, Türkiye’yi böyle bir etkinlikte üst düzeyde temsil ediyor olmaktan memnun olduklarını belirterek fuar süresince düzenleyecekleri teknik ziyaretler ve gerçekleştirecekleri temaslarla sektörün büyümesine katkı sağlamayı hedeflediklerini kaydetti.

Devamını oku

Genel

Türk rüzgarı Bilbao’ya uzandı

Yayın tarihi:

-

Yazar

Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) öncülüğünde üst düzey kamu ve özel sektör temsilcilerinden oluşan büyük bir heyet, 20-22 Mart 2024 tarihlerinde düzenlenecek WindEurope Bilbao Yıllık Etkinliği katılımı için Bilbao’ya uçtu. T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez’in de çeşitli görüşmeler yapmak üzere aralarında yer aldığı heyet, Türkiye rüzgar sektörünün Avrupa’nın en güvenilir tedarik partneri olduğunu mesajını bir kez daha vurgularken yerli rüzgar sanayisinin daha da gelişmesine ve iş hacmini artırmasına yönelik temaslar gerçekleştirecek. 

‘Rüzgarda Seferberlik Yılı’ mottosuyla sektörün büyümesini hızlandıracak adımlar atmayı sürdüren TÜREB öncülüğündeki geniş bir heyet, Türkiye rüzgar sektörünü dünyadan ve Avrupa’dan temsilcilerle buluşturmak üzere WindEurope Bilbao Yıllık Etkinliğine katılmak üzere Bilbao’ya uçtu. T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez ile T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan üst düzey temsilcilerin de katıldığı programda, heyet mensupları, ‘Türkiye Pavilyonu’ niteliği taşıyacak TÜREB standında Avrupa rüzgar sektörü temsilcileriyle çeşitli temaslar gerçekleştirecek.

Dünyanın farklı ülkelerinden 12 binden fazla rüzgar profesyonelini bir araya getirecek olan WindEurope 2024 Yıllık Etkinliği, küresel anlamda en etkili sektör platformları arasında yer alıyor. TÜREB Başkanı İbrahim Erden, yatırımcılardan türbin şirketlerine, yerli sanayiden sektörle ilgili karar verici kurumlara kadar çok geniş bir yelpazeden üst düzey temsilcilerin yer aldığı Bilbao Heyeti’nin, Türk rüzgar sektörü adına verimli iş birliklerine imza atacağına inandığını söyledi.  Sanayi Yılı ve Yatırım Yılı’nın ardından 2024’ü ‘Rüzgarda Seferberlik Yılı’ ilan ettiklerinin altını çizen Erden, büyük potansiyelini gerçekleştirme yolunda ilerleyen Türkiye rüzgar sektörü olarak yurt içinde proje izin süreçleri, finansman ve sürdürülebilir büyümeye; yurt dışında ise yerli rüzgar sanayisinin Avrupa’nın en güçlü tedarik ortağı olduğu mesajını vermeye odaklandıklarını hatırlattı. İbrahim Erden, WindEurope etkinliklerinin Türkiye’nin bu alandaki gücünü ve potansiyelini uluslararası arenada vurgulamak açısından en uygun platformlar olduğunu kaydederek 2035 ulusal emisyon hedeflerine erişimde daha fazla rüzgar kurulu gücünü hızla gerçekleştirmenin giderek daha kritik bir etken haline geldiğini sözlerine ekledi.

Etkinlikte ikili temasların yanı sıra Türkiye’nin rüzgar enerjisi potansiyelini, teknolojik gelişmelerini ve vizyonunu katılımcılara tanıtacak olan TÜREB Heyeti, 22 Mart’ta sona erecek WindEurope Bilbao Fuarı’nın tamamlanmasının ardından 23 Mart’ta Türkiye’ye dönecek.

Devamını oku

Trendler