Rüzgar enerjisinde ilklerle anılan ENERCON Türkiye, 25. yılını kutladı

Editör
Rüzgar enerjisinde ilklerle anılan ENERCON Türkiye, 25. yılını kutladı

Rüzgar enerjisinin Türkiye’deki gelişimi ve sanayileşmesinde çok önemli bir paya sahip olan ENERCON, Türkiye’de çeyrek asra ulaşan varlığını düzenlediği 25. Yıl Galası ile kutladı. Rüzgarın hem kamu hem de özel sektörden önemli isimlerinin yer aldığı gecede, ENERCON Türkiye’nin 1,5 MW’tan 2,5 GW’a uzanan 25 yıllık tarihin kilometre taşları sunuldu.

Türkiye’deki faaliyetlerine ilk rüzgar enerjisi santrali olan İzmir Germiyan RES’in türbinlerini tedarik ederek ve devreye alarak başlayan, günümüzde ise 1.100 kurulu rüzgar türbiniyle 2.5 GW kurulu güce ulaşan ENERCON Türkiye, 25. yılını özel bir geceyle kutladı. Onshore rüzgar enerjisi teknolojisinin öncüsü ENERCON, düzenlediği ‘ENERCON Türkiye 25. Yıl Gala’ gecesinde Türkiye rüzgar enerjisi sektörünün önde gelen yatırımcıları ve paydaşlarıyla beraber hem kamu hem de özel sektörden önemli isimleri Rahmi Koç Müzesi’nde ağırladı. ENERCON CEO’su Dr. Jürgen Zeschky, CCO Ulrich Schulze Südhoff ve Orta Asya, Orta Doğu ve Afrika (CAMEA) Bölge Başkanı Arif Günyar‘ın açılış konuşmalarını yaptığı etkinlikte; TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mustafa Varank, Almanya Federal Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolos Yardımcısı Martin Graf, Demirer Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Erol Demirer, Demirer Enerji Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Önder Demirer, Polat Enerji Yönetim Kurulu Üyesi Neşet Cireli ve sektörün yakından tanıdığı birçok isim yer aldı.

Gecenin açılış konuşmasını yapan ENERCON CAMEA Bölge Başkanı Arif Günyar, ENERCON Türkiye’nin 25 yıllık geçmişine vurgu yaparak, Türkiye’nin rüzgar enerjisi sektöründeki öncü adımlarına değindi. Günyar, “Geçtiğimiz 25 yıl boyunca inovasyonu benimsedik, ilerleme kaydettik ve yenilenebilir enerji sektörünün şekillenmesine yardımcı olduk. Türkiye’nin sürdürülebilir, doğaya ve çevreye uyumlu enerji üretim stratejilerine ve gelişimine katkıda bulunmaktan gurur ve onur duyuyoruz” dedi. Açılış konuşması yapan bir diğer isim olan ENERCON CCO’su Ulrich Schulze Südhoff ise, “Son 25 yılda Türkiye’nin rüzgar enerjisi sektörüne ister bir işletmeci, geliştirici, tedarikçi, yatırımcı ya da kamu ve idari kısım olarak isterse de bir ticari birliğin parçası olarak katkıda bulunmuş olun; çabalarınızı takdir ediyor, şükranlarımızı sunuyoruz” diye konuştu. “Bu yolculuğa birlikte devam etmeye hazırız” diyen Südhoff, “Şu an Türkiye’de daha güçlü bir ticaret ve tedarik zinciri ayak izi için yatırım yapıyoruz. En son teknolojimiz olan 175 metrelik rotor çaplı 6 MW’lık türbinin öncülüğünde kendimizi Türkiye’de ve dünyada kara rüzgarının büyümesine hazırlıyoruz. Rüzgar enerjisi uygun fiyatı, bağımsızlığı ve emisyonsuz gücüyle, fosil yakıtlara artık her zamankinden daha fazla stratejik bir alternatif sunuyor” ifadelerini kullandı.

Demirer: ENERCON gibi mükemmel bir ortak

Gecede konuşan Demirer Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Erol Demirer, rüzgar enerjisine giriş süreçlerini ve ENERCON’la olan ortaklıklarını anlattı. ENERCON’la tanışma hikayelerine değinen Demirer, “Biz rüzgarı 1996 yılında düşünmeye başladık. Ailece kablocuyduk ve daha geleceğe yönelik bir sektör ararken rüzgarın bu işe uygun olduğuna karar verdik. İncelemek için Avrupa’da önemli türbin üreticilerini ziyaret ettik ve gezdiğimiz değişik firmalardan ENERCON’un vizyonunu ve teknolojisini beğenerek onlarla çalışmayı tercih ettik” dedi.

ENERCON’un titiz çalışmasına vurgu yapan Demirer, “Türkiye’de bir santral kurmak istediğimizi ve 3 tane türbin satın almak istediğimizi söyledik ancak Türkiye servisleri olmadığı için türbini Türkiye’de çalıştırabileceğimizden emin olmak istediler. Ürettiğimiz kablolardan bahsederek teknolojiye uzak olmadığımızı anlattık ve 2 ay sonra bizi ziyarete gelerek teknolojimizi gördüler. Bu şekilde 3 türbinin siparişini 1996 sonunda verdik ve 1997 yılında türbinler geldi. 1998 başında kurulumuna başladığımız türbinlerin ilk teknisyenleri Almanya’dan gelmişlerdi. İlk türbin olduğu için o kadar çok ziyaretçimiz vardı ki Alman teknisyenler şaşırmıştı. Hızlı bir çalışmayla türbinlerin montajı kısa sürede bitti. Kabulünü yapmak için Enerji Bakanlığı’ndan ekip geldi ama ilk türbin olduğu için farklı endişeleri vardı. Almanya’daki türbinleri anlatarak ikna ettik. Enerji Bakanı açılışını yaptı ve türbinler problemsiz çalıştı. 3 türbine göre çok büyük bir kalabalık ve ilgi vardı” diye konuştu. Fabrika yatırımı için ENERCON’un kurucusu Aloys Wobben ile olan hikayelerini de paylaşan Demirer, şu ifadeleri kullandı: “ENERCON’dan Aloys Wobben geldiği zaman Türkiye’nin enerjisini çok sevdi ve yatırım için konuştuk. Türkiye’nin batısında tura çıktıktan sonra değişik yatırımlar için kararlar ve izinler aldık. Çeşme RES’ten sonra ilk santral için Bozcaada’ya karar verdik ve hayata geçirdik. Daha sonra Türkiye’ye bir tane kanat fabrikası kurma kararı aldık ve el sıkıştık. 2 ay sonra Yunanistan’daki bir santralin açılışına davet ettiler ve orada Yunan Enerji Bakanı Aloys Wobben’a Türkiye’de açmayı planladığınız fabrikayı Yunanistan’a aktarmayı düşünürseniz tüm teşvikleri vereceklerini söyledi; ancak Wobben sadece el sıkışmamıza rağmen imzaları attık dedi. Fabrikayı 2003 yılında açtık ama YEKDEM’in çıkması geciktiği için fabrika boş kaldı. ENERCON gibi uluslararası bir ortağımız olduğu için fabrika ilk 2 sene ihracata çalışarak kendini sürdürebildi. Daha sonra santral yatırımlarımıza devam ettik ve birçok projeye imza attık. Süreç içerisinde Türkiye’de bu işe olan eğilim artmaya başladı. İlk zamanlar rüzgar enerjisi santrali için başvuruna izin veriliyordu, daha sonra ihale açıldı ve başvurular o kadar arttı ki başvuruların toplam gücü o zaman dünyadaki kurulu rüzgar kapasitenden bile fazlaydı. Geriye bakınca iyi bir işe başladığımızı ve ENERCON gibi mükemmel bir ortakla çalıştığımızı görüyoruz.”

Mustafa VARANK

Varank: ENERCON, Türkiye ve Almanya arasındaki iş birliğinin en güzel örneklerinden biri

Galada konuşan TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı ve eski Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, sözlerine ENERCON’u tebrik ederek başladı. ENERCON’un Türkiye ve Almanya arasındaki sürdürülebilir ve güvene dayalı iş birliğinin en güzel örneklerinden biri olduğunu söyleyen Varank, “Halihazırda 8 bine yakın Alman sermayeli şirkete Türkiye olarak ev sahipliği yapıyoruz. Bu şirketlerin yatırım büyüklüğü 14 milyar dolar ve 140 bin kişiye istihdam imkanı sağlıyor. ENERCON Türkiye; Ar-Ge, üretim, tedarik, montaj, bakım-onarım, teknoloji transferi ve insan kaynağı bağlamında 25 yıldır ülkemizde rüzgar enerjisi sektörünün gelişimine ve yerli sanayinin gelişimine öncülük ediyor. Bu vesileyle rüzgar enerjisi sektörümüzün ilk kuruluşlarından olan ENERCON’a ülkemize katkılarından dolayı çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.

25 yıllık tarihin kilometre taşları: 1,5 MW’tan 2,5 GW’a

1984 yılında Almanya Aurich’de kurulan ve bugün itibarıyla dünya çapında 32.250 türbin ile 60 GW kurulu güce ulaşan ENERCON, türbinlerin ana bileşenlerini Almanya, Türkiye, Portekiz ve Polonya’da üretiyor ve tedarik ediyor. Kuruluşundan bu yana Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanındaki dönüşümünde önemli bir rol oynayan ve ülkenin sürdürülebilir enerji üretimine olan bağlılığını güçlendiren ENERCON Türkiye, geçtiğimiz çeyrek asır boyunca teknolojik gelişmelerin ön saflarında yer alıyor ve rüzgar enerjisi sektörünün büyümesini teşvik ederek en ileri rüzgar enerjisi çözümlerini sunuyor. 1998 yılında Türkiye’nin ilk rüzgar enerji santrali olan İzmir Germiyan RES’in türbinlerini tedarik ederek ve devreye alarak Türkiye’deki rüzgar enerjisi sektörüne öncülük eden ENERCON Türkiye, 1,5 MW kurulu güç ile başladığı rüzgar enerjisi sektöründe 1.100 kurulu rüzgar türbini ve 2,5 GW kurulu güce ulaşarak sektörün önemli bir aktörü olmaya devam ediyor.

Türkiye rüzgar enerjisi sektöründe sanayileşmenin öncüsü olan ENERCON, 1999 yılında Türkiye rüzgar enerjisi sektörünün ilk firmalarından biri olarak ENERCON Servis’i türbinlerin montaj, bakım ve onarım hizmetlerini vermek üzere kuruyor. 2000 yılında devreye aldığı Bores Bozcaada RES için türbinlerin çelik kulelerini yerli üreticiden teslim alan firma, 2002 yılında Türkiye’nin ilk rotor kanat fabrikası AERO Rüzgar Endüstrisi A.Ş. ve 2009 yılında Türkiye’nin ilk türbin prekast beton kule fabrikası WEC Kule’ye yaptığı doğrudan yatırımlarla üretim faaliyetlerine devam ediyor. Türkiye’deki organizasyonunu satış, proje yönetimi, mühendislik ve kalite yönetimi, satın alma ve idari birimlerle güçlendirmek amacıyla 2006 yılında ENERCON Rüzgar Enerji Santrali Kurulum Hizmetleri’ni faaliyete geçiren firma, bugün toplam 550’den fazla doğrudan çalışanı ile Türkiye’deki türbin üreticileri arasında en büyük işveren konumunda yer alıyor.

2018 yılında yeni lansmanı yapılan E-126 EP3 ve E-138 EP3 türbin modelleri için küresel tedarik zincirini Türkiye’de kurma kararı alan ENERCON, 2019 yılında bu türbin modellerinin rotor kanatları, kule ve kule bağlantı parçaları ve ayrıca doğrudan tahrikli jeneratör gibi ana bileşenlerinin seri üretimine Türkiye’de başlıyor. Türkiye’de yerel ekonominin ve istihdamın büyümesine aktif olarak katkıda bulunan ENERCON’un yatırımları, 100’den fazla orta ölçekli işletmeden oluşan ve yaklaşık 10.000 kişiye istihdam olanağı sağlayan güçlü bir tedarik ve alt yüklenici zinciri oluşturuyor.

2019 yılında düzenlenen YEKA RES-2 ihalesine rüzgar enerjisi santrali yatırımcısı olarak da katılarak 500 MW’lık bir kapasite alan ENERCON, aynı ihaleden 500 MW’lık kapasite alan Enerjisa Üretim ile iş birliği yaptı. 2022 yılında yapılan iş birliği, YEKA RES-2’nin toplam kapasitesinin (1.000 MW) yerli üretim E-138 EP3 türbinleri ile gerçekleştirilmesini kapsıyor.

2023 yılında YEKA RES-3 ihalesinden 260 MW kazanan ENERCON ve Kalyon Enerji, projelerin aynı türbin modeli ile gerçekleştirilmesi konusunda anlaştı. YEKA RES-2 ve 3’ten toplam 1260 MW kapasiteli ilk projelerin kurulum aşamasının 2023 yılının son çeyreğinde başlaması planlanıyor.

 

Bu Makaleyi Paylaş
By Editör
Türkiye'nin alanında en özel yayınlara sahip medya grubu MONETA'nın sektörel dergi ve portallarının yönetimine katkıda bulunmaktayım. MONETA bünyesinde yeni nesil yayıncılık anlayışıyla içerik yönetimini geliştirmeye devam ediyoruz.
Yorum Yap