Connect with us

Rüzgar enerjisi santrallerinde atık yönetim süreçleri

Published

on

Çevre ve atık bilinci bir bireyin ve bir işletmenin anayasası olmalı; olmazsa olmaz prensibi ile yaşamak gibi. Dünyamız bir tane sonuçta, onun korunmaya ihtiyacı var. Bir tane olan ve alternatifi bulunmayanın can suyuna sürdürülebilir planların uygulanması sorumluluğu ile yaşamak. Sonuçta o bilinçten uzaklaştığımızda, hoyratça kullandığımız dünyamız bizlere; kasırga, deprem, yangın, sel ve virüs üretmiş oluyor.

Konusu çevre ve dünya olan onlarca makale ve çalışma yayınlanmıştır. Sürekli yenileri de eklenmektedir. Bizlerde bu bağlamda 2010 yılında çalışma hayatımıza başladığımızda, merkezinde çevre olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan yeterliliğe sahip firmamızı kurarken; önce birey olarak bizlerin, sonra işletmemizin ve devamında bizden hizmet satın alan işletmelerin çevreye duyarlı olmalarını sağlamayı ilke edindik.

Atık yönetimi yaptığımız yıllar içerisinde elde ettiğimiz tecrübelerimizi son yıllarda yatırımları artan rüzgâr enerjisi santrallerinin ihtiyaçlarının tespiti ile yoğunlaşarak çözüm ortaklığı kurmaya başladık.

Bakım sonrası oluşan tehlikeli & tehlikesiz atıkların yönetimi, sevkiyat, bertaraf ve geri dönüşüm, kanat scrap, çevre danışmanlığı ve kurulum süreçlerinde oluşan atıklar için proje bazlı talepler doğrultusunda hizmet vermekteyiz.

Enerji kazanım için kurulan RES’ler rüzgâr merkezli olduğu için yüksek tepelere veya dağlara kurulmaktadır.

Haliyle atık yönetim hizmeti verilecek işletmelerde atık miktarlarının azlığı, ulaşım problemlerinin olması hem zaman maliyeti hem de bertaraf nakliye maliyetleri doğurmaktadır.

Tüm hizmetler Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan almış bulunduğumuz yeterliliklerle ve yeterliliği olan lisanslı araç, yeterlilik almış ekip ve yine yeterliliği bulunan bertaraf ve geri dönüşüm firmaları ile işlemler yasal çerçevede gerçekleşmektedir. 

Hizmet verdiğimiz işletmeler danışmanlık sürecimizde ise, atığın stoklandığı alanların ıslahı mevzuata uygun yapımın sağlanması, atığın yerinde azaltılması eğitimi ve yasal zorunlukların AYP (Atık Yönetim Planlarının) düzenlemesi hizmeti ile sorunsuz atık yönetim sürdürmekteyiz.

Şirket politikamız gereği hızla büyüyen RES enerji sektörünün tüm ihtiyaçlarını tesit etmek ve yeterliklerimiz ile çözüm ortaklıklarımızı arttırmayı hedeflemekteyiz.

Referanslarımız: Nordex Enerji AŞ, Siemens Gamesa AŞ, Enerjisa AŞ, İltek Enerji AŞ, Dost Enerji, Enercon AŞ, General Elektrik.

Çevre izin süreçleri

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’ndan lisanslı firmamız yaklaşık on yıldır ülke genelinde 650’ye yakın firmaya;  

  • Atık yönetimi,
  • Çevre danışmanlık hizmeti,
  • TMGD (Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanlığı Ege Bölgesi) eğitim ve danışmanlık   hizmetleri vermektedir.                       

Kadromuzda; 5 TMGD, 8 Çevre Mühendisi, 1 Kimya Yüksek Mühendisi, 1 Biyolog, 1 Maden Mühendisi ve ayrıca konusunda uzman 4 idari personel mevcuttur.

Hizmetlerimiz sırası ile;

  • Tüm atıkların yönetimi (toplanması-taşınması-geri kazanımı-bertaraf). Atığın miktarına ve lokasyonuna bakılmaksızın, yasal mevzuatlar uygulanarak geri dönüşüm ve bertaraf firmalarımıza ulaşması sağlanmaktadır. Atık sevk, lojistik hizmetini bünyemizdeki firmamız ile yeterli altyapıya sahip mevzuata uygun lisanslı, kendi ekip ve araçlarımızla yürütmekteyiz. 
  • Çevre Danışmanlık Hizmetleri. (21.11.2008 Tarih ve 27061 Sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan Çevre Denetimi Yönetmeliği madde 6 (ğ) bendi) 
  • TMGD Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanlığı, TMGD Eğitim ve Danışmanlık hizmeti (Ege Bölgesi yeterliliği ile).
  • Lisanslandırma çalışmaları (Her türlü geri kazanım, bertaraf, taşıma ve ara depolama lisansları).
  • Güvenlik bilgi formu düzenlemesi (MSDS Belgesi hazırlanması).
  • Atık stok alanı düzenleme – atıklara kaynağında çözüm üretme.
  • Yakıt tankı temizliği.
  • Arıtma tesisi kurma ve çalıştırma 
  • Laboratuvar kurulumu 
  • Çevresel etki kirlilik sigortası 
  • Âtıl durumdaki fabrikaların sökümü 
  • Çeşitli kurumlardan belgelendirme takibi (lisans-izin-ruhsat-emisyon-deşarj-kapasite raporu-ÇED vb.) 
  • ISO Belgelendirmesi (9001, 18001, 24001) 
  • Bilumum ölçüm (koku-gürültü-baca gazı-atık kategori tayini vs.) hizmetleri vermekteyiz.

Rüzgâr Enerji Santrallerine hangi hizmetleri sunuyoruz

  1. RES işletmesinin çevre bilgi sistemine kaydını sağılıyoruz, oluşan atıkların MOTAT sistemi üzerinden atık gönderimleri ile yıl sonu yapılacak TABS (atık beyan sistemi) veri girişlerinin ve faaliyet boyunca oluşacak atıkların mevzuatlar doğrultusunda gönderilebilmesinin alt yapısını oluşturuyoruz.
  2. Proje sahasına montaj aşamasında geçici atık stok alanları kurarak oluşan tüm tehlikeli ve tehlikesiz atıkların lisanslı araçlar ile lisanslı tesissilerimize sevkini gerçekleştiriyoruz.
  3. Kurulum tamamlandıktan sonra kalıcı atık stok alanın Atık Yönetimi Yönetmeliği gereği kriterlere uygun halde yapılması uygun tabelaların asılmasını ve hazırlanması sürecinde işletmeyle bilgi paylaşımında bulunuyoruz.
  4. İşletme faaliyete geçip enerji üretimine başladıktan sonra, bakımlarda ve arızalarda oluşan tehlikeli ve tehlikesiz atıkların bertaraf veya geri dönüşüm tesislerine, öncesinden oluşturduğumuz MOTAT kayıtları ile atık sevklerinin yapılmasını sağlıyoruz.
  5. Faaliyet süresinde oluşabilecek doğa olayları ile rüzgâr gülü kanatlarının gördüğü hasarlar sonucunda, kanatların yenisi ile değiştirildiğinde, sahada kalan hasarlı kanatların Scrap sürecini; kesilerek küçük parçalar halinde araçlara yüklenmesini ve lisanslı geri dönüşüm bertaraf tesisine sevkini gerçekleştiriyoruz.
  6. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yeterliliğimiz ile düzenli atık yönetimi ve çevre danışmanlık hizmeti alan RES işletmelerimiz ile sözleşmeler yapıyoruz. 

Çevre danışmanlığı hizmet süresince;

a) Atık yönetimini,

  1. Atık stok alanının kriterlere uygun revizyonu ve kurulumu
  2. Atıkların yerinde ayrıştırılması ve stoklanmasının sağlanması (değerli atıkların geri dönüşme gönderilerek elde edilecek gelirin, bertaraf edilecek atıklar için atık yönetimi bütçesine katkı sağlanması)
  3. Bakım onarım sonrası oluşan atıkların lisanslı araçlar ile lisanslı geri dönüşüm ve bertaraf işletmelerine sevk edilmesi.

b)   Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kayıtların oluşturulmasını,

  1. Çevre bilgi sistemi kayıtlarının tamamlanması
  2. Atık gönderimlerinin yıllık TABS (atık beyanlarının veri girişlerinin) sağlanması)
  3. AYP (atık yönetim planlarının) sürecindeki atık stok alnın kriterlere uygun hazırlanması ve atık gönderim raporlarının hazırlanması ile onaylanması
  4. Çevre İzin muafiyetlerinin alınması
  5. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı denetimlerinde işletmede bulunarak süreçte gerekli tüm belge ve bilgilerin aktarılmasının sağlanmasını.

Yılmaz Başak, İzmir Yeni Çevre

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 

Türkiye'nin alanında en özel yayınlara sahip medya grubu MONETA'nın sektörel dergi ve portallarının yönetimine katkıda bulunmaktayım. MONETA bünyesinde yeni nesil yayıncılık anlayışıyla içerik yönetimini geliştirmeye devam ediyoruz.

Genel

Net sıfır yolunda İkinci Enerji Verimliliği Eylem Planı: Emisyonları 100 milyon ton azaltmak

Published

on

By

Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dubai şehrinde devam eden Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP 28) kapsamında Dünya Bankası tarafından “Türkiye’yi Güneş, Rüzgar ve Akıllı Şebekelerle Dönüştürmek: Net Sıfıra Doğru Yeni Hedefler” paneli düzenlendi. Panele bir video mesaj gönderen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, 2024-2030 yıllarını kapsayan İkinci Enerji Verimliliği Eylem Planı kapsamında emisyonları 100 milyon ton azaltmayı hedeflediklerini söyledi. Bu planın iddialı olduğu ve ciddi sınamalarla karşı karşıya olduğumuzu belirten Bakan Bayraktar, “Ancak uluslararası toplumla ve bilhassa finansal kuruluşlar ve yatırımcılarla birlikte tüm bunları başarabiliriz. Enerji sektörüne yapılan yatırımlar Türk halkına istihdam ve refah temin ederken diğer ülkelere de enerji dönüşümü için güçlü bir model sunmaktadır” dedi. Net sıfıra doğru yeni hedefler açıklayan Bakan Bayraktar, “Yenilenebilir kaynaklardan faydalanmak, daha çok yenilenebilir için iletim altyapısını geliştirmek ve tüm sektörlerde enerji verimliliğini artırmak üzere üç temel alana odaklanıyoruz” diye konuştu.

Yenilenebilir enerji kurulu gücü 2035’e kadar 60 GW’a ulaşacak

Türkiye’nin sürdürülebilir enerji çözümlerindeki kararlılığına vurgu yapan Bayraktar, “Burada önemli bir başarımızı sizlerle paylaşmaktan gurur duyuyorum. Bugün itibarıyla toplam kurulu kapasitemiz 106 gigawatt seviyesini aşarken yenilenebilir enerjinin payı yüzde 55’e ulaştı. Bu tablo Avrupa’da 5. dünyada ise 12. olan Türkiye’nin sürdürülebilir enerji çözümleri noktasındaki kararlılığını gözler önüne sermektedir. Projeksiyonlarımız da ülkemizin 2035’e kadar toplam kurulu gücünü, 60 gigawatt yenilenebilir enerji üretim kapasitesi dahil 190 gigawatt seviyesine çıkaracağını gösteriyor” açıklamasında bulundu.

Dünya Bankası’ndan finansman

Bakanlık olarak özel sektör ve uluslararası yatırımcılarla birlikte çalışarak yenilenebilir enerjiyi çok daha üst seviyeye taşımaya gayret edeceklerinin altını çizen Bakan Alparslan Bayraktar, “Elbette bunun için de ciddi yatırım gerekiyor. Dünya Bankası’yla görüşmelerimiz devam ediyor. Kendileri, bakanlığımız ve özel sektör aktörleriyle birlikte bu plana finansal ve teknik destek verme taahhüdünde bulundular. Enerji dönüşümü, şebekeyi sürekli geliştirmek anlamına geliyor. Bu nedenle güçlü enterkonektiviteye sahip, yenilenebilir kapasitesinde beklenen artışı kaldırabilecek Yeşil Şebeke’yi kurma çabası içerisindeyiz. 2030’a kadar şebekeye 10 milyar dolar yatırım yapmayı planlıyoruz” ifadelerini kullandı.

Bu alanda özel sektörün kritik bir rol üstlendiğini dile getiren Bayraktar, “Gerekli altyapının kurulmasının yanı sıra bakanlık olarak mevcut politikaları değiştirmeyi ve böylece ihtiyaç duyulan özel yatırımı destekleyecek bir ortam oluşturmayı değerlendiriyoruz. Burada özel sektör kritik bir rol üstlenmektedir. Dolayısıyla özel aktörlerin rekabet gücünü artırmak önemli olacaktır” diye konuştu.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Continue Reading

Genel

COP28, doğa için küresel finansmanı ve birliği harekete geçiriyor

Published

on

By

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28’inci Taraflar Konferansı (COP28) kapsamında gerçekleştirilen Dünya İklim Eylemi Zirvesi, Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Dubai kentinde başladı. BM İklim Değişikliği COP28 üst düzey yöneticilerinden Razan Khalifa Al Mubarak, COP28’den COP30’a kadar iklim eyleminde doğanın rolünü pekiştirerek, 1.7 milyar dolarlık doğa koruma finansmanını açıkladı. Birleşik Arap Emirlikleri’nin doğa-iklim projelerine 100 milyon dolarlık yeni finansman katkısında bulunacağını belirten Al Mubarak, Gana hükümetinin ‘Dirençli Gana’ planına ilk etapta 30 milyon dolarlık bir yatırım yapacaklarını açıkladı. Liderlerin, yerli halk ve yerel toplulukların geçim kaynaklarına ve kalkınma hedeflerine yatırım yapmanın kritik önemini vurgu yaptığı zirvede, Belem’deki COP30’a doğru entegre doğa-iklim eylemi için ortakları ve kaynakları harekete geçirecek bir BAE-Brezilya ‘COP-to-COP’ ortaklığı duyuruldu.

İklim krizine karşı ortaya konulan planların güçlendirilmesi ve somut adımlar atılarak hayata geçirilmesine ilişkin müzakerelerin yapıldığı BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28. Taraflar Konferansı, BAE’nin ev sahipliğinde başladı. Bu yıl 28’incisi düzenlenen ve 12 Aralık’a kadar sürecek olan konferansın ana gündeminde, 2015 yılında Paris’te anlaşmaya varıldığı gibi küresel ısınmayı 1,5 derecede sabit tutma amacının canlandırılması ve hükümetlerin iklim eylemi vaatlerini daha kapsamlı hale getirecek bir anlaşmaya varılması yer alıyor.

Zirvede konuşan COP28’in BM İklim Değişikliği Üst Düzey Sorumlusu Razan Khalifa Al Mubarak, “Doğanın tam ve en bütüncül haliyle iklim eyleminin bir önkoşulu olarak tanınmasını, desteklenmesini ve finanse edilmesini sağlamak COP28 Başkanlığı için bir öncelik olmuştur. Devlet dışı aktörlerin desteği ve finansmanıyla birleşen bu olağanüstü siyasi liderlik, doğanın sadece bu görev için değil, gelecekteki tüm görevler için temel rolünün kanıtıdır” dedi.

Zirvede devlet başkanları, Paris Anlaşması ve kısa süre önce kabul edilen Kunming-Montreal Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi’ni hayata geçirmek üzere doğa-iklim eylemine odaklanan ulusal ve bölgesel yatırım planlarını ve ortaklıklarını açıkladı:

– BM İklim Değişikliği COP28 üst düzey yöneticilerinden Razan Al Mubarak, Birleşik Arap Emirlikleri’nin Gana’nın ‘Dirençli Gana’ planına 30 milyon dolarlık ilk yatırımla birlikte doğa-iklim projelerine 100 milyon dolarlık yeni finansman katkısında bulunacağını açıkladı. ‘Dirençli Gana’, Gana Devlet Başkanı Nana Akufo-Addo tarafından Kanada, Singapur, Amerika Birleşik Devletleri ve LEAF Koalisyonu gibi diğer özel sektör uyumlu girişimlerden gelen 80 milyon dolarlık ek destekle başlatıldı ve son olarak BAE’nin 30 milyon doları eklendi.

– Tonga Başbakanı Siaosi ‘Ofakivahafolau Sovaleni, 2030 yılına kadar ülkelerin sularının ve münhasır ekonomik bölgelerinin yüzde 30’unun korunmasını amaçlayan ve ay yüzeyinden daha büyük bir alanı temsil eden ‘Unlocking Blue Pacific Prosperity Plan’ için Bezos Earth Fund’dan Gelişmekte Olan Pasifik Küçük Ada Devletleri’ne (P-SIDS) 100 milyon ABD doları finansman sağlanacağını duyurdu.

– Aralarında Bloomberg Philanthropies, Builders Vision ve Oceankind’in de bulunduğu bir grup hayırsever, Okyanus Direnci İklim İttifakı (ORCA) kapsamında, hassas deniz alanlarının korunmasını, okyanus temelli azaltım çabalarını ve iklim etkileri üzerine araştırmaları hedefleyen 250 milyon dolarlık yeni finansmanı duyurdu.

– Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, doğrulanabilir karbon kredisi işlemleri yoluyla koruma ve yerel kalkınmanın özel finansmanını teşvik etmek amacıyla Papua Yeni Gine için 100 milyon ABD Doları, Kongo Demokratik Cumhuriyeti için 60 milyon ABD Doları ve Kongo Cumhuriyeti için 50 milyon ABD Doları olmak üzere 3 orman finansman paketi açıkladı.

– Endonezya Devlet Başkanı Joko Widodo ve Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre, Endonezya’nın öncü FOLU Net Sink 2030 planını desteklemek üzere 100 milyon dolarlık bir ortaklığı açıkladı.

– Asya Kalkınma Bankası, OPEC Fonu, Suudi Arabistan, AFD, Fransa ve Yeşil İklim Fonu bünyesindeki ASEAN Katalitik Yeşil Finansman Aracı ile birlikte, 2030 yılına kadar doğa odaklı iklim projelerine 2 milyar ABD doları daha ek özel finans sermayesi seferber etmek amacıyla kalkınma ortaklarından 1 milyar ABD doları seferber etmeyi taahhüt eden yeni bir girişim olan Doğa Finans Merkezi’ni duyurdu.

145 ülkenin 2030 yılına kadar orman kaybını ve arazi bozulmasını durdurmayı ve tersine çevirmeyi kabul ettiği COP26’nın Glasgow Liderler Deklarasyonu’nu pekiştiren bu doğa-iklim planları; 196 ülkenin 2030 yılına kadar toplam doğa kaybını durdurmak için ortak bir çerçeve üzerinde anlaştığı dönüm noktası niteliğindeki Kunming-Montreal Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi de dahil olmak üzere önceki taahhütlerde ilerlemeyi teşvik ediyor. Uyum maliyetlerinde 104 milyar ABD doları tasarruf sağlayabilecek doğa kaybının ele alınması, 2030 yılına kadar ihtiyaç duyulan CO2 azaltım eyleminin yüzde 30’undan fazlasını sağlama potansiyeline sahip. Ayrıca, küresel GSYH’nin yaklaşık yüzde 50’si doğrudan veya dolaylı olarak doğaya ve diğer ekosistem hizmetlerine bağlı olduğundan, doğal ekosistemlerin korunması ve restorasyonu, yaklaşık 395 milyar daha fazla iş yaratma ve geçimleri doğrudan doğaya bağlı olan 1 milyar insanı koruma potansiyeli ile ekonomik refahı destekliyor.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Continue Reading

Genel

AB, Net-Sıfır Sanayi Yasası’ndaki tutumunu oyladı: Avrupa’da üretilen temiz teknolojiler artırılacak

Published

on

By

Dünya standartlarında bir rüzgar endüstrisine sahip olan Avrupa’nın, iklim ve enerji güvenliği hedeflerine ulaşabilmesi için 2030 yılına kadar her yıl yaklaşık 30 GW yeni rüzgar santrali kurması gerekiyor. Avrupa rüzgar tedarik zinciri ise, enflasyonist baskılar, rüzgarın genişleme hacimlerindeki belirsizlik ve zayıf ihale tasarımları ile mücadele ediyor. Tüm bunlar, AB’nin enerji güvenliği ve iklim hedeflerine ulaşmak için yeni üretim tesislerini planlama ve bunlara yatırım yapma kabiliyetini zayıflatıyor.

Temiz teknolojilerdeki üretimini güçlendirmek ve genişletmek için bu yılın başlarında Net Sıfır Sanayi Yasası’nı (NZIA) sunan Avrupa Parlamentosu, geçtiğimiz Salı günü Avrupa Komisyonu ve üye devletlerle Net-Sıfır Sanayi Yasası (NZIA) müzakerelerindeki tutumunu oyladı. Parlamento’nun pozisyonunu hazırlayan MEP Christian Ehler, Sanayi, Araştırma ve Enerji Komitesi’nde (ITRE) Avrupa’nın iklim ve enerji güvenliği hedeflerine ulaşması için güçlü bir Avrupa rüzgar endüstrisini destekleyen öneri sundu. Avrupa rüzgâr endüstrisi tüm Parlamento üyelerini ITRE görevlerini desteklemeye çağırdı.

Konuyla ilgili değerlendirme paylaşan WindEurope’un açıklamasında, Avrupa Parlamentosu’nun Avrupa’da üretilen temiz teknolojilerin artırılması için oy kullandığı belirtildi. Değerlendirmede görüşlerine yer verilen WindEurope Baş Politika Sorumlusu Pierre Tardieu, “AB, Yeşil Mutabakatı Avrupa’da üretilen rüzgarla gerçekleştirmek istiyor. Yarın Parlamento, Avrupa rüzgâr tedarik zincirini güçlendirerek tam da bunu yapacak somut tedbirleri kabul edebilir. Açık attırma tarifelerinin daha yüksek girdi maliyetlerini yansıtacak şekilde endekslenmesi, Avrupa pazarında adil rekabetin sağlanması ve ‘dibe doğru yarış’ ihalelerine karşı çıkılmasına yardımcı olacaktır. Bu doğru bir hareket tarzıdır. Bu bir güvenlik, istihdam ve özerklik meselesidir” ifadelerini kullandı.

İhalenin Avrupa tedarik zincirinin genişlemesini desteklemesi gerekiyor

ITRE tutumu, rüzgar enerjisi ihale tasarımında önemli değişiklikler içeriyor. İhaleler için açık ve zorunlu ön yeterlilik kriterleri belirleniyor. Bu, Avrupa’nın kritik enerji ve şebeke altyapısının siber saldırılar için kolay bir hedef olamayacağını garanti edecek siber güvenlik ve veri varlığına yönelik yeni kuralları içeriyor.

Geliştiriciler büyük offshore projeleri iptal etmek zorunda kaldı

WindEurope’un paylaştığı değerlendirmede, konuyla ilgili şu açıklamalar yer alıyor: “ITRE Komitesi bir enflasyon endeksleme mekanizması da önerdi. Yetersiz endeksleme şu anda büyük bir sorun. Rüzgar geliştiricileri bu yüzden büyük açık deniz rüzgar projelerini iptal etmek zorunda kaldı. Belirli bir fiyatla ihale kazanmışlardı; ancak daha sonra yüksek enflasyon türbinleri ve bileşenlerini çok daha pahalı hale getirerek rüzgar enerjisi projelerinin ekonomik uygulanabilirliğini riske attı. Rüzgar enerjisi ihalelerinin girdi maliyetlerini yansıtacak şekilde endekslenmesi bu mali açığın kapatılmasına yardımcı olacak ve projelerin devam edebilmesini sağlayacaktır. Bu tür bir endeksleme mekanizması, tüm tedarikçi sözleşmelerinin imzalanması için gereken süre boyunca geçerli olacaktır.”

Müzakereler 2024 yılının ilk çeyreğinde gerçekleşecek

Nihai müzakerelerde kabul edilen tedbirlerin tedarik zinciri esnekliğine, teknolojiye ve amaca uygun olmasının kritik önem taşıdığına vurgu yapılan değerlendirmede, şu ifadeler kullanıldı: “ITRE Komitesi ayrıca üye devletlerin ihalelerinde negatif ihale vermeyi bırakmalarını istemektedir. Bu, rüzgar santrali geliştiricilerinin bir rüzgar santrali inşa etme hakkı için hükümetlere ödeme yapmak zorunda olduğu durumdur. Bazı hükümetler, hızlı para kazanmanın bir yolu olarak ihalelerine negatif ihale uygulamasını getirdi; ancak negatif ihale sadece AB’nin enerji dönüşümünü daha pahalı hale getirir. Geliştiriciler için tedarik zincirine ya da elektrik tüketicilerine yansıtılması gereken ek maliyetler yaratır ve negatif ihale turlarında ödenen para, şirketlerin diğer rüzgar enerjisi projelerine yatıramayacağı paradır. Konsey’in şimdi Net Sıfır Sanayi Yasası’na ilişkin müzakere yetkisini de tamamlaması gerekiyor. Üçlü görüşmeler, yani Avrupa Parlamentosu ve üye devletler arasında Avrupa Komisyonu’nun desteğiyle nihai bir anlaşma üzerinde yapılacak müzakereler, 2024 yılının ilk çeyreğinde gerçekleşecek. Nihai müzakerelerde, kabul edilen tedbirlerin ince ayarlarının yapılması ve tedarik zinciri esnekliği yaklaşımının teknolojiye özgü ve amaca uygun olması kritik önem taşıyacaktır.”

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Continue Reading

Trendler

Copyright © 2011-2018 Moneta Tanıtım Organizasyon Reklamcılık Yayıncılık Tic. Ltd. Şti. - Canan Business Küçükbakkalköy Mah. Kocasinan Cad. Selvili Sokak No:4 Kat:12 Daire:78 Ataşehir İstanbul - T:0850 885 05 01 - info@monetatanitim.com