KTR Türkiye Genel Müdürü Umut Yalnız’la bir söyleşi gerçekleştirdik. KTR’nin rüzgâr enerjisi sektörüne dönük çözümleri hakkında ayrıntılı bilgiler aldığımız Umut Bey, rüzgâr enerjisi sektörüne ilişkin değerlendirmelerini de paylaştı bizlerle.
Global bir firmanın Türkiye ayağında bir organizasyonunu yönetiyorsunuz. KTR’nin globaldeki ve yereldeki faaliyetleri hakkında bilgi alabilir miyiz?
Güç aktarma elemanlarından “kaplin”lerde dünyadaki en donanımlı firmalardan biriyiz. Tüm ürün gruplarımız ile iş ortaklarımıza en geniş seçenekleri 20.000 civarında ürünümüz ile sunuyoruz.
Özellikle güç aktarma sistemlerinde tüm ihtiyaçları karşılayabilecek durumdayız.
KTR globalin ürün grubu 4 ana platformdan oluşuyor.
Birincisi Güç Aktarma Sistemleri. Buna “kaplinler” diyelim. Bu ürünler bizim 1959 yılından itibaren temellerimizi oluşturan ürün grubu. İlerleyen yıllarda başka ürün gruplarına da girdik.
İkinci grup ise “Hidrolik ekipmanlar”. Dünyadaki çeşitli büyük üreticiler ile çalışıyoruz, tedarik ediyoruz. Hidrolik ekipmanlar arasında özelikle “yağ tankları, kampanalar, ses sönümleme parçaları, soğutucular” bolca ürettiğimiz ve hizmete sunduğumuz ürünlerimiz.
Üçüncü platform ise “Frenler”. Hidrolik ve Elektromekanik olarak 2 tip fren sistemi sunuyoruz.
Dördüncü platform da “Soğutucular. Yağ, Hava ve Kombine-Mobil ekipman (MMC) soğutucuları üretimimiz var.
Ana fabrikalar Almanya olmak üzere Amerika, Hindistan ve Çin merkezli dört üretim noktamız var. Bunun haricinde 24 ülkede KTR markası kendi organizasyonları ile faaliyet gösteriyor. Ayrıca, dünya genelinde 90 satış ortağımız mevcut.
KTR, 1950’lerde mühendislik temelli kurulmuş bir aile şirketi. 1959 yıllında BOWEX adı verilen dünyadaki ilk yivli dişli kaplin üretildi. Sonra da sanırım şu anda en fazla benzeri üretilen kaplinimiz olan ROTEX geliştirildi. Yani yıldız tipi kaplin. Bu ürünler firmamızın temel çıkış ürünleri, bir nevi dayanak noktalarımız.
KTR’nin açılımı Almanca olarak “Kupplungs Technik Rheine”. Rheine, Almanya’da 60.000 kişilik küçük bir kasaba. Özellikle İkinci Dünya Savaşı öncesinde tekstile bağlı olarak çok büyük bir makine sektörü gelişmiş. İkinci Dünya Savaşı esnasında Rheine bombalanmış ve yerle bir olmuş. Zor dönemler yaşanmış ve tekstil sektörü uzaklaşmış o bölgeden ama makine sektörü kalmış. Gelişmiş bir bölge.
Satış sonrası hizmetleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz?
Ürünlerimiz genel olarak bakım gerektirmeyen ürünler. Bu nedenle satış sonrası hizmet ihtiyacımız pek olmuyor.
Şanslıyız ki, çalıştığımız şirketler genel olarak bakım donanımı yüksek gruplar. Kendileri ihtiyaçlarını şayet gerekirse halledebiliyorlar. Sadece bulunduğu çevre koşullarına bağlı olarak, belki basit bir bakıma ihtiyaç doğabilir ki bu sürecin içerisinde bizim bulunmamıza da gerek olmuyor.
Türkiye’de soğutucu satışımız artmaya başladı. Ama onlarda da standart prosedürler uygulandığı sürece bakım anlamında bize pek iş düşmüyor. Fakat ekipman parçaları anlamındaki satış sonrası hizmetler söz konusuysa o zaten bizim ürün tedarik uygulamamız dahilinde değerlendiriliyor.
Disk tip fren
Rüzgâr enerjisi sektörüne yönelik çözümleriniz nelerdir?
Bizim rüzgâr enerjisi sektörüne dönük çözümlerimiz tüm üretim platformlarımızdaki ürünlerimizden. Yani kaplinler, hidrolik çözümler, frenler, tork ölçüm sistemi ve soğutucular kullanılıyor. Tabii bu sektördeki üreticilerin ihtiyaç ve dizaynlarına göre tedarik ettiğimiz için üreticilere göre tedariklerimiz farklılık gösteriyor.
Rüzgâr türbinlerinin “Nacelle” kısmında çeşitli noktalarda ürünlerimiz kullanılıyor. Jeneratörle dişli arasında kullanılan elektrik geçirimsiz ana kaplinleri, yine jeneratörle şaft arasındaki ana bağlantının üstünde kullanılan disk tip frenleri tedarik ediyoruz.
Türbin kanatları dönerken aşırı rüzgâr yüklerine maruz kaldığında veya hizalamada sapma olduğunda kullanılan rotoru kilitleyen- Rotor kilidi temin ediyoruz. Benzer şekilde Nacell in de hareketlerini emniyette tutan yaw-çene kilitlerimiz kullanılıyor.
Ayrıca bazı üreticilere iç soğutma için kullanılan kombine soğutucular tedarik ediyoruz. Yağ tipi soğutucular ise bazı üreticiler tarafından kule içi trafo soğutması için kullanılıyor.
KTR’nin Almanya’da bulunduğu bölge ve yakınında pek çok sektörden firma var ve hepsinin kendine göre dizaynı var. O dizayn içerisinde tüm üreticiler bizim ürünlerimizi kullanıyor ve biz 25 yıldır türbin üreticilerine hizmet sunuyoruz. KTR olarak 100.000 adet rüzgâr türbinine ürün sağlamış durumdayız. Rüzgâr enerjisi sektöründeki çoğu üretici bizimle iş birliği içinde.
Rüzgâr enerjisi sektöründe de özellikle kullanılabilen “KTR Ident” diye bir uygulamamız var. KTR Ident için ürünün ansiklopedisi diyebiliriz. Ürünün QR kodunu okuttuğunuzda üretim aşamasından kullanılan parçalara ve elde edilen sertifikalara kadar her şeyi görebiliyorsunuz. Bu tarz bilgilere herhangi bir kaplin için hiçbir zaman ihtiyaç duyulmaz ama rüzgâr türbinleri için bakım masrafları önemli bir kalem. Bakım masrafları / üretilen elektrik şeklinde verimlilik hesaplaması yapılıyor. Bu süreçte ürün güvenilirliği anlamında bu uygulama ihtiyaca cevap sunuyor.
Rotor kilidi
Covid-19 süreci hemen tüm sektörleri olumsuz etkiledi. Bu süreçte ne gibi tedbirler aldınız?
Covid-19 sürecinin başından itibaren ofiste bulunan kişi sayısını azalttık. Dönüşümlü olarak ofise geldik. Uzaktan çalışmanın mümkün olduğunu da bu süreçte belki her birim için olmasa da uygulanabilir bir çalışma şekli olduğunu çok net olarak öğrendik.
KTR’nin dünya çapındaki organizasyonunda üretim süreçlerinde aksama yaşandı mı?
Almanya, Amerika ve Hindistan fabrikalarımızda herhangi bir aksama olmadı. Türkiye olarak biz de genel olarak bir aksaklıkla karşılaşmadık. Ürünlerimiz bizim Almanya üretimi ve Almanya’dan gelmekte. Almanya üretimi devam ettiği için bir sorun olmadı. Türkiye’ye gelen ürünlerin geçtiği tır güzergahlardaki değişiklik ve gümrük kontrolleri nedeniyle gecikmeler oldu ama yaz başında o problemler de azaldı.
Çin’de ise durum biraz farklıydı. Covid-19 sürecinde Çin hükümetinin kuralı gereği üretim 3 hafta kapalı kaldı, sonra üretime yeniden başlandı. Çin’deki fabrikalar esas olarak Çin pazarına hitap ettiği için globale etkisi olmadı.
Yeni normal dönemine ilişkin ne tür öngörülerde bulunursunuz sektörünüz ve firmanız açısından?
Bizim hizmet sunduğumuz pek çok farklı sektör var. Rüzgâr türbinleri, iş ve zirai makine üreticileri, pompa ve kompresör üreticileri, hidrolik ve denizcilik sektörü gibi, yani tahrik ünitelerinin olduğu tüm alanlar için ürün ve hizmet sunuyoruz. Dolayısıyla tüm bu sektörler için genel bir değerlendirme yapmak zor, ancak hep beraber bu zor dönemde çok şey öğrendik. Kimi iş ortaklarımız çalışma düzenlerini pek değiştirmediler. Covid-19 sonrası yeni normal döneminde daha verimli bir süreç öngörüyorum.
Tedarikçi bir firmanın yetkilisi olarak Türkiye rüzgâr enerjisi sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bizim açımızdan Türkiye’deki rüzgâr enerjisi sektörü halen gelişmekte olan bir sektör. Türkiye açısından ayrıca iki sebepten çok seviniyorum. Birincisi bizim ülke olarak yenilenebilir enerjideki varlığımız giderek artıyor. 2000 yılında çıkan enerji kanunundan itibaren yenilenebilir enerjide geldiğimiz nokta, herhangi bir ülkeye göre çok daha parlak. Ülkece buna hazırlıklı olduğumuzu düşünüyorum. İkinci sevindiğim nokta ise bunun bize teknik sorumluluklar yüklüyor oluşu. Bu sayede ülke olarak teknik açıdan daha da gelişebileceğimizi düşünüyorum.
Türkiye’de rüzgârla ilgili bir bölge oluştu İzmir’in etrafında, Ege Bölgesi’nde. Bunun, zamanla Türkiye geneline yayılması da faydalı olacaktır. Yurt dışında herhangi bir köyde bile rüzgâr türbiniyle karşılaşmak mümkün oluyor. Türkiye’de de neden olmasın.
Offshore türbinler ise Türkiye için harika bir seçenek tabii. Bunu ekonomik gerekliliklerden bağımsız söylüyorum. Aslında konu çok net, mutlaka denizin enerjisinden de faydalanmalıyız.
Türkiye piyasasındaki rekabet ortamını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’de kendi koşullarında ilerleyen bir rekabet ortamı var. Aşırı yıpratıcı bir rekabet ortamı olduğunu söyleyemem. Bunun nedeni şu: bizim bulunduğumuz ürün gruplarında çoğunlukla Mühendislik açıklaması gerekiyor. Gereksinimlerle ilgili teknik açıklamayı yapabilirseniz karşınızdaki de sizi kabul ediyor. Türkiye’de yerli ve yabancı rakiplerimiz mevcut. Her biri bence kıymetli ve önemli. Rakiplerimizin olması her zaman iyidir, sektörünüzü ve sizi her zaman iyiye götürür.
Kısa veya uzun vadede hayata geçirmeyi düşündüğünüz yeni projeler var mı?
Kısa vadede pek bir şey öngörmek mümkün değil tabii. Yaz aylarının daha pozitif geçmesini umuyordum ama Covid pozitif vakalar artmaya başladığı için kısa vadede ne olacağını kestirmek güç.
Yeni projeler için bu yıl artık biraz kısa kalacaktır ancak 2021 ve 2022 yıllarında personel sayısında artış gibi hususları değerlendirebiliriz.
Son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir?
Herkese sağlıklı bir gelecek dilerim. Hiç kontrolümüz olmadan başımıza gelen ters bir dönemdeyiz, kolaylıkla ve başarılı şekilde en kısa sürede bitmesini diliyorum.
Bu röportaj için ve Rüzgar Enerjisi sektörü için bu dergiyi çıkardığınız ve iletişimi sağladığınız için teşekkür ederim.
Umut Yalnız kimdir?
Ben Umut Yalnız, 2016 yılından bu yana KTR Türkiye ekibinde görev almaktayım. KTR’ye katılmadan önce enerji ve gıda sektörlerinde çalıştım. Enerji sektöründe; doğal gazlı kojenerasyon sistemleri ve dizel jeneratör proje, satış ve pazarlama görevlerim oldu. Gıda sektöründe ise genel olarak yem ve tavukçuluk ekipmanları satışında çalıştım.
Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz?
Şimdi kayıt olun.
Türkiye'nin alanında en özel yayınlara sahip medya grubu MONETA'nın sektörel dergi ve portallarının yönetimine katkıda bulunmaktayım. MONETA bünyesinde yeni nesil yayıncılık anlayışıyla içerik yönetimini geliştirmeye devam ediyoruz.
Sektöre sunduğu çeşitli hizmetlerle rüzgar enerjisinin büyüyen ismi Tuiz Wind, Capella Wind’in Türkiye’deki kurulum, bakım ve onarım hizmetlerini üstlendi.
Kurulum, servis, bakım ve onarım, ana bileşen değişimi, teknik destek, lojistik destek, yükleme-indirme operasyonları, kanat bakım ve onarım; bertaraf, muayene ve ölçüm-raporlama çözümleriyle rüzgar enerjisinin çözüm ortağı olan Tuiz Wind, Capella Wind ile Türkiye’deki türbinlerinin kurulum, bakım ve onarım hizmetlerini kapsayan iş birliği anlaşması imzaladı.
Rüzgar enerjisi sektöründe “Her alanda rekabet” sloganıyla yer alan Capella’nın türbinleri; daha az sayıda kritik bileşene ve 25 yıllık yorulma ömrüne sahip modüler bir tasarımda basit ve verimli rüzgar türbini olarak öne çıkıyor. Sağlam tasarımı, yedekliliğe sahip temel jeneratör bileşenlerinin kule üstü değişimi ve uzatılmış yorulma ömrü ile birleştiğinde kullanılabilirliği artıran ve işletme maliyetini azaltan Capella Wind türbinleri, Türkiye’deki kurulum, bakım ve onarım hizmetlerini üstlenen Tuiz Wind’in uzmanlığıyla daha da güçleniyor. Kurulduğu günden bu yana rüzgar enerjisi sektöründeki büyümesini sürdüren Tuiz Wind, farklı türbin modellerinde deneyim sahibi olan uzman ekibiyle sunduğu servis ve bakım-onarım hizmetleriyle türbinlerin performansını artırıyor.
Her alanda rekabetçi Capella türbini:
Standart atölyelerde uygun maliyetli bir şekilde üretilebilen ve sahaya standart konteynerler/kamyonlarla gönderilebilen basit bir modüler tasarım.
Döküm ana yatak düzeneği üzerinde kaynaklı boru yapısında %94 verimliliğe sahip ultra doğrudan tahrikli jeneratör tasarım, değiştirilebilir/yedek üniteler ve yüksek riskli bileşenlerin ortadan kaldırılmasıyla en üst düzeye çıkan performans ve kolaylaşan lokalizasyon.
Dönüştürücü ünitesinin kulenin alt kısmına yerleştirilmesiyle sağlanan yangına dayanıklı ve hacimli üretimi kolay nasel.
Kule, temel ve kurulum masraflarını en aza indiren, saha yakınında üretim ile sahada montaja olanak tanıyan ve bakım gerektirmeyen cıvatalarla servis ihtiyacını ortadan kaldıran standart profillerle tasarlanmış son teknoloji kafes kule tasarımı.
Ana çerçeveyi, sapma sistemini ve destek sistemlerini içeren tam atölye montajı; lokalizasyonu hızlı ve güvenli hale getiren taşımaya elverişli döküm yük taşıma parçaları
LM kanatlarıyla esnek, etkili ve güvenilir seçim
25 yıllık yorulma ömrüyle azalan servis maliyeti ve artan güvenilirlik.
Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz?
Şimdi kayıt olun.
Kanthal, çelik, güneş enerjisi ve yarı iletkenler gibi çeşitli sektörlerde artan elektrifikasyon talebini karşılamak için Almanya’nın Walldorf kentinde yer alan üretim tesisini genişleteceğini duyurdu. Endüstriyel ısıtma teknolojileri ve rezistans malzemesi alanlarında global çapta faaliyet gösteren firma, elektrikli endüstriyel ısıtma alanındaki büyümeyi yakalamak ve artan otomasyon yoluyla operasyonel iyileştirmeleri desteklemeyi amaçlıyor.
Fibrothal® ısıtma modülleri, akış ısıtıcıları, metalik ısıtma elemanları ve difüzyon kasetleri gibi ürünler üreten Kanthal, tüm bu ürünleriyle endüstrilerin yeşil teknolojiye geçiş yapmasını sağlıyor. 2500 m² üretim alanına sahip mevcut tesislerinin genişletilmesini yakındaki bir tesisin kiralanması yoluyla yapan Kanthal’ın yatırımı, bunun yanı sıra yeni ekipman ve otomasyon iyileştirmelerini de içeriyor. Firmanın ayrıca, çalışan sayısının yaklaşık 10 kişi artması bekleniyor.
Konuyla ilgili konuşan Kanthal Isıtma Sistemleri İş Birimi Başkanı Aaron Roy, “Yatırım, endüstriyel ısıtmanın elektrifikasyonundaki büyümeyi yakalayabilmemizi sağlıyor, bu da küresel olarak operasyonlarımızın hızlanmasını gerektirecek. Geleneksel ısıtma çözümlerimizin yanı sıra şu anda birkaç pilot projede test edilmekte olan yeni geliştirdiğimiz yüksek sıcaklık proses gazlı ısıtıcılarımıza yönelik hızla artan bir talep bekliyoruz” diyor.
Yatırım Mayıs ayında başladı
Firmanın üretim kapasitesini genişleme sürecine geçtiğimiz Mayıs ayında başladığını bildiren Aaron Roy, “Bu, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada kilit rol oynayacak ürünlerin daha iyi kullanılabilirliği ve daha hızlı teslimatı ile müşterilere fayda sağlayacaktır. Ayrıca genişleme, yerel topluluğa Walldorf’a yatırım yaptığımızı ve yeni ve çekici işler sunduğumuzu gösteriyor. Girişim Mayıs ayında başladı ve 2024’ün 1. çeyreğinde tam olarak uygulanması bekleniyor” açıklamasında bulunuyor.
Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz?
Şimdi kayıt olun.
Rüzgar türbinleri ve bileşenlerinin güvenilirliğine ilişkin artan talepleri 10 yılı aşkın bir süredir dikkate alarak standartları belirleyen Schaeffler, rüzgar türbinleri için teslim ettiği 1 milyondan fazla rulmanıyla sektörde maksimum güvenilirliği sağlıyor.
İddialı iklim hedefleri ve toplumdaki sürdürülebilirlik konularına ilişkin sürekli artan farkındalık karşısında, merkezi bir bileşen olarak rüzgar enerjisi de dahil olmak üzere yenilenebilir enerjinin önemi giderek artıyor. Otomotiv ve endüstriyel sektörlerin pazar lideri ve stratejik geliştirme ortağı olan Schaeffler, yaklaşık 40 yıldır hem kara hem de deniz üstü rüzgar türbinleri için güvenilir rulman çözümleri sunuyor. Dünya genelinde her iki veya üç rüzgar türbininde Schaeffler rulmanları yer alıyor.
10 yılı aşkın bir süredir rüzgar türbini rulmanları için türbinlerin ve ilgili bileşenlerin güvenilirliğine yönelik yüksek talepleri dikkate alan Schaeffler, Rüzgar Enerjisi Standardı’nı uygulamaya koydu. Ürünlere ve süreçlere yönelik bu standardıyla, rüzgar türbini rulmanlarının otomotiv, havacılık ve uzay endüstrilerinde de uygulandığı gibi en yüksek kalite standartlarına tabi olmasını sağlayan Schaeffler, 2023 yılının başlangıcında Rüzgar Enerjisi Standardı’na uygun olarak milyonuncu rulmanını üreterek teslim etti.
Rulmanlar rüzgar türbinlerinde önemli bir rol oynuyor
Multi-megavat türbinlere geçiş, bileşenleri daha da fazla zorlayan daha yüksek yük ve torklara yol açar. Bir arıza durumunda arıza süresi ve bakım çalışmasıyla ilgili maliyetler, özellikle deniz üstü sistemlerin söz konusu olduğu yerlerde, giderek daha yüksek hale gelir. Konuyla ilgili konuşan Schaeffler Rüzgar Enerjisi İş Birimi Başkanı Bernd Endres, “Müşterilerimiz, rüzgar türbinlerinde artan güç yoğunluğunun tam potansiyeliyle kullanılmasına izin veren güvenilir bileşenlere ihtiyaç duyuyor. Rüzgar Enerjisi Standardı ve bugüne kadar sunduğumuz 1 milyondan fazla rulmanla 10 yılı aşkın bir süredir en yüksek kalite seviyesini sağlıyoruz” diyor.
Tedarik zinciri için rüzgar enerjisi uygulamalarına özgü süreçler
Schaeffler bu yüksek standartları; koordineli ve şeffaf süreçler, tanımlı bir değişiklik yönetim sistemi, sıkı kalite kontrolü, müşterileri ve tedarikçileriyle yakın iş birliği içinde çalışarak sağlar. Hedefe yönelik tedarikçi geliştirme faaliyetleri, en yüksek kalite standardının en baştan elde edilmesini sağlar.
Uzun yıllara dayanan deneyim ve kapsamlı sistem uzmanlığı
Schaeffler, tüm geliştirme ve tasarım ekipleri ile rüzgar türbinleri için rulman tasarlayan ve üreten tüm tesisleri için küresel ölçekte geçerli olan katı kalite standartlarına uyumu, iç denetimler aracılığıyla kontrol eder. Schaeffler’deki uzmanların uzun yıllara dayanan deneyimine ve kapsamlı sistem uzmanlığına ek olarak, özellikle son teknoloji hesaplama ve simülasyon programlarının kullanılması, rüzgar türbini rulmanlarının optimum etki için tasarlanmasını sağlar. Hesaplamalar, güçlü test donanımlarında tamamlanır ve doğrulanır. Schaeffler, özellikle rotor rulmanları için büyük boyutlu rulman test teçhizatı “Astraios” ile kapsamlı test seçenekleri sunar.
Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz?
Şimdi kayıt olun.