Çevre üzerine araştırmalar yapan Londra merkezli kuruluş EMBER, “Türkiye Elektrik İncelemesi 2022” raporu yayımladı. Rapora göre, Türkiye’nin elektrik üretiminde yenilenebilir enerjinin payı artıyor ancak kuraklık nedeniyle hidroelektrik üretimindeki azalışın doğal gaz santralleriyle karşılanması, emisyonların düşmesine engel oluyor.
Londra merkezli düşünce kuruluşu EMBER, “Türkiye Elektrik İncelemesi 2022” raporu yayımladı. Rapora göre, Türkiye’deki kömürden elektrik üretimi birçok Avrupa ülkesinin aksine son 3 yıldır düşüş gösteriyor ancak kuraklık nedeniyle hidroelektrik üretimindeki azalışın doğal gaz ile karşılanması emisyonların düşmesine engel oluyor. EMBER Elektrik ve İklim Veri Analisti Ufuk Alparslan’ın yaptığı çalışmada, yenilenebilir enerji üretimindeki artışa rağmen Türkiye’nin elektrik üretiminde birim başına düşen karbon emisyonları incelendiğinde 30 yıldır kayda değer bir iyileşme gözlemlenmediği yer alıyor.
Türkiye’nin elektrik üretimindeki karbon yoğunluğunun 2004 yılında Almanya, İngiltere, Hollanda, Danimarka gibi ülkelerden daha iyi durumdayken, günümüzde bu ülkelerin gerisinde kaldığının açıklandığı raporda; 2021 yılında hidroelektriğin üretimdeki payının yüzde 26’dan yüzde 17’ye gerilediği, doğal gaz payının yüzde 23’ten yüzde 33’e yükselerek fosil yakıtların elektrik üretimindeki payının yüzde 65’e yükselmesine neden olduğu paylaşılıyor.
Rüzgar ve güneşin toplam üretimdeki payı %13,6’ya ulaştı
EMBER’in raporunda yer alan çarpıcı sonuçlar arasında; rüzgar, güneş, jeotermal ve biyokütle gibi hidroelektrik harici yenilenebilir enerji kaynaklarının, 2017 yılından bugüne kadar ikiye katlanarak ilk kez hidroelektrik üretimini geride bıraktığı yer alırken, 2021 yılında bir önceki yıla kıyasla yüzde 25 artış gösteren rüzgar ve güneşten elektrik üretiminin 44,6 TWh’ye ulaştığı, toplam elektrik üretimindeki payının yüzde 13,6’ya çıktığı bilgisi yer aldı.
Yenilenebilir üretimdeki artış, talepteki büyümeye yetişemedi
Rapora göre, Türkiye’de yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimi son 10 yılda iki katına çıktı ancak bu artış talepteki büyümeye yetişemedi: Yenilenebilir kaynaklardan üretim 10 yılda 58 TWh arttı, talep ise 95 TWh büyüdü; aradaki 32 TWh fark ise ithal kömür ya da doğal gazdan karşılandı.