Soğutma teknolojisinin yaşam ve toplum için önemini duyurmak ve farkındalık yaratmak için kutlanan Dünya Soğutma Günü’nde bu yıl, soğuk zincirin gıda ve sağlık için vazgeçilemez yeri vurgulanarak, tarladan sofraya gıda ile ilaç, aşı, kan, organ taşınması ve depolanmasındaki mühim konum, sağlık ve gıda güvenliği için ortaya konuyor.
Evimizdeki klimalar ile büyük bina ısıtma-soğutma-hava iyileştirme, endüstri ve tedarik zinciri soğutma sistemlerinde iklimlendirme maliyetinin en büyük kısmı enerji bedelidir. Enerji, dünyamızın küresel sıcaklık artışına neden olan sera gazlarının en büyük kısmının da sebebidir. Enerji üretip, tükettikçe dünyamız ısınır, iklim değişir. Son iki ayda yaşadığımız aşırı sıcak, sel, taşkın, hortum gibi olaylarla günlük ve endüstriyel yaşamımız olumsuz etkilenir. Dünyamız üçte ikisi su dolu kocaman eşsiz bir akvaryum. Bitki-hayvan-mikroorganizmalarla paylaştığımız güzelim gezegenimizi, akvaryumumuzun atmosferini ısıtamayız, ısıtmamalıyız diyen İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, 26 Haziran Dünya Soğutma Günü’ne özel açıklama yaptı.
Yaşam İçin Soğuk Zincir
İklimlendirme sektörünün, soğuğun gücünün mekânlarımıza, endüstriye sağladığı konfor ve işlevsellik vazgeçilmezdir. Soluduğumuz iklimlendirilmiş hava evimizde, işimizde, hastanelerde bize sağlık ve hijyen sunarken, endüstriyel üretimlerde, ürün tedarik zinciri yönetiminde soğutma teknolojisi önemlidir. Sözün özü iklimlendirme mühimdir diyen Prof. Karaosmanoğlu, soğuk zincirinin yaşamdaki, gıda ve sağlık güvenliğindeki yerini, tarladan sofraya gıda ile ilaç, aşı, kan, organ taşınması ve depolanmasındaki konumunu vurguladı.
Soğutma enerjisinin iklim değişimine etkisi azaltılmalı
Mekânlarımızı yaşanır kılan, endüstriye soğuğun gücünü sunan sektör gezegenimizde küresel ısınmaya, iklim değişimine neden olmamalı. Soğutma teknolojisi kaynaklı sera gazı salımlarını azaltmak için iklimlendirme cihaz ve ekipmanların yaşam döngüsü boyunca, üretim-kullanım-ömrünü tamamlama-atık yönetimi aşamalarında çevre ve iklim değişimi etkileri, karbon ayak izi mümkün en az düzeyde olmalı hususlarına dikkat çeken Prof. Karaosmanoğlu, “Bu bağlamda, ısıtma-soğutma yükleri dikkate alınarak doğru teknik seçimlerle yapılacak yalıtımlı binalarda, cihaz ve ekipmanların teknik seçimi, enerji yönetimi, bakım ve onarımın doğru ve zamanında yapılması, ömrünü tamamladıktan sonra atık önceliklemesine göre yönetilmesi önemlidir. Soğutma sistemlerinde hijyen gereklilikleri de yerine getirilmelidir. Büyük bina ve tesislerde yerinde, güneş, rüzgâr, biyokütle gibi yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimi ile birlikte elektrik-ısı-soğuk (trijenerasyon) üretimi teknik cazibesinin yanı sıra sağlık, çevre ve iklim dostu soğutma zinciri için topluma sunulması öneminin altını çizdi.
Doğa ile uyumlu iklimlendirme için yetkin sektör gücümüz var
Ülkemizdeki yerli ve çok uluslu markalar, sektörel sivil toplum ve ihracat yetkin sektör gücü varlığının; pazara doğa ile uyumlu, iklim değişimine dirençli ürünlerin arzı için mühim olduğunu belirten Dr. Karaosmanoğlu, Türkiye iklimlendirme sektörünün, hepimizin Dünya Soğutma Günü kutlu, soğutma enerjisi karbon ayak izimiz düşük, hepimizin akvaryumu dünyamız mutlu olsun dedi.