Bu sayıdan itibaren siz değerli Rüzgar Enerjisi Dergisi okurları ile bu köşede beraber olacağım. Her sayıda bir konuyu ele alarak rüzgarın nereden estiğine birlikte bakacağız.
Yenilenebilir enerji kaynaklarının içerisinde; rüzgar enerjisinin, günümüzde üzerinde en çok teknolojik çalışma ve yasal düzenlemeler yapılan, son yılların olmazsa olmazı kaynakların başında geldiği hepimizce malumdur.
Rüzgarın, gücünden elektrik üretimi ile ekonomik değer katmasının yanı sıra sadece enerji sektörüne değil aynı zamanda ekolojik dengenin bozulmadan korunmasına da olumlu katkı sağladığı gerçeğini biliyoruz. Rüzgar yatırımlarının, yerli sanayi üretimini desteklerken aynı zamanda karbon salımını azaltan rüzgâr enerjisi yatırımları olduğu ve 2019 yılında 20 milyar kWh’lık elektrik enerjisi üretimi ile enerji ithalatına da katkı sağladığı da bir gerçektir.
Böylesine önemli bir kaynak olan rüzgara yatırımı yapmak isteyen yatırımcılar 2000’li yılların başından beri büyük mücadeleler vermektedirler. Bilindiği üzere o yıllarda sadece EPDK’nın askı süreci sonunda lisanslar verilmekteydi, ardından 1 Kasım 2007’de yapılan başvurular ile inanılmaz bir izdiham yaşandı. Beklenilenin üzerinde başvurular olunca yaklaşık 4-5 yıl sonunda belirlenen yarışma kriterleri ile başvurular TEİAŞ tarafından yapılan yarışmalar ile netleşti ve lisanslar verildi.
Ardından başvurular ölçüm zorunluluğu ve bunun Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nden (MGM) onaylanan direk dikimleri ile 12 ay data alma şartına bağlandı. Bu şartı sağlayamayan firmalar, açılan yarışmalara girme hakkını elde edemedi. Bu yönetmelik gereği yatırımcılar geliştirdikleri sahalarında kiralama veya orman izni alarak ve döviz bazında yüklü ödemeler yaparak belirlenen kriterlerdeki ekipmanlar ve ölçüm direkleri ile ölçmeye başladılar. Sahanın yarışma sonrası netleşmesi ile direklerini gerekli yerlere taşımak için yaklaşık 6 yıldır ölçümlerini ve direk bakımlarını halen devam ettiren firmalar da mevcuttur.
Yapılan ölçümlerin sonucunda, EPDK’nın, 30.07.2015 tarih ve 5709 sayılı Kurul Kararı ile 2-6 Nisan 2018 tarihlerinde rüzgar enerjisine dayalı önlisans başvurularını alınacağı açıklanmış, bu tarihler yaklaşırken 14.03.2018 tarihli ve 7738-7 sayılı Kurul Kararı ile bu başvurular ertelenerek başvuruların 6-10 Nisan 2020 tarihlerinde alınmasına karar verildiği duyurulmuştur.
İlerleyen süreçlerde bu tarihler de tekrar ertelenerek, 12.03.2020 tarihli ve 9237 sayılı Kurul Kararı ile 5, 6, 7, 8, 9 Ekim 2020 tarihlerinde rüzgar enerjisine dayalı önlisans başvurularının alınacağı ilan edilmiş, fakat geçtiğimiz yılın sonlarına doğru 10.09.2020 tarihli ve 9534 sayılı Kurul Kararı’yla ikinci bir duyuruya kadar başvuruların ertelendiği duyurulmuştur.
Günümüze geldiğimiz de ise bu başvuruların bundan sonra şu anda henüz tarihi belirlenmeyen YEKA başvuruları kapsamında değerlendirileceği belirtilmiştir.
Uzun yıllardır rüzgara gönül veren, emek veren ve rüzgar santrali hayali kuran yatırımcılar, bu son karar ile haklarının korunmasını ve ölçüm yapmanın yarışmalarda olumlu bir ayrıcalık oluşturmasını beklemektedirler.
İlerleyen süreçlerde de rüzgar yatırımlarına daha güvenle girebilmek için, yenilenebilir kaynaklar açısından bir projeksiyon geliştirilmesi, tahsis edilecek rüzgar kotasının ve yarışma kriterlerinin en az 5 yıl önceden belirlenmesi, YEKDEM bedellerinin döviz bazlı olması ve desteklerin arttırılması, yerli ve yabancı yatırımcıların önünü açarak daha güvenli bir ortam oluşturacağı düşünülmektedir.
Bu kapsamda rüzgar yatırımcıları olarak, kamudan duyarlı kararlar bekliyor, rüzgara gönül verenlerin de bu duyarlılığı hak ettiğini düşünüyoruz.
Rüzgardan savrulmadan üretimlerimizi gerçekleştirmek dileğiyle…
Gelecek sayıda: “Rüzgar yatırımlarında izinler”