Connect with us

Yenilenebilir enerjinin büyüme hızı tüm dünyada artıyor: Beklenti rekor seviyede

Yayın tarihi:

-

Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) yeni raporuna göre, güneş panelleri, rüzgar türbinleri ve diğer yenilenebilir teknolojilerden elektrik üretme kapasitesi büyüme hızını artırıyor. Yenilenebilir elektrik üretiminin 2021’deki yeni kurulumlarla tüm zamanların rekorunu kırması bekleniyor.

Güneş panelleri ve rüzgar türbinleri yapımında kullanılan temel malzemelerin artan maliyetlerine rağmen bu yıl yenilenebilir enerji kapasitelerine yapılan ilavelerin 290 gigawatt’a (GW) yükseleceği ve geçen yılki tüm zamanların en yüksek seviyesini aşacağı tahmin ediliyor. 2026 yılına kadar küresel yenilenebilir elektrik kapasitesinin, 2020 seviyelerine göre yüzde 60’tan fazla artarak 4 bin 800 GW üzerine (Fosil yakıtların ve nükleer birleşik mevcut toplam küresel güç kapasitesine eşdeğer) çıkması bekleniyor. Yenilenebilir enerji, 2026 yılına kadar küresel enerji kapasitesindeki artışın neredeyse yüzde 95’ini oluşturacak ve güneş PV’si tek başına, yarısından fazlasını sağlayacak. 2021 ila 2026 döneminde ilave edilecek yenilenebilir kapasite miktarının 2015 ila 2020 arasındakinden yüzde 50 daha yüksek olması bekleniyor. Bu, hükümet politikalarından gelen daha güçlü destek ve COP26 İklim Değişikliği Konferansı ile açıklanan dayanaklı temiz enerji hedeflerinden kaynaklanıyor.

Konuyla ilgili açıklama yapan IEA Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Birol, “Bu yılki 290 GW düzeyindeki rekor yenilenebilir elektrik kapasitesi artışı, yeni bir küresel enerji ekonomisinin ortaya çıkmasına ilişkin bir diğer göstergedir. Bugün gördüğümüz yüksek emtia ve enerji fiyatları, yenilenebilir enerji için yeni güçlükler ortaya çıkarıyor ancak artan fosil yakıt fiyatları da yenilenebilir enerjiye avantaj kazandırıyor” diyor.

Yenilenebilir enerji kaynaklarını, 2015-2020 dönemine kıyasla tüm bölgelerde artması bekleniyor. Çin, kapasite artışı hacminde dünya lideri olmaya devam ediyor: 2026’da (var olan 2030 hedefinden dört yıl önce), 1200 GW toplam rüzgar ve güneş kapasitesine ulaşması bekleniyor. 2015-2020 ile karşılaştırıldığında, yeni kurulumlar anlamında büyüme ikiye katlandı. Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’nde dağıtım ağlarında da önceki beş yıla göre önemli artış bekleniyor. Bu dört pazarın toplamı, yenilenebilir kapasite artışının dünya çapında yüzde 80’ini meydana getiriyor.

Değerlendirmede bulunan Fatih Birol, “Hindistan’da yenilenebilir enerjinin büyümesi olağanüstü. Sayılar, hükümetin yeni açıklanan 2030 yılına kadar 500 GW yenilenebilir enerji kapasitesine ulaşma hedefini destekliyor ve Hindistan’ın temiz enerji dönüşümünü hızlandırma potansiyelini gözler önüne seriyor. Çin, yenilenebilir enerji kaynaklarındaki artışla birlikte, ülkenin CO2 emisyonlarında 2030’dan çok önce bir zirveye ulaşabileceğini göstermeye devam ediyor” diye konuşuyor.

Offshore rüzgar kapasitesinde 3 kat artış bekleniyor

Solar PV, 2021’de yüzde 17 artarak yaklaşık 160 GW’lık yeni bir rekora ulaşacağı tahmin edilen kapasite ilaveleriyle yenilenebilir elektrikteki büyümenin güç merkezi olmaya devam ediyor. Aynı zaman çerçevesinde, karadaki rüzgar kapasitesine yapılan ilaveler, 2015-20 dönemine göre ortalama yaklaşık dörtte bir oranında daha yüksek olacak. Toplam offshore rüzgar kapasitesinin 2026 yılına kadar üç kattan fazla olacağı tahmin ediliyor.

IEA raporu, günümüzün yüksek emtia ve nakliye fiyatlarına rağmen yenilenebilir enerji kaynakları için bu rekor büyümenin gerçekleşmesini bekliyor. Bununla birlikte, emtia fiyatlarının gelecek yılın sonuna kadar yüksek kalması halinde, rüzgar yatırımlarının maliyeti en son 2015’te görülen seviyelere geri dönecek ve güneş PV’de son üç yılda meydana gelen fiyat indirimleri de ortadan kalkacaktır.

Artan fiyatların büyümeyi sınırlamasına rağmen 2021’deki küresel biyoyakıt talebinin, geçen yıl pandeminin neden olduğu büyük düşüşün ardından toparlanarak 2019 seviyelerini aşması bekleniyor. Biyoyakıtlara olan talebin 2026 yılına kadar güçlü bir şekilde büyümesi ve Asya’nın, yeni üretimin neredeyse yüzde 30’unu oluşturması bekleniyor. Hindistan’ın, ABD ve Brezilya’nın ardından dünya çapında etanol için üçüncü büyük pazar haline gelmesi bekleniyor.

Hükümetler, izin verme ve şebeke entegrasyonu zorlukları, sosyal kabul sorunları, tutarsız politika yaklaşımları ve yetersiz ücretlendirme gibi kilit engelleri ele alarak yenilenebilir enerji kaynaklarının büyümesini daha da hızlandırabilir. Gelişmekte olan dünyadaki yüksek finansman maliyetleri de önemli bir engeldir. Bu engellerin bir kısmının aşıldığını varsayan raporun hızlandırılmış örneğinde, ortalama yıllık yenilenebilir kapasite ilaveleri, 2026’ya kadar olan dönemde ana durumda tahmin edilenden dörtte bir daha yüksektir.

Bununla birlikte, bu daha hızlı dağıtım bile yüzyılın ortasına kadar net sıfır emisyona giden yolda ihtiyaç duyulanın çok gerisinde kalacaktır. Bu, 2021-26 döneminde yenilenebilir enerji kapasitesindeki artışın, şimdiye göre yaklaşık iki katına yükselmesini gerektirecektir. Bu da yenilenebilir ısı talebinde neredeyse üç kat daha fazla büyüme anlamına gelir.

Enerji merkezi

Öte yandan enerjinin daha verimli kullanımının sosyal, ekonomik ve çevresel faydalarını sağlamayı amaçlayan küresel bir iş birliği platformu olan Enerji Verimliliği Merkezi, 1 Aralık’ta Paris’teki Uluslararası Enerji Ajansı’nda düzenlenen bir etkinlikle lanse edildi. Merkezin ilk 16 üyesi Arjantin, Avustralya, Brezilya, Kanada, Çin, Danimarka, Avrupa Komisyonu, Fransa, Almanya, Japonya, Kore, Lüksemburg, Rusya, Suudi Arabistan, Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri oldu.

Merkez, üyelerinin karşılaştığı gerçek dünyadaki zorluklarla ilgili konulara odaklanarak, verimlilik politikası, düzenleme ve uygulama konusunda hükümetler arası alışverişi kolaylaştırmayı amaçlıyor. Lansman etkinliğinde iş birliği alanları olarak dijitalleşme, verimli ekipman ve cihaz dağıtımı, enerji verimliliği teknolojileri ve enerji yönetimi uygulamaları sergilendi.

Merkezin yönlendirme komitesi başkanı olarak görev yapacak olan, Alman Federal Ekonomi ve Enerji Bakanlığı Başkan Yardımcısı Ulrich Benterbusch, “Merkez üyeleri, Doğu’dan Batı’ya ve Kuzey’den Güney’e tüm dünyaya yayılıyor ve toplamda enerji kullanımının ve karbondioksit emisyonlarının yüzde 60’ından fazlasını oluşturuyor” diyor.

Türkiye'nin alanında en özel yayınlara sahip medya grubu MONETA'nın sektörel dergi ve portallarının yönetimine katkıda bulunmaktayım. MONETA bünyesinde yeni nesil yayıncılık anlayışıyla içerik yönetimini geliştirmeye devam ediyoruz.

Genel

Kamu Görevini Engelleyenler 5 Yıla Kadar Hapis cezası alabilir

Yayın tarihi:

-

Yazar

Dicle Elektrik Uzun Yıllar Borcunu Ödemeyip Şiddete Başvuranları Mektupla Uyardı;

Dicle Elektrik, dağıtım bölgesinde 27 milyar TL’yi aşan elektrik borcunu uzun süredir ödemeyen ve bununla birlikte görevlilerin çalışmalarını engelleyenlere karşı hukuk mücadelesi vermeyi sürdürüyor. Sorumluluk bölgesinde yer alan 6 ilde kamu hizmeti yürüten dağıtım şirketi, başta Şanlıurfa ve Mardin olmak üzere borçlu sulama abonelerini bu kez engellemelerden dolayı 5 yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya kalabilecekleri konusunda uyardı.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin 6 ilinde elektrik dağıtım hizmeti veren Dicle Elektrik’ten, başta Şanlıurfa ve Mardin’deki çiftçilerin 27 milyar TL’yi aşan elektrik borçlarının ödenmemesiyle ilgili olarak yeni bir açıklama yapıldı. Tarım sezonu öncesi “borcunu ödemeyene elektrik verilmeyecek” uyarısında bulunan Dicle Elektrik, borçlu abonelere bir mektupla önemli yeni uyarılarda bulundu. Mektupta mevzuat gereği elektriği kesilecek olan ancak bu kesintiye kaba kuvvetle karşı koyacak olan abonelerin, TCK’nın ‘Kamu Hizmetlerinden Yararlanma Hakkının Engellenmesine’ dair 113’ncü maddesi uyarınca 5 yıla kadar hapis cezası alabileceği duyuruldu.

İadeli taahhütlü mektupla uyarıldılar
Elektrik borcu bulunan, uzun süredir borcunu ödemeyen ve mevzuat gereği elektriğini kesmeye gelen görevlileri engelleyenlere yönelik gönderilen bu kritik uyarı, her bir borçlu aboneye özel olarak iadeli taahhütlü mektupla yapıldı.

Kamu görevini engelleyene 5 yıla kadar hapis
Aynı mektupta, görevlilere dönük yapılacak her türlü engellemenin TCK’nın 113’ncü maddesinde yer alan ‘Kamu Hizmetlerinden Yararlanma Hakkının Engellenmesi Suçunu’ kapsadığına yer verilerek, çalışmaları cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla engelleyenlerin, 5 yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya kalabileceği kaydedildi.

18 bin çiftçinin 27 milyar TL borcu var
Dicle Elektrik, bölgede 18 bin tarımsal sulama abonesinin elektrik borcunun 27 milyar TL’yi aştığını açıklamıştı. Söz konusu borcun 15.5 milyar TL’sinin Şanlıurfa’daki 13.000 aboneye, 9.5 milyar TL’sinin Mardin’deki 5.000 aboneye, geri kalanın ise Diyarbakır, Batman, Şırnak ve Siirt’teki tarımsal sulama abonelerine ait olduğunu duyurulmuştu.

Dicle Elektrik tarafından abonelere iadeli taahhütlü olarak gönderilen kişiye özel mektuplarda şu ifadeler yer alıyor:

‘’ Sayın abonemiz;
… tesisat numaralı aboneliğinize ait muaccel olan ………… faturalı borçlara ilişkin olarak ekiplerimiz tarafından 18.03.2024 tarihinde Elektrik Piyasası Tüketici Yönetmeliği‘nin Zamanında Ödenmeyen Borçlar başlıklı 35. Maddesi hükümleri uyarıca kesme işlemi için aboneliğinizin bulunduğu sayaca gelinmiş ancak tarafınızca mukavemet gösterilmesi sebebiyle kesme işlemi gerçekleştirilememiştir. Aynı tesisat ve borca ilişkin ekiplerimiz tarafından tekrar kesme işlemi uygulanacak olup, tarafınızca mukavemet gösterilmesi halinde hakkınızda TCK 113 uyarınca Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığı ile suç duyurunda bulunacağımız konusunda tarafınıza ihtarda bulunulmuştur.’’

Devamını oku

Bilgi Kaynakları

Enerji sektörü zorluklara rağmen teknoloji yatırımlarını sürdürmeye kararlı

Yayın tarihi:

-

Yazar

Enerji sektörü zorluklara rağmen teknoloji yatırımlarını sürdürmeye kararlı

Enerji sektörünün büyüme için teknoloji yatırımlarına önem verdiğini ortaya koyan KPMG’nin “Küresel Teknoloji Raporu 2023: Enerji Sektörü Görünümü” araştırmasına göre enerji sektörü yöneticilerinin yüzde 72’si siber güvenliği de içeren dijital dönüşüm çalışmalarının son 24 ayda kârlılığı ve performansı artırdığını belirtti. Bu oranın diğer sektörlerin ortalamasından 12 puan daha fazla olması da dikkat çekti.

KPMG’nin 16 ülke ve dokuz sektörden 2.100 yöneticiyle yaptığı ankete dayanan yeni “Küresel Teknoloji Raporu 2023: Enerji Sektörü Görünümü” araştırması enerji şirketlerinin teknolojileri pazarlarındaki zorlukların üstesinden gelmek için kullanabilecekleri bir can simidi olarak gördüklerini ortaya çıkardı. Anket, enerji sektörünün pazardaki zorluklara rağmen teknoloji yatırımlarını sürdürmeye kararlı olduğunu ortaya koydu.

Ankete göre enerji sektörü katılımcıların yüzde 61’i düzenleme ve güvenliği dijital dönüşümün “ana tetikleyicisi” olarak görüyor. Yüzde 80’i teknoloji biriminin yeni teknolojilerin potansiyelini yönetim kuruluna daha iyi anlatması gerektiğini söylüyor. Yüzde 39’u yetenek eksikliğini dönüşümün ilerlemesinin önündeki en olası engel olarak görüyor. Yüzde 84’ü kurumlarının mevcut teknolojiyi kullanarak ESG (çevresel, sosyal, yönetişim) taahhütlerini ilerletebileceğinden emin. Yüzde 85’i ise mevcut teknoloji yapılarını kullanarak verimliliklerini artırabileceklerini ve maliyetleri azaltabileceklerini ifade ediyor.

Sektör aynı zamanda teknoloji inovasyonuna bağlı risklerin de farkında. Araştırmaya göre, enerji sektöründen katılımcılar; güven, güvenlik, gizlilik ve esnekliği teknolojik çözümlerine entegre etme konusunda kurumlarının daha proaktif olması gerektiğini tüm sektörlerin ortalamasından 8 puan daha fazla belirtiyor. Ancak sektör, ilerlemenin önünde engellerle de karşılaşıyor. Örneğin araştırma, enerji sektörünün yapay zekâ (AI) uzmanlığı eksikliğinin inovasyon yapma ve rekabetçi kalma kabiliyetlerini etkileyebileceğini söyleyenlerin diğerlerine göre daha yüksek olduğunu da ortaya koyuyor.

 Güvenlik endişeleri gündemin ilk sırasında

Hem düzenleyici kurumlar hem de tüketiciler enerji şirketlerini yakından izlediklerinden araştırmaya katılan enerji yöneticileri düzenleyici yükümlülükler ve güvenlik endişelerini dijital dönüşümlerinin en önemli tetikleyicileri olarak görüyor. Ayrıca, daha güçlü veri gizliliği veya siber güvenliğin hayata geçirdikleri dijital dönüşüm projeleri üzerinde en etkili kullanıcı beklentileri olduğunu da söylüyorlar. Enerji yöneticilerinin yüzde 72’sine göre, siber güvenliği içeren dijital dönüşüm çalışmaları son 24 ayda kârlılığı ve performansı artırdı, bu oran tüm sektörlerin ortalamasından 12 puan daha fazla.

 İş güçlerinin oluşturulmasına yardımcı olan teknoloji altyapılarına güveniyorlar

Araştırmaya göre enerji sektörü stratejik teknoloji yatırımının gücüne inanıyor, ancak dijital dönüşüm hedeflerini hayata geçirebilecek yeteneklere erişmeye odaklanmaları gerekiyor. KPMG tarafından hazırlanan 2023 Küresel Enerji CEO Görünümü raporu, enerji şirketlerinin yüzde 52’sinin (2022’ye göre 7 puanlık bir artış) yeteneklerini geliştirmek için çalışanlarına daha fazla yatırım yapmak istediğini ortaya koyuyor. Enerji sektöründen katılımcıların çoğu, iş güçlerinin bugüne kadar oluşturulmasına yardımcı olan teknoloji altyapılarının kabiliyetlerine güveniyor ve bazı durumlarda bu güvenleri diğer sektörlerin de ortalamasını aşıyor.

“Sektör geniş resmi göz önünde bulundurarak teknoloji yatırımlarını yapıyor”

KPMG Türkiye Enerji Sektörü Lideri Hakan Demirelli konuyla ilgili şunları söyledi: “Devam eden jeopolitik gerilimlerin, üretken yapay zekânın hızlı yükselişinin ve küresel ekonomik belirsizlik ortamının en çok etkilediği sektörden birisi enerji sektörü. Bu nedenle sektörde faaliyet gösteren şirketler geniş resmi göz önünde bulundurarak teknoloji yatırımları da yapmaya kararlı olduklarını bu anketimizde gösterdi. Bu yatırımlar, enerji şirketlerinin yenilikçi teknolojileri iyi bir şekilde kullanmasına olanak sağlıyor. Örneğin anketimiz enerji sektörünün, son 24 ayda şirketlerinin kârlılığını veya performansını artırmak için düşük kodlu/kodsuz platformları kullanma olasılığı en yüksek sektörlerden biri olduğunu ortaya çıkardı. Sektörün dijital dönüşüm projelerindeki başarısı ise doğru danışmanlık hizmetleri almaktan geçiyor. KPMG olarak biz de dijital dönüşüm alanındaki derin ve kapsamlı uzmanlığımız ile sektördeki şirketlerin uygun çözümleri başarılı bir şekilde kullanmalarına, inovasyonu artırmalarına ve daha geniş bir dijital dönüşüme başlamalarına yardımcı oluyoruz.”

Devamını oku

Bilgi Kaynakları

TÜREB ve DEHUKAM ‘Deniz Üstü Rüzgar Mevzuatı İçin İş Birliği Protokolü’ne İmza Attı

Yayın tarihi:

-

Yazar

TÜREB ve DEHUKAM

 Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) ve Ankara Üniversitesi Deniz Hukuku Ulusal Araştırma Merkezi (DEHUKAM) arasında ‘Deniz Üstü Rüzgar Enerjisi Mevzuat Çalışmaları alanında İş Birliği Protokolü’ imzalandı.

3 Nisan’da DEHUKAM’ın Ankara’daki merkezinde düzenlenen imza törenine TÜREB Başkanı İbrahim Erden, DEHUKAM Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Önel, DEHUKAM Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İsmail Demir, DEHUKAM Müdürü Mustafa Başkara, TÜREB Deniz Üstü Rüzgar Enerjisinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Ufuk Yaman ve her iki kurumun üst düzey temsilcileri katıldı.

Türkiye rüzgar sektörünün çatı kuruluşu TÜREB ile deniz hukuku ve siyaseti alanlarında ülkemizin uzman kurumlarının başında gelen DEHUKAM arasında bir iş birliği protokolü imzalandı. TÜREB Başkanı İbrahim Erden ile DEHUKAM Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Önel ve DEHUKAM Müdürü Mustafa Başkara’nın imzaladığı protokol ile her iki kurum arasında deniz üstü rüzgar enerjisi çalışmaları bağlamında mevzuat ve hukuki alanlarda karşılıklı bilgi alışverişinde bulunulacak ve çeşitli ortak proje çalışmaları yürütülecek.

TÜREB ve DEHUKAM 2TÜREB Başkanı İbrahim Erden, deniz üstü rüzgar enerjisi alanında sektörün ihtiyaç duyacağı düzenlemeleri en verimli şekilde yapma hedefiyle oluşturdukları protokol hakkında şunları söyledi: “TÜREB 32 yıl önce Bakanlar Kurulu kararıyla Türkiye’de rüzgarla ilgili yatırımların artması, insan kaynağının geliştirilmesi ve bu alanda bilgi birikimi sağlanması amacıyla kuruldu. Tabi o zaman daha dünya genelinde de henüz ticari deniz üstü uygulamaları yoktu. Danimarka’da bile ilk ticari tesisler 2000’li yılların başında hayata geçirilmeye başlandı ve özellikle 2010 sonrası yükselen bir ivmeyle deniz üstü yatırımları artmaya devam ediyor. Ülkemizin uzun ve orta vadeli stratejik enerji planlaması kapsamında deniz üstü rüzgar enerjisi hedeflerini de içeren ‘Türkiye Ulusal Enerji Planı’nın 2023 yılı Ocak ayında açıklanmasıyla paralel olarak bizim de TÜREB olarak bu alandaki yoğun çalışmalarımız başladı. Biliyorsunuz 2035 yılında 5 GW’lık bir deniz üstü rüzgar santralı hedefimiz var. Biz de bu hedef doğrultusunda paydaşlarımızla birlikte Türkiye’de deniz üstü rüzgar alanında da sağlıklı bir mevzuat altyapısını oluşturmak, güçlü bir ekosistem geliştirmek ve bilgi birikimi sağlamak adına iş birlikleri gerekiyor. DEHUKAM bu açıdan devletimizin ve akademinin deniz hukuku ve siyaseti alanında kritik birimlerini bünyesinde bulunduran çok değerli bir kurumumuz ve paydaşımız.  Dolayısıyla, bugün DEHUKAM’la imzaladığımız protokole TÜREB olarak büyük önem veriyoruz. Bu ve benzeri iş birlikleri sayesinde bu alanda ulusal ve uluslararası iş birliği imkanlarının genişleyeceğine, bilgi birikiminin artacağına ve böylece yatırımların ve sanayinin gelişeceğine inanıyoruz; bu vesileyle de DEHUKAM yönetimine iş birliğinin başlangıcı vesilesiyle teşekkür ediyoruz.”

DEHUKAM’ın özellikle deniz hukuku alanında çalışan ve araştırmacı yetiştirmeye odaklanan bir kurum olduğunun altını çizen DEHUKAM Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Önel de “TÜREB zaten kuruluş amacı dolayısıyla güçlü bir sektörel erişime ve ilgili araştırma altyapısına sahip. Yıllar önce Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız, özel sektör ve akademinin vizyonu sayesinde kurulmuş bu birliğin deniz üstü alanında da çalışmasını destekliyoruz. Biz de DEHUKAM olarak denizin dokunduğu her yerde olmak istiyoruz. TÜREB Yönetimi de bu amaçla bizimle bağlantıya geçti. DEHUKAM yönetimi olarak iş birliği ile ortak çalışmaların ülkemize ve deniz üstü rüzgar alanındaki hedeflerimize yarar sağlayacağı düşüncesiyle her iki kurum arasında deniz üstü rüzgar alanında karşılıklı bilgi alışverişi yaparak birlik ve beraberlik içerisinde çalışmayı hedefliyoruz. Protokolle deniz üstü rüzgâr enerjisi faaliyetlerinde hukuki altyapıya yönelik eğitim konularında TÜREB’e destek olarak ülkemizin bu alandaki ihtiyacını verimli bir şekilde karşılayacak çalışmalar yapmayı amaçlıyoruz” şeklinde konuştu.

Devamını oku

Trendler