Connect with us

Genel

Rüzgâr türbinlerinde ekipman hizalamanın titreşim değerlerine etkisi

Yayın tarihi:

-

 

Rüzgâr Türbinlerinde Ekipman Hizalamanın Titreşim Değerlerine Etkisi

Rüzgâr türbinlerinin tahrik organlarındaki hizasızlık, dişlilerin ve jeneratörlerin servis ömrünü ve verimliliğini azaltacak titreşime neden olurlar. Bu hataları tespit etmek için titreşim ölçümleri ya da durum izleme sistemleri kullanılabilir.

 

Jeneratör ve dişli kutusundan alınan titreşim ölçümlerinin analizi sonucunda, hizasızlık belirtileri tespit edilirse, en son yapılan hizalama ölçüm raporu kontrol edilmeli ve gerektiği takdirde jeneratör ile dişli kutusu arasında,  şaft hizalama işlemi yapılmalıdır.

 

 

Rüzgâr Türbinleri Aktarma Organlarındaki Hizalama

Rüzgâr türbinlerinde jeneratör şaftı ve dişli kutusu çıkış şaftı arasındaki hizalama, jeneratör ve dişli kutusu bağlantılarının esnek olduğu kabulü ile yapılmalıdır. Ayrıca kaplin tipinin etkisi de göz önüne alınmalıdır. Hizalamanın amacı, kaplinin çalışma koşulları içerisinde aşınma ya da zorlayıcı kuvvete maruz kalmadan yatay ve dikey pozisyonunda paralel ve açısal kaçıklık değerinin düşürülmesidir. Hizalama toleransları, kullanılan kaplin tipine ve dönme devrine göre değişiklik gösterir. Şekil 2’de bir mafsallı kaplinin hizlama işlemi görülmektedir. Bu tür bir kaplin, yüksek açısal kaçıklığı tolere edebilmesine rağmen, bu durum kaplin ve yataklara gelen zorlayıcı kuvvetin artmasına neden olacaktır.  Bundan dolayı kaplin kataloglarında belirtilen hizasızlık toleransları kesinlikle aşılmamalıdır.

 

Tesislerdeki makinelerin bakım ihtiyacı olmadan uzun süre çalışabilmeleri için, kaplin üreticileri de kaplin tolerans değerlerini mümkün oldukça düşük tutmaktadırlar. Eğer bu durum gerçekleşmezse, kapline gelecek olan zorlayıcı kuvvet artacağından titreşim, sıcaklık ve aşınma artacaktır. Makineler, komparatör ya da lazerli optik hizalama teknolojileri kullanılarak hizalanabilirler. Lazerli optik hizalama cihazları, hızlı ve güvenilir olmakla beraber, ölçüm basamaklarının kaydedilebilir olması nedeniyle raporlama yapabilmektedirler. Özellikle rüzgâr türbinlerinde, hizalama işlemi hangi yöntemle yapılırsa yapılsın, ölçüm ve hizalama basamaklarının raporlanabilir ve kaydedilebilir olması büyük önem taşımaktadır.  Böylece bu raporlar arşivlenebilir ve gelecek ölçümler için referans kabul edilebilir. Şekil 3’te, komparatör ve lazerli hizalama yöntemleriyle alınan ölçümlerin ‘Alignment Center’ yazılımı kullanılarak oluşturulan raporları görülmektedir.

 

 

Ölçülen Hizasızlıkların Düzeltilmesi

Hizalama işleminden önce, jeneratörün ve bağlı olduğu dişli kutusunun mevcut durumu ölçülmelidir. Örneğin jeneratör dişli kutusuna göre geometrik olarak aşağıda ya da yukarıda, aynı şekilde yatayda sağ tarafta ya da sol tarafta duruyor olabilir. Şekil 4’de görüldüğü gibi, PRÜFTECHNIK cihaz ve yazılımlarında bu hizasızlık değerleri kolay bir şekilde artı (+) ve eksi (-) işaretleriyle gösterilmektedir.

 

Rüzgâr türbinlerinin çoğunda jeneratör ve dişli kutusunun esnek bir şekilde bağlanmasından dolayı şaft pozisyonları, farklı yük ve dönme devirlerinde birbirlerine göre oldukça değişiklik göstermektedir. Bu durum, makinelerin çalışma ve durma şartlarındaki geometrik pozisyonlarında farklılık olmasına neden olmaktadır. Bundan dolayı ekipmanlar çalışma şartlarında düzgün bir şekilde çalışabilmesi için durdurulup,  belli hedefler dahilinde kasten geometrik olarak kaçık bir şekilde hizalanmaktadırlar. Örneğin, ağırlık merkezi arka tarafa yakın olan jeneratörlerde, esnek kauçuk takviyeli metal parçalarda zamanla yorulma olmaması için ilk hizalama esnasında birkaç milimetre yüksekte bırakılması yaygın bir durumdur. Bu hizalama hedef değerleri, jeneratörün bağlandığı yapının rijitliğine de bağlıdır.  İdeal olarak bu hedef değerler, türbin üreticileri tarafından belirlenmeli ve türbin sistemini işleten firmaya bildirilmelidir. Böylece bu hedefler şekil 4’te görüldüğü gibi cihaza girilebilir ve bunlar gözetilerek hizalama işlemi yapılabilir.

 

 

Hizalamada Hedef Değerler

Hizalamada hedef değerler analitik olarak hesaplanabilir ve/veya ölçümlerle belirlenebilir. Alman mühendisler odasının (VDI) yayınlamış olduğu kılavuzlarda (VDI 2726 [1] )açık bir şekilde belirtildiği gibi, bu hedef değerlerin özellikle dişli kutuları üzerindeki etkileri dikkate alınmalıdır. Aşağıda belirtilmiş olan hizalama şartları, kılavuzlarda farklılığa neden olmaktadır:

 

•Makine parçalarında, kurulum ve çalışma şartları sırasında oluşan sıcaklık farkları kaynaklı ısıl genleşme.

•Makine zemini, şaft yatağı ve şaftların çalışma esnasındaki esnek deformasyonları.

•Kurulum ve çalışma şartları arasında, rulman hareketleri, dişlilerdeki dişlere gelen kuvvet ve hidrodinamik yağlama nedeniyle oluşan farklılıklar ve bundan kaynaklı şaft hareketleri.

 

•Dişli şaftlarının dıştan uygulanan kuvvetler (kaplin, fren diskleri) nedeniyle oluşan eğilme.

•Flanşın aşınması ile oluşan radyal ve eksenel hizasızlık.

•Bağlayıcı kaplinin radyal ve eksenel rijitliği.

 

Yukarıda listelenen etkilerin haricinde aktarma organları, jeneratör ve dişli kutularının yumuşak bir şekilde bağlanması nedeniyle, ciddi yer değiştirmelere maruz kalabilirler. Her rüzgâr türbini üreticisi, kendi tasarımı gereği çok çeşitli zemin çerçevesi, aktarma organları ve kauçuk izolatörleri kullanmaktadır. Bundan dolayı, her üretici ve sistem için farklı hizalama hedef değeri seçilmelidir.

 

 

Hizalama Hedef Değerlerinin Ölçüm Yoluyla Belirlenmesi 

Hizalama hedefleri, durum izleme sistemleri kullanılarak belirlenebilir. Bu işlem, jeneratör ve dişli kutusuna yerleştirilen iki Permalign seti yardımıyla, ekipmanların yatay ve dikey yöndeki pozisyonlarının sürekli olarak ölçülmesi ile yapılmaktadır. Şekil1’de lazer/sensor ünitelerin dişli kutusuna montajı gösterilmiştir. Kaydedilen radyal ve açısal X-Y pozisyonları sonradan şaft hizasızlığı  cinsinden hesaplanabilir. Böylece makinenin yatayda ne kadar kaydırılması ya da makine ayaklarına ne kadar ayar takozu eklenmesi gerektiği belirlenebilir. Online sistem olarak, VIBROWEB XP ya da VIBGUARD gibi ürünlerden birine sahip müşteriler, bu sistemler yardımıyla ölçüm alarak kendi hizalama hedef değerlerini hesaplayabilirler.

 

PERMALIGN sensör seti kullanılarak ölçülen makine pozisyonları, RS232 gibi haberleşme platformları yardımıyla, halihazırda var olan online durum izleme sistemine aktarılabilmektedir. PERMALIGN ölçümleri yapılırken her rüzgar durumu (rüzgarsız ve az-orta-çok rüzgarlı hava şartlarında) göz önüne alınarak farklı ölçümler alınmalıdır böylece tüm çalışma şartları için veri toplanmış olur. Şekil 6’da farklı hava şartlarında alınan ölçümler görülmektedir. PRUFTECHNIK tarafından yapılan ölçümler, rüzgar türbini lokasyonu ve rüzgar şartları göz önüne alınarak, 1 ila 4 hafta arasında sürmektedir. Eğer titreşim verileri ile birlikte diğer çalışma parametreleri de toplanırsa, bu veriler analiz edilerek sistemin tüm karakteristiği belirlenmiş olur. Ölçüm sonuçlarının PRÜFTECHNIK bünyesindeki “Monitoring Center”a gönderilmesi ile profesyonel bir analiz hizmeti yardımıyla gerekli hizalama hedefleri belirlenebilir. Rüzgar türbininde farklı bir online durum izleme sistemi bulunuyor olsa dahi, PRÜFTECHNIK sistemleri kiralanarak bu ölçümler gerçekleştirilebilir. Kiralama ve hizmetler için lütfen PRÜFTECHNIK Türkiye ofisine başvurunuz.

 

Son Söz

Kaplinlerin mevcut kataloglarındaki müsaade edilebilir hizasızlık değerlerinden dolayı hizalama işleminin bir önem arz etmediği yönünde genel bir düşünce mevcuttur. Kataloglardaki kaplin çalışma aralık değerlerinin, hizalama toleransı olmadığına dikkat edilmesi gerekmektedir. Kural olarak hizalama toleransı, kaplin çalışma aralığının en az 1/3 oranında olmalıdır. Böylece, tüm çalışma süresi boyunca kaplinin müsaade edilen yer değiştirme oranı, çalışma oranının sadece 2/3’ü olmaktadır. Rekabet ortamından dolayı, kaplin üreticileri kendi kaplinlerinin çalışma aralıklarını paralel ve açısal ofsetlerinin artmasına bağlı olarak artacak tepki kuvvetini dâhil etmeden çalışma aralıklarını belirtirler. Fakat tepki kuvvetinin 0 olduğu tek durum hizasızlığın hiç olmadığı durumdur.

 

PRÜFTECHNIK

Genel

ICCI Fuarı’nda enerji sektörüne yenilenebilir enerji müjdesi

Yayın tarihi:

-

Yazar

ICCI Uluslararası Enerji ve Çevre Fuar ve Konferansı’nın açılışını gerçekleştiren TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Sözcüsü Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, yenilenebilir enerji ile ilgili müjde verdi.  Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “Komisyonumuz ve hükumetimiz yenilenebilir enerji alanında ülkemizin ve sektörün önünü açacak, ülkemizi güçlendirecek adımları atmaya devam ediyor. Maden ve enerji kanunlarında değişiklikleri kapsayan kanun teklifimiz komisyondan geçti ve genel kurulda görüşmelere başlanacak. Meclisimizin onayıyla teklifimiz yasalaşacak ve bu sayede enerji sektörümüzün önünü açmış olacağız” dedi.

T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve EPDK’nın desteği ile TG Expo tarafından gerçekleştirilen ICCI – Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı’nın açılışı Türkiye Büyük Millet Meclisi Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi Ve Teknoloji Komisyonu Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, İstanbul Sanayi Odası Enerji Grup Başkanı Rıdvan Mertöz, KOJENTÜRK Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Aydın, ENSİA – Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı ve KBSD – Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Hoplamaz’ın katılımı ile gerçekleştirildi. 3 gün boyunca 10.000 metrekarelik alanda küresel enerji piyasasının kalbinin atacağı fuar, 200’e yakın firma ve 8 bini yurt dışından olmak üzere toplamda 20 binden fazla ziyaretçiye ev sahipliği yapacak. ICCI bu yıl ilk kez eş zamanlı gerçekleşecek Electricity Eurasia – Elektrik ve Elektrik Ekipmanları Fuarı’na da sahne oluyor.

Enerji sektörüne yeni kanun teklifi müjdesi

Fuarın açılışında konuşan TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi Ve Teknoloji Komisyonu Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “TBMM komisyonumuz ve hükumetimiz yenilenebilir enerji alanında ülkemizin ve sektörün önünü açacak ve ülkemizi güçlendirecek çabaların içerisindedir. Yakın zamanda komisyonumuza gelen özellikle maden ve enerji kanunlarındaki değişiklikleri kanun teklifi ilgili komisyonumuzdan geçti. Gerekli tartışmalar yapıldı. Komisyon üyelerimiz katkılarını verdi Ve genel kurulun gündemine hazır hale getirildi. Genel kurulda özellikle yenilenebilir enerjiyle ilgili bazı kanuni düzen içeren kanun teklifi görüşülmelerine başlanacak. Ümit ediyorum ki; değerli milletvekillerimizin, meclisimizin onayla da bu teklif yasalaşacak. Bu da özellikle ülkemizin siz değerli sektör temsilcilerimizin önünü açmak üzere ülkemize sağlamak üzere bu kanun teklifi de yasalaşmış olacak diye ümit ediyorum” şeklinde konuştu.

Enerji verimliliğinde başarının formülü her kademede “farkındalık”

Son yılların en kritik konularından birisinin yenilenebilir enerji olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “Bu alanda atılan adımlar ve yaşanan gelişmeler hem ülkelerin güçlenmesi hem de sektör oyuncularının daha rekabetçi haline gelmelerinde şüphesiz önemli bir rol oynuyor. Bu gelişmelerin bir sonucu olarak da rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kurulumu ve kurulu gücünün diğer konvansiyon termik kurulu güce göre daha fazla olduğunu görüyoruz. TBMM komisyonu olarak bunun farkındayız ve bu farkındalığın da bir gereği olarak ilgili komisyonumuz ve hükümetimizin bu alanda ülkemizin ve sektörün önünü açacak çaba sarf ediyoruz” şeklinde konuştu. Özellikle bu tür fuar ve konferanslarda yapılan tartışmalar ve beraberinde sektöre ilişkin ortaya çıkan fikirlerin yasama ve yürütme için son derece kıymetli olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “Fakat özellikle enerji verimliliği konusunda hükümet ve ilgili bakanlıklar her ne kadar destek verirse versin toplumda ve sanayicilerimizde bu konularda gerekli eğitim, farkındalık ve bilinç oluşmadığı takdirde çabaların yeterli şekilde amacına ulaşması mümkün olmaz” dedi.

“Fuarımızın varlığı en büyük kazançlarımızdan biri”

TG Expo Genel Müdürü Cem Şenel de açılış konuşmasında, “1994 yılında İstanbul’da bir Kojenerasyon Semineri ile başladığımız yolculuğumuz, kısa sürede ülkemizin enerji sektöründeki hızlı gelişme ve enerji camiasının yoğun ilgisiyle 1999 yılında ICCI (International Cogeneration Conference of Istanbul) adı altında bir Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı kimliğine evrildi. Dünya enerji piyasasının jeopolitik açıdan belki de en sıcak ve hareketli coğrafyasında yer alan bir ülke olarak ICCI Uluslararası Enerji ve Çevre Fuar ve Konferansı’nın varlığı en büyük kazançlarımızdan biri. Fuar sayesinde oluşturduğumuz verimli, etkin, saygın ve kaliteli bir iletişim ve etkinlik platformu ile bu büyüme ve gelişme sürecine 30 yıla yakın süredir tanıklık ediyor, gelecekte de sürdürmek üzere yoğun çaba gösteriyoruz. Sürdürülebilirliği odak noktasına aldığımız fuarımızda enerji verimliliği, yenilenebilir enerji, akıllı şebekeler, temiz teknolojiler ve çevre yönetimi gibi konularda güncel gelişmeler öne çıkacağı için bu yılın teması olarak ‘Enerjinin Geleceğini Keşfet’ diyeceğiz” dedi.

“Yenilenebilir enerjiyi fırsat olarak yakalayanlar avantajını görecek”

Enerjide baş döndüren dönüşümlerin yaşandığı son yıllarda fuarın günceli yakalamak ve geleceğe yönelik projeksiyonlara ışık tutmak için kritik öneme sahip olduğunu belirten KOJENTÜRK Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Aydın ise, açılışta “İklim değişikliğini yavaşlatmak ve toplumları daha temiz bir ortamda yaşatma çabaları, enerjide fosil kaynaklardan yenilenebilir enerji tüketiminin daha yüksek düzeylere geçişini zorunlu kılıyor. Enerji tüketiminin daha da artış gösterdiği günümüzde elektriğin üretildiği kaynaklar daha önemli hale geliyor. Bugün enerji yatırımlarında özellikle finansmana erişimin zor ve yüksek maliyeti nedeniyle hedeflenen yıllık büyümenin biraz gerisinde kaldığını görüyoruz. O yüzden bu dönemi geleceğe yönelik hazırlık ve planlamaların yapılması için bir fırsat olarak gören ve değerlendirenler hızlı dönüşümde bunun avantajlarını yakalayacak” diye konuştu.

Devamını oku

Genel

Kamu Görevini Engelleyenler 5 Yıla Kadar Hapis cezası alabilir

Yayın tarihi:

-

Yazar

Dicle Elektrik Uzun Yıllar Borcunu Ödemeyip Şiddete Başvuranları Mektupla Uyardı;

Dicle Elektrik, dağıtım bölgesinde 27 milyar TL’yi aşan elektrik borcunu uzun süredir ödemeyen ve bununla birlikte görevlilerin çalışmalarını engelleyenlere karşı hukuk mücadelesi vermeyi sürdürüyor. Sorumluluk bölgesinde yer alan 6 ilde kamu hizmeti yürüten dağıtım şirketi, başta Şanlıurfa ve Mardin olmak üzere borçlu sulama abonelerini bu kez engellemelerden dolayı 5 yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya kalabilecekleri konusunda uyardı.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin 6 ilinde elektrik dağıtım hizmeti veren Dicle Elektrik’ten, başta Şanlıurfa ve Mardin’deki çiftçilerin 27 milyar TL’yi aşan elektrik borçlarının ödenmemesiyle ilgili olarak yeni bir açıklama yapıldı. Tarım sezonu öncesi “borcunu ödemeyene elektrik verilmeyecek” uyarısında bulunan Dicle Elektrik, borçlu abonelere bir mektupla önemli yeni uyarılarda bulundu. Mektupta mevzuat gereği elektriği kesilecek olan ancak bu kesintiye kaba kuvvetle karşı koyacak olan abonelerin, TCK’nın ‘Kamu Hizmetlerinden Yararlanma Hakkının Engellenmesine’ dair 113’ncü maddesi uyarınca 5 yıla kadar hapis cezası alabileceği duyuruldu.

İadeli taahhütlü mektupla uyarıldılar
Elektrik borcu bulunan, uzun süredir borcunu ödemeyen ve mevzuat gereği elektriğini kesmeye gelen görevlileri engelleyenlere yönelik gönderilen bu kritik uyarı, her bir borçlu aboneye özel olarak iadeli taahhütlü mektupla yapıldı.

Kamu görevini engelleyene 5 yıla kadar hapis
Aynı mektupta, görevlilere dönük yapılacak her türlü engellemenin TCK’nın 113’ncü maddesinde yer alan ‘Kamu Hizmetlerinden Yararlanma Hakkının Engellenmesi Suçunu’ kapsadığına yer verilerek, çalışmaları cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla engelleyenlerin, 5 yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya kalabileceği kaydedildi.

18 bin çiftçinin 27 milyar TL borcu var
Dicle Elektrik, bölgede 18 bin tarımsal sulama abonesinin elektrik borcunun 27 milyar TL’yi aştığını açıklamıştı. Söz konusu borcun 15.5 milyar TL’sinin Şanlıurfa’daki 13.000 aboneye, 9.5 milyar TL’sinin Mardin’deki 5.000 aboneye, geri kalanın ise Diyarbakır, Batman, Şırnak ve Siirt’teki tarımsal sulama abonelerine ait olduğunu duyurulmuştu.

Dicle Elektrik tarafından abonelere iadeli taahhütlü olarak gönderilen kişiye özel mektuplarda şu ifadeler yer alıyor:

‘’ Sayın abonemiz;
… tesisat numaralı aboneliğinize ait muaccel olan ………… faturalı borçlara ilişkin olarak ekiplerimiz tarafından 18.03.2024 tarihinde Elektrik Piyasası Tüketici Yönetmeliği‘nin Zamanında Ödenmeyen Borçlar başlıklı 35. Maddesi hükümleri uyarıca kesme işlemi için aboneliğinizin bulunduğu sayaca gelinmiş ancak tarafınızca mukavemet gösterilmesi sebebiyle kesme işlemi gerçekleştirilememiştir. Aynı tesisat ve borca ilişkin ekiplerimiz tarafından tekrar kesme işlemi uygulanacak olup, tarafınızca mukavemet gösterilmesi halinde hakkınızda TCK 113 uyarınca Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığı ile suç duyurunda bulunacağımız konusunda tarafınıza ihtarda bulunulmuştur.’’

Devamını oku

Genel

ENERCON ve Enerjisa Üretim, YEKA-2’nin ikinci aşaması için türbin anlaşması imzaladı

Yayın tarihi:

-

Yazar

Enercon ve Enerjisa Üretim, WindEurope Bilbao etkinliğinde YEKA-2 projeleri kapsamında 250 MW’lık türbin sevkiyat sözleşmesi imzaladı. 750 MW’lık türbin teslimat anlaşmalarının başarılı bir şekilde yerine getirilmesinin ardından imzalanan anlaşma ile 1.000 MW’lık projenin tamamlanması için önemli bir adım atıldı. 250 MW kapasite için imzalanan anlaşma kapsamında, 60 adet Enercon E-138 EP3 E2 Rüzgar Türbini teslim edilecek.

Türkiye rüzgar enerjisi sektörünün önde gelen şirketlerinden ENERCON ve Enerjisa Üretim, İspanya’nın Bilbao kentinde düzenlenen WindEurope etkinliğinde Türkiye Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez’in de katılımıyla gerçekleştirilen imza töreninde, YEKA-2 projesi kapsamında iş birliklerine devam ettiklerini duyurdu. 20 Mart 2024 tarihinde gerçekleştirilen imza töreninde; ENERCON CEO’su Udo Bauer, ENERCON CCO’su Uli Schulze Südhoff, ENERCON Bölge Başkanı Arif Günyar, Enerjisa Üretim Rüzgâr Santralleri Yatırımlar Genel Müdür Yardımcısı Ezgi Deniz Katmer, Enerjisa Üretim Satın Alma Genel Müdür Yardımcısı Aziz Ünal ve Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği Başkanı İbrahim Erden de yer aldı.

Türkiye rüzgar enerjisi sektörünün öncü firmaları olarak, yaptıkları iş birliği ile Türkiye’nin yenilenebilir enerji hedeflerine önemli katkılarda bulunan Enercon ve Enerjisa Üretim, bu katkıyı sürdürmeye devam ediyor. 2022’nin Ekim ayında gerçekleştirdikleri stratejik bir anlaşma ile YEKA-2 Projesi’nde toplam 1000 MW’lık bir kapasite için çerçeve anlaşması imzalayan şirketlerin bu projesi, Türkiye rüzgar enerjisi endüstrisinin sürdürülebilir geleceği için önemli bir adımı temsil ediyor. İlk fazda başarıyla tamamlanan 750 MW’lık türbin sevkiyat anlaşmalarının ardından, bugün geriye kalan 250 MW’lık kapasite için 60 adet Enercon E-138 EP3 E2 rüzgar türbini içeren sevkiyat anlaşması ile projenin tamamlanmasına bir adım daha yaklaşılarak, toplam 1000 MW’lık kapasite için türbin üretimine yeşil ışık yakılmış oluyor. Bu gelişme, YEKA 2 Projesi’nin başarılı bir şekilde ilerlediğini gösterirken, Türkiye temiz enerji hedeflerine ulaşma yolunda sağlam adımlarla ilerliyor.

Törende konuşan ENERCON CCO’su Uli Schulze Südhoff, şunları söylüyor: “Türkiye, rüzgar türbinlerinin üretimi, satışı, kurulumu ve servisi açısından ENERCON için odak pazar olmaya devam ediyor. Büyük perspektifler sunuyor ve yetkili makamlar tarafından muazzam bir destek alıyoruz. Ülkenin yenilenebilir enerjinin ve özellikle de kara rüzgârının yaygınlaştırılması konusunda net bir kararlılığı var. Türkiye’deki sahalarda son derece güvenilir olduğu kanıtlanmış, sınıfının en iyisi rüzgar türbini teknolojisini sağlayarak müşterimiz Enerjisa Üretim ile birlikte Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanındaki hedeflerini desteklemekten memnuniyet duyuyoruz. Enerjisa Üretim’e güvenleri için teşekkür ediyor ve verimli iş birliğimizi sürdürmeyi dört gözle bekliyoruz.”

ENERCON Orta Asya, Orta Doğu ve Afrika Bölge Başkanı Arif Günyar, yapılan anlaşma ve projenin önemine dair şu açıklamalarda bulunuyor: “ENERCON olarak, partnerimiz Enerjisa Üretim ile 2022 yılında Avrupa’da tek kalemde imzalanan en büyük 1000 MW ilk çerçeve anlaşmasını gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz. YEKA II ihalesinin getirdiği derin yerlilik kapsamlarına uygun olarak, yerli aksam ile gerçekleşecek olan projelerimiz, mevcut yerli üretim ve sanayinin devam etmesi ve derinleştirilmesi açısından önemli bir mihenk taşı olmuştur.”

Enerjisa Üretim Rüzgâr Santralleri Yatırımlar Genel Müdür Yardımcısı Ezgi Deniz Katmer, “1.000 MW YEKA 2 Projesi, Türkiye’nin yenilenebilir enerji sektörüne tarihi bir yatırımdır. ENERCON iş birliğiyle önümüzdeki dönemde Türkiye’de kurulacak her üç rüzgar türbininden biri Enerjisa Üretim imzasını taşıyacak ve Türkiye’nin yenilenebilir enerji yatırımlarına yön verecek” diyor.

İlk YEKA projesi Akköy RES’in devreye alınması

İlk faz için rüzgar türbinlerinin üretimi devam ederken ENERCON, Aydın’ın Didim ilçesindeki 25,2 MW kapasiteli 6 adet E-138 EP3 E2 türbininden oluşan ilk YEKA projesi Akköy Rüzgar Santrali’ni 2023 yılı sonunda devreye alarak YEKA 2 yolculuğuna başarılı bir başlangıç yapıyor. ENERCON Bölge Başkanı Arif Günyar, şunları ekliyor: “Projelerin başarılı ve güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesine katkıda bulunan tüm ekiplerimize, tedarikçilerimize ve alt yüklenicilerimize minnettarız. Enerjisa Üretim ile birlikte ENERCON ekipleri de projelerin başarıyla hayata geçirilmesi için yoğun çaba ve hazırlıklarını sürdürüyor.”

Devamını oku

Trendler