Connect with us

Rüzgar Türbini İmalatçıları

Nordex Türkiye’nin satış rüzgarı

Yayın tarihi:

-

2022 yılının ilk sayısında Nordex Türkiye satış ekibi ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Böylelikle ekibi yakından tanıma ve sektör hakkındaki görüşlerini alma fırsatını yakaladık. Nordex Türkiye Satış Direktörü Mutlu Sevimli, rüzgar enerjisi sektörü ve Nordex Türkiye’nin faaliyetleri ile ilgili sorularımıza ilişkin ayrıntılı cevaplar verdi.

Öncelikle Nordex Türkiye’nin satış ekibini yakından tanıyalım:

TUNA KERMAN
Satış Müdürü
Marmara Üniversitesi Fransızca Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü ardından yüksek lisansımı Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde tamamladım. Lisans öğrenimimin 4. sınıfında eski enerji bakanlarımızdan birinin katıldığı bir öğrenci konferansına katılarak, yenilenebilir enerji ve sürdürülebilir gelecek kavramları ile tanıştım. Çok etkilendiğim bu alana dair ilk akademik çalışmamı Boğaziçi Üniversitesi’ndeki eğitimim sırasında hazırladığım rüzgar enerjisi mevzuatı ve gaz lobisi bitirme ödevi ile yaptım. Akabinde 2009 yılında rüzgar enerjisi sektöründe yatırım faaliyetleri yürüten bir firmada sektöre profesyonel bir giriş yaptım. 2010 yılından bu yana ise Nordex bünyesinde, 2 gigavata yakın projenin satışında çeşitli pozisyonlarda görev aldım ve 2018 yılından bu yana Nordex Türkiye Satış Müdürü olarak görev yapmaktayım. Türkiye ve yakın coğrafyadaki projelere de destek veren bir ekibin parçasıyım. Nordex’in Türkiye’ye giriş yaptığı ilk günden bu yana gösterdiği başarının ve yenilenebilir enerji için dünyamıza temiz bir gelecek vadeden bir girişimin parçası olmaktan dolayı çok mutluyum.
Sektörümüze genel olarak baktığımızda ise Türkiye’nin sahip olduğu rüzgar enerjisi potansiyeline rağmen bu kaynaktan beklenen enerji üretiminin, istenilen seviyenin henüz çok uzağında olduğunu biliyoruz. Uygulamalarda sektör olarak ciddi bir bilgi birikimine sahibiz. Hem yerli ekipman tedariki hem de eğitimli mühendis ve teknisyen anlamında ciddi bir yere gelmiş olsak da yenilenebilir enerji kaynaklarının etkin olarak kullanılmamasında sürekli değişkenlik gösteren mevzuatın büyük bir etkisi bulunuyor. Elbette bu belirsizliklerin tetiklediği en büyük sorun, yatırımcıların finansal olarak önlerini görememesidir. Biz rüzgar türbini üreticilerinin dileği; bu sorunun aşılmasını sağlayacak mevzuat adımlarının atılması önündeki bürokratik engellerin kalkması ve yabancı kura dayalı yeni bir YEKDEM sisteminin sektöre kazandırılmasıdır.

 

SEÇKİN AYDIN
Kıdemli Satış Müdürü
Yıldız Teknik Üniversitesi Malzeme ve Metalurji Mühendisliği Bölümü mezunuyum. Mezuniyetim sonrasında çalışma hayatıma dış ticaret uzmanlığı görevi ile başladım ve eş zamanlı olarak Yeditepe Üniversitesi’nde Pazarlama Yönetimi üzerine Yüksek Lisans eğitimimi tamamladım. Aralıksız 14 yıllık rüzgar endüstrisi geçmişimde; lojistik, servis operasyon, iş geliştirme ve işletme müdürlüğü görevlerini üstlendim. Nordex Türkiye organizasyonuna 2016 yılında Satış Müdürü olarak katıldım ve 2020 yılından bugüne, Türkiye ve Ortadoğu Kıdemli Satış Müdürü olarak görevime devam etmekteyim.
Paris İklim Anlaşması’nın tarafımızca imzalanmış olması vesilesi ile küresel ısınma ile mücadelede büyük bir adım atmış olmamız ile ülkemizdeki başta rüzgar enerji santralleri olmak üzere yenilenebilir enerji yatırımlarının, mevcut ivmesini kaybetmeden devam edeceği beklentisi içerisindeyiz.
Rüzgar endüstrisi paydaşları olarak bizler, dünya genelinde özellikle pandemi kaynaklı yaşanan emtia tedariki ve lojistik bazlı krizlere rağmen, ülkemize yatırım yapacak veyahut yapmaya devam edecek yerli ve yabancı yatırımcılara, bugüne kadar olduğu gibi yenilikçi ve optimum çözümler üretmek için kapasite ve kabiliyetlerimizi artırmaya devam ediyor olacağız.

 

MUTLU SEVİMLİ
Satış Direktörü
Lisans öğrenimimi 2000 yılında Southern New Hampshire Üniversitesi’nde Uluslararası İşletme ve Finans Bölümü’nde tamamlayarak profesyonel çalışma hayatıma ilk 2001 yılında enerji sektöründe başladım. 15 sene sektörün ileri gelen yatırımcılarından birinde yurt içi ve yurt dışı farklı bölümlerde görev aldıktan sonra Haziran 2015’ te Nordex Türkiye’ye Satış Direktörü olarak katıldım.
Nordex Türkiye ve Ortadoğu Bölgesi satış bölümü olarak üç kişilik bir ekibiz. Bizlere destek veren yerli ve yabancı satış destek ekiplerindeki meslektaşlarımız ile 25 kişilik bir ekibiz. Türkiye’deki başarımızın önemli bir bölümü satış ekibimizin tümünün tecrübeli ve yatırımcı kökenli olmasından kaynaklıdır. Böylece satış ve proje geliştirme süreçlerinde yatırımcı ihtiyaçlarını doğru analiz ederek sonuca ulaşmaktayız.
Nordex Türkiye’nin satış faaliyetleri hakkında bilgi verir misiniz?
Nordex Satış Departmanı’nın satış faaliyetleri, öncelikli olarak müşteri ilişkileri yönetimidir.
Bu başlık altında; proje geliştirilmesi, ticari ve sözleşmesel açıdan satış ihaleleri üzerinde çalışmak, sözleşme yönetimi ve müzakere süreçlerinin yönetimi, türbin fiyatlandırması ve projelere özel kapsamın sunulması gibi alt başlıklar bulunmaktadır. Bunlarla birlikte, rüzgar&saha fizibilite ve satış mühendisliği departmanları ile teknik koordinasyonu sağlayarak yatırımcılara en optimum türbin çözümlerini sağlamaktayız. Pazarlama tarafında da sorumlulukları olan departman, Nordex Grup markasının global stratejilerini benimseyerek pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi, yerel markalaşma faaliyetlerinin şirket iletişim kılavuzuna uygun olarak yönetilmesi, müşteri ve pazar araştırması, kanal eğilimleri, mevcut pazar eğilimleri ve yenilenebilir enerji kanunlarının takibi gibi konulardan da sorumludur.
Türkiye’deki toplam kurulu güçte %28.55’lik bir paya sahip Nordex’in, sektördeki konumundan söz edebilir misiniz?
Nordex, 2016 yılının Haziran ayından itibaren işletmedeki rüzgar santralleri kurulu gücü anlamında Türkiye pazar liderliğini korumaktadır. Pazar payımızı ve liderliğimizi projelerin teknik çalışmalarını başarılı bir şekilde gerçekleştirerek, yatırımcılarımıza çözüm ortağı olmaya devam etmekteyiz. Portföyümüzde toplam 140 proje ile farklı sektörlerden 60’ın üzerinde farklı yatırımcı bulunmaktadır. Ankraj, kanat, kule ve jeneratörden oluşan yerli tedarik zinciri kendi alanlarında tecrübeli firmalar tarafından gerçekleştirilerek Nordex’in hem Nordex Türkiye hem de yurt dışı projelerinde kullanılmaktadır.
Rüzgar enerjisi sektörünün küresel ölçekteki pazar büyüklüğü ve Türkiye pazarından bahsedebilir misiniz?
Global kurulu gücün yaklaşık 850 gigavatlara geldiğini görüyoruz. Türkiye şu an için 10 gigavata ulaşmıştır ve öngörülen potansiyelinin 80 gigavat olması durumunda sektörün daha da büyüyeceği kanaatindeyiz. Sadece Avrupa bölgesini ele aldığımızda kurulu toplam güç yaklaşık 250 gigavat kapasiteye ulaşmıştır. Ülkemizdeki yerli ekipman üreticilerinin sadece iç piyasa için değil, rekabetçi olarak dış pazarlarda da aktif olması için sektörümüz Türkiye içinde her yıl belli oranda büyüme göstermeli ve desteklenmelidir. Ayrıca proje finansman maliyetleri de yakından takip edilerek gerekli destekler sektör için şimdiye kadar olduğu gibi desteklenmeye devam edilmelidir.
Nordex Türkiye’nin 2021 satış verilerinden söz ederek, önceki yıllara oranla yaşanan değişimi aktarır mısınız?
Nordex Türkiye olarak 2021 yılında toplam 469 MW kapasite, 15 farklı proje ile satış hedefine ulaştık. 2020 yılında ise toplam 243 MW (9 proje) ve 2019 yılında toplam 711 MW (14 proje) satışı gerçekleştirdik. Son birkaç yılı karşılaştırdığımızda pazardaki hacmin büyümesinin en önemli sebebi döviz bazlı alım garantisinin sona erecek olmasıydı. Yeni tarife döneminde bu garantinin yerini TL bazlı tarifenin alacak olması sebebiyle yatırımcılarımızın hızlı yatırım kararı almaları gerekmiştir. Nordex Türkiye olarak pazardaki mevcut lisansların %50’den daha fazlasını portföyümüze katmış bulunmaktayız.
Türkiye’nin rüzgar enerjisi kapasitesinin 10 GW kapasitesine ulaşması hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu doğrultuda Türkiye pazarında lider olan Nordex’in, satış anlamında yeni bir eylem planı var mı?
Türkiye rüzgar enerji kapasitesinin 10 gigavata ulaşması ve bu kapasitenin yaklaşık üçte birinin kurulumunun tarafımızdan gerçekleştirilmesi bizleri gururlandırmaktadır. Ülkemizin rüzgar potansiyelinin güncel türbin teknolojisi ile 80 gigavatlara çıkabileceği öngörülmektedir. Bu doğrultuda sektör olarak yapacak çok işimiz, alacak çok yolumuz var. Tecrübeli ve kaliteli yerli ekipman tedarik zinciri ile sektörün yıllık minimum 1 gigavat ile 1.5 gigavat arasında kurulum gerçekleştirmesi arzusundayız. Nordex olarak her zaman yatırımcılarımıza en güncel teknolojiye sahip türbinlerimizi teklif etmemiz her zaman önceliklerimiz arasında oldu. Bu doğrultuda yerlilik yatırımlarımızı da gerçekleştirdik. İçinde bulunduğumuz zaman ve önümüzdeki yıllarda da sektör ihtiyaç ve dinamiklerini yakından takip ederek YEKA ihalelerinde başarıya ulaşmak için yatırımlarımızı geliştiriyor olacağız. Ayrıca 2020 yılında anons ettiğimiz N163/5.X platformumuzun ilk satışını gerçekleştirdik. İçinde bulunduğumuz bu yılda kurulumunu tamamlamak için gereken tüm yetkinliklere sahibiz. Teknolojimizin geldiği noktada yatırımcılarımıza sağlamış olduğumuz optimum fayda, bizler için gurur kaynağı olmaktadır.
Nordex Türkiye’nin 2022 yılı satış hedeflerinden bahsedebilir misiniz?
2022 yılında mevcut lisans pazarının yanı sıra; YEKA ihalelerini, kapasite artış projelerini ve artan enerji fiyatlarından iç ihtiyaç için talep edilen pazarda satış ve pazarlama faaliyetlerimize devam edeceğiz. Ayrıca güncel teknolojimiz ve düşük rüzgarlı sahalar için geliştirdiğimiz türbinlerimiz ile İç Anadolu’da ve Doğu Anadolu’da mevcut santrallerimizi artırmayı hedeflemekteyiz.

 

Türkiye'nin alanında en özel yayınlara sahip medya grubu MONETA'nın sektörel dergi ve portallarının yönetimine katkıda bulunmaktayım. MONETA bünyesinde yeni nesil yayıncılık anlayışıyla içerik yönetimini geliştirmeye devam ediyoruz.

Genel

ENERCON ve Enerjisa Üretim, YEKA-2’nin ikinci aşaması için türbin anlaşması imzaladı

Yayın tarihi:

-

Yazar

Enercon ve Enerjisa Üretim, WindEurope Bilbao etkinliğinde YEKA-2 projeleri kapsamında 250 MW’lık türbin sevkiyat sözleşmesi imzaladı. 750 MW’lık türbin teslimat anlaşmalarının başarılı bir şekilde yerine getirilmesinin ardından imzalanan anlaşma ile 1.000 MW’lık projenin tamamlanması için önemli bir adım atıldı. 250 MW kapasite için imzalanan anlaşma kapsamında, 60 adet Enercon E-138 EP3 E2 Rüzgar Türbini teslim edilecek.

Türkiye rüzgar enerjisi sektörünün önde gelen şirketlerinden ENERCON ve Enerjisa Üretim, İspanya’nın Bilbao kentinde düzenlenen WindEurope etkinliğinde Türkiye Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez’in de katılımıyla gerçekleştirilen imza töreninde, YEKA-2 projesi kapsamında iş birliklerine devam ettiklerini duyurdu. 20 Mart 2024 tarihinde gerçekleştirilen imza töreninde; ENERCON CEO’su Udo Bauer, ENERCON CCO’su Uli Schulze Südhoff, ENERCON Bölge Başkanı Arif Günyar, Enerjisa Üretim Rüzgâr Santralleri Yatırımlar Genel Müdür Yardımcısı Ezgi Deniz Katmer, Enerjisa Üretim Satın Alma Genel Müdür Yardımcısı Aziz Ünal ve Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği Başkanı İbrahim Erden de yer aldı.

Türkiye rüzgar enerjisi sektörünün öncü firmaları olarak, yaptıkları iş birliği ile Türkiye’nin yenilenebilir enerji hedeflerine önemli katkılarda bulunan Enercon ve Enerjisa Üretim, bu katkıyı sürdürmeye devam ediyor. 2022’nin Ekim ayında gerçekleştirdikleri stratejik bir anlaşma ile YEKA-2 Projesi’nde toplam 1000 MW’lık bir kapasite için çerçeve anlaşması imzalayan şirketlerin bu projesi, Türkiye rüzgar enerjisi endüstrisinin sürdürülebilir geleceği için önemli bir adımı temsil ediyor. İlk fazda başarıyla tamamlanan 750 MW’lık türbin sevkiyat anlaşmalarının ardından, bugün geriye kalan 250 MW’lık kapasite için 60 adet Enercon E-138 EP3 E2 rüzgar türbini içeren sevkiyat anlaşması ile projenin tamamlanmasına bir adım daha yaklaşılarak, toplam 1000 MW’lık kapasite için türbin üretimine yeşil ışık yakılmış oluyor. Bu gelişme, YEKA 2 Projesi’nin başarılı bir şekilde ilerlediğini gösterirken, Türkiye temiz enerji hedeflerine ulaşma yolunda sağlam adımlarla ilerliyor.

Törende konuşan ENERCON CCO’su Uli Schulze Südhoff, şunları söylüyor: “Türkiye, rüzgar türbinlerinin üretimi, satışı, kurulumu ve servisi açısından ENERCON için odak pazar olmaya devam ediyor. Büyük perspektifler sunuyor ve yetkili makamlar tarafından muazzam bir destek alıyoruz. Ülkenin yenilenebilir enerjinin ve özellikle de kara rüzgârının yaygınlaştırılması konusunda net bir kararlılığı var. Türkiye’deki sahalarda son derece güvenilir olduğu kanıtlanmış, sınıfının en iyisi rüzgar türbini teknolojisini sağlayarak müşterimiz Enerjisa Üretim ile birlikte Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanındaki hedeflerini desteklemekten memnuniyet duyuyoruz. Enerjisa Üretim’e güvenleri için teşekkür ediyor ve verimli iş birliğimizi sürdürmeyi dört gözle bekliyoruz.”

ENERCON Orta Asya, Orta Doğu ve Afrika Bölge Başkanı Arif Günyar, yapılan anlaşma ve projenin önemine dair şu açıklamalarda bulunuyor: “ENERCON olarak, partnerimiz Enerjisa Üretim ile 2022 yılında Avrupa’da tek kalemde imzalanan en büyük 1000 MW ilk çerçeve anlaşmasını gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz. YEKA II ihalesinin getirdiği derin yerlilik kapsamlarına uygun olarak, yerli aksam ile gerçekleşecek olan projelerimiz, mevcut yerli üretim ve sanayinin devam etmesi ve derinleştirilmesi açısından önemli bir mihenk taşı olmuştur.”

Enerjisa Üretim Rüzgâr Santralleri Yatırımlar Genel Müdür Yardımcısı Ezgi Deniz Katmer, “1.000 MW YEKA 2 Projesi, Türkiye’nin yenilenebilir enerji sektörüne tarihi bir yatırımdır. ENERCON iş birliğiyle önümüzdeki dönemde Türkiye’de kurulacak her üç rüzgar türbininden biri Enerjisa Üretim imzasını taşıyacak ve Türkiye’nin yenilenebilir enerji yatırımlarına yön verecek” diyor.

İlk YEKA projesi Akköy RES’in devreye alınması

İlk faz için rüzgar türbinlerinin üretimi devam ederken ENERCON, Aydın’ın Didim ilçesindeki 25,2 MW kapasiteli 6 adet E-138 EP3 E2 türbininden oluşan ilk YEKA projesi Akköy Rüzgar Santrali’ni 2023 yılı sonunda devreye alarak YEKA 2 yolculuğuna başarılı bir başlangıç yapıyor. ENERCON Bölge Başkanı Arif Günyar, şunları ekliyor: “Projelerin başarılı ve güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesine katkıda bulunan tüm ekiplerimize, tedarikçilerimize ve alt yüklenicilerimize minnettarız. Enerjisa Üretim ile birlikte ENERCON ekipleri de projelerin başarıyla hayata geçirilmesi için yoğun çaba ve hazırlıklarını sürdürüyor.”

Devamını oku

Rüzgar Türbini İmalatçıları

Ahşap kule, daha yeşil rüzgar türbinleri için fırsat sunuyor

Yayın tarihi:

-

Yazar

Büyük ölçekli uygulamalar için doğanın karbon elyafı olan lamine ahşaptan yapılmış zorlu tasarımlar geliştiren İsveçli ahşap teknolojisi şirketi Modvion, rüzgar türbinlerini daha da yeşil hale getirebilecek ahşap bir tasarım sunuyor. Modülleri ve ahşabı bir araya getirmenin devrim niteliğinde bir yolunu sunan Modvion, patentli çözümüyle rüzgar türbinleri için ahşaptan kule sunuyor. Geçmişin yel değirmenlerinden esinlenilen bu tasarımla Modvion, ahşaptan inşa ettiği kule ile türbinin karbon ayak izini %90’dan fazla azaltıyor.

Firmanın İcra Kurulu Başkanı Otto Lundman, “Dünya bir iklim kriziyle karşı karşıya ve enerji kaynaklarını değiştirmemiz gerekiyor. Rüzgar enerjisi sahip olduğumuz en verimli ve cazip enerji kaynaklarından biri. Biz bu değeri daha da artırıyoruz” diyor.

Kanatlar ve makineler endüstri standardı ekipmanlar olsa da, bu yaklaşım Avrupa’nın en büyük enerji şirketlerinden bazılarının ilgisini çekiyor. Vestas Wind Systems A/S daha küçük bir tanıtım modelini gördükten sonra, firmanın %15’ini satın alıyor, İtalyan Enel Green Power SpA bir iş birliği anlaşmasına varıyor. İsveçli Vattenfall AB firmasının ortağı olduğu Almanya’nın RWE AG firması da Mart ayında Modvion’un ahşap kulelerini gelecekteki projelerinde kullanmak üzere bir sözleşme imzalıyor.

Konuyla ilgili Vestas Ventures İcra Kurulu Başkanı Todd O’Neill, “Müşterilerimizin birçoğu, Modvion’un yolculuğunun nasıl bir parçası olabileceklerini öğrenmek için proaktif bir şekilde sorular soruyor. İş birliğimizin artmasını bekliyoruz” açıklamasında bulunuyor.

Ahşap kulenin avantajları

Modvion, rüzgar türbinlerinde ahşap kulenin avantajlarını şu şekilde açıklıyor: “Yüksek rüzgar türbini kuleleri inşa etmenin en büyük zorluğu lojistiktir. Bu kadar devasa yapıları nasıl yerine yerleştirirsiniz? Kuleler uzadıkça lojistik zorluk da artar. Patentli çözümümüz, sıradan yollarda sıradan kamyonlarla taşımayı mümkün kılar. Bizim için köprüler, tüneller ve dolambaçlı yollar sorun değil. Lamine ahşabın çeliğe kıyasla üç büyük avantajı vardır: Ahşabın daha hafif bir yapıya olanak tanıyan daha yüksek bir özgül gücü vardır. Yüksek çelik kulelerin kendi ağırlıklarını taşıyabilmeleri için ekstra kuvvete ihtiyaçları vardır; ahşap kulelerin ise buna ihtiyacı yoktur. Son olarak, modüler ahşap kulelerimiz tutkalla birleştirilirken, modüler çelik kuleler düzenli kontrol gerektiren çok sayıda cıvata gerektirir.”

Devamını oku

Rüzgar Türbini İmalatçıları

WWW’nin yeni tasarımı, deniz üstü rüzgar türbinlerinde geleneğe meydan okuyor

Yayın tarihi:

-

Yazar

Norveç merkezli World Wide Wind, tersine dönen dikey eksenli rüzgar türbini teknolojisi VAWT ile deniz üstü rüzgar enerjisinde geleneğe meydan okuyor. Ters yönde dönen dikey türbinler, yüzen açık deniz rüzgar projeleri için verimi radikal bir şekilde artırabilirken, LCoE’yi azaltıyor. Uzmanların deniz üstü rüzgar enerjisinde maliyeti yarı yarıya indirebilecek son derece yenilikçi bir türbin olarak yorumladığı bu teknoloji, önümüzdeki günlerde test aşamasına geçiyor.

19 metre uzunluğundaki 30 kW’lık prototip ile teste başlayacak tersine dönen dikey eksenli rüzgar türbininin, çok daha büyük 1,5 MW’lık bir sonraki prototipinin 2025 yılında teste başlayacağı açıklanıyor. World Wide Wind, 2030’dan önce ise, yaklaşık 400 metre uzunluğunda olacak 24 MW türbini piyasaya sürmeyi planlıyor.

Deniz üstü rüzgar enerjisine yönelik yazılım, veri analizi ve istihbarat çalışmaları sunan Aegir Insights’ın paylaştığı araştırmaya göre, İskandinav ülkesinin güneybatısının açıklarında yer alan pilot çalışma planlandığı gibi giderse, 2025 yılına kadar 1MW’lık bir amiral gemiye ve daha sonra 10 yıl dolmadan şu anda Avrupa açıklarında faaliyet gösteren geleneksel üç kanatlı yüzer ünitelerden potansiyel olarak %75 daha düşük bir fiyata şebekeye güç akıtabilecek devasa 24MW’lık bir modele geçişi hızlandıracak.

Türbini eşsiz yapan tasarımı

WWW’nin ters yönde dönen VAWT teknolojisi, basit bir anlatımla şu yapıdan oluşuyor: Ağır jeneratör işinin tamamı suyun altında ve türbinin yüzen dubasının altında yer alıyor. Bu, her şeyin suya batmasını önlemek için tabana yeterli ağırlık ekliyor ve yalnızca bir dizi bağlama çapası gerektiriyor. Jeneratörün rotoru ve statoru her biri ana kule gövdesinden 45 derecelik açıyla üç kanat çalıştıran bir çift dikey eksenli türbine bağlanıyor. Alt türbin bir yönde dönecek şekilde ayarlanıyor ve alt türbinin ortasından geçen bir direğe monte edilen üst türbin ise diğer yönde dönecek şekilde ayarlanıyor. Bu şekilde de kanatlar, yelkenli teknelerde olduğu gibi çoğu yerde rüzgardan faydalı tork elde ediyor.

Devamını oku

Trendler