Connect with us

Rüzgar Türbini İmalatçıları

Nordex Türkiye’de İnsan ve Kültür

Yayın tarihi:

-

Nordex Türkiye’de kadronun hızla büyümesini destekleyen güçlü ve çalışkan bir İnsan ve Kültür Departmanı var. Dergimizin bu sayısında Nordex Türkiye İnsan ve Kültür Departmanı ekip üyeleri ile bir araya geldik. Hem kendilerini tanıdık hem de yaptıkları işler ve zorlu 2020 senesi aksiyonları hakkında bilgiler edindik.

Nordex’te İnsan Kaynakları Bölümü neden İnsan ve Kültür Bölümü olarak adlandırılır?

Değişim hızının gün geçtikçe arttığı günümüzde, küreselleşme ile birlikte dünyanın birçok yerinde İnsan Kaynakları yönetimi uygulamaları da değişim göstermektedir. Organizasyonlara düşen bu yeni düzeni doğru yorumlamak ve yeni çalışma düzeninde durağan kalmamaktır. “İnsan Kaynakları” departmanının şirketler içerisindeki rolü değişirken, dönüşüm kaçınılmaz olacaktır ve çalışanlarla iletişimi geliştirerek geri bildirim almayı daha fazla önemsemek önemli bir kriter olacaktır. Çünkü çalışanları anlamaya yardımcı olacak geri bildirim verme süreci her zamankinden daha fazla öne çıkmıştır. Bu nedenle, çalışanı merkeze alan, aidiyeti kuvvetlendiren ve bunun sonucunda da çalışanın şirkete katkısını maksimum düzeyde tutan bir anlayışla hareket etmek zorunlu hale gelmiştir. “İnsan Kaynakları”ndan “İnsan ve Kültür’e” dönüşümü de kaçınılmaz kılmıştır.

Nordex Türkiye’deki İnsan ve Kültür Departmanı olarak uluslararası sorumluluklarınızdan bahseder misiniz?

İnsan ve Kültür Departmanı olarak fonksiyonel anlamda yurtdışında bulunan ekiplerle koordineli çalışmak durumundayız. Bu koordinasyon da, yurtdışındaki süreçleri ve yenilikleri aynı zamanda Türkiye organizasyonunda
uygulanabilir kılmayı gerektiriyor. Günlük, haftalık, aylık toplantılarla departmanımızı ve Türkiye organizasyonumuzu güncel tutmak öncelikli hedefimiz haline geliyor. Kullanılan programların ve sistemlerin ortak olması sebebiyle de dinamik bir iletişim ağımız mevcut.

Bunun dışında, teknik ekiplerimizin üretim, montaj ve servis hizmeti olarak yalnızca Türkiye’ye değil, dünyanın pek çok yerine (Ukrayna, Hollanda, Hırvatistan, Pakistan, Meksika, Amerika…) destek vermesi de uluslararası bağımızı kuvvetlendiriyor. Çalışanlarımızın resmi süreçlerinin tamamlanması ve görevlendirmeleriyle ilgili tüm konuların takibini de yapıyoruz.

Şirketinizin çalışan profili hakkında bilgi verebilir misiniz?

Nordex Türkiye olarak Mart ayı itibariyle toplam çalışan sayımız 28’i kadın, 268’i erkek olmak üzere 296 kişidir. Bu toplamın 210’u saha çalışanı, 86’sı ise ofis çalışanıdır. Organizasyonumuz genç bir kadroya sahip olup, yaş ortalaması 35 yaş bandındadır. Mezuniyet durumu saha çalışanları için genellikle lise/meslek yüksek okulu, ofis çalışanları için lisans olarak değişiklik göstermektedir.

2020’de Rüzgar Enerjisi sektörü çok yoğun bir sene geçirdi. Nordex İnsan ve Kültür Departmanı olarak siz nasıl hazırlandınız, neler yaptınız?

Nordex’te, 2019 yılı sonu itibari ile yirmiden fazla projenin tüm satış aşamaları başarılı ve eksiksiz bir biçimde tamamlanmış durumdaydı. Bununla birlikte, 2020 yılının YEKDEM’in (Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması’nın) son takvim yılı olması sebebiyle yoğun bir dönemin bizi beklediğinin farkındaydık. Özellikle işe alımların planlanması ve doğru zamanda tamamlanabilmesi için zamanı etkin ve verimli bir şekilde kullanmak bizim için oldukça önemliydi. Bu da, şirket içerisindeki diğer departmanlarla kuvvetli bir iş birliği yapmayı beraberinde getirdi. Bu dönemde ekibimize 51 saha, 16 ofis çalışanı katıldı. Projelerin yoğunluğunu en sağlıklı ve hızlı iş gücüyle yönetebilmek için de dönemsel olarak 30 çalışanımız görevine başladı.

Öte yandan pandemi, ilk olarak süregelen tüm rutinlerimizin değişimini de gerekli kıldı. Değişimlerle dolu olacağı düşünülen bu yılın sağlıklı tamamlanabilmesi için bazı beceriler ve alışkanlıkların önemini tespit etmek ve performansı düşürmeden iş sürekliliğini sağlamak için daha hassas ve empatik bir yaklaşım sergiledik. Bu dönemde, iş/karar süreçlerinin aksamaması için aldığımız hızlı ve yerinde aksiyonlarla da hem mevcut çalışanlarımızla hem de ekibimize yeni katılacak potansiyel adaylarla iletişimimizi mümkün olduğunca canlı tutmaya çalıştık. Eğitim ve oryantasyon programlarını mümkün olduğunca aksatmamak için planlamalar yaptık, katılımları en yüksek oranda tuttuğumuz için çalışanların ekiplerine ve kuruma adaptasyonunu hızlandırmış olduk.

Pandemi döneminde çalışanlarınızın rahat çalışabilmeleri için neler yaptınız?

Yakın tarihte tecrübe edilmemiş bir pandemi krizini yönetmek, bizler için hızlı ve etkin kararlar almayı gerektirdi. Bu sebeple de, 16 Mart 2020 itibariyle öncelikli olarak İstanbul ve İzmir’deki ofislerimizde evden/uzaktan çalışma modeline geçiş yaptık. Ofiste çalışmaya devam etmeyi tercih eden çalışanlarımız için ise fiziksel olarak güvenli bir çalışma ortamı yarattık. Saha/ofis fark etmeksizin çalışanlarımızın adreslerine düzenli olarak maske ve dezenfektan gönderdik. Ofise girişte zorunlu ateş ölçümü uygulaması yaptık, çalışma masaları arasına plexiglass seperatörler koyduk, toplu taşımayla ulaşımı engellemek adına ofise gidiş gelişleri belirli bir sisteme oturttuk. Bu süreçte santrallerimizde teknisyenlerimiz operasyonlarına devam ettikleri için benzer önlemleri de sahalarda uyguladık.

Uzaktan çalışmanın iş verimliliği üzerindeki etkisini düşündüğümüzde ise, çalışanların motivasyonlarını yüksek tutmak ve iş-özel yaşam dengesini koruyabilmeleri için periyodik bilgilendirme toplantıları ve konuyla ilgili uzmanların görüşlerinin paylaşıldığı online etkinlikler organize ettik. Tüm çalışanlarımızla sürekli olarak iletişimimizi koruduk.

Şirketinizdeki kadın istihdamı hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Küreselleşmeyle birlikte kadınlar kendilerine farklı alanlarda çalışabilecek fırsatlar yaratmaya başladılar. Ancak bu fırsatlar beraberinde toplum ve iş dünyasındaki bazı alışkanlıkları kırmayı, sosyo-kültürel bakış açılarına göğüs germeyi de zorunlu kılmıştır. İş dünyasında cinsiyet eşitliğine ulaşabilmek için ilk aşamada geçmişten gelen gelenekçi ön yargılardan uzaklaşmak, ardından şirketlerde fırsat eşitliğini ön plana alarak, performansa bağlı değerlendirmelerin her bir çalışana eşit ve şeffaf kriterlerle uygulanması ihtiyacını da ortaya koymak gerekmektedir.

Nordex Türkiye’de, alışılmış kalıpların dışında ve sektörün gerekliliği doğrultusunda kadınların rüzgar enerjisi sektöründe kendilerini geliştirmelerini ve kalifiye çalışanlar olarak Nordex’e, sektöre ve Türkiye’ye katkı sağlamalarını umuyoruz. Özellikle teorik bilginin pratikle pekişmesi için üniversiteler ile özel sektör iş birliğinin bu alandaki kadın istihdamının artırılmasında çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu amaçla da İzmir’de Teknik Eğitim Merkezi’mizde eğitmenlerimiz ile öğrenci ve yeni mezun mühendislerimizi, teknik eğitim almış kadın çalışanları bir araya getiriyoruz. Ofis/saha pozisyonlarında cinsiyetten bağımsız olarak pozisyonların her iki cins için de ulaşabilir ve değerlendirme sürecinin de şeffaf ve adaletli olmasını gözetiyoruz.

Nordex Türkiye’den diğer ülkelerdeki organizasyonlarına transfer imkânları bulunuyor mu? Bu konuda çalışanlarınızı destekliyor musunuz?

Nordex Türkiye’nin genç, dinamik ve aynı zamanda tecrübeli kadrosu yurtdışı organizasyonlarının da dikkatini çekmektedir. Bu anlamda diğer ülkeler, çalışanlarımızı orada yakalayabilecekleri kariyer fırsatlarıyla ilgili bilgilendirip transfer sürecine ön ayak olabiliyorlar. Bir diğer seçenek ise, çalışanlarımız Nordex’in kariyer portalı aracılığıyla diğer ülkelerdeki açık pozisyonları inceleyip başvuru yapabiliyorlar. Sadece 2021 yılının ilk üç ayında, farklı pozisyonlardaki 3 çalışanımızın İsveç, İngiltere ve Hollanda’ya transfer sürecinde destek olduk. Nordex Türkiye üst yönetimi ve ilgili departman yöneticileri de bu konuda yenilikçi bir bakış açısıyla çalışan dostu bir tavır sergilemektedir.

Nordex Türkiye’de çalışmak isteyen arkadaşlarımız sizlere nasıl ulaşabilirler?

Öncelikle Kariyer.net ve Linkedin gibi platformlardaki ilanlarımızı takip edip başvuru yapabilirler. Bireysel olarak iletişime geçmek isteyen kişiler de cbesikoglu@nordex-online.com ve aurkmez@nordex-online.com adreslerinden
bizlere ulaşabilirler.

Cansu Beşikoğlu Köse

İnsan ve Kültür Müdürü

2011 yılında lisans eğitimimi Marmara Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde tamamladıktan sonra, 2014 yılında İstanbul Üniversitesi İnsan Kaynakları Yönetimi yüksek lisans programına başladım. Yüksek lisansım devam ederken, işe alım danışmanlığı yapan bir firmanın mühendislik ekibinde çalışmaya başladım. Farklı sektörlerdeki şirketlerin mühendislik kadroları için işe alımlar gerçekleştirdim. Bu iş tecrübesi ile mühendis profillerini yakından tanıma fırsatı buldum. Nordex kariyerime 2014 yılı Ağustos ayında stajyer olarak başladım ve görevime İnsan ve Kültür Müdürü olarak devam etmekteyim. 6 yılı geçen bu süre içerisinde İK’nın birçok fonksiyonunda deneyim kazanma fırsatı buldum ve çok değerli yöneticilerle birlikte çalıştım ve çalışmaya devam ediyorum. Üniversiteden mezun olduktan sonra herkesin isteği, öncelikli olarak insan odaklı ve çalışanına değer veren bir şirkette çalışmaktır. En azından benim için en önemli konulardan biridir bu. Bu anlamda Nordex’te çalışmaktan ve bu ailenin bir parçası olmaktan çok mutluyum.

Ayça Ürkmez

İnsan ve Kültür Departmanı Uzmanı

Nordex’teki kariyerime Ağustos 2016 yılında, Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde 4. sınıf öğrencisiyken uzun
dönem stajyer olarak başladım. Öğrencilik hayatım devam ederken 1.5 yıllık bir staj dönemi yaşadım. Stajım süresince lisans eğitimim sırasında öğrendiğim işletme fonksiyonlarına ait teorik bilgiyi yerinde görme ve özellikle İnsan Kaynakları uygulamalarını tecrübe etme fırsatı buldum. 2017 yılında mezun olduktan sonra, organizasyondaki
görevime uzman yardımcısı olarak devam ettim. Mart 2020 itibariyle de İnsan ve Kültür Departmanı’nda uzman
olarak çalışmaktayım. Nordex profesyonel kariyerime adım attığım ilk basamak. Bu sebeple bendeki yeri her zaman özel kalacak. “Nordex’te çalışmanın en keyifli yanı nedir?” sorusunu da tek bir cevapla sınırlandıramıyor olmak, benim için bir kurumdan daha fazlasını ifade ediyor olmasındandır. Nordex yalnızca benim için değil, tüm çalışma arkadaşlarım için bir okul, bir ev, bir yaşamdır. Burada büyüyüp bu kültürün bir parçası olarak hayatı tanımaya
devam ettiğim için kendimi oldukça şanslı hissediyorum.

Türkiye'nin alanında en özel yayınlara sahip medya grubu MONETA'nın sektörel dergi ve portallarının yönetimine katkıda bulunmaktayım. MONETA bünyesinde yeni nesil yayıncılık anlayışıyla içerik yönetimini geliştirmeye devam ediyoruz.

Genel

ENERCON ve Enerjisa Üretim, YEKA-2’nin ikinci aşaması için türbin anlaşması imzaladı

Yayın tarihi:

-

Yazar

Enercon ve Enerjisa Üretim, WindEurope Bilbao etkinliğinde YEKA-2 projeleri kapsamında 250 MW’lık türbin sevkiyat sözleşmesi imzaladı. 750 MW’lık türbin teslimat anlaşmalarının başarılı bir şekilde yerine getirilmesinin ardından imzalanan anlaşma ile 1.000 MW’lık projenin tamamlanması için önemli bir adım atıldı. 250 MW kapasite için imzalanan anlaşma kapsamında, 60 adet Enercon E-138 EP3 E2 Rüzgar Türbini teslim edilecek.

Türkiye rüzgar enerjisi sektörünün önde gelen şirketlerinden ENERCON ve Enerjisa Üretim, İspanya’nın Bilbao kentinde düzenlenen WindEurope etkinliğinde Türkiye Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez’in de katılımıyla gerçekleştirilen imza töreninde, YEKA-2 projesi kapsamında iş birliklerine devam ettiklerini duyurdu. 20 Mart 2024 tarihinde gerçekleştirilen imza töreninde; ENERCON CEO’su Udo Bauer, ENERCON CCO’su Uli Schulze Südhoff, ENERCON Bölge Başkanı Arif Günyar, Enerjisa Üretim Rüzgâr Santralleri Yatırımlar Genel Müdür Yardımcısı Ezgi Deniz Katmer, Enerjisa Üretim Satın Alma Genel Müdür Yardımcısı Aziz Ünal ve Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği Başkanı İbrahim Erden de yer aldı.

Türkiye rüzgar enerjisi sektörünün öncü firmaları olarak, yaptıkları iş birliği ile Türkiye’nin yenilenebilir enerji hedeflerine önemli katkılarda bulunan Enercon ve Enerjisa Üretim, bu katkıyı sürdürmeye devam ediyor. 2022’nin Ekim ayında gerçekleştirdikleri stratejik bir anlaşma ile YEKA-2 Projesi’nde toplam 1000 MW’lık bir kapasite için çerçeve anlaşması imzalayan şirketlerin bu projesi, Türkiye rüzgar enerjisi endüstrisinin sürdürülebilir geleceği için önemli bir adımı temsil ediyor. İlk fazda başarıyla tamamlanan 750 MW’lık türbin sevkiyat anlaşmalarının ardından, bugün geriye kalan 250 MW’lık kapasite için 60 adet Enercon E-138 EP3 E2 rüzgar türbini içeren sevkiyat anlaşması ile projenin tamamlanmasına bir adım daha yaklaşılarak, toplam 1000 MW’lık kapasite için türbin üretimine yeşil ışık yakılmış oluyor. Bu gelişme, YEKA 2 Projesi’nin başarılı bir şekilde ilerlediğini gösterirken, Türkiye temiz enerji hedeflerine ulaşma yolunda sağlam adımlarla ilerliyor.

Törende konuşan ENERCON CCO’su Uli Schulze Südhoff, şunları söylüyor: “Türkiye, rüzgar türbinlerinin üretimi, satışı, kurulumu ve servisi açısından ENERCON için odak pazar olmaya devam ediyor. Büyük perspektifler sunuyor ve yetkili makamlar tarafından muazzam bir destek alıyoruz. Ülkenin yenilenebilir enerjinin ve özellikle de kara rüzgârının yaygınlaştırılması konusunda net bir kararlılığı var. Türkiye’deki sahalarda son derece güvenilir olduğu kanıtlanmış, sınıfının en iyisi rüzgar türbini teknolojisini sağlayarak müşterimiz Enerjisa Üretim ile birlikte Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanındaki hedeflerini desteklemekten memnuniyet duyuyoruz. Enerjisa Üretim’e güvenleri için teşekkür ediyor ve verimli iş birliğimizi sürdürmeyi dört gözle bekliyoruz.”

ENERCON Orta Asya, Orta Doğu ve Afrika Bölge Başkanı Arif Günyar, yapılan anlaşma ve projenin önemine dair şu açıklamalarda bulunuyor: “ENERCON olarak, partnerimiz Enerjisa Üretim ile 2022 yılında Avrupa’da tek kalemde imzalanan en büyük 1000 MW ilk çerçeve anlaşmasını gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz. YEKA II ihalesinin getirdiği derin yerlilik kapsamlarına uygun olarak, yerli aksam ile gerçekleşecek olan projelerimiz, mevcut yerli üretim ve sanayinin devam etmesi ve derinleştirilmesi açısından önemli bir mihenk taşı olmuştur.”

Enerjisa Üretim Rüzgâr Santralleri Yatırımlar Genel Müdür Yardımcısı Ezgi Deniz Katmer, “1.000 MW YEKA 2 Projesi, Türkiye’nin yenilenebilir enerji sektörüne tarihi bir yatırımdır. ENERCON iş birliğiyle önümüzdeki dönemde Türkiye’de kurulacak her üç rüzgar türbininden biri Enerjisa Üretim imzasını taşıyacak ve Türkiye’nin yenilenebilir enerji yatırımlarına yön verecek” diyor.

İlk YEKA projesi Akköy RES’in devreye alınması

İlk faz için rüzgar türbinlerinin üretimi devam ederken ENERCON, Aydın’ın Didim ilçesindeki 25,2 MW kapasiteli 6 adet E-138 EP3 E2 türbininden oluşan ilk YEKA projesi Akköy Rüzgar Santrali’ni 2023 yılı sonunda devreye alarak YEKA 2 yolculuğuna başarılı bir başlangıç yapıyor. ENERCON Bölge Başkanı Arif Günyar, şunları ekliyor: “Projelerin başarılı ve güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesine katkıda bulunan tüm ekiplerimize, tedarikçilerimize ve alt yüklenicilerimize minnettarız. Enerjisa Üretim ile birlikte ENERCON ekipleri de projelerin başarıyla hayata geçirilmesi için yoğun çaba ve hazırlıklarını sürdürüyor.”

Devamını oku

Rüzgar Türbini İmalatçıları

Ahşap kule, daha yeşil rüzgar türbinleri için fırsat sunuyor

Yayın tarihi:

-

Yazar

Büyük ölçekli uygulamalar için doğanın karbon elyafı olan lamine ahşaptan yapılmış zorlu tasarımlar geliştiren İsveçli ahşap teknolojisi şirketi Modvion, rüzgar türbinlerini daha da yeşil hale getirebilecek ahşap bir tasarım sunuyor. Modülleri ve ahşabı bir araya getirmenin devrim niteliğinde bir yolunu sunan Modvion, patentli çözümüyle rüzgar türbinleri için ahşaptan kule sunuyor. Geçmişin yel değirmenlerinden esinlenilen bu tasarımla Modvion, ahşaptan inşa ettiği kule ile türbinin karbon ayak izini %90’dan fazla azaltıyor.

Firmanın İcra Kurulu Başkanı Otto Lundman, “Dünya bir iklim kriziyle karşı karşıya ve enerji kaynaklarını değiştirmemiz gerekiyor. Rüzgar enerjisi sahip olduğumuz en verimli ve cazip enerji kaynaklarından biri. Biz bu değeri daha da artırıyoruz” diyor.

Kanatlar ve makineler endüstri standardı ekipmanlar olsa da, bu yaklaşım Avrupa’nın en büyük enerji şirketlerinden bazılarının ilgisini çekiyor. Vestas Wind Systems A/S daha küçük bir tanıtım modelini gördükten sonra, firmanın %15’ini satın alıyor, İtalyan Enel Green Power SpA bir iş birliği anlaşmasına varıyor. İsveçli Vattenfall AB firmasının ortağı olduğu Almanya’nın RWE AG firması da Mart ayında Modvion’un ahşap kulelerini gelecekteki projelerinde kullanmak üzere bir sözleşme imzalıyor.

Konuyla ilgili Vestas Ventures İcra Kurulu Başkanı Todd O’Neill, “Müşterilerimizin birçoğu, Modvion’un yolculuğunun nasıl bir parçası olabileceklerini öğrenmek için proaktif bir şekilde sorular soruyor. İş birliğimizin artmasını bekliyoruz” açıklamasında bulunuyor.

Ahşap kulenin avantajları

Modvion, rüzgar türbinlerinde ahşap kulenin avantajlarını şu şekilde açıklıyor: “Yüksek rüzgar türbini kuleleri inşa etmenin en büyük zorluğu lojistiktir. Bu kadar devasa yapıları nasıl yerine yerleştirirsiniz? Kuleler uzadıkça lojistik zorluk da artar. Patentli çözümümüz, sıradan yollarda sıradan kamyonlarla taşımayı mümkün kılar. Bizim için köprüler, tüneller ve dolambaçlı yollar sorun değil. Lamine ahşabın çeliğe kıyasla üç büyük avantajı vardır: Ahşabın daha hafif bir yapıya olanak tanıyan daha yüksek bir özgül gücü vardır. Yüksek çelik kulelerin kendi ağırlıklarını taşıyabilmeleri için ekstra kuvvete ihtiyaçları vardır; ahşap kulelerin ise buna ihtiyacı yoktur. Son olarak, modüler ahşap kulelerimiz tutkalla birleştirilirken, modüler çelik kuleler düzenli kontrol gerektiren çok sayıda cıvata gerektirir.”

Devamını oku

Rüzgar Türbini İmalatçıları

WWW’nin yeni tasarımı, deniz üstü rüzgar türbinlerinde geleneğe meydan okuyor

Yayın tarihi:

-

Yazar

Norveç merkezli World Wide Wind, tersine dönen dikey eksenli rüzgar türbini teknolojisi VAWT ile deniz üstü rüzgar enerjisinde geleneğe meydan okuyor. Ters yönde dönen dikey türbinler, yüzen açık deniz rüzgar projeleri için verimi radikal bir şekilde artırabilirken, LCoE’yi azaltıyor. Uzmanların deniz üstü rüzgar enerjisinde maliyeti yarı yarıya indirebilecek son derece yenilikçi bir türbin olarak yorumladığı bu teknoloji, önümüzdeki günlerde test aşamasına geçiyor.

19 metre uzunluğundaki 30 kW’lık prototip ile teste başlayacak tersine dönen dikey eksenli rüzgar türbininin, çok daha büyük 1,5 MW’lık bir sonraki prototipinin 2025 yılında teste başlayacağı açıklanıyor. World Wide Wind, 2030’dan önce ise, yaklaşık 400 metre uzunluğunda olacak 24 MW türbini piyasaya sürmeyi planlıyor.

Deniz üstü rüzgar enerjisine yönelik yazılım, veri analizi ve istihbarat çalışmaları sunan Aegir Insights’ın paylaştığı araştırmaya göre, İskandinav ülkesinin güneybatısının açıklarında yer alan pilot çalışma planlandığı gibi giderse, 2025 yılına kadar 1MW’lık bir amiral gemiye ve daha sonra 10 yıl dolmadan şu anda Avrupa açıklarında faaliyet gösteren geleneksel üç kanatlı yüzer ünitelerden potansiyel olarak %75 daha düşük bir fiyata şebekeye güç akıtabilecek devasa 24MW’lık bir modele geçişi hızlandıracak.

Türbini eşsiz yapan tasarımı

WWW’nin ters yönde dönen VAWT teknolojisi, basit bir anlatımla şu yapıdan oluşuyor: Ağır jeneratör işinin tamamı suyun altında ve türbinin yüzen dubasının altında yer alıyor. Bu, her şeyin suya batmasını önlemek için tabana yeterli ağırlık ekliyor ve yalnızca bir dizi bağlama çapası gerektiriyor. Jeneratörün rotoru ve statoru her biri ana kule gövdesinden 45 derecelik açıyla üç kanat çalıştıran bir çift dikey eksenli türbine bağlanıyor. Alt türbin bir yönde dönecek şekilde ayarlanıyor ve alt türbinin ortasından geçen bir direğe monte edilen üst türbin ise diğer yönde dönecek şekilde ayarlanıyor. Bu şekilde de kanatlar, yelkenli teknelerde olduğu gibi çoğu yerde rüzgardan faydalı tork elde ediyor.

Devamını oku

Trendler