Connect with us

Lojistik

LINDE MH’nin yeni 1252 serisi E20-E35 model akülü forkliftleri sizi ve işinizi özgürleştiriyor

Yayın tarihi:

-

Linde MH’nin 2 tondan 3,5 tona kadar taşıma kapasitesine sahip, en son teknolojiyle tasarladığı E20-E35 model akülü forkliftleri hem performans hem de dayanıklılığı bir araya getirdiği gibi tesisin hem iç hem de dış depolama alanlarında rahatlıkla kullanılabilmesi sayesinde gerek kullanıcıyı gerekse işin kendisini özgürleştiriyor.

Günümüzde intralojistiğin giderek gelişmesiyle, birçok şirket sürdürülebilir enerji modelleri kullanılan ürünleri tercih etmektedir. Akülü forkliftlerin çalışma sırasında karbon ayak izinin muadil dizel motorlu veya LPG motorlu forkliftlere göre çok daha düşük olması onları çevre dostu ve emisyon standartlarına tam uygun olmalarını sağlar. 

Ürünün geliştirilmesi süreci ile ilgili basına yapılan açıklamada Linde MH Ürün Müdürü Björn Walter ‘Müşterilerimizin büyük bir çoğunluğu akülü forklifti tercih etme konusunda istekli, ancak performans, dayanıklılık, yükten bağımsız operatör kabinleri ve Linde MH’nin hidrostatik transmisyonunun sunduğu ergonomik özelliklerden vazgeçme konusunda çekimser davranıyorlar”, dedi. 

Walter açıklamalarında, “Linde MH proje mühendisleri işte tam da bu noktada devreye girerek, güçlü, dayanıklı akülü forklift geliştirmenin sadece sürüş motorlarının gücünü artırarak elde edilemez düşüncesiyle dizel forkliftlerin olumlu özelliklerini akülü forkliftlerin avantajları ile birleştirerek tamamen yeni bir model serisi tasarlamaya karar vermeleri ile süreç bambaşka bir boyut kazandı.” belirtti.

Bu bağlamda Linde MH’nin geliştirdiği 2 tondan 3,5 tona kadar taşıma kapasitesine sahip yeni nesil 1252 serisinde bulunan E20 – E35 modelleri, maksimum performans, güç ve dayanıklılığı sayesinde zamandan ve operasyon maliyetinden kazanç sağlıyor.

Kendi sınıfında en fazla ağır ticari araç yükleme/boşaltma rekoru kırmak için tasarlandı

Yeni 1252 serisi E20-E35 model akülü forkliftler, konvansiyonel ASM-Teknolojisine göre %22 daha güçlü SRM-Teknolojisine sahip sürüş motorları, daha ergonomik ve dayanıklı tasarımı sayesinde muadil rakiplerine göre %30 daha fazla kamyon yükleme/boşaltma performansı sağlarken, operasyon maliyetlerini de %30 oranında düşürür. Yeni 1252 serisi E20-E35 model akülü forklift ile tesisin hem içinde hem de dışında en zorlu şartlar da çalışırken daha yüksek performans gösterir ve operasyonel verimlilik de artar.

Müşteri talep ve ihtiyaçlarına göre tasarlandı 

Müşterilerin, yeni bir forkliftten tasarım açısından genel beklentileri, ergonomi, görüş açısı ve güvenlik olarak özetlenebilir. 

Yeni 1252 serisi, şasiden ayrılmış bileşenler (akslar, asansör ve tilt silindirleri) operatörü darbelere ve titreşimlere karşı daha fazla koruyarak, operatörün çalışma şartlarını geliştiriyor. Böylece bu zorlu şartlarda uzun vardiyalar şeklinde çalışan operatörlerin yorulmadan çalışması işlerin sürdürülebilirliğini de üst seviyeye çıkarır.

Buna ek olarak, yenilenmiş tasarım, her yönde olağanüstü görüş sağlamakla birlikte, temperli cam tavan, büyük kaldırma yüksekliklerinde geniş görüş açısı nedeniyle çalışmayı kolaylaştırır. Operatör için daha iyi görüş açısı, işletmede birçok açıdan daha iyi iş güvenliği anlamına gelir.

Yeni seride, servis konusunda da önemli gelişmeler sağlanmıştır. Uzaktan arıza teşhisi ve ekipman yazılımı güncellemeleri servis teknisyeni olmadan tesis içinde gerçekleştirilebilir ve bu şekilde servis maliyetleri azaltılmış olur.

İsteğe bağlı enerji çözümü seçenekleri

Yeni 1252 serisinde birden çok enerji çözümü seçeneği olması ekipmanın çalıştığı durum veya mekan olarak değişik enerji çözümleriyle optimum performansın yakalanmasını sağlar. Kurşun asit, lityum iyon veya hidrojen yakıt hücresi enerji sistemleri seçim olanağı sayesinde işletmede maksimum sürdürülebilirlik ve verimlilik yakalanır.

HASEL hakkında: 

1985 yılında kurulan HASEL İstif Makinaları San. ve Tic. A.Ş. Türkiye’deki istif ve iş makinaları sektöründe önde gelen birçok markanın distribütörlüğünü yapmaktadır. Özellikle intralojistik sektöründe LINDE ve COMBILIFT, iş makinası sektöründe ise HYUNDAI ve KOBELCO ile pazarının önde gelen firmaları arasında yer almaktadır.

HASEL, Türkiye’nin 14 noktasındaki Bölge Müdürlüğü ve Bölge Ofis ağı, geniş ürün yelpazesi, eğitimli ve müşteri odaklı kadroları ile çok farklı sektörlerdeki (Genel ve ağır inşaat, madencilik, tekstil, çelik, kimya, ilaç, seramik, ağaç sanayii, otomotiv, plastik, gıda, enerji vb.) binlerce müşterimize sadece makina satışı değil, doğru yönlendirme ve satış sonrası hizmetlerinde maksimum müşteri memnuniyeti sağlamak için var gücüyle çalışmaya devam etmektedir.

Türkiye'nin alanında en özel yayınlara sahip medya grubu MONETA'nın sektörel dergi ve portallarının yönetimine katkıda bulunmaktayım. MONETA bünyesinde yeni nesil yayıncılık anlayışıyla içerik yönetimini geliştirmeye devam ediyoruz.

Genel

ENERCON ve Enerjisa Üretim, YEKA-2’nin ikinci aşaması için türbin anlaşması imzaladı

Yayın tarihi:

-

Yazar

Enercon ve Enerjisa Üretim, WindEurope Bilbao etkinliğinde YEKA-2 projeleri kapsamında 250 MW’lık türbin sevkiyat sözleşmesi imzaladı. 750 MW’lık türbin teslimat anlaşmalarının başarılı bir şekilde yerine getirilmesinin ardından imzalanan anlaşma ile 1.000 MW’lık projenin tamamlanması için önemli bir adım atıldı. 250 MW kapasite için imzalanan anlaşma kapsamında, 60 adet Enercon E-138 EP3 E2 Rüzgar Türbini teslim edilecek.

Türkiye rüzgar enerjisi sektörünün önde gelen şirketlerinden ENERCON ve Enerjisa Üretim, İspanya’nın Bilbao kentinde düzenlenen WindEurope etkinliğinde Türkiye Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez’in de katılımıyla gerçekleştirilen imza töreninde, YEKA-2 projesi kapsamında iş birliklerine devam ettiklerini duyurdu. 20 Mart 2024 tarihinde gerçekleştirilen imza töreninde; ENERCON CEO’su Udo Bauer, ENERCON CCO’su Uli Schulze Südhoff, ENERCON Bölge Başkanı Arif Günyar, Enerjisa Üretim Rüzgâr Santralleri Yatırımlar Genel Müdür Yardımcısı Ezgi Deniz Katmer, Enerjisa Üretim Satın Alma Genel Müdür Yardımcısı Aziz Ünal ve Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği Başkanı İbrahim Erden de yer aldı.

Türkiye rüzgar enerjisi sektörünün öncü firmaları olarak, yaptıkları iş birliği ile Türkiye’nin yenilenebilir enerji hedeflerine önemli katkılarda bulunan Enercon ve Enerjisa Üretim, bu katkıyı sürdürmeye devam ediyor. 2022’nin Ekim ayında gerçekleştirdikleri stratejik bir anlaşma ile YEKA-2 Projesi’nde toplam 1000 MW’lık bir kapasite için çerçeve anlaşması imzalayan şirketlerin bu projesi, Türkiye rüzgar enerjisi endüstrisinin sürdürülebilir geleceği için önemli bir adımı temsil ediyor. İlk fazda başarıyla tamamlanan 750 MW’lık türbin sevkiyat anlaşmalarının ardından, bugün geriye kalan 250 MW’lık kapasite için 60 adet Enercon E-138 EP3 E2 rüzgar türbini içeren sevkiyat anlaşması ile projenin tamamlanmasına bir adım daha yaklaşılarak, toplam 1000 MW’lık kapasite için türbin üretimine yeşil ışık yakılmış oluyor. Bu gelişme, YEKA 2 Projesi’nin başarılı bir şekilde ilerlediğini gösterirken, Türkiye temiz enerji hedeflerine ulaşma yolunda sağlam adımlarla ilerliyor.

Törende konuşan ENERCON CCO’su Uli Schulze Südhoff, şunları söylüyor: “Türkiye, rüzgar türbinlerinin üretimi, satışı, kurulumu ve servisi açısından ENERCON için odak pazar olmaya devam ediyor. Büyük perspektifler sunuyor ve yetkili makamlar tarafından muazzam bir destek alıyoruz. Ülkenin yenilenebilir enerjinin ve özellikle de kara rüzgârının yaygınlaştırılması konusunda net bir kararlılığı var. Türkiye’deki sahalarda son derece güvenilir olduğu kanıtlanmış, sınıfının en iyisi rüzgar türbini teknolojisini sağlayarak müşterimiz Enerjisa Üretim ile birlikte Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanındaki hedeflerini desteklemekten memnuniyet duyuyoruz. Enerjisa Üretim’e güvenleri için teşekkür ediyor ve verimli iş birliğimizi sürdürmeyi dört gözle bekliyoruz.”

ENERCON Orta Asya, Orta Doğu ve Afrika Bölge Başkanı Arif Günyar, yapılan anlaşma ve projenin önemine dair şu açıklamalarda bulunuyor: “ENERCON olarak, partnerimiz Enerjisa Üretim ile 2022 yılında Avrupa’da tek kalemde imzalanan en büyük 1000 MW ilk çerçeve anlaşmasını gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz. YEKA II ihalesinin getirdiği derin yerlilik kapsamlarına uygun olarak, yerli aksam ile gerçekleşecek olan projelerimiz, mevcut yerli üretim ve sanayinin devam etmesi ve derinleştirilmesi açısından önemli bir mihenk taşı olmuştur.”

Enerjisa Üretim Rüzgâr Santralleri Yatırımlar Genel Müdür Yardımcısı Ezgi Deniz Katmer, “1.000 MW YEKA 2 Projesi, Türkiye’nin yenilenebilir enerji sektörüne tarihi bir yatırımdır. ENERCON iş birliğiyle önümüzdeki dönemde Türkiye’de kurulacak her üç rüzgar türbininden biri Enerjisa Üretim imzasını taşıyacak ve Türkiye’nin yenilenebilir enerji yatırımlarına yön verecek” diyor.

İlk YEKA projesi Akköy RES’in devreye alınması

İlk faz için rüzgar türbinlerinin üretimi devam ederken ENERCON, Aydın’ın Didim ilçesindeki 25,2 MW kapasiteli 6 adet E-138 EP3 E2 türbininden oluşan ilk YEKA projesi Akköy Rüzgar Santrali’ni 2023 yılı sonunda devreye alarak YEKA 2 yolculuğuna başarılı bir başlangıç yapıyor. ENERCON Bölge Başkanı Arif Günyar, şunları ekliyor: “Projelerin başarılı ve güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesine katkıda bulunan tüm ekiplerimize, tedarikçilerimize ve alt yüklenicilerimize minnettarız. Enerjisa Üretim ile birlikte ENERCON ekipleri de projelerin başarıyla hayata geçirilmesi için yoğun çaba ve hazırlıklarını sürdürüyor.”

Devamını oku

Bakım- onarım

Genişleyen hizmet perspektifleri: KATWIND yeni sepetli vinci ile yükseliyor

Yayın tarihi:

-

Yazar

KATWIND sepetli vinci

Sürekli gelişen rüzgar türbini hizmet sektöründe lider bir oyuncu olan Katwind Enerji (Katwind) inovasyon ve güvenliğe olan bağlılığını gösteren cesur bir hareketle, 75 metre erişim sağlayan bir sepetli vinç satın alarak envanterini genişletti. Bu stratejik yatırım, firmanın operasyonlarının güvenliğini ve verimliliğini sağlarken rüzgar türbini kanat ve diğer bileşenlerinin bakım ortamını yeniden şekillendirmeyi vadediyor. Rüzgar türbinlerinin bakımı ve denetimi için kullanılacak sepetli vinç, Katwind’in yeteneklerini geliştirme ve şirketin rüzgar enerjisi sektöründeki lider konumunu daha da sağlamlaştırma amacına hizmet ediyor.

Ödünsüz güvenlik

Katwind tarafından satın alınan sepetli vinç, teknisyenlerin rüzgar türbinlerinin ulaşılması zor alanlarına erişmesini sağlayan çok yönlü bir ekipmandır. Temel özellikleri arasında güvenli bir platform, gelişmiş güvenlik mekanizmaları ve farklı türbin modellerine ve boyutlarına uyum sağlayabilen esnek bir tasarım yer alır. Sepetli vinçler günümüzde, önemli yüksekliklerde istikrarlı ve güvenli bir çalışma ortamı sağlayarak, teknisyenlerin görevlerini güvenle ve hassasiyetle yerine getirebilmelerini sağlayan ekipmanlardır.

Sepetli vinç hakkında bilgiler aktaran Katwind Servis Koordinatörü Avni Güz, şirketin güvenlik konusunda gösterdiği hassasiyete vurgu yaparak, “Rüzgar türbini endüstrisinde güvenlik çok önemlidir ve sepetli vincin satın alınması, KATWIND’in çalışanlarını ve paydaşlarını koruma konusundaki sarsılmaz taahhüdünü yansıtmaktadır. Yeni ekipman, personelin yüksek riskli pozisyonlarda bulunma ihtiyacını azaltan güvenli emniyet kemerleri, düşmeye karşı koruma sistemleri ve uzaktan kumanda yetenekleri dahil olmak üzere gelişmiş güvenlik özelliklerine sahiptir” diye konuşuyor.

Daha fazla verimlilik ve daha az arıza süresi

Şirketin yatırımıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Avni Güz, “Sepetli vincin başlıca avantajlarından biri verimliliğidir. Teknisyenleri bir rüzgar türbininin çeşitli bölümlerine hızlı ve güvenli bir şekilde taşıyabilme özelliği sayesinde bakım ve denetimler daha hızlı tamamlanabilir. Bu verimlilik, türbinler için daha az arıza süresi ve nihayetinde daha fazla enerji üretimi anlamına gelir” diyor. Güz, konuyla ilgili firmanın görüşünü şu ifadelerle aktarıyor: “2012 yılından bu yana rüzgar enerjisi sektöründe farklı markalarımızla hizmet vermekteyiz. Özellikle son 7 yıl için yaptığımız analiz çalışmaları ve yurt dışı eğilimlerini izlediğimizde 75 metre yüksekliğinde bir sepetli vincin hem yükseklik hem de performans olarak sağlayacağı katma değeri görerek yatırım yapma kararı aldık.”

Sektör etkisi & yeşil bir yatırım

Katwind’in bu ekipmana yatırım yapma kararı, rüzgar enerjisi endüstrisinde bir emsal oluşturacak gibi görünüyor. Avni Güz, aynı şekilde birçok yatırımcının da bu konuda benzer girişimlerinin olduğunu altını çiziyor.

Katwind’in sepetli vince yaptığı yatırım hizmetlerini geliştirmenin ötesinde, çevresel sorumluluğa olan bağlılığıyla uyumunu da gösteriyor. Şirket, rüzgar türbini kanat bakımının verimliliğini artırarak, yenilenebilir enerji sektörünün genel sürdürülebilirliğine dolaylı olarak katkıda bulunuyor. Bakımla ilgili daha az kesintinin daha güvenilir enerji üretimi anlamına geldiğinden, bu şekilde doğal ekosisteme fayda sağlıyor.

Geleceğe bakış

Katwind, yeni sepetli vinci ile daha verimli ve daha üretken bir geleceğe hazırlanıyor. Şirketin güvenlik ve verimliliğe olan sarsılmaz bağlılığının müşteriler, paydaşlar ve tüm rüzgar enerjisi endüstrisinde olumlu bir hava uyandırması açısından çok önemli bir etkisi olacağı açık. Bu yatırım sadece Katwind’in rüzgar kanat, kule ve nasel bakım ve tamir operasyonlarında lider konumunu sağlamlaştırmakla kalmıyor, aynı zamanda şirketin çevresel sürdürülebilirliğe ve fosil yakıtlardan uzaklaşan bir dünyanın uzun vadeli enerji ihtiyaçlarını karşılamaya olan bağlılığını da yansıtıyor.

Katwind, rüzgar enerjisinin geleceğine yenilik yapmaya ve yatırım yapmaya devam ederken, sürdürülebilir bir geleceğe güç sağlamak için giderek daha fazla yenilenebilir kaynaklara yönelen bir dünya için bir umut ışığı olarak hizmetlerine devam ediyor.

Devamını oku

Genel

Suudi Arabistan’ın NEOM projesi için 1,4 milyon ton rüzgar türbini ekipmanını Kuehne+Nagel teslim edecek

Yayın tarihi:

-

Yazar

Kuehne+Nagel-Noem Projesi

Küresel rüzgar türbini tedarikçisi Envision Energy, 190 rüzgar türbini jeneratörü ve 67 kule setinin Suudi Arabistan’ın mega şehir projesi NEOM’a taşınması için Kuehne+Nagel ile sözleşme imzaladı. 2025’te tamamlanması beklenen bu büyük proje, 1,4 milyon tonluk rüzgar türbini ekipmanının özel olarak taşınmasını içeriyor. NEOM limanı ve rüzgar santrali sahasındaki ekipleri koordine etmek üzere Suudi Arabistan’ın Tabuk kentinde özel bir ofis kurulan projede; lojistik uzmanları, gemi kiralama uzmanları, nakliye mühendisleri, makinistler ve ekipmancılardan oluşan 100’ü aşkın bir ekip, operasyonun başarısını sağlamak için birlikte çalışacak. NEOM’daki rüzgar çiftliği tamamlandığında, dünyanın en büyük hidrojen üretim tesisi olan NEOM Green Hydrogen Company’nin tesisine güç sağlamak üzere 1.67 GW yenilenebilir enerji üretecek.

Suudi Arabistan’ın kuzeybatısında yer alan özel bir ekonomik bölge olan NEOM ‘yeni gelecek’ anlamına geliyor ve tamamen yenilenebilir enerjiyle çalışan sürdürülebilir kentsel yaşam için bir model olmayı amaçlıyor. NEOM’un en iyi bilinen projelerinden birini de, Kızıldeniz’de inşaatı devam eden karbon-nötr akıllı şehir olan The Line oluşturuyor.

Projede rüzgar türbini ekipmanlarının taşınmasını Envision Energy adına üstlenecek olan Kuehne+Nagel, dünya çapında çok çeşitli orijinal ekipman üreticilerine, uzmanlaşmış proje yönetimi ve özel tedarik zinciri hizmetlerini kapsayan proje lojistiği çözümlerini başarıyla sağlıyor. Kuehne+Nagel’in uzmanlığı, çıkış ve varış yeri hizmetleri, yenilikçi navlun çözümleri, bakım, onarım ve operasyonlar, dağıtım ve depolama çözümlerini kapsıyor.

Konuyla ilgili konuşan Kuehne+Nagel International AG CEO’su Stefan Paul, “Bu yılın Mart ayında sunduğumuz yeni stratejimiz olan Kuehne+Nagel‘in Yol Haritası 2026 önemli bir kilometre taşıdır. Yenilenebilir enerji müşterileri için çözümler sunma konusunda büyük bir potansiyel görüyoruz ve NEOM projesi, küresel enerji dönüşümünü destekleyen bu yüksek büyüme alanındaki lojistik uzmanlığımızın bir kanıtıdır” diyor.

Devamını oku

Trendler