Connect with us

İzmir, temiz enerjide uzmanlaşıyor

Published

on

İzmir ve çevresinin temiz enerji ve temiz teknolojiler konusunda uzmanlaşmış bir bölgeye dönüşmesini hedefleyen BEST For Energy Projesi hayata geçiyor. İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) tarafından, Enerji Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (ENSİA) ortaklığında uygulanan proje 2023’e kadar sürecek. Proje, Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yürütülen Rekabetçi Sektörler Programı kapsamında gerçekleşiyor.

Pandemi koşulları nedeniyle internet üzerinden çevrimiçi düzenlenen “Temiz Enerji Sektörü Tedarikçi Geliştirme Programı”nın tanıtım toplantısına İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) Genel Sekreteri Dr. Mehmet Yavuz, Enerji Sanayicileri ve İşadamları Derneği (ENSİA) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı, Proje Takım Lideri Ekin Taşkın, TPI Composites EMEA Bölgesi Başkan Yardımcısı Gökhan Serdar, LM Wind Power Fabrika Direktörü Emre Kahya, Ateş Wind Power Kurucu Ortağı Mahmut Güldoğan ve Kontek İcra Kurulu Başkanı Tolga Murat Özdemir ile basın mensupları katıldı.

Temiz Enerji ve Temiz Teknoloji Sektöründe faaliyet gösteren veya göstermeyi hedefleyen firmalar için önemli fırsatlar içeren “Temiz Enerji Sektörü Tedarikçi Geliştirme Programı”nın önümüzdeki 2 yıl boyunca uygulanacağı belirtildi. BEST For Energy Projesi’nin firmalara yönelik hizmetlerinden oluşan programda; ihtiyaç analizi, yetenek envanteri, eğitim, danışmanlık, iş görüşmeleri, bilgi ve network portalı gibi birçok ücretsiz hizmetin bulunduğunun altı çizildi.

“Temiz enerjinin başkenti: İzmir”

Toplantının açılışında konuşan ENSİA Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı, enerji kadar ekipmanların da yerli olması gerektiğini söyledi. Kalaycı, “Yenilenebilir enerji ekipmanlarının tedarik zincirinde, ölçeğine bakmaksızın Türkiye’de üretim yapan her firmanın yer almasını istiyoruz. BEST For Energy bu yönü ile ENSİA’nın kuruluş vizyonu ile bire bir örtüşen bir projedir” dedi.

Türkiye’nin son 15 yılda yenilenebilir yani temiz enerji üretiminde tüm dünyanın dikkatini çeken bir başarı hikâyesi yazdığını vurgulayan Başkan Alper Kalaycı, İzmir’in ise bu noktada “Temiz Enerjinin Başkenti” ünvanını bileğinin hakkıyla elde ettiğinin altını çizdi. Türkiye’de rüzgâr türbini kanadı üreten 4 fabrikanın tümünün İzmir’de üretim yapmasının bunun bir göstergesi olduğunu dile getiren Başkan Alper Kalaycı, şu değerlendirmeyi yaptı:

“İzmir, açık ara lider”

“Rüzgâr enerjisi kurulu gücünü son 15 yılda 182 kat artırarak 9 bin 305 Megavata (MW) çıkaran ülkemiz, bu büyük başarısı ile Avrupa’da 7’inci sırada yer alıyor. İzmir ise bin 798 MW kurulu güç ile açık ara ‘Türkiye’nin Rüzgâr Enerjisi Başkenti’ olma ünvanını koruyor. İzmir’in de içinde yer aldığı Ege Bölgesi, 3 bin 511 MW kurulu güç ile ülkemizin en yüksek RES yatırımının yapıldığı bölge olarak öne çıkıyor. Bizim için enerjimizin yerli ve yenilenebilir olması tek başına yeterli değil. Biz o enerjiyi üreten ekipmanın da yerli olması gerektiğini vurguluyoruz. Keza ülkemizde yatırım yapmış, istihdam sağlayan, vergi veren, ihracat yapan, katma değer sağlayan her firmamızı; sermaye kaynağına bakmaksızın ‘yerli’ olarak adlandırıyoruz. Rüzgarın yanında; güneş, biyokütle, jeotermal ve dalga gibi temiz enerji kaynaklarında da İzmir, ekipman üretim merkezi olmalı. BEST For Energy Projesi’ne bu anlamıyla büyük önem veriyoruz.”

“İzmir, temiz enerjide uzmanlaşıyor”

İZKA Genel Sekreteri Dr. Mehmet Yavuz ise İzmir Kalkınma Ajansı olarak İzmir için bilgi üretmek, öncü, özgün ve örnek projeler geliştirmek amacıyla çalışmalarını yürüttüklerini belirtti. Bu kapsamda yaptıkları araştırma ve analizler sonucu İzmir’in temiz enerji ve temiz teknolojiler konusunda mukayeseli bir üstünlüğü olduğunu belirten Yavuz, “Bu avantajımızı, İzmir’in sürdürülebilir kalkınmasında bir kaldıraç olarak kullanmak üzere pek çok çalışma yürütmekteyiz. İzmir’in öncülüğünde, Türkiye’de temiz enerji ve temiz teknoloji sektörünün rekabetçi ve yenilikçi ürünlerle katma değer yaratan ve yeni yeşil işlerle daha çok istihdam üreten bir sektöre dönüşmesini sağlamayı hedefliyoruz” diye konuştu.

“Yeşil Mutabakat’a katkı sağlayacak”

BEST For Energy Projesi’nin belirlenen hedeflere ulaşmakta önemli bir adım olacağını kaydeden Genel Sekreter Yavuz, “BEST For Energy Projesi’ni, kümelenme ve akıllı uzmanlaşma temelli bir bölgesel kalkınma projesi olarak görüyoruz. İzmir ve çevresinin temiz enerji ve temiz teknolojiler sektöründe uzmanlaşmış, bu alanda tüm dünyaya yönelik katma değer üreten bir bölge olmasını amaçlıyoruz. Ajansımızın gelecek dönem faaliyetleri ve finansal destek mekanizmaları da, BEST For Energy Projesi kapsamında geliştirilen strateji ve eylem planlarına göre belirlenecek. BEST For Energy Projesi’nin, Avrupa Yeşil Mutabakatına Türkiye ve İzmir’den katkı sağlayacak en önemli faaliyetlerden birisi olacağına inanıyoruz” ifadelerini kullandı.

“4 ülkeden yatırımcılarla görüşülüyor”

BEST For Energy Projesi’nin sektördeki KOBİ’lerle birlikte büyük ölçekli firmalar ve sektörel politikaları belirleyen karar vericiler için de önemli faydalar sunduğunu belirten İZKA Genel Sekreteri Yavuz, “Yatırım Destek Ofisimiz ile yenilenebilir enerji konusuna çalışmalarımızı yoğunlaştırdık. İspanya, Çin gibi 4 ülkeden firmaların İzmir’de yatırım yapmaları konusunda görüşmelerimiz var. İzmir’in yenilenebilir enerji potansiyelini de yurt dışında tanıtıyoruz ve son derece yüksek ilgiyle karşılaşıyoruz. Yapacağımız projelerle İzmir’e ciddi anlamda yabancı yatırımcı da çekilecektir” dedi. Temiz Enerji ve Temiz Teknoloji Sektörü Yetenek Envanterinin projenin önemli katkılarından birisi olmasının planlandığını aktaran Yavuz şunları söyledi:

“İhracat ve yatırıma katkı sunacak”

“Proje ile rüzgar, güneş, jeotermal ve biyokütle alanında ekipman üreten ve hizmet sağlayan tüm firmaların yetenekleri tek bir tabloda görülebilecek. Yetenek envanteri büyük ölçekli uluslararası firmaların ihtiyacı olan tedariklerin hangilerini Türkiye’den karşılayabileceğini gösterecek. Sektörün Türkiye’de yapacağı yatırımlar için de yol gösterici olacak. Karar vericilerin sektörle ilgili ulusal ve bölgesel politikaları oluştururken faydalanacağı önemli kaynaklardan biri haline gelecek. BEST For Energy Projesi kapsamında Yetenek Envanteri’nin yanı sıra Sektörün Değer Zinciri ve Rekabet Analizi, Firmaların İhtiyaç Analizi, Ulusal ve Uluslararası Talep Analizi gibi birçok çalışma yapılacak.”

Proje ile İzmir’in başarısı taçlanacak

Ateş Wind Power Kurucu Ortağı Mahmut Güldoğan firma olarak hem vakit hem de konsantrasyonlarını yeşil enerjiye yönlendirdiklerini kaydetti. Güldoğan, yenilenebilir enerjiden daha fazla yararlanmak ve maliyetlerin düşürülmesi gibi konulara yoğunlaşılması gerektiğini belirtti. TPI Composites EMEA Bölgesi Başkan Yardımcısı Gökhan Serdar ise pandemi süreciyle iklim değişikliğinin ve dolayısıyla temiz enerjinin konuşulur hale geldiğini kaydetti. Serdar, “Geleceğin sektörleri listelerinin hemen hepsinde temiz enerji en başlarda yer alıyor. Bu noktada ülke olarak, İzmir olarak büyük bir fırsatımız olduğunu düşünüyorum. Hali hazırda mevcut üretim kapasitesi ve sanayisi ile temiz enerjinin, rüzgarın başkenti olan İzmir’in, bu fırsatı iyi değerlendirmesi gerektiğine inanıyorum. İzmir öncelikle bunu başarabilecek ortama, kaynaklara ama her şeyden öncesi insan kaynağına sahip. Bu çerçevede temiz enerji sektörüne yönelik sanayinin, tedarikçilerin geliştirilmesine yönelik her türlü girişim çok değerli, bu yüzden de BEST For Energy projesini çok yerinde ve anlamlı buluyorum” ifadelerini kullandı.

“Global pazarlara açılabiliriz”

BEST For Energy projesinin ve yaratılan sinerjinin kendileri gibi uluslararası şirketleri son derece heyecanlandırdığını aktaran LM Wind Power Fabrika Direktörü Emre Kahya, İzmir’in sahip olduğu potansiyel ile pazarın güçlü isimlerinden biri haline gelebileceğini aktardı. Kahya, “ABD ve Çin artık taleplere yetişemez hale geldi. Biz de İzmir’deki bu sinerjiden faydalanıp Türkiye’yi global pazarlara açabiliriz. Kalifiye iş gücü anlamında da ortaokul ve lisedeki gençlerimizi yetiştirip temiz enerji sektörüne yönlendirirsek ileride sorun yaşamayız” dedi.

“İzmir, enerji depolamada da öne çıkabilir”

Kontek İcra Kurulu Başkanı Tolga Murat Özdemir ise rüzgar enerjisinde kullanılan kanat, kule gibi ekipmanların İzmir’de yapıldığını fakat güneş enerjisinin gelecekte çok daha önem kazanacağını açıkladı. Özdemir, “Yenilenebilir enerjide batarya teknolojileri önemli bir rol oynamakta. Bu alandaki çalışmalar İzmir ve bölgesine çok daha yeni bir sinerji getirecek ve kentimizde e-mobility’den depolamaya kadar tabana yayılan üretim teknolojilerini uygulayabilmek mümkün hale gelecek. Dışa bağımlı olmamız bizleri çok üzerken yerli üretim kapasitesinin artmasıyla bu sorunun biteceğine inanıyoruz. Bizim gibi uluslararası olmayan fakat enerji konusunda ciddi yatırımlar, araştırmalar yapan firmaların da BEST For Energy gibi projelerle kapasitesinin artmasına destek olacaktır” diye konuştu.

Firmalar nasıl faydalanacak?

Ücretsiz hizmetlerden faydalanmak isteyen firmaların 10 dakikalarını ayırarak www.bestforenergy.org  web sitesinde bulunan CLEANHIT adı verilen Hızlı İhtiyaç Taraması’nı doldurmaları gerekiyor. CLEANHIT’i dolduran firma, ön kayıt yapmış ve hizmetlerden faydalanma isteğini belirtmiş olacak.

Her hizmet için, belirlenen kontenjan dikkate alınarak amaca özel ayrı bir değerlendirme yapılacak ve uygun firmalar belirlenirken projenin önceki hizmetlerinden faydalanmış olması önemli bir seçim kriteri olacak. Verilecek hizmet için seçilen firmalar, CLEANHIT’i doldururken girdikleri e-posta adresi üzerinden gerekli bilgilendirmeler yapılarak yönlendirilecek.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 

Genel

Net sıfır yolunda İkinci Enerji Verimliliği Eylem Planı: Emisyonları 100 milyon ton azaltmak

Published

on

By

Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dubai şehrinde devam eden Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP 28) kapsamında Dünya Bankası tarafından “Türkiye’yi Güneş, Rüzgar ve Akıllı Şebekelerle Dönüştürmek: Net Sıfıra Doğru Yeni Hedefler” paneli düzenlendi. Panele bir video mesaj gönderen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, 2024-2030 yıllarını kapsayan İkinci Enerji Verimliliği Eylem Planı kapsamında emisyonları 100 milyon ton azaltmayı hedeflediklerini söyledi. Bu planın iddialı olduğu ve ciddi sınamalarla karşı karşıya olduğumuzu belirten Bakan Bayraktar, “Ancak uluslararası toplumla ve bilhassa finansal kuruluşlar ve yatırımcılarla birlikte tüm bunları başarabiliriz. Enerji sektörüne yapılan yatırımlar Türk halkına istihdam ve refah temin ederken diğer ülkelere de enerji dönüşümü için güçlü bir model sunmaktadır” dedi. Net sıfıra doğru yeni hedefler açıklayan Bakan Bayraktar, “Yenilenebilir kaynaklardan faydalanmak, daha çok yenilenebilir için iletim altyapısını geliştirmek ve tüm sektörlerde enerji verimliliğini artırmak üzere üç temel alana odaklanıyoruz” diye konuştu.

Yenilenebilir enerji kurulu gücü 2035’e kadar 60 GW’a ulaşacak

Türkiye’nin sürdürülebilir enerji çözümlerindeki kararlılığına vurgu yapan Bayraktar, “Burada önemli bir başarımızı sizlerle paylaşmaktan gurur duyuyorum. Bugün itibarıyla toplam kurulu kapasitemiz 106 gigawatt seviyesini aşarken yenilenebilir enerjinin payı yüzde 55’e ulaştı. Bu tablo Avrupa’da 5. dünyada ise 12. olan Türkiye’nin sürdürülebilir enerji çözümleri noktasındaki kararlılığını gözler önüne sermektedir. Projeksiyonlarımız da ülkemizin 2035’e kadar toplam kurulu gücünü, 60 gigawatt yenilenebilir enerji üretim kapasitesi dahil 190 gigawatt seviyesine çıkaracağını gösteriyor” açıklamasında bulundu.

Dünya Bankası’ndan finansman

Bakanlık olarak özel sektör ve uluslararası yatırımcılarla birlikte çalışarak yenilenebilir enerjiyi çok daha üst seviyeye taşımaya gayret edeceklerinin altını çizen Bakan Alparslan Bayraktar, “Elbette bunun için de ciddi yatırım gerekiyor. Dünya Bankası’yla görüşmelerimiz devam ediyor. Kendileri, bakanlığımız ve özel sektör aktörleriyle birlikte bu plana finansal ve teknik destek verme taahhüdünde bulundular. Enerji dönüşümü, şebekeyi sürekli geliştirmek anlamına geliyor. Bu nedenle güçlü enterkonektiviteye sahip, yenilenebilir kapasitesinde beklenen artışı kaldırabilecek Yeşil Şebeke’yi kurma çabası içerisindeyiz. 2030’a kadar şebekeye 10 milyar dolar yatırım yapmayı planlıyoruz” ifadelerini kullandı.

Bu alanda özel sektörün kritik bir rol üstlendiğini dile getiren Bayraktar, “Gerekli altyapının kurulmasının yanı sıra bakanlık olarak mevcut politikaları değiştirmeyi ve böylece ihtiyaç duyulan özel yatırımı destekleyecek bir ortam oluşturmayı değerlendiriyoruz. Burada özel sektör kritik bir rol üstlenmektedir. Dolayısıyla özel aktörlerin rekabet gücünü artırmak önemli olacaktır” diye konuştu.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Continue Reading

Genel

COP28, doğa için küresel finansmanı ve birliği harekete geçiriyor

Published

on

By

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28’inci Taraflar Konferansı (COP28) kapsamında gerçekleştirilen Dünya İklim Eylemi Zirvesi, Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Dubai kentinde başladı. BM İklim Değişikliği COP28 üst düzey yöneticilerinden Razan Khalifa Al Mubarak, COP28’den COP30’a kadar iklim eyleminde doğanın rolünü pekiştirerek, 1.7 milyar dolarlık doğa koruma finansmanını açıkladı. Birleşik Arap Emirlikleri’nin doğa-iklim projelerine 100 milyon dolarlık yeni finansman katkısında bulunacağını belirten Al Mubarak, Gana hükümetinin ‘Dirençli Gana’ planına ilk etapta 30 milyon dolarlık bir yatırım yapacaklarını açıkladı. Liderlerin, yerli halk ve yerel toplulukların geçim kaynaklarına ve kalkınma hedeflerine yatırım yapmanın kritik önemini vurgu yaptığı zirvede, Belem’deki COP30’a doğru entegre doğa-iklim eylemi için ortakları ve kaynakları harekete geçirecek bir BAE-Brezilya ‘COP-to-COP’ ortaklığı duyuruldu.

İklim krizine karşı ortaya konulan planların güçlendirilmesi ve somut adımlar atılarak hayata geçirilmesine ilişkin müzakerelerin yapıldığı BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28. Taraflar Konferansı, BAE’nin ev sahipliğinde başladı. Bu yıl 28’incisi düzenlenen ve 12 Aralık’a kadar sürecek olan konferansın ana gündeminde, 2015 yılında Paris’te anlaşmaya varıldığı gibi küresel ısınmayı 1,5 derecede sabit tutma amacının canlandırılması ve hükümetlerin iklim eylemi vaatlerini daha kapsamlı hale getirecek bir anlaşmaya varılması yer alıyor.

Zirvede konuşan COP28’in BM İklim Değişikliği Üst Düzey Sorumlusu Razan Khalifa Al Mubarak, “Doğanın tam ve en bütüncül haliyle iklim eyleminin bir önkoşulu olarak tanınmasını, desteklenmesini ve finanse edilmesini sağlamak COP28 Başkanlığı için bir öncelik olmuştur. Devlet dışı aktörlerin desteği ve finansmanıyla birleşen bu olağanüstü siyasi liderlik, doğanın sadece bu görev için değil, gelecekteki tüm görevler için temel rolünün kanıtıdır” dedi.

Zirvede devlet başkanları, Paris Anlaşması ve kısa süre önce kabul edilen Kunming-Montreal Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi’ni hayata geçirmek üzere doğa-iklim eylemine odaklanan ulusal ve bölgesel yatırım planlarını ve ortaklıklarını açıkladı:

– BM İklim Değişikliği COP28 üst düzey yöneticilerinden Razan Al Mubarak, Birleşik Arap Emirlikleri’nin Gana’nın ‘Dirençli Gana’ planına 30 milyon dolarlık ilk yatırımla birlikte doğa-iklim projelerine 100 milyon dolarlık yeni finansman katkısında bulunacağını açıkladı. ‘Dirençli Gana’, Gana Devlet Başkanı Nana Akufo-Addo tarafından Kanada, Singapur, Amerika Birleşik Devletleri ve LEAF Koalisyonu gibi diğer özel sektör uyumlu girişimlerden gelen 80 milyon dolarlık ek destekle başlatıldı ve son olarak BAE’nin 30 milyon doları eklendi.

– Tonga Başbakanı Siaosi ‘Ofakivahafolau Sovaleni, 2030 yılına kadar ülkelerin sularının ve münhasır ekonomik bölgelerinin yüzde 30’unun korunmasını amaçlayan ve ay yüzeyinden daha büyük bir alanı temsil eden ‘Unlocking Blue Pacific Prosperity Plan’ için Bezos Earth Fund’dan Gelişmekte Olan Pasifik Küçük Ada Devletleri’ne (P-SIDS) 100 milyon ABD doları finansman sağlanacağını duyurdu.

– Aralarında Bloomberg Philanthropies, Builders Vision ve Oceankind’in de bulunduğu bir grup hayırsever, Okyanus Direnci İklim İttifakı (ORCA) kapsamında, hassas deniz alanlarının korunmasını, okyanus temelli azaltım çabalarını ve iklim etkileri üzerine araştırmaları hedefleyen 250 milyon dolarlık yeni finansmanı duyurdu.

– Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, doğrulanabilir karbon kredisi işlemleri yoluyla koruma ve yerel kalkınmanın özel finansmanını teşvik etmek amacıyla Papua Yeni Gine için 100 milyon ABD Doları, Kongo Demokratik Cumhuriyeti için 60 milyon ABD Doları ve Kongo Cumhuriyeti için 50 milyon ABD Doları olmak üzere 3 orman finansman paketi açıkladı.

– Endonezya Devlet Başkanı Joko Widodo ve Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre, Endonezya’nın öncü FOLU Net Sink 2030 planını desteklemek üzere 100 milyon dolarlık bir ortaklığı açıkladı.

– Asya Kalkınma Bankası, OPEC Fonu, Suudi Arabistan, AFD, Fransa ve Yeşil İklim Fonu bünyesindeki ASEAN Katalitik Yeşil Finansman Aracı ile birlikte, 2030 yılına kadar doğa odaklı iklim projelerine 2 milyar ABD doları daha ek özel finans sermayesi seferber etmek amacıyla kalkınma ortaklarından 1 milyar ABD doları seferber etmeyi taahhüt eden yeni bir girişim olan Doğa Finans Merkezi’ni duyurdu.

145 ülkenin 2030 yılına kadar orman kaybını ve arazi bozulmasını durdurmayı ve tersine çevirmeyi kabul ettiği COP26’nın Glasgow Liderler Deklarasyonu’nu pekiştiren bu doğa-iklim planları; 196 ülkenin 2030 yılına kadar toplam doğa kaybını durdurmak için ortak bir çerçeve üzerinde anlaştığı dönüm noktası niteliğindeki Kunming-Montreal Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi de dahil olmak üzere önceki taahhütlerde ilerlemeyi teşvik ediyor. Uyum maliyetlerinde 104 milyar ABD doları tasarruf sağlayabilecek doğa kaybının ele alınması, 2030 yılına kadar ihtiyaç duyulan CO2 azaltım eyleminin yüzde 30’undan fazlasını sağlama potansiyeline sahip. Ayrıca, küresel GSYH’nin yaklaşık yüzde 50’si doğrudan veya dolaylı olarak doğaya ve diğer ekosistem hizmetlerine bağlı olduğundan, doğal ekosistemlerin korunması ve restorasyonu, yaklaşık 395 milyar daha fazla iş yaratma ve geçimleri doğrudan doğaya bağlı olan 1 milyar insanı koruma potansiyeli ile ekonomik refahı destekliyor.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Continue Reading

Genel

AB, Net-Sıfır Sanayi Yasası’ndaki tutumunu oyladı: Avrupa’da üretilen temiz teknolojiler artırılacak

Published

on

By

Dünya standartlarında bir rüzgar endüstrisine sahip olan Avrupa’nın, iklim ve enerji güvenliği hedeflerine ulaşabilmesi için 2030 yılına kadar her yıl yaklaşık 30 GW yeni rüzgar santrali kurması gerekiyor. Avrupa rüzgar tedarik zinciri ise, enflasyonist baskılar, rüzgarın genişleme hacimlerindeki belirsizlik ve zayıf ihale tasarımları ile mücadele ediyor. Tüm bunlar, AB’nin enerji güvenliği ve iklim hedeflerine ulaşmak için yeni üretim tesislerini planlama ve bunlara yatırım yapma kabiliyetini zayıflatıyor.

Temiz teknolojilerdeki üretimini güçlendirmek ve genişletmek için bu yılın başlarında Net Sıfır Sanayi Yasası’nı (NZIA) sunan Avrupa Parlamentosu, geçtiğimiz Salı günü Avrupa Komisyonu ve üye devletlerle Net-Sıfır Sanayi Yasası (NZIA) müzakerelerindeki tutumunu oyladı. Parlamento’nun pozisyonunu hazırlayan MEP Christian Ehler, Sanayi, Araştırma ve Enerji Komitesi’nde (ITRE) Avrupa’nın iklim ve enerji güvenliği hedeflerine ulaşması için güçlü bir Avrupa rüzgar endüstrisini destekleyen öneri sundu. Avrupa rüzgâr endüstrisi tüm Parlamento üyelerini ITRE görevlerini desteklemeye çağırdı.

Konuyla ilgili değerlendirme paylaşan WindEurope’un açıklamasında, Avrupa Parlamentosu’nun Avrupa’da üretilen temiz teknolojilerin artırılması için oy kullandığı belirtildi. Değerlendirmede görüşlerine yer verilen WindEurope Baş Politika Sorumlusu Pierre Tardieu, “AB, Yeşil Mutabakatı Avrupa’da üretilen rüzgarla gerçekleştirmek istiyor. Yarın Parlamento, Avrupa rüzgâr tedarik zincirini güçlendirerek tam da bunu yapacak somut tedbirleri kabul edebilir. Açık attırma tarifelerinin daha yüksek girdi maliyetlerini yansıtacak şekilde endekslenmesi, Avrupa pazarında adil rekabetin sağlanması ve ‘dibe doğru yarış’ ihalelerine karşı çıkılmasına yardımcı olacaktır. Bu doğru bir hareket tarzıdır. Bu bir güvenlik, istihdam ve özerklik meselesidir” ifadelerini kullandı.

İhalenin Avrupa tedarik zincirinin genişlemesini desteklemesi gerekiyor

ITRE tutumu, rüzgar enerjisi ihale tasarımında önemli değişiklikler içeriyor. İhaleler için açık ve zorunlu ön yeterlilik kriterleri belirleniyor. Bu, Avrupa’nın kritik enerji ve şebeke altyapısının siber saldırılar için kolay bir hedef olamayacağını garanti edecek siber güvenlik ve veri varlığına yönelik yeni kuralları içeriyor.

Geliştiriciler büyük offshore projeleri iptal etmek zorunda kaldı

WindEurope’un paylaştığı değerlendirmede, konuyla ilgili şu açıklamalar yer alıyor: “ITRE Komitesi bir enflasyon endeksleme mekanizması da önerdi. Yetersiz endeksleme şu anda büyük bir sorun. Rüzgar geliştiricileri bu yüzden büyük açık deniz rüzgar projelerini iptal etmek zorunda kaldı. Belirli bir fiyatla ihale kazanmışlardı; ancak daha sonra yüksek enflasyon türbinleri ve bileşenlerini çok daha pahalı hale getirerek rüzgar enerjisi projelerinin ekonomik uygulanabilirliğini riske attı. Rüzgar enerjisi ihalelerinin girdi maliyetlerini yansıtacak şekilde endekslenmesi bu mali açığın kapatılmasına yardımcı olacak ve projelerin devam edebilmesini sağlayacaktır. Bu tür bir endeksleme mekanizması, tüm tedarikçi sözleşmelerinin imzalanması için gereken süre boyunca geçerli olacaktır.”

Müzakereler 2024 yılının ilk çeyreğinde gerçekleşecek

Nihai müzakerelerde kabul edilen tedbirlerin tedarik zinciri esnekliğine, teknolojiye ve amaca uygun olmasının kritik önem taşıdığına vurgu yapılan değerlendirmede, şu ifadeler kullanıldı: “ITRE Komitesi ayrıca üye devletlerin ihalelerinde negatif ihale vermeyi bırakmalarını istemektedir. Bu, rüzgar santrali geliştiricilerinin bir rüzgar santrali inşa etme hakkı için hükümetlere ödeme yapmak zorunda olduğu durumdur. Bazı hükümetler, hızlı para kazanmanın bir yolu olarak ihalelerine negatif ihale uygulamasını getirdi; ancak negatif ihale sadece AB’nin enerji dönüşümünü daha pahalı hale getirir. Geliştiriciler için tedarik zincirine ya da elektrik tüketicilerine yansıtılması gereken ek maliyetler yaratır ve negatif ihale turlarında ödenen para, şirketlerin diğer rüzgar enerjisi projelerine yatıramayacağı paradır. Konsey’in şimdi Net Sıfır Sanayi Yasası’na ilişkin müzakere yetkisini de tamamlaması gerekiyor. Üçlü görüşmeler, yani Avrupa Parlamentosu ve üye devletler arasında Avrupa Komisyonu’nun desteğiyle nihai bir anlaşma üzerinde yapılacak müzakereler, 2024 yılının ilk çeyreğinde gerçekleşecek. Nihai müzakerelerde, kabul edilen tedbirlerin ince ayarlarının yapılması ve tedarik zinciri esnekliği yaklaşımının teknolojiye özgü ve amaca uygun olması kritik önem taşıyacaktır.”

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Continue Reading

Trendler

Copyright © 2011-2018 Moneta Tanıtım Organizasyon Reklamcılık Yayıncılık Tic. Ltd. Şti. - Canan Business Küçükbakkalköy Mah. Kocasinan Cad. Selvili Sokak No:4 Kat:12 Daire:78 Ataşehir İstanbul - T:0850 885 05 01 - info@monetatanitim.com