Connect with us

Sektörün iletişim platformu Wind Operation Forum, üye kabulüne başladı

Published

on

Wind Operation Forum nedir? Sektöre ne tür katkılar sunmayı amaçlıyorsunuz?

Wind Operation Forum en basit anlamda bir iletişim platformudur diyebiliriz. Servis ve Operasyon ile ilgili çalışan bütün paydaşlar bilir ki aslında bu dönem, yüksek düzeyde çalışan odaklı bir dönem ve dolayısıyla bilgi paylaşımının ve tecrübe aktarımının önem kazandığı bir süreç. Aslında bu iletişimi farklı seviyelerde ve farklı platformlarda yapıyoruz, fakat Wind Operation Forum, gerçek zamanlı bir erişim ile kullanıcılara bu paylaşımları anında yapmalarını sağlayacak ve buradan elde edecekleri çözüm önerileri, bilgiler ve görüşleri çalışma ortamlarından kolaylıkla takip edebilecekler. Dolayısıyla sektördeki operasyonla ilgili olan işletmeci arkadaşlara, bir çatı altında birleşerek, senelerdir biriktirdikleri deneyimlerini diğer yeni yatırımcılarla paylaşmak ve deneyimli işletmeciler arasında da bilgi paylaşımını sağlayarak sektörde sadece tedarikçilerin değil yatırımcıların da deneyimleri ile bu dönemi yönlendirmelerini sağlamayı hedefliyoruz. Türkiye’de yer alan tüm santrallerin tek bir iletişim noktasında buluşup sorunlarına çözüm araması, deneyimlerini paylaşması ve birbirleriyle her an her konuda temas halinde olmalarının yatırımcılara son derece yüksek bir değer katacağını düşünüyorum. 

Sektör temsilcileri ve profesyoneller forumda neler bulacak?

Forum iki ana platformdan oluşuyor: Türbin spesifik ve genel konular. Türbin spesifik platformda, Türkiye’de işletmede olan hemen hemen her tip türbin modeli için bir grup mevcut. Dolayısıyla aynı model türbin işletmecileri arasında model spesifik paylaşımlar yapılabiliyor. 

Genel paylaşım platformunda ise rüzgar sektörüne yönelik her türlü konuyu tartışmak mümkün. Burada tedarikçi değerlendirmeleri, sektördeki gelişmeler, mevzuat değişiklikleri gibi merak edilen her türlü konu için bir başlık açılabiliyor.

Dünyada benzer platformlar var mı? Bu platformlar sektöre nasıl katkılar sunuyor?

Benzer platformlar var. Bunları alternatifi olarak tedarikçilerin de kurdukları ve yatırımcılara yönelik kullanıcı forumları da mevcut. 

Yurtdışındaki bu platformlar, uluslararası şirketlerin operasyon faaliyetleri ile ilgili birbirleriyle temas halinde olmalarını, farklı ülkelerdeki uygulamaların detayları hakkında bilgi sahibi olunmasını sağlıyor. 

Bunun yanında, yatırımcı temsilcileri, sektörde ihtiyaç duydukları süreç, doküman, uygulama vb. ihtiyaçlarını da ortak katkılar ile bu platformda birlikte oluşturuyorlar. Spesifik model ve ekipmanlara yönelik teknik analizler yapılıyor. Örneğin o modele ilişkin en fazla sorun yaratan 3 ana konu belirlenerek şu ana kadar uygulanan çözümler ve tedarikçi performansları vb. tartışılıp rapor haline getiriliyor ve üyeler ile paylaşılıyor. 

Webinar ve online konferanslar da yine üyelerin belirlediği konular ile ilgili düzenli olarak organize ediliyor. 

Üyelik süreci hakkında bilgi verir misiniz?

Öncelikle bu platformun, yatırımcı firmaların, operatif santrallerinde, rüzgar enerjisinden sorumlu saha veya ofis çalışanı her bir personelin üye olabileceği bir platform olduğunu belirtmek istiyorum. Kurumsal üyelik dahilinde, firma çalışanları arasında herhangi bir üye kısıtlaması yapmıyoruz. Tek bir kurumsal üyelik altında o firmada çalışan her personel foruma üye olabiliyor. 

Öncelikle üyelik talebi info@windoperationforum.com adresine iletiliyor. 

Biz de Kurumsal Üyelik Formunu paylaşıyoruz. Firma ve talep edilen üye bilgileri ilave edilerek firma tarafından onaylanan form tarafımıza geri gönderiliyor ve üyelikler aktive ediliyor. 

Bundan sonra da üye listesinde yer alan personelin www.windoperationforum.com adresinden forum linkine girerek hesap açması, forumu kullanması için yeterli oluyor.  

Türkiye’de rüzgar enerjisi sektöründe işletme/operasyon dönemini -olanaklar ve kısıtlılıkları da göz önünde bulundurarak- nasıl değerlendiriyorsunuz?

Enerji sektöründe ve dolayısı ile rüzgar enerjisi alanında, işletme ve operasyon dönemimin, yatırımların hayat döngüsünde önemli bir kısmını temsil ettiğini düşünüyorum. 

Türkiye’de yaklaşık 10 GW’lık kurulu güç dahilinde 300’e yakın santral ile birlikte 2019 verilerine göre 13.300 kişilik bir istihdam sağlayan bir sektöre sahibiz. Türkiye, Avrupa’daki rüzgar enerjisi alanında kurulu güç olarak ilk 7 ülke arasında yer alıyor. Bununla birlikte gelişmiş bir sanayi altyapımız da mevcut. Türbin ana ekipmanlarını ve birçok yan ürünü imal edebiliyoruz, mühendislik ve Ar-Ge alanında da faaliyetlerimiz var ve birçok yetkinlikte işletme ve bakım döneminde faaliyet gösteren deneyimli firmalarımız, Türkiye dışında da aktifler. Bu firmalar arasında vinç tedarikçileri, kanat/kompozit bakım tamirleri yapan firmalar, muayene/ölçüm faaliyetleri yapan firmalar, türbin bakımlarını yapan yerel firmalar ve daha birçok alanda uzmanlaşmış, spesifik yetkinlikler kazanmış firmalar var. 

Ayrıca yatırımcı firmalarımız da bu süreçte oldukça deneyim kazandı. Yatırımların artmasıyla birlikte, operasyon ekiplerinin yetkinlikleri de arttı, hatta birçok alanda örneğin yazılım/mühendislik faaliyetlerinde oldukça önemli gelişmeler kaydettiler. Özellikle saha teknik ekiplerimizin Avrupa’daki ekipler seviyesinde hatta daha yetkin bir düzeyde olduğunu düşünüyorum. Dolayısı ile rüzgar enerjisi operasyon faaliyetleri göz önüne alındığında olgun piyasa koşullarına sahip olduğumuza inanıyorum.

Bununla birlikte Türkiye’de kurulu türbinlerin 2020 yılı itibariyle de ortalama yaşı 7 oldu.  Türbin servis tedarikçi sözleşmelerinin sona ermesiyle birlikte ve bu zamana kadar tedarikçiler ile birlikte edinilen deneyimler dahilinde, yatırımcıların hem kendi kaynaklarını hem de yerel tedarikçi ağını daha yoğun kullanacağını ve böylece yukarda bahsettiğim sektörde yer alan her bir oyuncu adına (majör operasyon, arıza giderim, bakım, alarm yönetimi vb.) deneyimin daha da artacağını ve maliyetlerin de makul seviyelere ineceğini düşünüyorum.  

Kısa veya uzun vadede hayata geçirmeyi düşündüğünüz yeni projeler var mı?

Özellikle dijital çözümler ile ilgili bazı projelerim var. Bu konuya yatırım yapan paydaşların bir adım öne çıkacağına inanıyorum. Çünkü sektör bahsettiğim gibi çok dinamik ve maliyet odaklı bir yapıda. Enerji maliyetlerinin en uygun noktalara çekilebilmesi için tüm maliyet kalemlerinin optimize edilmesi gerekiyor. Bunun, dijital dönüşümün santrallerde başlaması ile elde edilebileceğine inanıyorum.

Son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir?

Son olarak, sektör içerisinde değerli yatırımcılarımızın bu röportajımızda bahsettiğimiz Wind Operation Forum platformundan yararlanmalarını sağlamak ve değerli bir üye portföyü oluşturabilmek adına; üyelik tarihinden itibaren 3 ay boyunca forumu ücretsiz olarak kullanabileceklerini hatırlatmak istiyorum. 3 ay sonunda ise tercih ederlerse herhangi bir bedel ödemeden forumdan ayrılabilirler. 

Bu vesile ile de bu sohbet imkânını sağladığı için sizlerin nezdinde tüm Rüzgar Enerjisi Dergisi ekibine teşekkür ediyorum.

Devrim Topçu kimdir?
1999 senesinde Ortadoğu Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden mezun olduktan sonra, 2001 yılında Alstom Power şirketinde satış mühendisi olarak göreve başladım ve böylece enerji sektörüne girmiş oldum.
Daha sonra 2003 yılında Siemens firmasının Alstom Power Endüstriyel Birimini satın almasıyla birlikte Siemens ailesine katıldım ve servis bölümünde kojenerasyon/kombine çevirim santrallerinde yer alan Siemens gaz ve buhar türbinlerinin servis sözleşmeleri ve bakım faaliyetlerine yönelik proje müdürlüğü görevine devam ettim.
Daha sonra 2011 yılı itibariyle Siemens Servis Rüzgar Birimi sorumlusu oldum ve 2020 yılına kadar bu görevimi servis bölge müdürü olarak Siemens Gamesa’da devam ettirdim.
2020 yılı Ekim ayı itibariyle de kurduğum MDT Enerji firmasında özellikle rüzgar santrallerinde işletme ve bakım dönemine yönelik danışmanlık hizmetleri vermeye devam ediyorum.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 

Türkiye'nin alanında en özel yayınlara sahip medya grubu MONETA'nın sektörel dergi ve portallarının yönetimine katkıda bulunmaktayım. MONETA bünyesinde yeni nesil yayıncılık anlayışıyla içerik yönetimini geliştirmeye devam ediyoruz.

Genel

COP28, doğa için küresel finansmanı ve birliği harekete geçiriyor

Published

on

By

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28’inci Taraflar Konferansı (COP28) kapsamında gerçekleştirilen Dünya İklim Eylemi Zirvesi, Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Dubai kentinde başladı. BM İklim Değişikliği COP28 üst düzey yöneticilerinden Razan Khalifa Al Mubarak, COP28’den COP30’a kadar iklim eyleminde doğanın rolünü pekiştirerek, 1.7 milyar dolarlık doğa koruma finansmanını açıkladı. Birleşik Arap Emirlikleri’nin doğa-iklim projelerine 100 milyon dolarlık yeni finansman katkısında bulunacağını belirten Al Mubarak, Gana hükümetinin ‘Dirençli Gana’ planına ilk etapta 30 milyon dolarlık bir yatırım yapacaklarını açıkladı. Liderlerin, yerli halk ve yerel toplulukların geçim kaynaklarına ve kalkınma hedeflerine yatırım yapmanın kritik önemini vurgu yaptığı zirvede, Belem’deki COP30’a doğru entegre doğa-iklim eylemi için ortakları ve kaynakları harekete geçirecek bir BAE-Brezilya ‘COP-to-COP’ ortaklığı duyuruldu.

İklim krizine karşı ortaya konulan planların güçlendirilmesi ve somut adımlar atılarak hayata geçirilmesine ilişkin müzakerelerin yapıldığı BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28. Taraflar Konferansı, BAE’nin ev sahipliğinde başladı. Bu yıl 28’incisi düzenlenen ve 12 Aralık’a kadar sürecek olan konferansın ana gündeminde, 2015 yılında Paris’te anlaşmaya varıldığı gibi küresel ısınmayı 1,5 derecede sabit tutma amacının canlandırılması ve hükümetlerin iklim eylemi vaatlerini daha kapsamlı hale getirecek bir anlaşmaya varılması yer alıyor.

Zirvede konuşan COP28’in BM İklim Değişikliği Üst Düzey Sorumlusu Razan Khalifa Al Mubarak, “Doğanın tam ve en bütüncül haliyle iklim eyleminin bir önkoşulu olarak tanınmasını, desteklenmesini ve finanse edilmesini sağlamak COP28 Başkanlığı için bir öncelik olmuştur. Devlet dışı aktörlerin desteği ve finansmanıyla birleşen bu olağanüstü siyasi liderlik, doğanın sadece bu görev için değil, gelecekteki tüm görevler için temel rolünün kanıtıdır” dedi.

Zirvede devlet başkanları, Paris Anlaşması ve kısa süre önce kabul edilen Kunming-Montreal Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi’ni hayata geçirmek üzere doğa-iklim eylemine odaklanan ulusal ve bölgesel yatırım planlarını ve ortaklıklarını açıkladı:

– BM İklim Değişikliği COP28 üst düzey yöneticilerinden Razan Al Mubarak, Birleşik Arap Emirlikleri’nin Gana’nın ‘Dirençli Gana’ planına 30 milyon dolarlık ilk yatırımla birlikte doğa-iklim projelerine 100 milyon dolarlık yeni finansman katkısında bulunacağını açıkladı. ‘Dirençli Gana’, Gana Devlet Başkanı Nana Akufo-Addo tarafından Kanada, Singapur, Amerika Birleşik Devletleri ve LEAF Koalisyonu gibi diğer özel sektör uyumlu girişimlerden gelen 80 milyon dolarlık ek destekle başlatıldı ve son olarak BAE’nin 30 milyon doları eklendi.

– Tonga Başbakanı Siaosi ‘Ofakivahafolau Sovaleni, 2030 yılına kadar ülkelerin sularının ve münhasır ekonomik bölgelerinin yüzde 30’unun korunmasını amaçlayan ve ay yüzeyinden daha büyük bir alanı temsil eden ‘Unlocking Blue Pacific Prosperity Plan’ için Bezos Earth Fund’dan Gelişmekte Olan Pasifik Küçük Ada Devletleri’ne (P-SIDS) 100 milyon ABD doları finansman sağlanacağını duyurdu.

– Aralarında Bloomberg Philanthropies, Builders Vision ve Oceankind’in de bulunduğu bir grup hayırsever, Okyanus Direnci İklim İttifakı (ORCA) kapsamında, hassas deniz alanlarının korunmasını, okyanus temelli azaltım çabalarını ve iklim etkileri üzerine araştırmaları hedefleyen 250 milyon dolarlık yeni finansmanı duyurdu.

– Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, doğrulanabilir karbon kredisi işlemleri yoluyla koruma ve yerel kalkınmanın özel finansmanını teşvik etmek amacıyla Papua Yeni Gine için 100 milyon ABD Doları, Kongo Demokratik Cumhuriyeti için 60 milyon ABD Doları ve Kongo Cumhuriyeti için 50 milyon ABD Doları olmak üzere 3 orman finansman paketi açıkladı.

– Endonezya Devlet Başkanı Joko Widodo ve Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre, Endonezya’nın öncü FOLU Net Sink 2030 planını desteklemek üzere 100 milyon dolarlık bir ortaklığı açıkladı.

– Asya Kalkınma Bankası, OPEC Fonu, Suudi Arabistan, AFD, Fransa ve Yeşil İklim Fonu bünyesindeki ASEAN Katalitik Yeşil Finansman Aracı ile birlikte, 2030 yılına kadar doğa odaklı iklim projelerine 2 milyar ABD doları daha ek özel finans sermayesi seferber etmek amacıyla kalkınma ortaklarından 1 milyar ABD doları seferber etmeyi taahhüt eden yeni bir girişim olan Doğa Finans Merkezi’ni duyurdu.

145 ülkenin 2030 yılına kadar orman kaybını ve arazi bozulmasını durdurmayı ve tersine çevirmeyi kabul ettiği COP26’nın Glasgow Liderler Deklarasyonu’nu pekiştiren bu doğa-iklim planları; 196 ülkenin 2030 yılına kadar toplam doğa kaybını durdurmak için ortak bir çerçeve üzerinde anlaştığı dönüm noktası niteliğindeki Kunming-Montreal Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi de dahil olmak üzere önceki taahhütlerde ilerlemeyi teşvik ediyor. Uyum maliyetlerinde 104 milyar ABD doları tasarruf sağlayabilecek doğa kaybının ele alınması, 2030 yılına kadar ihtiyaç duyulan CO2 azaltım eyleminin yüzde 30’undan fazlasını sağlama potansiyeline sahip. Ayrıca, küresel GSYH’nin yaklaşık yüzde 50’si doğrudan veya dolaylı olarak doğaya ve diğer ekosistem hizmetlerine bağlı olduğundan, doğal ekosistemlerin korunması ve restorasyonu, yaklaşık 395 milyar daha fazla iş yaratma ve geçimleri doğrudan doğaya bağlı olan 1 milyar insanı koruma potansiyeli ile ekonomik refahı destekliyor.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Continue Reading

Genel

AB, Net-Sıfır Sanayi Yasası’ndaki tutumunu oyladı: Avrupa’da üretilen temiz teknolojiler artırılacak

Published

on

By

Dünya standartlarında bir rüzgar endüstrisine sahip olan Avrupa’nın, iklim ve enerji güvenliği hedeflerine ulaşabilmesi için 2030 yılına kadar her yıl yaklaşık 30 GW yeni rüzgar santrali kurması gerekiyor. Avrupa rüzgar tedarik zinciri ise, enflasyonist baskılar, rüzgarın genişleme hacimlerindeki belirsizlik ve zayıf ihale tasarımları ile mücadele ediyor. Tüm bunlar, AB’nin enerji güvenliği ve iklim hedeflerine ulaşmak için yeni üretim tesislerini planlama ve bunlara yatırım yapma kabiliyetini zayıflatıyor.

Temiz teknolojilerdeki üretimini güçlendirmek ve genişletmek için bu yılın başlarında Net Sıfır Sanayi Yasası’nı (NZIA) sunan Avrupa Parlamentosu, geçtiğimiz Salı günü Avrupa Komisyonu ve üye devletlerle Net-Sıfır Sanayi Yasası (NZIA) müzakerelerindeki tutumunu oyladı. Parlamento’nun pozisyonunu hazırlayan MEP Christian Ehler, Sanayi, Araştırma ve Enerji Komitesi’nde (ITRE) Avrupa’nın iklim ve enerji güvenliği hedeflerine ulaşması için güçlü bir Avrupa rüzgar endüstrisini destekleyen öneri sundu. Avrupa rüzgâr endüstrisi tüm Parlamento üyelerini ITRE görevlerini desteklemeye çağırdı.

Konuyla ilgili değerlendirme paylaşan WindEurope’un açıklamasında, Avrupa Parlamentosu’nun Avrupa’da üretilen temiz teknolojilerin artırılması için oy kullandığı belirtildi. Değerlendirmede görüşlerine yer verilen WindEurope Baş Politika Sorumlusu Pierre Tardieu, “AB, Yeşil Mutabakatı Avrupa’da üretilen rüzgarla gerçekleştirmek istiyor. Yarın Parlamento, Avrupa rüzgâr tedarik zincirini güçlendirerek tam da bunu yapacak somut tedbirleri kabul edebilir. Açık attırma tarifelerinin daha yüksek girdi maliyetlerini yansıtacak şekilde endekslenmesi, Avrupa pazarında adil rekabetin sağlanması ve ‘dibe doğru yarış’ ihalelerine karşı çıkılmasına yardımcı olacaktır. Bu doğru bir hareket tarzıdır. Bu bir güvenlik, istihdam ve özerklik meselesidir” ifadelerini kullandı.

İhalenin Avrupa tedarik zincirinin genişlemesini desteklemesi gerekiyor

ITRE tutumu, rüzgar enerjisi ihale tasarımında önemli değişiklikler içeriyor. İhaleler için açık ve zorunlu ön yeterlilik kriterleri belirleniyor. Bu, Avrupa’nın kritik enerji ve şebeke altyapısının siber saldırılar için kolay bir hedef olamayacağını garanti edecek siber güvenlik ve veri varlığına yönelik yeni kuralları içeriyor.

Geliştiriciler büyük offshore projeleri iptal etmek zorunda kaldı

WindEurope’un paylaştığı değerlendirmede, konuyla ilgili şu açıklamalar yer alıyor: “ITRE Komitesi bir enflasyon endeksleme mekanizması da önerdi. Yetersiz endeksleme şu anda büyük bir sorun. Rüzgar geliştiricileri bu yüzden büyük açık deniz rüzgar projelerini iptal etmek zorunda kaldı. Belirli bir fiyatla ihale kazanmışlardı; ancak daha sonra yüksek enflasyon türbinleri ve bileşenlerini çok daha pahalı hale getirerek rüzgar enerjisi projelerinin ekonomik uygulanabilirliğini riske attı. Rüzgar enerjisi ihalelerinin girdi maliyetlerini yansıtacak şekilde endekslenmesi bu mali açığın kapatılmasına yardımcı olacak ve projelerin devam edebilmesini sağlayacaktır. Bu tür bir endeksleme mekanizması, tüm tedarikçi sözleşmelerinin imzalanması için gereken süre boyunca geçerli olacaktır.”

Müzakereler 2024 yılının ilk çeyreğinde gerçekleşecek

Nihai müzakerelerde kabul edilen tedbirlerin tedarik zinciri esnekliğine, teknolojiye ve amaca uygun olmasının kritik önem taşıdığına vurgu yapılan değerlendirmede, şu ifadeler kullanıldı: “ITRE Komitesi ayrıca üye devletlerin ihalelerinde negatif ihale vermeyi bırakmalarını istemektedir. Bu, rüzgar santrali geliştiricilerinin bir rüzgar santrali inşa etme hakkı için hükümetlere ödeme yapmak zorunda olduğu durumdur. Bazı hükümetler, hızlı para kazanmanın bir yolu olarak ihalelerine negatif ihale uygulamasını getirdi; ancak negatif ihale sadece AB’nin enerji dönüşümünü daha pahalı hale getirir. Geliştiriciler için tedarik zincirine ya da elektrik tüketicilerine yansıtılması gereken ek maliyetler yaratır ve negatif ihale turlarında ödenen para, şirketlerin diğer rüzgar enerjisi projelerine yatıramayacağı paradır. Konsey’in şimdi Net Sıfır Sanayi Yasası’na ilişkin müzakere yetkisini de tamamlaması gerekiyor. Üçlü görüşmeler, yani Avrupa Parlamentosu ve üye devletler arasında Avrupa Komisyonu’nun desteğiyle nihai bir anlaşma üzerinde yapılacak müzakereler, 2024 yılının ilk çeyreğinde gerçekleşecek. Nihai müzakerelerde, kabul edilen tedbirlerin ince ayarlarının yapılması ve tedarik zinciri esnekliği yaklaşımının teknolojiye özgü ve amaca uygun olması kritik önem taşıyacaktır.”

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Continue Reading

Genel

DÜRED Başkanı Murat Durak, deniz üstü rüzgardaki gelişmeleri REIA 2023’te değerlendirecek

Published

on

By

Yenilenebilir enerjinin her alanından Avrupa’daki geliştiriciler, yatırımcılar, finansörler, mali danışmanlar, sektör uzmanları ve brokerları buluşturan Yenilenebilir Enerji Yatırım ve Varlık Yönetimi Konferansı – Renewable Energy Investment & Asset Management Conference (REIA 2023), 30 Kasım – 1 Aralık tarihleri arasında Yunanistan’da düzenleniyor.

Avrupa yenilenebilir enerji sektöründeki son gelişmelerin ele alınacağı konferansın konuşmacıları arasında, Denizüstü Rüzgar Enerjisi Derneği (DÜRED) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Murat Durak yer alıyor. Murat Durak’ın konuşacağı “Blowin in the wind: Investing İn Offshore And Floating Wind” Oturumu, konferansın ikinci gününde saat 13:35’te başlıyor.

REIA 2023’te, deniz üstü rüzgar enerjisindeki yatırımların ele alınacağı oturumla ilgili şu açıklama yer alıyor: “Açık deniz rüzgar potansiyelinin %80’i, 60 metreden daha derin sularda bulunuyor ve bu da sınırlı arazi alanına sahip ülkelerde yüzen türbinlere olan ihtiyacı artırıyor. Yüzen rüzgar enerjisi endüstrisi, Avrupalı ​​şirketlerin öncülüğünde 2022 yılı sonuna kadar planlanan 48 GW kapasiteyle hızla genişliyor. Avrupa’nın 2030 yılına kadar 10 GW, 2050 yılına kadar ise 264 GW yüzer açık deniz rüzgarı üretmesi planlanıyor. Yalnızca Birleşik Krallık, yüzer rüzgar projelerine 60 milyon sterlinin üzerinde yatırım yapıyor. Almanya, Türkiye, Portekiz, İspanya ve diğerleri iddialı offshore rüzgar hedeflerini takip ediyor. Zorluklar arasında yeni bir tedarik zinciri ve liman altyapısı oluşturulması yer alıyor. Avrupa, 2022’de rüzgara 17 milyar Euro yatırım yaparak yıllık hedefinin gerisinde kaldı. Yüzen açık deniz rüzgarı gelecek; ancak potansiyelini gerçekleştirmek için önemli altyapı yatırımlarına ihtiyaç var.”

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Continue Reading

Trendler

Copyright © 2011-2018 Moneta Tanıtım Organizasyon Reklamcılık Yayıncılık Tic. Ltd. Şti. - Canan Business Küçükbakkalköy Mah. Kocasinan Cad. Selvili Sokak No:4 Kat:12 Daire:78 Ataşehir İstanbul - T:0850 885 05 01 - info@monetatanitim.com