Connect with us

Genel

Rüzgâr türbini ana millerinde rulman ömrünün uzatılması

Yayın tarihi:

-

ABD rüzgâr endüstrisinin büyümesiyle ve 1 MW’den daha güçlü türbinlerin geliştirilmesiyle birlikte daha ağır yükler ve artan gerilim oranları dişli kutusu ömrünü etkilemektedir. Beklenenden daha kısa sürede meydana gelen hasar ve arıza durumları pek çok rüzgâr santrali işletmecisi için kule onarımlarıyla ilgili beklenmedik masraflara yol açmaktadır.

Sonuç olarak endüstri, ana mil ve dişli kutusu rulmanlarından daha uzun ömürlü performans bekliyor. Üreticiler de pazar için bu doğrultuda çözümler bulmaya çalışmaktadır.

The Timken Company uygulama mühendisi Tony Fierro bu konuda şunları söylüyor: “İşletmeci, türbin ömrü boyunca bir veya iki büyük bakım işlemi için bütçe ayırır ancak buradaki sorun, çoğu türbinin ilk 7 ila 10 yıl içinde önemli oranda yeniden yapılanma ihtiyacının olmasıdır. Bu da türbin ömrü boyunca daha yüksek işletme ve bakım masrafı demektir.”

Şekil 1

Rüzgâr türbinleri, her biri farklı oranda aşınan birden fazla rulmanla donatılmıştır. Günümüzde, büyük türbinlerdeki yüksekgerilimler, özellikle ana millerdeki standart rulman tasarımlarını test eder niteliktedir.

Yüksek Masraflı Bakımlar

Rüzgâr santrallerinin her 7 yılda bir yeniden yapılanma ihtiyacı santral işletmecilerini finansal olarak nasıl etkiler?

Fierro’ya göre bir türbinin ortalama 30 yıl ömrü olduğunu ve ana mil ile dişli kutusunun her yedi yılda bir yenilenmesi gerektiğini varsayarsak, butürbinin ömrü boyunca dört kere yenilendiğini gösterir: “Geliştirilmiş bir rulman çözümüyle işletmeciler bunu yarıya indirebilir.”

Örneğin ana mil ve dişli kutusu onarımı 300.000$ (vinç masrafları dahildir) ise türbinin ömrü boyunca toplamda 1,2 milyon dolarlık bir harcama söz konusudur. Bu değişimler yarıya indirilebilirse işletmeciler türbin başına 600.000$ gibi bir tasarruf sağlayabilir. 100 türbinin işletildiği tipik bir santralde işletme ve bakım masraflarında 30 yıllık bir süre için 60 milyon dolar tasarruf edilebilir.

Mevcut tasarım sorunları

Modüler rüzgâr türbini tasarımlarında genellikle iki sıralı küresel makaralı rulmanlar (SRB) kullanılarak ana mil yüklerinin desteklenmesi ve taşınması amaçlanır. SRB’ler, modüler türbin pazarını üç ve dört noktalı montaj olmak üzere iki farklı yapılandırmada yönlendirmektedir. Bu düzenekler Şekil 2 ve 3’te gösterilmiştir.

Şekil 2 ve 3: Üç ve dört noktadan montajlı ana mil düzeni

Üç noktalı tasarım

Üç noktalı tasarımda (Şekil 2) ana mil, dişli kutusu tork kolları ve dişli kutusunun önündeki tekli SRB tarafından desteklenir. Bu kurulum şunları sağlar:

  • Daha kısa nasel uzunluğu ve türbin kütlesinde azalma
  • Yüksek sistem sapması ve hizasızlığı

Bu tasarımın daha düşük nasel ağırlığı ve daha düşük türbin ilk yatırım maliyetleri gibi avantajları olsa da ana mil rulmanı olarak iki sıralı SRB kullanımı ve dişli kutusu üzerinden yük iletimi gibi belirgin dezavantajları da vardır.

Sorunlardan biri, rulmanın yalnızca makaraların rüzgârın estiği yöne doğru (DW) rüzgâr itişini ve radyal reaksiyonu desteklemesidir. Diğer bir problem ise rulmanlar aşındıkça artan dahili açıklık sebebiyle eksenel sapma ve moment yüklerinin dişli kutusundaki planet taşıyıcı rulmanlarına aktarılmasıdır. Bu ekstra yük, planet dişlilerin temasını, planet dişlileri ve rulman yükünü etkileyebilir.

Dört noktalı tasarım

Dört noktalı tasarımda (Şekil 3) ana mil, dişli kutusu tork kolları ve dişli kutusunun önündeki iki ana rulman tarafından desteklenir. Bu ana rulmanlar genellikle SRB’dir ancak konik ve silindir makaralı rulmanların bulunduğu yapılar da oldukça yaygındır. Bu kurulum ise şunları sağlar:

  • Daha uzun nasel ve türbin kütlesinin artması
  • Yüksek sistem dayanıklılığı
  • Aktarma organında düşük sapma ve hizasızlık

Ana rulman performansı, genellikle dört noktalı tasarıma sahip türbinlerde üç noktalı tasarıma göre daha üstündür. Ancak arka konumda özellikle SRB’nin kullanıldığı bazı modellerde halen sorunlar yaşanmaktadır.

Sık görülen arıza durumları

Aşınma

MW sınıfı türbinlerin ana mil konumlarında tekli SRB kullanımı artık değişti. İşletmeciler, bir dönem tercih edilen eski tasarım yerine daha iyi bir çözüm arıyor. Bu durumun temel sebebi, bu tip rulmanlarda genellikle aşınma (yüzey yorulması) sebebiyle görülen zamansız hasarlardır. Resmi bir üst limit olmasa da iki sıralı SRB’de kabul edilebilir radyal yük itişi için standart oran yaklaşık olarak %25’tir.

Günümüzde birçok büyük türbinde, gerçek itme yükleri (bazı durumlarda %60’a kadar) bu sınıra göre çok daha fazladır ve yuvadan çıkma etkileri, sıralar arası anormal yük dağılımı, silindir eğrilmesi, tutucu gerilimi, aşırı ısı üretimi ve silindir sıvanmasına ilişkin sorunlar konusunda endişeler artmaktadır. Bu ağır eksenel yüklerle, radyal ve itme yükleri yalnızca rüzgâr yönündeki (DW) makara sırasında desteklenir. Rüzgâra karşı olan (UW) sıra ise genellikle tamamen yüksüzdür. Bu da ideal işletim koşullarının altında bir performansa sebep olur.

Sonuç olarak üç noktadan montajlı türbinlerde; aşınma, kenar yükü, makara ucunda baskı, tek parça kafes arızaları ve kafes ve merkez kılavuz halka aşınmasının yanı sıra yuvarlama yüzeyinde bozulma gibi yaygın hasar türleri görülmektedir. Tüm bunlar türbinlerin kullanım sürelerini etkileyecek kritik arızalara yol açmaktadır.

Yetersiz yağlama

Ana mil rulmanı çalışma koşulları, yağlayıcı film için ideal ortamı sağlayamaz. Yaklaşık 20 dev/dk’lık maksimum çalışma hızında, rulman yüzeyi hızı ve yağ filmi üretimi, yuva pürüzlerini birbirinden ayrı tutmak için yetersizdir. Mesafe ve sapma hareketlerinin değişimi, yük bölgesi konumunun ve yönünün aniden ve sürekli olarak kaymasına sebep olur. Bu sebeple yağ filminin oluşumu ve kalitesi kesintiye uğrar.

Üç noktadan montajlı türbinde kullanılan SRB için bu durum daha hızlı gerçekleşir. SRB’ler radyal boşluklu rulmanlardır ve bu şekilde çalışırlar.  Bu da aşınma ve eğrilme riskini artırır. Aşınma aşamasının başlangıcı Şekil 2’de gösterilmektedir. Burada rüzgâr yönündeki makara sırasındaki belirgin aşınma izi aşınma limitlerini aşarak, limit stres değerlerinden daha yüksek  gerilimlere sebep olacaktır ve dolayısıyla rulman arızası yaşanacaktır.

Şekil 4: Türbin ana milindeki SRB aşınmasının başlangıcı

Mevcut türbinler için rulman optimizasyonu

Aşınmaya dirençli rulmanlar

Mevcut türbin filolarında doğrudan değişim için Timken, iyileştirilmiş yüzey işlemeleriyle beraber özel yüzey teknolojilerinin kullanıldığı Aşınma Önleyici (WR) SRB geliştirmiştir. WR rulmanlar, kanalları aşınmaya karşı koruyarak kesme gerilimlerini ve pürüz etkileşimlerini önemli ölçüde azaltır. Özel yüzey dayanıklıdır ve benzersiz tungsten karbür/amorf hidrokarbon kaplamadan (WC/aC:H) üretilmiştir.

Bu kaplamalar, çelikten 2-3 kat daha serttir, 1-2 mikrometre kalınlığındadır ve çeliğe kıyasla daha düşük sürtünme kat sayılarına sahiptir. Silindirdeki gelişmiş özel yüzey ile kaplama, çalışma sırasında döküntü hasarlı kanalları cilalamak ve onarmak üzere tasarlanmıştır. Ayrıca bu iyileştirilmiş yüzey işlemesi, yağ filmi kalınlığını artırarak pürüz temasının daha etkili bir şekilde azaltılmasına yardımcı olur. Bu geliştirmeler, aşınmaya sebep olan kesme gerilimlerini azaltır. Ek özellikler ve avantajlar aşağıdaki tabloda özetlenmiştir.

TEKNOLOJİ TANIM AVANTAJLAR
Makara Yüzeyi İşlemesi Düşük Sertlik, İzotropik İşleme Daha Pürüzsüz Yüzeyve Daha Az Gerilim
Yüzey Kaplaması WC/aC:H Kaplama 1 μm Kalınlık İyileştirilmiş Aşınma Direnci, Uzatılmış Yorulma Ömrü,

İyileştirilmiş Yabancı Partikül Direnci

İç Geometri Makara/İç bilezik yuvarlanma yüzeyi uyumu Makara Gerilimini Azaltır,
Potansiyel Makara Çarpılmasını   Azaltır,
-Makaraların Doğrusal Hareketini Destekler
Bölünmüş Kafes İki Parça Mekanik İşlemeli Pirinç Kafes Muhtemel Çalışma Kuvvetlerini Azaltır

Timken WR SRB’nin özellikleri ve avantajları

 

Konik çözüm

Timken mühendisleri, SRB’lerle ilgili sorunlar üzerinde çalışırken, üç noktadan montajlı türbinlerde bulunan ön yüklü konik makaralı rulmanlar için bir çözüm ürettiler.

Tek parça halinde iki iç yuvalı ve iki tekli dış yuvalı rulman, dönen miller üzerindeki sabit konumlarda kullanılabilir ve OE ana şaft SRB’leri ile doğrudan değiştirilebilirdir (mevcut OE yastık blok muhafazası kullanılarak). Tasarım, her iki silindir sırasının radyal ve eksensel yükleri eşit olarak paylaşmasını sağlar ve kaçıklıkları kompanze edebilme özelliği (Şekil 5) nedeniyle dişli kutusu yükünü en aza indirir.

Şekil 5: Test, Timken’in ön yüklü TRB tasarımının, iki sıralı SRB çözümüne kıyasla,
dişli kutusunun içindeki eksenel baskıyı yüzde 67 oranında azalttığını gösteriyor

Saha denemelerinde Timken TRB; daha az aşınma, dişli kutusunda daha az sapma/yük ve iyileştirilmiş sistem sağlamlığı sunduğunu kanıtladı. Bu yüksek kapasiteli rulmanın ön yüklü durumu, makaranın lekelenmesini/ kaymasını azaltmaya ve her iki sıra boyunca yük paylaşımının yapılmasına yardımcı olurken, konik makaralı çift sıralı rulmandan daha yüksek oranda sistem hizasızlığıni kompanze edilebilir.

Tasarım, Şekil 6’daki iki sıralı SRB çözümüyle karşılaştırılmıştır:

 

Şekil 6: Ön yüklü TRB ve standart SRB ana mil rulman düzeni

Sonuç

Rulmanlar, günümüzün MW sınıfı türbinlerinde kritik bir eleman olarak çalışmasına rağmen, dinamik ve beklenmeyen yükler zamansız ve masraflı arızalara neden olmaktadır. Rüzgâr endüstrisinin gelişmesi için, ana mil rulmanlarının güvenilirliği iyileştirilmelidir. Türbin marketi aşınmaya dayanıklı SRB’ler ve ön yüklü bir TRB tasarımı da dahil olmak üzere tekli SRB’lerin üç noktalı bir montaj düzenlemesine uyarlanması için rulman üreticilerini yeni çözümler geliştirmeye teşvik ediyor.

Genel

ICCI Fuarı’nda enerji sektörüne yenilenebilir enerji müjdesi

Yayın tarihi:

-

Yazar

ICCI Uluslararası Enerji ve Çevre Fuar ve Konferansı’nın açılışını gerçekleştiren TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Sözcüsü Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, yenilenebilir enerji ile ilgili müjde verdi.  Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “Komisyonumuz ve hükumetimiz yenilenebilir enerji alanında ülkemizin ve sektörün önünü açacak, ülkemizi güçlendirecek adımları atmaya devam ediyor. Maden ve enerji kanunlarında değişiklikleri kapsayan kanun teklifimiz komisyondan geçti ve genel kurulda görüşmelere başlanacak. Meclisimizin onayıyla teklifimiz yasalaşacak ve bu sayede enerji sektörümüzün önünü açmış olacağız” dedi.

T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve EPDK’nın desteği ile TG Expo tarafından gerçekleştirilen ICCI – Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı’nın açılışı Türkiye Büyük Millet Meclisi Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi Ve Teknoloji Komisyonu Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, İstanbul Sanayi Odası Enerji Grup Başkanı Rıdvan Mertöz, KOJENTÜRK Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Aydın, ENSİA – Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı ve KBSD – Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Hoplamaz’ın katılımı ile gerçekleştirildi. 3 gün boyunca 10.000 metrekarelik alanda küresel enerji piyasasının kalbinin atacağı fuar, 200’e yakın firma ve 8 bini yurt dışından olmak üzere toplamda 20 binden fazla ziyaretçiye ev sahipliği yapacak. ICCI bu yıl ilk kez eş zamanlı gerçekleşecek Electricity Eurasia – Elektrik ve Elektrik Ekipmanları Fuarı’na da sahne oluyor.

Enerji sektörüne yeni kanun teklifi müjdesi

Fuarın açılışında konuşan TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi Ve Teknoloji Komisyonu Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “TBMM komisyonumuz ve hükumetimiz yenilenebilir enerji alanında ülkemizin ve sektörün önünü açacak ve ülkemizi güçlendirecek çabaların içerisindedir. Yakın zamanda komisyonumuza gelen özellikle maden ve enerji kanunlarındaki değişiklikleri kanun teklifi ilgili komisyonumuzdan geçti. Gerekli tartışmalar yapıldı. Komisyon üyelerimiz katkılarını verdi Ve genel kurulun gündemine hazır hale getirildi. Genel kurulda özellikle yenilenebilir enerjiyle ilgili bazı kanuni düzen içeren kanun teklifi görüşülmelerine başlanacak. Ümit ediyorum ki; değerli milletvekillerimizin, meclisimizin onayla da bu teklif yasalaşacak. Bu da özellikle ülkemizin siz değerli sektör temsilcilerimizin önünü açmak üzere ülkemize sağlamak üzere bu kanun teklifi de yasalaşmış olacak diye ümit ediyorum” şeklinde konuştu.

Enerji verimliliğinde başarının formülü her kademede “farkındalık”

Son yılların en kritik konularından birisinin yenilenebilir enerji olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “Bu alanda atılan adımlar ve yaşanan gelişmeler hem ülkelerin güçlenmesi hem de sektör oyuncularının daha rekabetçi haline gelmelerinde şüphesiz önemli bir rol oynuyor. Bu gelişmelerin bir sonucu olarak da rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kurulumu ve kurulu gücünün diğer konvansiyon termik kurulu güce göre daha fazla olduğunu görüyoruz. TBMM komisyonu olarak bunun farkındayız ve bu farkındalığın da bir gereği olarak ilgili komisyonumuz ve hükümetimizin bu alanda ülkemizin ve sektörün önünü açacak çaba sarf ediyoruz” şeklinde konuştu. Özellikle bu tür fuar ve konferanslarda yapılan tartışmalar ve beraberinde sektöre ilişkin ortaya çıkan fikirlerin yasama ve yürütme için son derece kıymetli olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “Fakat özellikle enerji verimliliği konusunda hükümet ve ilgili bakanlıklar her ne kadar destek verirse versin toplumda ve sanayicilerimizde bu konularda gerekli eğitim, farkındalık ve bilinç oluşmadığı takdirde çabaların yeterli şekilde amacına ulaşması mümkün olmaz” dedi.

“Fuarımızın varlığı en büyük kazançlarımızdan biri”

TG Expo Genel Müdürü Cem Şenel de açılış konuşmasında, “1994 yılında İstanbul’da bir Kojenerasyon Semineri ile başladığımız yolculuğumuz, kısa sürede ülkemizin enerji sektöründeki hızlı gelişme ve enerji camiasının yoğun ilgisiyle 1999 yılında ICCI (International Cogeneration Conference of Istanbul) adı altında bir Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı kimliğine evrildi. Dünya enerji piyasasının jeopolitik açıdan belki de en sıcak ve hareketli coğrafyasında yer alan bir ülke olarak ICCI Uluslararası Enerji ve Çevre Fuar ve Konferansı’nın varlığı en büyük kazançlarımızdan biri. Fuar sayesinde oluşturduğumuz verimli, etkin, saygın ve kaliteli bir iletişim ve etkinlik platformu ile bu büyüme ve gelişme sürecine 30 yıla yakın süredir tanıklık ediyor, gelecekte de sürdürmek üzere yoğun çaba gösteriyoruz. Sürdürülebilirliği odak noktasına aldığımız fuarımızda enerji verimliliği, yenilenebilir enerji, akıllı şebekeler, temiz teknolojiler ve çevre yönetimi gibi konularda güncel gelişmeler öne çıkacağı için bu yılın teması olarak ‘Enerjinin Geleceğini Keşfet’ diyeceğiz” dedi.

“Yenilenebilir enerjiyi fırsat olarak yakalayanlar avantajını görecek”

Enerjide baş döndüren dönüşümlerin yaşandığı son yıllarda fuarın günceli yakalamak ve geleceğe yönelik projeksiyonlara ışık tutmak için kritik öneme sahip olduğunu belirten KOJENTÜRK Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Aydın ise, açılışta “İklim değişikliğini yavaşlatmak ve toplumları daha temiz bir ortamda yaşatma çabaları, enerjide fosil kaynaklardan yenilenebilir enerji tüketiminin daha yüksek düzeylere geçişini zorunlu kılıyor. Enerji tüketiminin daha da artış gösterdiği günümüzde elektriğin üretildiği kaynaklar daha önemli hale geliyor. Bugün enerji yatırımlarında özellikle finansmana erişimin zor ve yüksek maliyeti nedeniyle hedeflenen yıllık büyümenin biraz gerisinde kaldığını görüyoruz. O yüzden bu dönemi geleceğe yönelik hazırlık ve planlamaların yapılması için bir fırsat olarak gören ve değerlendirenler hızlı dönüşümde bunun avantajlarını yakalayacak” diye konuştu.

Devamını oku

Genel

Kamu Görevini Engelleyenler 5 Yıla Kadar Hapis cezası alabilir

Yayın tarihi:

-

Yazar

Dicle Elektrik Uzun Yıllar Borcunu Ödemeyip Şiddete Başvuranları Mektupla Uyardı;

Dicle Elektrik, dağıtım bölgesinde 27 milyar TL’yi aşan elektrik borcunu uzun süredir ödemeyen ve bununla birlikte görevlilerin çalışmalarını engelleyenlere karşı hukuk mücadelesi vermeyi sürdürüyor. Sorumluluk bölgesinde yer alan 6 ilde kamu hizmeti yürüten dağıtım şirketi, başta Şanlıurfa ve Mardin olmak üzere borçlu sulama abonelerini bu kez engellemelerden dolayı 5 yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya kalabilecekleri konusunda uyardı.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin 6 ilinde elektrik dağıtım hizmeti veren Dicle Elektrik’ten, başta Şanlıurfa ve Mardin’deki çiftçilerin 27 milyar TL’yi aşan elektrik borçlarının ödenmemesiyle ilgili olarak yeni bir açıklama yapıldı. Tarım sezonu öncesi “borcunu ödemeyene elektrik verilmeyecek” uyarısında bulunan Dicle Elektrik, borçlu abonelere bir mektupla önemli yeni uyarılarda bulundu. Mektupta mevzuat gereği elektriği kesilecek olan ancak bu kesintiye kaba kuvvetle karşı koyacak olan abonelerin, TCK’nın ‘Kamu Hizmetlerinden Yararlanma Hakkının Engellenmesine’ dair 113’ncü maddesi uyarınca 5 yıla kadar hapis cezası alabileceği duyuruldu.

İadeli taahhütlü mektupla uyarıldılar
Elektrik borcu bulunan, uzun süredir borcunu ödemeyen ve mevzuat gereği elektriğini kesmeye gelen görevlileri engelleyenlere yönelik gönderilen bu kritik uyarı, her bir borçlu aboneye özel olarak iadeli taahhütlü mektupla yapıldı.

Kamu görevini engelleyene 5 yıla kadar hapis
Aynı mektupta, görevlilere dönük yapılacak her türlü engellemenin TCK’nın 113’ncü maddesinde yer alan ‘Kamu Hizmetlerinden Yararlanma Hakkının Engellenmesi Suçunu’ kapsadığına yer verilerek, çalışmaları cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla engelleyenlerin, 5 yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya kalabileceği kaydedildi.

18 bin çiftçinin 27 milyar TL borcu var
Dicle Elektrik, bölgede 18 bin tarımsal sulama abonesinin elektrik borcunun 27 milyar TL’yi aştığını açıklamıştı. Söz konusu borcun 15.5 milyar TL’sinin Şanlıurfa’daki 13.000 aboneye, 9.5 milyar TL’sinin Mardin’deki 5.000 aboneye, geri kalanın ise Diyarbakır, Batman, Şırnak ve Siirt’teki tarımsal sulama abonelerine ait olduğunu duyurulmuştu.

Dicle Elektrik tarafından abonelere iadeli taahhütlü olarak gönderilen kişiye özel mektuplarda şu ifadeler yer alıyor:

‘’ Sayın abonemiz;
… tesisat numaralı aboneliğinize ait muaccel olan ………… faturalı borçlara ilişkin olarak ekiplerimiz tarafından 18.03.2024 tarihinde Elektrik Piyasası Tüketici Yönetmeliği‘nin Zamanında Ödenmeyen Borçlar başlıklı 35. Maddesi hükümleri uyarıca kesme işlemi için aboneliğinizin bulunduğu sayaca gelinmiş ancak tarafınızca mukavemet gösterilmesi sebebiyle kesme işlemi gerçekleştirilememiştir. Aynı tesisat ve borca ilişkin ekiplerimiz tarafından tekrar kesme işlemi uygulanacak olup, tarafınızca mukavemet gösterilmesi halinde hakkınızda TCK 113 uyarınca Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığı ile suç duyurunda bulunacağımız konusunda tarafınıza ihtarda bulunulmuştur.’’

Devamını oku

Genel

ENERCON ve Enerjisa Üretim, YEKA-2’nin ikinci aşaması için türbin anlaşması imzaladı

Yayın tarihi:

-

Yazar

Enercon ve Enerjisa Üretim, WindEurope Bilbao etkinliğinde YEKA-2 projeleri kapsamında 250 MW’lık türbin sevkiyat sözleşmesi imzaladı. 750 MW’lık türbin teslimat anlaşmalarının başarılı bir şekilde yerine getirilmesinin ardından imzalanan anlaşma ile 1.000 MW’lık projenin tamamlanması için önemli bir adım atıldı. 250 MW kapasite için imzalanan anlaşma kapsamında, 60 adet Enercon E-138 EP3 E2 Rüzgar Türbini teslim edilecek.

Türkiye rüzgar enerjisi sektörünün önde gelen şirketlerinden ENERCON ve Enerjisa Üretim, İspanya’nın Bilbao kentinde düzenlenen WindEurope etkinliğinde Türkiye Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez’in de katılımıyla gerçekleştirilen imza töreninde, YEKA-2 projesi kapsamında iş birliklerine devam ettiklerini duyurdu. 20 Mart 2024 tarihinde gerçekleştirilen imza töreninde; ENERCON CEO’su Udo Bauer, ENERCON CCO’su Uli Schulze Südhoff, ENERCON Bölge Başkanı Arif Günyar, Enerjisa Üretim Rüzgâr Santralleri Yatırımlar Genel Müdür Yardımcısı Ezgi Deniz Katmer, Enerjisa Üretim Satın Alma Genel Müdür Yardımcısı Aziz Ünal ve Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği Başkanı İbrahim Erden de yer aldı.

Türkiye rüzgar enerjisi sektörünün öncü firmaları olarak, yaptıkları iş birliği ile Türkiye’nin yenilenebilir enerji hedeflerine önemli katkılarda bulunan Enercon ve Enerjisa Üretim, bu katkıyı sürdürmeye devam ediyor. 2022’nin Ekim ayında gerçekleştirdikleri stratejik bir anlaşma ile YEKA-2 Projesi’nde toplam 1000 MW’lık bir kapasite için çerçeve anlaşması imzalayan şirketlerin bu projesi, Türkiye rüzgar enerjisi endüstrisinin sürdürülebilir geleceği için önemli bir adımı temsil ediyor. İlk fazda başarıyla tamamlanan 750 MW’lık türbin sevkiyat anlaşmalarının ardından, bugün geriye kalan 250 MW’lık kapasite için 60 adet Enercon E-138 EP3 E2 rüzgar türbini içeren sevkiyat anlaşması ile projenin tamamlanmasına bir adım daha yaklaşılarak, toplam 1000 MW’lık kapasite için türbin üretimine yeşil ışık yakılmış oluyor. Bu gelişme, YEKA 2 Projesi’nin başarılı bir şekilde ilerlediğini gösterirken, Türkiye temiz enerji hedeflerine ulaşma yolunda sağlam adımlarla ilerliyor.

Törende konuşan ENERCON CCO’su Uli Schulze Südhoff, şunları söylüyor: “Türkiye, rüzgar türbinlerinin üretimi, satışı, kurulumu ve servisi açısından ENERCON için odak pazar olmaya devam ediyor. Büyük perspektifler sunuyor ve yetkili makamlar tarafından muazzam bir destek alıyoruz. Ülkenin yenilenebilir enerjinin ve özellikle de kara rüzgârının yaygınlaştırılması konusunda net bir kararlılığı var. Türkiye’deki sahalarda son derece güvenilir olduğu kanıtlanmış, sınıfının en iyisi rüzgar türbini teknolojisini sağlayarak müşterimiz Enerjisa Üretim ile birlikte Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanındaki hedeflerini desteklemekten memnuniyet duyuyoruz. Enerjisa Üretim’e güvenleri için teşekkür ediyor ve verimli iş birliğimizi sürdürmeyi dört gözle bekliyoruz.”

ENERCON Orta Asya, Orta Doğu ve Afrika Bölge Başkanı Arif Günyar, yapılan anlaşma ve projenin önemine dair şu açıklamalarda bulunuyor: “ENERCON olarak, partnerimiz Enerjisa Üretim ile 2022 yılında Avrupa’da tek kalemde imzalanan en büyük 1000 MW ilk çerçeve anlaşmasını gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz. YEKA II ihalesinin getirdiği derin yerlilik kapsamlarına uygun olarak, yerli aksam ile gerçekleşecek olan projelerimiz, mevcut yerli üretim ve sanayinin devam etmesi ve derinleştirilmesi açısından önemli bir mihenk taşı olmuştur.”

Enerjisa Üretim Rüzgâr Santralleri Yatırımlar Genel Müdür Yardımcısı Ezgi Deniz Katmer, “1.000 MW YEKA 2 Projesi, Türkiye’nin yenilenebilir enerji sektörüne tarihi bir yatırımdır. ENERCON iş birliğiyle önümüzdeki dönemde Türkiye’de kurulacak her üç rüzgar türbininden biri Enerjisa Üretim imzasını taşıyacak ve Türkiye’nin yenilenebilir enerji yatırımlarına yön verecek” diyor.

İlk YEKA projesi Akköy RES’in devreye alınması

İlk faz için rüzgar türbinlerinin üretimi devam ederken ENERCON, Aydın’ın Didim ilçesindeki 25,2 MW kapasiteli 6 adet E-138 EP3 E2 türbininden oluşan ilk YEKA projesi Akköy Rüzgar Santrali’ni 2023 yılı sonunda devreye alarak YEKA 2 yolculuğuna başarılı bir başlangıç yapıyor. ENERCON Bölge Başkanı Arif Günyar, şunları ekliyor: “Projelerin başarılı ve güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesine katkıda bulunan tüm ekiplerimize, tedarikçilerimize ve alt yüklenicilerimize minnettarız. Enerjisa Üretim ile birlikte ENERCON ekipleri de projelerin başarıyla hayata geçirilmesi için yoğun çaba ve hazırlıklarını sürdürüyor.”

Devamını oku

Trendler