RES’leri hibrit GES ile büyüten SUNWELL, daha sürdürülebilir bir geleceğin önünü açıyor

Editör
RES’leri hibrit GES ile büyüten SUNWELL, daha sürdürülebilir bir geleceğin önünü açıyor

Türkiye güneş enerjisi sektörünün emekleme aşamalarından bugüne kadar içerisinde olan kurucularının tecrübesiyle 2022 yılında faaliyetlerine başlayan EPC firması SUNWELL, mühendislik, tasarım ve inşa süreçlerinin tamamını kapsayan çözümleriyle çatı ve arazi GES ihtiyaçlarına komple çözümler geliştiriyor. Enerji maliyetlerini sıfırlamak isteyen sanayiciler ve güneşten enerji üretmek isteyen yatırımcıların haricinde, rüzgar enerjisi santrallerine hibrit GES projeler geliştiren firma, yenilenebilir enerjinin iki önemli gücünü bir araya getiriyor. Kısa sürede 20 MW’lık kurulu güce ulaşan firmanın kilit projelerinden birini, rüzgar santraline ek hayata geçirdiği 13.75 MW’lık hibrit GES projesi oluşturuyor. Hibrit GES projesiyle Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan kabul alan ilk santrale adını yazdıran SUNWELL, evsel tipte de Türkiye’nin en büyük projesini inşa etmeye devam ediyor. Yakın zamanda Kalyon Holding’e ait Gaziantep’teki 32.5 MW proje için yapılan anlaşmayı da açıklayarak çok kısa sürede birçok referans projeye imza atan firma, 2024 yılında 100 MW sınırını aşan EPC firmaları arasına girmeyi hedefliyor.

SUNWELL Proje Direktörü Anıl Emre Berendak, gerçekleştirdiğimiz röportajda firmanın kuruluş hikayesi, başarıları ve hedeflerini dergimizle paylaşıyor. Yatırımcı açısından bir rüzgar enerjisi santraline ek devreye alınan GES projelerinde merak edilen tüm ayrıntıları cevaplayan Berendak, bunun yanı sıra çatı ve arazi GES projelerindeki fırsatları ve aşılması gereken sorunları değerlendiriyor.

Öncelikle sizi ve SUNWELL’i tanıyabilir miyiz?

Adım Anıl Emre Berendak, 2010 yılından bu yana yenilenebilir enerji sistemleri sektörünün her alanında çalıştım. 2008 yılından bu yana Türkiye’de faaliyette olan güneş enerjisi sektörünün neredeyse ilk gününden itibaren içerisindeyim.

Türkiye’de güneş sektörü 2009-2010 yıllarında ithal paneller aktif olmaya başladıktan sonra hızla büyüdü ve bunun yanında evsel tip projeler gelişmeye başladı. Lisanssız GES’lerin 2011 yılının sonlarına doğru trend olmaya başlamasıyla da güneş sektörü tam bir endüstri haline geldi. Türkiye’de o yıllarda SUNWELL Enerji gibi enerji santrallerinin satın alımı, mühendisliği ve inşa çalışmalarını bir arada sunan Engineering Procurement Construction (EPC) firmalarından toplam 7-8 tane vardı, bu sayı günümüzde ise 800’lere ulaştı.

Sektörün Türkiye’deki ilk günlerinden bu yana içinde yer aldığımız için güneş enerjisindeki her gelişmeyi de yakından takip ettik. 36 yıllık sanayicilik tecrübemiz ve güneş enerjisi sektöründe uzun yıllara dayanan deneyimimizle 2022 yılında ise, bu işin construction yani, mühendislik, tasarım ve imalat kısmına geçmeye karar vererek SUNWELL’i kurduk. Çok genç bir firma olmamıza rağmen kurulu gücümüzü 20 MW’a ulaştırdık.

EPC firmalarını biraz daha açabilir miyiz? 

Tasarım ve satın almanın yanı sıra, güneş enerjisinde panel, invertör ve kablo hesaplamaları çok önemli olduğu için doğru malzeme seçimini yapan ve uygulayan firmalara EPC diyoruz. EPC kavramını da ikiye ayırıyoruz: Müşterinin seçtiği malzemelerle uygulama yapan firmalara Light EPC ve bizim gibi malzemeyi de kendi seçen, garanti veren ve uygulayan firmalara Full EPC deniyor.

Full EPC hizmet veren SUNWELL olarak, seçtiğimiz malzeme için garanti vermenin yanı sıra, hesaplamalarını yaptığımız arazi için taahhüt ettiğimiz enerji miktarının da sorumluluğunu üstleniyoruz. SUNWELL olarak, bu garantiyi de mühendislik geçmişimize dayanarak sunuyoruz.

RES’leri hibrit GES ile büyüten SUNWELL, daha sürdürülebilir bir geleceğin önünü açıyor
RES’leri hibrit GES ile büyüten SUNWELL, daha sürdürülebilir bir geleceğin önünü açıyor

SUNWELL ile sunduğunuz hizmetler ve çözümlerinizden bahsedebilir misiniz?

Sunduğumuz hizmetleri genel başlıklar halinde değerlendirmek gerekirse; endüstriyel tip ve evsel tip olmak üzere çatı GES, arazi uygulamaları, otoparkların üzerini değerlendirmek adına sunduğumuz Carport projeleri, sulama projeleri ve hibrit projeler olarak sıralayabiliriz. Ayrıca, güneş enerjisinde her türlü projede çalıştığımızı söyleyebilirim. SUNWELL olarak, küçük de olsa farklı tip projelerde yer alarak firma hafızamıza bu projeleri yerleştirdik. 

Hizmetleriniz servis ve bakım gibi süreçleri de kapsıyor mu?

SUNWELL olarak, eğer özel bir ek şart yoksa GES tasarımını, malzeme ve teknolojik seçimini bizim yaptığımız projelerde 2 yıl ücretsiz bakım, onarım ve arıza tespiti sunuyoruz. Bunun yanı sıra, İstanbul ve çevresi için 4 saat, İç Anadolu Bölgesi için 12 saat, Doğu Anadolu Bölgesi için 24-48 saat içerisinde arızalara müdahale edebilecek tipte bakım onarım hizmeti sağlıyoruz. SUNWELL olarak, santrali devreye aldıktan sonra tüm bu sorumluluğu 2 yıl boyunca üstleniyoruz. Eğer olağanüstü bir durum yoksa da çok kısa sürelerde bölgeye ulaşıp sistemi tekrar devreye alıyoruz. 

Firma olarak sigorta tarafında hizmet veriyor musunuz?

Sigorta tarafında hizmet vermiyoruz ama çalıştığımız şirketler var. Sahada bağımsız bir denetimle gerçek hasar tespitini ölçmek için görüş isteyen sigorta şirketleri oluyor; çünkü yatırımcıların tespiti yanlış olabiliyor, çok küçük bir malzeme hasarı için yüklü ödeme talep edilen tespitler yapılabiliyor. Malzemenin yanı sıra, yatırımcının kaybını tespit etmek için santrallerin enerji üretim kayıplarını da belirli simülasyonlarla ölçüyoruz.

RES’leri hibrit GES ile büyüten SUNWELL, daha sürdürülebilir bir geleceğin önünü açıyor
RES’leri hibrit GES ile büyüten SUNWELL, daha sürdürülebilir bir geleceğin önünü açıyor

Finans kısmında partner olarak çalıştığınız kuruluşlar var mı? GES yatırımı yapmak isteyen firmaları destekleyen bir teşvik sistemi bulunuyor mu?

SUNWELL olarak, partner olarak çalıştığımız teşvik firmaları var. Şu an KOSGEB teşvikleri var, 14 milyon liraya kadar hibe kredi veriliyor. Bu kredi kapsamında geri ödemesi ilk 2 yıl olamayan, 3. ve 4. yılda ise 6’şar ay vadeli faizsiz ödeme sunuluyor. 2 yıl ödeme olmaması da şu anki enflasyon şartlarında çok önemli bir kaynak haline geliyor. Yeşil Sanayi Destek Programı kapsamında sanayi KOBİ’lerinin güneş enerjisi yatırımlarını desteklemek için sunulan bu KOSGEB hibe kredisi, bir projenin %60’ını kapsayacak şekilde TL bazında 14 milyon liraya kadar veriliyor.

Kredinin diğer şartları arasında ise, şu maddeler yer alıyor:

Proje teklif çağrısı ilan itibarıyla işletme en az 2 yıl önce kurulmuş olmalı.

İşletme, Findeks kredi notu endeksine göre “orta riskli”, “iyi” veya “çok iyi” gruplandırmalarından birinde yer almalı.

İşletmenin son onaylı mali yıl verilerinde yer alan mali bilanço veya net satış hasılatı proje toplam bütçesinden büyük olmalı.

İşletmenin proje başvuru yapılan aydan önceki son 12 aya ait toplam enerji tüketiminin 20 Ton Eşdeğeri Petrol (TEP) / eşdeğer kilowatt saat (kWh) veya değerlerin üzerinde olması gerekli.

İşletmenin onaylı son mali yılda bilanço esasına göre defter tutması.

Başvuru tarihinde işletmenin; yetkili kurum/kuruluşlardan alınmış geçerli “Bağlantı Anlaşmasına Çağrı Mektubu” sahip olması gerekli.

Proje toplam bütçesi minimum 1 milyon TL olmalı.

Program kapsamında Dünya Bankası tarafından ilan edilen firmalardan mal/hizmet alımı yapamaz.

Dünya Bankası Güneş Enerjisi Sistemleri Zorla Çalıştırma Şartlarına İlişkin Beyan Formu’nda yer alan şartlara uyulması esastır.

Bunun yanı sıra açıklanan şartlar arasında bir de şöyle bir not yer alıyor: Destek oranı kurul tarafından belirlenmiş miktarın %60 oranında geri ödemeli olarak verilmektedir. Deprem bölgesinde illere bazı özelliklere göre %80 veya %90 destek oranında geri ödemeli olarak destek sağlanmaktadır.

GES yatırımı yapmak isteyen bir firmanın size başvurması yeterli mi?

GES yatırımcısının sadece biz ya da bizim gibi hizmet sunan bir firma ile görüşmesi yeterli; ancak doğru değil. Sanayici geçmişiyle masanın diğer tarafından bakabilen biri olarak, yatırımcının kendi görüştüğü ve güvendiği bir EPC firması ile çalışmasını tercih eder ve öneririm. Ben kendi yaptığım işi biliyor ve o güvenin karşılığını veriyorum ancak herkes bu şekilde çalışmıyor. Her sektörde olduğu gibi bizim sektörümüzde de güvenilmemesi gereken firmalar var. Ayrıca, bizim sektörümüzde üretilen panellerde çok fazla kalite farkı var. Aynı görüntüye sahip iki panel arasında yarı yarıya fiyat farkı olabiliyor. Bunun riskleri arasında da bu kadar büyük farklar oluşuyor. Örneğin, ucuz panelin yangın riski çok yüksek olabiliyor çünkü üretilen panel belli kalite testlerinden geçemiyor ve ilerleyen süreçte yangına sebep olabilecek bir üretim hatasıyla sahaya indiriliyor; aynı zamanda, uygulamayı da panel üreticisi yapıyorsa sahada ayrılmıyor bu hatalı paneller. Biz SUNWELL Enerji olarak kalite güvence ekibimizle kendi iç denetim mekanizmamızı kurduk ve kendimizi de satın alınan ürünleri de belli koşullarda kontrol ediyoruz. Bu sebeple X bir firma kalitesiz bir panel kullanıp, sigorta şirketiyle çok rahat anlaşıp yatırımcıyı tehlikeye sokabiliyor. Bu sebeple ben bir sigortacıyla yan yana oturup sanayici ile el sıkışmayı istemem. Ama beni yönlendir diyen müşterilerimizi de çok tercih etmesek de yönlendiriyor ve tanıştırıyoruz ama beraber aynı masada olmayı istemiyoruz. 

Anahtar Teslim GES hizmetiniz hakkında detaylı bilgi verebilir misiniz?

Bir yatırımcıyla bir araya geldiğimiz zaman, işin sigorta ve teşvik tarafını bir kenara bırakıyoruz. Karşı karşıya oturuyoruz ve ne kadar kWh tüketimi üretebileceklerinin potansiyelini hesaplıyor ve paylaşıyoruz. Örnek vermek gerekirse, tersine bir mühendislikle yıllık 1 milyon kWh tüketimi olan birinin, bunu nasıl sıfırlayabileceğini ele alıyoruz. Bu konuda da önce çatısına bakıyoruz çünkü yönetmelikte bunlar belirli kapsamlarla ayrılıyor. Bugünkü teknolojiyle 550 Watt’lık bir panel yaklaşık 2 metre 64 cm2’dir. 5 bin, 5.200 metre bir kullanılabilir alanı olan endüstriyel çatı, 1 MW kurulu güce erişebilir. Eğer 6 bin metrekare ise, 1.2 MW kurulu güce ulaşabilir. 1.2 MW kurulu güçte de 1 MW şebekeye maksimum verebileceğimiz güç, %20 kadar da kaçak-kayıp, gölge unsurları, az üretim olan günler gibi unsurları sıfıra indirgeyebileceğimiz güç oluşur.

1.2 MW kurulu güce sahip bir santral, Çorlu tarafında yılda 1 milyon 750 bin kWh ortalamasında elektrik üretebiliyor. Bu santral, fabrikanın 1 yıllık tüketimini karşılıyor ancak yatırımcıya şunu hatırlatmak gerekiyor: Şu anki yönetmelikte 1 önceki takvim yılı kadar daha elektrik satma hakları bulunuyor. Az önceki 1 MW’lık örnekten ilerleksek de, bunu satmak istiyorlarsa 2 MW kurulu güce ihtiyaçları oluyor. Yatırımcı enerji tüketimini mi sıfırlamak istiyor, yoksa lisanssız elektrik üretirken geri dönüş süresini kısaltabilecek daha büyük bir yatırım yapma şansı var mı? Bunu öğrenmek gerekiyor; çünkü bu konuda önemli esneklikler bulunuyor. Çatısında yer yoksa, 5.1.h kapsamında yarısı çatıya, yarısı araziye kurulabiliyor. Çatısına istemezse, bu proje yine 5.1.h kapsamında farklı bir dağıtım bölgesine kurulabiliyor. Yani Çorlu’da fabrikası olan biri çok uzak bir noktada; örneğin, Elazığ, Erzincan, Diyarbakır ya da Konya’da veya istediği farklı bir şehirde GES kurabiliyor. Tabi burada trafo kapasiteleri konusu oldukça önemli bir hususu oluşturuyor. Arazinin olduğu bölgede trafolarda kapasite bulunması gerekiyor. 5.1.h yatırımcılara böyle güzel bir fırsat sunuyor.

Bu hizmet neleri kapsıyor, süreç nasıl ilerliyor?

SUNWELL olarak, anahtar teslim sunduğumuz hizmetlerimizde yatırımcı olur kararının ardından, yerleşim planı ve simülasyon hazırlayarak çalışmaya başlıyoruz. Bu simülasyonda da çatıya ne kadar panel yerleştirebileceğimizi gösteriyor, yatırımcıdan tasarım onayı aldıktan sonra malzeme kararını veriyoruz. Yatırımcının önerdiği ya da seçtiği malzemeler üzerinden bir teklif hazırlıyoruz. Teklif kapsamında da yerleşim planı, bölge ve koordinatları baz alan, gölge unsurlarını gözeten simülasyonumuz ile ne kadar üretim yapılabileceği bilgilerini paylaşıyoruz. Bu üretim verilerimize de 2 yıl garanti vererek; bizim verdiğimiz rakamların altına en fazla %5 inebilir garantisi sağlıyoruz. Sunduğumuz simülasyon çalışmalarını ise, en düşük sapmayı sağlayan İsviçre Teknik Üniversite’sinin de onayladığı bir sistem üzerinden sağlıyoruz. İlgili verileri NASA’dan alan bu sistemle; 1 metrekare alana yılın hangi gününde ne kadar güneş ışınının kaç derecelik bir açıyla düşeceğini hesaplayabiliyoruz.

Simülasyon, yerleşim planı, üretebileceği maksimum güç, istenirse fizibilite tablosunu (firma çalışanları tarafından yapıldığında hatalar oluşabiliyor) yatırımcıya sunuyoruz. Bununla beraber projede kullanılacak ürünler, mühendislik ve tasarımın fiyatını da sunuyoruz. Sonrasında ise projeyi tamamlayarak yatırımcıya sunuyor ve yapması gerekenler konusunda destek sağlıyoruz. 

SUNWELL olarak ne kadarlık bir kurulu güçte payınız var. Hayata geçirdiğiniz referans projelerden söz edebilir misiniz? 

SUNWELL olarak, kurduğumuz güç şu an için 20 MW’lara ulaştı. Bunun 13.75 MW’ı bir rüzgar santraline ek hayata geçirdiğiniz hibrit bir GES projemiz. SUNWELL olarak inşa ettiğimiz bu proje, alanında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan kabul almış ilk santral olma özelliğini taşıyor. Hibrit projeler daha çok yeniyken ve Türkiye’de çok fazla bilinmiyorken inşa ettiğimiz bu santral, tek kalemde hayata geçirdiğimiz en büyük projeyi oluşturuyor. SUNWELL ekibi olarak tecrübemizin çoğunluğunu Avrupa’da edindiğimiz için orada oldukça yaygın olan hibrit santraller konusunda özellikle deneyimliyiz. 

Bunun haricinde Antalya’da bir firma ile farklı tesislerinin çatılarına toplam 4 MW civarında bir proje hayata geçirdik. Beraberinde pek çok farklı bölgede birçok firma için büyük ve küçük ölçekte projeler tamamladık. 

Ayrıca SUNWELL olarak, evsel tip projelerde şu anda Türkiye’deki en büyük projenin inşasına devam ediyoruz. İstanbul Çekmeköy’de 1 MW’a yakın kurulu güce sahip bu evsel tip projede, 19 bloğun üzerinde yaklaşık 40-50 KW’lık bir kurulum yapıyoruz. 

Evlere Aplus enerji sertifikası alabilmek için GES’ten enerji üretme şartları var. Bu projeyi ilk olarak ortak alan enerji kullanımlarını karşılamak üzere yapıyorduk ancak yatırımcıya projeyi değiştirmelerini tavsiye ederek, ortak bir sayaç belirlemelerini ve enerjinin oradan dağıtılarak kullanmalarını tavsiye ettik. Çünkü ortak enerji kullanımının katbekat üzerinde enerji üretecek bu kurulu güçte, enerji boşa gidecekti. Güncel bir evin elektrik tüketimini göz önüne aldığımızda projenin oradaki toplam tüketimin %60 ila 70’i arasında bir tüketimi karşılayacağını öngörüyoruz. 

SUNWELL’in hayata geçirdiği evsel tip bu proje de çok önemli bir çalışma; çünkü Türkiye’de bu boyutlarda yapılmış bir evsel proje henüz yok.

2023 yılını nasıl geçirdiniz? Hangi projelerde yer aldınız, kaç proje gerçekleştirdiniz?

SUNWELL olarak, 2022’yi kuruluş yılı olarak geçirdik. Az önce konuştuğumuz tüm projeleri 2023 yılında hayata geçirdik. Şirket olarak iyi bir yıl geçirdiğimizi belirtmek isterim ancak; sektörde uzun yıllar tecrübesi olan biri olarak bunun mevcut potansiyelin oldukça altında olduğunu da belirtmek isterim.

Özellikle güneş sektörü 2022 ve 2023’ü oldukça durağan geçirdi. Finansal sebeplerden dolayı sözleşmesi yapılmış projelerimizi kaybettik. Yatırımcı yatırımı yapmak istedi ancak finansa ulaşamadı. Parasal darboğaz 2023 yılında oldukça hissedilir olduğu için çoğu yatırımcı ya yatırımdan vazgeçti ya da finansa ulaşamadı. SUNWELL olarak, 2023 yılında patron düzeyinde toplam 300 MW’a yakın iş görüşmesi yaptık; bunların 150 MW’ı oldukça olumlu geçti ancak 20+ MW’ı ile çalışabildik. 

Öte yandan olumlu bir şekilde görüştüğümüz ancak çalışamadığımız yatırımcıların hiçbiri farklı bir EPC firması ile de çalışmadı. Yani finansa ulaşımdaki zorluktan dolayı projelerden vazgeçtiler. Bu, SUNWELL olarak doğru bir çizgide olduğumuzun kanıtı.

2024 ve gelecek hedeflerinizden bahsedebilir misiniz?

2023 yılında 300 MW’ın 20 MW’ını hayata geçirdiysek; 2024 yılında 100 MW görüşme yapıp, bunun 95’ini hayata geçirmeyi planlıyoruz. Hedeflerimiz oldukça yüksek, kurulu gücümüzü çok büyük ölçeklerde artırmak istiyoruz çünkü hedeflerimiz arasında 100 MW sınırını aşan EPC firmaları sınıfına girmek var. Yatırımcının finansa erişim engelleri biraz daha rahatlayabilirse, bu planlarımız için 2024 yılı çok müsait. Yatırımcının paraya ulaşımı komple rahatlarsa, sadece 2024 yılının ikinci yarısında sahada 200. MW’ı konuşuyor olabiliriz. Burada kilit nokta finansa erişim çünkü yatırımcı bunu bekliyor.

2024 yılı sonrasında ise, karbon ayak izi sıfırlama konusunda özellikle Avrupalı firmalar için çalışan, onlara ürün satan firmalarımızın 2025 yılından sonra bu alana ilgisinin artacağını biliyoruz. Çünkü karbon ayak izi konusunda 2025 yılından sonra belirli kotalar doluyor ve zorunluluk haline geliyor. 

Özetle, yakın bir zamanda bu yatırımlar sadece enerji tüketimini sıfırlamayla kalmayacak; dış ticarete devam etmek isteyen firmalar için hayati bir rol alacak.

Yatırımcılar sadece finansa erişim konusunda mı sıkıntı yaşıyor, mevzuat sıkıntıları da var mı?

Türkiye’de kapasitelerin zaman zaman dondurulduğu gerçeği var. Lisanssızlar için 7.5 GW’lık kapasite yeni açıklandı. Yatırımcıyı etkileyen faktörlerden birisi de bu. Paraya zor ulaşıldığı dönemlerde de bazı yatırımcılar için çalışmalar yaptık, arazi geliştirdik ve çağrı mektubu başvurularında red kararıyla karşılaştık. Yani, yatırımcı yatırım yapmak istiyor, sadece trafo yatırımıyla bu işlerin önü açılabilirdi, bu trafolarda da ciddi kapasiteler olduğunu biliyoruz ama bu kapasiteler lisanssızlara değil, hem lisanslı hem de depolanabilir teknolojilerle enerji üretecek tesisler için ayrıldı. Onlar için toplamda 30 GW’lık bir başvuru yapıldı; bunların 10 GW kadarı kapasitelerinin ön onayını aldı, tahminimce 2.5 GW’ı da LİSANS haline gelip yola çıkar. 

Yani 30 GW’tan 2 ya da 2.5 GW’a kadar düşer diye tahmin ediyorum; çünkü sadece önlisansta harcanacak ciddi masrafları karşılayabilecek ya da şartları sağlayabilecek kişiler bu lisanslara başvurmuyor. Bu şekilde de kapasitelerin boşa çıkması durumu oluşuyor ve bunlar da biraz birikti. Şubat ayı başında bu kapasiteleri, lisanssız elektrik üretecek yatırımcılara açtılar; bununla beraber de bu aralar çağrı mektubu başvuruları ve projelerin artmasını bekliyoruz ancak yine de paraya zor ulaşımdan dolayı yeterli düzeyde artmayacak. 

Özetle, yatırımcı büyük ölçüde paraya zor ulaşımdan dolayı sıkıntı yaşıyor olsa da, belirli bir kısmı da mevzuattaki zorluklardan dolayı vazgeçiyor.

Güneş enerjisine yatırım yapmak isteyen firmalara tavsiyeleriniz nedir? Yatırımcı sürece nasıl başlamalı?

Öncelikle sanayicinin kendisi ya da bu işle ilgilenecek güvendiği kişiye mevzuatı okutması lazım. Bu maddeler nelerdir, yatırım çatıda yapılırsa, fabrika arazisinde yapılırsa ya da farklı bir bölgede yapılırsa nelerle karşılaşacağını öğrenmesi gerekiyor. Mevzuatı okumadan bizimle masaya oturdukları zaman konudan çok uzak kalabiliyorlar. Birçoğu elektriği farklı bir konumda üretebileceği konusuna çok şaşırıyor ve ilgisini çekiyor ancak burada karşılan durumlar farklılık gösteriyor. Örneğin, kişi benim X konumda arazim var yatırımı oraya yapalım diye düşünebiliyor ama buradaki arazinin bulunduğu bölgede kapasite var mı, enerji nakil hattına ne kadar uzak bilmek gerekiyor. Sadece enerji nakil hattına yapılacak 1 km’lik yatırım 50 ila 70 bin dolar arasında değişiyor. Çoğu yatırımcı bu detayları bilmeden çağrı mektubuna başvurabiliyor. Yatırımcının fiyat odaklı değil de, sektör geçmişi olan profesyonel firmalarla çalışması gerekiyor. Bunun çok kötü örnekleri var. Örneğin, enerji nakil hattı 10 km’nin üzerinde çıkmış çok fazla proje var. Bu çok yüksek maliyetlere neden oluyor ve yatırımcı için düzeltilemeyecek bir problem. Orada arazim var denilerek yapılan çağrı mektubu başvurusu, yanlış yönlendirmeyle bu şekilde sonuçlanabiliyor.

Kamu tarafından beklentileriniz nedir?

İlk olarak şeffaf olunması gerekiyor. Herkesin trafo kapasitelerine istediği an ulaşabilmesi lazım. Böylelikle piyasada “çantacı” olarak adlandırılan kişilerin önüne geçilebilir. Sadece bu da değil, sağlanacak kapasite şeffaflığıyla yatırımcı yön de belirleyebilir. Çağrı mektubu başvuruları daha doğru yapılabilir. Örneğin, kapasiteler bilinmediği için tek bir yere yatırım yapacak firma, 4 farklı şehirden başvuru yapıyor. Hangisi çıkarsa onunla deva ederim diye düşünüyor ancak bu sistemde çok büyük aksaklıklara, kilitlenmelere neden oluyor. Bunun haricinde önce başvuru, sonra başvuru diye bir kavram yok. Yani X bir firma, bizimle aynı lokasyonda bizden 1 ay sonra 50 MW’lık bir başvuru yaptı ve bizim çağrı mektubu sonucumuz açıklanana kadar onlar kapasite aldı ve bize red geldi. Herkese açık bir platformla sağlanacak şeffaflık bunun da önüne geçer.

Bu Makaleyi Paylaş
By Editör
Türkiye'nin alanında en özel yayınlara sahip medya grubu MONETA'nın sektörel dergi ve portallarının yönetimine katkıda bulunmaktayım. MONETA bünyesinde yeni nesil yayıncılık anlayışıyla içerik yönetimini geliştirmeye devam ediyoruz.
Yorum Yap