Statkraft, yıllık düşük emisyon senaryosuyla iklim hedefini küresel çapta 1.5 dereceye yakınlaştıracak adımlar atılmasını hedefliyor. Yenilenebilir kaynaklar bu stratejinin merkezinde yer almaya devam ediyor ancak rapora göre temiz hidrojen olmadan başarılı olmak mümkün değil.
Avrupa’nın önde gelen yenilenebilir enerji üreticisi Statkraft, küresel enerji piyasalarındaki gelişmeleri analiz ederek her yıl ‘Düşük Emisyon Senaryosu’ hazırlıyor. Analiz, Statkraft’ın gelecekteki yatırımları için temel olarak kullanılıyor.
Statkraft CEO’su Christian Rynning Tønnesen, “Gezegenimizin ısınmasını yavaşlatmak için birlikte çalışmak üzere göreve çağırıldık. Bu, neslimizi tanımlayacak bir görev. Pandemide gözlenen düzeyler, enerji dönüşümüyle 1,5 dereceye giden yolun tek çözüm olduğuna olan inancımızı güçlendiriyor” diyor.
Yeşil Yatırım: Yenilenebilir enerjideki büyüme durdurulamaz
Salgının neden olduğu ekonomik gerilemeye rağmen 2020 yılında yeşil yatırımlar arttı. Yenilenebilir enerjiye yapılan yatırımlar 2020’de 2019 yılına göre yüzde 7 daha fazla yükseldi.
Yeni kapasitelere yatırım yapılırken, yenilenebilir enerji çoğu yerde fosil yakıtlardan daha ucuz durumdaydı. Güneş ve rüzgar teknolojileri, mevcut kömür ve gaz santrallerini her geçen gün daha fazla yerde geride bırakıyor.
Maliyetler düşüş eğiliminde. Genel olarak, bugün güneş enerjisi ve rüzgara yatırılan her bir euro karşılığında, on yıl önceye göre yaklaşık dört kat fazla çıktı elde etmek mümkün.
2050’ye kadar güneş enerjisi kapasitesinin 21 kat, rüzgar enerjisinin ise 7 kat büyümesi öngörülüyor. Yakın gelecekte güneş ve rüzgar enerjisi, küresel enerji sisteminin yaklaşık üçte ikisini sağlayacak.
Enerji talebi 2050’ye kadar iki katından fazla artacak ve tüm büyüme yenilenebilir enerjiyle karşılanacak. Yenilenebilir enerji, 2050’de küresel güç sisteminin yaklaşık yüzde 80’ine karşılık gelecek. Yenilenebilir enerji sektöründen elektrik üretimi, Düşük Emisyon Senaryosu’nda yavaş yavaş karbonsuzlaştırmanın anahtarı haline geliyor.
Elektrifikasyon, emisyonları yerel ve küresel çapta azaltır
Elektrifikasyon, CO2 emisyonlarını azaltmak için temel bir araçtır. Elektriğin nihai küresel enerji talebindeki payı, 2050’ye kadar iki kattan fazla artarak yüzde 47’ye ulaşacak. Tasarruf edilen enerji, en çevre dostu enerji şeklidir. Elektrik, çoğu uygulamada fosil enerji kaynaklarından daha etkilidir. Örneğin evin ısınmasında; ısı pompası, gaz kazanına göre 1/3 oranında enerjiye gereksinim duyar. Aynı şey, fosil yakıtlı araçların aynı mesafeyi kat etmesi için gereken enerjinin yaklaşık 1/3’ünü kullanan elektrikli araçlar için de geçerlidir.
Elektrik, yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilirse emisyonlar ortadan kalkacaktır. 2020 elektrikli araçlar için iyi bir yıl oldu. Akülü elektrikli otomobillerin küresel satışı, toplam otomobil satışlarının düşmesine rağmen yüzde 40 arttı. Düşük Emisyon Senaryosu, neredeyse tüm yeni hafif araçlarda pil kullanılacağını ve 2050’de dünya çapında daha ağır yeni araçların yaklaşık yarısının pil veya hidrojenle çalışacağını öngörüyor.
2020’de rekor düzeyde güneş ve rüzgar enerjisi üretimi görüldü. Ancak küresel ısınmayı iki derece ile sınırlamak için 2050’ye kadar her yıl iki katından fazlasını kurmamız gerekiyor.