Connect with us

IEA Başkanı Fatih Birol’dan Rüzgar Enerjisi Dergisi’ne özel açıklamalar

Published

on

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol’la bir söyleşi gerçekleştirdik. Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği tarafından organize edilen Basın Buluşması esnasında görüşme fırsatı yakaladığımız Fatih Birol, hem Türkiye hem de dünya enerji piyasalarına ilişkin sorularımızı yanıtladı.

Global piyasalarda rüzgâr ve güneş için ortalama yatırım maliyeti ne düzeyde seyretmekte?

Bütün dünyaya baktığımız ve genel bir ortalama aldığımız zaman yatırım maliyetleri hem kömürün hem doğal gazın altında. 10 sene önceyle kıyasladığımız zaman çok büyük bir düşüş görüyoruz. Bu düşüşün esas nedeni kapasite artışının hızlı bir şekilde gerçekleşmesi. İngilizce ifadeyle ‘Learning by doing’ yani yaparak öğrenme dediğimiz gelişmelerin sonunda şu anda dünyanın hemen hemen her yerinde, rüzgârda ve güneşte, fosil yakıtlarla rekabet edilebilecek bir seviyeye ulaşılmış durumda, devlet desteği olmadan da. Ancak, güneş ve rüzgârın şöyle bir sorunu var: Elektrik sistemlerine katkıları doğaya bağımlı. Yani rüzgâr olmadığı zaman, güneş olmadığı zaman elektrik sistemlerine ciddi etkileri olabilir, eğer tedbiri alınmazsa. Ama bu konuda da önemli çalışmalar yapılıyor ki aslında biz de buna öncülük ediyoruz. Güneş ve rüzgârı, elektrik sistemlerine büyük bir yük bindirmeden, maliyetleri artırmadan en iyi şekilde nasıl entegre edebiliriz diye çalışmalar mevcut. Şunu söyleyebilirim ki, bu, üzerinden gelinemeyecek bir sorun değil. Gerekli tedbirlerle, gerekli mekanizmalarla bu sorunlar giderilebilir. Birçok ülke aslında bunu ispat etti. Ama bunun için hem regülatörler hem de operatörler seviyesinde gerekli tedbirleri almak lazım. Ayrıca rüzgârın ve güneşin payı artıkça daha değişik teknolojilerden faydalanmamız gerekiyor; batarya teknolojileri ve hidroelektrik santraller dâhil olmak üzere.

Genel olarak başarılı olan YEKDEM mekanizmasının şimdilik devam etmediğini görüyoruz. Türkiye’de teşvik mekanizmaları nasıl şekillenmeli size göre?

Bence mevcut mekanizma son derece pozitif bir rol oynadı hem güneş hem de rüzgârın gelişmesi için. Umut ediyor ve bekliyorum ki bunun yerine değişik bir düzenleme gelecek. Tabii nasıl bir düzenleme geleceği konusunda tahmin yapmak istemem ama bence gelecek olan yeni mekanizma en azından bir taban fiyatı oluşturmalı ve yatırımcının önünü açmalı. Yatırım konusunda, yenilenebilirde olabilir ya da herhangi bir alanda olabilir, en büyük sorun her zaman belirsizliktir. Bu belirsizlikten bir an önce kurtulacağımızı tahmin ediyorum.

Türkiye’yi rüzgâr ve güneş enerjisinde genel olarak nasıl değerlendiriyorsunuz? Potansiyeli göz önüne aldığımızda gelinen nokta yeterli mi?

Bu konuda en şanslı ülkelerden bir tanesiyiz hem rüzgârda hem de güneşte. Ama bu şansı yeterince kullandık mı derseniz bu işin henüz çok başındayız. Türkiye’nin mevcut güneş ve rüzgâr potansiyelini, ekonomik koşullar çerçevesinde kat be kat artırma şansı var. Bunun için de hem hükümete hem yatırımcılara hem de teknoloji sağlayıcılara büyük görev düşüyor. Ama potansiyel çok yüksek.

Türkiye’nin off-shore rüzgâr kapasitesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Yatırımların off-shore’a yönelmesi gerektiğini düşünenlere katılıyor musunuz?

IEA Başkanı Fatih Birol, Rüzgar Enerjisi Dergisi ekibinin sorularına ayrıntılı yanıtlar verdi.

Kaya gazı ve kaya petrolünde gördüğümüz çok büyük maliyet düşüşlerinin ben off-shore rüzgârda da olacağını öngörüyorum. Çünkü potansiyel dünyada çok yüksek ve talep çok hızlı bir şekilde artıyor off-shore rüzgâr enerjisine. Peki, off-shore rüzgâr neden bu kadar güçlü bir konuma geldi. Momentumun nedeni, off-shore’daki rüzgâr kalitesi son derece yüksek. Bu işin esas motoru şu an Avrupa ülkeleri. Kuzey Avrupa ülkelerinde off-shore rüzgâra büyük bir hücum var. Hatta bazı büyük petrol ve doğal gaz şirketleri, off-shore petrol ve doğal gaz tecrübesi olan bazı şirketler, off-shore rüzgârı kendi portföylerine kattı. Bunun da nedeni potansiyelin ve rüzgâr kalitesinin çok fazla olması. Rüzgâr kalitesi derken de hem hızını hem de ikide bir kesilmemesini kastediyorum.

Türkiye’ye gelirsek, ülkemizde karadaki rüzgârın hızı ve kalitesi çok yüksek. O bakımdan ben Türkiye’de hem karada hem de denizde çok büyük potansiyel olduğunu düşünüyorum. Bölgesindeki diğer ülkelere baktığımızda Türkiye’nin rüzgârdan en fazla faydalanabilecek ülkelerden biri olduğunu düşünüyorum; eğer hem hükümet hem de özel şirketler akıllı, ciddi, tutarlı politikalar izlerse.

Enerji depolama sistemlerinin değeri her geçen gün daha da net anlaşılır hale geliyor. Teknolojik gelişme ve maliyetler açısından bu sistemleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu alandaki gelişmeler çok umut verici. Ama size şu an itibariyle bu sistemler ekonomiktir desem doğru olmaz. Ama trend oraya doğru gidiyor. Çok fazla yatırım var, özellikle araştırma ve geliştirme yatırımları. Diğer teknolojik gelişmeler de depolama alanındaki gelişmeyi zorunlu hale getiriyor. Ben son derece umutluyum ve bu sebeple de önümüzdeki Davos Zirvesi için ana konulardan birisi olarak enerji depolama sistemlerini seçtik.

Politika yapıcıları ele aldığımızda pozitif ve istikrarlı olarak değerlendirdiğiniz bir ülke veya coğrafya var mı?

Her kıtada iyi örnekler de iyi olmayan örnekler de var. Size bir ülke söyleyeyim: Kenya. Neden Kenya? Kenya’da bundan 5 sene önce halkın yüzde 25’inin elektriği vardı. Şu an itibariyle yüzde 88. Kenya ve aynı şekilde Gana hükümetlerinin, ben ülkemdeki her insanın elektriğe ulaşımını sağlayacağım kararı almış olması çok önemli. İkinci bir örnek daha vereyim: Hindistan. 1.4 milyarlık bir ülke Hindistan ve çok kısa bir sürede bütün vatandaşlarının elektriğe ulaşımını sağladı. Birkaç sene önce de 175 GW’lık yenilenebilir enerji hedefi koymuştu ki çoğu insan bunun aşırı iyimser bir hedef olduğunu düşündü ama bunu kat be kat aştılar. O bakımdan Hindistan da güzel bir örnek.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 

Türkiye'nin alanında en özel yayınlara sahip medya grubu MONETA'nın sektörel dergi ve portallarının yönetimine katkıda bulunmaktayım. MONETA bünyesinde yeni nesil yayıncılık anlayışıyla içerik yönetimini geliştirmeye devam ediyoruz.

Genel

DÜRED Başkanı Murat Durak, deniz üstü rüzgardaki gelişmeleri REIA 2023’te değerlendirecek

Published

on

By

Yenilenebilir enerjinin her alanından Avrupa’daki geliştiriciler, yatırımcılar, finansörler, mali danışmanlar, sektör uzmanları ve brokerları buluşturan Yenilenebilir Enerji Yatırım ve Varlık Yönetimi Konferansı – Renewable Energy Investment & Asset Management Conference (REIA 2023), 30 Kasım – 1 Aralık tarihleri arasında Yunanistan’da düzenleniyor.

Avrupa yenilenebilir enerji sektöründeki son gelişmelerin ele alınacağı konferansın konuşmacıları arasında, Denizüstü Rüzgar Enerjisi Derneği (DÜRED) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Murat Durak yer alıyor. Murat Durak’ın konuşacağı “Blowin in the wind: Investing İn Offshore And Floating Wind” Oturumu, konferansın ikinci gününde saat 13:35’te başlıyor.

REIA 2023’te, deniz üstü rüzgar enerjisindeki yatırımların ele alınacağı oturumla ilgili şu açıklama yer alıyor: “Açık deniz rüzgar potansiyelinin %80’i, 60 metreden daha derin sularda bulunuyor ve bu da sınırlı arazi alanına sahip ülkelerde yüzen türbinlere olan ihtiyacı artırıyor. Yüzen rüzgar enerjisi endüstrisi, Avrupalı ​​şirketlerin öncülüğünde 2022 yılı sonuna kadar planlanan 48 GW kapasiteyle hızla genişliyor. Avrupa’nın 2030 yılına kadar 10 GW, 2050 yılına kadar ise 264 GW yüzer açık deniz rüzgarı üretmesi planlanıyor. Yalnızca Birleşik Krallık, yüzer rüzgar projelerine 60 milyon sterlinin üzerinde yatırım yapıyor. Almanya, Türkiye, Portekiz, İspanya ve diğerleri iddialı offshore rüzgar hedeflerini takip ediyor. Zorluklar arasında yeni bir tedarik zinciri ve liman altyapısı oluşturulması yer alıyor. Avrupa, 2022’de rüzgara 17 milyar Euro yatırım yaparak yıllık hedefinin gerisinde kaldı. Yüzen açık deniz rüzgarı gelecek; ancak potansiyelini gerçekleştirmek için önemli altyapı yatırımlarına ihtiyaç var.”

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Continue Reading

Genel

WindEurope: Türkiye, Marmara Denizi’nde 2,5 GW’lık offshore proje için BAE’li geliştirici ile müzakere ediyor

Published

on

By

WindEurope CEO’su Giles Dickson’ın Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi’ne katılmasının ardından dernek, Türkiye ile ilgili önemli bir değerlendirme paylaştı. Rüzgar enerjisinde Avrupa’nın Çin’e olan bağımlılığını azaltmak için Türkiye formülünün sunulduğu açıklamada, Türkiye rüzgar enerjisi sektöründen ve hükümetin rüzgardaki politikalarından oldukça olumlu bahsedilirken, Türkiye’nin yanlış yapma riski taşıdığı önemli bir konuda uyarı yapıldı.

Türkiye’nin tamamı karada olmak üzere 12 GW kurulu rüzgâr gücüyle elektriğinin %11’ini rüzgardan üreten bir ülke olarak, kurulu gücüne 2035 yılına kadar 3 GW’ı offshore rüzgar olmak üzere 28 GW daha eklemek istediği bilgisinin paylaşıldığı değerlendirmede, “Bunun için gerekli projeler de mevcut. Geliştirilmekte olan 26 GW’lık kara rüzgâr projesi var” dendi. Önemli bir bilginin yer aldığı değerlendirmede, hükümetin Marmara Denizi’nde 2,5 GW’lık offshore rüzgar için BAE merkezli bir geliştirici ile mutabakat anlaşması müzakere ettiği belirtildi.

Tedarik zincirlerini desteklemeye devam etmeli

“Türkiye’nin rüzgar tedarik zinciri güçlenmeye devam ediyor” başlıklı değerlendirmede, Türk rüzgar endüstrisinin büyük hedeflerinin olduğu ve hükümetin özellikle Türkiye’nin enerji bağımsızlığını güçlendirmek için çok daha fazla rüzgar enerjisi istediği belirtilirken; Türkiye’nin ihaleleri doğru yapması gerektiği ve tedarik zincirlerini desteklemeye devam etmesi gerektiği vurgulandı.

Avrupa rüzgâr enerjisi tedarik zincirinin önemli bir parçası

Tüm bu yeni kapasiteyi inşa etmenin sadece enerji güvenliği için değil; aynı zamanda sanayi için de iyi bir politika olduğu değerlendirmesinin yapıldığı açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: “Türkiye halihazırda güçlü bir rüzgar enerjisi tedarik zincirine sahip. İzmir çevresinde kule, kanat, redüktör ve jeneratör üreten 13 fabrika var. Ürettiklerinin %80’i, çoğu Avrupa ülkeleri olmak üzere ihraç ediliyor. Bu da Türkiye’yi daha geniş Avrupa rüzgâr enerjisi tedarik zincirinin önemli bir parçası haline getiriyor. Büyüme için geniş bir alanı da var. Çandarlı limanı çevresindeki daha fazla genişleme, Türk endüstrisini bir sonraki seviyeye taşıyabilir. Bu da daha fazla ekonomik kalkınma ve yerel istihdam anlamına gelecektir.”

Avrupa’nın Çin’e olan bağımlılığını azaltmak için Türkiye formülü

Tüm bunların yanı sıra, Türkiye’nin rüzgâr türbinlerindeki sabit mıknatıslarda kullanılan nadir toprak elementleri açısından büyük rezervlere sahip olduğunun vurgulandığı açıklamada, bundan faydalanmanın Avrupa’nın bu malzemeler için Çin’e olan büyük bağımlılığını azaltmaya yardımcı olacağı dile getirildi. Açıklamada, Türkiye’nin rüzgar türbini kanatlarında kullanılan cam elyafı da işlediğine dikkat çekilerek, “Bunu daha fazla yapabilirler ve bu da cam elyafı konusunda Çin’e olan bağımlılığımızı azaltmaya yardımcı olacaktır” ifadeleri kullanıldı.

Türkiye’nin yanlış yapma riski taşıdığı bir şey var!

Önemli bir uyarının yer aldığı değerlendirmede, Türk hükümetinin rüzgâr enerjisinin yaygınlaşmasını desteklemek için pek çok iyi şey yaptığı ancak yanlış yapma riski taşıdıkları bir şeyin olduğu, şu ifadelerle paylaşıldı: “Her MW’lık yeni rüzgar enerjisi kapasitesinin bir MW’lık yeni depolama kapasitesi ile eşleştirilmesini istiyorlar. Bu ‘%100 depolama’ başka hiçbir ülkede yok. Batarya fabrikaları için sipariş yaratmak isteyenler bile sadece %20 depolama yapıyor. Bu, Türkiye için de çok daha makul bir rakam olacaktır.”

“AB, Türkiye’nin sunabileceklerini kucaklamalıdır”

Açıklamada görüşleri paylaşılan WindEurope CEO’su Giles Dickson, “Türkiye, Avrupa rüzgar enerjisi tedarik zincirinde merkezi bir rol oynuyor. Pek çok bileşen üretiyorlar ve bunların çoğunu AB’ye ihraç ediyorlar. Rüzgar enerjilerini ve tedarik zincirlerini büyük ölçüde genişletmek istiyorlar. Harika. Daha da iyisi, Avrupa’nın rüzgar türbinlerinin ihtiyaç duyduğu nadir toprak yataklarına sahipler. AB, Türkiye’nin rüzgâr enerjisi alanında sunabileceklerini kucaklamalıdır” ifadelerini kullandı.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Continue Reading

Genel

Enercon’da CEO değişimi: Udo Bauer, 1 Ocak’ta görevi devralıyor

Published

on

By

Enercon CEO’su Dr. Jürgen Zeschky, firmanın tek hissedarı olan Aloys Wobben Vakfı’nın Yönetim Kurulu’na katılıyor. Enercon COO’su Udo Bauer, 1 Ocak 2024 tarihinden itibaren Enercon CEO’su olarak Dr. Jürgen Zeschky’nin yerine geçiyor.

Çeşitli sektörlerde uzun yıllara dayanan tecrübesiyle geçtiğimiz yıl Enercon’daki COO alanını oldukça başarılı bir şekilde geliştiren Udo Bauer, 2024 yılının başından itibaren şirketin yönetimle ortak geliştirilen stratejik yönetimine devam edecek. Udo Bauer’den boşalacak COO görevini ise, Enercon’da Küresel Satın Alma ve Tedarik Hattı Yönetimi’nden sorumlu olan ve bu nedenle deneyimlerini yeni görevine en iyi şekilde katabilecek Heiko Juritz üstlenecek. Udo Bauer’in vekili olarak Heiko Juritz, 1 Ocak’tan itibaren şirketin yeni COO’su olarak görev yapacak.

Şirket tarafından duyurulan gelişmede görüşlerine yer verilen Aloys Wobben Vakfı Başkanı Heiko Janssen, konuyla ilgili şu değerlendirmede bulunuyor: “CEO pozisyonundaki bu değişiklikle, Enercon için kendimize koyduğumuz hedeflere ulaşmak için gerekli olan sürekliliği sağlıyoruz. Dr. Zeschky’ye, şirket üzerinde birçok açıdan kalıcı bir olumlu etki yarattığı son birkaç yıldaki kişisel bağlılığı için teşekkür etmek istiyoruz. Her ne kadar 2023 sonuçları hala krizin etkilerini taşıyor olsa da yeni siparişler karlı ve başarıya giden yol açık. Dr. Zeschky’nin farklı bir rolde Enercon’un geleceğini şekillendirmeye yardımcı olmaya devam edecek olmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Sayın Udo Bauer ile CEO pozisyonu için deneyimli ve uluslararası bir yönetici kazandık; gelecekte Enercon ekibiyle birlikte başarıya giden bu yolu izlemeye devam edeceği için çok mutluyum.”

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Continue Reading

Trendler

Copyright © 2011-2018 Moneta Tanıtım Organizasyon Reklamcılık Yayıncılık Tic. Ltd. Şti. - Canan Business Küçükbakkalköy Mah. Kocasinan Cad. Selvili Sokak No:4 Kat:12 Daire:78 Ataşehir İstanbul - T:0850 885 05 01 - info@monetatanitim.com