Connect with us

Genel

Kuzey Denizi’ndeki rüzgargüllerinin bakımı, Valmet DNA’lı gemiye emanet

Yayın tarihi:

-

Dong Enerji’nin Almanya kıyılarındaki rüzgargülü tarlalarının bakımını gerçekleştirecek olan yeni Rüzgar Santrali Servis Operasyon Gemisi (SOV)’un tüm alarm, kontrol ve izleme fonksiyonları, Valmet DNA otomasyon sistemi ile yönetilecek. Türkiye’de Cemre Tersanesi tarafından inşa edilecek olan gemi, Valmet’in denizcilik sektöründeki 35 yılı aşkın tecrübesinin son örneklerinden biri.
Fransız Louis Dreyfus Armateurs (LDA) şirketinin, Dong Enerji’nin Almanya kıyılarındaki dört rüzgargülü tarlasının bakımını gerçekleştirmek üzere sipariş ettiği 1+1 Rüzgar Santrali Servis Operasyon Gemisi (SOV), Valmet DNA’ın son teknoloji alarm, kontrol ve izleme sistemleri ile donatılacak. Türkiye’de Cemre Tersanesi tarafından inşa edilecek olan gemi, Norveçli Salt Ship Design tarafından tasarlandı. 83 metre uzunluğunda ve 19,4 metre genişliğindeki 1+1 SOV, denizcilik endüstrisinin kapsadığı tüm alanlarda referanslarına her gün yenisini ekleyen Valmet’in bu sektördeki yükselişini hızlandırıyor.

En uygun çözümler Valmet’te
Yirmi yılı aşkın süredir Türk gemi inşaa sanayinde faaliyet gösteren, bugün Norveç, İzlanda, Danimarka, İngiltere ve Fransa olmak üzere altı farklı ülkeye gemi inşaası gerçekleştiren Cemre Tersanesi’nin, üst düzey teknik ve konfor özellikleriyle dikkat çeken yeni projesinde Valmet DNA’i tercih etmesi hakkında, Cemre Tersanesi Proje Koordinatörü Samet Cırlak şunları dile getirdi: “Özel amaçlı gemiler üreten bir şirket olarak, teknik özellikleriyle dikkat çeken projeler üretebilmemiz için, aynı şekilde teknik özellikleri dikkat çeken firmalar ve alt yükleniciler ile çalışmaktayız. Farklı tipte gemiler için dünyanın farklı ülkelerinden gemi sahipleri ile çalışıyor olmak bize esneklik kazandırıyor. Müşterilerimizin beklentisini karşılayacak şekilde onlara hizmet sunmak en tabii ve öncelikli görevimizdir. Valmet ile birlikte çalışacağımız NB57 numaralı yeni inşa projemizde, müşterimiz LDA firmasının Valmet ile olan daha önceki çalışmalarından memnun kalması, bizim için Valmet ile çalışmamızda öncelikli nedenlerden birisidir. Akabinde Valmet ekibi ile yaptığımız teknik toplantılarda, proje için uygun çözümleri üretmeleri ve teknik hususlarda en hızlı şekilde hareket alabilmeleri, Valmet’in tercih edilmesinin bir başka nedenidir.”

Valmet Otomasyon Bölümü Enerji ve Proses Sistemleri Satış Müdürü Yücel Doğan ise, Türkiye’de inşaa edilen bu seçkin projede yer almaktan duydukları memnuniyeti dile getirerek, “Otomasyon sektöründeki 40 yılı aşkın deneyimini, 35 yıldır denizcilik sektöründeki çözümleriyle artıran Valmet, bu konuda dünyanın önde gelen şirketleri arasında yer almaktadır. Valmet’in, Türkiye’de böylesi özel bir projede tercih edilmesi bizim için son derece memnuniyet verici oldu. Cemre Tersanesi’nin inşaa edeceği 1+1 Rüzgar Santrali Servis Operasyon Gemisi (SOV)’de tesis edeceğimiz tüm alarm, kontrol ve izleme fonksiyonlarını kapsayan Valmet DNA Otomasyon Sistemi, denizcilik sektöründe dünya genelinde 750’ün üzerinde referansa sahiptir. Bu projeyle Türk denizcilik sektörüne de taşınan Valmet uzmanlık ve profesyonelliğine, önümüzdeki yıllarda sıkça tanık olmanız muhtemel.” dedi.

90 kişiye ev sahibi olacak gemide sinema salonu bile var
Bugüne kadar denizcilik sektöründe 750’nin üzerinde sistem referansı ile önemli projelere imza atan Valmet’in tercih edildiği yeni Rüzgar Santrali Servis Operasyon Gemisi, eşine az rastlanır teknik ve konfor olanaklarına sahip olacak şekilde tasarlandı. Gemide, 60’ı teknik personel olmak üzere 90 kişinin konaklayacağı kabinlerin yanı sıra, spor salonun ve sinemanın olduğu bir yaşam mahalli bulunuyor. Teknik ekibin rüzgar türbinlerine güvenli geçişleri, dinamik konumlandırma sistemi ile kompanse edilmiş geçit köprüleri ile ağır deniz koşullarında bile sağlanabilecek şekilde inşaa edilecek. Güncel teknolojik gelişmelerin ve maksimum çevre dostu özelliklerinin bir arada kullanıldığı bu inovatif projede ayrıca bataryalar ile desteklenmiş dizel-elektrik özelliği ile düşük yakıt tüketimi ve düşük operasyon masrafı sağlanmaya çalışılıyor.

Gemide, Valmet DNA ACMS (Alarm, Control and Monitoring System) tesis edilecek. Sistem kapsamında bin 500’ü fiziksel olmak üzere 3 bin adet I/O bunulacak. 30’dan fazla seri haberleşme linki üzerinden dijital haberleşme sinyali izleme ve kontrol amaçlı bin 500’den fazla soft I/O ile 4 operatör, 1 mühendislik ve info server de sistem kapsamında yer alıyor.

Geminin 2018 yılının son çeyreğinde tersaneden teslim edilmesi planlanıyor.

Denizcilik sektöründe 35 yıllık otomasyon deneyimi
Valmet Inc.’nin Norveç-Drammen’de yerleşik alt birimi olarak denizcilik alanındaki otomasyon iş hattının mükemmeliyet merkezi konumundaki Valmet AS, bu yeni referansı ile denizcilik endüstrisine yönelik otomasyon sistemleri üretimi alanında 35 yılın üzerinde deneyime sahip Valmet’in yenilenebilir enerji sektörüne hizmet eden referanslarına da bir yenisini ekliyor. Valmet bugüne kadar denizcilik sektöründe 750’nin üzerinde sistem referansı ile sektörün önde gelen şirketleri arasında yer alıyor.

1980’lerin başlarında Damatic Clasic ile başlayan Valmet’in denizcilik sektörü uygulamaları, Damatic XD ve sonrasında Metso DNA ile devam ederek bugün Valmet DNA ile üstün teknoloji seviyesine ulaşmıştır.

Dünya çapında önde gelen tüm gemi klasman şirketleri tarafından onaylanmış bir sistem olan Valmet DNA, Valmet’in ürettiği teknoloji harikası üçüncü nesil bir otomasyon sistemidir. Modüler, esnek ve güçlü sistem, DCS (Distributed Control System-Dağıtılmış Kontrol Sistemi) özelliğiyle Valmet DNA, denizcilik sektöründe makine, elektrik enerjisi, kargo ve havalandırma birimleri için kontrol, alarm ve izleme işlevlerini bütünleştiren mükemmel bir çözüm sağlıyor. İster yüksek teknolojiyle donatılmış bir yolcu gemisi, ister arabalı vapur, buzkıran veya açık deniz tedarik gemisi olsun, kontrol, uyarı ve izleme uygulamalarına ilişkin tüm ihtiyaçlara çözüm sağlayan Valmet DNA her gün bu endüstride yeni referanslara imza atıyor.

Devamını oku
Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Genel

ENERCON ve Enerjisa Üretim, YEKA-2’nin ikinci aşaması için türbin anlaşması imzaladı

Yayın tarihi:

-

Yazar

Enercon ve Enerjisa Üretim, WindEurope Bilbao etkinliğinde YEKA-2 projeleri kapsamında 250 MW’lık türbin sevkiyat sözleşmesi imzaladı. 750 MW’lık türbin teslimat anlaşmalarının başarılı bir şekilde yerine getirilmesinin ardından imzalanan anlaşma ile 1.000 MW’lık projenin tamamlanması için önemli bir adım atıldı. 250 MW kapasite için imzalanan anlaşma kapsamında, 60 adet Enercon E-138 EP3 E2 Rüzgar Türbini teslim edilecek.

Türkiye rüzgar enerjisi sektörünün önde gelen şirketlerinden ENERCON ve Enerjisa Üretim, İspanya’nın Bilbao kentinde düzenlenen WindEurope etkinliğinde Türkiye Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez’in de katılımıyla gerçekleştirilen imza töreninde, YEKA-2 projesi kapsamında iş birliklerine devam ettiklerini duyurdu. 20 Mart 2024 tarihinde gerçekleştirilen imza töreninde; ENERCON CEO’su Udo Bauer, ENERCON CCO’su Uli Schulze Südhoff, ENERCON Bölge Başkanı Arif Günyar, Enerjisa Üretim Rüzgâr Santralleri Yatırımlar Genel Müdür Yardımcısı Ezgi Deniz Katmer, Enerjisa Üretim Satın Alma Genel Müdür Yardımcısı Aziz Ünal ve Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği Başkanı İbrahim Erden de yer aldı.

Türkiye rüzgar enerjisi sektörünün öncü firmaları olarak, yaptıkları iş birliği ile Türkiye’nin yenilenebilir enerji hedeflerine önemli katkılarda bulunan Enercon ve Enerjisa Üretim, bu katkıyı sürdürmeye devam ediyor. 2022’nin Ekim ayında gerçekleştirdikleri stratejik bir anlaşma ile YEKA-2 Projesi’nde toplam 1000 MW’lık bir kapasite için çerçeve anlaşması imzalayan şirketlerin bu projesi, Türkiye rüzgar enerjisi endüstrisinin sürdürülebilir geleceği için önemli bir adımı temsil ediyor. İlk fazda başarıyla tamamlanan 750 MW’lık türbin sevkiyat anlaşmalarının ardından, bugün geriye kalan 250 MW’lık kapasite için 60 adet Enercon E-138 EP3 E2 rüzgar türbini içeren sevkiyat anlaşması ile projenin tamamlanmasına bir adım daha yaklaşılarak, toplam 1000 MW’lık kapasite için türbin üretimine yeşil ışık yakılmış oluyor. Bu gelişme, YEKA 2 Projesi’nin başarılı bir şekilde ilerlediğini gösterirken, Türkiye temiz enerji hedeflerine ulaşma yolunda sağlam adımlarla ilerliyor.

Törende konuşan ENERCON CCO’su Uli Schulze Südhoff, şunları söylüyor: “Türkiye, rüzgar türbinlerinin üretimi, satışı, kurulumu ve servisi açısından ENERCON için odak pazar olmaya devam ediyor. Büyük perspektifler sunuyor ve yetkili makamlar tarafından muazzam bir destek alıyoruz. Ülkenin yenilenebilir enerjinin ve özellikle de kara rüzgârının yaygınlaştırılması konusunda net bir kararlılığı var. Türkiye’deki sahalarda son derece güvenilir olduğu kanıtlanmış, sınıfının en iyisi rüzgar türbini teknolojisini sağlayarak müşterimiz Enerjisa Üretim ile birlikte Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanındaki hedeflerini desteklemekten memnuniyet duyuyoruz. Enerjisa Üretim’e güvenleri için teşekkür ediyor ve verimli iş birliğimizi sürdürmeyi dört gözle bekliyoruz.”

ENERCON Orta Asya, Orta Doğu ve Afrika Bölge Başkanı Arif Günyar, yapılan anlaşma ve projenin önemine dair şu açıklamalarda bulunuyor: “ENERCON olarak, partnerimiz Enerjisa Üretim ile 2022 yılında Avrupa’da tek kalemde imzalanan en büyük 1000 MW ilk çerçeve anlaşmasını gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz. YEKA II ihalesinin getirdiği derin yerlilik kapsamlarına uygun olarak, yerli aksam ile gerçekleşecek olan projelerimiz, mevcut yerli üretim ve sanayinin devam etmesi ve derinleştirilmesi açısından önemli bir mihenk taşı olmuştur.”

Enerjisa Üretim Rüzgâr Santralleri Yatırımlar Genel Müdür Yardımcısı Ezgi Deniz Katmer, “1.000 MW YEKA 2 Projesi, Türkiye’nin yenilenebilir enerji sektörüne tarihi bir yatırımdır. ENERCON iş birliğiyle önümüzdeki dönemde Türkiye’de kurulacak her üç rüzgar türbininden biri Enerjisa Üretim imzasını taşıyacak ve Türkiye’nin yenilenebilir enerji yatırımlarına yön verecek” diyor.

İlk YEKA projesi Akköy RES’in devreye alınması

İlk faz için rüzgar türbinlerinin üretimi devam ederken ENERCON, Aydın’ın Didim ilçesindeki 25,2 MW kapasiteli 6 adet E-138 EP3 E2 türbininden oluşan ilk YEKA projesi Akköy Rüzgar Santrali’ni 2023 yılı sonunda devreye alarak YEKA 2 yolculuğuna başarılı bir başlangıç yapıyor. ENERCON Bölge Başkanı Arif Günyar, şunları ekliyor: “Projelerin başarılı ve güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesine katkıda bulunan tüm ekiplerimize, tedarikçilerimize ve alt yüklenicilerimize minnettarız. Enerjisa Üretim ile birlikte ENERCON ekipleri de projelerin başarıyla hayata geçirilmesi için yoğun çaba ve hazırlıklarını sürdürüyor.”

Devamını oku

Genel

WindEurope Bilbao hızlı başladı

Yayın tarihi:

-

Yazar

Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği’nin geniş bir heyetle katıldığı WindEurope Bilbao Yıllık Etkinliği, 20 Mart’ta Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Dr. Çetin Ali Dönmez’in de konuşmacıları arasında olduğu özel ‘Bakanlar Oturumu’ ile başladı. TÜREB Standı’nın açılışını da yapan Dönmez, standı ziyaretinde katılımcı şirketlerin üst düzey yöneticilerinden fuar temaslarına ve sektöre dair görüşlerini aldı.

WindEurope CEO’su Giles Dickson’ın modere ettiği ve Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Dr. Çetin Ali Dönmez’in de konuşmacı olarak yer aldığı Bakanlar Oturumu yoğun ilgiyle takip edildi. Oturumun diğer konuşmacıları Almanya Ekonomi ve İklim Koruma Bakanlığı Bakan Yardımcısı Philipp Nimmermann, Yunanistan Enerji ve Çevre Bakan Yardımcısı Alexandra Sdoukou, Moldova Enerji Bakan Yardımcısı Carolina Novac, Siemens Gamesa Renewable Energy CEO’su Jochen Eickholt, RWE Onshore Wind/PV Europe & Australia CEO’su Katja Wünschel, Iberdrola Renewables Yönetici Direktörü Xabier Viteri Solaun ve EDPR Avrupa ve Latin Amerika CEO’su Duarte Bello oldu.

Oturum sonrasında TÜREB Başkanı İbrahim Erden ve Enerji İşleri Genel Müdürü Ahmet Özkaya ile birlikte ‘Türkiye Pavilyonu’ olarak da kabul edilen TÜREB Standı’nın açılışını gerçekleştiren Bakan Yardımcısı Dönmez, fuara katılan Türk şirketlerin temsilcilerinden fuardaki temas programları hakkında bilgi aldı. TÜREB Başkanı İbrahim Erden, Türkiye’yi böyle bir etkinlikte üst düzeyde temsil ediyor olmaktan memnun olduklarını belirterek fuar süresince düzenleyecekleri teknik ziyaretler ve gerçekleştirecekleri temaslarla sektörün büyümesine katkı sağlamayı hedeflediklerini kaydetti.

Devamını oku

Genel

Türk rüzgarı Bilbao’ya uzandı

Yayın tarihi:

-

Yazar

Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) öncülüğünde üst düzey kamu ve özel sektör temsilcilerinden oluşan büyük bir heyet, 20-22 Mart 2024 tarihlerinde düzenlenecek WindEurope Bilbao Yıllık Etkinliği katılımı için Bilbao’ya uçtu. T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez’in de çeşitli görüşmeler yapmak üzere aralarında yer aldığı heyet, Türkiye rüzgar sektörünün Avrupa’nın en güvenilir tedarik partneri olduğunu mesajını bir kez daha vurgularken yerli rüzgar sanayisinin daha da gelişmesine ve iş hacmini artırmasına yönelik temaslar gerçekleştirecek. 

‘Rüzgarda Seferberlik Yılı’ mottosuyla sektörün büyümesini hızlandıracak adımlar atmayı sürdüren TÜREB öncülüğündeki geniş bir heyet, Türkiye rüzgar sektörünü dünyadan ve Avrupa’dan temsilcilerle buluşturmak üzere WindEurope Bilbao Yıllık Etkinliğine katılmak üzere Bilbao’ya uçtu. T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez ile T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan üst düzey temsilcilerin de katıldığı programda, heyet mensupları, ‘Türkiye Pavilyonu’ niteliği taşıyacak TÜREB standında Avrupa rüzgar sektörü temsilcileriyle çeşitli temaslar gerçekleştirecek.

Dünyanın farklı ülkelerinden 12 binden fazla rüzgar profesyonelini bir araya getirecek olan WindEurope 2024 Yıllık Etkinliği, küresel anlamda en etkili sektör platformları arasında yer alıyor. TÜREB Başkanı İbrahim Erden, yatırımcılardan türbin şirketlerine, yerli sanayiden sektörle ilgili karar verici kurumlara kadar çok geniş bir yelpazeden üst düzey temsilcilerin yer aldığı Bilbao Heyeti’nin, Türk rüzgar sektörü adına verimli iş birliklerine imza atacağına inandığını söyledi.  Sanayi Yılı ve Yatırım Yılı’nın ardından 2024’ü ‘Rüzgarda Seferberlik Yılı’ ilan ettiklerinin altını çizen Erden, büyük potansiyelini gerçekleştirme yolunda ilerleyen Türkiye rüzgar sektörü olarak yurt içinde proje izin süreçleri, finansman ve sürdürülebilir büyümeye; yurt dışında ise yerli rüzgar sanayisinin Avrupa’nın en güçlü tedarik ortağı olduğu mesajını vermeye odaklandıklarını hatırlattı. İbrahim Erden, WindEurope etkinliklerinin Türkiye’nin bu alandaki gücünü ve potansiyelini uluslararası arenada vurgulamak açısından en uygun platformlar olduğunu kaydederek 2035 ulusal emisyon hedeflerine erişimde daha fazla rüzgar kurulu gücünü hızla gerçekleştirmenin giderek daha kritik bir etken haline geldiğini sözlerine ekledi.

Etkinlikte ikili temasların yanı sıra Türkiye’nin rüzgar enerjisi potansiyelini, teknolojik gelişmelerini ve vizyonunu katılımcılara tanıtacak olan TÜREB Heyeti, 22 Mart’ta sona erecek WindEurope Bilbao Fuarı’nın tamamlanmasının ardından 23 Mart’ta Türkiye’ye dönecek.

Devamını oku

Trendler