Connect with us

Abdi İbrahim’den yenilenebilir enerji hamlesi

Yayın tarihi:

-

Türk ilaç sektöründe 17 yıldır lider konumunda olan Abdi İbrahim, 2020 yılına sürdürülebilirlik alanında bir ilk uygulama ile adım atıyor. Şirket, 1 Ocak’tan itibaren İstanbul Esenyurt Üretim Kompleksi’nde bulunan tüm üretim tesislerindeki enerji ihtiyacını güneş ve rüzgar enerjisi santrallerinden karşılayarak, yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmaya başlayacak.

Abdi İbrahim Kamu İlişkileri ve Kurumsal İletişim Direktörü Dr. M. Oğuzcan Bülbül, aldıkları bu kararın Abdi İbrahim’in cesaret, tutku ve sorumluluk olarak özetlediği kurumsal değerlerini ve liderliğini yansıttığını ifade ederek, ‘’İlaç sektöründe bir ilk olan bu uygulama ile ekonomik faaliyetlerimizi sürdürürken, topluma ve içinde yaşadığımız dünyaya iyi iz bırakma önceliğimizin gereğini yerine getirmekteyiz. Sürdürülebilirliği kültürel bir dönüşüm hedefi olarak görüyoruz. Bu uygulama ile bu alanda öncü ve somut bir adım atmaktan gurur duyuyoruz’’ dedi.

Dokunduğu hayatları iyileştirmek hedefiyle ilaç sektöründe 108 yıldır ilk günkü heyecanla faaliyet gösteren Türk ilaç sektörünün lider şirketi Abdi İbrahim, daha yaşanabilir bir dünya için yürüttüğü sürdürülebilirlik çalışmalarına yeni bir halka daha ekliyor. Şirket, aldığı kararla 1 Ocak 2020’den itibaren Esenyurt’ta bulunan kimyasal ilaç üretim tesisi, biyoteknolojik ilaç üretim tesisi AbdiBio, Ar-Ge Merkezi ve insansız teknolojistik merkezi ile tüm yardımcı işletmelerdeki elektrik ihtiyacının tamamını rüzgar ve güneş olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarından kullanmaya başlayacağını açıkladı.

Abdi İbrahim Esenyurt Üretim Kompleksi’nde 2020 yılı enerji tüketiminin 44.405.118 kilowatt saat enerjiye ulaşacağı tahmin ediliyor.Şirket yüzde 100 yenilenebilir enerji kullanımına geçmesiyle birlikte 15.868 evin elektrik tüketimine eşdeğer olan enerjiyi yenilenebilir kaynaklardan karşılayacak. Ayrıca 9.737 aracın karbon emisyon salınımı ve buna bağlı olarak 29.211 ağaç gerekliliği önlenmiş olacak.

Abdi İbrahim Kamu İlişkileri ve Kurumsal İletişim Direktörü Dr. M. Oğuzcan Bülbül, Abdi İbrahim’in yenilenebilir enerji kullanımı uygulamasının ilk olarak üretimde başlayacağını, ardından kademeli olarak tedarik sürecinden hammadde alımına, pazarlama ve satış aşamasından son tüketiciye kadar devam eden tüm yolculukta uygulanarak, 2030 yılında şirketin karbon ayak izinin sıfıra getirilmesinin hedeflendiğini belirtti.

Abdi İbrahim’in 2025 vizyonu kapsamında sürdürülebilirlik stratejisinde öncelikli alanları belirlediğini vurgulayan Dr. Oğuzcan Bülbül, “Bin 500’ten fazla paydaşımızla yaptığımız çalışma kapsamında Birleşmiş Milletler 2030 gündemini dikkate alarak Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarından 8’ine aynı anda dokunabilecek şekilde belirlediğimiz bu alanları şirketimizin 3 değeri olan cesaret, tutku ve sorumluluk altında kümeleyerek öncelikli faaliyet alanlarımızı belirledik. Sorumluluk başlığı altında yer alan iklim değişikliği ve enerji yönetimi alanında somut ve model teşkil edecek bir adım atmak istedik. Türkiye’deki üretim tesisimizin tamamında kullandığımız elektriğin yenilenebilir olmasını sağladık. Abdi İbrahim bu adımıyla tüm üretiminde yüzde 100 yenilenebilir enerji kullanarak bu konuda sektöründe bir ilk olmayı başardı” dedi.

Dr. Oğuzcan Bülbül, Türkiye’de kendi alanında uzun yıllardır devam eden liderliğin yanı sıra uluslararası pazarlarda da etki gücünü her geçen gün artıran bir şirket olarak, dünyayı yakından takip ettiklerini ve iş hedefleri ile sürdürülebilirlik hedeflerini uyumlandıracak çalışmalar yürüttüklerini belirtti.

Şirketin tüm faaliyetlerini sürdürülebilirlik, sürdürülebilir kalkınma ve kurumsal sosyal sorumluluk alanında bir guru olan John Elkington tarafından geliştirilen üç boyutlu bakış açısı (Triple Bottom Line “TBL”) ile planladıklarını aktaran Dr. Oğuzcan Bülbül, “Bu sayede, şirketimizin performansını sadece hissedarlarımız için yaratılan pozitif finansal sonuçlarla değil, bunun yanında toplum ve çevre için yarattığımız pozitif etkileri de dikkate alarak ölçme şansına sahip oluyoruz. Üç farklı açıdan şirketin elde ettiği sonuçları değerlendirmek, içinde bulunduğumuz ekosistemdeki tüm paydaşlara olan etkimizi daha geniş açıdan görebilmemizi, bu etkileri daha bütünsel olarak değerlendirebilmemizi ve şirket olarak sürdürülebilirlik stratejimizi gözden geçirerek önümüzdeki 5 ve 10 yıllık dönemde bu alanda atacağımız adımları daha net ve ölçülebilir hale getirebilmemizi sağlıyor” dedi.

2020 yılı itibariyle sürdürülebilirlik çalışmalarını hızlandıracaklarını vurgulayan Dr. Oğuzcan Bülbül, şöyle devam etti: “Abdi İbrahim olarak toplum sağlığı ve gelecek nesillere bırakacağımız dünyanın yaşanabilir olmasını önemsiyoruz. Ülkemize, sektörümüze güç katacak, liderliğimize yakışan tesisleri hayata geçirirken çevre ve sosyal sorumluluk konularını daima odağımızda tutuyoruz. Çevrenin korunması; doğal kaynakların etkin kullanılması, atıklarımızın öncelikli olarak kaynağında azaltılıp ayrıştırılması, geri dönüşüme kazandırılması ve en uygun yöntemlerle bertaraf edilmesi; bunun yanı sıra topluma değer katan sosyal projelere zaman ve kaynak ayrılması iş stratejimizin vazgeçilmez parçaları olmaya devam edecek.

Sürdürülebilirlik hedeflerimize ulaşabilmek için lojistik aşamasında elektrik araçlar ve elektrikli tırların kullanımı; ambalaj atıklarının azaltılabilmesi veya doğaya daha az zararlı yeni ambalaj türlerinin geliştirilebilmesi için Türkiye’nin bu alandaki en iyi şirketleri ve start-up’lar ile her kademede iş birlikleri arayışı içindeyiz. Bunun dışında; CDP ve RE100 gibi şirketimizin sürdürülebilirlik alanındaki atılımını paylaşabileceği ve üyelerinin engin tecrübelerinden faydalanabileceği oluşumlara üye olmayı ve orta vadede şirketimize “B Corp Sertifikası” kazandırmayı diğer önemli hedeflerimiz olarak görüyoruz. Bu platformlarda şirketimizi temsil etmeyi; yüzde 100 yerli ve 108 yıllık bir Türk ilaç şirketi olarak önemli bir sorumluluk olarak görüyoruz.

Bunun yanı sıra bu hedeflerin; Avrupa ve ABD pazarına önümüzdeki dönemde yapacağınız yatırımlar açısından da bize değer katacağını düşünüyoruz.

Tüketicilerimizin ve paydaşlarımızın çok önem verdiği iklim değişikliği ile mücadele kapsamında sıfır karbon ayak izine sahip olma hedefinin yanında; ilaç sektörü açısından en önemli sürdürülebilirlik konularından birisi olan Ar-Ge ve inovasyona yatırım yapmaya devam ederek kendi molekülünü geliştiren ilk Türk ilaç şirketi olmak; su kaynakları başta olmak üzere tüm doğal kaynakların etkin kullanımını sağlamak; atık yönetimi konusunda önemli adımlar atmak; plastik içerikli ambalajlar yerine doğaya daha az zararlı ambalaj malzemelerin kullanımını yaygınlaştırmak; topluma değer katan sosyal sorumluluk projelerine zaman ve kaynak ayırmak da iş stratejimizin vazgeçilmez adımları olmaya devam edecek. Abdi İbrahim olarak; Türkiye’de ilaç sektöründe birçok ilki başarmış olmanın verdiği güvenle; sürdürülebilirlik alanında atacağımız adımlarla gelecek nesillere daha yaşanabilir ve daha yeşil bir dünya bırakabilmeyi ve başta ilaç sanayi olmak üzere tüm Türk şirketlerine ilham olmayı arzu ediyoruz.”

Türkiye'nin alanında en özel yayınlara sahip medya grubu MONETA'nın sektörel dergi ve portallarının yönetimine katkıda bulunmaktayım. MONETA bünyesinde yeni nesil yayıncılık anlayışıyla içerik yönetimini geliştirmeye devam ediyoruz.

Bilgi Kaynakları

Enerji sektörü zorluklara rağmen teknoloji yatırımlarını sürdürmeye kararlı

Yayın tarihi:

-

Yazar

Enerji sektörü zorluklara rağmen teknoloji yatırımlarını sürdürmeye kararlı

Enerji sektörünün büyüme için teknoloji yatırımlarına önem verdiğini ortaya koyan KPMG’nin “Küresel Teknoloji Raporu 2023: Enerji Sektörü Görünümü” araştırmasına göre enerji sektörü yöneticilerinin yüzde 72’si siber güvenliği de içeren dijital dönüşüm çalışmalarının son 24 ayda kârlılığı ve performansı artırdığını belirtti. Bu oranın diğer sektörlerin ortalamasından 12 puan daha fazla olması da dikkat çekti.

KPMG’nin 16 ülke ve dokuz sektörden 2.100 yöneticiyle yaptığı ankete dayanan yeni “Küresel Teknoloji Raporu 2023: Enerji Sektörü Görünümü” araştırması enerji şirketlerinin teknolojileri pazarlarındaki zorlukların üstesinden gelmek için kullanabilecekleri bir can simidi olarak gördüklerini ortaya çıkardı. Anket, enerji sektörünün pazardaki zorluklara rağmen teknoloji yatırımlarını sürdürmeye kararlı olduğunu ortaya koydu.

Ankete göre enerji sektörü katılımcıların yüzde 61’i düzenleme ve güvenliği dijital dönüşümün “ana tetikleyicisi” olarak görüyor. Yüzde 80’i teknoloji biriminin yeni teknolojilerin potansiyelini yönetim kuruluna daha iyi anlatması gerektiğini söylüyor. Yüzde 39’u yetenek eksikliğini dönüşümün ilerlemesinin önündeki en olası engel olarak görüyor. Yüzde 84’ü kurumlarının mevcut teknolojiyi kullanarak ESG (çevresel, sosyal, yönetişim) taahhütlerini ilerletebileceğinden emin. Yüzde 85’i ise mevcut teknoloji yapılarını kullanarak verimliliklerini artırabileceklerini ve maliyetleri azaltabileceklerini ifade ediyor.

Sektör aynı zamanda teknoloji inovasyonuna bağlı risklerin de farkında. Araştırmaya göre, enerji sektöründen katılımcılar; güven, güvenlik, gizlilik ve esnekliği teknolojik çözümlerine entegre etme konusunda kurumlarının daha proaktif olması gerektiğini tüm sektörlerin ortalamasından 8 puan daha fazla belirtiyor. Ancak sektör, ilerlemenin önünde engellerle de karşılaşıyor. Örneğin araştırma, enerji sektörünün yapay zekâ (AI) uzmanlığı eksikliğinin inovasyon yapma ve rekabetçi kalma kabiliyetlerini etkileyebileceğini söyleyenlerin diğerlerine göre daha yüksek olduğunu da ortaya koyuyor.

 Güvenlik endişeleri gündemin ilk sırasında

Hem düzenleyici kurumlar hem de tüketiciler enerji şirketlerini yakından izlediklerinden araştırmaya katılan enerji yöneticileri düzenleyici yükümlülükler ve güvenlik endişelerini dijital dönüşümlerinin en önemli tetikleyicileri olarak görüyor. Ayrıca, daha güçlü veri gizliliği veya siber güvenliğin hayata geçirdikleri dijital dönüşüm projeleri üzerinde en etkili kullanıcı beklentileri olduğunu da söylüyorlar. Enerji yöneticilerinin yüzde 72’sine göre, siber güvenliği içeren dijital dönüşüm çalışmaları son 24 ayda kârlılığı ve performansı artırdı, bu oran tüm sektörlerin ortalamasından 12 puan daha fazla.

 İş güçlerinin oluşturulmasına yardımcı olan teknoloji altyapılarına güveniyorlar

Araştırmaya göre enerji sektörü stratejik teknoloji yatırımının gücüne inanıyor, ancak dijital dönüşüm hedeflerini hayata geçirebilecek yeteneklere erişmeye odaklanmaları gerekiyor. KPMG tarafından hazırlanan 2023 Küresel Enerji CEO Görünümü raporu, enerji şirketlerinin yüzde 52’sinin (2022’ye göre 7 puanlık bir artış) yeteneklerini geliştirmek için çalışanlarına daha fazla yatırım yapmak istediğini ortaya koyuyor. Enerji sektöründen katılımcıların çoğu, iş güçlerinin bugüne kadar oluşturulmasına yardımcı olan teknoloji altyapılarının kabiliyetlerine güveniyor ve bazı durumlarda bu güvenleri diğer sektörlerin de ortalamasını aşıyor.

“Sektör geniş resmi göz önünde bulundurarak teknoloji yatırımlarını yapıyor”

KPMG Türkiye Enerji Sektörü Lideri Hakan Demirelli konuyla ilgili şunları söyledi: “Devam eden jeopolitik gerilimlerin, üretken yapay zekânın hızlı yükselişinin ve küresel ekonomik belirsizlik ortamının en çok etkilediği sektörden birisi enerji sektörü. Bu nedenle sektörde faaliyet gösteren şirketler geniş resmi göz önünde bulundurarak teknoloji yatırımları da yapmaya kararlı olduklarını bu anketimizde gösterdi. Bu yatırımlar, enerji şirketlerinin yenilikçi teknolojileri iyi bir şekilde kullanmasına olanak sağlıyor. Örneğin anketimiz enerji sektörünün, son 24 ayda şirketlerinin kârlılığını veya performansını artırmak için düşük kodlu/kodsuz platformları kullanma olasılığı en yüksek sektörlerden biri olduğunu ortaya çıkardı. Sektörün dijital dönüşüm projelerindeki başarısı ise doğru danışmanlık hizmetleri almaktan geçiyor. KPMG olarak biz de dijital dönüşüm alanındaki derin ve kapsamlı uzmanlığımız ile sektördeki şirketlerin uygun çözümleri başarılı bir şekilde kullanmalarına, inovasyonu artırmalarına ve daha geniş bir dijital dönüşüme başlamalarına yardımcı oluyoruz.”

Devamını oku

Bilgi Kaynakları

TÜREB ve DEHUKAM ‘Deniz Üstü Rüzgar Mevzuatı İçin İş Birliği Protokolü’ne İmza Attı

Yayın tarihi:

-

Yazar

TÜREB ve DEHUKAM

 Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) ve Ankara Üniversitesi Deniz Hukuku Ulusal Araştırma Merkezi (DEHUKAM) arasında ‘Deniz Üstü Rüzgar Enerjisi Mevzuat Çalışmaları alanında İş Birliği Protokolü’ imzalandı.

3 Nisan’da DEHUKAM’ın Ankara’daki merkezinde düzenlenen imza törenine TÜREB Başkanı İbrahim Erden, DEHUKAM Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Önel, DEHUKAM Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İsmail Demir, DEHUKAM Müdürü Mustafa Başkara, TÜREB Deniz Üstü Rüzgar Enerjisinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Ufuk Yaman ve her iki kurumun üst düzey temsilcileri katıldı.

Türkiye rüzgar sektörünün çatı kuruluşu TÜREB ile deniz hukuku ve siyaseti alanlarında ülkemizin uzman kurumlarının başında gelen DEHUKAM arasında bir iş birliği protokolü imzalandı. TÜREB Başkanı İbrahim Erden ile DEHUKAM Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Önel ve DEHUKAM Müdürü Mustafa Başkara’nın imzaladığı protokol ile her iki kurum arasında deniz üstü rüzgar enerjisi çalışmaları bağlamında mevzuat ve hukuki alanlarda karşılıklı bilgi alışverişinde bulunulacak ve çeşitli ortak proje çalışmaları yürütülecek.

TÜREB ve DEHUKAM 2TÜREB Başkanı İbrahim Erden, deniz üstü rüzgar enerjisi alanında sektörün ihtiyaç duyacağı düzenlemeleri en verimli şekilde yapma hedefiyle oluşturdukları protokol hakkında şunları söyledi: “TÜREB 32 yıl önce Bakanlar Kurulu kararıyla Türkiye’de rüzgarla ilgili yatırımların artması, insan kaynağının geliştirilmesi ve bu alanda bilgi birikimi sağlanması amacıyla kuruldu. Tabi o zaman daha dünya genelinde de henüz ticari deniz üstü uygulamaları yoktu. Danimarka’da bile ilk ticari tesisler 2000’li yılların başında hayata geçirilmeye başlandı ve özellikle 2010 sonrası yükselen bir ivmeyle deniz üstü yatırımları artmaya devam ediyor. Ülkemizin uzun ve orta vadeli stratejik enerji planlaması kapsamında deniz üstü rüzgar enerjisi hedeflerini de içeren ‘Türkiye Ulusal Enerji Planı’nın 2023 yılı Ocak ayında açıklanmasıyla paralel olarak bizim de TÜREB olarak bu alandaki yoğun çalışmalarımız başladı. Biliyorsunuz 2035 yılında 5 GW’lık bir deniz üstü rüzgar santralı hedefimiz var. Biz de bu hedef doğrultusunda paydaşlarımızla birlikte Türkiye’de deniz üstü rüzgar alanında da sağlıklı bir mevzuat altyapısını oluşturmak, güçlü bir ekosistem geliştirmek ve bilgi birikimi sağlamak adına iş birlikleri gerekiyor. DEHUKAM bu açıdan devletimizin ve akademinin deniz hukuku ve siyaseti alanında kritik birimlerini bünyesinde bulunduran çok değerli bir kurumumuz ve paydaşımız.  Dolayısıyla, bugün DEHUKAM’la imzaladığımız protokole TÜREB olarak büyük önem veriyoruz. Bu ve benzeri iş birlikleri sayesinde bu alanda ulusal ve uluslararası iş birliği imkanlarının genişleyeceğine, bilgi birikiminin artacağına ve böylece yatırımların ve sanayinin gelişeceğine inanıyoruz; bu vesileyle de DEHUKAM yönetimine iş birliğinin başlangıcı vesilesiyle teşekkür ediyoruz.”

DEHUKAM’ın özellikle deniz hukuku alanında çalışan ve araştırmacı yetiştirmeye odaklanan bir kurum olduğunun altını çizen DEHUKAM Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Önel de “TÜREB zaten kuruluş amacı dolayısıyla güçlü bir sektörel erişime ve ilgili araştırma altyapısına sahip. Yıllar önce Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız, özel sektör ve akademinin vizyonu sayesinde kurulmuş bu birliğin deniz üstü alanında da çalışmasını destekliyoruz. Biz de DEHUKAM olarak denizin dokunduğu her yerde olmak istiyoruz. TÜREB Yönetimi de bu amaçla bizimle bağlantıya geçti. DEHUKAM yönetimi olarak iş birliği ile ortak çalışmaların ülkemize ve deniz üstü rüzgar alanındaki hedeflerimize yarar sağlayacağı düşüncesiyle her iki kurum arasında deniz üstü rüzgar alanında karşılıklı bilgi alışverişi yaparak birlik ve beraberlik içerisinde çalışmayı hedefliyoruz. Protokolle deniz üstü rüzgâr enerjisi faaliyetlerinde hukuki altyapıya yönelik eğitim konularında TÜREB’e destek olarak ülkemizin bu alandaki ihtiyacını verimli bir şekilde karşılayacak çalışmalar yapmayı amaçlıyoruz” şeklinde konuştu.

Devamını oku

Bilgi Kaynakları

Rüzgar enerjisi 2023’te kritik eşikleri aşarak rekorlar kırıyor; GWEC, büyüme tahminini revize ediyor

Yayın tarihi:

-

Yazar

Küresel Rüzgar Enerjisi Konseyi (GWEC)

Bir önceki yıla kıyasla yaklaşık %50’lik bir artış yakalayan yenilenebilir enerji kaynakları, 510 GW’lık yeni kurulumla 2023 yılında rekor kırıyor. 40 yıllık birikimin ardından 1 TW kurulu güce 2023 yılında ulaşan küresel rüzgar enerjisi, 2023’te bir önceki yıla göre %50’lik bir artışla rekorlar kırarak kapasitesine 106 GW kara rüzgarı ve 10,8 GW deniz üstü rüzgar kurulumu ekliyor. Bugün 2024 Küresel Rüzgar Raporu’nu paylaşan Küresel Rüzgar Enerjisi Konseyi (GWEC), 2024-2030 büyüme tahminini (1210GW) %10 yukarı yönlü revize ediyor. 2030 hedefleri için yıllık rüzgar enerjisi kurulumlarının 10 yıl içinde mevcut 117 GW seviyesinden en az 320 GW’a çıkarak 3 kattan fazla artması gerektiğini açıklayan GWEC, konuyla ilgili atılması gereken adımlara raporda detaylı bir şekilde yer veriyor:

GWEC GLOBAL WIND REPORT 2024

Devamını oku

Trendler