Connect with us

Bilgi Kaynakları

AB’de elektrik üretimi kaynaklı emisyonlar 2019’da düşüş rekoru kırdı

Published

on

Avrupa Birliği’nin elektrik üretimi kaynaklı CO2 emisyonları, 2019 yılında bir önceki yıla göre yüzde 12 düşüş gösterdi. Bununla birlikte, yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretimindeki payı AB genelinde yüzde 35’e yükseldi.

Avrupa Birliği’nin elektrik üretiminden kaynaklanan sera gazı emisyonları, 1990 yılından bu yana en keskin düşüşü 2019’da yaşadı. Emisyonlar bir önceki yıla göre 120 milyon ton düşerek yüzde 12 azaldı. Düşüşün nedeninin, AB genelinde taş kömürü ve linyit yakıtlı termik santrallerden elde edilen üretimin yüzde 24 azalması olduğu belirtiliyor. Kömür üretimindeki bu azalmanın temelinde CO2 emisyonu fiyatının ton başına yaklaşık 25 avroya çıkması yatıyor. Bu fiyat artışı, kömürden elde edilen ve emisyon yoğunluğu yüksek olan elektriği; doğal gaz, nükleer enerji ve yenilenebilir enerjiden elde edilen elektrikten daha pahalı hale getiriyor. Kömürlü termik santrallerdeki üretimin azalınca, elektriğin yarısı doğal gaz çevrim santrallerinden ve yenilenebilir kaynaklardan temin edildi. Elektrik üretiminde yeşil enerjinin payı, AB genelinde 2018’e göre %1,8 artış göstererek %34,6 olarak gerçekleşti. Rüzgâr ve güneş santralleri ilk kez kömürlü termik santrallerden daha fazla elektrik üretti.

Yenilenebilir kaynakların ölçeğinin artması gerekiyor

Rüzgâr ve güneşin elektrik üretimindeki payı, 2018 yılındaki seviyesine kıyasla 64 Twh artış göstererek 569 Twh’ye ulaştı. Bu, yenilenebilir kaynaklardan üretilen elektrik, kömürlü termik santrallerden üretilen miktarı ilk kez 100 Twh aştı. Rüzgâr santralleri, uygun rüzgâr koşulları sayesinde yüzde 14 daha fazla elektrik üretti. Güneş santrallerinden elde edilen elektrik yüzde 7 artış gösterdi. Çek Cumhuriyeti dışındaki tüm AB ülkeleri, enerji portfoyünde güneş ve rüzgâr enerjisinin payını artırdılar. Kuraklık sebebiyle hidroelektrik enerji santrallerinden üretilen elektriğin payı yüzde 6 düştü. Soğutma için tatlı suya bağımlı olan nükleer santraller de özellikle Temmuz ayında, kuraklıktan etkilendi. Nehir seviyelerindeki düşüş, santrallerin kömür nakliyatını da etkiledi.

Avrupa genelinde rüzgâr enerjisinden elektrik üretimine 16,8 GW’lik kurulu güç eklendi. Bu değer, 2018 yılında eklenenden 5,1 GW daha fazladır. 2019 yılında fotovoltaik güneş enerjisi santrallerinin kurulu gücündeki artış, 2018’de eklenen 8,2 GW’lik kurulu gücü ikiye katlayarak 16,7 GW oldu. Agora Energiewende’nin Avrupa Enerji Politikaları Direktörü Matthias Buck “Bu olumlu gelişmelere rağmen yenilenebilir enerjinin ölçeği hızla artmalı. 2030 yılına kadar, AB’de üretilen enerjinin yaklaşık üçte biri yenilenebilir kaynaklardan sağlanmak zorunda. Bunun için, 2030’a kadar yıllık 97 Twh’lık büyüme gerekiyor – bu da 2019’daki artıştan 33Twh daha fazla bir artış demek” açıklamasını yaptı.

Kömür sektörü darboğazda

AB’deki kömür santrallerine sahip tüm ülkelerde, kömürün elektrik üretimindeki payında düşüş gerçekleşti. Toplam hacimde 150 Twh (teravat saat) düşüş yaşayan kömürün üretimi, yaklaşık yüzde 24’e geriledi. Taş kömüründen üretim yapan termik santraller tarafından üretilen elektrik, Avrupa genelinde 2018 yılına göre yüzde 32 azalırken, linyit yakıtlıların üretimi yüzde 16 azaldı. Taş kömüründen üretim yapan termik santraller tarafından üretilen elektrik üretimindeki düşüşün yüzde 80’i Almanya, İspanya, Hollanda, Birleşik Krallık ve İtalya’da gerçekleşti. Linyit üretimindeki toplam düşüşün neredeyse üçte ikisini Almanya ve Polonya’da gerçekleşti. Nükleer santrallerinin elektrik üretimine katkısı yüzde bir düştü. Doğal gaz çevrim santralleri, bir önceki yıla kıyasla daha fazla elektrik üreten tek geleneksel santral tipi oldu. Doğal gazın üretim seviyesinde yüzde 12 artış yaşandı.

Emisyonların azaltılmasında CO2 fiyatları etkili oldu

Buck, “Geçtiğimiz yıl AB’nin sera gazı emisyonlarındaki düşüşün temel nedeni, CO2 emisyon fiyatı oldu. Emisyon fiyatlandırması, iklim değişikliğine sebep olan enerji kaynaklarını piyasadan çıkarıyor. İklim değişikliğiyle mücadelenin sürekliliğini sağlamak için CO2 emisyonlarının fiyatı mevcut seviyede kalmalıdır. AB Emisyon Ticareti Sistemi enerji, sanayi ve Avrupa’daki havacılık sektörleri için yıllık sera gazı emisyonları için izinleri belirliyor. Ancak, CO2 salımı yapan şirketlerin mevcut kullanımından 300 milyon adet daha fazla izin düzenlenmiş durumda. Buck, AB Emisyon Ticaret Sistemi’nin etkinliğini artırmak ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırımı teşvik etmek için, düzenlenen izinlerin sayısının hızlı azaltılması gerekliliğine dikkat çekiyor ve ekliyor “Avrupa’nın 2030 iklim hedeflerinin güçlendirilmesine yönelik tartışmaların merkezinde CO2 fiyatlandırması konusunun yer alması gerekiyor.”

Kömürden elektrik üretimini sınırlayan ülkelerde elektrik piyasa fiyatları düşüyor

Elektrik piyasası fiyatlarında en büyük düşüş, rüzgâr ve güneş kurulu gücünde Avrupa’ya öncülük eden İngiltere, İrlanda ve İspanya’da yaşandı. Buck, “Elektrik piyasası fiyatlarının seyri, elektrik üretiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının payını artıran ülkelerin; ithalat, hammadde ve tabii ki CO2 fiyatlarına bağımlılıklarının azaldığını gösteriyor” diyor.

Agora Energiewende ve Sandbag’in, 2020 yılı piyasa öngörüleri olumlu. Buck, “Kömürden elektrik üretimindeki düşüş eğilimi devam edecek. 21 Avrupa Birliği üyesi ve İngiltere, enerji portföyünde kömürün sonlandırılmasını aşamalı olarak gerçekleştirme kararı alarak kömürlü termik santralleri devreden çıkarıyor. İki ülke ise kömürün aşamalı olarak devre dışı bırakılması için planları değerlendiriyor. 2019’da kamuoyundaki belirleyici talep iklim değişikliğiyle daha etkin mücadele edilmesi olmuştu. Bu yıl da Avrupa 2030 için iklim hedeflerini yükseltecek. Bununla birlikte, yenilenebilir enerjiden üretimin maliyeti düşmeye devam edecek ve CO2 emisyon fiyatları yüksek seyredecek. Özetle, fosil yakıtların etkisini yitirdiği dönem gelmiş durumda ve tüm AB ülkelerinin enerji dönüşümüne ayak uydurması gerekiyor” diyor.

Sandbag Elektrik sektörü analisti Dave Jones “Avrupa, kömürden çıkışın gerçekleşme hızı ve ölçeği konusunda tüm dünyaya liderlik etmeli. Elektrik üretimi linyite dayalı olan Polonya, Çekya, Romanya ve Bulgaristan henüz enerji portföyünde kömürü aşamalı olarak ne şekilde sonlandıracağını belirlemediler. Bu planlar yalnızca AB’nin kömürden arındırılmasını sağlamak için değil, aynı zamanda linyit santrallerinin düşük fiyatlar ve yüksek CO2 emisyon fiyatları sebebiyle yatırım olmaktan çıkıp ekonomik zarar oluşturması nedeniyle gerekli” diyor.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 

Türkiye'nin alanında en özel yayınlara sahip medya grubu MONETA'nın sektörel dergi ve portallarının yönetimine katkıda bulunmaktayım. MONETA bünyesinde yeni nesil yayıncılık anlayışıyla içerik yönetimini geliştirmeye devam ediyoruz.

Bilgi Kaynakları

Deniz üstü rüzgar enerjisi saha geliştirme çalışmaları kapsamında çevresel analiz yapılacak

Published

on

By

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, deniz üstü rüzgar enerjisinde çevresel etki analizi için danışmanlık hizmeti alacağını duyurdu. Danışmanlık hizmeti; çevresel ve sosyal kısıt analizi, kuş göçü, deniz biyoçeşitliliği araştırmalarını ve diğer teknik raporları içeriyor.

2023 yılının başında açıkladığı 2035 yılına kadar olan dönemi kapsayan Ulusal Enerji Planı’nda 5 GW deniz üstü rüzgar enerjisi hedefini açıklayan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, ilgili adımlarını hızlandırıyor. Türkiye’deki deniz üstü rüzgar enerjisi saha geliştirme çalışmaları kapsamında çevresel ve sosyal kısıt analizi için danışmanlık hizmeti alacağını duyuran Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın konuyla ilişkin ilanı Resmi Gazete’de yayımlandı.

Kara göre, Avrupa Birliği (AB) Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA) Enerji Sektör Programı Faz 4 Projesi kapsamında, Türkiye’deki deniz üstü rüzgar enerjisi saha geliştirme çalışmalarına yönelik çevresel ve sosyal kısıt analizi için danışmanlık hizmeti alınacak.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın alacağı danışmanlık hizmeti; belirli alanlarda çevresel ve sosyal kısıt analizinin yürütülmesini, kuş göçü, deniz biyoçeşitliliği araştırmalarını ve diğer ilgili teknik raporların hazırlanmasını içerecek.

Konuyla ilgili daha detaylı bilgi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü Yabancı Sermaye Koordinasyon Dairesi Başkanlığı Proje Uygulama Birimi’nden alınabilecek.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Continue Reading

Bilgi Kaynakları

Deniz üstü rüzgarın çatı kuruluşu DÜRED, 2 yaşında

Published

on

By

Deniz üstü rüzgar enerjisinde farkındalık yaratmak için 2021 yılında kurulan ve geride kalan süreç boyunca birçok çalışmaya imza atan Denizüstü Rüzgar Enerjisi Derneği (DÜRED), kuruluşunun 2. yılını kutladı.

Türkiye’de deniz üstü rüzgar santrali yatırımlarının yapılması, geliştirilmesi, denizcilik ve enerji sektörünün bir araya getirilmesi, iş birliklerinin koordine edilmesi amacıyla 2021’in Nisan ayında kurulan Denizüstü Rüzgar Enerjisi Derneği (DÜRED), sektörle ilgili hem sivil toplum faaliyetlerinin etkinleştirilmesi ve geliştirilmesinde hem de kamu kurumları ve üniversiteler ile çalışmalar yürütülmesinde birçok projeye imza attı. Türkiye’nin deniz üstü rüzgar enerjisi kaynaklarının potansiyelini ortaya koymak, deniz üstü rüzgar enerji kullanımı ve sanayisinin gelişimini sağlamak, sektörün gelişmesi ve mevzuatın oluşturulmasına katkıda bulunmak gibi ana hedefleri olan DÜRED, büyük bir özveriyle yürüttüğü çalışmalarıyla sadece ülkemizde değil, civar ülkelerde de ciddi bir farkındalık yaratarak kamuoyu oluşturdu.

Geçtiğimiz günlerde 2. yılını kutlayan ve konuyla ilgili bir açıklama yayınlayan DÜRED, dünyada hızlı bir şekilde büyüme kaydeden deniz üstü rüzgar enerjisiyle ilgili Türkiye’de yapılması gereken birçok konu bulunduğu; derneğin bu doğrultudaki çalışmalarına devam edeceğini vurguladı.

Kurulduğu 2 yıl içerisinde; 41 adet online eğitici teknik webinar düzenleme, ülkemizde düzenlenen 22 fuar/konferans/sempozyuma konuşmacı olarak katılım sağlama, 6 yurt dışı etkinliğe katılma, birçok üniversite ve platformda konuşmacı olarak yer alma, Ankara’da kamu kurumlarına özel çalıştay düzenlenme, kamu kurum ziyaretleri gibi deniz üstü rüzgar enerjisinde farkındalık oluşturacak çalışmalar düzenleyen DÜRED, ulusal ve uluslararası düzeyde pek çok başarılı projeye de imza attı.

Derneğin imza attığı bu çalışmalar arasında;

Denizüstü Rüzgar Enerjisi Derneği İktisadi İşletmesi’nin kurulması,

• Bölgede bir ilk olma özelliği taşıyan Marentech Deniz Enerji Teknolojileri Fuarı ve Konferansı’nın İzmir’de düzenlenmesi,

• Karadeniz Ülkeleri Denizüstü Rüzgar Enerjisi Federasyonu kurulumu çalışmaları,

• AB Black Sea Floating Wind Turbine (BLOW) Projesi’nde yer alma,

• Ülkemizde Denizüstü Rüzgar Enerjisi Eğitim, Ar-Ge ve Test Merkezi kurulumu çalışmaları,

• Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Ulusal Enerji Planı’nda 5 GW hedef konulması çalışmaları,

• Dünya Bankası tarafından hazırlanan “Offshore Wind Development

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Continue Reading

Bilgi Kaynakları

2022’de rüzgar türbinlerinin devreye alınması %15 düşerek 86 GW’a geriledi

Published

on

By

Araştırma şirketi BloombergNEF, yayımladığı yeni raporunda rüzgar türbinlerinin devreye alınmasında %15 düşüş yaşandığını açıkladı. BNEF’in raporuna göre proje geliştirmeyi etkileyen tedarik zincirindeki kısıtlamalar ve belirsizlikler, 2022 yılında rüzgar türbinlerinin devreye alınmasında %15’lik bir düşüş meydana getirdi, yıllık kurulum 86 GW’ta kaldı.

Küresel emtia piyasaları ve düşük karbonlu bir ekonomiye geçişi sağlayan trendler hakkında stratejik bir araştırma ve analiz sağlayıcısı olan BloombergNEF (BNEF), raporunda yeni eklenen rüzgar kapasitesinde iki yıl devam eden rekorlardan sonra, 2022 yılında %15’lik bir düşüş meydana geldiğini açıkladı. Dünyanın en büyük iki piyasası olan ABD ve Çin’de yer alan kurulumlardaki büyümenin durmasıyla beraber, 2022 yılında global olarak rüzgar türbinlerinde 86 GW kapasitenin hayata geçirildiği bilgisine yer verilen BNEF 2023 Küresel Rüzgar Türbini Payları Raporu’nda; yeni rüzgar santrallerinde kara oranının %89 ile çoğunluktayken, devreye alınan yeni deniz üstü türbin kapasitesinin ise, 2021’e göre %46 oranında düşüşle 9,1 GW’a indiği açıklandı. Raporda yer alan bilgilerle ilgili kendi görüşünü aktaran BloombergNEF Rüzgar Analisti Cristian Dinca, “Alarmların çalıyor olması gerekir. Dünyanın dört bir yanındaki hükümetler karbonsuzlaşmaya olan ilgilerini artırırken, kapasitedeki artışlar yavaşlıyor” dedi.

Küresel rüzgar türbini tedarikindeki markaların durumuna da yer verilen raporda, Goldwind’in Vestas’ı burun farkıyla geçip üst sıraya yerleştiği bilgisi yer aldı. Firma geçen yıl projelere 12.7 GW katkıda bulundu, bunun %90’ı kendi piyasasındaydı. Dani- marka merkezli Vestas 2022 yılında toplam 12.3 GW kapasiteyi devreye aldı. Bu rakamla da ABD merkezli rakibi GE’yi 3 GW geride bıraktı. Raporda yer alan verilere göre ilk üç sıranın Çin, Avrupa ve ABD merkezli firmalar tarafından paylaştığı görülürken; Çin merkezli başka bir üretici olan Envision dördüncü, Siemens Gamesa ve Mingyang beşinci sırada yer aldı. Rakamlar BNEF’in global rüzgar projesi veri tabanına ve sektöre ilişkin gelişmiş bilgi akışına göre belirlendi.

Deniz üstündeki düşüş, İngiltere ile kısmen dengelendi

Deniz üstü rüzgardaki kurulumların Çin’in denizdeki projelere verdiği ulusal güvence priminin sona ermesini takip eden 2022’de

hızla düştüğüne dikkat çekilen raporda; düşüşün, 3 GW’den fazla deniz üstü rüzgar kapasitesini ilk defa devreye alan İngiltere ile kısmen dengelendiği bilgisine yer verildi. Deniz üstü rüzgardaki sıralamada Vestas’ın, Çinli Shanghai Electric’in önünde birinciliği garantilemesinden Avrupalı üreticiler istifade ederken, Mingyang da üçüncü sıraya yerleşti. Raporda deniz üstü rüzgar enerjisinin durumunu değerlendiren BloombergNEF Rüzgar Araştırma Başkanı Oliver Metcalfe, “Deniz üstü rüzgar kapasitesinde meydana gelen düşüşün kısa ömürlü olmasını bekliyoruz. Almanya ve Hollanda 2023’te yeniden büyük projelere imza atarken, sektör Fransa ve Tayvan gibi daha yeni pazarlara da girerek yükselme yaşayacak” ifadelerini kullandı.

Çin, 49 GW ile yeni kapasitesinin yarısından fazlasını karşıladı

Geçen yıl Çin’de yeni eklenen 49 GW yeni rüzgar kapasitesi belirleyen BNEF, bu bilginin rüzgarda küresel olarak yeni eklenen kapasitenin yarısından fazlasını Çin’in karşıladığı anlamına geldiğini açıkladı. Çin merkezli 6 türbin üreticisi, BNEF’in küresel sıralamasında ilk 10’a girerken; raporda yeni rüzgar santrali inşasında ikinci büyük pazar olma niteliğini koruyan ABD’de, yeni eklenen kapasitelerin 2022’de 4 GW’den daha fazla düştüğü açıkladı.

Raporda genel bir değerlendirme yapan BloombergNEF Rüzgar Araştırma Başkanı Metcalfe, “Rüzgar projelerine yönelik vergi teşviklerinin uzatılmasına ilişkin ortaya çıkan belirsizlik, ABD rüzgar endüstrisini iki yıl boyunca engelledi. Geçen yıl Enflasyon Düşürme Yasası’nın (IRA) kabul edilmesiyle bu durum değişti. IRA’daki teşviklerin şu andan 2030’a kadar kümülatif 135 GW’lık yeni rüzgar kapasitesi sağlamaya yardımcı olacağını ve hükümetlerin net sıfır emisyonu hedeflerken oynamaları muhtemel ve oynamaları gereken rolü sahneye koymalarına destek olacağını düşünüyoruz” açıklamasında bulundu.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Continue Reading

Trendler

Copyright © 2011-2018 Moneta Tanıtım Organizasyon Reklamcılık Yayıncılık Tic. Ltd. Şti. - Canan Business Küçükbakkalköy Mah. Kocasinan Cad. Selvili Sokak No:4 Kat:12 Daire:78 Ataşehir İstanbul - T:0850 885 05 01 - info@monetatanitim.com