Türkiye’nin birçok bölgesinde yer alan ve başta rüzgar yatırımları olmak üzere 5.000 MW’a doğru ilerleyen kurulu gücüyle 5 farklı teknolojiden enerji üreten Enerjisa Üretim, YEKA-2’deki tarihi yatırımıyla Türkiye’nin rüzgarına güç katıyor. Enerjisa Üretim, 1.2 milyar dolarlık yatırımla hayata geçireceği 1.000 MW’lık YEKA-2’nin ilk santralini, 2023 yılı bitmeden devreye almaya hazırlanıyor. Şu an faaliyette olan 353 MW’lık toplam 6 rüzgar santraline sahip firma, yerli ve yenilenebilir santral yatırımlarıyla rüzgar enerjisindeki kurulu gücünü 3 yılda 1.500 MW’a ulaştırmayı hedefliyor.
Firmanın rüzgar enerjisindeki çalışmalarına odaklandığımız röportajda, sorularımızı Enerjisa Üretim CEO’su İhsan Erbil Bayçöl yanıtlıyor. Enerji sektörünün yakından takip ettiği bir isim olan Bayçöl, santral yatırımlarının yanı sıra, sektörün geleceğine yaptıkları yatırımlar olarak gördüğü genç yetenek, üniversite iş birliği, cinsiyet eşitliği gibi alanlarda hayata geçirdikleri çalışmalar hakkında da bilgiler veriyor. Deneyimleri ve tecrübeleriyle enerji sektörünün küresel profesyonelleri arasında yer alan Bayçöl, rüzgar enerjisi sektörünün yatırımcı tarafında oluşturduğu zorluklara da değinerek, çözüm önerilerini paylaşıyor.
Türkiye’de enerji kelimesiyle akla ilk gelen markalardan birisiniz. Enerjisa Üretim ve hizmetlerinden bahsedebilir misiniz? Enerjisa Üretim’in portföyü, kapasitesi ve yatırımlarından söz ederek, Türkiye’deki enerji tüketiminin ne kadarını karşıladığınız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Enerjisa Üretim olarak Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde yer alan 24 santralimizde 5 farklı teknolojiyle enerji üretiyoruz. Sadece yenilenebilir enerji kaynaklarına yapacağımız yatırımla 5.000 MW kurulu gücün üzerine çıkmayı hedefliyoruz. Özellikle yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımına odaklanarak sürdürülebilir enerji üretimine katkıda bulunmayı hedefliyoruz. Türkiye’deki enerji tüketiminin yaklaşık yüzde 5’ini karşılıyoruz.
YEKA-2 ihalelerinin tamamını kapsayan tarihi 1.000 megavatlık rüzgar enerji santrali anlaşmamız, 2022 yılında devreye alınan Erciyes Rüzgar Enerji Santrali, Balıkesir Rüzgar Enerji Santrali ve Tufanbeyli Santrali’nde yer alan hibrit güneş santrallerimiz ile yenilenebilir enerji yatırımlarına devam ediyoruz.
Rüzgar enerjisi özelindeki faaliyetlerinizden söz edebilir misiniz? Şu an işletmede olan kurulu gücünüz ve elinizdeki proje stoku hakkında bilgi verebilir misiniz?
Halihazırda Çanakkale, Dağpazarı, Balıkesir, Akhisar, Dikili ve Erciyes’te işletmede olan 353 megavat kurulu güce sahip toplam 6 rüzgar santralinde enerji üretimi yapıyoruz. 1.2 milyar dolar yatırımla hayata geçireceğimiz, 1.000 megavat kurulu güce sahip YEKA-2 yerli ve yenilenebilir santral yatırımlarımız ile rüzgar enerjisindeki toplam kurulu gücümüzü 3 yıl içinde 1.500 megavata ulaştırmayı hedefliyoruz. YEKA-2 kapsamında proje geliştirmelerini tamamladık ve inşaat faaliyetlerine başladık. Yıl sonundan önce ilk YEKA-2 santralimizi devreye almayı planlıyoruz.
YEKA-2 ihalelerinin tamamını kapsayan dev bir yatırım için Enercon ile iş birliği yaptınız. Bu iş birliğinden bahsederek projelerin hangi aşamada olduğu hakkında bilgi verebilir misiniz? 1.000 MW’ın tamamı ne zaman devreye girmiş olacak?
Enercon iş birliği ile hayata geçireceğimiz yerli ve yenilenebilir santral yatırımları, hem Türkiye’nin şebekesine 1.000 megavat ek kapasite kazandıran hem de Enerjisa Üretim’in gücüne güç katan bir proje oldu. 2025 sonuna kadar tüm santrallerimizin devreye girmesini hedefliyoruz. Proje, yerli ve yenilenebilir enerji ve ekipman üretimi, istihdam, yetişmiş insan kaynağı, rüzgar ekosisteminin gelişmesi gibi farklı yönlerden Türkiye ekonomisine katkı sunuyor. Anlaşma kapsamında alımı gerçekleşen türbinlerin jeneratörleri, kuleleri ve kanatları İzmir’de üretiliyor. Üretim optimizasyonuyla birlikte Türkiye’deki üreticilerin de kapasitesinin artmasına vesile oluyoruz. Yapılacak santraller ayrıca ülke ve bölge ekonomisine katkının yanı sıra, istihdam ve yetişmiş insan kaynağının gelişmesine de hizmet edecek. Halihazırda rüzgar santralleri konusunda dünyaya hizmet sunan Türkiye’nin, bu projeyle birlikte uluslararası yetkinliği de artacak
Enerjisa Üretim Bandırma Enerji Üssü’nden söz ederek, offshore türbinlerle karşılaştırılacak kadar büyük olan ve burada test edilen yeni karasal rüzgar türbini hakkında bilgi verebilir misiniz?
Enerjisa Üretim Bandırma Enerji Üssümüzde, Türkiye’de önemli bir enerji üretimi ve inovasyon merkezi olarak hizmet veriyoruz. Enercon ile yapılan iş birliği kapsamında dünyanın en büyük rotor çaplı rüzgar türbinlerinden biri olan E-175 EP5’in test edildiği bir platform olarak kullanılacak. Enerjisa Üretim olarak, bu türbinleri Bandırma Enerji Üssü’nde değerlendirerek, performanslarını iyileştirmeye ve gelişimlerine katkıda bulunmaya odaklanıyoruz. Ayrıca, bu iş birliği Türkiye’nin temiz enerji üretimine önemli bir katkı sağlayacak büyük bir kapasite artışını temsil ediyor. Bu üs, aynı zamanda Güney Marmara Kalkınma Ajansı’nın koordinatör olduğu, yerli ve yabancı birçok paydaşın yer aldığı ve 36,8 milyon euro bütçeye sahip Avrupa Birliği projesi olan “Güney Marmara Hidrojen Kıyısı Vadi Projesi” kapsamında önemli bir yere de sahip. Proje ile Bandırma Enerji Üssümüzde yıllık minimum 500 ton yeşil hidrojen üretilecek.
Rüzgar enerjisine yeni mühendisler yetiştirme odağında eğitim ve istihdam programlarınız var. Rüzgar enerjisini desteklediğiniz bu çalışmalar hakkında bilgi verebilir misiniz?
Bilgiye önem veren bir firma ve bu alanda sektörde öncü olma hedefimizle; gençlere bilgi ve deneyim aktarmak, onların fikirlerini sektöre kazandırmak amacıyla üniversitelerle iş birlikleri gerçekleştiriyoruz. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Sabancı Üniversitesi ile iş birliklerimiz mevcut. Ayrıca Manisa Celal Bayar Üniversitesi ile de yeni bir iş birliği protokolü imzaladık. Enerji sektörünün geleceğine yatırım niteliğindeki bu proje ile öğrenciler mesleki ve kişisel gelişimlerine katkı sağlayacak eğitim olanakları ve ekipmanlar ile desteklenecek.
Enerjisa Üretim’de yıllardır ”bu işin kadını erkeği yok” diyor ve buna yürekten inanıyoruz. Sektörde kadın temsiliyetinin az olduğunu biliyoruz, bu nedenle var gücümüzle kadınların her kademede ve rol ayrımı gözetmeksizin yer almasına destek olacak projeler geliştiriyoruz. Womentum Eğitim Programımız ile gençlerin bakış açılarını genişletip, bilgi birikimlerini artırarak özel sektördeki çeşitli iş deneyimlerine başlarken profesyonel bir seviyede ilerleme imkânı yakalayacaklarına inanıyoruz.
Türkiye’nin lider elektrik üreticisi olarak, rüzgar enerji santrallerinde kadın çalışan istihdamını artırmayı ve yeni mezun kadın mühendislere kariyer fırsatları sunmayı hedefliyoruz. Rüzgarı Enerjiye Dönüştüren Kadınlar Programımız ile 6 aylık bir gelişim yolculuğuyla katılımcıların kendilerini tanıma ve kariyerlerini yönlendirme imkanı sağlıyoruz.
Son olarak Enerjisa Üretim olarak Genç Yetenek Liderlik Programımız “Nextchanger” ile enerjisiyle geleceğe liderlik etmek isteyen yeni mezunları aramıza katıyoruz. Kariyerlerinin başlangıcında farklı deneyimler elde etmek isteyen genç yeteneklere, programımız aracılığıyla etkili bir başlangıç yapma ve sürekli öğrenme imkanı sunuyoruz.
Rüzgar enerjisindeki yatırımlarınızdan söz ederek, Enerjisa Üretim’in bu alandaki hedefleri hakkında bilgi verebilir misiniz? Planda yeni bir yatırım var mı? Gelecekte hedeflenen kurulu rüzgar gücünüz ne kadar?
Rüzgar ve güneş Enerjisa Üretim’in ana yatırımını oluşturacak. Özellikle rüzgar enerjisi, temiz ve sürdürülebilir bir enerji kaynağı olarak Türkiye’nin enerji portföyünde kritik bir rol oynuyor. Hedeflerimiz arasında, yakın dönemde yeni yatırımlarla üretim kapasitemizi artırmak ve Türkiye’nin rüzgar enerjisi alanındaki liderliğini güçlendirmek bulunuyor. Gelecekteki kurulu güç hedeflerimiz doğrultusunda rüzgarda 1.500 megavat gibi büyük bir rakama ulaşmayı hedefliyoruz. Bu, Türkiye’nin enerji dönüşümüne ve temiz enerjiye olan taahhüdümüzün bir göstergesidir. Ek olarak depolamalı RES için lisans başvurusu yapıyoruz.
Türkiye’nin rüzgar enerjisindeki potansiyeli ve çalışmalarını değerlendirebilir misiniz? Yatırımcı açısından sektörde yaşanan temel problemler neler? Çözüm öneriniz var mı?
Türkiye, rüzgar enerjisi potansiyeli yüksek bir ülke olarak dikkat çekiyor. Özellikle sahil bölgeleri ve yüksek rakımlı alanlar rüzgar enerjisi üretimi için elverişli konumlar sunuyor. Türkiye, bu potansiyeli değerlendirmek ve temiz enerji üretimini artırmak için ciddi adımlar atıyor. Bu kapsamda Türkiye’nin ulusal enerji planında 2035 hedefi 29,6 gigawatt, dolayısıyla 18 gigawatt kapasite eklenmesi söz konusu. Biz bunun minimum kapasite olduğunu düşünüyor, bu rakamın üzerine çıkılabileceğine inanıyoruz. Türkiye’de rüzgar enerjisi sektörü hızla büyüyor. Bu anlamda yeni projeler de geliştiriliyor. Ayrıca, hükümetin yenilenebilir enerji kaynaklarına odaklanan politikaları, sektörün büyümesini de destekliyor.
Yatırımcı açısından baktığımızda ise rüzgar enerjisi sektörü, yatırımcılar için bir dizi bazı zorluklara sahip. Rüzgar enerjisi projeleri finansman zorlukları, karmaşık ruhsatlandırma ve izin süreçleri ile altyapı sorunları gibi temel sorunlarla karşılaşabilir. Bu projeler büyük sermaye gerektirirken, uzun ve karmaşık izin süreçleri ile altyapı eksiklikleri yatırım maliyetlerini artırabilir, bu da yatırımcılar için bürokratik engeller oluşturabilir.
Çözüm önerisi olarak, rüzgar enerjisi projelerinin finansmanını kolaylaştırmak için daha etkili finansman modellerinin geliştirilmesi, yatırımcılara düşük faizli krediler veya teşvikler sunulması gereklidir. Ayrıca, ruhsatlandırma süreçlerinin hızlandırılması ve şeffaflaştırılması, bürokratik engelleri azaltabilir. Altyapı geliştirme için enerji iletim hatlarına ve altyapıya yönelik yatırımların artırılması, uzak bölgelerdeki rüzgar enerjisi projelerinin maliyetlerini düşürebilir. Son olarak, rüzgar enerjisi sektöründe çalışacak nitelikli kişilerin yetiştirilmesi için eğitim programları ve kursların desteklenmesi, sektörün büyümesini destekleyebilir.