Connect with us

Rüzgar Türbini İmalatçıları

Teknolojik ilerleme, rüzgâr türbinlerini de büyüttü

Yayın tarihi:

-

Siemens Gamesa Türkiye üst Yöneticisi Ebru Çiçekliyurt, “1980’lerin başında rüzgâr türbinlerinin kanat çapı 15 metreydi. Yeni Siemens Gamesa 5.X platformunda her bir kanadın uzunluğu 85 metreye, kanat çapı ise 170 metreye ulaştı” dedi.

Siemens Gamesa Türkiye Üst Yöneticisi (CEO) Ebru Çiçekliyurt, rüzgâr enerjisi sektöründe teknolojinin çok hızlı geliştiğini belirterek, “Türbin kanatları büyüdükçe enerji üretimi artıyor. 1980’lerin başında rüzgâr türbinlerinin kanat çapı 15 metreydi. Yeni Siemens Gamesa 5.X platformunda her bir kanadın uzunluğu 85 metreye, kanat çapı ise 170 metreye ulaştı.” dedi.

Çiçekliyurt, Anadolu Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada, Siemens Gamesa‘nın, rüzgâr enerjisi çözümleri ile tüm dünyada faaliyet gösteren lider bir teknoloji şirketi olduğunu vurguladı.

Yenilenebilir enerji sektöründe yaklaşık 40 yıldır ve küresel ölçekte varlıklarını sürdürdüklerini ifade eden Çiçekliyurt, “Tamamladığımız projelerle gurur duyuyoruz. Çünkü hayata geçirdiğimiz temiz enerji altyapısı ile sürdürülebilir bir dünya yaratıyoruz. Faaliyetlerimiz üç temel alanda odaklanıyor; kara üstü (onshore) rüzgâr teknolojileri, deniz üstü (offshore) rüzgâr teknolojileri ve tüm dünyada toplam 29 bin rüzgar türbinine dokunan servis çözümleri… Global erişimimiz, ölçeğimiz ve zengin ürün portföyümüz ile rüzgâr enerjisi sektörünü şekillendiren kuvvetli bir pozisyonda olduğumuzu görüyoruz.” şeklinde konuştu.

Siemens Gamesa’nın Türkiye’de 2010 yılından bu yana faaliyet gösterdiğini anımsatan Çiçekliyurt, “Bugüne kadar Türkiye kurulu gücümüz, inşaat safhasında olan sahalar dahil bin 300 megavat seviyesini geçti.” dedi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile imzaladıkları bin megavatlık bir yatırım projeleri bulunduğunu aktaran Çiçekliyurt, “Türkiye’de toplam 2 bin 300 megavatı aşıyoruz. Ayrıca, şu anda yoğun olarak kontrat görüşmelerini yaptığımız yeni projelerimiz var. Bugüne kadar Türkiye’nin birçok bölgesinde çok sayıda rüzgâr enerjisi üretim sahasını Siemens Gamesa teknolojileriyle hayata geçirdik ve ülkemizin temiz enerji altyapısına somut katkıda bulunduk. Yaptıklarımız ve gelecekte yapacaklarımız bizi heyecanlandırıyor.” ifadelerini kullandı.

“Yüzde 56’lık pazar payı ile Türkiye lideri”

Ebru Çiçekliyurt, İspanya merkezli Siemens Gamesa’nın 2018’i dünya çapında yaklaşık 23 milyar avroluk bir sipariş büyüklüğüyle tamamladığını belirterek, küresel kurulu güçlerinin 90 bin megavatı geçtiğini söyledi.

Global şirketin 2018’de satışa dönüşen siparişlerinin 9 milyar avro tutarında olduğunu aktaran Çiçekliyurt, toplam çalışan sayısının 23 bin olduğunu bildirdi.

Türkiye’de rüzgar enerjisi alanında pazar lideri olduklarını belirten Çiçekliyurt, şunları kaydetti:

“Türkiye’de de birçok büyük yatırım projesine imza attık. 2018’de Türkiye’de kazandığımız projelerin bazıları bu yıl devreye alındı. Bir kısmı da inşaat ve kurulum aşamasında… Türkiye rüzgar enerjisi sektöründeki en son istatistiklere göre Siemens Gamesa, bu yılbaşında inşa aşamasında olan tüm projelerdeki yüzde 56’lık pazar payı ile Türkiye lideriydi. Türkiye’de rüzgar enerjisi kurulu gücü geçtiğimiz yıllarda önemli bir artış gösterdi ve 7 bin megavatı aştı. İleriye dönük olarak yenilenebilir enerji alanında Türkiye’de büyük potansiyel görüyoruz. Bu nedenle Türkiye’de büyümeyi sürdüreceğiz.”

“Yurt dışından Türk yetenekleri transfer ederek ülkemize geri kazandırıyoruz”

Siemens Gamesa Türkiye CEO’su Çiçekliyurt, 2019 boyunca Türkiye’de rüzgar enerjisi sektörünün yerlileştirilmesine katkı sağlamayı hedeflediklerini, bu konuda vizyon ve somut hedeflere sahip olduklarını söyledi.

İzmir’de insan kaynağının tamamı Türk mühendislerden oluşan bir Ar-Ge merkezinin ilk adımlarını attıklarını anlatan Çiçekliyurt, şöyle devam etti:

“An itibarıyla Ar-Ge merkezi yönetim ekibi, göreve başlamış durumda ve organizasyonun genişlemesi için yoğun olarak çalışıyorlar. Burada yurt içindeki başarılı profilleri değerlendirmenin yanı sıra yurt dışından Türk yetenekleri transfer ederek ülkemize geri kazandırıyoruz. Burada ilk aşamada 50 kişilik bir çalışan sayısına ulaşmayı hedefliyoruz. Bu merkez, Siemens Gamesa’nın global Ar-Ge merkezlerinden biri olarak konumlanacak. Ar-Ge gibi katma değer yaratan bir yapıyı yerelleştirerek ülkemize kazandırmaktan dolayı son derece mutluyuz. Ayrıca, servis organizasyonumuzun yeni merkezi de İzmir olacak. Türkiye’de servis alanında da genişlemeye devam ediyoruz.”

“Türbin kanatları, kuleleri ve jeneratörlerini yerli üretimle sunuyoruz”

Ebru Çiçekliyurt, Siemens Gamesa’nın global bir üretim ayak izine sahip olduğunu ve her kıtada rüzgar türbinlerinin farklı bileşenlerinin üretildiğini söyledi.

Ülke ihtiyaçları ve lojistik detaylar değerlendirilerek her proje için en uygun üretim yaklaşımının belirlendiğini ifade eden Çiçekliyurt, Siemens Gamesa ve Türkiye şirketine ilişkin şu bilgileri verdi:

“An itibarıyla toplam 90 ülkede aktif olarak çalışıyor ve türbinlerimizle yenilenebilir enerji üretiyoruz. Bu yapı, bünyemize kattığımız yeni projelerle her geçen gün genişliyor. Deniz üstü türbinlerde dünya birincisi, kara üstü türbinlerde dünya ikincisiyiz.

Türkiye’deki yaklaşımımız, birçok konuda olduğu gibi, üretimin yerlileştirilmesi konusunda da öncü olmak. Bugün itibarıyla türbin kanatları, kuleleri ve jeneratörlerini yerli üretimle pazara sunuyoruz. Yerlileştirme çerçevesinde, İzmir Aliağa Organize Sanayi Bölgesi’nde bir üretim tesisi kurma kararı aldık. Tesisin inşasına başlayarak bu yıl hızlı bir ilerleme kaydettik. Fabrika binasının inşaatı yakın zamanda bitti ve operasyona hazırlama çalışmaları devam ediyor. Aynı zamanda tedarikçi geliştirme ve yerlileştirme programlarımız ile Türkiye rüzgar enerjisi sektöründe paydaşlarımızla birlikte yerli bir tedarik zinciri oluşturuyoruz. Özetle, yenilenebilir enerji sektöründe hem direkt olarak hem de tedarikçilerimiz vasıtasıyla yüksek vasıflı istihdam yaratıyor ve ekonomimizin gelişimine katkıda bulunuyoruz.”

Çiçekliyurt, Türkiye’de dijitalleşme, Endüstri 4.0, dijital ikiz, nesnelerin interneti gibi konular dahil olmak üzere, son zamanlarda olumlu adımların atıldığını vurgulayarak, “Türkiye’nin genel olarak teknolojiye adaptasyon anlamında birçok ülkeden ileride olduğunu düşünüyorum. Yatırımcılar, teknolojik gelişmeleri yakından takip ediyorlar ve projelerinde en son teknolojileri talep ediyorlar.” dedi.

“Ar-Ge’ye yılda yaklaşık 200 milyon avro yatırım yapıyoruz”

Yakın zamanda tüm dünyayla eş zamanlı olarak yeni rüzgar türbini platformu SG5.X’in Türkiye lansmanını gerçekleştirdiklerini hatırlatan Çiçekliyurt, SG5.X platformuna ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

“Rüzgar enerjisi sektöründe teknoloji çok hızlı gelişiyor ve türbin kanatları büyüdükçe enerji üretimi artıyor. 1980’lerin başında, rüzgar türbinlerinin kanat çapı 15 metreydi. Yeni Siemens Gamesa 5.X platformunda her bir kanadın uzunluğu 85 metreye, kanat çapı ise 170 metreye ulaştı. Her bir kanadın uzunluğu, 6 tane dorseli tırın peş peşe sıralanması şeklinde düşünülebilir. Bu müthiş bir teknolojik gelişme. Bugüne kadar tüm dünyadaki kara üstü uygulamalar için tasarlanmış en büyük türbini sunuyoruz. Bu arada çok soruluyor, bir kara üstü türbin yıllık bin 500- 2 bin haneye elektrik sağlayabilir.

Dijitalleşme ve yenilikçilik, rüzgar enerjisi gibi rekabetçi ve değişken bir sektörde başarılı olmak için temel bir faktör. Siemens Gamesa olarak bunları lider konumumuzun anahtarı olarak görüyoruz. Ar-Ge’ye yılda yaklaşık 200 milyon avro yatırım yapıyoruz ve dünyanın dört bir yanındaki 8 teknoloji merkezinde çalışan bin 200’den fazla özel nitelikli mühendisimiz var. Dijitalleşme söz konusu olduğunda veriler temeldir. Ürünlerimizdeki donanım ve yazılımlara entegre ettiğimiz dijital teknolojiler sayesinde türbin filomuzdan sürekli veri topluyoruz. Simülasyon ve veri analizi teknikleri ile enerji üretim operasyonlarını optimize ediyoruz. Bu çerçevede dijital ikiz teknolojisini de rüzgar enerjisi sektöründe yaygın olarak kullanıyoruz.” (Kaynak: aa.com.tr)

Türkiye'nin alanında en özel yayınlara sahip medya grubu MONETA'nın sektörel dergi ve portallarının yönetimine katkıda bulunmaktayım. MONETA bünyesinde yeni nesil yayıncılık anlayışıyla içerik yönetimini geliştirmeye devam ediyoruz.

Genel

ENERCON ve Enerjisa Üretim, YEKA-2’nin ikinci aşaması için türbin anlaşması imzaladı

Yayın tarihi:

-

Yazar

Enercon ve Enerjisa Üretim, WindEurope Bilbao etkinliğinde YEKA-2 projeleri kapsamında 250 MW’lık türbin sevkiyat sözleşmesi imzaladı. 750 MW’lık türbin teslimat anlaşmalarının başarılı bir şekilde yerine getirilmesinin ardından imzalanan anlaşma ile 1.000 MW’lık projenin tamamlanması için önemli bir adım atıldı. 250 MW kapasite için imzalanan anlaşma kapsamında, 60 adet Enercon E-138 EP3 E2 Rüzgar Türbini teslim edilecek.

Türkiye rüzgar enerjisi sektörünün önde gelen şirketlerinden ENERCON ve Enerjisa Üretim, İspanya’nın Bilbao kentinde düzenlenen WindEurope etkinliğinde Türkiye Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez’in de katılımıyla gerçekleştirilen imza töreninde, YEKA-2 projesi kapsamında iş birliklerine devam ettiklerini duyurdu. 20 Mart 2024 tarihinde gerçekleştirilen imza töreninde; ENERCON CEO’su Udo Bauer, ENERCON CCO’su Uli Schulze Südhoff, ENERCON Bölge Başkanı Arif Günyar, Enerjisa Üretim Rüzgâr Santralleri Yatırımlar Genel Müdür Yardımcısı Ezgi Deniz Katmer, Enerjisa Üretim Satın Alma Genel Müdür Yardımcısı Aziz Ünal ve Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği Başkanı İbrahim Erden de yer aldı.

Türkiye rüzgar enerjisi sektörünün öncü firmaları olarak, yaptıkları iş birliği ile Türkiye’nin yenilenebilir enerji hedeflerine önemli katkılarda bulunan Enercon ve Enerjisa Üretim, bu katkıyı sürdürmeye devam ediyor. 2022’nin Ekim ayında gerçekleştirdikleri stratejik bir anlaşma ile YEKA-2 Projesi’nde toplam 1000 MW’lık bir kapasite için çerçeve anlaşması imzalayan şirketlerin bu projesi, Türkiye rüzgar enerjisi endüstrisinin sürdürülebilir geleceği için önemli bir adımı temsil ediyor. İlk fazda başarıyla tamamlanan 750 MW’lık türbin sevkiyat anlaşmalarının ardından, bugün geriye kalan 250 MW’lık kapasite için 60 adet Enercon E-138 EP3 E2 rüzgar türbini içeren sevkiyat anlaşması ile projenin tamamlanmasına bir adım daha yaklaşılarak, toplam 1000 MW’lık kapasite için türbin üretimine yeşil ışık yakılmış oluyor. Bu gelişme, YEKA 2 Projesi’nin başarılı bir şekilde ilerlediğini gösterirken, Türkiye temiz enerji hedeflerine ulaşma yolunda sağlam adımlarla ilerliyor.

Törende konuşan ENERCON CCO’su Uli Schulze Südhoff, şunları söylüyor: “Türkiye, rüzgar türbinlerinin üretimi, satışı, kurulumu ve servisi açısından ENERCON için odak pazar olmaya devam ediyor. Büyük perspektifler sunuyor ve yetkili makamlar tarafından muazzam bir destek alıyoruz. Ülkenin yenilenebilir enerjinin ve özellikle de kara rüzgârının yaygınlaştırılması konusunda net bir kararlılığı var. Türkiye’deki sahalarda son derece güvenilir olduğu kanıtlanmış, sınıfının en iyisi rüzgar türbini teknolojisini sağlayarak müşterimiz Enerjisa Üretim ile birlikte Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanındaki hedeflerini desteklemekten memnuniyet duyuyoruz. Enerjisa Üretim’e güvenleri için teşekkür ediyor ve verimli iş birliğimizi sürdürmeyi dört gözle bekliyoruz.”

ENERCON Orta Asya, Orta Doğu ve Afrika Bölge Başkanı Arif Günyar, yapılan anlaşma ve projenin önemine dair şu açıklamalarda bulunuyor: “ENERCON olarak, partnerimiz Enerjisa Üretim ile 2022 yılında Avrupa’da tek kalemde imzalanan en büyük 1000 MW ilk çerçeve anlaşmasını gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz. YEKA II ihalesinin getirdiği derin yerlilik kapsamlarına uygun olarak, yerli aksam ile gerçekleşecek olan projelerimiz, mevcut yerli üretim ve sanayinin devam etmesi ve derinleştirilmesi açısından önemli bir mihenk taşı olmuştur.”

Enerjisa Üretim Rüzgâr Santralleri Yatırımlar Genel Müdür Yardımcısı Ezgi Deniz Katmer, “1.000 MW YEKA 2 Projesi, Türkiye’nin yenilenebilir enerji sektörüne tarihi bir yatırımdır. ENERCON iş birliğiyle önümüzdeki dönemde Türkiye’de kurulacak her üç rüzgar türbininden biri Enerjisa Üretim imzasını taşıyacak ve Türkiye’nin yenilenebilir enerji yatırımlarına yön verecek” diyor.

İlk YEKA projesi Akköy RES’in devreye alınması

İlk faz için rüzgar türbinlerinin üretimi devam ederken ENERCON, Aydın’ın Didim ilçesindeki 25,2 MW kapasiteli 6 adet E-138 EP3 E2 türbininden oluşan ilk YEKA projesi Akköy Rüzgar Santrali’ni 2023 yılı sonunda devreye alarak YEKA 2 yolculuğuna başarılı bir başlangıç yapıyor. ENERCON Bölge Başkanı Arif Günyar, şunları ekliyor: “Projelerin başarılı ve güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesine katkıda bulunan tüm ekiplerimize, tedarikçilerimize ve alt yüklenicilerimize minnettarız. Enerjisa Üretim ile birlikte ENERCON ekipleri de projelerin başarıyla hayata geçirilmesi için yoğun çaba ve hazırlıklarını sürdürüyor.”

Devamını oku

Rüzgar Türbini İmalatçıları

Ahşap kule, daha yeşil rüzgar türbinleri için fırsat sunuyor

Yayın tarihi:

-

Yazar

Büyük ölçekli uygulamalar için doğanın karbon elyafı olan lamine ahşaptan yapılmış zorlu tasarımlar geliştiren İsveçli ahşap teknolojisi şirketi Modvion, rüzgar türbinlerini daha da yeşil hale getirebilecek ahşap bir tasarım sunuyor. Modülleri ve ahşabı bir araya getirmenin devrim niteliğinde bir yolunu sunan Modvion, patentli çözümüyle rüzgar türbinleri için ahşaptan kule sunuyor. Geçmişin yel değirmenlerinden esinlenilen bu tasarımla Modvion, ahşaptan inşa ettiği kule ile türbinin karbon ayak izini %90’dan fazla azaltıyor.

Firmanın İcra Kurulu Başkanı Otto Lundman, “Dünya bir iklim kriziyle karşı karşıya ve enerji kaynaklarını değiştirmemiz gerekiyor. Rüzgar enerjisi sahip olduğumuz en verimli ve cazip enerji kaynaklarından biri. Biz bu değeri daha da artırıyoruz” diyor.

Kanatlar ve makineler endüstri standardı ekipmanlar olsa da, bu yaklaşım Avrupa’nın en büyük enerji şirketlerinden bazılarının ilgisini çekiyor. Vestas Wind Systems A/S daha küçük bir tanıtım modelini gördükten sonra, firmanın %15’ini satın alıyor, İtalyan Enel Green Power SpA bir iş birliği anlaşmasına varıyor. İsveçli Vattenfall AB firmasının ortağı olduğu Almanya’nın RWE AG firması da Mart ayında Modvion’un ahşap kulelerini gelecekteki projelerinde kullanmak üzere bir sözleşme imzalıyor.

Konuyla ilgili Vestas Ventures İcra Kurulu Başkanı Todd O’Neill, “Müşterilerimizin birçoğu, Modvion’un yolculuğunun nasıl bir parçası olabileceklerini öğrenmek için proaktif bir şekilde sorular soruyor. İş birliğimizin artmasını bekliyoruz” açıklamasında bulunuyor.

Ahşap kulenin avantajları

Modvion, rüzgar türbinlerinde ahşap kulenin avantajlarını şu şekilde açıklıyor: “Yüksek rüzgar türbini kuleleri inşa etmenin en büyük zorluğu lojistiktir. Bu kadar devasa yapıları nasıl yerine yerleştirirsiniz? Kuleler uzadıkça lojistik zorluk da artar. Patentli çözümümüz, sıradan yollarda sıradan kamyonlarla taşımayı mümkün kılar. Bizim için köprüler, tüneller ve dolambaçlı yollar sorun değil. Lamine ahşabın çeliğe kıyasla üç büyük avantajı vardır: Ahşabın daha hafif bir yapıya olanak tanıyan daha yüksek bir özgül gücü vardır. Yüksek çelik kulelerin kendi ağırlıklarını taşıyabilmeleri için ekstra kuvvete ihtiyaçları vardır; ahşap kulelerin ise buna ihtiyacı yoktur. Son olarak, modüler ahşap kulelerimiz tutkalla birleştirilirken, modüler çelik kuleler düzenli kontrol gerektiren çok sayıda cıvata gerektirir.”

Devamını oku

Rüzgar Türbini İmalatçıları

WWW’nin yeni tasarımı, deniz üstü rüzgar türbinlerinde geleneğe meydan okuyor

Yayın tarihi:

-

Yazar

Norveç merkezli World Wide Wind, tersine dönen dikey eksenli rüzgar türbini teknolojisi VAWT ile deniz üstü rüzgar enerjisinde geleneğe meydan okuyor. Ters yönde dönen dikey türbinler, yüzen açık deniz rüzgar projeleri için verimi radikal bir şekilde artırabilirken, LCoE’yi azaltıyor. Uzmanların deniz üstü rüzgar enerjisinde maliyeti yarı yarıya indirebilecek son derece yenilikçi bir türbin olarak yorumladığı bu teknoloji, önümüzdeki günlerde test aşamasına geçiyor.

19 metre uzunluğundaki 30 kW’lık prototip ile teste başlayacak tersine dönen dikey eksenli rüzgar türbininin, çok daha büyük 1,5 MW’lık bir sonraki prototipinin 2025 yılında teste başlayacağı açıklanıyor. World Wide Wind, 2030’dan önce ise, yaklaşık 400 metre uzunluğunda olacak 24 MW türbini piyasaya sürmeyi planlıyor.

Deniz üstü rüzgar enerjisine yönelik yazılım, veri analizi ve istihbarat çalışmaları sunan Aegir Insights’ın paylaştığı araştırmaya göre, İskandinav ülkesinin güneybatısının açıklarında yer alan pilot çalışma planlandığı gibi giderse, 2025 yılına kadar 1MW’lık bir amiral gemiye ve daha sonra 10 yıl dolmadan şu anda Avrupa açıklarında faaliyet gösteren geleneksel üç kanatlı yüzer ünitelerden potansiyel olarak %75 daha düşük bir fiyata şebekeye güç akıtabilecek devasa 24MW’lık bir modele geçişi hızlandıracak.

Türbini eşsiz yapan tasarımı

WWW’nin ters yönde dönen VAWT teknolojisi, basit bir anlatımla şu yapıdan oluşuyor: Ağır jeneratör işinin tamamı suyun altında ve türbinin yüzen dubasının altında yer alıyor. Bu, her şeyin suya batmasını önlemek için tabana yeterli ağırlık ekliyor ve yalnızca bir dizi bağlama çapası gerektiriyor. Jeneratörün rotoru ve statoru her biri ana kule gövdesinden 45 derecelik açıyla üç kanat çalıştıran bir çift dikey eksenli türbine bağlanıyor. Alt türbin bir yönde dönecek şekilde ayarlanıyor ve alt türbinin ortasından geçen bir direğe monte edilen üst türbin ise diğer yönde dönecek şekilde ayarlanıyor. Bu şekilde de kanatlar, yelkenli teknelerde olduğu gibi çoğu yerde rüzgardan faydalı tork elde ediyor.

Devamını oku

Trendler