Connect with us

Bilgi Kaynakları

Küresel elektrik üretiminin %7,6’sı rüzgardan

Yayın tarihi:

-

Rüzgar ve güneş enerjisinin küresel elektrik üretimindeki payı 2022 yılında yüzde 12’ye ulaşarak rekor kırdı. Güneş enerjisinin küresel elektrik üretimindeki payı %4,5 olurken, 2022 yılında mutlak artışın en fazla gözlemlendiği rüzgar, küresel elektrik üretimindeki payını %7,6’ya çıkardı. Yenilenebilir kaynaklara geçişte hızla ilerleyen Türkiye’nin rüzgar ve güneşten ürettiği enerjinin elektrik üretimindeki payı ise, %15 ile küresel ortalamanın üzerinde yer aldı.

Enerji alanında çalışmalar yapan Londra merkezli düşünce kuruluşu Ember, Küresel Elektrik İncelemesi Raporu’nun dördüncüsünü yayımladı. Dünyadaki elektrik talebinin %93’ünü temsil eden 78 ülkeden toplanan elektrik verilerini analiz eden ve üretime ilişkin değişimleri hesaba katan raporda, elektrik üretimindeki payları artan rüzgar ve güneşten elde edilen enerjiyle bu yıl fosil yakıtlardan üretiminde ve emisyonlarda düşüş döneminin başlayacağı tahmin ediliyor. Rapor ayrıca, dünyadaki karbon emisyonlarının %80’inden fazlasından sorumlu olan ilk 10 ülke ve bölgeyi de derinlemesine mercek altına alıyor. Ember’in Küresel Elektrik İncelemesi, 2022 yılındaki küresel elektrik üretimindeki değişimlere ilişkin en şeffaf ve güncel incelemeyi ve küresel ısınmanın 1.5 dereceyle sınırlanmasında elektrik dönüşümünde izlenecek yola ilişkin gerçekçi bir özeti sağlamayı amaçlıyor.

Küresel enerji sektörü, elektrikleşmenin, ekonominin tamamında emisyon kesintilerini gündeme getirme olasılığı göz önünde bulundurulduğunda, karbonsuzlaştırılması gereken ilk sektördür. IEA Net Sıfır Emisyonları senaryosu 2040 yılında net sıfıra ulaşmış bir enerji sektörünü işaret ediyor. Elektrik dönüşümünü takip etmek, bu nedenle iklim konusundaki ilerlememizi değerlendirmek için önem taşıyor. Yönetici özetinde önemli değerlendirmelerin yer aldığı raporda, “Rüzgar ve güneş enerjisindeki rekor büyüme sonucunda, dünya elektrik üretimindeki emisyon yoğunluğu 2022 yılında şimdiye kadarki en düşük yoğunluğuna indiği için enerji sektörünün karbondan arındırılmasının yolunda gittiği söylenebilir. Enerji sektörü emisyonlarının yıldan yıla düşmeye başlamasının görüldüğü an etkileyici bir an olacak. Ancak dünya henüz o noktaya gelmedi. Emisyonların da hızla düşmesi gerekiyor.” ifadeleri kullanılıyor.

Yönetici özetinde geniş değerlendirmelerin yer aldığı raporda, küresel elektrik üretimi başlıklar halinde analiz ediliyor:

Küresel enerjinin %12’sinin rüzgar ve güneşten üretildiği durumda, elektrik en temiz noktasına ulaştı

2022 yılında küresel elektrik üretiminin karbon yoğunluğu 346 gCO2/kWh gibi rekor bir noktaya düştü; bu şimdiye kadarki en temiz enerjiyi ifade ediyor. Bunun nedeni, küresel elektrik karmasında rüzgar ve güneşte, 2021 yılındaki %10’luk paydan %12’ye meydana gelen rekor artıştı. Tüm temiz elektrik kaynaklarının toplamı, küresel elektriğin %39’una ulaştı. Güneş enerjisi üretimi %24 büyüyerek 18 yıl üst üste en hızlı artış gösteren elektrik kaynağı oldu; rüzgar üretimiyse %17 arttı. 2022’de küresel güneş enerjisi üretimindeki artış, Güney Afrika’nın yıllık elektrik talebini tek başına karşılayabilecek düzeye ulaştı. Rüzgar enerjisi üretimindeki artışsa, İngiltere’nin neredeyse tamamına enerji sağlayabilecek duruma geldi. 60’tan fazla ülke şu anda elektriğinin %10’undan fazlasını rüzgar ve güneşten üretiyor. Bununla birlikte, nükleer enerji üretimdeki düşüş ve yeni devreye giren nükleer ve hidro santrallerin sayısındaki azalma nedeniyle elektrik kaynakları 2011’den beri ilk kez düştü.

Kömürde sınırlı artış, gazın sabit seyretmesi

Enerji sektöründeki emisyonlar 2022’de %1,3 artarak tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Elektrik her zamankinden daha temiz durumda; ancak daha fazlası tüketiliyor. Kömür üretimiyse, son 10 yıldaki ortalama büyümeye paralel olarak %1,1 arttı. 2021’de COP26’da kararlaştırılan “kömür enerjisinin aşamalı olarak azaltılması” eylemine 2022 yılında geçilmemiş olabilir; ancak enerji krizi de çok korkulduğu gibi kömür kullanımında aşırı bir artışa yol açmadı. Gaz enerjisi üretimi, gaz fiyatlarının küresel olarak artmasından sonra 2022’de, 3 yıl içinde ikinci kez olmak üzere %0,2 ile marjinal bir düşüş yaşadı. Gazdan kömüre geçişse 2022’de sınırlı kaldı; çünkü gaz 2021’de zaten çoğunlukla kömürden daha pahalıydı. 2022’de yalnızca 31 GW’lık yeni gaz santrali inşa edildi. Bu da 18 yılın en düşük seviyesine tekabül ediyor. Ancak 2022 yılında, dönüşüm hızlanırken bile ülkeler yedek kapasiteyi korumaya çalıştı. Dolayısıyla kapanan termik santral sayısı son 7 yılın en düşüğüydü.

2022, enerji emisyonlarının zirve yaptığı yıl olarak kayda geçebilir

Rüzgar ve güneş enerjisi sektörü emisyonlarındaki artışı yavaşlatıyor. Rüzgar ve güneşten elde edilen elektriğin tamamı fosilden kaynaklanmış olsaydı, 2022 yılında elektrik sektörü emisyonları %20 daha yüksek olurdu. Rüzgar ve güneş üretimindeki artış tek başına (+557 TWh), 2022’de küresel elektrik talebindeki artışın %80’ini karşıladı ( +694 TWh). Temiz enerji artışının 2023 yılında elektrik talebindeki artışı geçmesi muhtemeldir. Bu da artışın durgunluk dönemi dışında gözlemleneceği ilk yıl olacaktır. Elektrik talebindeki ve temiz enerjideki ortalama büyümeyle, 2023’ün fosil üretiminde küçük bir düşüş (-47 TWh, -%0,3) görüleceğini ve takip eden yıllarda rüzgar ve güneş enerjisindeki artış devam ettiği sürece fosildeki bu düşüşlerin büyüyeceğini tahmin ediyoruz. Bu da, 2022 yılında “zirve” emisyonlara ulaşması anlamına gelir. Düşen enerji sektörü emisyonlarında yeni bir dönem yakın gözüküyor.

Raporda rüzgar enerjisinin ayrı olarak ele alındığı ve analiz edildiği bölümde, şu değerlendirmeler yer alıyor:

Rüzgar

Rüzgar enerjisi, 2022 yılında küresel elektriğin %7.6’sını (2.160 TWh) karşıladı. Çin, rüzgar enerjisinde 824 TWh ile en büyük üretici konumunda (rüzgar kendi elektrik karmasının da %9.3’ünü oluşturuyor). Danimarka ise %55 ile (19 TWh) oransal olarak en yüksek paya sahip. Almanya 126 TWh ile hem kü- resel olarak en büyük üçüncü üretici hem de %22 ile altıncı en büyük paya sahip ülke ko- numunda.

Net sıfırda rüzgarın rolü

Güneş enerjisinin yanı sıra rüzgar üretimi de elektrik sektöründeki emisyonları azaltmanın anahtarı konumunda. Her iki kaynak da 2050 yılına kadar küresel elektriğin yaklaşık %70’ini sağlayarak geleceğin elektrik sisteminin bel kemiğini oluşturacaktır. Bu nedenle, önümüzdeki 10 yıl için hızlı ölçeklendirme gerekiyor.

2022’deki değişim

2022 yılında mutlak artışın en fazla gözlemlendiği elektrik enerjisi kaynağı rüzgar oldu. Küresel rüzgar elektriği üretimi %17 artarak (+312 TWh), 2021’deki 1.848 TWh düzeyinden 2022’de 2.160 TWh’ye yükseldi. Güneş enerjisi tek başına göreli olarak daha yüksek artış kaydetti. Rüzgarın küresel elektrik üretiminde payı da 2021’deki %6,6 oranından %7,6’ya çıkarak yüzde 1 puan arttı. Çin’de rüzgar enerjisindeki artış, küresel artışın yarısından fazlasını oluşturdu (+168 TWh, +%26). Paralel olarak, rüzgar enerjisi dünya genelinde artış gösterdi. ABD (+56 TWh, +%15) ve AB (+34 TWh, +%8,8) ve İngiltere (+15 TWh, +%23), Brezilya (+8,5 TWh, +%12) ve Vietnam Vietnam (+6.3 TWh, +%262 rüzgar enerjisi üretiminde önemli artışlar kaydetti.

Ukrayna Yenilenebilir Enerji Derneği‘ne göre, rüzgar kapasitesinin çoğunun çatışmalardan etkilenen bölgelerde yer alması nedeniyle Ukrayna’nın rüzgar üretiminde düşüş yaşandı. Rüzgar enerjisi üretiminin halihazırda bir hayli düşük olduğu birkaç ülkedeyse yine düşüşler görüldü.

Uzun dönem trend

Rüzgar enerjisi üretimi son 20 yılda hızlı bir artış gösterdi. 2000 yılında rüzgar enerjisi 31TWh ile küresel enerjinin sadece %0.2’sine karşılık geliyordu. 2022 yılındaysa rüzgar enerjisi 2.129 TWh daha fazlaydı ve 2.160 TWh’ye ulaşmıştı. Sonuç olarak pazar payı da %7.6’ya ulaştı. Güneş enerjisi üretimine benzer şekilde, rüzgar enerjisi üretimi de son yıllarda önemli ölçüde hız kazandı. 2000 ile 2015 arasında, üretim yıllık %24 gibi göreli yüksek bir oranda arttı. Ancak, 2015’te rüzgar üretiminin 828 TWh’ye ve küresel üretimin %3,5’lik paya ulaşmasıyla mutlak artışlar küçük kaldı. O zamandan bu yana mutlak büyüme önemli ölçüde arttı ve sadece 7 yılda 1.332 TWh kapasite daha eklendi.

Rüzgâr üretiminin bu dönemdeki yıllık %15 artış oranıyla, göreli artış yavaşladı. 2022, rüzgar üretiminin %17 (+312 TWh) artmasıyla biraz daha yüksek bir artış gözlemlendi. Dikkat çeken başka bir nokta da, rüzgarın pazar payı o dönemde tüm G20 ülkelerinde artmasıydı. Almanya ve İngiltere’de rüzgar enerjisi şu anda üretimin %20’sinden fazlasını oluşturuyor: Sırasıyla %22 ve %25. Danimarka %55, İrlanda ve Uruguay %33 ile küçük ülkelerdeki biraz daha yüksek oranlara örnek teşkil ediyor.

Net sıfıra doğru

1.5 derecelik artışı amaçlamış enerji sektörü güzergahında, rüzgar enerjisi üretiminin, IEA Net Sıfır Emisyonları Senaryosu gereğince 2030 yılına kadar 7.480 TWh artması gerekiyor. Bu, 2030 yılına kadar yıllık %17’lik bir artışla küresel üretimin %21’ine ulaşması gerektiği anlamına geliyor. 2022 yılında rüzgar bu büyüme oranına ulaştı; ancak 2015-2022 arasında yıllık ortalama artış %15’in biraz altında kaldı.

Küresel elektrik sistemi dönüşüyor, ancak yeterince hızlı değil

Rüzgar ve güneş yeni süper enerji kaynaklarını oluşturuyor. Fosilden enerji üretiminin azaldığı yeni bir çağı başlatıyorlar. Bu da kömürün yanından gazdan da elektrik üretiminin azalacağı anlamına geliyor. Ancak henüz o noktaya gelinmedi. Küresel ısınmayı 1,5 derecede tutmak, rüzgar ve güneşteki büyük beklentileri karşılamak ve şu anda inşa ve kurulumları çok yavaş ilerleyen diğer temiz enerji kaynaklarına hız kazandırmak anlamına geliyor. Enerji sektörü emisyonlarında gelecek 10 yılda ihtiyaç duyulan hızlı düşüşleri sağlamak için yapılacak çok iş var.

Aynı yöne yolculuk, farklı hızlar

Güneş ve rüzgar, dünyanın her yerinde elektrik karmasını değiştiriyor. Bu değişim Avrupa’da erken başladı ve bu yüzyıl boyunca liderliğini sürdürdü. Bununla birlikte Okyanusya son zamanlarda Avrupa’yı, ekseriyeti Avustralya kaynaklı hızlı artış nedeniyle geçti. Kuzey Amerika da rüzgar ve güneşte konuşlandırmaya erken başladı ve küresel ortalamanın yukarısında yer aldı. Asya’nın başlangıcı biraz daha geç oldu ancak hızla yetişiyor ve dünya ortalamasını yakalamak üzere. Latin Amerika’da rüzgar ve güneş enerjisi 2014’ten 2021’e kadar arttı; ancak 2022’de yavaşladı. Afrika son birkaç yıldır yavaşlıyor. Orta Doğu, 2022’deki değişimin tahmin edilmesini güçleştiren veri şeffaflığındaki zayıflık nedeniyle, yolculuğunun halen başındaki tek bölge olma unvanını sürdürüyor.

Liderler ve geride kalanlar

AB, 2022’de elektriğinin %22’sini rüzgar ve güneşten üretti. Almanya’nın %32, İspanya’nın %33 ve Hollanda’nın %32 olduğu 7 AB ülkesi 2022’de elektriklerinin yaklaşık üçte birini rüzgar ve güneşten üretti. Polonya ve Macaristan şu anda %12’lik dünya ortalamasının üzerinde seyrediyorlar. Avrupa’nın uçlarında ise tablo değişken: Türkiye %15 ile dünya ortalamasının üzerinde, Rusya ise %1’lik orana sahip.

Kuzey Amerika’da ABD %15 ile küresel ortalamanın üzerinde kalırken; Kanada %7 ile altında yer alıyor. Dünyanın en büyük 5 mutlak rüzgar ve güneş üreticisinden üçü Asya’da: Çin, %14 (1241 TWh) ile küresel ortalamanın üzerinde; Japonya %11 (107 TWh) ile küresel ortalamanın biraz altındayken, Hindistan %9 (165 TWh) ile Japonya’yı takip ediyor. Asya’daki diğer ülkelerin çoğu güneş ve rüzgar yolculuğunun henüz başındalar: Güney Kore %5, Pakistan %4, Tayland %4, Filipinler %2, Singapur %2, Bangladeş %1 ve Malezya %1. Kazakistan dışındaki Avrasya ülkelerinin tümünde neredeyse sıfır söz konusu.

Latin Amerika’da birçok ülke küresel ortalamanın üzerinde: Uruguay %36, Şili %28, Brezilya %15, Arjantin %12. Ancak bazı ülkeler; Küba %1,4, Kolombiya %0,7, Ekvador %0,3, Venezuela %0,1 ve Paraguay %0,0 ile şimdiye kadar çok az inşaat ve kurulum gerçekleştirdi. Bununla birlikte, Küba dışında, büyük hidro kaynaklar nedeniyle hepsinde temiz enerjinin büyük payı bulunuyor.

Afrika’da Namibya %25, Fas %17 ve Kenya %16 rüzgar ve güneş payında başı çekiyor. Ancak diğer bölgelerde güneş ve rüzgar kaynaklı enerji oranı çoğunlukla küresel ortalamanın çok altında yer alıyor.

Orta Doğu’da güneş ve rüzgarın henüz yerleş- mediği gözlemleniyor. Birçok ülkede rüzgar ve güneş elektrik karmasının %1’inden azını oluşturuyor. Buna Bahreyn, İran, Irak, Kuveyt, Lübnan, Umman, Katar ve Suudi Arabistan da dahil. Suudi Arabistan, yenilenebilir enerji için büyük planlar paylaştı; ancak şimdiye kadar bu yönde çok az ilerleme kaydedildi.

Kaynak: ember-climate.org

Türkiye'nin alanında en özel yayınlara sahip medya grubu MONETA'nın sektörel dergi ve portallarının yönetimine katkıda bulunmaktayım. MONETA bünyesinde yeni nesil yayıncılık anlayışıyla içerik yönetimini geliştirmeye devam ediyoruz.

Bilgi Kaynakları

Enerji sektörü zorluklara rağmen teknoloji yatırımlarını sürdürmeye kararlı

Yayın tarihi:

-

Yazar

Enerji sektörü zorluklara rağmen teknoloji yatırımlarını sürdürmeye kararlı

Enerji sektörünün büyüme için teknoloji yatırımlarına önem verdiğini ortaya koyan KPMG’nin “Küresel Teknoloji Raporu 2023: Enerji Sektörü Görünümü” araştırmasına göre enerji sektörü yöneticilerinin yüzde 72’si siber güvenliği de içeren dijital dönüşüm çalışmalarının son 24 ayda kârlılığı ve performansı artırdığını belirtti. Bu oranın diğer sektörlerin ortalamasından 12 puan daha fazla olması da dikkat çekti.

KPMG’nin 16 ülke ve dokuz sektörden 2.100 yöneticiyle yaptığı ankete dayanan yeni “Küresel Teknoloji Raporu 2023: Enerji Sektörü Görünümü” araştırması enerji şirketlerinin teknolojileri pazarlarındaki zorlukların üstesinden gelmek için kullanabilecekleri bir can simidi olarak gördüklerini ortaya çıkardı. Anket, enerji sektörünün pazardaki zorluklara rağmen teknoloji yatırımlarını sürdürmeye kararlı olduğunu ortaya koydu.

Ankete göre enerji sektörü katılımcıların yüzde 61’i düzenleme ve güvenliği dijital dönüşümün “ana tetikleyicisi” olarak görüyor. Yüzde 80’i teknoloji biriminin yeni teknolojilerin potansiyelini yönetim kuruluna daha iyi anlatması gerektiğini söylüyor. Yüzde 39’u yetenek eksikliğini dönüşümün ilerlemesinin önündeki en olası engel olarak görüyor. Yüzde 84’ü kurumlarının mevcut teknolojiyi kullanarak ESG (çevresel, sosyal, yönetişim) taahhütlerini ilerletebileceğinden emin. Yüzde 85’i ise mevcut teknoloji yapılarını kullanarak verimliliklerini artırabileceklerini ve maliyetleri azaltabileceklerini ifade ediyor.

Sektör aynı zamanda teknoloji inovasyonuna bağlı risklerin de farkında. Araştırmaya göre, enerji sektöründen katılımcılar; güven, güvenlik, gizlilik ve esnekliği teknolojik çözümlerine entegre etme konusunda kurumlarının daha proaktif olması gerektiğini tüm sektörlerin ortalamasından 8 puan daha fazla belirtiyor. Ancak sektör, ilerlemenin önünde engellerle de karşılaşıyor. Örneğin araştırma, enerji sektörünün yapay zekâ (AI) uzmanlığı eksikliğinin inovasyon yapma ve rekabetçi kalma kabiliyetlerini etkileyebileceğini söyleyenlerin diğerlerine göre daha yüksek olduğunu da ortaya koyuyor.

 Güvenlik endişeleri gündemin ilk sırasında

Hem düzenleyici kurumlar hem de tüketiciler enerji şirketlerini yakından izlediklerinden araştırmaya katılan enerji yöneticileri düzenleyici yükümlülükler ve güvenlik endişelerini dijital dönüşümlerinin en önemli tetikleyicileri olarak görüyor. Ayrıca, daha güçlü veri gizliliği veya siber güvenliğin hayata geçirdikleri dijital dönüşüm projeleri üzerinde en etkili kullanıcı beklentileri olduğunu da söylüyorlar. Enerji yöneticilerinin yüzde 72’sine göre, siber güvenliği içeren dijital dönüşüm çalışmaları son 24 ayda kârlılığı ve performansı artırdı, bu oran tüm sektörlerin ortalamasından 12 puan daha fazla.

 İş güçlerinin oluşturulmasına yardımcı olan teknoloji altyapılarına güveniyorlar

Araştırmaya göre enerji sektörü stratejik teknoloji yatırımının gücüne inanıyor, ancak dijital dönüşüm hedeflerini hayata geçirebilecek yeteneklere erişmeye odaklanmaları gerekiyor. KPMG tarafından hazırlanan 2023 Küresel Enerji CEO Görünümü raporu, enerji şirketlerinin yüzde 52’sinin (2022’ye göre 7 puanlık bir artış) yeteneklerini geliştirmek için çalışanlarına daha fazla yatırım yapmak istediğini ortaya koyuyor. Enerji sektöründen katılımcıların çoğu, iş güçlerinin bugüne kadar oluşturulmasına yardımcı olan teknoloji altyapılarının kabiliyetlerine güveniyor ve bazı durumlarda bu güvenleri diğer sektörlerin de ortalamasını aşıyor.

“Sektör geniş resmi göz önünde bulundurarak teknoloji yatırımlarını yapıyor”

KPMG Türkiye Enerji Sektörü Lideri Hakan Demirelli konuyla ilgili şunları söyledi: “Devam eden jeopolitik gerilimlerin, üretken yapay zekânın hızlı yükselişinin ve küresel ekonomik belirsizlik ortamının en çok etkilediği sektörden birisi enerji sektörü. Bu nedenle sektörde faaliyet gösteren şirketler geniş resmi göz önünde bulundurarak teknoloji yatırımları da yapmaya kararlı olduklarını bu anketimizde gösterdi. Bu yatırımlar, enerji şirketlerinin yenilikçi teknolojileri iyi bir şekilde kullanmasına olanak sağlıyor. Örneğin anketimiz enerji sektörünün, son 24 ayda şirketlerinin kârlılığını veya performansını artırmak için düşük kodlu/kodsuz platformları kullanma olasılığı en yüksek sektörlerden biri olduğunu ortaya çıkardı. Sektörün dijital dönüşüm projelerindeki başarısı ise doğru danışmanlık hizmetleri almaktan geçiyor. KPMG olarak biz de dijital dönüşüm alanındaki derin ve kapsamlı uzmanlığımız ile sektördeki şirketlerin uygun çözümleri başarılı bir şekilde kullanmalarına, inovasyonu artırmalarına ve daha geniş bir dijital dönüşüme başlamalarına yardımcı oluyoruz.”

Devamını oku

Bilgi Kaynakları

TÜREB ve DEHUKAM ‘Deniz Üstü Rüzgar Mevzuatı İçin İş Birliği Protokolü’ne İmza Attı

Yayın tarihi:

-

Yazar

TÜREB ve DEHUKAM

 Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) ve Ankara Üniversitesi Deniz Hukuku Ulusal Araştırma Merkezi (DEHUKAM) arasında ‘Deniz Üstü Rüzgar Enerjisi Mevzuat Çalışmaları alanında İş Birliği Protokolü’ imzalandı.

3 Nisan’da DEHUKAM’ın Ankara’daki merkezinde düzenlenen imza törenine TÜREB Başkanı İbrahim Erden, DEHUKAM Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Önel, DEHUKAM Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İsmail Demir, DEHUKAM Müdürü Mustafa Başkara, TÜREB Deniz Üstü Rüzgar Enerjisinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Ufuk Yaman ve her iki kurumun üst düzey temsilcileri katıldı.

Türkiye rüzgar sektörünün çatı kuruluşu TÜREB ile deniz hukuku ve siyaseti alanlarında ülkemizin uzman kurumlarının başında gelen DEHUKAM arasında bir iş birliği protokolü imzalandı. TÜREB Başkanı İbrahim Erden ile DEHUKAM Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Önel ve DEHUKAM Müdürü Mustafa Başkara’nın imzaladığı protokol ile her iki kurum arasında deniz üstü rüzgar enerjisi çalışmaları bağlamında mevzuat ve hukuki alanlarda karşılıklı bilgi alışverişinde bulunulacak ve çeşitli ortak proje çalışmaları yürütülecek.

TÜREB ve DEHUKAM 2TÜREB Başkanı İbrahim Erden, deniz üstü rüzgar enerjisi alanında sektörün ihtiyaç duyacağı düzenlemeleri en verimli şekilde yapma hedefiyle oluşturdukları protokol hakkında şunları söyledi: “TÜREB 32 yıl önce Bakanlar Kurulu kararıyla Türkiye’de rüzgarla ilgili yatırımların artması, insan kaynağının geliştirilmesi ve bu alanda bilgi birikimi sağlanması amacıyla kuruldu. Tabi o zaman daha dünya genelinde de henüz ticari deniz üstü uygulamaları yoktu. Danimarka’da bile ilk ticari tesisler 2000’li yılların başında hayata geçirilmeye başlandı ve özellikle 2010 sonrası yükselen bir ivmeyle deniz üstü yatırımları artmaya devam ediyor. Ülkemizin uzun ve orta vadeli stratejik enerji planlaması kapsamında deniz üstü rüzgar enerjisi hedeflerini de içeren ‘Türkiye Ulusal Enerji Planı’nın 2023 yılı Ocak ayında açıklanmasıyla paralel olarak bizim de TÜREB olarak bu alandaki yoğun çalışmalarımız başladı. Biliyorsunuz 2035 yılında 5 GW’lık bir deniz üstü rüzgar santralı hedefimiz var. Biz de bu hedef doğrultusunda paydaşlarımızla birlikte Türkiye’de deniz üstü rüzgar alanında da sağlıklı bir mevzuat altyapısını oluşturmak, güçlü bir ekosistem geliştirmek ve bilgi birikimi sağlamak adına iş birlikleri gerekiyor. DEHUKAM bu açıdan devletimizin ve akademinin deniz hukuku ve siyaseti alanında kritik birimlerini bünyesinde bulunduran çok değerli bir kurumumuz ve paydaşımız.  Dolayısıyla, bugün DEHUKAM’la imzaladığımız protokole TÜREB olarak büyük önem veriyoruz. Bu ve benzeri iş birlikleri sayesinde bu alanda ulusal ve uluslararası iş birliği imkanlarının genişleyeceğine, bilgi birikiminin artacağına ve böylece yatırımların ve sanayinin gelişeceğine inanıyoruz; bu vesileyle de DEHUKAM yönetimine iş birliğinin başlangıcı vesilesiyle teşekkür ediyoruz.”

DEHUKAM’ın özellikle deniz hukuku alanında çalışan ve araştırmacı yetiştirmeye odaklanan bir kurum olduğunun altını çizen DEHUKAM Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Önel de “TÜREB zaten kuruluş amacı dolayısıyla güçlü bir sektörel erişime ve ilgili araştırma altyapısına sahip. Yıllar önce Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız, özel sektör ve akademinin vizyonu sayesinde kurulmuş bu birliğin deniz üstü alanında da çalışmasını destekliyoruz. Biz de DEHUKAM olarak denizin dokunduğu her yerde olmak istiyoruz. TÜREB Yönetimi de bu amaçla bizimle bağlantıya geçti. DEHUKAM yönetimi olarak iş birliği ile ortak çalışmaların ülkemize ve deniz üstü rüzgar alanındaki hedeflerimize yarar sağlayacağı düşüncesiyle her iki kurum arasında deniz üstü rüzgar alanında karşılıklı bilgi alışverişi yaparak birlik ve beraberlik içerisinde çalışmayı hedefliyoruz. Protokolle deniz üstü rüzgâr enerjisi faaliyetlerinde hukuki altyapıya yönelik eğitim konularında TÜREB’e destek olarak ülkemizin bu alandaki ihtiyacını verimli bir şekilde karşılayacak çalışmalar yapmayı amaçlıyoruz” şeklinde konuştu.

Devamını oku

Bilgi Kaynakları

Rüzgar enerjisi 2023’te kritik eşikleri aşarak rekorlar kırıyor; GWEC, büyüme tahminini revize ediyor

Yayın tarihi:

-

Yazar

Küresel Rüzgar Enerjisi Konseyi (GWEC)

Bir önceki yıla kıyasla yaklaşık %50’lik bir artış yakalayan yenilenebilir enerji kaynakları, 510 GW’lık yeni kurulumla 2023 yılında rekor kırıyor. 40 yıllık birikimin ardından 1 TW kurulu güce 2023 yılında ulaşan küresel rüzgar enerjisi, 2023’te bir önceki yıla göre %50’lik bir artışla rekorlar kırarak kapasitesine 106 GW kara rüzgarı ve 10,8 GW deniz üstü rüzgar kurulumu ekliyor. Bugün 2024 Küresel Rüzgar Raporu’nu paylaşan Küresel Rüzgar Enerjisi Konseyi (GWEC), 2024-2030 büyüme tahminini (1210GW) %10 yukarı yönlü revize ediyor. 2030 hedefleri için yıllık rüzgar enerjisi kurulumlarının 10 yıl içinde mevcut 117 GW seviyesinden en az 320 GW’a çıkarak 3 kattan fazla artması gerektiğini açıklayan GWEC, konuyla ilgili atılması gereken adımlara raporda detaylı bir şekilde yer veriyor:

GWEC GLOBAL WIND REPORT 2024

Devamını oku

Trendler