Connect with us

Denizüstü Rüzgar Enerjisi

Eylül 2023 itibarıyla dünya denizüstü rüzgar enerjisinin son durumu ve 2030 projeksiyonları

Yayın tarihi:

-

1. Giriş

1980’lerde yaşanan büyük endüstriyel ve teknolojik gelişmelere bağlı olarak özellikle Almanya ve Danimarka gibi ülkelerin öncülüğünde rüzgar türbinleri gün geçtikçe gelişerek günümüze gelmiştir. Karaüstünde Rüzgar Türbinleri (RT) kurulurken Danimarka denizüstüne RT kurmanın çalışmalarını başlatarak 1991 yılında ilk Denizüstü Rüzgar Elektrik Santralini (DRES) Vindeby’de o zamanki adıyla Bonus marka 11 adet 450 kW’lık türbinler kullanarak 4.95 MW gücündeki proje ile başlamıştır. İzleyen sayfalarda sunulan veriler, WindEurope ve GWEC’ten alınmıştır. 2021 yılında Avrupa’da 17.4 GW yeni RES kapasitesi devreye alınmıştır. Bu kapasitenin 14 GW’ı karaüstü; 3.4 GW’ı denizüstü RES olmuştur. Bu kapasite, 2017 yılındaki 17.1 GW olan kapasiteyi geçerek yeni bir rekor kırmıştır. Bununla beraber, bu kapasite EU-27 Ülkelerinin 2030 yılı %40 yenilenebilir enerji kaynakları hedeflerinin gerisindedir. Bu hedefe ulaşabilmek için yıllık 32 GW yeni RES kapasitesi gereklidir.

2. Avrupa ülkeleri

Avrupa ülkelerinde Hollanda, Belçika, İngiltere, Almanya ve Portekiz’in DRES projelerine ağırlık verdiği görülmektedir. 2022 yılında 19.1 GW yeni RES kapasitesi eklenmiştir. Bu kapasitede AB-27 Ülkeleri 16 GW olarak kayıtlara geçmiştir. İşletmeye alınan 19 GW kapasitenin %13’ü denizüstü RES olmuştur. Almanya, İsveç ve Finlandiya ilk üç sırayı almıştır.

WindEurope Şubat 2023 raporuna göre, 2023-2027 yılları arasında 129 GW yeni kapasite eklenmesi beklenmektedir. Bu rakamın anlamı ise yıllık 20 GW ek kapasite işletmeye alınmasıdır. 2022 yılına eklenen 19.1 GW yeni kapasite ile 2021 yılına nazaran %4’lük bir artış gözlenmekle birlikte, bu artış yeterli değildir. Bu kapasitenin 16.6 GW’ı karaüstü; 2.5 GW’ı denizüstü RES olarak işletmeye alınmıştır. 2022 yılı içerisinde toplamda 487 TWh rüzgar enerjisi Avrupa’nın elektrik ihtiyacının %17’sini karşılamıştır. Kümülatif toplam olarak bakıldığında 2022 yılı sonu itibarıyla Avrupa’nın toplam RES kurulu gücü 255 GW olmuştur. Bu kapasitenin 225 GW’ı karaüstü; 30 GW’ı ise denizüstü RES olmuştur.

Avrupa’da teknik anlamda kapasite faktörüne bakıldığında karaüstü RES için kapasite faktörü %30-45 arasında; denizüstü RES projelerinde %50 civarında olmuştur. Karaüstü RT ortalama ünite kurulu gücü 4 MW; denizüstü RT ortalama ünite kurulu gücü 8 MW olmuştur.

Almanya, 2022 yılında %88’i karaüstü RES olmak üzere 2.7 GW yeni kapasite eklemiştir. İsveç ve Finlandiya 2.4 GW, Fransa, İngiltere ve İspanya 2.1 GW yeni RES kapasitesini devreye almıştır.

Elektrik tüketim değerlerine bakıldığında Danimarka elektrik tüketiminin %54’ünü RES’ten karşılayarak Avrupa’daki liderliğini sürdürmektedir. İrlanda %34, İngiltere %28, Almanya ve Portekiz %26, İspanya ve İsveç %25 ile sıralanmaktadır.

2030 AB hedeflerine göre 2023-2027 döneminde 129 GW eklenmesi gerekirken WindEurope tahminlerine göre 98 GW gerçekleşeceği projekte edilmiştir.

2022 yılında 19.1 GW yeni RES kapasitesi ekleyen Avrupa Ülkeleri, 2030 yılında %45 yenilenebilir enerji hedeflerine ulaşmak için RES kurulu gücünü artırarak devam etmektedir. 2022 yılında eklenen 19.1 GW’ın 16.7 GW’ı karaüstü, 2.5 GW’ı denizüstü RES olarak gerçekleşmiştir. Bu eklenen yeni kapasite 2030 yılında %45 YEK hedefi için yeterli değildir. WindEurope Şubat 2023 raporuna göre, 2023-2030 yılları arasında yıllık 31 GW yeni RES kapasitesi eklenmelidir.

Almanya, 2022 yılında 2.7 GW yeni kapasite ile Avrupa’daki en yüksek kurulu gücü devreye alan ülke olmuştur. Almanya’yı İsveç ve Finlandiya (2.4 GW) takip etmiştir.

Avrupa’da 2022 yılında 2.5 GW yeni kapasite Denizüstü RES işletmeye alınmıştır ve toplam eklenen kapasitenin %13’ünü oluşturmuştur. Bu kapasitenin 1.26 GW’ı İngiltere’den gelmiştir. Fransa 0.5 GW, Hollanda 0.4 GW, Almanya 0.3 GW şeklinde sıralanmıştır. Avrupa ülkeleri 2013-2022 arasında yıllık işletmeye geçen RES kapasitesi aşağıdaki şekilde gösterilmiştir.

Şekil 1: Avrupa ülkeleri 2013-2022 arasında yıllık işletmeye geçen toplam RES kapasitesi.

Şekil 1: Avrupa ülkeleri 2013-2022 arasında yıllık işletmeye geçen toplam RES kapasitesi.

AB dışında kalan 3 GW’ın dağılımı ise, İngiltere 1.7 GW, Türkiye 0.9 GW ve Norveç 0.4 GW olarak sıralanmıştır. Avrupa’da 0.5 GW RES demontajı yapılmıştır.

3. Avrupa ülkelerindeki genel durum

Almanya 2022 yılında 2.7 GW RES kapasite (2.4 GW karaüstü, 1.9 GW denizüstü) ile Avrupa’da yeni kapasite artışında ilk sırayı almıştır. Kuzey Denizi’nde Kaskasi DRES (342 MW) devreye almıştır. 300 MW karaüstü RES kapasitesi devreden çıkarılmıştır.

• İsveç ve Finlandiya 2.4 GW yeni kapasite ekleyerek büyük bir atılım yapmıştır.

• Fransa 480 MW’ı denizüstü RES olmak üzere 2.1 GW yeni kapasiteyi işletmeye almıştır.

• İngiltere 1.2 GW’ı denizüstü RES olmak üzere 1.7 GW RES kapasitesini devreye almıştır. Avrupa’da DRES kurulu gücünde liderliğini sürdürmektedir.

• İspanya 1.7 GW, Polonya 1.5 GW karaüstü RES eklemiştir.

• Hollanda 0.9 GW karaüstü ve 369 MW DRES işletmeye almıştır.

• Türkiye 0.9 GW karaüstü RES kapasitesini ulusal elektrik sistemine eklemiştir.

• İtalya 0.5 GW toplam yeni kapasite içerisinde ilk DRES projesi olan 30 MW kurulu güçlü Beleolico DRES projesini de devreye almıştır.

• Norveç 372 MW’ı karaüstü RES olmak üzere 0.5 GW kapasite eklemiştir. Dünyadaki en büyük yüzer (floating) 60 MW Hywind Tampen DRES projesi de elektrik üretimine başlamıştır.

Şekil 2: Avrupa ülkelerinde 2022 yılında işletmeye geçen RES kapasitesi.

Şekil 2: Avrupa ülkelerinde 2022 yılında işletmeye geçen RES kapasitesi.

Avrupa ülkelerinde 2013-2022 yılları arasında ülkelere göre işletmeye alınan RES kapasiteleri aşağıdaki grafikte görülmektedir.

Şekil 3: Avrupa ülkelerinde 2013-2022 yıllarında işletmeye geçen RES kapasitesi.

Şekil 3: Avrupa ülkelerinde 2013-2022 yıllarında işletmeye geçen RES kapasitesi.

DRES özelinde incelendiğinde 2022 yılında 2.5 GW yeni DRES kapasitesi eklenmiştir. İngiltere şu anda dünyadaki en yüksek kurulu güce sahip Hornsea 2 DRES (1386 MW) projesini tamamlamıştır. Projeye 2022 yılında 110 DRT (924 MW) eklenmiştir. Ayrıca 1075 MW kurulu güce sahip Seagreen DRES projesinin ilk DRT’si işletmeye geçmiştir.

Fransa, ticari ölçekteki ilk DRES projesi olan 480 MW Saint Nazaire DRES projesini devreye almıştır. Hollanda 369 MW, Almanya 324 MW yeni DRES kapasitesini eklemiştir. Şekil ile Avrupa ülkelerinde 2022 yılında işletmeye geçen DRES kapasitesi görülmektedir.

Şekil 4: Avrupa ülkelerinde 2022 yılında işletmeye geçen DRES kapasitesi.

Şekil 4: Avrupa ülkelerinde 2022 yılında işletmeye geçen DRES kapasitesi.

Elektrik tüketim verilerine bakıldığında Avrupa’nın toplam elektriğinin %17’si rüzgar enerjisinden üretilmiştir. Danimarka %54, İrlanda %34 ve İngiltere %28 ile ilk üç sırayı almaktadır. Onları Almanya ve Portekiz %26, İspanya ve İsveç %25 ile takip etmektedir. Aşağıdaki şekil Avrupa ülkelerinin yıllık RES elektrik tüketim oranlarını yüzde olarak göstermektedir. Avrupa ülkelerinde 2022 yılı sonu itibarıyla toplam 2828 TWh elektrik üretimi içerisinde 489 TWh’ı (%17) rüzgar enerjisinden karşılanmıştır. Bu 489 TWh enerjinin 90 TWh’ı denizüstü RES projelerinden 399 TWh’ı karaüstü RES projelerinden oluşmaktadır.

Elektrik tüketim verilerine bakıldığında Avrupa’nın toplam elektriğinin %17’si rüzgar enerjisinden üretilmiştir. Danimarka %54, İrlanda %34 ve İngiltere %28 ile ilk üç sırayı almaktadır. Onları Almanya ve Portekiz %26, İspanya ve İsveç %25 ile takip etmektedir. Aşağıdaki şekil Avrupa ülkelerinin yıllık RES elektrik tüketim oranlarını yüzde olarak göstermektedir. Avrupa ülkelerinde 2022 yılı sonu itibarıyla toplam 2828 TWh elektrik üretimi içerisinde 489 TWh’ı (%17) rüzgar enerjisinden karşılanmıştır. Bu 489 TWh enerjinin 90 TWh’ı denizüstü RES projelerinden 399 TWh’ı karaüstü RES projelerinden oluşmaktadır.

Şekil 5: Avrupa ülkelerinde 2022 sonu RES elektrik tüketim yüzdeleri.

Şekil 5: Avrupa ülkelerinde 2022 sonu RES elektrik tüketim yüzdeleri.

4. Rüzgar türbini ünite kurulu güçleri

Rüzgar türbini ünite kurulu güçleri Avrupa ülkelerine değişkenlik göstermektedir. Karaüstü RT’lerde en yüksek ortalama RT ünite kurulu gücüne sahip plan ülke 5.7 MW ile İsveç’tir. Finlandiya 5.6 MW ile ikinci konumdadır. Portekiz 2.2 MW ile en alt sırada yer almaktadır. 2022 yılında devreye alınan ortalama karaüstü RT ünite kurulu gücü 4.1 MW olmuştur. Denizüstü RT’lere bakıldığında ise değer 8 MW olmuştur. Hollanda 10.9 MW ile en üst sırada, İtalya 3 MW ile en alt sırada yer almıştır. Aşağıdaki grafikte Avrupa ülkeleri ve kullanılan ünite RT kurulu güçleri görülmektedir.

Şekil 6: Avrupa ülkeleri 2022 sonu RT ünite kurulu güçleri.

Şekil 6: Avrupa ülkeleri 2022 sonu RT ünite kurulu güçleri.

5. Avrupa ülkeleri toplam RES kapasitesi

Avrupa’da 2023 yılı sonu itibarıyla 255 GW’a ulaşmıştır. Bu kapasitenin 225 GW’ı karaüstü, 30 GW’ı denizüstü RES olarak kayıtlara geçmiştir. AB-27 ülkenin toplam kurulu gücü 204 GW (188 GW karaüstü, 16 GW denizüstü) olmuştur. Şekil ile 2013-2022 yılları arasında Avrupa ülkelerinde yıllara göre kümülatif kurulu güçler görülmektedir.

Şekil 7: Avrupa ülkeleri 2013-2022 yıllık kümülatif güçler.

Şekil 7: Avrupa ülkeleri 2013-2022 yıllık kümülatif güçler.

Ülkeler bazında bakıldığında Almanya’nın 66 GW RES kurulu gücü ile açık ara liderliği devam etmektedir. Almanya’yı 30 GW ile İspanya, 29 GW ile İngiltere takip etmektedir. Fransa 21 GW, İsveç 15 GW, Türkiye 12 GW olarak ilk 6 ülke sıralanmaktadır. Bu 6 ülke kurulu gücün 3’te ikisini oluşturmaktadır.

Tablo 1: Avrupa ülkeleri RES kurulu güçler.

2022 Devreye Alınan (MW)

Toplam Kurulu Güç (MW)

Toplam Kurulu Güç Payı

Karaüstü

Denizüstü

Karaüstü

Denizüstü

Toplam (MW)

Oran (%)

Ülkeler

Avusturya

328

328

328

12

Belçika

303

3045

2261

5306

13

Bulgaristan

707

707

4

Hırvatistan

1100

1100

13

Kıbrıs RK

158

158

6

Çekya

337

337

1

Danimarka

131

4974

2308

7282

55

Estonya

320

320

8

Finlandiya

2430

5607

71

5678

14

Fransa

1590

480

20653

482

21135

8

Almanya

2403

342

58267

8055

66322

26

Yunanistan

230

4682

4682

19

Macaristan

329

329

1

İrlanda

280

4682

4682

19

İtalya

496

30

11818

30

11848

7

Letonya

59

137

137

3

Litvanya

69

740

740

12

Lüksemburg

29

166

166

Hollanda

933

369

6223

2829

9052

19

Polonya

1517

7864

7864

11

Portekiz

28

5671

25

5696

16

Romanya

3029

3029

12

Slovakya

3

3

0

Slovenya

3

3

0

İspanya

1659

29793

5

29798

25

İsveç

2441

14393

192

14585

25

TÜRKİYE

867

11102

11969

Norveç

372

60

5083

66

5149

11

Rusya

2043

2043

İngiltere

502

1179

14575

13918

28493

28

Belarus

3

3

Bosna Hersek

135

135

Faroe Adaları

68

68

İzlanda

3

3

Kosova

137

137

Montenegro

118

118

Makedonya

37

37

İsviçre

87

87

Ukrayna

1673

1673

Sırbistan

374

374

Toplam

16668

2460

224521

30267

254788

17

 

Şekil 8: Avrupa ülkeleri toplam kurulu güçler.

Şekil 8: Avrupa ülkeleri toplam kurulu güçler.

İtalya 12 GW’a ulaşmak üzeredir. Hollanda,Polonya, Danimarka, Portekiz, Finlandiya, Belçika ve Norveç 5 GW’ı aşmıştır. Son grup ülkeler olan Yunanistan, İrlanda, Avusturya ve Romanya 3 GW üstü ülkeler olarak sıralanmaktadır.

Yandaki tablo ile Avrupa ülkelerinin 2022 yılı sonu itibarıyla DRES kurulu güçleri görülmektedir. Tabloda 2022 yılında devreye alınan karaüstü ve denizüstü RES durumu, 2022 sonu toplam ve elektrik enerjisi tüketim yüzdeleri görülmektedir.

6. Dünyada son durum

Dünyada 2022 yılında 8.8 GW yeni kapasite eklenmiştir. Çin, dünya liderliğini sürdürmektedir. 2022 yılında eklenen kapasitenin 5 GW’tan fazlasını Çin eklemiştir. İngiltere, Avrupa liderliğini sürdürmektedir. Dünyada şu anda en yüksek kurulu güce sahip DRES olan 1.4 GW kurulu güçlü Hornsea 2 DRES projesinin 924 MW’ı; 1.1 GW kurulu güçlü SEagreen DRES projesinin de 255 MW’ı işletmeye geçmiştir.

Fransa 480 MW Saint Nazarre DRES projesini işletmeye almıştır. Hollanda 369 MW, Almanya 342 MW ile Fransa’yı takip etmektedir.

İtalya ilk DRES projesini devreye almıştır. 30 MW kurulu güçlü Beleolico DRES projesinde ilk Çinli DRT Avrupa’da kullanılmıştır. 3 MW kurulu gücünde Minyang MySE3.0-135 model 10 adet DRT

İtalya sularında elektrik üretimine başlamıştır.

Norveç 94.6 MW Hywind Tampen yüzer (floaring) DRES projesi ile DRT konusunda önemli ve inovatif bir adım atmıştır. 11 adet SG-8.6MW-167 Siemens Gamesa türbini spar yüzer temelle 260-300 metre arasında değişen derinliklere konuşlandırılmıştır. Aynı projede tedarik zincirinde yaşanan zorluklardan dolayı 6.2 MW yüzer DRT Çinli CSSC Haizhuang firmasından temin edilmiştir.

Çin ve Avrupa dışında Tayvan’da 1175 MW ve Japonya’da 84 MW kapasite işletmeye alınmıştır. DRES dünya kurulu gücüne kümülatif olarak bakıldığında 2022 yılında %21 artarak 64.3 GW seviyesine ulaşmıştır. Bu kapasitenin %53’ü Çin’de bulunmaktadır.

Şekil 9: 2022 yılında eklenen ve 2022 yılı sonu itibarıyla DRES yüzdeleri.

Şekil 9: 2022 yılında eklenen ve 2022 yılı sonu itibarıyla DRES yüzdeleri.

DRES projelerinin 2006 yılından bu yana yıllık kümülatif kurulu güç gelişimi aşağıdaki şekilde verilmiştir. 2006-2015 yılları arasında yıllık %3, 2015-2020 yılları arasında %5-10, 2021 yılında %23 gelişim gösterdiği görülmektedir. Covid-19 pandemisinin etkileri nedeniyle 2022’de %11 gelişim gözlenmiştir.

Şekil 10: Dünya DRES kurulu güç gelişimi.

Şekil 10: Dünya DRES kurulu güç gelişimi.

7. Dünyada 2030 Yılına Kadar Olan Kapasite Projeksiyonu

Dünyada DRES piyasasındaki aktif ülkeler 2030 yılına kadar çeşitli kapasite projeksiyonları hazırlamıştır. Burada belirlenen rakamlar Global Wind Energy Council (GWEC) tarafından hazırlanan Global Offshore Wind Report 2023 raporundan alınmıştır.

Avrupa 2030 yılına kadar olan kapasite projeksiyonu

DRES projelerinin doğduğu yer olan Avrupa, DRES projelerine büyük önem vermektedir. Özellikle İngiltere konuyla ilgili olarak ciddi hedefler koymuştur. Diğer Avrupa ülkeleri de 2030 yılına kadar kapasite projeksiyonları belirlemiştir. Özellikle ana marketler olan İngiltere, Almanya, Danimarka ve Belçika net hedefler belirlemiştir. İlk DRES projesinin yapıldığı 1991 yılından bu yana geçen 30 yıl içerisinden DRES projeleri piyasa ile rekabet edebilir hale gelmiştir.

Şekil ile Avrupa ülkelerinde 2030 yılına kadar olan kapasite projeksiyonu görülmektedir. 2025 yılına kadar piyasa büyümesi yıllık olarak %25; 2025-2030 arasında ise %11 civarında büyüme beklenmektedir. Avrupa’da 2025 yılında 8.7 GW kurulu güce ulaşılması beklenmekte; 2030 yılına kadar ise 15 GW hedeflenmektedir. Ayrıca AB Komisyonu’nun öngörüsüne göre, 2050 yılında 240 GW DRES kapasitesine ulaşılması belirtilmiştir.

İngiltere, Avrupa’da DRES piyasa liderliğini sürdürmeyi devam ettirerek 2030 yılına kadar 40 GW kapasite hedefi koymuştur.

Almanya, WindSee Gesezt Kanunu kapsamında DRES projeleri için yeni düzenlemeler getirmiştir. DRES kapasite projeksiyonu 2030 yılında 30 GW; 2040 yılına kadar ise 40 GW olarak hedeflemektedir.

Danimarka, 2020 yılında onayladığı Climate Action Plan kapsamında Baltık ve Kuzey Denizi’nde 2 adet enerji adası belirlemiştir. Bu enerji adalarına 5 GW DRES kapasitesinin 2030 yılına kadar kurulması planlanmıştır.

Şekil 11: Avrupa ükelerinin 2030 yılına kadar olan kapasite projeksiyonu.

Şekil 11: Avrupa ükelerinin 2030 yılına kadar olan kapasite projeksiyonu.

GWEC tahminlerine göre Avrupa, 2030 yılına kadar piyasa liderliğini sürdürecektir.

Asya ülkeleri 2030 yılına kadar olan kapasite projeksiyonu

Japonya, 2003 yılında Asya’daki ilk DRES projesini 2 adet V47-660 kW ile devreye almasına rağmen; Asya DRES piyasasının başlangıcı 2014 yılında olmuştur. Çin Hükümeti, 2014 yılında National Offshore Wind Development Plan açıklayarak ilk adımı atmıştır. 2017 yılında 1 GW DRES kurulu gücüne ulaşan Çin, 1 yıl sonra da İngiltere’yi geçmiştir. Asya pazarında ikinci büyük DRES piyasası ise Tayvan’dır. 2030 yılına kadar Asya’da DRES’in yıllık olarak %8,4 oranında büyümesi öngörülmektedir. Aşağıdaki şekilde Asya ülkelerinde 2030 yılına kadar olan kapasite projeksiyonu verilmiştir. GWEC tarafından yapılan kapasite projeksiyonuna göre ilk 5 pazar; Çin (52 GW), Tayvan (10.5 GW), Güney Kore (7.9 GW), Japonya (7.4 GW) ve Vietnam (5.2 GW) olarak sıralanmaktadır. Çin haricindeki diğer Asya ülkelerinde DRES piyasası başlangıç evresindedir.

Şekil 12: Asya ülkelerinde 2030 yılına kadar olan kapasite projeksiyonu.

Şekil 12: Asya ülkelerinde 2030 yılına kadar olan kapasite projeksiyonu.

GWEC tahminlerine göre, 2030 yılında Asya ülkeleri %42 pazar payına sahip olacaktır.

Kuzey Amerika’nın 2030 yılına kadar olan ka- pasite projeksiyonu

Kuzey Amerika’da ilk DRT 2013 yılında Maine kıyısında deneme amaçlı olarak kurmuştur. 6 MW kurulu güçlü bir DRT’nin 1/8 oranında küçültülmüş prototipi kurularak çalışmalara başlanmış ancak istenilen düzeyde ilerleme sağlanamamıştır. Ticari ilk DRES 30 MW kurulu gücünde ve Aralık 2016 tarihinde Rhode Island’da kurulmuştur. Kitabın yazıldığı tarihlerde birçok DRES projesi geliştirme aşamasında olup GWEC kapasite projeksiyonuna göre 2030 yılında 10 GW kapasite tahmin edilmiştir. Bunun 1 GW’ı Kanada, 9 GW ise ABD’de olmak üzere projekte edilmiştir. Şekil ile GWEC kapasite projeksiyon çalışmasının yıllara göre gelişimi verilmiştir.

ABD, 2030 yılına kadar 30 GW hedef belirlemiştir.

Şekil 13: Kuzey Amerika ülkelerinde 2030 yılına kadar olan kapasite projeksiyonu.

Şekil 13: Kuzey Amerika ülkelerinde 2030 yılına kadar olan kapasite projeksiyonu.

Tüm dünya ülkelerindeki DRES 2030 kapasite projeksiyonu

GWEC 2020 DRES Kapasite Projeksiyon Raporu’na göre, dünyadaki ülkeler de 2030 yılına kadar bir hedef belirlemişlerdir. 2030 yılına kadar dünyada 205 GW DRES kapasitesi olacağı öngörülmüştür. 2019 yılında işletmeye alınan dünyadaki toplam RES kapasitesinin %10’unu DRES kapasitesi oluştururken; 2025 yılından sonra bu oranın %20’ye çıkacağı beklenmektedir.

Şekil 14: Dünya DRES 2030 yılına kadar olan kapasite projeksiyonu.

Şekil 14: Dünya DRES 2030 yılına kadar olan kapasite projeksiyonu.

DRES için piyasa gelişim süreci devam eden ülkeler ise Türkiye, Vietnam Brezilya, Hindistan, Sri Lanka, Avustralya ve Meksika’dır.

KAYNAKLAR:

Durak, M. ve Küpeli, G., D. 2022. Denizüstü Rüzgar Elektrik Santralları.

Global Offshore Wind Report, 2023. GWEC Market Report, Brussels.

Wind Energy in Europe, 2023 Statistics and Outlook for 2023-2027, WindEurope, Feb 2022.

Denizüstü Rüzgar Enerjisi

TotalEnergies ve European Energy, iş birliklerine offshore rüzgarı da ekliyor

Yayın tarihi:

-

Yazar

TotalEnergies ve European Energy, iş birliklerine offshore rüzgarı da ekliyor

Elektrik alanındaki entegre gelişiminin bir parçası olarak Danimarka, Finlandiya ve İsveç’te deniz üstü rüzgar enerjisi projeleri geliştirmek için European Energy ile yeni bir anlaşma imzalayan TotalEnergies, sadece Danimarka’da 405 MW’lık offshore rüzgar enerjisi projesi geliştiriliyor. TotalEnergies’in iş birliği yaparak hisse satın aldığı Danimarka’da yer alan projeleri; %85 ile 240 MW’lık Jammerland Bugt Offshore Rüzgar Projesi, %72,2 ile 165 MW’lık Lillebaelt South Rüzgar Projesi oluşturuyor. 2023’ün Aralık ayında Danimarka Enerji Ajansı tarafından onaylanan, münhasırlık ve şebeke bağlantı izinleri alınan bu iki projenin, nihai inşaat izinlerinin 2024 yılı ortalarında alınması ve 2030 yılında faaliyete geçmesi bekleniyor. Bu sahalarda üretilen elektriğin ise, doğrudan elektrik toptan satış piyasasında veya Kurumsal Güç Satın Alma Anlaşmaları (CPPA) yoluyla satılması ve karbon ayak izlerini azaltması planlanıyor.

3 ülkede büyük ölçekli offshore rüzgar projeleri için ortak geliştirme

İsveç ve Finlandiya’da ortak bir girişim aracılığıyla yeni büyük ölçekli offshore rüzgar projeleri geliştirmeyi ve işletmeyi planlayan TotalEnergies ve European Energy, bunun yanı sıra Danimarka’da yaklaşan offshore rüzgar ihalelerine teklif vermeyi de planlıyor. TotalEnergies’in büyük ölçekli projelerdeki deneyimi, ticari piyasalardaki alım-satım ve pazarlayabilme becerisi tarafından desteklenecek ortaklık, European Energy’nin sıfırdan projeler geliştirme ve bu ülkelerdeki paydaşlarla başarılı bir şekilde ilişki kurma konusundaki geçmişinden yararlanmayı planlıyor. Deniz üstü rüzgar projeleri için yapılan bu anlaşma, TotalEnergies ve European Energy arasında 2023’te birden fazla coğrafyada yenilenebilir enerji projeleri geliştirmek, inşa etmek ve işletmek için yapılan bir önceki anlaşmayı izliyor.

Gerçekleşen ortaklıkla ilgili konuşan TotalEnergies Yenilenebilir Enerji Kaynaklarından Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Vincent Stoquart, “European Energy ile iş birliğimizi genişletmekten mutluluk duyuyoruz. Danimarka’daki bu yeni açık deniz rüzgar projeleri, ticari ülkelerde rekabetçi maliyetlerle yenilenebilir projeler geliştirme stratejimizle uyumludur. Bu ortaklık, TotalEnergies’in European Energy’nin Kuzey Avrupa’daki uzun süreli varlığından yararlanarak buradaki işlerin genişletilmesine olanak tanıyacak” diyor.

European Energy Grup CEO’su Knud Erik Andersen ise, “TotalEnergies ile bu ortaklık, Kuzey Avrupa’da yenilenebilir enerjiye geçişi hızlandıracak. Sıfırdan proje geliştirme konusundaki uzmanlığımız ve TotalEnergies’in büyük ölçekli operasyonlardaki deneyimi, son teknoloji ürünü offshore rüzgar tesisleri sunmamızı sağlayacak. İskandinav enerji piyasası hakkındaki derin bilgi birikimimizi bu girişime katarak iddialı projelerin başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlamaktan heyecan duyuyoruz. Bu iş birliği sadece yenilenebilir enerji sektöründeki konumumuzu güçlendirmekle kalmıyor, aynı zamanda Avrupa’da sürdürülebilir kalkınma ve enerji bağımsızlığı konusundaki kararlılığımızın da altını çiziyor” ifadelerini kullanıyor.

2023 yılı sonunda yenilenebilir enerji üretimindeki brüt kurulu gücünü 22 GW’a ulaştıran TotalEnergies’in deniz üstü rüzgar enerjisinde 16 GW’tan fazla kapasitesi bulunuyor. Firmanın offshore rüzgar projeleri; Birleşik Krallık, Güney Kore, Tayvan, Fransa, Amerika Birleşik Devletleri ve Almanya’da yer alıyor.

Devamını oku

Denizüstü Rüzgar Enerjisi

İzmir Valisi, ENSİA, DÜRED ve GİSBİR’den Çandarlı Limanı çağrısı

Yayın tarihi:

-

Yazar

İzmir Valisi, ENSİA, DÜRED ve GİSBİR’den Çandarlı Limanı çağrısı

Türkiye’nin 75 bin megavat kurulu güç potansiyeli bulunan deniz üstü rüzgâr enerjisi için hazırlanan sanayi envanteri ilk kez İzmir’de kamuoyu ile paylaşıldı. İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban, “Çandarlı Limanı’nın deniz üstü rüzgar enerjisi ekipman üretiminde kullanılması için Sanayi Bakanlığımız ile çok ciddi çalışma içindeyiz” diye konuştu. Deniz üstü rüzgar enerjisi için önemli isimlerin bir araya geldiği toplantıda ENSİA, mevcut potansiyelin büyüklüğü ve İzmir’in önemine vurgu yaparken; DÜRED, 2040, 2050 hedefleri ve Çandarlı Limanı için çağrıda bulundu. GİSBİR ise, “Deniz üstündeki her inşaatı yapabiliriz” dedi.

Türkiye’nin temiz enerji kaynakları arasında en yüksek derecede potansiyel sunan Denizüstü Rüzgâr Enerjisi’nde (DRES) sanayi envanteri çalışması tamamlanarak ilk kez İzmir’de enerji sektörü ve kamuoyu ile paylaşıldı. Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ENSİA), Denizüstü Rüzgâr Enerjisi Derneği (DÜRED) ve Türkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği’nin (GİSBİR) koordinasyonu; İzmir Kalkınma Ajansı’nın destekleriyle hazırlanan “Denizüstü Rüzgâr Enerjisi Yol Haritası ve Sanayi Envanteri Tanıtım Toplantısı” Hilton Garden Inn Otel’de gerçekleştirildi. 

Vali Elban: Enerji yoksulu değil, enerjiyi üretme yoksuluyuz

Rüzgar enerjisi sektöründe yer alan firmaların yoğun katılımına sahne olan toplantının açılışında konuşan İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban, “Türkiye’nin enerji yoksulu bir ülke değil, enerjiyi üretme yoksulu bir ülke olduğuna” dikkat çekerek, rüzgâr enerjisinde 26 yılda çok önemli başarıların elde edildiğini belirtti. İzmir’in karasal rüzgâr enerjisinde elde ettiği liderliği deniz üstü rüzgar enerjisi santralleri ile daha da ileri taşıması gerektiğini kaydeden Vali Elban, Çandarlı Limanı’nın bu alanda ekipman üretimine odaklanması için Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile çok ciddi çalışma içerisinde olduklarını vurguladı. 

“Çandarlı Limanı için paydaşlarımız da çok arzulu”

DRES’lerin dünyanın pek çok ülkesinde uzun yıllardır temiz enerji üretiminde kullanıldığını hatırlatan Elban, şu değerlendirmeyi yaptı: “Enerjinin nasıl üretileceği belli. Denizüstü RES’ler konusunda da sihirli formüller yok. Dünyanın pek çok ülkesinde yaygın olarak kullanılan bir enerjiden bahsediyoruz. 26 yıldır rüzgâr enerjisinden elektrik üretiyoruz. Geldiğimiz nokta küçümsenecek bir nokta değil. 10 binin üzerinde istihdam 1 milyar doların üzerinde ihracat yapıyoruz. İlk kanat, ilk kule, ilk nasel, ilk Ar-Ge tesisinin olduğu bir kent İzmir. Hiçbir eksiğimiz yok. Çandarlı Limanı bölgesinin denizüstü RES’lerin ekipman üretiminde kullanılması için Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız ile ciddi bir çalışma içindeyiz. Paydaşlarımızın da bu yönde çok ciddi arzuları var. Bunu gerçekleştirdiğimiz takdirde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’mızın koymuş olduğu hedeflere daha hızlı ulaşmak için ciddi bir ivme yakalayacağız. Bunu başarırsak hem üretim hem Ar-Ge hem de ihracat geliri açısından sayılı ülkelerden birisi oluruz diye düşünüyorum.”

ENSİA: Hedefimiz, potansiyelimizin 15’te biri

Toplantıda konuşan Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ENSİA) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı ise, İzmir’in Türkiye’deki 4 türbin kanadı fabrikasının tamamına, 7 kule fabrikasının dördüne, iki döküm tesisinden birisine ev sahipliği yapan bir şehir olduğunu hatırlatarak, “Rüzgâr enerjisinde bu ölçekte kümelenen dünyada başka bir şehir yok. İzmir’de rüzgâr sanayisinde faaliyet gösteren firmalar, Türk rüzgar endüstrisinin toplam cirosunun yüzde 85’ini oluşturuyor” dedi. 

Türkiye’nin karasal rüzgar enerjisinde 26 yılda 12 bin Megavat seviyesinde bir kurulu güce ulaştığını kaydeden Kalaycı, bugün itibarıyla ülkenin toplam kurulu gücünün yüzde 11’ini rüzgâr enerjisi karşıladığı bilgisini verdi. Hükümetin açıkladığı Ulusal Enerji Eylem Planı’na göre Türkiye’nin rüzgâr enerjisi kurulu gücünün 2035 yılında 29 bin 600 MW seviyesine yükseleceğini anımsatan Alper Kalaycı, bu kapasite içerisinde denizüstü rüzgar enerjisinin 5 bin MW seviyesinde pay alacağını, bu payın Türkiye’nin keşfi yapılmış potansiyelinin 15’te biri seviyesinde olduğunu söyledi. 

DÜRED: Çandarlı Limanı’nın ‘Denizüstü Rüzgar Enerjisi Üretim Bölgesi’ ilanı kritik önemde

Toplantıda konuşan Denizüstü Rüzgar Enerjisi Derneği (DÜRED) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Durak, denizüstü RES’lerin çok fazla sektöre sipariş veren büyük bir mekanizmaya sahip olduğunu, istihdam boyutunda ise karasal RES’lere göre 10 kat fazla istihdam sağladığını söyledi. 

Türkiye’de deniz kıyısındaki şehirlerin, yüksek seviyede elektrik tüketen ve sanayi gelişimi olan şehirler olduğuna işaret eden Durak, DRES’lerin yeşil hidrojen üretimi ile birlikte kurgulanması gerektiğini vurguladı. Çandarlı Limanı projesinin, dünyada pek çok örneği olan “Denizüstü Rüzgar Enerjisi Üretim Bölgesi” olarak ilan edilmesinin kritik önemde olduğunun altını çizen DÜRED Başkanı Murat Durak, Türkiye’nin 2040 yılına kadar 10 bin MW, 2050 yılına kadar ise 30 bin MW denizüstü RES kurulu güç hedefi koyması gerektiğini açıkladı. 

GİSBİR: Deniz üstündeki her inşaatı yapabiliriz

Toplantıda söz alan Türkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR) Temsilcisi Ferhat Acuner ise, sektör olarak denizüstü RES’ler konusunda yaşadıkları heyecana dikkat çekti. “Bu heyecanımızın arka planında, denizüstündeki rüzgâr santrallerini bütünüyle kendi imkânlarımızla yapabilme kabiliyetimiz yatıyor.” diyen Acuner, gemi inşa sanayisinin Çandarlı Limanı projesinin bu alanda bir üretim merkezi olma hedefini büyük dikkatle izlediğini vurguladı. Ferhat Acuner, sözlerini şöyle sürdürdü: “Denizüstünde yapılacak her türlü tesisi Türk gemi inşa sanayisi olarak inşa etmeye hazırız. Bu tesislerin mühendislik hesaplarının, tasarımlarının, Ar-Ge’lerinin ve inşaatlarının tamamıyla kendi imkânlarımızla yerli ve milli olarak yapılması mümkün. Çandarlı Limanı bu yönüyle İzmir için büyük bir fırsat penceresi içeriyor. Türk gemi inşa sanayisi olarak İtalya’nın kuzeyinde binlerce megavat DRES üretiminin yapılacağı bir limanın tasarımını Türk şirketleri olarak biz yapıyoruz. Kendi ülkemizde de böyle bir projeye her türlü desteği vermeye hazırız.”

Devamını oku

Denizüstü Rüzgar Enerjisi

Denizüstü Rüzgar Enerjisi Türkiye Yol Haritası

Yayın tarihi:

-

Yazar

Denizüstü Rüzgar Enerjisi Türkiye Yol Haritası

Denizüstü RES (DRES) sektörü, ülkemizin de içinde olduğu Avrupa kıtasında önümüzdeki yıllarda büyüyen bir sektör olacaktır. Birçok ülke denizüstü RES ile ilgili net kapasite projeksiyonları açıklamıştır. DRES projeleri Avrupa ülkelerinde başlamış olsa da; 2025 yılından sonra hızla diğer ülkelere yayılacağı gözlemlenmektedir. Denizüstü RES projelerinin realize edilebilmesi için yol haritası aşağıdaki şekilde özetlenmiştir.

Denizüstü Rüzgar Enerjisi Türkiye Yol Haritası

Şekil 1: Denizüstü RES yol haritası

1. DRES 2030, 2040, 2050 yılına kadar hedef konulması 

DRES piyasa mekanizmasının oluşturulmasındaki ve uluslararası yatırımcıları ve sanayicileri çekebilmenin en önemli parametrelerinden bir tanesi denizüstü RES ile ilgili açık ve net bir hedefin ortaya konulmasıdır. Avrupa ülkeleri, Çin ve ABD, Vietnam 2030 ve 2050 yılına kadar hedefler koymuştur. Ülkemizde 2035 yılına kadar 5 GW hedef konulmuştur. Ülkemiz için önerilen hedefler; 2040 yılına kadar 10 GW, 2050 yılına kadar ise 30 GW olmalıdır. Dolayısıyla 2050 yılında ülkemizin toplam kurulu gücünün 200 GW olabileceği hesaba katıldığında bunun 30 GW’ı denizüstü rüzgar elektrik santrallarından üretilebilir. Burada özellikle iletim sistem işleticisi TEİAŞ’ın deniz rüzgar şiddeti yüksek olan bağlantı bölgelerinde sistem entegrasyon çalışmaları yapmalıdır.

2. Deniz Mekansal Planlarının (DMP) hazırlanması 

Denizüstü RES projeleri konusunda ilerlemiş ülkelere bakıldığında tamamının Deniz Mekansal Planlarını hazırladıkları görülmektedir. Bu mekansal planlar hazırlanırken aşağıdaki hassasiyetlere dikkat edilmelidir:

Rüzgar potansiyeli,

Bölgenin oşinografik yapısı,

Doğal koruma, 

Sualtı arkeolojik durum,

Su derinliği,

Kıyıya uzaklık,

Elektrik iletimi ve karadaki enterkonnekte sisteme bağlantı koşulları,

Denizüstü ve altı doğal koruma alanları ve canlılar,

Balıkçılık,

Deniz trafiği,

Boru hatları ve kablolar,

Askeri kullanım,

Ülkemize özel kıta sahanlığı hususu,

Civar halkın hassasiyetleri.

Deniz Mekansal Planlar, ivedi bir şekilde hazırlanmalıdır. DRES projelerinin önünde engel teşkil edebilecek çevresel ve sosyal kısıtlar dikkate alınmalıdır. Bu planların doğru bir şekilde hazırlanması, DRES projelerinin önündeki en önemli itici güçtür.

Denizüstü RES projeleri, uzun dönemli planlama gerektirmektedir. DRES projelerinin önündeki önemli teknik engellerden birisi, uygun deniz tabanı sahasının tahsisidir. Bunun için Deniz Mekansal Planlaması-DMP (Maritime Spatial Planning-MSP) gereklidir. DMP sonrası, deniz tabanının tahsisi yapılabilir ve DRES ihalelerinin önü açılır. Deniz tabanı tahsisi bazı ülkelerde imtiyaz (consession) olarak görülmektedir. İyi düzenlenmiş bir deniz tabanı tahsis mekanizması yatırımcı çekmenin en önemli unsurlarındandır. Pazara girişte sadece yatırımcı değil; tedarikçi, proje geliştirici, mühendislik firmaları gibi birçok paydaşın bir araya gelerek bilgi transferi sağlaması gereklidir. Avrupa ülkelerindeki tecrübelerden iyi organize edilen bir DMP süreci DRES yatırımlarında sürükleyici etkenlerden birisi olduğu görülmüştür. DMP süreci, ülkelerin iklim ve sıfır karbon hedeflerine ulaşmada kritik bir süreci oluşturmaktadır. Denizüstü RES sahasındaki teknik kapasite, bölgede meteorolojik ve oşinoğrafik ölçümler yapılarak karar verilebilir. Bu bilgiler, deniz tabanı jeolojisinin, bölgedeki akıntı ve dalga durumunun bilinmesi, ne tip bir DRT temeli kullanılacağına karar verilmesi ve dolayısıyla maliyetinin bilinmesine yardımcı olacaktır. Bu bilgiler olmadan yatırımcılardan teklif istenmesi teknik olarak mümkün değildir. Sadece ihaleye teklif verilmesi için değil, Türkiye’nin kendi denizlerindeki kapasitesini bilmesi için öncelikle YEKA sahalarında, orta vadede potansiyel diğer sahalarında meteorolojik ve oşinoğrafik ölçümlere başlanmalı ve bu sahalarda detaylı deniz araştırmaları yapılmalıdır. Bu bilgiler Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı veya uygun görülen diğer kamu kurumlarında saklanarak denizüstü RES projelerinde zamanı geldiğinde kullanılmalıdır.

3. Deniz tabanının (Sea Bed) tahsisinin yapılması

Deniz tabanının tahsisinin yapılabilmesi için aşağıdaki adımlar takip edilebilir:

1.Öncelikle iklim değişimi ve sıfır karbon hedeflerinin önceliği kapsamında politik adımların atılarak denizüstü RES sektörü ile ilgili kapsamlı bir ulusal strateji oluşturulması,

2.Deniz Mekansal Planlarının (DMP) denizüstü RES projelerini önceleyerek hazırlanması (bu kapsamda diğer bütün paydaşların da görüşü alınarak DMP oluşturulmalıdır),

3.Denizüstü RES saha tahsisi için ayrı bir birim oluşturulması,

4.Deniz taban kirası için uygun bir yıllık kira ücreti belirlenmesi. 

DRES projelerinde aktif olan ülkeler incelendiğinde 2 ana model görülmektedir; birincisi merkezi model ikincisi de yerel ve merkez hibrid model olan 2 aşamalı izin yaklaşımıdır. Bazı ülkelerde (örn. ABD, Çin ve Tayvan) her iki modelin karışımı görülmektedir. Merkezi yaklaşımda süreç deniz tabanı tahsisi ve enerji satış anlaşması (ppa) birlikte yürütülmektedir. Kamu otoritesi DMP hazırlayarak, rüzgar potansiyeli, deniz tabanı jeoteknik çalışmalar, çevre ve sosyal konular vb. gibi birçok parametreye bakarak DRES projelerinin önünü açmaktadır. Kamu idaresi yer seçimini belirlemektedir. Bu yaklaşım Danimarka, Hollanda ve Almanya’da başarıyla uygulanmaktadır. 

Merkezi olmayan yaklaşımda, kamu otoritesi geniş alanları kapsayan DMP hazırlayarak yer seçimini proje geliştiricisi/yatırımcıya bırakmaktadır. Saha ile ilgili detay teknik çalışmalar, proje geliştiricisi/yatırımcı tarafından realize edilmektedir. Bu yaklaşım İngiltere’de uygulanmaktadır. Her iki modelin de avantaj ve dezavantajları bulunmaktadır. Merkezi sistemde politik risklerin yüksek olduğu görülmüştür. Tecrübeli proje geliştirici/yatırımcıların saha belirlemesi daha uygun bir yöntemdir. Merkezi sistemde kamunun yeterli teknik çalışmaları yapamamasının yarattığı endişeler bulunmaktadır. 

Ülkeler deniz tabanı tahsisini mevcut kamu kurumları ile yapabilir. Danimarka’da bu süreç Danimarka Enerji Ajansı (Danish Energy Agency) ile yapılmakta iken; ABD’de Bureau of Ocean Energy Management tarafından yürütülmektedir. Deniz tabanı tahsisleri genellikle 3 modelle yapılmaktadır. Bu modeller; rekabetçi olmayan, rekabetçi ve açık kapı (open door) olarak sınıflandırılabilir. Rekabetçi olmayan model genellikle yeni gelişmeye başlayan ülkeler veya pilot proje (çoğunlukla yüzer-floating) uygulamalarında kullanılmaktadır. Proje geliştirici ile müzakereler yapılarak deniz tabanı tahsisi yapılmaktadır. Rekabetçi tahsis yönteminde proje geliştiriciler tahsisi yapan kuruma teklif verecek en uygunu teklif ederek süreç sonlandırılmaktadır. Bu yöntem, DRES piyasasının olgunluğa geçiş sürecindeki ülkelerde tercih edilmektedir. ABD, Hollanda, İngiltere ve Almanya bu yöntem ile deniz taban tahsisini yapmaktadır. Son yöntem olan açık kapı (open door) modeli Danimarka’da uygulanmaktadır. Proje geliştirici/yatırımcı kendisi sahayı önermiştir ve bütün sorumluluğu üzerine almıştır. 

4. DRES için elektrik bağlantı kapasitesi

Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ), iletim sistem planlaması yaparken denizüstü RES projeleri için de bağlantı kapasitelerini planlamalıdır ve denizüstü rüzgar enerjisi potansiyelinin yüksek olduğu bölgelerde iletim şebekesi güçlendirilmelidir.  

5. Meteorolojik ve oşinoğrafik ölçümlerin yapılması 

Açık kaynaklardan yararlanılarak rüzgar potansiyeli tahminleri yapılabilse de; sahada yapılacak ölçümlerle bölgedeki deki diğer ölçüm istasyonlarının (Meteoroloji Genel Müdürlüğü, TPAO, kıyıya yakın karaüstü rüzgar ölçümleri vb.) uzun yıllar verilerinin korele edilmesi ile potansiyel denizüstü RES yatırımcılarına daha güvenilir veri sağlanabilecek ve bu alandaki yatırımlar teşvik edilebilecektir. Oşinografik ölçümlerin yapılması yatırımcıların yatırım kararı almalarını etkileyen diğer önemli unsurdur. Meteorolojik ölçümlerin yanı sıra deniz suyunun fiziksel ve kimyasal özelliklerinin tespit edilebilmesi için oşinografik ölçümlerin yapılması gerekmektedir.

6. Denizaltı jeoteknik ve jeolojik çalışmaların yapılması 

Meteorolojik ve oşinoğrafik ölçümlerden sonra mevcut mevzuata uygun olarak İmar Planına Esas Jeolojik- Jeoteknik / Mikrobölgeleme Etüt Raporu hazırlanmalıdır.

7. Denizüstü RES projelerinin ÇED sürecinin başlatılması 

Bütün veriler toplandıktan sonra tüm paydaşların müdahil olacağı ÇED süreci başlatılmalıdır. ÇED süreci sadece kamu kurumlarının yazışmaları olarak değil; yerel halk, balıkçılar, liman işletmeleri, turizm sektörü gibi yerel paydaşlar mutlaka sürece müdahil edilmelidir.

8. İzin sürecinin kolaylaştırılması

Tipik bir DRES projesi, başlangıcından işletmeye geçene kadar 8-10 yıllık bir süreci kapsamaktadır. Bu sürecin büyük bir kısmı izin süreçleri ile geçmektedir. Uygulamalara bakıldığında denizüstü RES projesinin izin süreçleri bitirildiğinde, inşaat süreci 2 yılda tamamlanmaktadır. Bazen izin sürecindeki gecikmeler projede planlanan DRT teknolojisinin eskimesine ve projelerin yeniden revize edilerek tekrar izin sürecine girdiğini göstermektedir. Bu durum projelerde gecikmelere neden olmaktadır. Bu gecikmelerin minimuma indirilerek denizüstü RES kapasitesinin devreye alınması istihdam ve ülkenin yerli enerji kaynak kullanımı açısından çok önemlidir. Bu süreçler bütüncül ve paydaşların karşılıklı mutabakatı ile hızlandırılabilir. AB’nin yayınladığı RePowerEU planına göre süreçlerin hızlandırılması gerektiği belirtilmiştir. Bu amaçla, AB üye ülkeler yenilenebilir ivmelenme alanları (renewable acceleration areas) belirlenerek izin süreçlerinin basitleştirilerek yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı hedeflenmektedir.

9. Finansman modellerinin belirlenmesi 

Denizüstü RES projelerinin finansman yöntemi proje finansmanı ile yapılmalıdır. Ticari krediler her şirketin karşılayabileceği ve tercih edebileceği bir model değildir. Avrupa ülkelerine bakıldığında 2011-2020 döneminde 30.6 GW denizüstü RES kapasitesi için 117 milyar euro finansman ayarlanmıştır. Bu miktarın %72’si (84 milyar euro) proje finansmanı yöntemiyle yapılmıştır. Kredi oranları ise, ülke ve projenin durumuna göre %70-80 arasında değişim göstermiştir. Dünya Bankası gelişmekte olan ülkelerde yapılacak ilk denizüstü RES projesi için imtiyazi finansman (concessional financing) yöntemini önermiştir. Bu yöntemde kamu, özel sektör ve finans kuruluşları bir araya gelerek DRES projesi için özel bir finansman paketi oluşturmaktadır. İlk projenin finansmanı bu şekilde yapılabilir.  

10. Elektromekanik ekipman üretim yol haritası

Denizüstü rüzgar enerjisi sanayi ile ilgili sadece ülkemiz değil; civar ülkelerin de potansiyeli dikkate alınarak çalışmalar yürütülmelidir. Tedarik zinciri olarak ülkemizdeki 2035 yılı 5 GW hedefine ek olarak potansiyeli 2 TW’a yaklaşan Karadeniz, Akdeniz, Hazar Bölgesi de dikkate alınmalıdır. Ülkemiz sanayisinin karaüstü RES projelerindeki başarı hikayesi, denizüstü RES projelerinde de uygulanmalıdır.

11. Limanların geliştirilmesi

Denizüstü RES üretim, nakliye ve montaj limanlarının (marshalling port) coğrafi bölgelere ayrılarak planlaması yapılmalıdır. Bu amaçla, Ege, Marmara, Karadeniz ve Akdeniz’de en az birer adet liman belirlenerek gerekli altyapı/üstyapı çalışmalarına başlanmalıdır, mevcut limanların geliştirilmesinin zor olduğu görülmektedir. Yeni limanların inşası düşünülmelidir. Denizüstü RES işletme ve bakım limanları için ise, Ege, Marmara, Karadeniz ve Akdeniz’de halihazırda bulunan limanlarda küçük altyapı/üstyapı değişiklikleri yapılarak kullanılabilmesi mümkündür. 

12. Gemilerin Türkiye’de üretim yol haritası

Denizüstü RES projelerinde kullanılacak olan gemilerin ve diğer yardımcı ekipmanın ülkemiz tersanelerinde yapılması sağlanmalıdır. DRES montajlarının Avrupa ve Çin’de yapıldığından DRT montaj gemileri (Offshore Wind Turbine Installation Vessel-WTIV veya Jack-up Vessel) daha çok bu bölgelerde konuşlanmıştır. Çin’deki 2021 yılı sonunda cazip tarife uygulaması sona erdiğinden 2022 yılında montajlar azalmıştır. 2026 yılına kadar DRT montaj gemi emreamadeliğinde sıkıntı beklenmemektedir. Avrupa’da ve Amerika’da yani DRT montaj gemileri inşası devam etmekte olup Asya ülkelerinde ve diğer yeni gelişmekte olan pazarlarda kullanılmak üzere gerekli planlamalar yapılmaktadır. Ülkemizde denizüstü RES proje montaj gemisi (jack-up vessel) henüz bulunmamaktadır. Tersanecilik sektörü, denizüstü RES projelerinde kullanılan gemiler ile ilgili olarak üretim planlaması yaparak bu gemilerin ülkemizde üretilmesini sağlamalıdır.

13. DRES izin süreçlerinin kısaltılması

Denizüstü RES izin süreci mümkün mertebe kısaltılmalıdır. Avrupa ülkeleri bu konuyu gündemde tutarak çare aramaktadır. İngiltere bu süreci en etkin ve kısa sürede sonuçlandıran ülke konumundadır. Denizüstü RES projelerinin izin süreçlerinin azaltılması için İngiltere Haziran 2023 tarihinde Offshore Wind Environmental Improvement Package (OWEIP) planı açıklamıştır. Bu plana göre, DRES projelerinin izin sürecinin 4 yıldan 1 yıla indirilmesi planlanmıştır. Bu planda One-Stop-Shop (OSS) yaklaşımı önerilerek tek kamu kurumu üzerinden izin süreçlerinin bitirilmesi teklif edilmiştir. OSS teklifi sadece süre kısaltımı değil; aynı zamanda projelerin önündeki belirsizliklerin ve gecikmelerin minimize edilmesi amaçlamıştır. 

14. DRES izin süreçleri yol haritası yayınlanması

DRES izin süreci ile ilgili açık ve şeffaf bir yol haritası yayınlanmalıdır. Bu süreçte, bütün izin işlemleri tek kamu kurumu (one stop shop) üzerinden yürütülmelidir. İzin süreçlerinin detaylı bir şekilde anlatıldığı el kitabı yayınlanmalıdır. Bu kitapta izin süreleri belirtilmeli ve uygulamada buna uyulmalıdır.  

15. DRES için ayrı kanun çıkartılması

Mevzuat düzenlemesi DRES projelerinin gelişimi ve finansman teminindeki en önemli hususlardandır. Açık ve yatırımcıyı çekebilecek bir mevzuat yapısının oluşumu denizüstü RES yatırımlarının en önemli itici gücüdür. Birçok ülke DRES yatırımları için özel bir “Denizüstü Rüzgar Enerjisi Kanunu-OffshoreWind Energy Act” çıkarmıştır. Denizüstü RES projelerinin dinamikleri farklı olduğundan dolayı bazı özellikleri bulunmaktadır. Bunlar aşağıda sıralanmıştır:

Tahmin Edilebilirlik

DRES mevzuatı tahmin edilebilir (öngörülebilir) olmalıdır; süreç içerisinde belirsizlikler barındırmamalıdır.

Riskler

Mevzuatta risk oluşturabilecek hususlara dikkat edilerek, ileride oluşabilecek risklerin minimize edilmesi gereklidir.

Yatırımın Geri Dönüşü

Mevzuat, yatırımcıya makul bir geri dönüşü sağlamalıdır. Eğer riskler yüksek olursa, yatırımcıların geri dönüş beklentisi de yüksek olur.

Zaman Planlama

DRES mevzuatı, DRES projelerinin izin süreçlerinin zaman planlamasının açık bir şekilde dikkate alarak açık ve net bir zaman planı çizmelidir. Hangi iznin nereden alınacağı ve sürecin belirtilmesi önem arz etmektedir. 

Altyapı ve İş gücü

DRES projelerinin hayata geçirilebilmesi için elektrik şebeke planlama, liman, tersane ve işgücü önemlidir.

Finanse Edilebilir (Bankable) Elektrik Satış Anlaşması (ppa)

Mevzuatta elektrik satış mekanizması ve diğer teşvik, garanti gibi hususların açık bir şekilde belirtilmesi gereklidir. Projelerin finanse edilebilmesi açısından bu kriterler önemlidir. Elektrik satış anlaşması finanse edilebilir cazip şartları içermelidir.

Vergisel Teşvikler

Sıfır karbon hedeflerine ulaşılabilmesi için bütün diğer yenilenebilir enerji kaynakları (karaüstü RES, güneş enerjisi, hidro, biyokütle vb.) sektörün başlangıcından ciddi vergi teşvikleri ile desteklenmiştir. Aynı sürecin denizüstü rüzgar enerjisi için de işletilmesi gerekmektedir. Piyasa olgunlaşana kadar veya diğer enerji kaynakları ile rekabet edebilene kadar bu durum kaçınılmazdır.

Sektörel İş birliği

Sektörün oluşumunda kamu, STK’lar, özel şirketlerin bir araya gelerek çalışması sürecin doğru ve akıcı bir şekilde ilerlemesini sağlar.

16. ÇED sürecine paydaşların müdahiliyeti

Denizüstü RES ÇED sürecine bütün paydaşların katılımı sağlanmalıdır. İleride ortaya çıkabilecek sorunlar, bütün paydaşların sürece etkin katılımı ile minimize edilebilir.

17.  İnşaat ve işletme dönemi ÇED sürecinin uygulanması ve kontrolü 

Denizüstü RES projesi gerek inşaat aşamasında ve gerekse de işletme sürecinde çevre ile uyumlu bir şekilde çalışabilmesini mümkün kılan bir çevresel regülasyona tabi tutulmalıdır. Bu konu, Denizüstü RES projelerine diğer bütün paydaşların daha sıcak bakmasını temin eder. Bu sürece, yerel paydaşlar olan belediye, yerel halk, balıkçılar, liman işletmeleri, turizm sektörü gibi paydaşlar müdahil edilmelidir.

18. DRES projesinin balıkçılıkla etkileşimi 

Bilindiği gibi balıkçılık sektörü, ülkemizdeki önemli istihdam alanlarındandır. Denizüstü RES projesinin balıkçılık sektörü ile inşaat ve işletme döneminde uyumlu çalışabilmesi gereklidir. Bunu sağlayabilmek için gerekli koordinasyon ve bilgi akışı, tanıtımlar sağlanmalıdır. Balıkçı kooperatifleri ve balıkçı barınakları konu ile ilgili bilgilendirilmelidir. Bu konuda daha önce anlatılan İngiltere Scroby Banks projesi örnek verilebilir. Halkla ilişkilere önem verilerek DRES projesinin balıkçılıkla uyum içerisinde çalışabileceği açık bir şekilde paydaşlara anlatılmalıdır.

19. Kadın çalışan kotası

DRES projelerinde kadın çalışan kotası konulmalıdır. Bu hususta kadın çalışanlara pozitif ayrımcılık uygulanmalı ve ihale şartnamesi buna göre dizayn edilmelidir. 

20. Finanse edilebilirlik (Bankability) 

DRES ihale şartnamesi ve koşulları ülkemiz koşulları için rekabetçi olmasının yanında makul bir kar bırakarak uluslararası yatırımcılar için cazip şartlar sunmalıdır. Özellikle elektrik satış anlaşması (PPA), finanse edilebilir (bankable) kriterleri içermelidir.  

21. İş sağlığı ve iş güvenliği 

DRES projelerinin geliştirilme aşamasından demontajına kadar olan tüm süreçlerde iş sağlığı ve iş güvenliği (health and safety) kurallarına uyulması sağlanmalıdır.

22. Çevreye karşı duyarlılık 

DRES projelerinin geliştirilme aşamasından demontajına kadar olan tüm süreçlerde çevreye minimum hasar verilecek şekilde planlama yapılmalıdır.

23. Mühendislik firmaları teşvik sistemi 

Karaüstü RES ve GES projelerinde sektör başlangıcında verilen vergisel teşvikler denizüstü RES  projelerinde de işletilmelidir. Bunun yanında denizüstü RES projeler için hizmet veren startup mühendislik firmaları desteklenmelidir.

24. DRES projeleri eleman ihtiyacı 

Denizüstü RES sektörü birçok farklı iş kolunu içermektedir. Sektörde farklı uzmanlık alanlarının yanı sıra denizde çalışabilmenin de eğitimlerinin alınması gerekmektedir. Deniz biyoloğundan, deniz lojistik uzmanına, denizaltı kaynak mühendisinden, meteorolojiste kadar geniş bir disiplin içermektedir. Bu amaçla aşağıdaki hususlar bu açığı kapatmak için önerilmektedir;

a.DRES projelerinin devamlılığı sağlanarak mezunların buraya ilgisi yönlendirilmelidir,

b.DRES projelerinde çalışacak kişilerin eğitim alabileceği merkezler oluşturulmalıdır.                

25. Yeşil hidrojen üretimi 

Denizüstü RES projelerinde ileriki aşamada yeşil hidrojen üretebilme ve iletebilme kapasitesi dikkate alınmalıdır. 

26. Power-to-X planlaması 

Denizüstü RES projelerinden hidrojen üretiminin bir sonraki adımı olan Power-to-X süreci de projelendirme aşamasında planlanmalıdır.

27. Enerji adası planlaması 

Marmara Denizi’nde ileriki süreçlerde enerji adası yapılabilmesi hususu dikkate almaya değer bir noktadır. Enerji adaları ile İstanbul, Kocaeli, Bursa, Yalova, Balıkesir, Çanakkale ve Tekirdağ illeri deniz üzerinden birleşerek elektrik şebeke stabilitesi Marmara ve Trakya Bölgelerinde sağlanmış olur.

28. Denizüstü RES demontaj planlaması

Denizüstü RES projesinin ekonomik ömrü sona geldiğinde yapılacak olan demontaj faaliyeti için bütçe mutlaka en baştan planlanarak ayarlanmalıdır.

Devamını oku

Trendler