Connect with us

Enerjinin kadınları TWRE ile birleşiyor, sektör güçleniyor

Yayın tarihi:

-

Başta yenilenebilir enerji olmak üzere tüm enerji sektörlerindeki kadınları birleştiren bir yapıda olan Yenilenebilir Enerji ve Enerji Sektörü Türk Kadınları (TWRE), enerji sektörünün geleceğine ışık tutuyor. Hazırladığı ‘Enerji Sektöründe Kadın Raporu’ ile enerji sektörünün Türkiye’deki cinsiyet eşitliğini mercek altına alan TWRE, bu çalışmasıyla Alman Uluslararası İşbirliği Kurumu GIZ’in de desteğini aldı. Yurt içi ve yurt dışı birçok proje içerisinde yer alan, enerji sektöründeki uzmanlarla birlikte verdiği eğitimler ile enerjinin geleceğine odaklanan, sektördeki genç kadınlar için pusula görevi üstlenen TWRE, bu yıl içerisinde dernekleşmeyi hedefliyor.

Enerji sektörünün son durumu, sektördeki kadın çalışmaları, sektörün kadın-erkek fırsat eşitliği karnesi ve yenilenebilir enerjinin performansı üzerine röportaj gerçekleştirdiğimiz TWRE Kurucu Başkanı Sedef Budak, enerji sektöründeki güncel tabloyu dergimize değerlendiriyor.

Enerji sektöründeki kadınları birleştiren TWRE hakkında genel bir bilgilendirme yapar mısınız?

Hem rüzgar hem de güneş enerjisinde çok emek veren biri olarak, sektörde karar verici noktada çok az kadın olduğunu gördüm. Bu kadar geleceğe yönelik, doğa ana için çalışan bir işte neden bu kadar az kadın olduğunu hep merak ettim ve 2018 yılının başlarında Linkedin’de Rüzgar Enerjisi Türk Kadınları adından kapalı bir grup oluşturdum. Başlarda kişisel kontaklarımla 100 kişilik bir üyeye ulaştığımız grup için güneş, biyo gibi diğer enerji alanlarında çalışan kadınlardan da talepler gelmeye başladı. Talepler üzerine Turkish Women in Renewebles and Energy yani Yenilenebilir Enerji ve Enerji Sektörü Türk Kadınları (TWRE) nihai haline ulaştı. Grup son haline ulaştıktan sonra etkinlikler düzenlemeye başladık ve şu anki üye sayımız 1620 kişi. Bu yılın sonunda 2000 üyeye ulaşmayı planlıyoruz. 

Türkiye’de yenilenebilir enerji sektörü başta olmak üzere enerji sektörünün gelişiminde aktif rol oynayan ve oynayacak olan kadın profesyonellerin iletişim grubu olarak, Türk kadınlarını ve enerji sektörünü geliştirecek, temsil edecek ve birleştirecek birçok çalışma yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Grubumuz, ürettiği sürdürülebilir projelerle üyeler arasında iletişimi kuvvetlendirici; mentorluk, staj, C.V. desteği ve eğitimler vermektedir.

Türkiye’deki enerji ve yenilenebilir enerji sektörlerinde kadın istihdamını ele alırsak ortaya çıkan tabloyu rakamsal verilerle yorumlayabilir misiniz? 

Enerji Bakanımız geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen Türkiye’ye Enerji Veren Kadınlar Ödülü’nde bu rakamı %12 olarak belirtti fakat bu eski bir kayıt. Biz, Enerji Sektöründe Kadın Raporu Çalışması’nda birçok firmaya ulaştık. Yaklaşık 907 bin çalışanın kayıtlarına ulaşarak bunların %14.8’inin kadınlardan oluştuğunu analiz ettik. Bu konuda gerek TÜİK gerek diğer kuruluşların elinde bir veri yoktu.

En son 1500 üye olduğumuz zaman kendi üyelerimiz üzerinden analiz ettiğimiz verilere göre sektörde çalışan kadınların; %3’ü genel müdür seviyesinde, %1’i girişimci, %3-4’ü akademisyen, %10’u öğrenci ve kalanların çoğu orta kademe yönetici. Sektörde çalışanlardan %36’mız mühendislik yapan kadınlar, %30 da eğitimi mühendislik olup, sektörde farklı işler yapan kadınlar var. Bizim üyelerimizin en az %73’ü mühendis ya da yüksek mühendis fakat bunların yalnızca %36’sı kendi tahsili üzerine çalışıyor. Örneğin, malzeme mühendisi fakat pazarlamacılık yapıyor, çevre mühendisi fakat finans işi yapıyor. TWRE olarak bu konuyu irdelediğimiz Enerji Sektöründe Kadın Raporu Çalışması’nı hazırladık. 

Rüzgar enerjisinde genç kadınlara yönelik çok önemli bir eğitim projeniz var. Bu proje ve eğitimlerden bahsedebilir misiniz?

Rüzgar enerjisinde 2019 yılından bu yana her sene Nordex Acciona ile beraber kadın mühendislere yönelik Rüzgar Türbin Teknik Eğitimi Projesini başlattık ve Nordex’in katkılarıyla birlikte bu projeyi ilerlettik. Her yıl en az 10  tekniker ve mühendis adayı genç kadına Nordex’in eğitim merkezinde 3 gün boyunca çok detaylı eğitim veriliyor, beraber sahaya iniliyor. Herhangi bir şekilde temiz enerjide çalışmak isteyen genç kadınlarımıza bu şekilde öncülük etmiş oluyoruz ve Nordex bu eğitimlerde kimi adaylara staj ya da iş teklifi yapabiliyor. Katılanlara iş imkanı, staj ya da güzel bir eğitim sunan bu projeyi Nordex ayrı bir şekilde de yapmaya başladı ve bu konuda çok mutluyuz. 

Bu grubu kurarken benim ve arkadaşlarımın amacı enerji sektöründeki kadın görünürlüğünü artırmaktı. TWRE olarak 4 yıl içerisinde bu amaca yönelik çok güzel gelişmeler sağladık. Bu oluşumu kurarken 40’ya yakın oturum ve kongreye katılmıştık. Pandemi öncesi dönemi ve pandemi sürecini çok verimli geçirerek pek çok dijital eğitim düzenledik. Yenilenebilir enerjinin uzmanlarından usta isimlerle hem kadın hem de erkek katılımcılara eğitimler verildi. Rüzgar, güneş ve biyokütle alanında 20’ye yakın eğitimler verildi. Üniversitede 1 yılda verilecek ders programını bu süreçte ücretsiz bir şekilde katılımcılara vermiş olduk. TWRE’yi sektörün kaynaştırıcı gücü haline getirerek; sektörü bir araya getirdik, geliştirdik ve kaynaştırdık. Bu yıl ikincisi düzenlenen Solar İstanbul Fuarı’nda sadece kadınlara özel ödüller verildi. Burada biz de En Etkili Kadın Platformu Ödülü’ne layık görüldük.

Enerji Sektöründe Kadın Raporu çok önemli bir çalışma. Bu proje hakkında bilgi verebilir misiniz?

IRENA Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı her yıl dünya genelinde bir iş raporu yayımlıyorlar. 2021’in sonunda yayımlanan raporda dünyadaki yenilenebilir enerji sektöründe çalışan kadın sayısını %32 olduğu açıklandı. Aynı raporda 2050’de enerjinin tamamında 122 milyon insanın çalışacağı ve bunun en az 42 milyonunun temiz enerjide olacağı yer aldı. Bunlar çok büyük rakamlar. Biz de ülke olarak bunun neresinde olduğumuzu merak ederek Enerji Sektöründe Kadın Raporu Çalışması’nı hazırlamaya başladık. Çalışmada ülkemiz enerji sektöründe kadın çalışan sayısının %15’e yakın olduğunu belirledik.

İleride bu raporun etkileriyle beraber katılan ve katılmayan şirketlerin istihdam politikalarında biraz daha eşit bir yaklaşım olacağını tahmin ediyoruz. TWRE olarak bu raporla sektörün röntgenini çektik fakat MR çekimine devam etmemiz gerekiyor. Bu ilk raporumuzdu ve oldukça profesyonel bir iş ortaya çıktı. Önümüzdeki günlerde yayımlanacak olan raporumuza Alman Uluslararası İşbirliği Kurumu GIZ de destek oldu. En azından 2-3 yılda bir bu raporu yenilemeyi planlıyoruz. 

Sektör 2021 yılında nasıl bir performans sergiledi? 

Sektör 2021 yılında oldukça hızlıydı. 2005 yılında ilk çıkan yenilenebilir enerji kanunu ile gelen teşviklerden yararlanmak için son tarih, 2020 sonundan 2021 Haziran ayına uzatıldı. Devlet bu şekilde, 10 yıllık devlet teşvikinden yararlanmak için Haziran 2021’e kadar en azından tek türbinin kurulmasını ve kabulünün alınmasını istedi. O yüzden 2021 yılı tek türbinlerin inşası ile hızlı geçti. Bu yıl da o yatırımları devamı kuruluyor. Kurdaki dalgalanmara rağmen bu yatırımlar teşviklerin de dolar üzerinden olmasından dolayı devam etti. Yeni sistemde bu YEKA yarışmalarıyla beraber tavan fiyatlar düşmüştü şimdi tekrar yukarıya çıkarıldı.   TL’den 90’lara çıktı hala düşük ama en azından bir pazarlık payı oluşturuyor. 

Şu anda kurulu gücümüz 100 GW’ye yakın. Bunun 11’ini rüzgar, 8’ini güneş, 1.5’ini jeotermal ve biyokütle oluşturuyor. Benim sektöre girdiğim 2007 yılında sadece 100 MW’lik rüzgar vardı. Gelişime bakılırsa bu teşviklerle çok iyi bir duruma geldik. Her türlü olumsuzluğa rağmen Avrupa’daki en hareketli rüzgar ve güneş pazarını oluşturuyoruz. Kurulu gücümüze yıllık ortalama 500 – 1000 megavat arası güç ekliyoruz.

2021 yılında sektörün kadın temsilcileri olarak hayata geçirdiğiniz çalışmalar hakkında bilgi verebilir misiniz?

Önceki yıllarda da düzenlediğimiz Woman to Woman usta-çırak mentorluk projemizi 2021 yılında; STEMconnector’ın düzenlediği 10 yılda 1 Milyon Kadına Mentor Programı ile birleştirdik. Geçen yıl yaptığımız ilk işlerden biri buydu ve TWRE olarak bu projeyi tüm sektöre yaydık. Sektörün farklı oyuncuları da dahil oldular. Projeyi bu sene daha da güçlü bir şekilde destekleyeceğiz. Alman Uluslararası İşbirliği Kurumu GIZ ile sözleşme yaparak Enerji Sektöründe Kadın Raporu’muza destek aldık. Green Classes serilerimiz ile yeşil derslere devam ettik ve Green Panels’a başladık. Dünya Bankası, EBRD, Dell Teknoloji gibi dünya devi öncü kuruluşları ağırladık ve Onların ülkemiz enerji sektörüyle buluşmalarını sağladık. Enerji sektöründeki kadınlarımızın başarılarını konu edineceğimiz bir kitap projemiz var, bunun çalışmalarına başladık. Windbaba ile askıda eğitim projesi yaptık. Elektromobilite çalışma grubumuz var. Proje kapsamında enerjiyle birebir ilişkili bir alan olan Elektromobilite konusunda gerçekleştirdiğimiz araştırma ve çalışmalar ile enerji sektörü paydaşlarını ve kamuyu konuyla ilgili bilgilendirdik. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ile görüşmeler gerçekleştirdik.

Enerji ve yenilenebilir enerji alanlarında çalışan kadınların karşılaştıkları zorluklardan bahsedebilir misiniz?

Enerji sektöründe kadınların karşılaştığı zorluklar arasında ilk sırada yetersiz temsil yer alıyor. Bu sorunu özellikle işe alımda karşılaşılan farkındalık sorunu takip ediyor; işe girişlerde kadınlara eşit fırsatlar sunulmuyor. Toplumsal kadın-erkek rolleri çok fazla: Kadınların sahaya inmesi, santrallere gitmesi sıkıntılı bir şeymiş gibi algılanıyor. Kadınların çakışan rolleri ve toplumsal yargılarla oluşan sıkıntılar neredeyse her sektörde olduğu gibi var. Diğer önemli konu ise kadının kendini ispatlaması gerektiği…

Bu sorunların hepsi rol modellerle çözülebilir; bu rol modeller de hazırladığımız gibi raporlarla, sahneye çıkan insanların eşit bir cinsiyet dağılmasıyla, eşit iş ve şans verilerek, sahada eşit şartlar sağlanarak oluşabilir. 4 yıl önce bu sektörde bunların hiçbiri akla dahi gelmiyordu fakat şimdi konuşabiliyoruz ve bu çok önemli.

Böyle büyük bir sektörün gelişimine katkı sunan grup olarak 2022 hedefleriniz hakkında bilgi verir misiniz?

2022 yılında dernekleşmeyi planlıyoruz. Bu konuyu çok gerekli görmüyorduk ama sektördeki talepler bu yöndeydi ve biz de dernekleşme çalışmalarımıza başladık. Sadece enerji değil, sürdürülebilirlik adına çalışan herkesi kapsayacağız. 

Milyon Kadına Mentor Programı’na olan desteğimize devam edeceğiz. Eğitimlerimize tekrar başlıyoruz. Bu eğitimlerin içerisinde teknik gezi ve eğitimler, Smart Energy ile güneş panel eğitimleri olacak. Nordex’le rüzgar konusundaki çalışmalarımız devam ediyor. Bu yıl bu eğitimlerimizi daha da çeşitlendirmeyi istiyoruz. Gelecek adına nihai hedefimiz ise vakıflaşmak.

Enerji sektörü kadın çalışanlar konusunda global pazarda ne durumda?

Küresel ölçekte birçok kadın kuruluşunun üyesi ve destekçisiyiz. Yaklaşık 13 farklı ülkeden15 farklı kadın global ağıyla da iletişim halindeyiz. Bu geniş etkileşimle gördüğüm sorunlarımızın küresel ölçekte ortak olması. Sıkıntımız; sektörün erkek sektörü olarak bensenmesi ve zengin, güçlü ve çok önemli bir sektör olan enerji patronlarının dünya genelinde neredeyse hepsinin erkek olması. Avrupa, Afrika, Uzak Doğu ve Güney Amerika’da durum bizim gibi. Amerika ve Kanada şartlar konusunda biraz daha iyi durumda.

TWRE olarak çok örnek bir kuruluşuz. Geçtiğimiz günlerde Amerika’da sürdürülebilir çalışmalar yapan bir kadın grubuyla tanıştık, projelerimizin aynı olduğunu fark ettik. Birbirimizi tanımadan aynı sorunlar, aynı projeler üzerinde çalışıyorsak demek ki sorunlarımız aynı.

Sektördeki firmalara tavsiyeleriniz var mı?

Sektördeki kadınların haklarını aramaları gerekiyor. Sürdürülebilir kalkınma hedefleri olan, kurumsal olan, sürdürülebilirlik konusunda çalışmaları destekleyen firmaların da bu konuda modadan etkilenerek değil, gerçekçi politikalarla bu işi yapmaları gerekiyor. Kadın hakları bir insan hakları sorunudur ve şirketlerin kendi kurumsal kimliklerini bozmadan politikalar oluşturarak bu sorunu çözmemeleri gerekmektedir. Şirketlerin kendi sürdürülebilirliklerini garanti altına almak için bu sorunları çözmeleri şart. Bu sorunları çözerken de sektördeki kadın temsilcilere, sosyologlara, uzmanlara sıkıntıları analiz edip çözüm sunabilecek kişilere danışmaları gerekmektedir. 

Eklemek istedikleriniz… 

Onshore yani kara üstü rüzgarda en verimli olarak tabir edilen yerleri kullandık. Artık Karadeniz gibi erişim ve ulaşımı zor bölgelerde sahaları kuruyor olacağız. Sektördeki bir sonraki adımı offshore yani deniz üstü rüzgar yatırımları oluşturacak. Bunun için DÜRED diye ayrı bir dernek kuruldu, çok güzel çalışmalar yapıyorlar. Bundan sonra kara ve deniz üstü rüzgar eğitimlerini konuşuyor ve görüşüyor olacağız. 26-28 Ekim 2022’de Marentech Expo Fuarı var. Orada deniz üstü rüzgârın ne kadar çeşitli bir iş olduğunu herkes görecek. Bunun yapımı, üretimi, bakımı, işletmesi, ömrü çok önemli konular. Bundan sonra Türkiye’de. deniz üstü yatırımları daha fazla konuşuyor olacağız. 

Sedef Budak kimdir?

Tekstilde uzun yıllar çalıştıktan sonra kendi işimi yapmaya karar verdim ve daha sürdürülebilir daha temiz ne yapabilirim sorusunu araştırırken 2007 yılında Bozcaada’da rüzgar türbinleri ile tanıştım. Orada herkes turistik faaliyetlerde bulunurken ben, oradaki kontrol binasının kapısını çalarak işletme müdürüyle uzun bir süre rüzgar türbinleri hakkında konuştum ve ilk defa rüzgar türbininden üretilen elektriğin takip edildiği dijital yazılımı gördüm. İstanbul’a döndüğümde tekstile devam etmeme kararı aldım. Gazetelerde rüzgar enerjisiyle ilgili haberleri takip etmeye başladım. 27 Kasım 2007 başvurularıyla ilgili okuduğum haberlerde çok büyük kapasitede başvurunun olduğunu gördüm. Başvuranların hepsine lisans verilse bu makinelerin 3-4 yıl gibi kısa bir sürede üretilemeyeceğini ve Çin’den temin edilebileceğini düşündüm. Çin’deki tekstil bağlantılarım üzerinden enerji konusunda üretim yapan firmalarla görüştüm ve oradaki büyük firmaların distribütörlüğünü alarak rüzgar enerjisi işine girmiş oldum. Biraz merak, biraz araştırma biraz da küresel iş tecrübemin katkısıyla girdiğim enerji sektöründe 15. yılımı geçiriyorum.

Türkiye'nin alanında en özel yayınlara sahip medya grubu MONETA'nın sektörel dergi ve portallarının yönetimine katkıda bulunmaktayım. MONETA bünyesinde yeni nesil yayıncılık anlayışıyla içerik yönetimini geliştirmeye devam ediyoruz.

Bilgi Kaynakları

Enerji sektörü zorluklara rağmen teknoloji yatırımlarını sürdürmeye kararlı

Yayın tarihi:

-

Yazar

Enerji sektörü zorluklara rağmen teknoloji yatırımlarını sürdürmeye kararlı

Enerji sektörünün büyüme için teknoloji yatırımlarına önem verdiğini ortaya koyan KPMG’nin “Küresel Teknoloji Raporu 2023: Enerji Sektörü Görünümü” araştırmasına göre enerji sektörü yöneticilerinin yüzde 72’si siber güvenliği de içeren dijital dönüşüm çalışmalarının son 24 ayda kârlılığı ve performansı artırdığını belirtti. Bu oranın diğer sektörlerin ortalamasından 12 puan daha fazla olması da dikkat çekti.

KPMG’nin 16 ülke ve dokuz sektörden 2.100 yöneticiyle yaptığı ankete dayanan yeni “Küresel Teknoloji Raporu 2023: Enerji Sektörü Görünümü” araştırması enerji şirketlerinin teknolojileri pazarlarındaki zorlukların üstesinden gelmek için kullanabilecekleri bir can simidi olarak gördüklerini ortaya çıkardı. Anket, enerji sektörünün pazardaki zorluklara rağmen teknoloji yatırımlarını sürdürmeye kararlı olduğunu ortaya koydu.

Ankete göre enerji sektörü katılımcıların yüzde 61’i düzenleme ve güvenliği dijital dönüşümün “ana tetikleyicisi” olarak görüyor. Yüzde 80’i teknoloji biriminin yeni teknolojilerin potansiyelini yönetim kuruluna daha iyi anlatması gerektiğini söylüyor. Yüzde 39’u yetenek eksikliğini dönüşümün ilerlemesinin önündeki en olası engel olarak görüyor. Yüzde 84’ü kurumlarının mevcut teknolojiyi kullanarak ESG (çevresel, sosyal, yönetişim) taahhütlerini ilerletebileceğinden emin. Yüzde 85’i ise mevcut teknoloji yapılarını kullanarak verimliliklerini artırabileceklerini ve maliyetleri azaltabileceklerini ifade ediyor.

Sektör aynı zamanda teknoloji inovasyonuna bağlı risklerin de farkında. Araştırmaya göre, enerji sektöründen katılımcılar; güven, güvenlik, gizlilik ve esnekliği teknolojik çözümlerine entegre etme konusunda kurumlarının daha proaktif olması gerektiğini tüm sektörlerin ortalamasından 8 puan daha fazla belirtiyor. Ancak sektör, ilerlemenin önünde engellerle de karşılaşıyor. Örneğin araştırma, enerji sektörünün yapay zekâ (AI) uzmanlığı eksikliğinin inovasyon yapma ve rekabetçi kalma kabiliyetlerini etkileyebileceğini söyleyenlerin diğerlerine göre daha yüksek olduğunu da ortaya koyuyor.

 Güvenlik endişeleri gündemin ilk sırasında

Hem düzenleyici kurumlar hem de tüketiciler enerji şirketlerini yakından izlediklerinden araştırmaya katılan enerji yöneticileri düzenleyici yükümlülükler ve güvenlik endişelerini dijital dönüşümlerinin en önemli tetikleyicileri olarak görüyor. Ayrıca, daha güçlü veri gizliliği veya siber güvenliğin hayata geçirdikleri dijital dönüşüm projeleri üzerinde en etkili kullanıcı beklentileri olduğunu da söylüyorlar. Enerji yöneticilerinin yüzde 72’sine göre, siber güvenliği içeren dijital dönüşüm çalışmaları son 24 ayda kârlılığı ve performansı artırdı, bu oran tüm sektörlerin ortalamasından 12 puan daha fazla.

 İş güçlerinin oluşturulmasına yardımcı olan teknoloji altyapılarına güveniyorlar

Araştırmaya göre enerji sektörü stratejik teknoloji yatırımının gücüne inanıyor, ancak dijital dönüşüm hedeflerini hayata geçirebilecek yeteneklere erişmeye odaklanmaları gerekiyor. KPMG tarafından hazırlanan 2023 Küresel Enerji CEO Görünümü raporu, enerji şirketlerinin yüzde 52’sinin (2022’ye göre 7 puanlık bir artış) yeteneklerini geliştirmek için çalışanlarına daha fazla yatırım yapmak istediğini ortaya koyuyor. Enerji sektöründen katılımcıların çoğu, iş güçlerinin bugüne kadar oluşturulmasına yardımcı olan teknoloji altyapılarının kabiliyetlerine güveniyor ve bazı durumlarda bu güvenleri diğer sektörlerin de ortalamasını aşıyor.

“Sektör geniş resmi göz önünde bulundurarak teknoloji yatırımlarını yapıyor”

KPMG Türkiye Enerji Sektörü Lideri Hakan Demirelli konuyla ilgili şunları söyledi: “Devam eden jeopolitik gerilimlerin, üretken yapay zekânın hızlı yükselişinin ve küresel ekonomik belirsizlik ortamının en çok etkilediği sektörden birisi enerji sektörü. Bu nedenle sektörde faaliyet gösteren şirketler geniş resmi göz önünde bulundurarak teknoloji yatırımları da yapmaya kararlı olduklarını bu anketimizde gösterdi. Bu yatırımlar, enerji şirketlerinin yenilikçi teknolojileri iyi bir şekilde kullanmasına olanak sağlıyor. Örneğin anketimiz enerji sektörünün, son 24 ayda şirketlerinin kârlılığını veya performansını artırmak için düşük kodlu/kodsuz platformları kullanma olasılığı en yüksek sektörlerden biri olduğunu ortaya çıkardı. Sektörün dijital dönüşüm projelerindeki başarısı ise doğru danışmanlık hizmetleri almaktan geçiyor. KPMG olarak biz de dijital dönüşüm alanındaki derin ve kapsamlı uzmanlığımız ile sektördeki şirketlerin uygun çözümleri başarılı bir şekilde kullanmalarına, inovasyonu artırmalarına ve daha geniş bir dijital dönüşüme başlamalarına yardımcı oluyoruz.”

Devamını oku

Bilgi Kaynakları

TÜREB ve DEHUKAM ‘Deniz Üstü Rüzgar Mevzuatı İçin İş Birliği Protokolü’ne İmza Attı

Yayın tarihi:

-

Yazar

TÜREB ve DEHUKAM

 Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) ve Ankara Üniversitesi Deniz Hukuku Ulusal Araştırma Merkezi (DEHUKAM) arasında ‘Deniz Üstü Rüzgar Enerjisi Mevzuat Çalışmaları alanında İş Birliği Protokolü’ imzalandı.

3 Nisan’da DEHUKAM’ın Ankara’daki merkezinde düzenlenen imza törenine TÜREB Başkanı İbrahim Erden, DEHUKAM Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Önel, DEHUKAM Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İsmail Demir, DEHUKAM Müdürü Mustafa Başkara, TÜREB Deniz Üstü Rüzgar Enerjisinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Ufuk Yaman ve her iki kurumun üst düzey temsilcileri katıldı.

Türkiye rüzgar sektörünün çatı kuruluşu TÜREB ile deniz hukuku ve siyaseti alanlarında ülkemizin uzman kurumlarının başında gelen DEHUKAM arasında bir iş birliği protokolü imzalandı. TÜREB Başkanı İbrahim Erden ile DEHUKAM Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Önel ve DEHUKAM Müdürü Mustafa Başkara’nın imzaladığı protokol ile her iki kurum arasında deniz üstü rüzgar enerjisi çalışmaları bağlamında mevzuat ve hukuki alanlarda karşılıklı bilgi alışverişinde bulunulacak ve çeşitli ortak proje çalışmaları yürütülecek.

TÜREB ve DEHUKAM 2TÜREB Başkanı İbrahim Erden, deniz üstü rüzgar enerjisi alanında sektörün ihtiyaç duyacağı düzenlemeleri en verimli şekilde yapma hedefiyle oluşturdukları protokol hakkında şunları söyledi: “TÜREB 32 yıl önce Bakanlar Kurulu kararıyla Türkiye’de rüzgarla ilgili yatırımların artması, insan kaynağının geliştirilmesi ve bu alanda bilgi birikimi sağlanması amacıyla kuruldu. Tabi o zaman daha dünya genelinde de henüz ticari deniz üstü uygulamaları yoktu. Danimarka’da bile ilk ticari tesisler 2000’li yılların başında hayata geçirilmeye başlandı ve özellikle 2010 sonrası yükselen bir ivmeyle deniz üstü yatırımları artmaya devam ediyor. Ülkemizin uzun ve orta vadeli stratejik enerji planlaması kapsamında deniz üstü rüzgar enerjisi hedeflerini de içeren ‘Türkiye Ulusal Enerji Planı’nın 2023 yılı Ocak ayında açıklanmasıyla paralel olarak bizim de TÜREB olarak bu alandaki yoğun çalışmalarımız başladı. Biliyorsunuz 2035 yılında 5 GW’lık bir deniz üstü rüzgar santralı hedefimiz var. Biz de bu hedef doğrultusunda paydaşlarımızla birlikte Türkiye’de deniz üstü rüzgar alanında da sağlıklı bir mevzuat altyapısını oluşturmak, güçlü bir ekosistem geliştirmek ve bilgi birikimi sağlamak adına iş birlikleri gerekiyor. DEHUKAM bu açıdan devletimizin ve akademinin deniz hukuku ve siyaseti alanında kritik birimlerini bünyesinde bulunduran çok değerli bir kurumumuz ve paydaşımız.  Dolayısıyla, bugün DEHUKAM’la imzaladığımız protokole TÜREB olarak büyük önem veriyoruz. Bu ve benzeri iş birlikleri sayesinde bu alanda ulusal ve uluslararası iş birliği imkanlarının genişleyeceğine, bilgi birikiminin artacağına ve böylece yatırımların ve sanayinin gelişeceğine inanıyoruz; bu vesileyle de DEHUKAM yönetimine iş birliğinin başlangıcı vesilesiyle teşekkür ediyoruz.”

DEHUKAM’ın özellikle deniz hukuku alanında çalışan ve araştırmacı yetiştirmeye odaklanan bir kurum olduğunun altını çizen DEHUKAM Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Önel de “TÜREB zaten kuruluş amacı dolayısıyla güçlü bir sektörel erişime ve ilgili araştırma altyapısına sahip. Yıllar önce Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız, özel sektör ve akademinin vizyonu sayesinde kurulmuş bu birliğin deniz üstü alanında da çalışmasını destekliyoruz. Biz de DEHUKAM olarak denizin dokunduğu her yerde olmak istiyoruz. TÜREB Yönetimi de bu amaçla bizimle bağlantıya geçti. DEHUKAM yönetimi olarak iş birliği ile ortak çalışmaların ülkemize ve deniz üstü rüzgar alanındaki hedeflerimize yarar sağlayacağı düşüncesiyle her iki kurum arasında deniz üstü rüzgar alanında karşılıklı bilgi alışverişi yaparak birlik ve beraberlik içerisinde çalışmayı hedefliyoruz. Protokolle deniz üstü rüzgâr enerjisi faaliyetlerinde hukuki altyapıya yönelik eğitim konularında TÜREB’e destek olarak ülkemizin bu alandaki ihtiyacını verimli bir şekilde karşılayacak çalışmalar yapmayı amaçlıyoruz” şeklinde konuştu.

Devamını oku

Bilgi Kaynakları

Rüzgar enerjisi 2023’te kritik eşikleri aşarak rekorlar kırıyor; GWEC, büyüme tahminini revize ediyor

Yayın tarihi:

-

Yazar

Küresel Rüzgar Enerjisi Konseyi (GWEC)

Bir önceki yıla kıyasla yaklaşık %50’lik bir artış yakalayan yenilenebilir enerji kaynakları, 510 GW’lık yeni kurulumla 2023 yılında rekor kırıyor. 40 yıllık birikimin ardından 1 TW kurulu güce 2023 yılında ulaşan küresel rüzgar enerjisi, 2023’te bir önceki yıla göre %50’lik bir artışla rekorlar kırarak kapasitesine 106 GW kara rüzgarı ve 10,8 GW deniz üstü rüzgar kurulumu ekliyor. Bugün 2024 Küresel Rüzgar Raporu’nu paylaşan Küresel Rüzgar Enerjisi Konseyi (GWEC), 2024-2030 büyüme tahminini (1210GW) %10 yukarı yönlü revize ediyor. 2030 hedefleri için yıllık rüzgar enerjisi kurulumlarının 10 yıl içinde mevcut 117 GW seviyesinden en az 320 GW’a çıkarak 3 kattan fazla artması gerektiğini açıklayan GWEC, konuyla ilgili atılması gereken adımlara raporda detaylı bir şekilde yer veriyor:

GWEC GLOBAL WIND REPORT 2024

Devamını oku

Trendler