Connect with us

Sancak Enerji rüzgârda ilk 5 içinde yer almayı hedefliyor

Published

on

Sağlık, eğitim, enerji, inşaat, gayrimenkul geliştirme, tarım ve hayvancılık, kargo ve lojistik sektörlerinde yatırımları bulunan Sancak Group, enerji yatırımlarıyla gücüne güç katmaya devam ediyor. Yenilenebilir enerji alanında ilk 5 içinde yer almayı hedeflediklerini açıklayan Sancak Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Necat Sancak, 2025 yılında 500 MW kurulu güce ulaşmayı planladıklarını bildirdi.

Sancak Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Necat Sancak

Hem endüstriyel üretim hem de nüfus anlamında hızla büyümekte olan ülkemizde bu duruma paralel olarak enerji ihtiyacında da hızlı bir artış görülmekte olup; enerji, ülkemizin büyümesinde rol oynayan en önemli konu başlıklarından biri haline gelmiştir.

Türkiye’deki enerji ihtiyacı temel olarak petrol, doğalgaz ve elektriğe bağlıdır. Elektrik üretim kısmında ise ülkemiz yenilenebilir enerji açısından oldukça önemli bir potansiyele sahiptir.

EPDK tarafından yayımlanan 2018 Yılı Elektrik Piyasası Gelişim Raporu’na göre yenilenebilir enerjinin ülkemizin toplam yıllık üretimindeki payı %32.3 kadardır. Temiz, sürdürülebilir ve gittikçe daha rekabetçi bir enerji kaynağı olan yenilenebilir enerji ile yakından ilgilenen Sancak Enerji, gelecek yıllarda Türkiye’nin enerji ihtiyacını karşılama ve yeni yatırımlarla istihdamı artırmak amacıyla 2007 yılında kurulmuştur. Türkiye’de çeşitli illere tesisler açarak yenilenebilir ve temiz enerji kullanımını arttıran Sancak Enerji Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını azaltmak ve üretim çeşitliliğini artırmak amacıyla çalışmalarına devam etmektedir.

Bugün işletmede 245,7 MW kurulu gücü olmak üzere 5 ayrı Rüzgar Enerjisi Santrali (RES) projesi bulunduğunu belirten Sancak Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Necat Sancak, projelere ilişkin şu bilgileri veriyor: Kayseri ilinde bulunan 52.8 megavat (MW) kurulu güce sahip Yahyalı RES, 2016 yılının ilk çeyreğinde tam kapasiteyle işletmeye açılmış ve sahamızda 22 adet Nordex marka N117 2.4 MW kapasiteli rüzgar türbinleri kullanılmıştır.

2016 yılı Aralık ayında işletmeye alınan İzmir ilinde yer alan
ikinci projemiz Urla RES ise, 18 MW kurulu güce sahip olup; santralde 6 adet Nordex marka N117 3 MW kapasiteli rüzgar türbinleri kullanılmıştır. Sancak Enerji, yatırımlarına Konya ilinde bulunan Bağlar ve Ardıçlı RES projeleri ile devam etmiştir. Kurulu güçleri sırasıyla 79.2 MW ve 62.7 MW olan bu projeler 2018 yılı son çeyreğinde devreye alınmış olup tam kapasite ile çalışmaktadır. 2019 yılı son çeyreğinde ise İstanbul ili Silivri ilçesinde bulunan 33 MW kurulu güce sahip Yamaçtepe-2 RES projesi devreye alınmıştır. Konya ve İstanbul projelerimizde 53 adet Gamesa marka G132 3.3 MW kapasiteli rüzgar türbini kullanılmıştır.

İşletmeye açıldığı tarihten bugüne kadar Yahyalı RES’te 497 milyon kilovatsaat (kWh) , Urla RES’te 162 milyon kWh , Ardıçlı RES’te 166 milyon kWh, Bağlar RES’te ise 175 milyon kWh olmak üzere toplamda 1 milyar kilovatsaat elektrik, temiz ve yenilenebilir kaynak olan rüzgardan üretilerek tüketicimizin kullanımına sunuldu. Böylelikle Sancak Enerji’nin Rüzgar Enerjisi Santralleri bugüne kadar toplamda 1 milyar kilovatsaat temiz enerji üreterek yaklaşık 120 milyon metreküp doğalgaz ithalatının yapılmasını engellemiştir.

GOLD Sertifikasına sahip Yahyalı RES’in yıllık 76.000 ton karbon emisyonunu önleyerek çevreci bir santral olma özelliği gösterdiğini vurgulayan Sancak, yılda 33.000 ton karbon emisyonunu önleyen Urla RES için ise, VCS Sertifikası alındığını belirtmiştir. Portföyümüzde bulunan 5 adet rüzgar enerjisi santrali yılda 325 bin ton karbondioksitin doğaya salınımına engel olurken, 240 bin hanenin elektrik ihtiyacını karşılamaktadır.

Güneş enerjisi alanında ise 2 MW gücündeki Aksaray Güneş Enerjisi Santrali (GES) Şubat 2016’da devreye alınmıştır.

Mevzuatsal sorunlar nedeniyle lisanssız güneş enerjisinde başka yatırım yapmayı planlamadıklarını vurgulayan Necat Sancak, “Ağırlığı rüzgâr enerjisi, lisanslı güneş enerjisi, biyokütle santrali ve hibrit santral yatırımlarına vereceklerini belirtti. 2025 yılı sonu itibariyle yenilenebilir enerji alanında toplamda yaklaşık 500 MW’lık kurulu güce ulaşmayı hedefliyoruz” dedi.

Sancak Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Necat Sancak, enerji sektöründe oldukça önemli olduğunu düşündüğü Ar-Ge ve mühendislik çalışmalarına, Sancak Enerji bünyesinde de yer verdiklerini belirtti ve şunları kaydetti: “Sancak Enerji bünyesinde kurmuş olduğumuz Ar-Ge biriminin yaptığı ve yapmakta
olduğu çalışmalarla santrallerimiz ve sektör adına oldukça yararlı işler çıkarmaktayız. Bunlardan ilki ve
sonuca ulaşmış olanı; tamamen kendi konfigürasyon ve yöntemlerimizle oluşturduğumuz rüzgar enerjisi
üretimi tahmin modelimizdir. Bu model Türkiye ve dünyada devletler ve akademisyenler tarafından tercih edilen atmosferik sayısal hava tahmin modelinin; makine öğrenmesi yöntemleriyle sentezi sonucu
oluşturulmuştur. Piyasadaki ticarileşmiş diğer üretim tahmini firma ve modelleriyle karşılaştırıldığında daha iyi tutarlılıklarda sonuç ve tahminler üretebilen bu modelimiz; merkez ofisimizde bulunan toplamda 80 çekirdekli işlemcilere sahip bilgisayarlarımız ile aralıksız veri üretmeye devam etmektedir. Konusunda uzman arkadaşlarımız ise bu modelin daha iyi hale getirilmesi için çalışmalarını sürdürmektedirler.

Diğer yandan, enerji piyasalarında da aktif olarak rol alan ekibimiz; bu piyasayı daha iyi anlamlandırabilmek adına günlük piyasa analizleri yapmakta; gerekli veri analizi ve makine öğrenmesi yöntemlerini kullanarak ertesi gün veya birkaç saat sonrası için sistem yönü; piyasa takas fiyatı (PTF); sistem marjinal fiyatı (SMF) tahminleri üzerinde çalışmaktadır. Konuyla ilgili çalışmalarımız son hızla devam etmekte ve bütün bu ürünlerimizin sonuçlarını sizlerle paylaşacağımız; tamamen Sancak Enerji bünyesinde hazırlanan bir web sitesi projesini en kısa sürede hayata geçirebilmek için çalışmalarımız devam etmektedir.

Bu çalışmalarımıza ek olarak; merkez ofisimizde santral işletme müdürlerimiz ve türbin imalatçı firmalarla koordine bir şekilde mevcut santrallerimizin SCADA sistemlerindeki türbin bazlı verileri
kullanarak; arıza ve türbin bazlı performans analizleri yapılmaktadır. Böylelikle, sadece türbin imalatçısı
firmanın raporlarıyla yetinmek yerine; türbinlerimizi kendi içimizde de değerlendirme fırsatı buluyoruz.
Giderek dijitalleşen dünyamız göz önüne alındığında; enerji sektörü de bu yeni trende ayak uydurmaktadır. Bizler de bu süreci en başından yakalayarak; sektörün öncü enerji firmalarından olmak isteğimizi yerine getirmek için çalışmalarımıza devam etmekteyiz. Örneğin, işletmede bulunduğu süresi artan santraller için oldukça önemli olduğunu düşündüğüm arızaların; big data ve yapay zekâ yardımıyla bir hafta öncesine kadar tespiti ile ilgili önemli girişimlerin dünya üzerinde ivme kazandığının bilincinde olarak; gerekli çalışmaların merkez ofisimizde de ilgili mühendis arkadaşlarımız tarafından en kısa sürede başlatılacağının bilgisini vermek isterim.

Son olarak yenilenebilir enerji yatırımlarında karşılaşılan temel sorunlara da değinen TÜREB Yönetim Kurulu Üyesi Necat Sancak; şunları belirtiyor: Yenilenebilir enerji yatırımlarının önü açılmalı ve süreçler kolaylaştırılmalıdır. Yatırımların eski hızında devam edebilmesi için bir an önce yeni YEK Kanunu belli olmalı ve yatırımcıları yatırım yapmaktan alıkoymayacak alım fiyatları belirlenmelidir. Son olarak yatırımcı sıkıntılarına değinen Sancak; süreçler kolaylaştırılmalı ve yatırımcının önü açılmalı ki projeler hızla yatırıma dönüşsün; Türkiye’nin rüzgârı boşa esmesin ve Türkiye’nin güneşi enerjiye dönüşsün.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 

Türkiye'nin alanında en özel yayınlara sahip medya grubu MONETA'nın sektörel dergi ve portallarının yönetimine katkıda bulunmaktayım. MONETA bünyesinde yeni nesil yayıncılık anlayışıyla içerik yönetimini geliştirmeye devam ediyoruz.

Genel

COP28, doğa için küresel finansmanı ve birliği harekete geçiriyor

Published

on

By

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28’inci Taraflar Konferansı (COP28) kapsamında gerçekleştirilen Dünya İklim Eylemi Zirvesi, Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Dubai kentinde başladı. BM İklim Değişikliği COP28 üst düzey yöneticilerinden Razan Khalifa Al Mubarak, COP28’den COP30’a kadar iklim eyleminde doğanın rolünü pekiştirerek, 1.7 milyar dolarlık doğa koruma finansmanını açıkladı. Birleşik Arap Emirlikleri’nin doğa-iklim projelerine 100 milyon dolarlık yeni finansman katkısında bulunacağını belirten Al Mubarak, Gana hükümetinin ‘Dirençli Gana’ planına ilk etapta 30 milyon dolarlık bir yatırım yapacaklarını açıkladı. Liderlerin, yerli halk ve yerel toplulukların geçim kaynaklarına ve kalkınma hedeflerine yatırım yapmanın kritik önemini vurgu yaptığı zirvede, Belem’deki COP30’a doğru entegre doğa-iklim eylemi için ortakları ve kaynakları harekete geçirecek bir BAE-Brezilya ‘COP-to-COP’ ortaklığı duyuruldu.

İklim krizine karşı ortaya konulan planların güçlendirilmesi ve somut adımlar atılarak hayata geçirilmesine ilişkin müzakerelerin yapıldığı BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28. Taraflar Konferansı, BAE’nin ev sahipliğinde başladı. Bu yıl 28’incisi düzenlenen ve 12 Aralık’a kadar sürecek olan konferansın ana gündeminde, 2015 yılında Paris’te anlaşmaya varıldığı gibi küresel ısınmayı 1,5 derecede sabit tutma amacının canlandırılması ve hükümetlerin iklim eylemi vaatlerini daha kapsamlı hale getirecek bir anlaşmaya varılması yer alıyor.

Zirvede konuşan COP28’in BM İklim Değişikliği Üst Düzey Sorumlusu Razan Khalifa Al Mubarak, “Doğanın tam ve en bütüncül haliyle iklim eyleminin bir önkoşulu olarak tanınmasını, desteklenmesini ve finanse edilmesini sağlamak COP28 Başkanlığı için bir öncelik olmuştur. Devlet dışı aktörlerin desteği ve finansmanıyla birleşen bu olağanüstü siyasi liderlik, doğanın sadece bu görev için değil, gelecekteki tüm görevler için temel rolünün kanıtıdır” dedi.

Zirvede devlet başkanları, Paris Anlaşması ve kısa süre önce kabul edilen Kunming-Montreal Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi’ni hayata geçirmek üzere doğa-iklim eylemine odaklanan ulusal ve bölgesel yatırım planlarını ve ortaklıklarını açıkladı:

– BM İklim Değişikliği COP28 üst düzey yöneticilerinden Razan Al Mubarak, Birleşik Arap Emirlikleri’nin Gana’nın ‘Dirençli Gana’ planına 30 milyon dolarlık ilk yatırımla birlikte doğa-iklim projelerine 100 milyon dolarlık yeni finansman katkısında bulunacağını açıkladı. ‘Dirençli Gana’, Gana Devlet Başkanı Nana Akufo-Addo tarafından Kanada, Singapur, Amerika Birleşik Devletleri ve LEAF Koalisyonu gibi diğer özel sektör uyumlu girişimlerden gelen 80 milyon dolarlık ek destekle başlatıldı ve son olarak BAE’nin 30 milyon doları eklendi.

– Tonga Başbakanı Siaosi ‘Ofakivahafolau Sovaleni, 2030 yılına kadar ülkelerin sularının ve münhasır ekonomik bölgelerinin yüzde 30’unun korunmasını amaçlayan ve ay yüzeyinden daha büyük bir alanı temsil eden ‘Unlocking Blue Pacific Prosperity Plan’ için Bezos Earth Fund’dan Gelişmekte Olan Pasifik Küçük Ada Devletleri’ne (P-SIDS) 100 milyon ABD doları finansman sağlanacağını duyurdu.

– Aralarında Bloomberg Philanthropies, Builders Vision ve Oceankind’in de bulunduğu bir grup hayırsever, Okyanus Direnci İklim İttifakı (ORCA) kapsamında, hassas deniz alanlarının korunmasını, okyanus temelli azaltım çabalarını ve iklim etkileri üzerine araştırmaları hedefleyen 250 milyon dolarlık yeni finansmanı duyurdu.

– Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, doğrulanabilir karbon kredisi işlemleri yoluyla koruma ve yerel kalkınmanın özel finansmanını teşvik etmek amacıyla Papua Yeni Gine için 100 milyon ABD Doları, Kongo Demokratik Cumhuriyeti için 60 milyon ABD Doları ve Kongo Cumhuriyeti için 50 milyon ABD Doları olmak üzere 3 orman finansman paketi açıkladı.

– Endonezya Devlet Başkanı Joko Widodo ve Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre, Endonezya’nın öncü FOLU Net Sink 2030 planını desteklemek üzere 100 milyon dolarlık bir ortaklığı açıkladı.

– Asya Kalkınma Bankası, OPEC Fonu, Suudi Arabistan, AFD, Fransa ve Yeşil İklim Fonu bünyesindeki ASEAN Katalitik Yeşil Finansman Aracı ile birlikte, 2030 yılına kadar doğa odaklı iklim projelerine 2 milyar ABD doları daha ek özel finans sermayesi seferber etmek amacıyla kalkınma ortaklarından 1 milyar ABD doları seferber etmeyi taahhüt eden yeni bir girişim olan Doğa Finans Merkezi’ni duyurdu.

145 ülkenin 2030 yılına kadar orman kaybını ve arazi bozulmasını durdurmayı ve tersine çevirmeyi kabul ettiği COP26’nın Glasgow Liderler Deklarasyonu’nu pekiştiren bu doğa-iklim planları; 196 ülkenin 2030 yılına kadar toplam doğa kaybını durdurmak için ortak bir çerçeve üzerinde anlaştığı dönüm noktası niteliğindeki Kunming-Montreal Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi de dahil olmak üzere önceki taahhütlerde ilerlemeyi teşvik ediyor. Uyum maliyetlerinde 104 milyar ABD doları tasarruf sağlayabilecek doğa kaybının ele alınması, 2030 yılına kadar ihtiyaç duyulan CO2 azaltım eyleminin yüzde 30’undan fazlasını sağlama potansiyeline sahip. Ayrıca, küresel GSYH’nin yaklaşık yüzde 50’si doğrudan veya dolaylı olarak doğaya ve diğer ekosistem hizmetlerine bağlı olduğundan, doğal ekosistemlerin korunması ve restorasyonu, yaklaşık 395 milyar daha fazla iş yaratma ve geçimleri doğrudan doğaya bağlı olan 1 milyar insanı koruma potansiyeli ile ekonomik refahı destekliyor.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Continue Reading

Genel

AB, Net-Sıfır Sanayi Yasası’ndaki tutumunu oyladı: Avrupa’da üretilen temiz teknolojiler artırılacak

Published

on

By

Dünya standartlarında bir rüzgar endüstrisine sahip olan Avrupa’nın, iklim ve enerji güvenliği hedeflerine ulaşabilmesi için 2030 yılına kadar her yıl yaklaşık 30 GW yeni rüzgar santrali kurması gerekiyor. Avrupa rüzgar tedarik zinciri ise, enflasyonist baskılar, rüzgarın genişleme hacimlerindeki belirsizlik ve zayıf ihale tasarımları ile mücadele ediyor. Tüm bunlar, AB’nin enerji güvenliği ve iklim hedeflerine ulaşmak için yeni üretim tesislerini planlama ve bunlara yatırım yapma kabiliyetini zayıflatıyor.

Temiz teknolojilerdeki üretimini güçlendirmek ve genişletmek için bu yılın başlarında Net Sıfır Sanayi Yasası’nı (NZIA) sunan Avrupa Parlamentosu, geçtiğimiz Salı günü Avrupa Komisyonu ve üye devletlerle Net-Sıfır Sanayi Yasası (NZIA) müzakerelerindeki tutumunu oyladı. Parlamento’nun pozisyonunu hazırlayan MEP Christian Ehler, Sanayi, Araştırma ve Enerji Komitesi’nde (ITRE) Avrupa’nın iklim ve enerji güvenliği hedeflerine ulaşması için güçlü bir Avrupa rüzgar endüstrisini destekleyen öneri sundu. Avrupa rüzgâr endüstrisi tüm Parlamento üyelerini ITRE görevlerini desteklemeye çağırdı.

Konuyla ilgili değerlendirme paylaşan WindEurope’un açıklamasında, Avrupa Parlamentosu’nun Avrupa’da üretilen temiz teknolojilerin artırılması için oy kullandığı belirtildi. Değerlendirmede görüşlerine yer verilen WindEurope Baş Politika Sorumlusu Pierre Tardieu, “AB, Yeşil Mutabakatı Avrupa’da üretilen rüzgarla gerçekleştirmek istiyor. Yarın Parlamento, Avrupa rüzgâr tedarik zincirini güçlendirerek tam da bunu yapacak somut tedbirleri kabul edebilir. Açık attırma tarifelerinin daha yüksek girdi maliyetlerini yansıtacak şekilde endekslenmesi, Avrupa pazarında adil rekabetin sağlanması ve ‘dibe doğru yarış’ ihalelerine karşı çıkılmasına yardımcı olacaktır. Bu doğru bir hareket tarzıdır. Bu bir güvenlik, istihdam ve özerklik meselesidir” ifadelerini kullandı.

İhalenin Avrupa tedarik zincirinin genişlemesini desteklemesi gerekiyor

ITRE tutumu, rüzgar enerjisi ihale tasarımında önemli değişiklikler içeriyor. İhaleler için açık ve zorunlu ön yeterlilik kriterleri belirleniyor. Bu, Avrupa’nın kritik enerji ve şebeke altyapısının siber saldırılar için kolay bir hedef olamayacağını garanti edecek siber güvenlik ve veri varlığına yönelik yeni kuralları içeriyor.

Geliştiriciler büyük offshore projeleri iptal etmek zorunda kaldı

WindEurope’un paylaştığı değerlendirmede, konuyla ilgili şu açıklamalar yer alıyor: “ITRE Komitesi bir enflasyon endeksleme mekanizması da önerdi. Yetersiz endeksleme şu anda büyük bir sorun. Rüzgar geliştiricileri bu yüzden büyük açık deniz rüzgar projelerini iptal etmek zorunda kaldı. Belirli bir fiyatla ihale kazanmışlardı; ancak daha sonra yüksek enflasyon türbinleri ve bileşenlerini çok daha pahalı hale getirerek rüzgar enerjisi projelerinin ekonomik uygulanabilirliğini riske attı. Rüzgar enerjisi ihalelerinin girdi maliyetlerini yansıtacak şekilde endekslenmesi bu mali açığın kapatılmasına yardımcı olacak ve projelerin devam edebilmesini sağlayacaktır. Bu tür bir endeksleme mekanizması, tüm tedarikçi sözleşmelerinin imzalanması için gereken süre boyunca geçerli olacaktır.”

Müzakereler 2024 yılının ilk çeyreğinde gerçekleşecek

Nihai müzakerelerde kabul edilen tedbirlerin tedarik zinciri esnekliğine, teknolojiye ve amaca uygun olmasının kritik önem taşıdığına vurgu yapılan değerlendirmede, şu ifadeler kullanıldı: “ITRE Komitesi ayrıca üye devletlerin ihalelerinde negatif ihale vermeyi bırakmalarını istemektedir. Bu, rüzgar santrali geliştiricilerinin bir rüzgar santrali inşa etme hakkı için hükümetlere ödeme yapmak zorunda olduğu durumdur. Bazı hükümetler, hızlı para kazanmanın bir yolu olarak ihalelerine negatif ihale uygulamasını getirdi; ancak negatif ihale sadece AB’nin enerji dönüşümünü daha pahalı hale getirir. Geliştiriciler için tedarik zincirine ya da elektrik tüketicilerine yansıtılması gereken ek maliyetler yaratır ve negatif ihale turlarında ödenen para, şirketlerin diğer rüzgar enerjisi projelerine yatıramayacağı paradır. Konsey’in şimdi Net Sıfır Sanayi Yasası’na ilişkin müzakere yetkisini de tamamlaması gerekiyor. Üçlü görüşmeler, yani Avrupa Parlamentosu ve üye devletler arasında Avrupa Komisyonu’nun desteğiyle nihai bir anlaşma üzerinde yapılacak müzakereler, 2024 yılının ilk çeyreğinde gerçekleşecek. Nihai müzakerelerde, kabul edilen tedbirlerin ince ayarlarının yapılması ve tedarik zinciri esnekliği yaklaşımının teknolojiye özgü ve amaca uygun olması kritik önem taşıyacaktır.”

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Continue Reading

Genel

DÜRED Başkanı Murat Durak, deniz üstü rüzgardaki gelişmeleri REIA 2023’te değerlendirecek

Published

on

By

Yenilenebilir enerjinin her alanından Avrupa’daki geliştiriciler, yatırımcılar, finansörler, mali danışmanlar, sektör uzmanları ve brokerları buluşturan Yenilenebilir Enerji Yatırım ve Varlık Yönetimi Konferansı – Renewable Energy Investment & Asset Management Conference (REIA 2023), 30 Kasım – 1 Aralık tarihleri arasında Yunanistan’da düzenleniyor.

Avrupa yenilenebilir enerji sektöründeki son gelişmelerin ele alınacağı konferansın konuşmacıları arasında, Denizüstü Rüzgar Enerjisi Derneği (DÜRED) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Murat Durak yer alıyor. Murat Durak’ın konuşacağı “Blowin in the wind: Investing İn Offshore And Floating Wind” Oturumu, konferansın ikinci gününde saat 13:35’te başlıyor.

REIA 2023’te, deniz üstü rüzgar enerjisindeki yatırımların ele alınacağı oturumla ilgili şu açıklama yer alıyor: “Açık deniz rüzgar potansiyelinin %80’i, 60 metreden daha derin sularda bulunuyor ve bu da sınırlı arazi alanına sahip ülkelerde yüzen türbinlere olan ihtiyacı artırıyor. Yüzen rüzgar enerjisi endüstrisi, Avrupalı ​​şirketlerin öncülüğünde 2022 yılı sonuna kadar planlanan 48 GW kapasiteyle hızla genişliyor. Avrupa’nın 2030 yılına kadar 10 GW, 2050 yılına kadar ise 264 GW yüzer açık deniz rüzgarı üretmesi planlanıyor. Yalnızca Birleşik Krallık, yüzer rüzgar projelerine 60 milyon sterlinin üzerinde yatırım yapıyor. Almanya, Türkiye, Portekiz, İspanya ve diğerleri iddialı offshore rüzgar hedeflerini takip ediyor. Zorluklar arasında yeni bir tedarik zinciri ve liman altyapısı oluşturulması yer alıyor. Avrupa, 2022’de rüzgara 17 milyar Euro yatırım yaparak yıllık hedefinin gerisinde kaldı. Yüzen açık deniz rüzgarı gelecek; ancak potansiyelini gerçekleştirmek için önemli altyapı yatırımlarına ihtiyaç var.”

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Continue Reading

Trendler

Copyright © 2011-2018 Moneta Tanıtım Organizasyon Reklamcılık Yayıncılık Tic. Ltd. Şti. - Canan Business Küçükbakkalköy Mah. Kocasinan Cad. Selvili Sokak No:4 Kat:12 Daire:78 Ataşehir İstanbul - T:0850 885 05 01 - info@monetatanitim.com