Connect with us

Genel

Rüzgar türbinlerinde yenilikçi yaklaşımlar

Yayın tarihi:

-

 

V.Bilgihan Yaşacan Siemens Türkiye Rüzgar Enerjisi Bölümü Satış Müdürü Rüzgar türbini teknolojisinin gelişmeye yeni başladığı 1980’lerden bu yana rüzgar endüstrisinde Siemens inovasyona öncülük ediyor. Rüzgar teknolojisi zaman içerisinde değişse de, Siemens müşterilerine başarısı kanıtlanmış rüzgar türbini çözümleri sunmaya devam ediyor.

 

Siemens, güçlü ve güvenilir türbinlerin yanı sıra yüksek verimli enerji iletim-dağıtım çözümleri ile enerji pazarının tamamına yönelik kapsamlı bir bilgi-birikimi birleştirerek rüzgar enerjisi endüstrisinin standartlarını yükseltmektedir. .

Rüzgar enerjisi alanında 30 yıldan fazla deneyimi, yenilenebilir enerji sistemlerindeki yenilikçi ürünleri ve uzman çalışanlardan oluşan global yapılanmasıyla Siemens, rüzgar enerjisi alanında güvenilir bir partner olduğunu, gerçekleştirdiği her projede yeniden kanıtlıyor.

Onshore (karasal) ve offshore (deniz üstü) sahalarda sayıları hızla artan türbinler ile birlikte, yatırımların her aşamasında en verimli geri dönüşü sağlamak için zorlu koşullar altında güvenirlik ve sunulan üstün bakım hizmetleri büyük bir önem taşımaktadır.

Geçtiğimiz 30 yıl içinde türbin bakım ve servis deneyimi milyonlarca saate ulaşan Siemens, sahip olduğu bu güçlü bilgi birikiminden yararlanarak rüzgar türbinlerinin enerji üretimini optimize etmek için esnek servis çözümleri sunuyor.

Rüzgar enerjisi çağı geliyor. Hızlı bir yükselişle konvansiyonel enerji kaynaklarının karşısında güçlü bir rakibe dönüşüyor. Siemens olarak, rüzgâr enerjisinin seviyelendirilmiş birim enerji maliyetini inovasyon ve endüstrileşmeden faydalanarak düşürmeyi ve rüzgâr enerjisini sübvansiyonlardan bağımsız kılmak istiyoruz.

D3 Platform stratejimiz, rüzgâr enerjisi alanında sahip olduğumuz 30 yılın üzerindeki bilgi ve tecrübemize dayanıyor. Platform yaklaşımımızın vazgeçilmezi olan standartlaştırma ve modülerleştirme, yalın bir tasarım süreci geliştirmemizi sağlarken üretimi ve kurulumları kolaylaştırıyor.

Rüzgâr türbinlerimizin her biri, Siemens G2, Siemens D3, Siemens G4 ve Siemens D7 olarak adlandırılan dört platformdan birinin üyesidir. Burada “G” dişli kutulu, “D” dişli kutusuz türbin teknolojisini, sayılar da güç seviyesini ifade ediyor.

D3 platformumuzda 3.2 MW, 3.3 MW ve 3.4 MW nominal güç değerlerine sahip onshore (karasal) dişli kutusuz rüzgar türbinleri yer alıyor.

Sıradışı performans sunan modern teknoloji Siemens D3 platformunda bulunan rüzgâr türbinleri faaliyette olan yüzlerce ünitesiyle dişli kutusuz türbinlerde başarısı kanıtlanmış bir inovasyon teknolojisini temsil ediyor. Rüzgâr enerjisi santrallerinin üretim kapasiteleri konvansiyonel enerji santrallerine yaklaştıkça, dünya genelindeki rüzgar yatırımcılarının daha yüksek verimlilik ve düşük maliyet talepleri de artmaktadır. Siemens, ürettiği türbinlerin emre amadeliğini ve karlılığını inovatif teknolojilerle yükselterek bu taleplere yanıt veriyor.

Performans ve karlılık bir arada

Rüzgar türbinlerinin tasarımı, üretimi, montajı, kurulumu ve servis hizmetlerinde bütüncül bir yaklaşım esas alınır. Siemens D3 platformu rüzgâr türbinleri tüm bu bileşenleri tek sistemde dengeliyor ve optimize ediyor.

Optimize edilmiş verimlilik

Siemens D3 platformu yalın ve verimli bir rüzgâr türbini tasarımı sunuyor. Dişli kutusuz teknolojisiyle yıpranmaya açık ekipman sayısının azaltılması, türbinlerin işletilmesini daha da kolaylaştırırken uyartım için hiçbir enerji harcamayan daimi mıknatıslı bir jeneratörün kullanılması verimliliği artırıyor. Siemens D3 platformu rüzgâr türbinlerindeki bu jeneratör, sabit bir dış rotor ile donatılıyor. Bu yalın ve anlaşılır tasarım, nasel boyutunun küçülmesine ve alanın daha verimli kullanılmasına imkan sağlıyor.

Sadeleştirilmiş tasarım

Dişli kutusunun kaldırılması ve tasarımda yapılan diğer sadeleştirmelerle Siemens, türbinin içinde servis teknisyenlerine ekipmanlara kolay erişim ve parça değişimi için daha geniş bir alan sunuyor. D3 platformu rüzgar türbinlerinde yüksek enerji verimliliği için jeneratörün eşit bir şekilde soğutulmasını sağlayan ikili soğutma sistemi bulunuyor.

Siemens D3 platformu rüzgar türbinlerindeki temel ekipmanların tamamı (kanat, hub, nasel, kule ve kontrolör) Siemens’in mevcut ürün portföyünde yer alıyor. Güvenilirliğini kanıtlamış ekipmanların kullanılmasının yanı sıra gerek fabrikada gerekse sahada yapılan kapsamlı testler sayesinde Siemens, bunun gibi inovatif ürünlerde öngörülen problemlerin ortadan kaldırılmasını sağlıyor.

Daha fazla enerji için daha yüksek kuleler

Rüzgar santrallerinde daha uzun kulelerin kullanılması, enerji verimliliği önemli ölçüde artırırken, nakliye ve maliyet yönünden de bir hayli güçlüğe sebep olur. Siemens, farklı rüzgar hızlarına sahip sahalara destek vermek için 85 metreden 135 metreye uzanan hub yüksekliğine sahip kuleler sunuyor. Çelik kuleler, Avrupa’nın tamamında nakliyesi yapılacak şekilde bütün ölçüleri, ağırlığı ve boyutları dikkate alınarak tasarlanmıştır.Standart süreçler, standart malzemeler ve global bir tedarikçi ağı, her saha koşulunda ekonomik olarak uygulanabilen bir iş modeli ile hızlı ve verimli bir kurulum süresi sağlıyor.

Nakliye ve kurulumda kolaylık

Kompakt tasarıma sahip D3 platformunun mühendisliği, en zorlu nakliye şartlarının dahi üstesinden gelinecek şekilde üretiliyor. Makinenin mühendisliği yapılırken, köprü ve tünel geçişlerinin kritik özellikleri dikkatli bir şekilde değerlendiriliyor. Bu sayede Siemens D3 platformu rüzgâr türbinleri, en zorlu güzergahlar da bile kolaylıklıkla taşınabiliyor.

 

Başarısı kanıtlanmış teknoloji, Gelişmiş performans

Siemens NetConverter ®

NetConverter® sistemi, rüzgâr türbinlerinin gerilim ve frekans kontrolü, arıza sırasında kararlılığını kaybetmeden şebekede kalabilmesi ve üretiminin kalitesini ayarlaması için maksimum seviyede esneklik sunuyor. Bunun sonucunda Siemens rüzgâr türbinleri, farklı pazarlardaki şebeke uyumluluğunu sağlayacak şekilde yapılandırılabiliyor ve elektrik şebekesine kolay bir şekilde bağlanabiliyor.

Siemens IntegralBlade® ve aeroelastik tasarlanmış kanat teknolojileri

Siemens D3 platformunda yer alan rüzgar türbini rotorlarında, patentli IntegralBlade teknolojisiyle üretilen kanatlar kullanılıyor. Kanatlar fiberglas ile güçlendirilmiş epoksi reçineden yekpare olarak üretiliyor. Bunun sonucunda, tüm yapıştırma noktaları, yani yapının çatlamasına, su geçirmesine, buzlanmasına veya yıldırımdan zarar görmesine neden olabilecek potansiyel zayıf noktalar ortadan kaldırılıyor.

Üçüncü nesil Siemens kanatlar, kanatların bükülmesi ve esnemesi de dahil olmak üzere inovatif aeroelastik özellikleri bünyesinde topluyor. Aeroelastik tasarlanmış kanat (ATB / aeroelastically tailored blade) teknolojisi, rotorun türbin yapılarına ek yükler yaratmadan, daha uzun kanatlar kullanılabilmesine imkân tanıyor. ATB teknolojisi, kanatların rüzgârdan daha fazla enerji toplamasını sağlayarak daha yüksek yıllık enerji üretimi sunuyor.

Siemens WebWPS SCADA sistemi

Siemens WebWPS SCADA sistemi, operasyon ve hata durumlarına ilave olarak elektrik, mekanik, meteorolojik ve şebeke verileriyle ilgili çeşitli durum izlemelerini standart bir internet tarayıcısı üzerinden erişilebilir kılıyor.

Yüksek Hızlı Rüzgarlarda Şebekede Kalabilme Fonksiyonu (HWRT)

Genelde aşırı yüklenme ve güvenlik nedeniyle 10 dakikalık ortalama rüzgâr hızı 25 m/s’yi aştığında kapanacak şekilde programlanan rüzgâr türbinlerinin, özellikle büyük rüzgâr santrallerinde art arda kapanması elektrik şebekesinde ciddi sorunlar yaratabiliyor.

Siemens D3 platformu, Yüksek Hızlı Rüzgarlarda Şebekede Kalabilme (HWRT) fonksiyonuyla şebeke kararlılığını destekliyor ve yüksek rüzgar hızlarında yüklenmeyi en aza indirerek, çıkış gücünü kademeli olarak azaltan akıllı hız sistemini sunuyor.

Güç yükseltme fonksiyonu

Siemens Rüzgâr Enerjisi güç yükseltme fonksiyonu saha koşullarına bağlı olarak, gücü %5’e varan oranlarda artıran, dolayısıyla türbinin yıllık enerji üretimini yükselten bir rüzgâr türbini kontrol özelliğidir. Bu özellik, her bir Siemens rüzgar türbininde uygulanıyor, işletiliyor ve kontrol ediliyor.

 

Titreşim tanılama servisi

Titreşim tanılama servisimiz, sistemdeki anomalilerin erkenden tespit edilip potansiyel arızaların önüne geçilebilmesini sağlıyor. Tecrübeli tanı uzmanlarımız, analiz ettikleri titreşim verilerini Siemens veri tabanındaki değerlerle karşılaştırıyor. Bu veritabanı, yaklaşık 10 bin adet Siemens rüzgâr türbininden toplanarak arşivlenen kayıtlara dayanıyor. Kestirimci bakım methodu ile birleştirilmiş bu analizler sayesinde, servis planlamasını optimize edebiliyoruz ve önemli bir hasar oluşmadan önce proaktif bir şekilde onarımlarını yapabiliyoruz.

Temmuz 2008’den bu yana, olası dişli çatlaklarının yüzde 97’sini tespit edilmesini sağlayan bu sistem, erken teşhis ile bakım duruşlarından kaynaklanabilecek kayıpları en aza indiriyor.

Servis

Dünya genelinde kurulan türbin sayısının artmasıyla birlikte, bir projenin hizmet ömrü boyunca yatırımdan optimum karlılığı sağlaması, sürekliliğin önemini artırıyor.

Onshore (karasal) ve offshore (deniz üstü) sahalardaki santraller için ihtiyaçlarınıza özel geliştirilmiş akıllı servis çözümleri üretebilen servis ekibi ile, türbinleriniz tüm koşullarda en yüksek güvenilirlik ve enerji üretimiyle çalışır. Servis ekibimiz, her koşulda güvenilirliği ve maksimum verimi sağlayabilmek için sizlerle işbirliğine hazır.

Güvenlik ve emniyetin önemi

Güvenlik ve emniyet, Siemens operasyonlarının odağında bulunur ve üretimden kuruluma, operasyondan servise kadar, “Sıfır Kaza” kültürü standartlarını yükseltmek için çalışır.

 

Genel

ICCI Fuarı’nda enerji sektörüne yenilenebilir enerji müjdesi

Yayın tarihi:

-

Yazar

ICCI Uluslararası Enerji ve Çevre Fuar ve Konferansı’nın açılışını gerçekleştiren TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Sözcüsü Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, yenilenebilir enerji ile ilgili müjde verdi.  Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “Komisyonumuz ve hükumetimiz yenilenebilir enerji alanında ülkemizin ve sektörün önünü açacak, ülkemizi güçlendirecek adımları atmaya devam ediyor. Maden ve enerji kanunlarında değişiklikleri kapsayan kanun teklifimiz komisyondan geçti ve genel kurulda görüşmelere başlanacak. Meclisimizin onayıyla teklifimiz yasalaşacak ve bu sayede enerji sektörümüzün önünü açmış olacağız” dedi.

T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve EPDK’nın desteği ile TG Expo tarafından gerçekleştirilen ICCI – Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı’nın açılışı Türkiye Büyük Millet Meclisi Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi Ve Teknoloji Komisyonu Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, İstanbul Sanayi Odası Enerji Grup Başkanı Rıdvan Mertöz, KOJENTÜRK Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Aydın, ENSİA – Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı ve KBSD – Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Hoplamaz’ın katılımı ile gerçekleştirildi. 3 gün boyunca 10.000 metrekarelik alanda küresel enerji piyasasının kalbinin atacağı fuar, 200’e yakın firma ve 8 bini yurt dışından olmak üzere toplamda 20 binden fazla ziyaretçiye ev sahipliği yapacak. ICCI bu yıl ilk kez eş zamanlı gerçekleşecek Electricity Eurasia – Elektrik ve Elektrik Ekipmanları Fuarı’na da sahne oluyor.

Enerji sektörüne yeni kanun teklifi müjdesi

Fuarın açılışında konuşan TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi Ve Teknoloji Komisyonu Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “TBMM komisyonumuz ve hükumetimiz yenilenebilir enerji alanında ülkemizin ve sektörün önünü açacak ve ülkemizi güçlendirecek çabaların içerisindedir. Yakın zamanda komisyonumuza gelen özellikle maden ve enerji kanunlarındaki değişiklikleri kanun teklifi ilgili komisyonumuzdan geçti. Gerekli tartışmalar yapıldı. Komisyon üyelerimiz katkılarını verdi Ve genel kurulun gündemine hazır hale getirildi. Genel kurulda özellikle yenilenebilir enerjiyle ilgili bazı kanuni düzen içeren kanun teklifi görüşülmelerine başlanacak. Ümit ediyorum ki; değerli milletvekillerimizin, meclisimizin onayla da bu teklif yasalaşacak. Bu da özellikle ülkemizin siz değerli sektör temsilcilerimizin önünü açmak üzere ülkemize sağlamak üzere bu kanun teklifi de yasalaşmış olacak diye ümit ediyorum” şeklinde konuştu.

Enerji verimliliğinde başarının formülü her kademede “farkındalık”

Son yılların en kritik konularından birisinin yenilenebilir enerji olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “Bu alanda atılan adımlar ve yaşanan gelişmeler hem ülkelerin güçlenmesi hem de sektör oyuncularının daha rekabetçi haline gelmelerinde şüphesiz önemli bir rol oynuyor. Bu gelişmelerin bir sonucu olarak da rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kurulumu ve kurulu gücünün diğer konvansiyon termik kurulu güce göre daha fazla olduğunu görüyoruz. TBMM komisyonu olarak bunun farkındayız ve bu farkındalığın da bir gereği olarak ilgili komisyonumuz ve hükümetimizin bu alanda ülkemizin ve sektörün önünü açacak çaba sarf ediyoruz” şeklinde konuştu. Özellikle bu tür fuar ve konferanslarda yapılan tartışmalar ve beraberinde sektöre ilişkin ortaya çıkan fikirlerin yasama ve yürütme için son derece kıymetli olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “Fakat özellikle enerji verimliliği konusunda hükümet ve ilgili bakanlıklar her ne kadar destek verirse versin toplumda ve sanayicilerimizde bu konularda gerekli eğitim, farkındalık ve bilinç oluşmadığı takdirde çabaların yeterli şekilde amacına ulaşması mümkün olmaz” dedi.

“Fuarımızın varlığı en büyük kazançlarımızdan biri”

TG Expo Genel Müdürü Cem Şenel de açılış konuşmasında, “1994 yılında İstanbul’da bir Kojenerasyon Semineri ile başladığımız yolculuğumuz, kısa sürede ülkemizin enerji sektöründeki hızlı gelişme ve enerji camiasının yoğun ilgisiyle 1999 yılında ICCI (International Cogeneration Conference of Istanbul) adı altında bir Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı kimliğine evrildi. Dünya enerji piyasasının jeopolitik açıdan belki de en sıcak ve hareketli coğrafyasında yer alan bir ülke olarak ICCI Uluslararası Enerji ve Çevre Fuar ve Konferansı’nın varlığı en büyük kazançlarımızdan biri. Fuar sayesinde oluşturduğumuz verimli, etkin, saygın ve kaliteli bir iletişim ve etkinlik platformu ile bu büyüme ve gelişme sürecine 30 yıla yakın süredir tanıklık ediyor, gelecekte de sürdürmek üzere yoğun çaba gösteriyoruz. Sürdürülebilirliği odak noktasına aldığımız fuarımızda enerji verimliliği, yenilenebilir enerji, akıllı şebekeler, temiz teknolojiler ve çevre yönetimi gibi konularda güncel gelişmeler öne çıkacağı için bu yılın teması olarak ‘Enerjinin Geleceğini Keşfet’ diyeceğiz” dedi.

“Yenilenebilir enerjiyi fırsat olarak yakalayanlar avantajını görecek”

Enerjide baş döndüren dönüşümlerin yaşandığı son yıllarda fuarın günceli yakalamak ve geleceğe yönelik projeksiyonlara ışık tutmak için kritik öneme sahip olduğunu belirten KOJENTÜRK Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Aydın ise, açılışta “İklim değişikliğini yavaşlatmak ve toplumları daha temiz bir ortamda yaşatma çabaları, enerjide fosil kaynaklardan yenilenebilir enerji tüketiminin daha yüksek düzeylere geçişini zorunlu kılıyor. Enerji tüketiminin daha da artış gösterdiği günümüzde elektriğin üretildiği kaynaklar daha önemli hale geliyor. Bugün enerji yatırımlarında özellikle finansmana erişimin zor ve yüksek maliyeti nedeniyle hedeflenen yıllık büyümenin biraz gerisinde kaldığını görüyoruz. O yüzden bu dönemi geleceğe yönelik hazırlık ve planlamaların yapılması için bir fırsat olarak gören ve değerlendirenler hızlı dönüşümde bunun avantajlarını yakalayacak” diye konuştu.

Devamını oku

Genel

Kamu Görevini Engelleyenler 5 Yıla Kadar Hapis cezası alabilir

Yayın tarihi:

-

Yazar

Dicle Elektrik Uzun Yıllar Borcunu Ödemeyip Şiddete Başvuranları Mektupla Uyardı;

Dicle Elektrik, dağıtım bölgesinde 27 milyar TL’yi aşan elektrik borcunu uzun süredir ödemeyen ve bununla birlikte görevlilerin çalışmalarını engelleyenlere karşı hukuk mücadelesi vermeyi sürdürüyor. Sorumluluk bölgesinde yer alan 6 ilde kamu hizmeti yürüten dağıtım şirketi, başta Şanlıurfa ve Mardin olmak üzere borçlu sulama abonelerini bu kez engellemelerden dolayı 5 yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya kalabilecekleri konusunda uyardı.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin 6 ilinde elektrik dağıtım hizmeti veren Dicle Elektrik’ten, başta Şanlıurfa ve Mardin’deki çiftçilerin 27 milyar TL’yi aşan elektrik borçlarının ödenmemesiyle ilgili olarak yeni bir açıklama yapıldı. Tarım sezonu öncesi “borcunu ödemeyene elektrik verilmeyecek” uyarısında bulunan Dicle Elektrik, borçlu abonelere bir mektupla önemli yeni uyarılarda bulundu. Mektupta mevzuat gereği elektriği kesilecek olan ancak bu kesintiye kaba kuvvetle karşı koyacak olan abonelerin, TCK’nın ‘Kamu Hizmetlerinden Yararlanma Hakkının Engellenmesine’ dair 113’ncü maddesi uyarınca 5 yıla kadar hapis cezası alabileceği duyuruldu.

İadeli taahhütlü mektupla uyarıldılar
Elektrik borcu bulunan, uzun süredir borcunu ödemeyen ve mevzuat gereği elektriğini kesmeye gelen görevlileri engelleyenlere yönelik gönderilen bu kritik uyarı, her bir borçlu aboneye özel olarak iadeli taahhütlü mektupla yapıldı.

Kamu görevini engelleyene 5 yıla kadar hapis
Aynı mektupta, görevlilere dönük yapılacak her türlü engellemenin TCK’nın 113’ncü maddesinde yer alan ‘Kamu Hizmetlerinden Yararlanma Hakkının Engellenmesi Suçunu’ kapsadığına yer verilerek, çalışmaları cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla engelleyenlerin, 5 yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya kalabileceği kaydedildi.

18 bin çiftçinin 27 milyar TL borcu var
Dicle Elektrik, bölgede 18 bin tarımsal sulama abonesinin elektrik borcunun 27 milyar TL’yi aştığını açıklamıştı. Söz konusu borcun 15.5 milyar TL’sinin Şanlıurfa’daki 13.000 aboneye, 9.5 milyar TL’sinin Mardin’deki 5.000 aboneye, geri kalanın ise Diyarbakır, Batman, Şırnak ve Siirt’teki tarımsal sulama abonelerine ait olduğunu duyurulmuştu.

Dicle Elektrik tarafından abonelere iadeli taahhütlü olarak gönderilen kişiye özel mektuplarda şu ifadeler yer alıyor:

‘’ Sayın abonemiz;
… tesisat numaralı aboneliğinize ait muaccel olan ………… faturalı borçlara ilişkin olarak ekiplerimiz tarafından 18.03.2024 tarihinde Elektrik Piyasası Tüketici Yönetmeliği‘nin Zamanında Ödenmeyen Borçlar başlıklı 35. Maddesi hükümleri uyarıca kesme işlemi için aboneliğinizin bulunduğu sayaca gelinmiş ancak tarafınızca mukavemet gösterilmesi sebebiyle kesme işlemi gerçekleştirilememiştir. Aynı tesisat ve borca ilişkin ekiplerimiz tarafından tekrar kesme işlemi uygulanacak olup, tarafınızca mukavemet gösterilmesi halinde hakkınızda TCK 113 uyarınca Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığı ile suç duyurunda bulunacağımız konusunda tarafınıza ihtarda bulunulmuştur.’’

Devamını oku

Genel

ENERCON ve Enerjisa Üretim, YEKA-2’nin ikinci aşaması için türbin anlaşması imzaladı

Yayın tarihi:

-

Yazar

Enercon ve Enerjisa Üretim, WindEurope Bilbao etkinliğinde YEKA-2 projeleri kapsamında 250 MW’lık türbin sevkiyat sözleşmesi imzaladı. 750 MW’lık türbin teslimat anlaşmalarının başarılı bir şekilde yerine getirilmesinin ardından imzalanan anlaşma ile 1.000 MW’lık projenin tamamlanması için önemli bir adım atıldı. 250 MW kapasite için imzalanan anlaşma kapsamında, 60 adet Enercon E-138 EP3 E2 Rüzgar Türbini teslim edilecek.

Türkiye rüzgar enerjisi sektörünün önde gelen şirketlerinden ENERCON ve Enerjisa Üretim, İspanya’nın Bilbao kentinde düzenlenen WindEurope etkinliğinde Türkiye Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez’in de katılımıyla gerçekleştirilen imza töreninde, YEKA-2 projesi kapsamında iş birliklerine devam ettiklerini duyurdu. 20 Mart 2024 tarihinde gerçekleştirilen imza töreninde; ENERCON CEO’su Udo Bauer, ENERCON CCO’su Uli Schulze Südhoff, ENERCON Bölge Başkanı Arif Günyar, Enerjisa Üretim Rüzgâr Santralleri Yatırımlar Genel Müdür Yardımcısı Ezgi Deniz Katmer, Enerjisa Üretim Satın Alma Genel Müdür Yardımcısı Aziz Ünal ve Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği Başkanı İbrahim Erden de yer aldı.

Türkiye rüzgar enerjisi sektörünün öncü firmaları olarak, yaptıkları iş birliği ile Türkiye’nin yenilenebilir enerji hedeflerine önemli katkılarda bulunan Enercon ve Enerjisa Üretim, bu katkıyı sürdürmeye devam ediyor. 2022’nin Ekim ayında gerçekleştirdikleri stratejik bir anlaşma ile YEKA-2 Projesi’nde toplam 1000 MW’lık bir kapasite için çerçeve anlaşması imzalayan şirketlerin bu projesi, Türkiye rüzgar enerjisi endüstrisinin sürdürülebilir geleceği için önemli bir adımı temsil ediyor. İlk fazda başarıyla tamamlanan 750 MW’lık türbin sevkiyat anlaşmalarının ardından, bugün geriye kalan 250 MW’lık kapasite için 60 adet Enercon E-138 EP3 E2 rüzgar türbini içeren sevkiyat anlaşması ile projenin tamamlanmasına bir adım daha yaklaşılarak, toplam 1000 MW’lık kapasite için türbin üretimine yeşil ışık yakılmış oluyor. Bu gelişme, YEKA 2 Projesi’nin başarılı bir şekilde ilerlediğini gösterirken, Türkiye temiz enerji hedeflerine ulaşma yolunda sağlam adımlarla ilerliyor.

Törende konuşan ENERCON CCO’su Uli Schulze Südhoff, şunları söylüyor: “Türkiye, rüzgar türbinlerinin üretimi, satışı, kurulumu ve servisi açısından ENERCON için odak pazar olmaya devam ediyor. Büyük perspektifler sunuyor ve yetkili makamlar tarafından muazzam bir destek alıyoruz. Ülkenin yenilenebilir enerjinin ve özellikle de kara rüzgârının yaygınlaştırılması konusunda net bir kararlılığı var. Türkiye’deki sahalarda son derece güvenilir olduğu kanıtlanmış, sınıfının en iyisi rüzgar türbini teknolojisini sağlayarak müşterimiz Enerjisa Üretim ile birlikte Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanındaki hedeflerini desteklemekten memnuniyet duyuyoruz. Enerjisa Üretim’e güvenleri için teşekkür ediyor ve verimli iş birliğimizi sürdürmeyi dört gözle bekliyoruz.”

ENERCON Orta Asya, Orta Doğu ve Afrika Bölge Başkanı Arif Günyar, yapılan anlaşma ve projenin önemine dair şu açıklamalarda bulunuyor: “ENERCON olarak, partnerimiz Enerjisa Üretim ile 2022 yılında Avrupa’da tek kalemde imzalanan en büyük 1000 MW ilk çerçeve anlaşmasını gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz. YEKA II ihalesinin getirdiği derin yerlilik kapsamlarına uygun olarak, yerli aksam ile gerçekleşecek olan projelerimiz, mevcut yerli üretim ve sanayinin devam etmesi ve derinleştirilmesi açısından önemli bir mihenk taşı olmuştur.”

Enerjisa Üretim Rüzgâr Santralleri Yatırımlar Genel Müdür Yardımcısı Ezgi Deniz Katmer, “1.000 MW YEKA 2 Projesi, Türkiye’nin yenilenebilir enerji sektörüne tarihi bir yatırımdır. ENERCON iş birliğiyle önümüzdeki dönemde Türkiye’de kurulacak her üç rüzgar türbininden biri Enerjisa Üretim imzasını taşıyacak ve Türkiye’nin yenilenebilir enerji yatırımlarına yön verecek” diyor.

İlk YEKA projesi Akköy RES’in devreye alınması

İlk faz için rüzgar türbinlerinin üretimi devam ederken ENERCON, Aydın’ın Didim ilçesindeki 25,2 MW kapasiteli 6 adet E-138 EP3 E2 türbininden oluşan ilk YEKA projesi Akköy Rüzgar Santrali’ni 2023 yılı sonunda devreye alarak YEKA 2 yolculuğuna başarılı bir başlangıç yapıyor. ENERCON Bölge Başkanı Arif Günyar, şunları ekliyor: “Projelerin başarılı ve güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesine katkıda bulunan tüm ekiplerimize, tedarikçilerimize ve alt yüklenicilerimize minnettarız. Enerjisa Üretim ile birlikte ENERCON ekipleri de projelerin başarıyla hayata geçirilmesi için yoğun çaba ve hazırlıklarını sürdürüyor.”

Devamını oku

Trendler