Connect with us

Bilgi Kaynakları

2021’de rekorlar kıran küresel rüzgar enerjisi, savaşının etkilerini geride bırakmak istiyor

Yayın tarihi:

-

2021 yılında rüzgar enerjisine küresel olarak eklenen yaklaşık 94 GW kapasite, sektöre kurulum açısında tarihin en iyi ikinci yılını yaşattı. 2021 yılında Avrupa, Latin Amerika, Afrika ve Orta Doğu’da kara rüzgarı kapasite kurulumlarında rekor yaşanırken, küresel ölçekte 41 milyar Euro’luk yeni yatırım rüzgar enerjisine kaydı. Olumlu gelişmelerle küresel düzeyde 837 GW’ye ulaşan rüzgar enerjisi kapasitesi, dünyanın yılda 1,2 milyar tondan fazla CO2’ye maruz kalmasını engellerken; sıcaklık artışının 1.5 derece tutulması ve 2050’ye kadar net sıfır hedefine ulaşılması için bu kurulumların 10 yılda 4 katına çıkması gerekiyor. COVID-19 salgını ve Ukrayna’daki savaşın tedarik zincirleri, ham madde ve nakliyede yol açtığı aksamalarla baskı altına giren sektör, en kısa sürede bu durumu aşmak istiyor.

Rüzgar Enerjisi Dergisi olarak, küresel ölçekte rüzgar enerjisine yön veren kuruluşlardan biri olan WindEurope’nin CEO’su Giles Dickson ile önemli bir röportaj gerçekleştirdik. WindEurope CEO’su Dickson, rüzgar enerjisinin dünyadaki ve Avrupa’daki son durumu, Türkiye’nin potansiyeli ve Rusya-Ukrayna savaşının sektöre etkilerini dergimize değerlendirdi. 2021 yılında tarihinin en iyi ikinci yılını yaşayan sektörün Ukrayna’daki savaşla birlikte tedarik, ham madde ve nakliye sıkıntıları yaşadığını aktaran Giles Dickson, rüzgar enerjisi üretimi için ihtiyaç duyulan temel ürünlerde yaşanan kıtlığın firmalar üzerinde baskı oluşturduğunu, 2022’nin ilk çeyreğinde 5 Avrupalı rüzgar türbini üreticisinin tamamının zarar ettiğini ve bunun en kısa sürede aşılması gerektiğini dile getirdi.

Küresel ölçekte rüzgar enerjisine yön veren kuruluşlardan biri olan WindEurope’yi ve CEO’su olarak sizleri tanıyabilir miyiz?

WindEurope, rüzgar enerjisini tüm Avrupa’da destekleyen, rüzgar endüstrisinin sesidir. Rüzgar enerjisinin tüm değer zincirinden oluşan 450’den fazla kurumsal üyemiz var. Bunlar arasında rüzgar türbini üreticileri, bileşen tedarikçileri, güç araçları, rüzgar çiftliği geliştiricileri, finansal kurumlar, araştırma enstitüleri ve ulusal rüzgar enerjisi birlikleri yer alıyor. Avrupa rüzgar endüstrisi ve ötesindeki şirketler arasında, çeşitli etkinliklerde ağ oluşturmayı ve fikir alışverişini teşvik ediyoruz. AB ve ulusal düzeydeki savunuculuk çalışmalarımızla, fosil yakıtlardan yenilenebilir kaynaklara geçişi hızlandıran düzenleyici çerçeveleri teşvik etmeye çalışıyoruz.

Rüzgar enerjisinin Avrupa ve dünya ölçeğindeki son durumu hakkında bilgi verir misiniz?

AB, ‘Avrupa Yeşil Yeşil Mutabakatı’ ile 2050 yılına kadar tamamen iklim nötrlüğünü hedefleyen iddialı bir enerji ve iklim gündemi belirledi. Almanya gibi büyük endüstriler de dahil olmak üzere bazı AB ülkeleri bu hedefe daha da erken ulaşmayı taahhüt ediyor.

Avrupa şu anda 235 GW kurulu rüzgar enerjisi kapasitesine sahip ve 200 GW’dan fazla bir payla bunun büyük çoğunluğunu oluşturan kapasite karada yer alıyor. Offshore rüzgar kapasitesi 28 GW seviyesinde bulunuyor. Rüzgar enerjisinin en fazla kurulu olduğu ülke 63 GW ile açık ara Almanya, onu İspanya, İngiltere, Fransa ve İsveç takip ediyor. Offshore rüzgarda lider konumda ise Avrupa’nın toplam 28 GW’lik kurulu gücünün 12 GW’sine sahip olan İngiltere yer alıyor. 2022’nin başlarında İskoçya denizinde büyük bir alan kiralayan ve Temmuz 2022’de büyük bir yenilenebilir enerji ihalesi yapan İngiltere, Avrupa’daki offshore rüzgara öncülük etmeye devam edecek.

Avrupa Birliği, 2050 yılına kadar iklim nötrlüğünü sağlamak için rüzgar enerjisinin 1300 GW’ye çıkmasını istiyor. Bu potansiyelin 1.000 GW’si karada, geri kalan 300 GW’si ise denizde olacak. Endüstri, bu etkileyici potansiyeldeki yeni rüzgar enerjisi kapasitesini sunmaya hazır; ancak gelecekteki ihaleler, yatırım güvenliği ve en önemlisi karada ve denizde rüzgar geliştirme ve kolaylaştırılmış izin prosedürleri için saha hakkında daha fazla bilgiye ihtiyaç var.

Küresel düzeyde 837 GW’ye ulaşan rüzgar enerjisi kapasitesi; dünyanın yılda 1,2 milyar tondan fazla CO2’ye maruz kalmasını engelliyor. Bu rakam Güney Amerika’nın yıllık karbon emisyonuna eş değer büyüklükte. Rüzgar enerjisine küresel olarak eklenen yaklaşık 94 GW kapasite ile 2021, küresel rüzgar enerjisi kurulumları için yaşanan en iyi ikinci yıl oldu. Avrupa, Latin Amerika, Afrika ve Orta Doğu’da yeni kara rüzgarı kapasite kurulumlarında rekor yaşandı. 21,1 GW’lik yeni offshore rüzgar kapasitesi, 2021’i deniz üstü rüzgar tarihindeki en iyi yıl yaptı. Bu gelişmelerin yanı sıra, eğer dünya 1.5 derece ve 2050’ye kadar net sıfır hedefinden sapmayacaksa, bu kurulumların 10 yılda 4 katına çıkması gerekiyor.

Pandemi ve sonrasında yaşanan Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, tüm dünyayı etkisi altına alan bir enerji krizi meydana getirdi. Birçok ülkenin, Rusya-Ukrayna savaşı öncesinde açıkladıkları rüzgar enerjisi hedeflerinde revizeye gittiğini duyuyoruz. Savaş ve Rusya’nın enerjideki tutumu yenilenebilir kaynaklara olan yatırım motivasyonunu nasıl etkiledi? Rüzgardaki yatırım motivasyonu ne durumda?

2021 yılında 41 milyar Euro’luk yeni yatırım rüzgar enerjisine kaydı. Yatırımcılar yenilenebilir enerji projelerini finanse etmek istiyor, finans sorun değil; ancak COVID-19 salgını ve Ukrayna’daki savaş, uluslararası tedarik zincirlerinde aksamalara yol açtı. Rüzgar enerjisi küreselleşmiş bir endüstri: Dünya ülkelerine türbin ihraç ediliyor, aynı zamanda ham madde ve bileşen ithalatı yapılıyor. Uluslararası ticaret akışlarındaki gecikmeler, uluslararası nakliyedeki maliyet artışları ve rüzgar enerjisi üretimi için ihtiyaç duyulan temel ürünlerin kıtlığı, firmaları baskı altına alıyor. 2022’nin ilk çeyreğinde, 5 Avrupalı rüzgar türbini üreticisinin tamamı zarar ediyordu; bu, mümkün olan en kısa sürede değiştirmemiz gereken ve sürdürülemez bir durum.

Rüzgar enerjisindeki kurulum maliyetleri (özellikle offshore’da) gelişen teknolojiyle birlikte her geçen gün azalmaya devam ediyor. 2050’ye kadar karbon nötr olma hedefinde rüzgar enerjisinin etkisi ne durumda? Rüzgar enerjisinin yenilenebilir enerji içindeki payı gelecekte ne durumda olacak?

Bugünün elektriği, AB’de tüketilen tüm enerjinin sadece dörtte birini meydana getiriyor. Geri kalan kısmı ise çoğunlukla arabalarda kullandığımız benzinden, evlerimizi ısıtmak için kullandığımız gazdan, havacılıkta kullandığımız gaz yağı gibi fosil yakıtlardan karşılanıyor. Bu, önümüzdeki yıllarda büyük ölçüde değişecek! AB, iklim nötrlüğüne giden yolda bugün fosil yakıtlarla yürütülen birçok işlemi elektrikli hale getirecek. 2050 yılına kadar AB’deki enerji tüketiminin %75 kadarı elektrikle karşılanacak. %57’si doğrudan, %18’i ise yenilenebilir hidrojen ve türevleri aracılığıyla dolaylı olarak elektriklendirilecek.

AB’nin gelecekteki enerji sistemi bugünkünden daha verimli olacak ve bize maliyeti de azalacak. Elektrik talebi bugün 3.000 TWh’nin altındayken, 2050’de yaklaşık 7.000 TWh’ye yükselecek. Rüzgar enerjisi 2030’dan önce AB’de olduğu gibi bir numaralı elektrik kaynağı olacak ve 2050’de Türkiye’de tüketilen tüm elektriğin %50’sini üretecek. Bu bizim amacımız.

Rüzgar enerjisindeki kurulu gücü 11 Gigawatt’ı aşan Türkiye’nin, bu konumunu yorumlayabilir misiniz? Türkiye rüzgar enerjisindeki potansiyelinin neresinde?

Türkiye’de rüzgar enerjisi çok dinamik bir şekilde büyüyor. 10 GW ülke için çok önemli bir kilometre taşıydı. Türkiye’de niş bir teknoloji olmaktan çıkan rüzgar enerjisi artık önemli bir elektrik payı sağlıyor. En son ihale sonuçları, bugün Türkiye’de rüzgar enerjisi üretiminin ne kadar rekabetçi olduğunu gösteriyor. Türkiye güçlü bir sanayi temeline sahip: Hem Türk hem de uluslararası üreticilerin Türkiye’de üretim tesisleri bulunuyor. İzmir bölgesi şu anda Türkiye’deki rüzgar enerjisinin şüphesiz kalesi durumunda. Son veriler, Türkiye rüzgar enerjisi sektöründe faaliyet gösteren 3.580 şirketin ve 25.000 kişinin doğrudan veya dolaylı olarak istihdam edildiğini gösteriyor. Ülke, TPI Composites, Enercon, GRI Renewables gibi pazar lideri firmaların üretim tesislerine ev sahipliği yapıyor.

GWEC, yayımladığı Küresel Rüzgar Raporu 2022’de Türkiye’nin en yüksek offshore rüzgar enerjisi potansiyeline sahip 4 ülke arasında yer aldığını açıkladı. Türkiye’nin offshore potansiyeli hakkında sizler ne düşünüyorsunuz?

Türkiye için bir sonraki büyük adım offshore rüzgar enerjisi olacak. Yüksek rüzgar hızlarına sahip farklı denizlerle çevrili Türkiye, bunu yapmak için harika koşullara sahip. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Enerji Arz Güvenliği, Piyasalar ve İstatistik Dairesi Başkanı Özgür Sarhan, kısa süre önce WindEurope’nin ev sahipliğinde düzenlenen bir web seminerinde, Türk Hükümeti’nin offshore rüzgar ihale tasarımı üzerinde çalıştığını ve ilk ihale turunun yapılabileceğine dair güvence verdi. Bu, 2025 gibi erken bir tarihte gerçekleşecek. Ancak endüstri hala somut bir offshore rüzgar mevzuatı bekliyor.

Bu arada Türk offshore rüzgar endüstrisi şekilleniyor. Yakın zamanda kurulan Denizüstü Rüzgar Enerjisi Derneği (DÜRED), Avrupa’nın offshore rüzgar başarı öyküsünden dersler çıkarmak ve bu başarıyı Türkiye’de tekrarlamak için WindEurope ile güçlerini birleştirdi.

Giles Dickson kimdir?

7 yıldır WindEurope’nin CEO’suyum. Bu görevimin öncesinde diplomasi geçmişim var: 16 yıl boyunca İngiltere Hükümeti’nde görev yaptım ve 2008 yılında özel sektörde çalışmak üzere ayrıldım. 2008 ve 2015 yılları arasında Fransız Alstom şirketi için kamu ile ilgili alanda çalıştım.

Bilgi Kaynakları

Enerji sektörü zorluklara rağmen teknoloji yatırımlarını sürdürmeye kararlı

Yayın tarihi:

-

Yazar

Enerji sektörü zorluklara rağmen teknoloji yatırımlarını sürdürmeye kararlı

Enerji sektörünün büyüme için teknoloji yatırımlarına önem verdiğini ortaya koyan KPMG’nin “Küresel Teknoloji Raporu 2023: Enerji Sektörü Görünümü” araştırmasına göre enerji sektörü yöneticilerinin yüzde 72’si siber güvenliği de içeren dijital dönüşüm çalışmalarının son 24 ayda kârlılığı ve performansı artırdığını belirtti. Bu oranın diğer sektörlerin ortalamasından 12 puan daha fazla olması da dikkat çekti.

KPMG’nin 16 ülke ve dokuz sektörden 2.100 yöneticiyle yaptığı ankete dayanan yeni “Küresel Teknoloji Raporu 2023: Enerji Sektörü Görünümü” araştırması enerji şirketlerinin teknolojileri pazarlarındaki zorlukların üstesinden gelmek için kullanabilecekleri bir can simidi olarak gördüklerini ortaya çıkardı. Anket, enerji sektörünün pazardaki zorluklara rağmen teknoloji yatırımlarını sürdürmeye kararlı olduğunu ortaya koydu.

Ankete göre enerji sektörü katılımcıların yüzde 61’i düzenleme ve güvenliği dijital dönüşümün “ana tetikleyicisi” olarak görüyor. Yüzde 80’i teknoloji biriminin yeni teknolojilerin potansiyelini yönetim kuruluna daha iyi anlatması gerektiğini söylüyor. Yüzde 39’u yetenek eksikliğini dönüşümün ilerlemesinin önündeki en olası engel olarak görüyor. Yüzde 84’ü kurumlarının mevcut teknolojiyi kullanarak ESG (çevresel, sosyal, yönetişim) taahhütlerini ilerletebileceğinden emin. Yüzde 85’i ise mevcut teknoloji yapılarını kullanarak verimliliklerini artırabileceklerini ve maliyetleri azaltabileceklerini ifade ediyor.

Sektör aynı zamanda teknoloji inovasyonuna bağlı risklerin de farkında. Araştırmaya göre, enerji sektöründen katılımcılar; güven, güvenlik, gizlilik ve esnekliği teknolojik çözümlerine entegre etme konusunda kurumlarının daha proaktif olması gerektiğini tüm sektörlerin ortalamasından 8 puan daha fazla belirtiyor. Ancak sektör, ilerlemenin önünde engellerle de karşılaşıyor. Örneğin araştırma, enerji sektörünün yapay zekâ (AI) uzmanlığı eksikliğinin inovasyon yapma ve rekabetçi kalma kabiliyetlerini etkileyebileceğini söyleyenlerin diğerlerine göre daha yüksek olduğunu da ortaya koyuyor.

 Güvenlik endişeleri gündemin ilk sırasında

Hem düzenleyici kurumlar hem de tüketiciler enerji şirketlerini yakından izlediklerinden araştırmaya katılan enerji yöneticileri düzenleyici yükümlülükler ve güvenlik endişelerini dijital dönüşümlerinin en önemli tetikleyicileri olarak görüyor. Ayrıca, daha güçlü veri gizliliği veya siber güvenliğin hayata geçirdikleri dijital dönüşüm projeleri üzerinde en etkili kullanıcı beklentileri olduğunu da söylüyorlar. Enerji yöneticilerinin yüzde 72’sine göre, siber güvenliği içeren dijital dönüşüm çalışmaları son 24 ayda kârlılığı ve performansı artırdı, bu oran tüm sektörlerin ortalamasından 12 puan daha fazla.

 İş güçlerinin oluşturulmasına yardımcı olan teknoloji altyapılarına güveniyorlar

Araştırmaya göre enerji sektörü stratejik teknoloji yatırımının gücüne inanıyor, ancak dijital dönüşüm hedeflerini hayata geçirebilecek yeteneklere erişmeye odaklanmaları gerekiyor. KPMG tarafından hazırlanan 2023 Küresel Enerji CEO Görünümü raporu, enerji şirketlerinin yüzde 52’sinin (2022’ye göre 7 puanlık bir artış) yeteneklerini geliştirmek için çalışanlarına daha fazla yatırım yapmak istediğini ortaya koyuyor. Enerji sektöründen katılımcıların çoğu, iş güçlerinin bugüne kadar oluşturulmasına yardımcı olan teknoloji altyapılarının kabiliyetlerine güveniyor ve bazı durumlarda bu güvenleri diğer sektörlerin de ortalamasını aşıyor.

“Sektör geniş resmi göz önünde bulundurarak teknoloji yatırımlarını yapıyor”

KPMG Türkiye Enerji Sektörü Lideri Hakan Demirelli konuyla ilgili şunları söyledi: “Devam eden jeopolitik gerilimlerin, üretken yapay zekânın hızlı yükselişinin ve küresel ekonomik belirsizlik ortamının en çok etkilediği sektörden birisi enerji sektörü. Bu nedenle sektörde faaliyet gösteren şirketler geniş resmi göz önünde bulundurarak teknoloji yatırımları da yapmaya kararlı olduklarını bu anketimizde gösterdi. Bu yatırımlar, enerji şirketlerinin yenilikçi teknolojileri iyi bir şekilde kullanmasına olanak sağlıyor. Örneğin anketimiz enerji sektörünün, son 24 ayda şirketlerinin kârlılığını veya performansını artırmak için düşük kodlu/kodsuz platformları kullanma olasılığı en yüksek sektörlerden biri olduğunu ortaya çıkardı. Sektörün dijital dönüşüm projelerindeki başarısı ise doğru danışmanlık hizmetleri almaktan geçiyor. KPMG olarak biz de dijital dönüşüm alanındaki derin ve kapsamlı uzmanlığımız ile sektördeki şirketlerin uygun çözümleri başarılı bir şekilde kullanmalarına, inovasyonu artırmalarına ve daha geniş bir dijital dönüşüme başlamalarına yardımcı oluyoruz.”

Devamını oku

Bilgi Kaynakları

TÜREB ve DEHUKAM ‘Deniz Üstü Rüzgar Mevzuatı İçin İş Birliği Protokolü’ne İmza Attı

Yayın tarihi:

-

Yazar

TÜREB ve DEHUKAM

 Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) ve Ankara Üniversitesi Deniz Hukuku Ulusal Araştırma Merkezi (DEHUKAM) arasında ‘Deniz Üstü Rüzgar Enerjisi Mevzuat Çalışmaları alanında İş Birliği Protokolü’ imzalandı.

3 Nisan’da DEHUKAM’ın Ankara’daki merkezinde düzenlenen imza törenine TÜREB Başkanı İbrahim Erden, DEHUKAM Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Önel, DEHUKAM Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İsmail Demir, DEHUKAM Müdürü Mustafa Başkara, TÜREB Deniz Üstü Rüzgar Enerjisinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Ufuk Yaman ve her iki kurumun üst düzey temsilcileri katıldı.

Türkiye rüzgar sektörünün çatı kuruluşu TÜREB ile deniz hukuku ve siyaseti alanlarında ülkemizin uzman kurumlarının başında gelen DEHUKAM arasında bir iş birliği protokolü imzalandı. TÜREB Başkanı İbrahim Erden ile DEHUKAM Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Önel ve DEHUKAM Müdürü Mustafa Başkara’nın imzaladığı protokol ile her iki kurum arasında deniz üstü rüzgar enerjisi çalışmaları bağlamında mevzuat ve hukuki alanlarda karşılıklı bilgi alışverişinde bulunulacak ve çeşitli ortak proje çalışmaları yürütülecek.

TÜREB ve DEHUKAM 2TÜREB Başkanı İbrahim Erden, deniz üstü rüzgar enerjisi alanında sektörün ihtiyaç duyacağı düzenlemeleri en verimli şekilde yapma hedefiyle oluşturdukları protokol hakkında şunları söyledi: “TÜREB 32 yıl önce Bakanlar Kurulu kararıyla Türkiye’de rüzgarla ilgili yatırımların artması, insan kaynağının geliştirilmesi ve bu alanda bilgi birikimi sağlanması amacıyla kuruldu. Tabi o zaman daha dünya genelinde de henüz ticari deniz üstü uygulamaları yoktu. Danimarka’da bile ilk ticari tesisler 2000’li yılların başında hayata geçirilmeye başlandı ve özellikle 2010 sonrası yükselen bir ivmeyle deniz üstü yatırımları artmaya devam ediyor. Ülkemizin uzun ve orta vadeli stratejik enerji planlaması kapsamında deniz üstü rüzgar enerjisi hedeflerini de içeren ‘Türkiye Ulusal Enerji Planı’nın 2023 yılı Ocak ayında açıklanmasıyla paralel olarak bizim de TÜREB olarak bu alandaki yoğun çalışmalarımız başladı. Biliyorsunuz 2035 yılında 5 GW’lık bir deniz üstü rüzgar santralı hedefimiz var. Biz de bu hedef doğrultusunda paydaşlarımızla birlikte Türkiye’de deniz üstü rüzgar alanında da sağlıklı bir mevzuat altyapısını oluşturmak, güçlü bir ekosistem geliştirmek ve bilgi birikimi sağlamak adına iş birlikleri gerekiyor. DEHUKAM bu açıdan devletimizin ve akademinin deniz hukuku ve siyaseti alanında kritik birimlerini bünyesinde bulunduran çok değerli bir kurumumuz ve paydaşımız.  Dolayısıyla, bugün DEHUKAM’la imzaladığımız protokole TÜREB olarak büyük önem veriyoruz. Bu ve benzeri iş birlikleri sayesinde bu alanda ulusal ve uluslararası iş birliği imkanlarının genişleyeceğine, bilgi birikiminin artacağına ve böylece yatırımların ve sanayinin gelişeceğine inanıyoruz; bu vesileyle de DEHUKAM yönetimine iş birliğinin başlangıcı vesilesiyle teşekkür ediyoruz.”

DEHUKAM’ın özellikle deniz hukuku alanında çalışan ve araştırmacı yetiştirmeye odaklanan bir kurum olduğunun altını çizen DEHUKAM Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Önel de “TÜREB zaten kuruluş amacı dolayısıyla güçlü bir sektörel erişime ve ilgili araştırma altyapısına sahip. Yıllar önce Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız, özel sektör ve akademinin vizyonu sayesinde kurulmuş bu birliğin deniz üstü alanında da çalışmasını destekliyoruz. Biz de DEHUKAM olarak denizin dokunduğu her yerde olmak istiyoruz. TÜREB Yönetimi de bu amaçla bizimle bağlantıya geçti. DEHUKAM yönetimi olarak iş birliği ile ortak çalışmaların ülkemize ve deniz üstü rüzgar alanındaki hedeflerimize yarar sağlayacağı düşüncesiyle her iki kurum arasında deniz üstü rüzgar alanında karşılıklı bilgi alışverişi yaparak birlik ve beraberlik içerisinde çalışmayı hedefliyoruz. Protokolle deniz üstü rüzgâr enerjisi faaliyetlerinde hukuki altyapıya yönelik eğitim konularında TÜREB’e destek olarak ülkemizin bu alandaki ihtiyacını verimli bir şekilde karşılayacak çalışmalar yapmayı amaçlıyoruz” şeklinde konuştu.

Devamını oku

Bilgi Kaynakları

Rüzgar enerjisi 2023’te kritik eşikleri aşarak rekorlar kırıyor; GWEC, büyüme tahminini revize ediyor

Yayın tarihi:

-

Yazar

Küresel Rüzgar Enerjisi Konseyi (GWEC)

Bir önceki yıla kıyasla yaklaşık %50’lik bir artış yakalayan yenilenebilir enerji kaynakları, 510 GW’lık yeni kurulumla 2023 yılında rekor kırıyor. 40 yıllık birikimin ardından 1 TW kurulu güce 2023 yılında ulaşan küresel rüzgar enerjisi, 2023’te bir önceki yıla göre %50’lik bir artışla rekorlar kırarak kapasitesine 106 GW kara rüzgarı ve 10,8 GW deniz üstü rüzgar kurulumu ekliyor. Bugün 2024 Küresel Rüzgar Raporu’nu paylaşan Küresel Rüzgar Enerjisi Konseyi (GWEC), 2024-2030 büyüme tahminini (1210GW) %10 yukarı yönlü revize ediyor. 2030 hedefleri için yıllık rüzgar enerjisi kurulumlarının 10 yıl içinde mevcut 117 GW seviyesinden en az 320 GW’a çıkarak 3 kattan fazla artması gerektiğini açıklayan GWEC, konuyla ilgili atılması gereken adımlara raporda detaylı bir şekilde yer veriyor:

GWEC GLOBAL WIND REPORT 2024

Devamını oku

Trendler