Genel

Tanay Sıdkı Uyar Yüzde 100 yenilebilir enerji

Yayın tarihi:

-

17 Mart 2015 Salı 23:25

Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar %100 Yenilenebilir Enerjinin Türkiye açısından ne kadar önemli olduğunu söyledi ve temiz enerjinin nasıl elde edilebileceği konusunda çarpıcı açıklamalarda bulundu.

 

Recep YUMAK | RÜZGÂR ENERJİSİ | RÖPORTAJ

Yıldız Teknik Üniversitesi Rüzgâr Enerjisi Kulübü, “Rüzgâr Günleri 4.”etkinliği ile enerji sektörü, akademisyenler ve öğrencileri bir araya geldi.

Marmara Üniversitesi Enerji Ana Bilim Dalı Başkanı Tanay Sıdkı Uyar etkinlikte %100 Yenilebilir Enerjiden bahsetti.

Bir çok katılımcının konuşma yaptığı etkinlikte Dünya Rüzgâr Enerji Birliği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar Rüzgâr Enerjisi hakkında insanlık ve gelecek için çarpıcı açıklamalarda bulundu.

 

İşte Tanay Sıdkı Uyar’la gerçekleştirdiğimiz o Röportaj;

SORU: Rüzgâr enerjisi için Türkiye’de yapılan yatırımlar ortada ama bakıyoruz güneş enerjisi kadar evlerde, insanların günlük yaşamlarında yaygın değil. Bu tür sistemleri kurmakta teknolojik alt yapı mı yetersiz? Bürokratik engeller mi var? Yani kısacası nedenler nelerdir? Vatandaş olarak evimin çatısına rüzgâr türbini kurabilir miyim? 

 

 

TanaySıdkı Uyar: Rüzgâr enerjisi eskiden 1KW’lık 2KW’lık ufak sistemlerdi. Teknoloji çok hızlı gelişti, artık en büyük rüzgâr türbinlerinden 100 tanesi bir nükleer santralin ürettiği kadar elektrik üretebiliyor. Artık sistemler büyüdü, güneş gibi değil. Güneş modüler olduğu için evinizin çatısını kaplıyorsunuz, kendi elektriğinizi üretiyorsunuz ama rüzgâr türbini teknolojisi artık 1 rüzgâr türbini diktiğinizde 100 bin kişinin elektriğini üretiyor. Yani 1 milyon kişilik kente 10 tane rüzgâr türbini olunca ekonomik şekilde yetiyor.

 

Soru: PekiTürkiye eğer isterse ve gerekli çalışmayı yaparsa enerjisinin yüzde kaçını rüzgâr enerjisinden sağlayabilir?

 

TanaySıdkı Uyar: Artık potansiyelleri arttı. Mesela rüzgâr enerjisi şu anda toplam elektriğin en az üç mislini karşılayacak potansiyelde. Hem ekonomik olarak, hem de ticari olarak bu mümkün. Güneş 4-5 mislini karşılayacak durumda jeotermal enerjimiz 5 milyonkonut ısıtacak durumda ve bunların hepsi ücretsiz yani böyle bir şey var.

 

 

Yalnız bunların tek başına bu kadar enerjiyi karşılayabilir olması onların bir tanesini kullanarak olmaz. Burada bir yenilebilir enerjisi senfonisinden söz ediyoruz. Yani yenilebilir enerji güneşin dolaylı olarak bize sağladığı yaşam çevresi onun içinde suya verdiği potansiyel enerji bitkilerde topladığı kimyasal enerji hareket halindeki havanın kinetik enerjisi ve yerin altındaki jeotermal, ısıyı biz alıp insanların ihtiyaç duyduğu elektriğe ve sıcak suya buhara çevirmek istiyoruz.

 

Şimdi bu kaynak her yerde olduğu için buna biz yüksek enteropoli kaynak diyoruz. Bulunduğu yerde yoğunlaştırarak her istediğimizi üretebiliyoruz, sıcak su üretebiliyoruz buhar üretebiliyoruz panellerle elektrik üretebiliyoruz… Şimdi bunun içinde çatınız varsa güneş paneli koyuyorsunuz eğer belediyenin şehrin atıkları varsa o atıklardan bio enerji üretiyorsun, eğer rüzgâr esiyorsa bir yerde uygun bir tepeye rüzgâr tribünü koyup oradan elektrik üretiyorsunuz. Hepsi beraber omuz omuza enerjide çözüme yani yüzde yüz yenilebilir enerjiye doğru katkısını koyabiliyor.

 

Ama şunu hiç unutmamak lazım yenilebilir enerjiden önce enerjinin etkin kullanımı dediğimiz daha az enerji kullanarak daha çok iş yapmak. Ulaşımda bir kişiyi 1 km en hızlı en az yakıt harcayarak çevreyi kirletmeden tahrip etmeden kullanmalıyız.

 

2’cisi sanayide bütün kullandığımız motor şunlar bunlar artık Avrupa standartlarında yüzde 80 daha az enerji tüketiyor.


Şimdi biz onları satmıyoruz burada başka ülkelerde ne kalmışsa onları alıyoruz kredilerle o zaman enerji tüketimimiz hep artıyor gözüküyor. Ve onu artığı içinde hep şu kadar kömür bu kadar nükleer bu kadar petrol yapalım, diyoruz bence başka ülkeleri artık kullanmadığı çöp olan verimsiz çok enerji üreten buz dolapları şunları bunları falan almamamız lazım mevcut en yeni teknolojiyi kullanmamız lazım bunu yapan ülkeler Amerika Almanya, Almanya özellikle 2050 yılına kadar mevcut enerji tüketimi yüzde 45’ni azaltıyor. Yani problemi ufaltıyor geri kalanını da yüzde yüz yenilebilir enerji yapıyor.

 

Şimdi bunun olabilmesi için bir kaynak var mı bakmak lazım evet kaynak var ücretsiz teknoloji var mı? Evet, teknoloji var ben bugün üniversitede yapacağım konuşmada bunları ispatlayacağım.

 

3’süde bunlar en ucuz yani pahalı deniyordu falan bitti artık, 17 Eylül 2013 tarihinde Amerika enerji bakanlığı ve araştırma laboratuvarı birlikte açıkladılar ki temiz enerji devrimi başladı, neymiş temiz enerji devrimi bir güneş panelleri elektrik üretenler kw kapasitesi, 1kw kapasitesi 800 dolara kuruluyormuş artık 3kw konutunuzda 2400 dolar verdiğinizde panelleri alıyorsunuz,invörtürü şusu busuyla beraber 8-9 bin liraya ömür boyu elektrik vermeyecek kadar elektrik üretebiliyorsunuz.

 

Soru: Türkiye’de durum nedir? Türkiye rüzgâr enerjisine ne kadar stratejik açıdan konuşturur. Türkiye’de bunu yapmak mümkün müdür?

 

TanaySıdkı Uyar: Şimdi ben şunu söyleyeyim güneşte böyle rüzgârda da, 13-14 kuruşa yani o yenilebilir enerji devrimi açıklarken insanlar 14 kuruşa 1kw üretiyor diyorlar, biz elektriğe 40 kuruş veriyoruz, yani o da en ucuz ayrıca LED aydınlatma dediğimiz ampulleri en ucuz… Bide elektrikli taşıtlar ulaşım, şimdi siz rüzgârı soruyorsunuz, rüzgârda biz ne durumdayız ne yapabiliriz kaynağımız var mı? Ve ben onu 1989’da Türkiye’de yaptım rüzgâr atlasını Avrupa’nın en rüzgârlı ülkesi biziz yani kaynak var. Teknoloji demin söyledim var ve Türkiye’de rüzgârdan Avrupa’ya göre 2 misli az ucuza üretilebiliyor.

 

Şimdi böyle bu durum hemen gitmemiz lazım hemen yapmamız lazım bütün gazı kömürü entegre planlamayla, bir an önce çözüme doğru uzun vadeli planlama yapmak lazım.

 

Şimdi sıkıntı şu Türkiye’de 1 uzun vadeli doğalgaz anlaşmaları yapmışız Türkiye’de yani doğalgaz anlaşmaları dediğimiz satın al ya da öde anlaşmaları, gizli ticari anlaşmalar diyorlar bilmiyoruz ne olduğunu ama anlaşılıyor ki bunları almazsak parasını ödüyoruz dolayısla yönetim karar vericiler ve ilgili kuruluşlar diyor ki rüzgâra izin verirsek güneşe izin verirsek en ucuz ama enerji tasarrufu yaparsak bu doğalgazın parasını kim ödeyecek diyorlar. Şimdi doğal gazın parasını maalesef yurttaşlar ödüyor. 

 

Soru: Şuan için yatırımcıların önünde bürokratik anlamda çok engeller var mı? Rüzgârenerjisi açısından? Yeni yasa talep ediyorlar mı?

 

TanaySıdkı Uyar: Engel var mı derken bizim karar verme mekanizmamız desteklemiyor zaten yani diğer ülkelerdeki fiilin tarif dediğimiz hani üretilen elektriği kuruluşa verdiğin zaman elektrik şirketinin geri bi para ödendi, Avrupa’da bu Amerika’da işte 150 kuruştu Almanya’da biraz daha fazlaydı, güneşi daha az olduğu için ve ek para ödendi yani bugün bile Çin mesela yüzde 70’ni yenilebilir enerji yatırımını yapan vatandaşların, ödüyor ki ona geçsinler diye İsrail Hindistan zaten bunu yapıyorlardı yüzde 85’ni ödüyordu bunlar teknoloji gelişsin diye yapılan desteklerdi.

Sizin sorunuz bürokratik engel diyorsunuz, şimdi kendi halinde bırakılsa eşit davranılsa zaten oyapılacak serbest piyasada elektrik alınıp satılabiliyor Türkiye’de, onun için insan sanan insan 10 kuruş ada üretse 30 kuruşa satabiliyor. Şimdi bunun önüne birazcık geçmek için ben öyle diyorum lisansız üretim diye bir şey çıkarıldı lisansız üretim her vatandaş eğer aboneliği varsa o aboneliğinden dolayı 20 bin metre kareye 1 megavat güneş santrali kurabiliyor, rüzgârda olabilir ama onda sıkıştılar çünkü artık rüzgâr tribünleri 1 megavatlıkları yok, 3 megavat var, 5 megavat var bulamıyorlar 1 megavat onun için yapılamıyor şuanda ama güneşte öyle değil modüler olduğu için yapılabiliyor. Ve o kişi onu devletin belirlediği fiyattan parasını alıyor dolayısıyla 6 yılda ödüyor. Eğer serbest piyasada satsa 3 yılda ödeyecek bir şeyi lisans vermeyerek lisanssız yaparak lisans şeyleri açılmıyor rüzgârda ise kaç sene sonra açılacağı belli değil.

Ama termik santral yapacam deseniz hemen gelin açalım yolu verelim şebeke verelim yani öyle bi eşitsizlik var. Eğer bunu aşabilirsek bürokratik engel demiyorum bizim ülkemiz için enerjide çözüm istiyorsak yani eşitlik özgürlük barış kimseyi öldürmeye gerek olmadan temin etmek istiyorsak ve yerel istihdam yapmak istiyorsak öncelikle enerjiyi etkin kullanıp başka ülkelerin terk ettiği buzdolapları, televizyonlar vs. müşteri olmamak lazım yani imtiyazlı ortaklık olmamak lazım Avrupa’nın bize bazı ülkelerin istediği gibi çünkü duşunu burada almak istiyorlar doğal olarak onlarda temiz enerjiye geçmek istiyorlar ama hani müşteri arıyorlar eskilerini atsınlar ve onların parasıyla yenisini yapsınlar diye.

 

Başkaların çöplerini almamak lazım kredi veriyorlar diye atlamamak lazım, kendi ülkemizin güneşini rüzgârını değerlendirerek bir an önce hedefimizi koyup yüzde yüz yenilebilir enerji olmak zorundadır, çünkü hem sigar içerim hem de içmem diyemezsiniz. Hem sorunlu olan nükleer atık ısıyı kullanıp hem de rüzgârı kullanayım dediğiniz zaman hala sorundan yanasınızdır.

 

Onun için yani yüzde on yenilebilir enerjinin hiç bir anlamı yok yüzde 30’un da hiçbir anlamı yok. Ama yüzde yüzün var, çünkü siz çözüme kilitlenmişiniz artık sorunları yapmıyorsunuz demektir. Hani benim iddiam odur ki Türkiye 2023 yılında yüzde yüz yenilebilir enerjiye geçebilir, ama yetkilileri karar vericileri öğretim üyeleri sorundan yana değil çözümden yana davransınlar.

 

Soru: Son olarak bugünönemli bir temel atılıyor, Kars da Tanap projesi hayata geçmesi için ilk adımıatıldı, bu Tanap projesi Türkiye’yi uluslararası camiyada stratejik açıdansiyasi açıdan ve ekonomik açıdan elini rahatlatacak bir kart mı? Sizce buyatırımı nasıl değerlendiriyorsunuz?

 

TanaySıdkı Uyar: Şimdibizim Azerbaycan’da dostluğumuz beraberliğimiz var, o kapsamda bir şey yapılıyor arada tabi petrol şirketleri de var, yalnız ben herhangi bir adımın atılırken bir bütün perspektiflerin doğru olarak sıralanması gerektiğini düşünüyorum, hani her projeye göre yani “Birisine size ben arkadaş olmak istiyorum çok iyisiniz diyorum veya işte öldüğünüzde hakkımı helal ediyorum çok iyi insandır diyorum” şimdi bunlar bazen timsah gözyaşları olabiliyor.

 

Onun için her şeyle ilgili doğru bilgilerin bilinmesi lazım herkes erişebilir olması lazım yani bu doğalgaz anlaşmalarına erişemiyoruz mesela onun için yorumda yapamıyoruz.

1 her bilgi doğru olmalı

2 bütün bu olaylar sistemli değerlendirilmeli, yani ne demek sistemli Azerbaycan,Türkiye, Yunanistan, Avrupa çünkü biz üye olmaya çalışıyoruz 4 sene, 5 sene sonra üye olacağız bütün bunun hepsinin birlikte değerlendirilmesi lazım yani Tanap projesi de başka projelerde Avrupa Birliğine uyum sürecindeki bir ülke olarak diğer Avrupa Birliği ülkeleri gibi uymak zorunda olduğu direktifleri aklımızda tutarak geleceğe yatırım yapmalıyız. 

 

Yoksa Yunanistan’ın durumuna düşeriz Yunanistan çöktü çünkü bütün yatırımlar kirli yatırımdı üründe gelmiyor parayı ödeyemedi burada kredi alan veren kazandı.

 

Tanapprojesini de bu bütünlükte değerlendirmek lazım ülkemizin bir uzun vadelienerji ekonomi çevreyle ilgili karar destek modeli olması lazım bunun ekolojikkısmı AB direktifleri ve birleşmiş milletler kararlarına uyumlu olmalı iktisadi yönden nasıl gelişeceğimizi iktisatçılarımız yeni yaşam ekonomi neyse onutanımlayıp savundukları şeyi eti kemiğe büründürmeliler. Bizde enerji teknolojisileri olarak o ekonominin o yeni yaşamın gerektirdiği şeyi enerjiyi nasıl sağlayacağımızı nasıl yüzde yüz yenilebilir enerjiye oluşturacağımızı onu da biz planlamalıyız.Ve böyle yaptığımız zaman hakkeden sürdürülebilir sorunlardan arınmış bir yeniyaşamı Türkiye’de kurmak mümkün olabilir.

 

Temiz bir yaşam için yüzde yüz yenilebilir enerji diyorum…  

 

 

RÖPORTAJ | RUZGARENERJISIDERGISI.COM

 

FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Trendler

Exit mobile version