Türkiye’de enerji davaları ve risk analizi

Yayın tarihi:

-

JBS Danışmanlık ve Araştırma Hizmetleri Genel Müdürü Tolga Şallı

Ülkemizde enerji yatırımlarına verilen idari kararların iptaline yönelik açılmış dava sayısının 42 bini geçtiği söylenmektedir. Bu davaların konuları genellikle; ÇED Olumlu veya ÇED gerekli değildir, üretim lisansı, imar planları, EPDK kararları, Bakanlar Kurulu kararları, Maliye Bakanlığı kararları gibi idarenin yatırımcı firmaya yatırımının yapabilmesi için vermiş olduğu kararların iptallerine yönelik olduğunu görmekteyiz. Özellikle son 5 yıl içerisinde rüzgar enerjisi yatırımlarına verilen kararların iptaline yönelik çokça dava açılmaktadır. Ayrıca Adli mekanizma içerisinde hak aramak anayasal güvence altına alınmıştır. Ancak özellikle rüzgar enerjisi yatırımlarına verilen idari kararların iptaline yönelik açılmış davaların dava dilekçeleri neredeyse aynıdır. Örneğin Hatay’da açılan bir davanın dilekçesi ile Bursa’da açılan bir davanın dilekçesinin aynı olduğu görülmektedir.

Bu davalar, yatırımın gerçek amacı olan yerli ve yenilenebilir enerji kaynağı olan rüzgardan elektrik üretilmesi sürecini yavaşlatmaktadır. Maalesef ülkemizde ihtisaslaşmış Çevre Mahkemeleri bulunmamaktadır. Bu nedenle aynı hâkim, bir memurun atanmasıyla veya bir öğrencinin not itirazına ilişkin davaya bakarken bir taraftan da ÇED olumlu kararının hukuka uygunluğunu yargılamaktadır. Hal böyle iken, bütün iş, dosyaya atanan bilirkişi heyetine kalmaktadır. İdare mahkemesi, genellikle dosyaya tanzim edilen rapora dayanarak karar vermektedir. Bilirkişi heyeti bazen ve maalesef mahalle baskısı altında kalmakta ve bilimi bir kenara bırakarak hazırlanan rapora göre dosyayı tanzim etmektedir. Yatırımcıya burada önemli bir iş düşmektedir. Sadece mevzuat gereği hazırlanması gereken evrakların, raporların dışında da projeyle ilgili akademisyenlerle çalışarak bilimsel görüşlerin dava dosyalarına sunulması gerektiğini düşünüyoruz. Bununla da kalınmayarak; tüm idari sürecin her aşamada risklerinin tespit edilerek doğru zamanda doğru idari kararın gereğinin yapılması gerekmektedir.

Bu süreçte bir enerji yatırımı birçok risk ile karşı karşıyadır.

Bunlardan bazıları:*

Elektrik fiyatı riski; elektrik fiyatının dalgalanması sonucu, elektrik üreticilerinin nakit akımlarının oynaklık göstermesinden kaynaklanan risktir.  

Talep riski; üretilen elektrik için yeterli talebin oluşmaması riskidir.

Finansal risk; kur, faiz ve enflasyon gibi finansal ve ekonomik parametrelerde yaşanan olumsuz değişikliklerden kaynaklanan ve elektrik üreticilerinin nakit akımlarını sekteye uğratan risktir.

Performans riski; üreticinin istenilen zamanda ve miktarda elektrik üretememesi riskidir.  

Düzenleyici risk; gelecekteki kanunların, düzenlemelerin ve düzenleyici otoritelerin aldıkları kararların üreticilerin getirilerini ve maliyetlerini değiştirmesi yoluyla oluşabilecek risktir.  

Jeopolitik risk; ülkeler arası politik ilişkilerden ötürü elektriğin üretilmesinde kullanılan girdilerin tedarikinin kesilmesi nedeniyle elektrik üretilememesi riskidir.

Son dönemde yeni bir risk tanımı daha gelişmiştir. Mevzuatsal Risk; yani “Enerji yatırımlarında mevcut kanunlar, tüzükler, yönetmelikler, genelgeler, yönergeler ve enerji yatırımı için idareden alınan izin, onay veya görüşler, bir enerji yatırımının sağlıklı ilerleyebilmesini sağlayan en önemli kaynaklardır. Ancak mevzuatın iyi bilinememesi, mevzuat bilgisinin yenilenememesinden veya mevzuatta oluşabilecek değişikliklerin öngörülememesinden dolayı yatırımın durdurulması veya yavaşlatılması riskine mevzuatsal risk diyoruz.”

İster yenilenebilir enerji yatırımınızın karar aşamasında olun, isterseniz idari süreçleri yönetmekte olun, her aşamada mevzuatsal risk analizinin yapılması gerekmektedir. ÇED kararınızın, imar planlarınızın ve diğer idari kararların, onayların, görüşlerin, izinlerin detaylı bir çalışmayla irdelenmesi ve mevzuatsal güvenliğinin sağlanması, yatırımınızın daha sağlıklı ve zamanında amacına ulaşmasını sağlayacaktır. Elbette öngörülemeyen, iradeniz dışında oluşan gelişmeler ve değişimler olacaktır. Ancak burada önemli olan nokta, hedefimize ulaşma aşamasında bizi zorlayacak riskleri belirlemek ve belirlenen bu riskleri minimize etmektir.

* Yrd. Doç. Dr. Fatih Cemil Özbuğday, “Türkiye’de Yenilenebilir Enerji Yatırımları İçin Risk Algısı”, TENVA-Türkiye Enerji Vakfı, Yayın 6/Mayıs 2016.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Trendler

Exit mobile version