Aselsan’ın 4 MW’lık bir türbinin yerlileştirilmesi çalışmaları hakkında detaylı bilgiler aktaran Aselsan Kıdemli İş Geliştirme ve Program Yönetimi Lideri Cem Balkan da kanat ve kulenin dışında daha büyük döküm parçalarında ölçek ekonomisi yaratılması gerektiğine vurgu yaparak yerli firmaların bu alanlarda da rekabetçi olmaları için teşvik mekanizmalarının farklılaştırılabileceğini belirtti. “Yurt dışına ihracat yapanlara ya da türbin bileşen üreticilerine ek teşviklerle bu sistem desteklenebilir” diyen Balkan, sözlerini şöyle sürdürdü: Yerlileşme konusunda bir diğer önemli konu, Ar-Ge, tasarım kabiliyetleri ve inovasyon süreçleri. Bu alanlarda çalışan yerli üreticiler türbin üreticileriyle daha fazla ortaklaşa çalışmalar yapabilirler. Buna en iyi örneklerden biri otomotiv sektörü. Bence rüzgar sanayinin de buna benzer bir yönelime ihtiyacı var. Biz Ar-Ge, tasarım ve inovasyon kabiliyetlerimizi ne kadar geliştirip bu alanlara ne kadar kaynak ayırırsak bir türbin üreticisinin çözüm ortağı haline gelme olasılığımız o kadar artar. Böylece hem Türkiye’de üretip satar hem de ihracat yapabiliriz.
Seminerin diğer bir konuşmacısı Nordex Türkiye Satınalma, İdari İşler ve İnsan Kaynakları Direktörü Can Aydede ise yerli sanayiye verilen teşvik mekanizmalarında yapılabilirliğe verilen puanların artmasının çok daha teşvik edici olduğunu dile getirdi. Yerli sanayinin sadece malzemeden değil insan kaynağı ve hizmetlerden de oluştuğunu ve Türkiye’nin bu alanda çok iyi bir noktada bulunduğunu vurgulayan Aydede, Nordex olarak kendi bünyelerindeki yetişmiş insan kaynağını Amerika, Almanya, Hollanda, Belçika gibi farklı ülkelerdeki projelerde görev almak için yönlendirdiklerini; İsveç ve Ukrayna gibi ülkelerdeki projelerinin proje müdürlüğünün Türkiye ofisince üstlenildiğini kaydetti. Can Aydede ayrıca “temiz enerji dönüşümü için öngörülebilir kapasiteler konulmasının büyük önem taşıdığını da” sözlerine ekledi.
Aynı zamanda TÜREB Genel Sekreteri de olan bir diğer seminer katılımcısı XGen Energy Yönetici Ortağı İskender Kökey de konuşmasında yerli sanayicinin global rekabet gücünün artırılması gerekliliğine vurgu yaptı. “Evet rüzgar çok büyüyecek daha fazla tedarikçi göreceğiz. Ama romantik değil kıran kırana bir pazardan bahsediyoruz. Bu fırsatlara doğru hazırlanmalıyız ve otomotiv bu anlamda önümüzde çok başarılı bir örnek” diyen Kökey, dünya genelinde fiyat baskısıyla aynı işi yapması beklenen rüzgar sektörünün verimliliği yukarı taşıması, bunun için de imalatın tüm süreçlerinin sıfır belirsizlikle tanımlandığı, hataların minimize edildiği süreçlerin uygulanması gerektiğinin altını çizdi. “Tanımlanmış standartlar eksiksiz uygulanırsa global üreticiyle rekabet edebilir ve üretimleri de Türkiye’ye kaydırabiliriz. Mevcut birikimimizi nasıl katma değerli olarak geleceğe taşıyabiliriz diye bakmalıyız. Yakalanmış bu rüzgarı arkamıza alarak geçmiş başarı hikayelerinden dersler çıkarıp günümüze uyarlayıp geleceği kurgulamak gerekiyor” diyen İskender Kökey, değişen koşullara hızla adapte olabilen bir ülke olarak Türkiye’nin bu avantajını kullanması gerektiğini hatırlattı.