Genel

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan eski yardımcısı Doç. Dr. H. Murat Mercan

Yayın tarihi:

-

 

Geçen sene de kongre başkanlığını yapan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan eski yardımcısı Doç. Dr. H. Murat Mercan, bu sene de TÜREK 2014 kongresi başkanı. Sizler için kendisiyle, rüzgar enerjisiyle ilgili, keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Engin bilgi birikimi ve konuyla ilgili hassasiyeti söylediklerinin önemini daha da arttırıyor.

 

•Öncelikle, rüzgar enerjisi neden bu kadar önemli?
Biz enerjimizin %72’sini yurt dışından satın alan bir ülkeyiz. Yani enerjide dışa bağımlıyız. Oysa ülkemizin jeolojik konumu bize birçok avantaj sağlıyor. Güneşimiz verimli, rüzgarımız bol. Bunlar dünya var oldukça tükenmeyecek temiz, yerli ve ucuz kaynaklar. Hem çevreye zarar vermeyen, hem de dışa bağımlılığımızı azaltacak rüzgar enerjisinden yararlanarak geleceğimizi garanti altına alıyoruz. Ayrıca rüzgar enerjisine yapılan yatırım hem sanayimizi geliştiriyor, hem de istihdamı arttırıyor.
Biliyorsunuz geçtiğimiz günlerde servetlerinin büyük kısmını petrol sayesinde kazanan Rockefeller ailesi bile 50 milyar dolarlık bir yatırımı fosil yakıtlardan alıp yeşil enerjiye yatıracaklarını açıkladı. Bu karar da gösteriyor ki gelecekte yenilenebilir enerji kaynakları büyük öneme sahip olacak.
 
•Elektrik tasarrufu konusunda halkı bilgilendirici ve eğitici faaliyetlerin yeterli olduğunu düşünüyor musunuz?
Enerjiyi tasarruflu kullanmak aslında bir kültür. Bu kültürü oluşturmak için Enerji Bakanlığının ve STK’lerin yaptığı bilgilendirici çalışmalar var. İki yıl önce Bakanlık tarafından bir dizi kampanya başlatıldı. Halkımızı tasarrufa alıştırmak ve onları bilgilendirmek amacıyla çalışmalar sürüyor. Bunlara ek olarak bu alışkanlığın çocuk yaşlarda gelişmesi için okullarda ders olarak verilmesi de doğru olacaktır.
•Rüzgar enerjisinde Türkiye ve dünyanın genel durumunu nasıl görüyorsunuz?
Türkiye’de rüzgar enerjisi 2005 yılından sonra hareket kazanmaya başladı. Ondan önce yok denecek kadar azdı. O günlerden bu yana 3.424 MW kurulu güce ulaştık. 2023 yılı rüzgar hedefimiz 20.000 MW. Dünyaya baktığımızda yolun başında olduğumuzu görüyoruz. Bugün dünya lideri olan Çin, 92.000 MW üzerinde, Amerika ise 61.000 MW’tan fazla kurulu güce sahip. Avrupa lideri Almanya sadece geçen yıl 3.238 MW santrali işletmeye aldı. Toplam kurulu gücü 34.250 MW’ı aştı. Danimarka’nın 2020 hedefi enerji ihtiyacının tamamını rüzgardan karşılamak. Dünya yenilenebilir enerjiyi birincil enerji kaynakları arasına alıyor. Türkiye’nin de izlemesi gereken yol budur.
•Sizce rüzgara yeteri kadar yatırım yapılıyor mu?
Rüzgarda yeni müracaatlar 2015 yılında alınmaya başlayacak. 1.500 kadar ölçüm istasyonu kurulduğunu biliyoruz. Bu da gösteriyor ki oldukça yüksek bir başvuru ile karşılaşacağız. Bugünkü toplam kurulu gücümüz 3.424 MW. Bu yıl inşası devam eden 39 RES’in toplam gücü 1.162 MW’ı buluyor. Lisanslı RES’lerin toplam gücü ise 164 proje ile 5.385 MW.
Bunlarla birlikte 2023 yılı hedefimiz için yeterli değil. Daha fazla yatırıma ihtiyaç var. Ülkemizin rüzgar potansiyelini yatırımcıya doğru anlatacağımız etkinliklerin çoğalması gerekiyor. TÜREB’in bu konudaki başarılı çalışmalarını destekliyoruz. Bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilecek TÜREK kongresine yerli ve yabancı birçok yatırımcı geliyor. Ardından 2015 ve 2016’da yapılacak iki büyük kongre daha olacak. Bu kongrelerde yatırımcılar ile bağlantı kurma olanağı doğuyor.
•Son dönemde yaşanan lisans iptallerinin piyasalara etkisi ne oldu? Sizce uzun vadede yatırımları etkiler mi?
Türkiye’de güçlü ve istikrarlı bir ekonomi var. Yatırımcı daha çok bunu gözlemliyor. Krizlerden minimum düzeyde etkilendiğimizi görüyor. Bu nedenle şu anda yatırımları etkileyecek ölçüde bir etki oluşmadı. Zaten lisans iptalleri ile ilgili EPDK ve Bakanlık’ta bazı çalışmalar yapılıyor.  Uzun vadede yatırımları etkilememesi için Türkiye’nin istikrar ortamının özellikle yabancı yatırımcıya iyi anlatılması gerektiğini düşünüyoruz.
•Yatırım yapacak yerli ve yabancı firmalara tavsiyeleriniz nelerdir? 
Avrupa’da karasal rüzgar pazarı belli bir doygunluğa ulaştı. Türkiye bu konuda daha yolun başında ve verimli rüzgar alanları var. Devlet teşvikleri ve 10 yıl boyunca alım garantisi yatırımı cazip hale getiriyor. Yatırım geri dönüşleri Avrupa’ya göre daha kısa sürede gerçekleşiyor. Son dönemlerde yapılan kongreler, fuarlar ile Türkiye rüzgarı dünyaya tanıtılıyor. Türkiye’deki rüzgar gelişmelerini yakından takip etmelerini öneriyorum. Yabancı yatırımcı ilgisine baktığımızda sanırım takip ediyorlar da.
•Yenilenebilir enerjinin temiz ve dışa bağımlılığımızı azaltacak bir üretim olduğunu acaba yeteri kadar halka anlatamıyor muyuz? Zaman zaman tepkiler oluşuyor? Neler yapılmasını önerirsiniz? 
Maalesef halkımız yeterli bilgiye sahip değil. Bu nedenle etraftan yükselen seslere çabuk kapılıp tepki veriyorlar. Rüzgar santralleri kurulmadan önce bilgilendirici toplantılar düzenleniyor. Halkın merak ettiği sorular cevaplanıyor. Temiz bir kaynak olduğunu biliyorlar aslında. Onların bilmediği şey rüzgar santrallerinin kuşlara zarar vermeyeceği, hastalık yapmayacağı, tarımı engellemeyeceği… Tepkilerin en aza indirilmesi için, bu bilgilerin o bölgelerde yaşayan insanlara anlatılması gerekli. Bu konuda iş medyaya düşüyor.
•Türek organizasyonunun bu yıl üçüncüsü yapılıyor. İki yıldır komite başkanlığını yürüttüğünüz kongrenin sektöre katkıları nedir? 
TÜREK Türkiye’de ilk defa sadece rüzgar enerjisini içeren bir kongre olma özelliği taşıyor. Üç yıl öncesine kadar enerji kongrelerinin içinde rüzgara ayrılan bir oturumda tartışılıyordu. Şimdi ise sadece rüzgar için süren kongreler düzenliyoruz. Bu gelişmeleri görmek sevindirici. Yatırımların artması, istihdamın çoğalması için bu tür kongrelere ihtiyaç var. Dünyadaki gelişmeler, yenilikler bu kongrelerde takip ediliyor. Yeni iş birliklerinin temeli buralarda atılıyor. Sorunlar tartışılıyor ve en önemlisi kamu ile özel sektör birebir görüşme fırsatı buluyor.
•Eklemek istediğiniz başka bir şey var mı?
Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB), Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliği (EWEA) ve Küresel Rüzgar Enerjisi Konseyi (GWEC) iş birliği ile organize edilen, benim de kongre başkanlığını üstlendiğim, Kıtalar arası Rüzgar Enerjisi Kongresi 30 Mart- 2 Nisan 2015 tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirilecek. Kıtalar arası rüzgar potansiyelini konuşmak, Türkiye rüzgarını dünyaya tanıtmak ve Türkiye’nin gelecek dönemdeki rüzgardaki rolünü değerlendirmek üzere yapılacak bu kongrenin yatırımları olumlu yönde etkileyeceğini düşünüyoruz.
Aynı zamanda Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi başkanlığını da yürütüyorum. 23. Dünya Enerji kongresinin de 2016 yılında İstanbul’da yapılacağını hatırlatmak isterim. Bu sevindirici iki proje, Türkiye’nin tanıtımının yanında, İstanbul şehrine de önemli ekonomik katkılar sağlayacak diye düşünüyoruz.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Trendler

Exit mobile version