HUSUM WIND fuarında, ana panelin konusu ‘Rüzgar enerjisi ile yeni katma değer yaratmak’ idi. ENERCON CEO’su Momme Janssen, rüzgar enerjisi sektörünün ekonomik refahı ile yenilenebilir enerjilerin yerel genişlemesi arasındaki ilişkiyi vurguladığı profili yüksek panelde şunları söyledi:
“İşleyen bir iç piyasa olmadan Almanya’da başarılı imalatçı, tedarikçi ya da proje geliştiricisi olamaz”
Janssen’in sözleri, yaklaşık 150 sektör uzmanının alkışlarıyla karşılandı. ENERCON CEO’su, rüzgar enerjisi sektörünün küresel enerji geçişini ileriye taşıyacak ihraç edilebilir yenilikler geliştirmesi için iç pazarın da temel ön koşul olduğunu ekledi. Schleswig-Holstein Ekonomik İşler Bakanı (FDP ) Dr. Bernd Buchholz, rüzgar enerjisi için daha iyi çerçeve koşulları sağlamak için eyalet politikacıları tarafından yürütülen sıkı çalışmayı vurguladı. Momme Janssen ve Alman Rüzgar Enerjisi Birliği (BWE) Başkanı Hermann Albers, Schleswig-Holstein’ın arazi tespiti ve onay süreçleri bakımından kaydettiği ilerlemeyi takdir etti. Aynı zamanda, tüm panelistler, örneğin endüstriyel süreçlerin elektrifikasyonu için yeşil enerjiye yönelik muazzam talebi karşılayabilmek için Almanya’nın ülke çapındaki çabalarını hızlı ve önemli ölçüde artırması gerektiğini açıkça ifade ettiler.
BWE Başkanı Hermann Albers, sanayinin yeniden organizasyonunun, örneğin yeşil enerjinin kullanımı yoluyla Almanya’da sanayi alanında katma değer üretilecek yeni bir zeminin ortaya çıkmasının, yenilenebilir enerjiye yapacağı katkıya olan güvenini dile getirdi. Bununla birlikte, bunun, politikacıların enerji dönüşümünde anahtar oyuncu olarak, temiz enerjiye dair net vaatte bulunmasını gerektirdiğini ekledi. Böylelikle, BWE, federal seçimlerden önceki son büyük sanayi etkinliği olan Husum’u başarıyla geçti. Etkinlik, rüzgar enerjisi sektöründen 80 firmanın, kurum ve kuruluşun temel politik taleplerinin aktarıldığı bir sahaya dönüştü.
Enercon etkinliğe önemli katkılarda bulundu. Momme Jansen şunları ifade etti: “Önemli olan, hızlandırılmış bir yeniden başlangıç ve yatırım güvenliği ile rüzgar enerjisi için plan yapma kabiliyetine sahip politik bir ortam. Almanya’da yatırım dostu bir iklim, yeni katma değerin yaratılması ve kabulü için bir ön koşuldur.”
Jansen, Almanya’da 2017 yılından sonra rüzgar enerjisindeki çöküşe benzer şekilde, politik ortamın neden olabileceği dalgalanmalara karşı uyarıda bulundu: “Hiçbir sektör böyle bir güçlüğü kaldıramaz. Onay süreci ve büyüme oranlarıyla ilgili söyleyebileceğimiz mottomuz: “Az karmaşa, yüksek hız!”
