Connect with us

Genel

Türkiye’nin 2019 yılı enerji yatırımı perspektifi

Published

on

Türkiye’nin 2019’da elektrikteki kurulu gücünün yüzde 5 artarak 94 bin 760 megavata çıkacağı ve doğal gaz santrallerinin toplam elektrik üretimindeki payının yüzde 29’a gerileyeceği öngörülüyor.

Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlanan, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Strateji ve Bütçe Başkanlığınca hazırlanan 2019 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’na göre, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarını mümkün olan en üst düzeyde değerlendiren, nükleer teknolojiyi kullanmayı öngören, ekonominin enerji yoğunluğunu azaltmayı destekleyen, israfı ve enerjinin çevresel etkilerini asgariye indiren, Türkiye’nin uluslararası enerji ticaretindeki stratejik konumunu güçlendiren rekabetçi bir enerji sektörüne ulaşılması temel amaçlar olarak belirlendi.

Bu amaçlar çerçevesinde, elektrikte arz güvenliğinin izlenmesi ve gerekli önlemlerin alınması için kamu santrallerindeki rehabilitasyon yatırımlarına devam edilecek. Acil durumlarda arz güvenliğine katkı sağlayacak santrallerin kurulması sağlanacak.

Elektrik kurulu gücü ve yenilenebilir enerji kaynaklarının oranının artırılması için biner megavatlık iki yeni güneş ve karasal rüzgar Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları’ndan (YEKA) en az birinin yarışması yapılacak. Ayrıca devam eden yatırımlarla hidroelektrik kurulu gücü 30 bin megavat seviyesine çıkarılacak.

Kuzey Marmara Doğal Gaz Depolama Tevsii (Faz 3) Projesi kapsamında deniz platformlarının inşa edilmesi ve kuyu sondajlarının yapılması sürecek.

Tuz Gölü Doğal Gaz Yer Altı Depolama Projesi kapsamında altı adet kavernada eritme ve ilk gaz dolum çalışmaları devam edecek. Ayrıca, genişletme çalışmaları kapsamında projenin kapasite artırım kısmına yönelik sözleşme imzalanarak eritme öncesi yüzey işlemlere ait çalışmalara başlanacak.

Türkiye’nin 2019’da toplam elektrik üretim ve tüketiminin 317 milyar kilovatsaat olması ve kişi başı elektrik tüketiminin 3,8 kilovatsaate yükselmesi, elektrik santrallerinin toplam kurulu gücünün ise yaklaşık yüzde 5 artarak 94 bin 760 megavata çıkarılması öngörülüyor.

Ayrıca doğal gaz santrallerinin toplam elektrik üretimindeki payının yüzde 29’a gerileyeceği, yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretiminin toplam elektrik üretimindeki payının da yüzde 33,3’e çıkacağı tahmin ediliyor.

Nükleer enerji alanındaki faaliyetlerin güvenli ve emniyetli bir şekilde yürütülmesini teminen yapılacak düzenlemeler kapsamında, radyasyondan korunma, atık güvenliği, nükleer ve radyoaktif kaynakların emniyeti ile nükleer güvence konularında ikincil mevzuat düzenlemeleri yapılacak.

Yerli kömür kaynaklarının elektrik enerjisi üretimindeki payının artırılması için, çevresel hususlar dikkate alınarak Konya-Karapınar/Ayrancı, Eskişehir-Alpu, Kahramanmaraş-Afşin/Elbistan C/D, Afyonkarahisar-Dinar ve Ankara-Çayırhan’da birer adet termik santral kurulmasına yönelik çalışmalar gerçekleştirilecek.

Enerji sektöründe yerlileşmeye ilişkin çalışmalar kapsamında, yerli imalat kullanım şartı içeren 2 bin 200 megavat kapasiteli iki adet YEKA yarışması gerçekleştirilecek. Ayrıca nükleer güç santrali projelerinde yerli katkının artırılmasına yönelik çalışmalar devam edecek.

Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı çerçevesinde enerji tasarruf potansiyelinden faydalanılması amacıyla düzenlemeler yapılacak. Bu kapsamda sektörel bazda enerji verimliliği potansiyellerinin belirlenmesi çalışmaları yürütülecek. Tasarruf potansiyeli yüksek sektörlerde enerji verimliliğinden faydalanılması bakımından mevzuat hazırlık çalışmaları gerçekleştirilecek.

Yüksek verimli elektrik motorlarına geçiş süresince, KOBİ’lerde Enerji Verimli Motorların Teşvik Edilmesi kapsamında 5 adet Organize Sanayi Bölgesi’nde elektrik motorları dönüşüm programı uygulanacak. Sanayide kullanılan verimsiz motorlarla ilgili piyasa dönüşümünü sağlamaya yönelik örnek uygulamalar ve finans mekanizmaları geliştirilecek. Konuyla ilgili gerekli mevzuat düzenlemeleri yapılacak ve farkındalık artırılacak.

Kaya gazı ve kömür yataklarındaki metan gazı envanterinin hazırlanması amacıyla, 2018-2020 yıllarında yapılması planlanan sondajlardan üçünün yapımına devam edilecek ve yapılan sondajların değerlendirme çalışmaları sürdürülecek.

Türkiye ekonomisi için temel ve kritik olan madenler belirlenecek. Ulusal Hammadde Strateji Belgesi çalışmaları sonuçlandırılacak ve tedarik stratejileri konusunda çalışmalarda bulunulacak.

Petrol ve doğal gaz aramaları başta denizlerde olmak üzere hızlandırılarak sürdürülecek. Bu amaçla, enerji arz güvenliğinin artırılması ve doğal kaynakların ekonomiye kazandırılması amacıyla, başta denizlerde olmak üzere yurt içi ve yurt dışı petrol ve doğal gaz arama faaliyetleri yoğunlaştırılacak.

Maden arama ve sondaj çalışmaları hızla devam ettirilerek bulunan rezervler ekonomiye kazandırılacak. Türkiye’nin maden potansiyelinin ortaya konulması amacıyla sürdürülen arama faaliyetlerine devam edilecek ve bilinen ekonomik olarak işletilebilir rezervlerin ekonomiye kazandırılması amacıyla yeni iş modelleri ve finansman mekanizmalarının geliştirilmesine yönelik çalışmalar yürütülecek.

Bor başta olmak üzere, madenler işlenip yüksek katma değerli ürünlere dönüştürülecek ve uluslararası piyasalara sunulacak. Madenlerden elde edilen işlenmiş ürün çeşitliliği ve üretim kapasiteleri artırılacak. Nihai ürün üretiminde yeni iş modelleri geliştirilecek ve bu alanda Ar-Ge faaliyetleri desteklenecek. (Kaynak: milliyet.com.tr)

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 

Genel

DÜRED Başkanı Murat Durak, deniz üstü rüzgardaki gelişmeleri REIA 2023’te değerlendirecek

Published

on

By

Yenilenebilir enerjinin her alanından Avrupa’daki geliştiriciler, yatırımcılar, finansörler, mali danışmanlar, sektör uzmanları ve brokerları buluşturan Yenilenebilir Enerji Yatırım ve Varlık Yönetimi Konferansı – Renewable Energy Investment & Asset Management Conference (REIA 2023), 30 Kasım – 1 Aralık tarihleri arasında Yunanistan’da düzenleniyor.

Avrupa yenilenebilir enerji sektöründeki son gelişmelerin ele alınacağı konferansın konuşmacıları arasında, Denizüstü Rüzgar Enerjisi Derneği (DÜRED) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Murat Durak yer alıyor. Murat Durak’ın konuşacağı “Blowin in the wind: Investing İn Offshore And Floating Wind” Oturumu, konferansın ikinci gününde saat 13:35’te başlıyor.

REIA 2023’te, deniz üstü rüzgar enerjisindeki yatırımların ele alınacağı oturumla ilgili şu açıklama yer alıyor: “Açık deniz rüzgar potansiyelinin %80’i, 60 metreden daha derin sularda bulunuyor ve bu da sınırlı arazi alanına sahip ülkelerde yüzen türbinlere olan ihtiyacı artırıyor. Yüzen rüzgar enerjisi endüstrisi, Avrupalı ​​şirketlerin öncülüğünde 2022 yılı sonuna kadar planlanan 48 GW kapasiteyle hızla genişliyor. Avrupa’nın 2030 yılına kadar 10 GW, 2050 yılına kadar ise 264 GW yüzer açık deniz rüzgarı üretmesi planlanıyor. Yalnızca Birleşik Krallık, yüzer rüzgar projelerine 60 milyon sterlinin üzerinde yatırım yapıyor. Almanya, Türkiye, Portekiz, İspanya ve diğerleri iddialı offshore rüzgar hedeflerini takip ediyor. Zorluklar arasında yeni bir tedarik zinciri ve liman altyapısı oluşturulması yer alıyor. Avrupa, 2022’de rüzgara 17 milyar Euro yatırım yaparak yıllık hedefinin gerisinde kaldı. Yüzen açık deniz rüzgarı gelecek; ancak potansiyelini gerçekleştirmek için önemli altyapı yatırımlarına ihtiyaç var.”

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Continue Reading

Genel

WindEurope: Türkiye, Marmara Denizi’nde 2,5 GW’lık offshore proje için BAE’li geliştirici ile müzakere ediyor

Published

on

By

WindEurope CEO’su Giles Dickson’ın Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi’ne katılmasının ardından dernek, Türkiye ile ilgili önemli bir değerlendirme paylaştı. Rüzgar enerjisinde Avrupa’nın Çin’e olan bağımlılığını azaltmak için Türkiye formülünün sunulduğu açıklamada, Türkiye rüzgar enerjisi sektöründen ve hükümetin rüzgardaki politikalarından oldukça olumlu bahsedilirken, Türkiye’nin yanlış yapma riski taşıdığı önemli bir konuda uyarı yapıldı.

Türkiye’nin tamamı karada olmak üzere 12 GW kurulu rüzgâr gücüyle elektriğinin %11’ini rüzgardan üreten bir ülke olarak, kurulu gücüne 2035 yılına kadar 3 GW’ı offshore rüzgar olmak üzere 28 GW daha eklemek istediği bilgisinin paylaşıldığı değerlendirmede, “Bunun için gerekli projeler de mevcut. Geliştirilmekte olan 26 GW’lık kara rüzgâr projesi var” dendi. Önemli bir bilginin yer aldığı değerlendirmede, hükümetin Marmara Denizi’nde 2,5 GW’lık offshore rüzgar için BAE merkezli bir geliştirici ile mutabakat anlaşması müzakere ettiği belirtildi.

Tedarik zincirlerini desteklemeye devam etmeli

“Türkiye’nin rüzgar tedarik zinciri güçlenmeye devam ediyor” başlıklı değerlendirmede, Türk rüzgar endüstrisinin büyük hedeflerinin olduğu ve hükümetin özellikle Türkiye’nin enerji bağımsızlığını güçlendirmek için çok daha fazla rüzgar enerjisi istediği belirtilirken; Türkiye’nin ihaleleri doğru yapması gerektiği ve tedarik zincirlerini desteklemeye devam etmesi gerektiği vurgulandı.

Avrupa rüzgâr enerjisi tedarik zincirinin önemli bir parçası

Tüm bu yeni kapasiteyi inşa etmenin sadece enerji güvenliği için değil; aynı zamanda sanayi için de iyi bir politika olduğu değerlendirmesinin yapıldığı açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: “Türkiye halihazırda güçlü bir rüzgar enerjisi tedarik zincirine sahip. İzmir çevresinde kule, kanat, redüktör ve jeneratör üreten 13 fabrika var. Ürettiklerinin %80’i, çoğu Avrupa ülkeleri olmak üzere ihraç ediliyor. Bu da Türkiye’yi daha geniş Avrupa rüzgâr enerjisi tedarik zincirinin önemli bir parçası haline getiriyor. Büyüme için geniş bir alanı da var. Çandarlı limanı çevresindeki daha fazla genişleme, Türk endüstrisini bir sonraki seviyeye taşıyabilir. Bu da daha fazla ekonomik kalkınma ve yerel istihdam anlamına gelecektir.”

Avrupa’nın Çin’e olan bağımlılığını azaltmak için Türkiye formülü

Tüm bunların yanı sıra, Türkiye’nin rüzgâr türbinlerindeki sabit mıknatıslarda kullanılan nadir toprak elementleri açısından büyük rezervlere sahip olduğunun vurgulandığı açıklamada, bundan faydalanmanın Avrupa’nın bu malzemeler için Çin’e olan büyük bağımlılığını azaltmaya yardımcı olacağı dile getirildi. Açıklamada, Türkiye’nin rüzgar türbini kanatlarında kullanılan cam elyafı da işlediğine dikkat çekilerek, “Bunu daha fazla yapabilirler ve bu da cam elyafı konusunda Çin’e olan bağımlılığımızı azaltmaya yardımcı olacaktır” ifadeleri kullanıldı.

Türkiye’nin yanlış yapma riski taşıdığı bir şey var!

Önemli bir uyarının yer aldığı değerlendirmede, Türk hükümetinin rüzgâr enerjisinin yaygınlaşmasını desteklemek için pek çok iyi şey yaptığı ancak yanlış yapma riski taşıdıkları bir şeyin olduğu, şu ifadelerle paylaşıldı: “Her MW’lık yeni rüzgar enerjisi kapasitesinin bir MW’lık yeni depolama kapasitesi ile eşleştirilmesini istiyorlar. Bu ‘%100 depolama’ başka hiçbir ülkede yok. Batarya fabrikaları için sipariş yaratmak isteyenler bile sadece %20 depolama yapıyor. Bu, Türkiye için de çok daha makul bir rakam olacaktır.”

“AB, Türkiye’nin sunabileceklerini kucaklamalıdır”

Açıklamada görüşleri paylaşılan WindEurope CEO’su Giles Dickson, “Türkiye, Avrupa rüzgar enerjisi tedarik zincirinde merkezi bir rol oynuyor. Pek çok bileşen üretiyorlar ve bunların çoğunu AB’ye ihraç ediyorlar. Rüzgar enerjilerini ve tedarik zincirlerini büyük ölçüde genişletmek istiyorlar. Harika. Daha da iyisi, Avrupa’nın rüzgar türbinlerinin ihtiyaç duyduğu nadir toprak yataklarına sahipler. AB, Türkiye’nin rüzgâr enerjisi alanında sunabileceklerini kucaklamalıdır” ifadelerini kullandı.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Continue Reading

Genel

Enercon’da CEO değişimi: Udo Bauer, 1 Ocak’ta görevi devralıyor

Published

on

By

Enercon CEO’su Dr. Jürgen Zeschky, firmanın tek hissedarı olan Aloys Wobben Vakfı’nın Yönetim Kurulu’na katılıyor. Enercon COO’su Udo Bauer, 1 Ocak 2024 tarihinden itibaren Enercon CEO’su olarak Dr. Jürgen Zeschky’nin yerine geçiyor.

Çeşitli sektörlerde uzun yıllara dayanan tecrübesiyle geçtiğimiz yıl Enercon’daki COO alanını oldukça başarılı bir şekilde geliştiren Udo Bauer, 2024 yılının başından itibaren şirketin yönetimle ortak geliştirilen stratejik yönetimine devam edecek. Udo Bauer’den boşalacak COO görevini ise, Enercon’da Küresel Satın Alma ve Tedarik Hattı Yönetimi’nden sorumlu olan ve bu nedenle deneyimlerini yeni görevine en iyi şekilde katabilecek Heiko Juritz üstlenecek. Udo Bauer’in vekili olarak Heiko Juritz, 1 Ocak’tan itibaren şirketin yeni COO’su olarak görev yapacak.

Şirket tarafından duyurulan gelişmede görüşlerine yer verilen Aloys Wobben Vakfı Başkanı Heiko Janssen, konuyla ilgili şu değerlendirmede bulunuyor: “CEO pozisyonundaki bu değişiklikle, Enercon için kendimize koyduğumuz hedeflere ulaşmak için gerekli olan sürekliliği sağlıyoruz. Dr. Zeschky’ye, şirket üzerinde birçok açıdan kalıcı bir olumlu etki yarattığı son birkaç yıldaki kişisel bağlılığı için teşekkür etmek istiyoruz. Her ne kadar 2023 sonuçları hala krizin etkilerini taşıyor olsa da yeni siparişler karlı ve başarıya giden yol açık. Dr. Zeschky’nin farklı bir rolde Enercon’un geleceğini şekillendirmeye yardımcı olmaya devam edecek olmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Sayın Udo Bauer ile CEO pozisyonu için deneyimli ve uluslararası bir yönetici kazandık; gelecekte Enercon ekibiyle birlikte başarıya giden bu yolu izlemeye devam edeceği için çok mutluyum.”

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Continue Reading

Trendler

Copyright © 2011-2018 Moneta Tanıtım Organizasyon Reklamcılık Yayıncılık Tic. Ltd. Şti. - Canan Business Küçükbakkalköy Mah. Kocasinan Cad. Selvili Sokak No:4 Kat:12 Daire:78 Ataşehir İstanbul - T:0850 885 05 01 - info@monetatanitim.com